İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | clinical s. | klinik | ||
We must strengthen the clinical research capacities in developing countries. Gelişmekte olan ülkelerdeki klinik araştırma kapasitelerini güçlendirmeliyiz. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | clinical s. | klinik | ||
We must reflect on the need to standardise the procedures that apply to clinical and pre-clinical trials. Klinik ve klinik öncesi deneyler için geçerli olan prosedürleri standartlaştırma ihtiyacı üzerinde düşünmeliyiz. More Sentences |
||||
Medical | ||||
Medikal | clinical s. | klinik | ||
We must rely on clinical evidence and evaluation to back up recommendations for the acceptance of new tests. Yeni testlerin kabulüne yönelik tavsiyeleri desteklemek için klinik kanıtlara ve değerlendirmelere güvenmeliyiz. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | clinical s. | hasta başında yapılan | ||
Genel | clinical s. | klinikle ilgili | ||
Genel | clinical s. | objektif | ||
Genel | clinical s. | tarafsız | ||
Genel | clinical s. | umursamaz | ||
Genel | clinical s. | soğuk | ||
Genel | clinical s. | ilgisiz | ||
Genel | clinical s. | soğukkanlı | ||
Genel | clinical s. | düz, basit ve albenisiz | ||
Genel | clinical s. | tıp merkezlerini anımsatan | ||
Genel | clinical s. | soğuk ve ciddi | ||
Medical | ||||
Medikal | clinical i. | klinik muayene | ||
Medikal | clinical s. | hasta başında yapılan | ||
Medikal | clinical s. | kliniksel | ||
Religious | ||||
Dini | clinical s. | (dini tören, din değiştirme) hasta başında veya ölüm döşeğinde yapılan |