|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
serbest bırakma |
release i.
|
|
Release may be conditioned by guarantees to appear for trial.
Serbest bırakılma, mahkemeye çıkma garantisi ile koşullandırılabilir.
More Sentences
|
General |
|
2 |
Genel |
serbest bırakma |
releasing i.
|
|
I'm releasing the prisoners.
Tutukluları serbest bırakıyorum.
More Sentences
|
3 |
Genel |
dışında bırakma |
exclusion i.
|
|
We wholeheartedly support the exclusion of economic operators that have been convicted of offences.
Suçlardan hüküm giymiş müteşebbislerin kapsam dışında bırakılmasını tüm kalbimizle destekliyoruz.
More Sentences
|
|
4 |
Genel |
serbest bırakma |
release i.
|
|
The resolution calls for the release of Yawovi Agboyibo, the opponent of the dictator, General Eyadema.
Karar, diktatör General Eyadema'nın muhalifi Yawovi Agboyibo'nun serbest bırakılması çağrısında bulunuyor.
More Sentences
|
5 |
Genel |
serbest bırakma |
unleashing i.
|
|
Can we really achieve that full employment without unleashing that entrepreneurial talent?
Girişimcilik yeteneğini serbest bırakmadan gerçekten tam istihdamı sağlayabilir miyiz?
More Sentences
|
6 |
Genel |
silah bırakma |
laying down arms i.
|
|
The new peace treaty means dozens of countries laying down arms.
Yeni barış anlaşması onlarca ülkenin silah bırakması anlamına geliyor.
More Sentences
|
7 |
Genel |
özgür bırakma |
release i.
|
|
He ordered them to release the prisoners.
Mahkûmları özgür bırakmalarını emretti.
More Sentences
|
8 |
Genel |
asılı bırakma |
hang i.
|
|
You can't leave me hanging like that!
Beni böyle asılı bırakamazsın!
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
9 |
Ticaret/Ekonomi |
bahşiş bırakma |
tipping i.
|
|
In Japan, tipping is not a custom, as such can be a source of offense.
Japonya'da bahşiş verme geleneği yoktur, bu rencide edici olabilir.
More Sentences
|
10 |
Ticaret/Ekonomi |
işi bırakma zamanı |
quitting time i.
|
|
It's quitting time.
İşi bırakma zamanı.
More Sentences
|
Law |
|
11 |
Hukuk |
cezasız bırakma |
impunity i.
|
|
Europe must make it clear to Deby that he cannot break his word with impunity.
Avrupa, Deby'ye sözünü cezasız bırakamayacağını açıkça ifade etmelidir.
More Sentences
|
Technical |
|
12 |
Teknik |
serbest bırakma |
release i.
|
|
I hope it will soon be followed by the release of Burma's remaining political prisoners.
Umarım bunu Burma'nın geri kalan siyasi tutuklularının serbest bırakılması takip eder.
More Sentences
|
Common Usage |
|
13 |
Yaygın Kullanım |
maruz bırakma |
exposure i.
|
|
14 |
Yaygın Kullanım |
açıkta bırakma |
exposure i.
|
|
General |
|
15 |
Genel |
yalnız bırakma |
isolation i.
|
|
16 |
Genel |
mecalsiz bırakma |
enfeeblement i.
|
|
17 |
Genel |
sigarayı bırakma |
smoking cessation i.
|
|
18 |
Genel |
şansa bırakma |
hazarding i.
|
|
19 |
Genel |
serbest bırakma |
emancipation i.
|
|
20 |
Genel |
serbest bırakma |
discharge i.
|
|
21 |
Genel |
kimyevi etkiye maruz bırakma |
entreating i.
|
|
22 |
Genel |
bırakma (tortu) |
deposition i.
|
|
23 |
Genel |
bırakma (birine bir şeyi) |
settlement i.
|
|
24 |
Genel |
yönetimi bırakma |
cession of administration i.
|
|
25 |
Genel |
miras bırakma |
legating i.
|
|
26 |
Genel |
yoksun bırakma |
divestiture i.
|
|
27 |
Genel |
sigarayı bırakma |
kicking the habit i.
|
|
28 |
Genel |
dermansız bırakma |
enfeebling i.
|
|
29 |
Genel |
mecalsiz bırakma |
enfeebling i.
|
|
30 |
Genel |
kefaletle serbest bırakma |
parole i.
|
|
31 |
Genel |
dermansız bırakma |
enfeeblement i.
|
|
32 |
Genel |
açıkta bırakma |
exposure i.
|
|
33 |
Genel |
ortada bırakma |
exposure i.
|
|
34 |
Genel |
geri bırakma |
desorption i.
|
|
35 |
Genel |
serbest bırakma |
emancipation i.
|
|
36 |
Genel |
etkisine açık bırakma |
exposure i.
|
|
37 |
Genel |
doğuştan serbest bırakma |
innate releasing i.
|
|
38 |
Genel |
serbest bırakma |
disenthrallment i.
|
|
39 |
Genel |
geri bırakma |
setback i.
|
|
40 |
Genel |
işi bırakma |
walkout i.
|
|
41 |
Genel |
kullanım dışı bırakma |
condemnation i.
|
|
42 |
Genel |
hamile bırakma |
impregnation i.
|
|
43 |
Genel |
enerji bırakma nispeti |
energy release rate i.
|
|
|
44 |
Genel |
serbest bırakma tarihi |
release date i.
|
|
45 |
Genel |
vurarak iz bırakma |
welting i.
|
|
46 |
Genel |
bırakma belgesi (birine bir şeyi) |
settlement i.
|
|
47 |
Genel |
güneşe maruz bırakma |
insolation i.
|
|
48 |
Genel |
serbest bırakma |
enfranchising i.
|
|
49 |
Genel |
kansız bırakma |
exsanguinating i.
|
|
50 |
Genel |
kendini bırakma |
abandon i.
|
|
51 |
Genel |
yoksun bırakma |
divestment i.
|
|
52 |
Genel |
vasiyetle bırakma |
legating i.
|
|
53 |
Genel |
dışında bırakma |
excepting i.
|
|
54 |
Genel |
serbest bırakma |
extrication i.
|
|
55 |
Genel |
boşluk bırakma |
marginal release i.
|
|
56 |
Genel |
serbest bırakma |
liberation i.
|
|
57 |
Genel |
serbest bırakma |
laissez faire i.
|
|
58 |
Genel |
serbest bırakma |
enfranchisement i.
|
|
59 |
Genel |
oksijensiz bırakma |
asphyxiating i.
|
|
60 |
Genel |
miras bırakma |
testacy i.
|
|
61 |
Genel |
vasiyet bırakma |
testacy i.
|
|
62 |
Genel |
sonraya bırakma |
adjourning i.
|
|
63 |
Genel |
güneşte bırakma |
insolation i.
|
|
64 |
Genel |
dışında bırakma |
exclusion from i.
|
|
65 |
Genel |
dışta bırakma |
exception i.
|
|
66 |
Genel |
hariç bırakma |
exclusion i.
|
|
67 |
Genel |
eski yerine bırakma |
replacement i.
|
|
68 |
Genel |
gaz pedalını hafifçe bırakma |
tip-out i.
|
|
69 |
Genel |
silah bırakma |
disarmament i.
|
|
70 |
Genel |
karanlıkta bırakma/bırakılma |
black out i.
|
|
71 |
Genel |
yara izi veya sıyrık bırakma |
scarring i.
|
|
72 |
Genel |
bir şeyi bırakma |
disgorgement i.
|
|
73 |
Genel |
miras bırakma |
bequeathing i.
|
|
74 |
Genel |
silah bırakma |
capitulation i.
|
|
75 |
Genel |
silah bırakma |
ceasefire i.
|
|
76 |
Genel |
oyun dışı bırakma |
disqualification i.
|
|
77 |
Genel |
silah bırakma |
armistice i.
|
|
78 |
Genel |
serbest bırakma |
disenthralment i.
|
|
79 |
Genel |
istenmeyen bebek bırakma yeri |
baby flap i.
|
|
80 |
Genel |
serbest bırakma |
affranchisement i.
|
|
81 |
Genel |
fidye karşılığı bırakma |
ransoming i.
|
|
82 |
Genel |
fidye alarak serbest bırakma |
ransoming i.
|
|
83 |
Genel |
deri bırakma |
casting i.
|
|
84 |
Genel |
orgazmı güçlendirmek için kendi kendini nefessiz bırakma durumu |
erotic asphyxiation i.
|
|
85 |
Genel |
yeniden maruz bırakma |
re-exposure i.
|
|
86 |
Genel |
yeniden karşı karşıya bırakma |
re-exposure i.
|
|
87 |
Genel |
çıplak bırakma |
nudation i.
|
|
88 |
Genel |
sonraya bırakma |
rejournment [obsolete] i.
|
|
89 |
Genel |
serbest bırakma |
relinquishing i.
|
|
90 |
Genel |
başkasına bırakma |
relinquishing i.
|
|
91 |
Genel |
serbest bırakma |
relinquishment i.
|
|
92 |
Genel |
başkasına bırakma |
relinquishment i.
|
|
93 |
Genel |
(kötü alışkanlığı) tek seferde birdenbire bırakma |
turkey i.
|
|
94 |
Genel |
koşullu miras bırakma |
entailment i.
|
|
95 |
Genel |
yarım bırakma |
unfinishing i.
|
|
96 |
Genel |
bitirmeden bırakma |
unfinishing i.
|
|
97 |
Genel |
şiddetli bir saldırıya maruz bırakma |
banging i.
|
|
98 |
Genel |
hariç bırakma |
baulk [obsolete] [uk] i.
|
|
99 |
Genel |
ayakkabısız bırakma |
excalceation i.
|
|
100 |
Genel |
(haklardan) yoksun bırakma |
exclusionism i.
|
|
101 |
Genel |
emanete bırakma |
betrustment i.
|
|
102 |
Genel |
serbest bırakma |
let-off i.
|
|
103 |
Genel |
araba ile bırakma |
hop i.
|
|
104 |
Genel |
açıkta bırakma |
revealment i.
|
|
105 |
Genel |
açıkta bırakma |
denudation i.
|
|
106 |
Genel |
(yükü) bir kenara bırakma |
deposition [obsolete] i.
|
|
107 |
Genel |
serbest bırakma |
deregulation i.
|
|
108 |
Genel |
birini aşırı derecede etki altında bırakma |
overexposure i.
|
|
109 |
Genel |
(bir deneyime) fazla maruz bırakma |
overexposure i.
|
|
110 |
Genel |
etkisiz bırakma |
override i.
|
|
111 |
Genel |
hükümsüz bırakma |
overruling i.
|
|
112 |
Genel |
(ölüm gibi nedenlerle) yoksun bırakma |
bereaving i.
|
|
113 |
Genel |
parka bırakma |
imparkation i.
|
|
114 |
Genel |
(hayvanları) bahçede bırakma |
imparkation i.
|
|
115 |
Genel |
(hayvanları) parkta bırakma |
imparkation i.
|
|
116 |
Genel |
sorumluluğuna bırakma |
commitment i.
|
|
117 |
Genel |
bağışlardan mahrum bırakma |
disendowment i.
|
|
118 |
Genel |
vatandaşlık haklarından mahrum bırakma |
disenfranchisement i.
|
|
119 |
Genel |
topluluk veya kuruluşun tam katılım haklarından mahrum bırakma |
disenfranchisement i.
|
|
120 |
Genel |
imtiyazdan mahrum bırakma |
disenfranchisement i.
|
|
121 |
Genel |
vatandaşlık haklarından mahrum bırakma |
disenfranchisement i.
|
|
122 |
Genel |
topluluk veya kuruluşun tam katılım haklarından mahrum bırakma |
disenfranchisement i.
|
|
123 |
Genel |
imtiyazdan mahrum bırakma |
disenfranchisement i.
|
|
124 |
Genel |
yoksun bırakma |
disfurniture i.
|
|
125 |
Genel |
serbest bırakma |
disinthrallment i.
|
|
126 |
Genel |
(şişesini sallayarak) ilacın içindeki etken güçleri serbest bırakma |
dynamization i.
|
|
127 |
Genel |
(şişesini sallayarak) ilacın içindeki etken güçleri serbest bırakma |
dynamisation i.
|
|
128 |
Genel |
aciz bırakma |
incapacitation i.
|
|
129 |
Genel |
hükümsüz bırakma |
inexecution i.
|
|
130 |
Genel |
kullanımı bırakma |
disusage [obsolete] i.
|
|
131 |
Genel |
kenar boşluğu bırakma |
margination i.
|
|
132 |
Genel |
kısa süreliğine eşya bırakma |
drop-off i.
|
|
133 |
Genel |
kendini maruz bırakma |
incurrence i.
|
|
134 |
Genel |
sürüncemede bırakma |
cunctation i.
|
|
135 |
Genel |
denetimli serbest bırakma |
correctional rehabilitation i.
|
|
136 |
Genel |
kefalet ile serbest bırakma |
correctional rehabilitation i.
|
|
137 |
Genel |
yoksun bırakma |
divesture i.
|
|
138 |
Genel |
tükenmişlik yüzünden işi bırakma |
flame-out i.
|
|
139 |
Genel |
aniden bırakma |
flame-out i.
|
|
140 |
Genel |
egemenliği çabucak bırakma |
scuttle i.
|
|
141 |
Genel |
bırakma noktası |
sear [obsolete] i.
|
|
142 |
Genel |
kendini bırakma |
self-neglect i.
|
|
143 |
Genel |
kendini bırakma |
self-surrender i.
|
|
144 |
Genel |
serbest bırakma |
freeing i.
|
|
145 |
Genel |
aniden serbest bırakma |
snap i.
|
|
146 |
Genel |
serbest bırakma |
solution [obsolete] i.
|
|
147 |
Genel |
şüpheyi kenara bırakma |
suspension of disbelief i.
|
|
148 |
Genel |
devre dışı bırakma |
override i.
|
|
149 |
Genel |
iş bırakma eylemine katılmak |
strike f.
|
|
150 |
Genel |
bırakma sonrası |
postquit s.
|
|
151 |
Genel |
yoksun bırakma anlamı veren ön ek |
dis- ök.
|
|
Phrases |
|
152 |
İfadeler |
kürek çekmeye hazırlanma veya kürek çekmeyi bırakma için verilen bir komut |
oars ünl.
|
|
153 |
İfadeler |
kibarlığı elden bırakma |
mind your manners expr.
|
|
Proverb |
|
154 |
Atasözü |
bugünün işini yarına bırakma |
never put off till tomorrow what you can do today
|
|
155 |
Atasözü |
bugünün işini yarına bırakma |
no time like the present
|
|
156 |
Atasözü |
bugünün işini yarına bırakma |
a stitch in time saves nine
|
|
157 |
Atasözü |
bugünün işini yarına bırakma |
don't put off for tomorrow what you can do today
|
|
158 |
Atasözü |
tedbiri elden bırakma anlamında bir atasözü |
forewarned is forearmed
|
|
159 |
Atasözü |
bugünün işini yarına bırakma |
there's no time like the present
|
|
160 |
Atasözü |
bugünün işini yarına bırakma (?) |
one today is worth two tomorrows
|
|
161 |
Atasözü |
bugünün işini yarına bırakma |
never put off until tomorrow what you can do today.
|
|
162 |
Atasözü |
bugünün işini yarına bırakma |
never put off until tomorrow
|
|
Colloquial |
|
163 |
Konuşma Dili |
içkiyi bırakma sonucu oluşan hezeyan hali |
the bats i.
|
|
164 |
Konuşma Dili |
bırakma/pes etme noktası getirmek |
make someone feel like giving up f.
|
|
165 |
Konuşma Dili |
kendini bırakma |
stay with me expr.
|
|
166 |
Konuşma Dili |
söylediklerini uygula lafta bırakma |
put your money where your mouth is expr.
|
|
167 |
Konuşma Dili |
beni habersiz bırakma |
write if you get work [old-fashioned] expr.
|
|
168 |
Konuşma Dili |
beni habersiz bırakma |
wiygw (write if you get work) expr.
|
|
169 |
Konuşma Dili |
peşini bırakma |
keep in there expr.
|
|
170 |
Konuşma Dili |
beni yalan söylemek zorunda bırakma |
ask me no questions, (and) I'll tell you no lies expr.
|
|
171 |
Konuşma Dili |
beni yalan söylemek zorunda bırakma |
ask me no questions, I'll tell you no lies expr.
|
|
172 |
Konuşma Dili |
düzenli işini bırakma |
don't quit the day job expr.
|
|
173 |
Konuşma Dili |
kendini bırakma |
hang on in there expr.
|
|
Idioms |
|
174 |
Deyim |
imzasını bırakma |
left one's calling card i.
|
|
175 |
Deyim |
kimliğine dair izler bırakma |
left one's calling card i.
|
|
176 |
Deyim |
işi sürüncemede bırakma politikası |
fabian policy i.
|
|
177 |
Deyim |
sürüncemede bırakma |
long finger i.
|
|
178 |
Deyim |
savaşı/şiddeti bırakma |
swords to plowshares i.
|
|
179 |
Deyim |
tamamen geride bırakma |
clean break i.
|
|
180 |
Deyim |
yüzüstü bırakma |
deserting a sinking ship i.
|
|
181 |
Deyim |
yüzüstü bırakma |
leaving a sinking ship i.
|
|
182 |
Deyim |
savaşı bırakma/bitirme |
swords into ploughshares i.
|
|
183 |
Deyim |
savaşı bırakma/bitirme |
swords into plowshares i.
|
|
184 |
Deyim |
savaşı bırakma/bitirme |
swords to ploughshares i.
|
|
185 |
Deyim |
savaşı bırakma/bitirme |
swords to plowshares i.
|
|
186 |
Deyim |
grevdeki işçilerle dayanışmak için iş bırakma eylemi yapmak |
come out in sympathy with f.
|
|
187 |
Deyim |
iş bırakma eylemi yapmak |
down tools f.
|
|
188 |
Deyim |
iş bırakma eylemi yapmak |
lay down tools f.
|
|
189 |
Deyim |
iş bırakma eylemi yapmak |
down tools [uk] f.
|
|
190 |
Deyim |
hiçbir işi yarım bırakma |
never do things by halves f.
|
|
191 |
Deyim |
beni yalan söylemek zorunda bırakma |
ask me no questions I'll tell you no lies expr.
|
|
192 |
Deyim |
beni yalan söylemek zorunda bırakma |
ask no questions and hear no lies expr.
|
|
193 |
Deyim |
düzenli işini bırakma |
don't quit your day job expr.
|
|
194 |
Deyim |
düzenli işini bırakma |
don't give up your day job expr.
|
|
195 |
Deyim |
tiyatroda grevi bırakma |
the ghost walks expr.
|
|
Speaking |
|
196 |
Konuşma |
beni bırakma |
don't leave me expr.
|
|
197 |
Konuşma |
beni burada yalnız bırakma |
don’t leave me alone here expr.
|
|
198 |
Konuşma |
beni burada bir başıma bırakma! |
don't leave me here by myself! expr.
|
|
199 |
Konuşma |
beni burada bırakma |
don't leave me here expr.
|
|
200 |
Konuşma |
beni yalnız bırakma |
don’t leave me alone expr.
|
|
201 |
Konuşma |
beni yalnız bırakma |
don't leave me alone expr.
|
|
202 |
Konuşma |
beni bırakma |
don’t leave me expr.
|
|
203 |
Konuşma |
bizi burada bırakma |
don't leave us here expr.
|
|
204 |
Konuşma |
bırakma! |
don't give up the ship! expr.
|
|
205 |
Konuşma |
beni yüzüstü bırakma |
don't disappear on me expr.
|
|
206 |
Konuşma |
hayal etmeyi asla bırakma |
never stop dreaming expr.
|
|
207 |
Konuşma |
hayal kurmayı sakın bırakma |
never stop dreaming expr.
|
|
208 |
Konuşma |
hiç şansa bırakma |
don't take any chances expr.
|
|
209 |
Konuşma |
elimi bırakma |
don't let go of my hand expr.
|
|
210 |
Konuşma |
hayal kurmayı bırakma |
don't stop dreaming expr.
|
|
211 |
Konuşma |
ellerimi bırakma |
don't let go of my hand expr.
|
|
212 |
Konuşma |
kendini bırakma! |
hang in there! expr.
|
|
213 |
Konuşma |
odanı bir daha dağınık bırakma! |
don't leave your room untidy again! expr.
|
|
214 |
Konuşma |
musluğu açık bırakma |
don't leave the tap running expr.
|
|
215 |
Konuşma |
musluğu açık bırakma |
don't leave the tap on expr.
|
|
216 |
Konuşma |
lütfen beni burada bırakma |
please don't leave me here expr.
|
|
217 |
Konuşma |
ütüyü açık bırakma |
don't leave the iron on expr.
|
|
Trade/Economic |
|
218 |
Ticaret/Ekonomi |
bilanço dışı bırakma |
derecognition i.
|
|
219 |
Ticaret/Ekonomi |
dışta bırakma |
elimination i.
|
|
220 |
Ticaret/Ekonomi |
dalgalanmaya bırakma |
floating i.
|
|
221 |
Ticaret/Ekonomi |
emaneten bırakma |
consignment i.
|
|
222 |
Ticaret/Ekonomi |
hariç bırakma |
exclusion i.
|
|
223 |
Ticaret/Ekonomi |
iş bırakma |
work stoppage i.
|
|
224 |
Ticaret/Ekonomi |
işi bırakma tarihi |
ending date of employment i.
|
|
225 |
Ticaret/Ekonomi |
işi bırakma |
walk-out i.
|
|
226 |
Ticaret/Ekonomi |
iş bırakma eylemi |
work stoppage i.
|
|
227 |
Ticaret/Ekonomi |
iş bırakma eylemi |
strike i.
|
|
228 |
Ticaret/Ekonomi |
iş bırakma eylemi |
strike action i.
|
|
229 |
Ticaret/Ekonomi |
iş bırakma |
strike action i.
|
|
230 |
Ticaret/Ekonomi |
kefaletle serbest bırakma |
parole i.
|
|
231 |
Ticaret/Ekonomi |
kullanım dışı bırakma maliyeti |
cost to retire i.
|
|
232 |
Ticaret/Ekonomi |
mesleği bırakma (emekliye ayrılma vb) |
decommissioning i.
|
|
233 |
Ticaret/Ekonomi |
miras bırakma |
devise i.
|
|
234 |
Ticaret/Ekonomi |
muaf bırakma |
exemption i.
|
|
235 |
Ticaret/Ekonomi |
ortak dalgalanmaya bırakma |
joint floating i.
|
|
236 |
Ticaret/Ekonomi |
on gün sigarayı bırakma planı |
ten day quit smoking plan i.
|
|
237 |
Ticaret/Ekonomi |
rehin bırakma |
hypothecation i.
|
|
238 |
Ticaret/Ekonomi |
sendikanın iznini almadan yapılan geçici işi bırakma |
flash strike i.
|
|
239 |
Ticaret/Ekonomi |
serbest bırakma |
liberation i.
|
|
240 |
Ticaret/Ekonomi |
vasiyetle mal bırakma |
disposition by testament i.
|
|
241 |
Ticaret/Ekonomi |
sessiz (iş) bırakma |
quiet quitting i.
|
|
Law |
|
242 |
Hukuk |
geri bırakma |
adjournal i.
|
|
243 |
Hukuk |
ölürken vasiyetname bırakma |
testacy i.
|
|
244 |
Hukuk |
belirli mal bırakma |
specific bequest i.
|
|
245 |
Hukuk |
belirlenmeyen bir tarihe bırakma |
adjournment sine die i.
|
|
246 |
Hukuk |
bırakma beyanı |
declaration of abandonment i.
|
|
247 |
Hukuk |
bir gerçek veya tüzel kişiyi kötü niyetli olarak yıpratmak amacıyla uzun davalara maruz bırakma |
predatory litigation i.
|
|
248 |
Hukuk |
çıplak bırakma |
stripping naked i.
|
|
249 |
Hukuk |
cismani şiddete maruz bırakma |
battery i.
|
|
250 |
Hukuk |
emaneten bırakma |
consignation i.
|
|
251 |
Hukuk |
geçersiz bırakma |
invalidation i.
|
|
252 |
Hukuk |
gözlerini dağlayarak kör bırakma |
abacination i.
|
|
253 |
Hukuk |
geri bırakma |
adjournment i.
|
|
254 |
Hukuk |
içtimayı geri bırakma |
adjournment of meeting i.
|
|
255 |
Hukuk |
kefaletsiz serbest bırakma |
release without bail i.
|
|
256 |
Hukuk |
kefaletle serbest bırakma |
release on bail i.
|
|
257 |
Hukuk |
mahrum bırakma |
deprivation i.
|
|
258 |
Hukuk |
serbest bırakma |
emancipation i.
|
|
259 |
Hukuk |
tehlikede bulunanları kendi haline bırakma |
abandonment of persons in danger i.
|
|
260 |
Hukuk |
toplantıyı geri bırakma |
adjournment of meeting i.
|
|
261 |
Hukuk |
vasiyet bırakma |
leaving a will i.
|
|
262 |
Hukuk |
vasiyetname bırakma |
testacy i.
|
|
263 |
Hukuk |
vasiyet bırakma |
testacy i.
|
|
264 |
Hukuk |
vasiyetle bırakma |
bequest i.
|
|
265 |
Hukuk |
vasiyetname bırakma |
leaving a will i.
|
|
266 |
Hukuk |
vasiyetle miras bırakma |
devising i.
|
|
267 |
Hukuk |
vasiyetle bırakma |
bequest i.
|
|
268 |
Hukuk |
zorla hamile bırakma |
forced pregnancy i.
|
|
269 |
Hukuk |
zilyetlikten yoksun bırakma |
dispossession i.
|
|
270 |
Hukuk |
mirası belirli bir tevarüs sırasına göre bırakma işlemi |
entailment i.
|
|
271 |
Hukuk |
miras bırakma |
bequeathal i.
|
|
272 |
Hukuk |
miras bırakma |
bequeathment i.
|
|
273 |
Hukuk |
kefaletle serbest bırakma |
replevin i.
|
|
274 |
Hukuk |
geride bırakma |
dereliction i.
|
|
275 |
Hukuk |
miras bırakma |
infeftment [scotland] i.
|
|
276 |
Hukuk |
serbest bırakma |
discharge i.
|
|
277 |
Hukuk |
mahrum bırakma |
seclusion i.
|
|
Politics |
|
278 |
Siyasal |
serbest bırakma |
the let-alone principle i.
|
|
279 |
Siyasal |
ayrı bırakma |
isolation i.
|
|
280 |
Siyasal |
oy verme hakkından yoksun bırakma |
disfranchisement i.
|
|
281 |
Siyasal |
savaşı bırakma |
armistice i.
|
|
282 |
Siyasal |
serbest bırakma |
enfranchisement i.
|
|
Institutes |
|
283 |
Kurum/Kuruluş |
işçi sendikası ile işverenin anlaştığı prosedürleri ihlal eden iş bırakma eylemi |
unconstitutional strike i.
|
|
Industry |
|
284 |
Sanayi |
(iş) bırakma |
chomage i.
|
|
285 |
Sanayi |
(sağlık izni alarak) toplu iş bırakma eylemi |
sick-out i.
|
|
286 |
Sanayi |
(sağlık izni alarak) toplu iş bırakma eylemine katılmak |
sick out f.
|
|
Insurance |
|
287 |
Sigortacılık |
bırakma beyanı |
notice of abandonment i.
|
|
Tourism |
|
288 |
Turizm |
bırakma bedeli |
drop off charge i.
|
|
289 |
Turizm |
kiralanan aracı kiracı tarafından talep edilen yere bırakma veya oradan alma karşılığı alınan ücret |
delivery charge i.
|
|
290 |
Turizm |
serbest bırakma günü |
release day i.
|
|
Technical |
|
291 |
Teknik |
aralık bırakma |
spacing i.
|
|
292 |
Teknik |
bırakma noktası |
drop point i.
|
|
293 |
Teknik |
bitümün leke bırakma eğilimi |
staining tendency of bitumen i.
|
|
294 |
Teknik |
bırakma gözenekliliği |
porosity of deposits i.
|
|
295 |
Teknik |
çift aralık bırakma |
double spacing i.
|
|
296 |
Teknik |
çıplak bırakma |
denudation i.
|
|
297 |
Teknik |
doğal hava şartlarına maruz bırakma |
exposure to natural weathering i.
|
|
298 |
Teknik |
direkt doğal iklim şartlarına maruz bırakma |
exposure to direct natural weathering i.
|
|
299 |
Teknik |
elektrikle çalışmayan devre dışı bırakma cihazı |
non-electrical disable device i.
|
|
300 |
Teknik |
geri bırakma |
retardation i.
|
|
301 |
Teknik |
geri bırakma |
desorption i.
|
|
302 |
Teknik |
gürültüye maruz bırakma süresi |
duration of noise exposure i.
|
|
303 |
Teknik |
iz bırakma |
iconic memorization i.
|
|
304 |
Teknik |
iz bırakma |
picture retention i.
|
|
305 |
Teknik |
iz bırakma |
persistence i.
|
|
306 |
Teknik |
iz bırakma |
indentation i.
|
|
307 |
Teknik |
karbon artığı bırakma özelliği |
carbon residue i.
|
|
308 |
Teknik |
kısmi serbest bırakma |
partial weight release i.
|
|
309 |
Teknik |
koruyucu yükseltme ve serbest bırakma |
preservative uptake and release i.
|
|
310 |
Teknik |
laboratuvar ışın kaynaklarına maruz bırakma yöntemleri |
methods of exposure to laboratory light sources i.
|
|
311 |
Teknik |
laboratuvar ışın kaynaklarına maruz bırakma metotları |
methods of exposure to laboratory light sources i.
|
|
312 |
Teknik |
mühendislik sürecine gereğinden fazla maruz bırakma |
over-engineering i.
|
|
313 |
Teknik |
mühendislik sürecine gereğinden fazla maruz bırakma |
overengineering i.
|
|
314 |
Teknik |
oksijensiz bırakma |
asphyxiating i.
|
|
315 |
Teknik |
rezervuar su bırakma programı |
reservoir release schedule i.
|
|
316 |
Teknik |
serbest bırakma düzeneği |
tripping mechanism i.
|
|
317 |
Teknik |
serbest bırakma |
disengagement i.
|
|
318 |
Teknik |
serbest bırakma tertibatı |
release mechanism i.
|
|
319 |
Teknik |
serbest bırakma limiti |
release limit i.
|
|
320 |
Teknik |
serbest bırakma düğmesi |
release button i.
|
|
321 |
Teknik |
serbest bırakma düzeneği |
release gear i.
|
|
322 |
Teknik |
suya maruz bırakma |
exposure to water i.
|
|
323 |
Teknik |
teknik sürece gereğinden fazla maruz bırakma |
over-engineering i.
|
|
324 |
Teknik |
teknik sürece gereğinden fazla maruz bırakma |
overengineering i.
|
|
325 |
Teknik |
tel halatları servis dışı bırakma kriterleri |
discard criteria of wire ropes i.
|
|
326 |
Teknik |
uçağı uçuş için bırakma |
launch i.
|
|
327 |
Teknik |
uv ışımayla yapay hava şartlarına maruz bırakma deney metodu |
test method for the determination of the artificial weathering by uv-irradiation i.
|
|
328 |
Teknik |
yeniden basınca maruz bırakma |
recompression i.
|
|
329 |
Teknik |
yay serbest bırakma |
spring releasing i.
|
|
330 |
Teknik |
yüzeyden bırakma |
desorption i.
|
|
331 |
Teknik |
yumurta bırakma |
egg-laying i.
|
|
332 |
Teknik |
x ışınlarına maruz bırakma |
xraying i.
|
|
333 |
Teknik |
(metalurji) bileşenlerin homojen dağılımını sağlamak için metali yüksek sıcaklıklara maruz bırakma |
homogenisation i.
|
|
334 |
Teknik |
(metalurji) bileşenlerin homojen dağılımını sağlamak için metali yüksek sıcaklıklara maruz bırakma |
homogenisation i.
|
|
335 |
Teknik |
(saatte) eşapman çarkı dişini serbest bırakma bölümü ile eşapman arasındaki mesafe |
shake i.
|
|
Computer |
|
336 |
Bilgisayar |
aralık bırakma |
kerning i.
|
|
337 |
Bilgisayar |
bırakma alanları |
drop areas i.
|
|
338 |
Bilgisayar |
bırakma form alanı |
drop-down form field i.
|
|
339 |
Bilgisayar |
boşluk aralık bırakma |
spacing i.
|
|
340 |
Bilgisayar |
bırakma gölgesi |
drop shadow i.
|
|
341 |
Bilgisayar |
boşluk bırakma |
spacing i.
|
|
342 |
Bilgisayar |
çerez bırakma |
cookie stuffing i.
|
|
343 |
Bilgisayar |
çift aralık bırakma |
double spacing i.
|
|
344 |
Bilgisayar |
çerez bırakma |
cookie dropping i.
|
|
345 |
Bilgisayar |
çift aralık bırakma |
double-spacing i.
|
|
346 |
Bilgisayar |
gölge bırakma |
ghosting i.
|
|
347 |
Bilgisayar |
kağıdı bırakma |
paper release i.
|
|
348 |
Bilgisayar |
ole varsayılan dışı sürükleme ve bırakma |
ole nondefault drag and drop i.
|
|
349 |
Bilgisayar |
ortalama serbest bırakma oranı |
avg free rate i.
|
|
350 |
Bilgisayar |
satır bırakma alanı |
row drop area i.
|
|
351 |
Bilgisayar |
sürükleyip bırakma |
drag and drop i.
|
|
352 |
Bilgisayar |
toplam bırakma sayısı |
total releases i.
|
|
353 |
Bilgisayar |
güvenliği devre dışı bırakma yazılımı |
security disabler i.
|
|
354 |
Bilgisayar |
sürükleyip bırakma sürükle ve bırak |
drag and drop expr.
|
|
355 |
Bilgisayar |
toplam serbest bırakma/sn |
total frees/sec expr.
|
|
Informatics |
|
356 |
Bilişim |
aralık bırakma |
spacing i.
|
|
357 |
Bilişim |
bellek alanını serbest bırakma |
memory deallocation i.
|
|
358 |
Bilişim |
çift aralık bırakma |
double-spacing i.
|
|
359 |
Bilişim |
kağıdı bırakma |
paper release i.
|
|
360 |
Bilişim |
yarıda bırakma yordamı |
abort procedure i.
|
|
Telecom |
|
361 |
Telekom |
bırakma isteği |
release request i.
|
|
362 |
Telekom |
çağrıyı cevapsız durumda bırakma |
call forward no reply i.
|
|
363 |
Telekom |
kağıdı bırakma |
paper release i.
|
|
364 |
Telekom |
serbest bırakma talebi |
disengagement request i.
|
|
365 |
Telekom |
serbest bırakma koruma işareti |
release guard signal i.
|
|
366 |
Telekom |
serbest bırakma çağrısı |
release call i.
|
|
Television |
|
367 |
Televizyon |
iz bırakma |
persistence i.
|
|
368 |
Televizyon |
iz bırakma |
iconic memorization i.
|
|
369 |
Televizyon |
iz bırakma |
picture retention i.
|
|
Architecture |
|
370 |
Mimarlık |
mimari ve görsel sanatlarda boş alan bırakma korkusu |
kenophobia i.
|
|
371 |
Mimarlık |
mimari ve görsel sanatlarda boş alan bırakma korkusu |
horror vacui i.
|
|
372 |
Mimarlık |
bırakma kirişi |
fascia i.
|
|
373 |
Mimarlık |
(ahşap çatıda) bırakma kirişi |
pendant post i.
|
|
Construction |
|
374 |
İnşaat |
bırakma kirişi |
fascia board i.
|
|
375 |
İnşaat |
bırakma kirişi |
main tie i.
|
|
Automotive |
|
376 |
Otomotiv |
debriyaj bırakma yayı |
clutch disengaging spring i.
|
|
377 |
Otomotiv |
debriyaj yarı santrifüj serbest bırakma parmakları |
clutch semi-centrifugal release fingers i.
|
|
378 |
Otomotiv |
gaz bırakma süreci |
blowdown period i.
|
|
379 |
Otomotiv |
hava yastığı devre dışı bırakma anahtarı |
air bag cut-off switch i.
|
|
380 |
Otomotiv |
kavrama yarı santrifüj serbest bırakma parmakları |
clutch semi-centrifugal release fingers i.
|
|
381 |
Otomotiv |
silindir devre dışı bırakma |
cylinder deactivation i.
|
|
382 |
Otomotiv |
vites kolu kilidi devre dışı bırakma butonu |
shift lock override button i.
|
|
Aeronautic |
|
383 |
Havacılık |
kanopi bırakma donanımı |
canopy release assembly i.
|
|
384 |
Havacılık |
valiz bırakma yeri |
bag drop i.
|
|
Marine |
|
385 |
Denizcilik |
bir dalgıcı vurgunun ardından yeniden basınca maruz bırakma |
recompression i.
|
|
386 |
Denizcilik |
tohum bırakma |
seed liberation i.
|
|
Medical |
|
387 |
Medikal |
böbreği ameliyatla kesip açma ve daimi fistül bırakma |
nephrostomy i.
|
|
388 |
Medikal |
çolak bırakma |
maiming i.
|
|
389 |
Medikal |
kansız bırakma işlemi |
exsanguination i.
|
|
390 |
Medikal |
kişiyi bir süre aç bırakma veya gıda maddelerini azaltma tedavisi |
limotherapy i.
|
|
391 |
Medikal |
sigara bırakma tedavisi |
treatment of smoking cessation i.
|
|
392 |
Medikal |
sigara bırakma oranı |
smoking cessation rate i.
|
|
393 |
Medikal |
sigarayı bırakma başarısı |
success of smoking cessation i.
|
|
394 |
Medikal |
sigara bırakma kliniği |
smoking cessation clinic i.
|
|
395 |
Medikal |
sigara bırakma hattı |
smoking cessation hotline i.
|
|
396 |
Medikal |
sigara bırakma danışma hattı |
smoking cessation hotline i.
|
|
397 |
Medikal |
(protein düzeyi) bırakma oranları |
drop-out rates i.
|
|
398 |
Medikal |
sudan yoksun bırakma testi |
water deprivation test i.
|
|
399 |
Medikal |
sıvıdan yoksun bırakma testi |
water deprivation test i.
|
|
400 |
Medikal |
sudan yoksun bırakma testi |
fluid deprivation test i.
|
|
401 |
Medikal |
sıvıdan yoksun bırakma testi |
fluid deprivation test i.
|
|
Psychology |
|
402 |
Psikoloji |
alkolü bırakma sendromu |
alcohol withdrawal syndrome i.
|
|
403 |
Psikoloji |
doğuştan serbest bırakma mekanizmaları |
innate releasing mechanism i.
|
|
404 |
Psikoloji |
maruz bırakma terapisi |
exposure therapy i.
|
|
405 |
Psikoloji |
maruz bırakma ve tepki önleme |
exposure and response prevention i.
|
|
406 |
Psikoloji |
sanal gerçeklikle maruz bırakma terapisi |
virtual reality exposure therapy i.
|
|
407 |
Psikoloji |
serbest bırakma teorisi |
release theory i.
|
|
408 |
Psikoloji |
serbest bırakma terapisi |
release therapy i.
|
|
409 |
Psikoloji |
tedrici maruz bırakma |
graded exposure i.
|
|
410 |
Psikoloji |
mastürbasyon sırasında hazzı artırmak için kendini oksijensiz bırakma |
autoerotic asphyxia i.
|
|
411 |
Psikoloji |
bağımlılık yapan ilacı veya maddeyi bırakma |
withdrawal i.
|
|
412 |
Psikoloji |
maruz bırakma terapisi |
implosion therapy i.
|
|
413 |
Psikoloji |
doğuştan serbest bırakma mekanizması |
irm (innate releasing mechanism) kısalt.
|
|
Printing |
|
414 |
Baskı Teknikleri |
boşluk bırakma cetveli |
space rule i.
|
|
Food Engineering |
|
415 |
Gıda |
salamurada bırakma |
marination i.
|
|
Logic |
|
416 |
Mantık |
(mantıkta) istisna ve hariç bırakma anlamına gelen bir işaret |
minus sign i.
|
|
Physics |
|
417 |
Fizik |
yüksek enerjili partiküllere maruz bırakma |
bombardment i.
|
|
418 |
Fizik |
yoksun bırakma ilkesi |
exclusion principle
|
|
Chemistry |
|
419 |
Kimya |
doğal atmosfer şartlarına maruz bırakma deneyi |
natural weathering test i.
|
|
420 |
Kimya |
ekseriyetini bırakma |
bulk-release i.
|
|
421 |
Kimya |
ozona maruz bırakma |
ozonification i.
|
|
Biology |
|
422 |
Biyoloji |
iz bırakma |
persistence i.
|
|
423 |
Biyoloji |
iz bırakma |
persistency i.
|
|
424 |
Biyoloji |
(patojenik bakteri, virüs, vb.) kültür veya ısıya maruz bırakma yoluyla daha az virülan yapmak |
attenuate f.
|
|
Biochemistry |
|
425 |
Biyokimya |
sıvı altında bırakma |
flooding i.
|
|
Marine Biology |
|
426 |
Deniz Biyolojisi |
üreme/yumurtlama/yumurta bırakma alanı |
spawning ground i.
|
|
Botanic |
|
427 |
Botanik |
bitkileri yavaş yavaş soğuk havaya maruz bırakma |
hardening i.
|
|
Agriculture |
|
428 |
Tarım |
büyüyen gövde veya yaprakları sukulent kalmasını sağlamak için ışıksız bırakma yöntemi |
blanching i.
|
|
429 |
Tarım |
tohum bırakma ekipmanı bulunan biçerdöver |
dropper i.
|
|
Apiculture |
|
430 |
Arıcılık |
yumurta bırakma organı |
aculeus i.
|
|
431 |
Arıcılık |
yumurta bırakma organı |
ovipositor i.
|
|
Social Sciences |
|
432 |
Sosyal Bilimler |
kültürel veya ırksal asimilasyona maruz bırakma |
assimilationism i.
|
|
Education |
|
433 |
Eğitim |
ders ekleme ve bırakma dönemi |
drop-add i.
|
|
Linguistics |
|
434 |
Dilbilim |
ivedi bırakma |
abrupt release i.
|
|
Religious |
|
435 |
Dini |
(incil) eski musevilerde 50 yılda bir yapılan genel serbest bırakma yılı |
jubilee i.
|
|
Environment |
|
436 |
Çevre |
açıklık bırakma |
dilatation i.
|
|
Military |
|
437 |
Askeri |
bırakma noktası |
release point i.
|
|
438 |
Askeri |
alçak irtifadan paraşütle bırakma sistemi |
low altitude parachute extraction system i.
|
|
439 |
Askeri |
bomba bırakma tertibatı |
bomb release mechanism i.
|
|
440 |
Askeri |
bomba bırakma hattı |
bomb release line i.
|
|
441 |
Askeri |
bomba bırakma noktası |
bomb release point i.
|
|
442 |
Askeri |
düşük hızla bırakma |
low velocity drop i.
|
|
443 |
Askeri |
hesaplanmış havadan bırakma noktası |
computed air release point i.
|
|
444 |
Askeri |
hizmet dışı bırakma |
denial of service i.
|
|
445 |
Askeri |
havadan yük bırakma görevlisi |
air cargo dispatcher i.
|
|
446 |
Askeri |
paraşütle bırakma |
paradrop i.
|
|
447 |
Askeri |
silahları bırakma |
armistice i.
|
|
448 |
Askeri |
serbest bırakma |
free drop i.
|
|
449 |
Askeri |
serbest bırakma |
free dropping i.
|
|
450 |
Askeri |
sürekli olarak hesaplanan serbest bırakma noktası |
continuously computed release point i.
|
|
Hunting |
|
451 |
Silah/Atıcılık |
top serbest bırakma sürgüsü |
latch i.
|
|
452 |
Silah/Atıcılık |
top serbest bırakma mandalı |
cylinder release button i.
|
|
Sport |
|
453 |
Spor |
ragbide gol çizgisinin önünde şut çekmek için topu yere bırakma |
touchdown i.
|
|
454 |
Spor |
(krikette) vurucuyu oyun dışı bırakma hareketi |
attack i.
|
|
455 |
Spor |
(buz hokeyi) oyun dışı bırakma cezası |
game misconduct i.
|
|
456 |
Spor |
(curling taşını yönlendirirken düz çizgiden sapması için yapılan) bırakma hareketi |
ice i.
|
|
457 |
Spor |
hakem düdüğünü çaldığında topu ilerletmeyi bırakma |
down i.
|
|
Baseball |
|
458 |
Beysbol |
tek bir savunma oyununda üç oyuncuyu birden oyun dışı bırakma |
triple play i.
|
|
459 |
Beysbol |
koşucuyu geçmesi gereken kalenin dışında bırakma |
force-out i.
|
|
Cinema |
|
460 |
Sinema |
merakta bırakma dizi/film |
cliffhanger i.
|
|
Printery |
|
461 |
Matbaa |
matbaada boşluk bırakma amacıyla kullanılan metal parça |
type slug i.
|
|
462 |
Matbaa |
matbaada boşluk bırakma amacıyla kullanılan metal parça |
slug i.
|
|
463 |
Matbaa |
gaz bırakma |
blowdown i.
|
|
464 |
Matbaa |
boşluk bırakma malzemesi olarak kullanılan metal parça |
clump [uk] i.
|
|
Archaic |
|
465 |
Eski Kullanım |
çocuğu üzerinden bir şey yuvarlayarak nefessiz bırakma |
overlaying i.
|
|
466 |
Eski Kullanım |
hamile bırakma |
improlificate i.
|
|
Entomology |
|
467 |
Böcek Bilimi |
(böcek) larva bırakma |
blow i.
|
|
Slang |
|
468 |
Argo |
diğerlerini gölgede bırakma |
butt-kicker i.
|
|
469 |
Argo |
uyuşturucuyu birden bırakma |
cold turkey i.
|
|
470 |
Argo |
kendini bırakma |
two and eight [uk] i.
|
|
471 |
Argo |
içkiyi bırakma sonucu oluşan hezeyan hali |
barrel fever i.
|
|
472 |
Argo |
eroin/uyuşturucu bırakma toplantısı |
kick party i.
|
|
473 |
Argo |
alkolü/uyuşturucuyu bırakma sonrası hissedilen yoksunluk |
whips and jingles i.
|
|
474 |
Argo |
uyuşturucuyu bırakma aşamasında ortaya çıkan belirtilerden mustarip olmak |
have a chinaman on (one's) back f.
|
|
475 |
Argo |
beni yüzüstü bırakma |
don't pimp me expr.
|
|
476 |
Argo |
beni yüzüstü bırakma |
don't flake on me expr.
|
|
477 |
Argo |
beni yüzüstü bırakma |
don't ditch me expr.
|
|