bununla

"bununla" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 3 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	bununla	with this zm.
With this, we have, in fact, outlined the duality in Iranian society. Bununla aslında İran toplumundaki ikiliğin ana hatlarını çizmiş olduk. More Sentences
2	Genel	bununla	herewith zf.
3	Genel	bununla	per quod zf.

"bununla" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 119 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	bununla birlikte	however zf.
However, we will probably have to carry on debating the wishes of the Nation States, which I take very seriously. Bununla birlikte muhtemelen çok ciddiye aldığım Ulus Devletlerin isteklerini tartışmaya devam etmek zorunda kalacağız. More Sentences
General
2	Genel	bununla beraber	nevertheless zf.
Nevertheless, macroeconomic stability is not reached to a sufficient degree. Bununla beraber, yeterli derecede bir makroekonomik istikrara ulaşılmış değildir. More Sentences
3	Genel	bununla birlikte	nonetheless zf.
Nonetheless, I trust you will allow me to philosophise a little on this issue. Bununla birlikte, bu konuda biraz felsefe yapmama izin vereceğinize inanıyorum. More Sentences
4	Genel	bununla birlikte	nevertheless zf.
What you said was true. It was, nevertheless, a little rude and insensitive. Söyledikleriniz doğruydu. Bununla birlikte, biraz kaba ve duyarsızdı. More Sentences
5	Genel	bununla beraber	however zf.
However, Part One also identifies a number of shortcomings in the judiciary. Bununla beraber, birinci kısımda, adli sistemde bazı yetersizlikler de tespit edilmiştir. More Sentences
6	Genel	bununla birlikte	having said that zf.
Having said that, a great deal still remains to be done. Bununla birlikte, hala yapılması gereken çok şey var. More Sentences
7	Genel	bununla birlikte	though zf.
A double ambiguity, though, exists in this regard, both at European level and at the level of the WTO. Bununla birlikte, bu konuda hem Avrupa düzeyinde hem de DTÖ düzeyinde çifte belirsizlik mevcuttur. More Sentences
8	Genel	bununla birlikte	that said zf.
That said, the rapporteurs have - virtually - achieved the impossible. Bununla birlikte, raportörler neredeyse imkansızı başarmışlardır. More Sentences
9	Genel	bununla birlikte	again zf.
But then again, maybe I'm fighting a lost cause, too. Bununla birlikte, belki ben de kaybedilmiş bir dava için savaşıyorum. More Sentences
Phrases
10	İfadeler	bununla birlikte	that being said expr.
That being said, our general track record and ability to trace and document is quite good. Bununla birlikte, genel sicilimiz ve izleme ve belgeleme kabiliyetimiz oldukça iyidir. More Sentences
Colloquial
11	Konuşma Dili	bununla yüzleş	face it expr.
This is a fact and we must face it. Bu bir gerçek ve bununla yüzleşmeliyiz. More Sentences
General
12	Genel	antik dönemde baküs festivallerinde taşınan fallusa ait veya bununla ilgili	ithyphallic s.
13	Genel	bununla kalmayıp	not only that zf.
14	Genel	bununla beraber	withal zf.
15	Genel	bununla birlikte	in addition to this zf.
16	Genel	bununla beraber	at the same time zf.
17	Genel	bununla beraber	still zf.
18	Genel	bununla birlikte	all the same zf.
19	Genel	bununla birlikte	still zf.
20	Genel	bununla birlikte	after all zf.
21	Genel	bununla beraber	therewithal zf.
22	Genel	bununla beraber	nonetheless zf.
23	Genel	bununla kalmayıp	on top of that zf.
24	Genel	bununla birlikte	in the meantime zf.
25	Genel	bu süre içinde bununla birlikte	in the meantime zf.
26	Genel	bununla birlikte	besides zf.
27	Genel	bununla beraber	notwithstanding zf.
28	Genel	bununla birlikte	at the same time zf.
29	Genel	bununla beraber	having said that zf.
30	Genel	bununla birlikte	none the less zf.
31	Genel	bununla birlikte	on the other hand zf.
32	Genel	bununla ilgili	in respect to this zf.
33	Genel	bununla beraber	that said zf.
34	Genel	bununla beraber	in addition zf.
35	Genel	bununla beraber	though zf.
36	Genel	bununla beraber	yet zf.
37	Genel	bununla birlikte	much as/though zf.
38	Genel	bununla beraber	in despite of ed.
39	Genel	bununla bağlantılı olarak	in relation to ed.
40	Genel	bununla bağlantılı olarak	regarding this ed.
41	Genel	bununla bağlantılı olarak	in conjunction with ed.
42	Genel	bununla bağlantılı olarak	related to ed.
43	Genel	bununla birlikte	neverthelater [obsolete] bağ.
44	Genel	bununla birlikte	although bağ.
Phrases
45	İfadeler	bununla birlikte	yet zf.
46	İfadeler	bununla ilgili olarak	to the extent that expr.
47	İfadeler	bununla beraber	that being said expr.
48	İfadeler	bununla sınırlı kalmayacak şekilde	but not limited to this expr.
49	İfadeler	bununla beraber	come to that expr.
50	İfadeler	bununla ilgili olarak	in relation to that expr.
51	İfadeler	bununla dahi	even with this expr.
52	İfadeler	bununla beraber	with that being said expr.
53	İfadeler	bununla birlikte	with that being said expr.
54	İfadeler	bununla birlikte şu var ki	the fact remains that expr.
55	İfadeler	bununla bağlantılı olarak	in connection with this expr.
56	İfadeler	bununla bile	even with this expr.
57	İfadeler	(ancak) bununla sınırlı kalmamak üzere	including but not limited to expr.
58	İfadeler	(ancak) bununla sınırlı olmamak üzere	including but not limited to expr.
59	İfadeler	... dâhil, ancak bununla/bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla	including, without limitation ... expr.
60	İfadeler	bununla da kalmayıp	as if that were not enough expr.
61	İfadeler	ne gider/ne bununla uyumlu olur?	what goes with? expr.
Colloquial
62	Konuşma Dili	(bununla ilgili) bir sıkıntın mı var?	do you have a problem with that? expr.
63	Konuşma Dili	(bununla ilgili) bir itirazın mı var?	do you have a problem with that? expr.
64	Konuşma Dili	bununla beraber	still and all expr.
65	Konuşma Dili	(ve) bununla birlikte	and with that said expr.
66	Konuşma Dili	(ve) bununla beraber	and with that said expr.
Idioms
67	Deyim	onunla bununla sürtmek	play the field f.
68	Deyim	bununla da kalmayıp	all that and then some expr.
69	Deyim	bununla şunun arası bir şey	a halfway house expr.
70	Deyim	bununla ilgili konuşmaz	your lips are sealed expr.
Speaking
71	Konuşma	bununla yaşayabilirim	I can live with that expr.
72	Konuşma	bununla yaşamak zorundayız	we'll have to live with it expr.
73	Konuşma	bununla ilgileneceğim	I'll take care of this expr.
74	Konuşma	bununla on oldu	that makes ten expr.
75	Konuşma	bununla yaşamak zorundasınız	you'll have to live with it expr.
76	Konuşma	bununla tek başıma başa çıkamam	I can't handle this all by myself expr.
77	Konuşma	ben olsam bununla böbürlenmezdim	I wouldn't brag about that expr.
78	Konuşma	bununla benim hiçbir alakam yok	I have nothing to do with this expr.
79	Konuşma	bununla ne yapmamı bekliyorsun?	what do you expect me to do with this? expr.
80	Konuşma	bununla ilgili bir şey biliyor musunuz?	do you know anything about this? expr.
81	Konuşma	bununla ilgili bir şey biliyor musun?	do you know anything about this? expr.
82	Konuşma	bununla biz ilgileniriz	we'll take care of this expr.
83	Konuşma	bununla idare ediver işte	try to make do with this expr.
84	Konuşma	bununla ilgili herhangi bir kanıtınız var mı?	do you have any evidence of that? expr.
85	Konuşma	bununla ilgili bir şey biliyor musun diye merak etmiştim	I was just wondering if you knew anything about that expr.
86	Konuşma	bununla beraber	for all that I know expr.
87	Konuşma	bununla uğraşmak istemiyorum	I don't want to deal with it expr.
88	Konuşma	bununla pazartesi ilgileneceğim	I'll deal with that on monday expr.
89	Konuşma	bununla yaşamayı öğren	learn to live with it expr.
90	Konuşma	bununla ilgileneceğim	I will deal with this expr.
91	Konuşma	bununla ilgili bir şey duydun mu?	did you hear anything about that? expr.
92	Konuşma	bununla ilgili konuşmayacağım	lips are sealed expr.
93	Konuşma	bununla tek başıma başa çıkamıyorum	I can't handle this all by myself expr.
94	Konuşma	bununla idare ediver şimdilik	do with it for now expr.
95	Konuşma	bununla ne demek istiyorsun?	what do you mean by that? expr.
96	Konuşma	bununla tek başına yüzleşmen gerekecek	you're going to have to face this alone expr.
97	Konuşma	bununla ilgili kiminle görüşebilirim?	who can I talk to about this? expr.
98	Konuşma	bununla yaşamak zorundasın	you'll have to live with it expr.
99	Konuşma	bununla idare ediver şimdilik	try to make do with this for now expr.
100	Konuşma	bununla ne yapacağımı bilmiyorum	don't know whether to eat it or rub it on expr.
101	Konuşma	bununla ne yapmam gerekiyor?	what am I supposed to do with this? expr.
102	Konuşma	bununla idare ediver işte	do with it for now expr.
103	Konuşma	gurur duymuyorum bununla	I'm not proud of this expr.
104	Konuşma	ne yapacaksın bununla?	what are you going to do with it? expr.
105	Konuşma	sen zamanını bununla mı harcıyordun?	this is what you've been wasting time on? expr.
Trade/Economic
106	Ticaret/Ekonomi	bununla ekli olan	enclosed herewith expr.
Law
107	Hukuk	bununla beraber	therewith zf.
Tourism
108	Turizm	daha pahalı olana doğru veya bununla ilişkili olan	up-market s.
109	Turizm	daha pahalı olana doğru veya bununla ilişkili olan	upmarket s.
Computer
110	Bilgisayar	bununla ilişkilendir	link to expr.
Chemistry
111	Kimya	salisilik asidin anilik asit olarak da adlandırılan nitro türevine ait veya bununla ilgili	nitrosalicylic s.
Marine Biology
112	Deniz Biyolojisi	kaliforniya'ya özgü uzunlevrek veya bununla akraba bir balık	white perch i.
Football
113	Futbol	oyuncunun topu kendi gol çizgisinin arkasına kadar götürüp yere dokundurması veya bununla alınan sayı	safety touchdown i.
Music
114	Müzik	değişik tartımlı bir caz müziği ve bununla yapılan dans	swing i.
Archaic
115	Eski Kullanım	bununla beraber	nathless zf.
116	Eski Kullanım	bununla beraber	natheless zf.
Slang
117	Argo	covid-19'a karşı aşılanmış ve bununla övünen kimse	vaxhole i.
118	Argo	onunla bununla düşüp kalkmak	chippy around f.
119	Argo	onunla bununla yatıp kalkmak	screw around f.