dry- - Türkçe İngilizce Sözlük

dry-

"dry-" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

İngilizce Türkçe
General
dry- ök. (takson adlarında) ağaç anlamını veren bir ön ek

"dry-" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
dry f. kurutmak
We asked for extra time to dry their uniforms and later check out.
Üniformalarını kurutmak ve daha sonra çıkış yapmak için ekstra zaman istedik.

More Sentences
dry f. kurulamak
Tom wrung the towel dry.
Tom havluyu kuruladı.

More Sentences
dry f. kurumak
A Tacis programme has been developed to fight against the consequences of the drying of the Aral Sea.
Aral Denizi'nin kurumasının sonuçlarına karşı mücadele etmek için bir Tacis programı geliştirilmiştir.

More Sentences
dry s. kuru
In just a few weeks, thousands of square miles of dry desert plains are turned into a watery green grassland.
Yalnızca birkaç hafta içinde binlerce kilometrekarelik kuru çöl ovaları sulak yemyeşil bir otlağa dönüşüyor.

More Sentences
General
dry i. kuraklık
It rained yesterday after it had been dry for many months.
Aylarca süren kuraklıktan sonra dün yağmur yağdı.

More Sentences
dry cough i. kuru öksürük
The common cold and flu usually produce a dry cough.
Soğuk algınlığı ve grip genellikle kuru öksürüğe neden olur.

More Sentences
dry cleaning i. kuru temizleme
Do you want dry cleaning or regular wash?
Kuru temizleme mi yoksa normal yıkama mı istiyorsun?

More Sentences
dry dock i. kuru havuz
Does it have the infrastructures for putting a ship in dry dock, and so on?
Bir geminin kuru havuza alınması vb. için gerekli altyapıya sahip mi?

More Sentences
dry place i. kuru yer
Cacti are plants that live in dry places.
Kaktüsler kuru yerlerde yaşayan bitkilerdir.

More Sentences
dry leaf i. kuru yaprak
The children kicked the dry leaves into the air.
Çocuklar kuru yaprakları havaya savurdular.

More Sentences
get dry f. kurumak
If you don't put on hand cream, your hands will get dry.
Eğer el kremi sürmezsen ellerin kuruyacak.

More Sentences
run dry f. kurumak
The river is running dry.
Nehir kuruyor.

More Sentences
dry f. kurumak
It was the correct decision because it began to dry again.
Doğru karardı çünkü yeniden kurumaya başlamış.

More Sentences
dry up f. kurumak
If it doesn't rain soon, our garden is going to dry up.
Yakında yağmur yağmazsa bahçemiz kuruyacak.

More Sentences
dry up f. tükenmek
New forms of energy must be developed before oil dries up.
Petrol tükenmeden önce yeni enerji türleri geliştirilmelidir.

More Sentences
dry up f. kurumak (göl vb)
The wet shirt will soon dry up.
Islak gömlek yakında kurur.

More Sentences
dry f. kurutmak
You give in to her with this dress; she'll bleed you dry.
Bu elbiseyle ona teslim olursan, seni iliklerine kadar kurutacak.

More Sentences
dry f. kurulamak
No one can dry another's tears without wetting his own hands.
Hiç kimse kendi ellerini ıslatmadan başkasının gözyaşlarını kurulayamaz.

More Sentences
(one's mouth) go dry f. ağzı kurumak
His mouth went dry.
Onun ağzı kurudu.

More Sentences
dry-clean f. kuru temizlemek
I'd get it dry-cleaned if I were you.
Yerinde olsam onu kuru temizletirdim.

More Sentences
air dry f. havada kurumak
When air dries, the throat dries, and cough comes out.
Hava kuruduğunda boğaz kurur ve öksürük ortaya çıkar.

More Sentences
dry the dishes f. bulaşıkları kurutmak
Tom is drying the dishes.
Tom bulaşıkları kuruluyor.

More Sentences
dry s. sıkıcı
He has a very dry sense of humor.
Onun çok sıkıcı bir mizah duygusu var.

More Sentences
dry s. kuru
The common cold and flu usually produce a dry cough.
Soğuk algınlığı ve nezle genellikle kuru bir öksürüğe neden olur.

More Sentences
dry s. yavan
His humor is very dry.
Onun mizah duygusu çok yavan.

More Sentences
dry s. susuz
Tom prefers to drink dry red wine.
Tom susuz kırmızı şarap içmeyi tercih eder.

More Sentences
dry s. sek
They were drinking dry white wine.
Onlar sek beyaz şarap içiyorlardı.

More Sentences
dry s. kurak
In the dry season, these trees lose their leaves.
Kurak dönemde ağaçlar yapraklarını döker.

More Sentences
cool and dry s. serin ve kuru
Please store in a cool and dry place, out of direct sunlight.
Lütfen doğrudan güneş ışığı almayan, serin ve kuru bir yerde saklayın.

More Sentences
Phrasals
dry up f. kurumak
If it doesn't rain soon, our garden is going to dry up.
Yakında yağmur yağmazsa, bahçemiz kuruyacak.

More Sentences
Common Usage
dry goods i. manifatura
General
dry nurse i. bakıcı
selling dry goods and notions i. manifaturacılık
dry mustard i. hardal tozu
a dry speech i. tatsız konuşma
dry land i. kurak bölge
dry cold i. ayaz
dry cleaner i. kuru temizleyici
dry quart i. abd 1,101 litre
dry beriberi i. kuru beriberi
dry cold i. kuru soğuk
dry nurse i. emzirmeyen dadı
dry weight i. kuru ağırlık
dry valley i. kuru vadi
dry firefighting i. kuru maddeyle yangın söndürme
dry rot i. kerestenin içindeki toz gibi çürüklük
dry bread i. kuru ekmek
dry stick i. hödük
dry nurse i. dadı
dish of dry bread and broth i. papara
dry stick i. çam yarması
dry mustard i. toz hardal
dry kiln i. kereste kurutucu fırın
dry air i. kuru hava
dry point i. asitsiz kullanılan hakkak kalemi
dry rale i. kuru ral
dry fruit roasting machine i. kuruyemiş kavurma makinesi
standardization of dry and dried fruits i. kuru ve kurutulmuş meyvelerin standardizasyonu
dry twigs i. çırpı
dry ground i. kuru zemin
a dry speech i. yavan söz
dry wall i. harçsız duvar
dry cleaner's i. kuru temizleyici
dry cleaner's i. kuru temizleme dükkanı
dry well i. körkuyu
dry farming i. kuru tarım
dry work i. sıkıcı iş
dry goods i. mensucat
dry cell i. kuru pil
dry cleaning industry i. kuru temizleme endüstrisi
dry environment i. kuru ortam
dry year i. kurak yıl
dry year i. yağışsız yıl
dry cleaning detergent i. kuru temizleme deterjanı
dry-rot i. yozlaşma
dry-fly i. olta sineği
dry-rot i. çürüme
dry-rot i. çürük
dry voice i. kuru ses
dry humour i. ince düşündürücü mizah tarzı
dry humour i. nüktecilik
dry mix i. kuru karışım
dry cargo i. kuru yük
dry zone i. kurak alan
dry zone i. kurak bölge
dry nurse i. emzirmeyen bebek bakıcısı
dry wash i. ütülenmemiş çamaşır
dry milk i. süt tozu
dry cleaning business i. kuru temizleme işi
hot and dry deserts i. sıcak ve kuru çöller
hot dry deserts i. sıcak ve kuru çöller
dry wine i. sek şarap
dry land i. kurak alan
dry humping i. cinsel birleşme olmadan gerçekleştirilen seks
dry sex i. cinsel birleşme olmadan gerçekleştirilen seks
dry erase board i. kalemle yazılan tahta
picture and draw the well dry i. bir kağıt oyunu
dry roasted peanuts i. kavrulmuş yer fıstığı
pat dry i. nazikçe kurulama
dry cleaning store i. kuru temizleme dükkanı
dry mint i. kuru nane
dry fact i. ilgi çekmeyen bilgi
dry iron i. buharsız ütü
dry iron i. kuru ütü
dry skin i. kuru cilt
dry food i. kuru mama
dry summer i. susuz yaz
dry substance i. kuru madde
dry skin cream i. kuru cilt kremi
dry heaving i. öğürme
dry january i. ayık ocak
united states dry unit i. abd ölçü birimleri sisteminde kabul edilen, kuru ürünlerin ağırlığını belirten ölçü birimi
united states dry unit i. abd kuru birim ağırlığı
united states dry unit i. abd kuru birim hacim ağırlığı
drip-dry i. suyu sıkılmadan kuruyan şey
dry i. kurak alan
dry i. küçük han
dry i. taverna
dry i. çalışanların giysilerini yıkayıp üstlerini değiştirdikleri bina
dry i. içki içme isteği
dry i. kuruma
dry [australia] i. yılın yağmursuz mevsimi
dry [australia] i. çorak alan
dry [australia] i. kıraç bölge
dry cleaning i. kuru temizleme ile temizlenenler
dry-erase board i. kalemle yazılan tahta
dry-erase board i. işaretleme kalemiyle yazılabilen pürüzsüz beyaz yüzey
dry-erase board i. beyaz tahta
dry land i. kara toprak
dry land i. kuru arazi
dry light i. engellenmemiş saf ışık
dry light i. net ve objektif görüş
dry mop i. yer tozu almada kullanılan kuru temizlik bezi
dry rot i. ihmalden kaynaklı bozulma ve zayıflama
dry rot i. yeni ve canlandırıcı faktörlere karşı oluşan dirençten kaynaklanan çürüme ve dağılma
dry rot i. çürüme veya zayıflama sebebi
dry-salter [uk] i. kimyasal ürün ve boya tüccarı
dry mop i. toz paspası
fresh and dry weight i. yaş ve kuru ağırlık
dry f. kakırdamak
make dry f. kurutmak
dry up f. kurutmak
sponge something dry f. bir şeyi süngerle kurulamak
go dry f. körleşmek
drip dry f. sıkmadan askıya asarak kurutmak
dry up f. çekilmek
dry oneself f. kurulanmak
dry out f. tamamen kurumak
dry up f. iyice kurutmak
dry up f. kesilmek
become dry f. kakırdamak
dry away f. uzakta kurutmak (bir giysiyi güneş vb'den)
kiln dry f. ocakta kurutulmuş
dry f. kavurmak
dry up f. kesmek
machine dry f. kurutma makinesinde kurutmak
wipe something dry f. bir şeyi silerek kurulamak
become dry f. kurumak
dry up f. körelmek
go into dry dock f. havuza girmek
dry out f. kurumak
dry up f. tüketmek
dry f. sütü kesilmek
dry by exposing to smoke f. dumana maruz bırakarak kurutmak
have a blow dry f. fön çektirmek
dry hair f. saç kurutmak
blow-dry f. fön çekmek
have something dry-cleaned f. bir şeyi temizletmek
kiln-dry f. fırınlamak
have something dry-cleaned f. bir şeyi kuru temizleyiciye vermek
kiln-dry f. ocakta kurutmak
drip-dry f. çamaşırı sıkmadan askıda kurutmak
drip-dry f. suyu sıkılmadan kurumak
freeze-dry f. dondurarak kurutmak
kiln-dry f. ocakta kurutulmuş
sun-dry f. güneşte kurutmak
spin-dry f. kurutma makinesinde kurutmak
dry f. sütten kesilmek
dry one’s tears f. gözyaşını silmek
run dry f. tıkanmak
dry up f. dili damağı kurumak
blow-dry f. saç kurutma makinesi ile kurutmak
blow-dry f. saç kurutma makinesiyle saça şekil vermek
blow-dry f. kurutma makinesiyle saçı kurutmak
one's skin to dry out f. cildi kurumak
dry a leaf f. yaprak kurutmak
blow dry f. saçını fönlemek
blow dry f. fön yapmak
dry one's hair f. saçını kurutmak
blow dry f. saç fönlemek
dry out f. kuraklaştırmak
have a dry cleaner f. bir kuru temizleme dükkanı olmak
air dry f. havada kurutmak
dry-heave f. öğürmek
fire the gun dry f. şarjörü boşaltmak
be extremely thirsty or dry f. içi yanmak
take clothes to the dry-cleaner f. kıyafetleri kuru temizlemeye götürmek
take clothes to the dry-cleaner f. elbiseleri kuru temizlemeye götürmek
dry iron f. burharsız ütü yapmak
drip-dry f. suyunu sıkmadan asmak
dry clean f. kimyasal maddelerle temizlemek
dry-nurse f. (çocuğa) emzirmeksizin bakım vermek
dry-nurse f. bakıcı gibi davranmak
dry-nurse f. gereksiz yere gözetimde tutmak
dry-rot f. yozlaştırmak
dry-rot f. köhneleştirmek
dry-rot f. yozlaşmak
dry-rot f. köhneyip çürümek
dry-rot f. ihmal veya tembellikten gerilemek
dry-beat f. şiddetle dövmek
dry-beat f. sertçe vurmak
dry-rub f. ıslatmadan ovalayıp temizlemek
finger-dry f. (parmakları aralarından geçirerek) saçı kurutmak
spray-dry f. (sütü, yumurtayı veya sabunu) sprey tekniği ile kurutmak
high and dry s. kimsesiz ve çaresiz kalmış
dry s. sütü kesilmiş (inek)
dry s. susamış
dry s. kupkuru
dry s. keskin
as dry as s. kadar kuru
dry s. tatsız
dry enough s. yeterince kuru
as dry as a bone s. kemik gibi
not a dry stitch on s. çok ıslanmış
dry s. kurumuş
dry s. suyu çekilmiş
as dry as a bone s. kupkuru
dry s. yağmursuz
dry s. süt vermeyen
dry s. sek (içki)
dry s. sert
dry s. içki karşıtı
high and dry s. karada kimsesiz ve çaresiz kalmış
dry s. tatsız (söz, konuşma vb)
dust dry s. toz bırakmaz
dry s. kör (kuyu)
bone dry s. kupkuru
dry s. kart
high and dry s. sudan dışarı
dry s. susatıcı
sweet or dry s. tatlı veya tatsız
bone-dry s. kupkuru
bone-dry s. tümüyle kuru
cut-and-dry s. alelade
cut-and-dry s. alışıla gelmiş
drip-dry s. ütü istemeyen kumaştan yapılmış (giysi)
drip-dry s. ütü istemeyen (kumaş)
cut-and-dry s. sıradan
drip-dry s. sıkmadan askıda kurutulan
oven-dry s. fırınlanmış
dry-cleanable s. kuru temizlemeye müsait
dry-cleanable s. kuru temizleme yapılabilir
air-dry s. kupkuru
quick-dry s. çabuk kuruyan
dry-eyed s. gözyaşı olmayan
dry-eyed s. gözyaşı dökmeyen
dry-shod s. (ayak, ayakkabı) kuru
tinder-dry s. çok kuru
dry as a desert s. çöl gibi kurak
bone-dry s. susuzluktan ölmek üzere olan
bone-dry s. alkolsüz
bone-dry s. alkol karşıtı
dry s. tazeliğini yitirmiş
dry s. taze olmayan
dry s. pörsük
dry s. solmuş
dry s. çişini tutabilen
dry s. sıkı paketlenmiş
dry s. sıkı birleştirildiği halde su geçirmez olmayan (fıçı)
dry s. kayıtsız
dry s. duygusuz
dry s. maddi
dry s. heyecandan uzak
dry s. insani duygularını göstermeyen
dry s. net ve objektif olan
dry s. olaya tarafsız ve hissiz bakan
dry [obsolete] s. kan akıtma içermeyen
dry [obsolete] s. ölüm içermeyen
dry [obsolete] s. kan akmadan gerçekleşen
dry [obsolete] s. pinti (kimse)
dry [obsolete] s. eli sıkı (kimse)
dry [dialect] s. içine kapanık
dry [dialect] s. soğuk
dry [dialect] s. ketum
dry [dialect] s. mesafeli
dry-boned s. kuru kemikli
dry-boned s. etsiz kemikleri bulunan
dry-eyed s. duygusallıktan yoksun
dry-eyed s. romantizm barındırmayan
dry-fisted s. çok az
dry-fisted s. cimri
dry-fisted s. azıcık
dry-fisted s. değersiz
dry-eyedly zf. duygusuzca
dry zf. yavan şekilde
dry zf. duygusuz şekilde
high and dry s. karada
Phrasals
dry up f. harcamak
dry up f. bitirmek
dry up f. yok olup gitmek
dry up f. sözcükleri tükenmek
dry up f. susmak
dry up f. (oyuncu) repliğini unutmak
dry someone out f. içki içmesine engel olmak
dry someone out f. içirmemek
dry someone out f. içki içmemesini sağlamak
dry something off f. kurulamak
dry off f. kurulanmak
dry something out f. kurutmak
dry off f. kurulamak
dry something off f. kurutmak
go dry f. memeleri kurumak
go dry f. sütü kesilmek
dry something off f. silmek
go dry f. sütten kesilmek
dry up f. kurutmak
dry up f. kurulamak
dry up f. akne gibi iltihaplı bir cilt problemini kurutmak/iyileştirmek/geçirmek
dry up f. akne gibi iltihaplı bir cilt probleminin kuruması/iyileşmesi/geçmesi
dry up f. toz olmak
dry up f. ortadan kaybolmak
dry up f. çıkıp gitmek
dry up f. ortamı terk etmek
dry up f. sessiz olmak
dry up f. konuşmamak
dry up f. susmak
dry something up f. bir şeyi kurutmak
dry something up f. (kızarıklığı) geçirmek
dry something up f. (kaşıntıyı) geçirmek
dry something up f. (isiliği, ürtikeri) söndürmek
dry someone or something off f. birini/bir şeyi kurulamak
dry someone or something off f. birini/bir şeyi kurutmak
dry someone or something off f. birini/bir şeyi silmek
Phrases
dry and hot in summers cold and snowy in winters i. yazları kurak ve sıcak kışları soğuk ve kar yağışlı
dry and hot in summers warm and rainy in winters i. yazları kurak ve sıcak kışları ılık ve yağışlı
suck dry f. tüketmek
suck dry f. sömürmek
suck dry f. tüm enerjisini çekmek
suck dry f. tüm kaynaklarını tüketmek
suck dry f. tüm gücünü çekmek
suck dry f. iliğini kurutmak
keep in a cool and dry place expr. soğuk ve kuru bir yerde muhafaza edin
Proverb
put your trust in god and keep your powder dry eşeğini önce sağlam kazığa bağla sonra tanrı'ya emanet et
you never miss the water till the well runs dry kuyu kurumadan suyun kıymeti bilinmez
put your faith in god, and keep your powder dry eşeğini önce sağlam kazığa bağla sonra tanrı'ya emanet et
put your faith in god, but keep your powder dry eşeğini önce sağlam kazığa bağla sonra tanrı'ya emanet et
put your trust in god, but keep your powder dry eşeğini önce sağlam kazığa bağla sonra tanrı'ya emanet et
trust in god and keep your powder dry eşeğini önce sağlam kazığa bağla sonra tanrı'ya emanet et
trust in god, but keep your powder dry eşeğini önce sağlam kazığa bağla sonra tanrı'ya emanet et
we never miss the water till the well runs dry kuyu kurumadan suyun kıymeti bilinmez
we never miss the water until the well runs dry kuyu kurumadan suyun kıymeti bilinmez
you never miss the water until the well runs dry kuyu kurumadan suyun kıymeti bilinmez
Colloquial
dry fact i. çok fazla detay içermeyen kısa bilgi
a dry run i. deneme çalıştırması
dry towel i. kuru havlu
dry i. içki içmeyen kimse
dry i. içki yasağı yanlısı/taraftarı
dry i. içki satılmayan bölge
dry i. içki bulunmayan bölge
dry spell i. kuraklık dönemi
dry spell i. durgun dönem
dry spell i. kesat dönem
dry [uk] i. taviz vermeyen muhafazakar politikacı
dry nurse i. iş yerindeki acemi çalışanı eğitip yönlendiren kimse
home and dry f. alnının akıyla bitirmek
home and dry f. alnının akıyla sıyrılmak
home and dry f. başarıyla bitirmek
milk it dry f. bir şeyi tamamen sömürmek
milk it dry f. bir şeyi dibine kadar sömürmek
milk it dry f. bir şeyi tamamen bitirmek/tüketmek
milk it dry f. bir şeyin kökünü kurutmak
milk it dry f. tüm imkanları tüketmek
milk something dry f. bir şeyi tamamen sömürmek
milk something dry f. bir şeyi dibine kadar sömürmek
milk something dry f. bir şeyi tamamen bitirmek/tüketmek
milk something dry f. bir şeyin kökünü kurutmak
milk something dry f. tüm imkanları tüketmek
stay dry f. ıslanmamak
dry-gulch f. pusu atmak
dry-gulch f. pusu kurmak
dry-gulch f. pusuya düşürmek
dry-gulch f. tuzağa düşürmek
dry-gulch (one) f. (birine) pusu atmak
dry-gulch (one) f. (birine) pusu kurmak
dry-gulch (one) f. (birini) pusuya düşürmek
dry-gulch (one) f. (birini) tuzağa düşürmek
hardly dry behind the ears s. acemi çaylak
bone-dry s. kupkuru
bone-dry s. kemik kadar kuru
high and dry s. karaya oturmuş
dry s. ayık (içkiyi bırakmış)
dry s. temiz (içkiyi bırakmış)
dry wit s. zeki ve sarkastik
keep your feet dry expr. ayaklarınızı kuru tutun
high and dry expr. çaresiz
high and dry expr. tek başına
high and dry expr. yardımsız
dry (don't repeat yourself) expr. bilgisayar programcılığında yazılım geliştirirken kod tekrarına düşmeyi veya gereksiz kodları azaltmak için kullanılan bir prensip
dry (don't repeat yourself) expr. kendini tekrar etme
dry (don't repeat yourself) expr. aynı kodları tekrar etme
dry up! exclam. kes sesini!
dry up! exclam. sus!
dry up! exclam. git başımdan!
dry up! exclam. toz ol!
dry up! exclam. kaybol!
Idioms
dry spell i. çorak geçen dönem
dry spell i. çorak dönem
dry run i. prova
dry spell i. yağmursuz dönem
dry spell i. yağışsız dönem
a dry run i. deneme uygulaması
a dry run i. deneme koşumu
a dry run i. test uygulaması
come up dry [us] f. boş çıkmak
come up dry [us] f. fos çıkmak
come up dry [us] f. sonuç alamamak
come up dry [us] f. umduğu gerçekleşmemek
come up dry [us] f. başarısız olmak
come up dry [us] f. sonuç vermemek
not dry behind the ears f. acemi olmak
hardly dry behind the ears f. acemi olmak
not dry behind the ears f. ağzı süt kokmak
hardly dry behind the ears f. ağzı süt kokmak
hang someone out to dry f. azarlamak
bleed someone dry f. birisini soyup soğana çevirmek
dry-gulch someone f. birisine pusu atmak
leave someone high and dry f. birini dımdızlak ortada bırakmak
run dry f. bitip tükenmek
be home and dry f. başarıyla sonlandırmak
dry-gulch someone f. birisine pusu kurmak
leave someone high and dry f. birini sap gibi ortada bırakmak
be home and dry f. bir işi kotarmak
leave someone high and dry f. birini beş parasız bırakmak
be pumping a dry well f. boşa kürek çekmek
suck something dry f. bir şeyi tamamen sömürmek
hang someone out to dry f. cezalandırmak
hang somebody out to dry f. dımdızlak bırakmak
be as interesting as watching paint dry f. çok sıkıcı olmak
be like watching paint dry f. çok sıkıcı olmak
not dry behind the ears f. dünkü çocuk olmak
watch paint dry f. çok sıkıcı bir şey izlemek
hardly dry behind the ears f. dünkü çocuk olmak
hang someone out to dry f. dımdızlak bırakmak
keep one's powder dry f. her şeye hazırlıklı olmak
keep one's powder dry f. hazır bulunmak
keep one's powder dry f. hazır olmak
keep one's powder dry f. hazırlıklı olmak
keep one's powder dry f. işini sağlama almak
keep one's powder dry f. mücadeleye iyi hazırlanmış olmak
hang someone out to dry f. ortada bırakmak
be as dry as a bone f. kupkuru olmak
hang somebody out to dry f. ortada bırakmak
bleed someone dry f. kanını emmek
run dry f. suyunu çekmek
bleed someone dry f. parasını yemek
hang someone out to dry f. pestilini çıkarmak
not dry behind the ears f. toy olmak
bleed someone dry f. tüm parasını almak
be home and dry f. tamamına erdirmek
hardly dry behind the ears f. toy olmak
hang somebody out to dry f. yalnız bırakmak
leave high and dry f. yaya bırakmak
hang somebody out to dry f. yarı yolda bırakmak
leave high and dry f. zor durumda terketmek
hang someone out to dry f. yalnız bırakmak
hang someone out to dry f. yarı yolda bırakmak
leave high and dry f. yüzüstü bırakmak
come up dry f. bir sonuca ulaşmamak
come up dry f. sıfıra sıfır elde var sıfır olmak
come up dry f. bir sonuç alamamak
come up dry [us] f. başarısız olmak
come up dry [us] f. sonuç vermemek
milk (someone or something) dry f. (birini/bir şeyi) sömürmek
milk (someone or something) dry f. (birinin/bir şeyin) varını yoğunu almak
milk (someone or something) dry f. (birinin/bir şeyin) elinde avucunda ne varsa almak
milk (someone or something) dry f. (birinin/bir şeyin) neyi var nesi yok almak
squeeze (one) dry f. (birini) sıkıp suyunu çıkarmak
squeeze (one) dry f. (birini) soyup soğana çevirmek
squeeze (one) dry f. (birinin) donuna kadar almak
squeeze (one) dry f. (birinin) elindekini avucundakini zorla/baskıyla almak
squeeze (one) dry f. birini sıkıştırıp her şeyi öğrenmek/bilgi almak
dry (one's) eyes f. (birinin) gözünün yaşını silmek
dry (one's) eyes f. ağlamamak
dry (one's) eyes f. ağlamayı kesmek
be bone dry f. kupkuru olmak
be bone dry f. nemin/suyun zerresi olmamak
be hung out to dry f. dımdızlak kalmak/bırakılmak
be hung out to dry f. ortada kalmak/bırakılmak
be hung out to dry f. yarı yolda bırakılmak
be hung out to dry f. sorunlarıyla baş başa/yalnız bırakılmak
be hung out to dry f. terk edilmek
be hung out to dry f. yalnız bırakılmak
be hung out to dry f. tek başına kalmak/bırakılmak
be hung out to dry f. sorunlarla yalnız baş etmek zorunda bırakılmak
be hung out to dry f. zor bir durum üstüne kalmak
be hung out to dry f. cezalandırılmak
be hung out to dry f. hüsrana uğratılmak
be hung out to dry f. bir kenara atılmak
leave (one) high and dry f. (birinin) sudan etkilenmemesini sağlamak
leave (one) high and dry f. (birinin) kuru kalmasını sağlamak