eligible - Türkçe İngilizce Sözlük

eligible

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"eligible" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 27 sonuç

İngilizce Türkçe
General
eligible i. hak sahibi
The directive must balance the interests of consumers and eligible parties.
Direktif, tüketicilerin ve hak sahibi tarafların çıkarlarını dengelemelidir.

More Sentences
eligible s. uygun
The Structural Funds cannot be used outside the eligible areas.
Yapısal Fonlar uygun alanlar dışında kullanılamaz.

More Sentences
eligible s. seçilebilir
The President is not eligible for re-election.
Aynı kişi, ikinci bir defa Cumhurbaşkanı seçilemez.

More Sentences
eligible s. hak kazanmış
My son is eligible for a university scholarship.
Oğlum üniversite bursu almaya hak kazandı.

More Sentences
eligible s. gözde
He was the most eligible bachelor in London.
Londra'nın en gözde bekarı oydu.

More Sentences
eligible i. uygun kimse
eligible i. seçilebilir kimse
eligible s. elverişli
eligible s. seçkin
eligible s. nitelikli
eligible s. haklı
eligible s. muvafık
eligible s. intihap edilebilir
eligible s. münasip
eligible s. makbul
eligible s. uygun kimse
eligible s. geçerli
eligible s. uygun şartlara sahip
eligible s. (evlilik için) uygun
eligible s. bekar
Politics
eligible s. seçilebilir
Technical
eligible s. seçilir
Sport
eligible s. hücum pasını karşılama kurallarına uygun
Archaic
eligible s. tercihe bağlı
eligible s. uygulanabilen
eligible s. benimsenebilen
eligible s. mümkün

"eligible" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 36 sonuç

İngilizce Türkçe
General
eligible bachelor i. gözde bekar
Tom is one of the most eligible bachelors of Boston high society.
Tom Boston yüksek sosyetesinin en gözde bekârlarından.

More Sentences
eligible consumer i. serbest tüketici
make something eligible f. elverişli hale getirmek
be eligible to vote f. oy kullanma yaşında olmak
be eligible for the lottery f. çekiliş için hak kazanmak
be eligible for the lottery f. çekilişe katılmak için hak kazanmak
be eligible to attend the university f. üniversiteye girmeye hak kazanmak
be eligible to enter the university f. üniversiteye girmeye hak kazanmak
be eligible to vote f. oy kullanma ehliyeti olmak
eligible for s. -e seçilebilir
eligible for s. -e uygun
re-eligible s. tekrarlı geçerli hal almış
Trade/Economic
eligible paper i. bankaca kabul edilebilir senet
eligible paper i. elverişli senet
eligible cost i. geçerli masraf
eligible costs i. komisyonca kabul edilen masraflar
eligible commercial paper i. merkez bankası tarafından reeskonta kabul edilebilen ticari senetler
eligible for capitalisation s. aktifleştirilebilir
Law
eligible survivors i. birinci derece mirasçılar
Politics
eligible voter i. oy kullanma yetkisine sahip seçmen
eligible voter i. rey verme hakkına sahip seçmen
eligible voter i. seçmen yaşını doldurmuş kişi
re-eligible s. yeniden seçilebilir
re-eligible s. yeniden göreve gelebilir
Computer
eligible users i. uygun kullanıcılar
Aeronautic
eligible traffic i. uygun trafik
eligible flight i. uygun uçuş
Military
eligible recipient i. ehil alıcı
be eligible for military service f. askerliğe elverişli olmak
be eligible to serve in the military f. askerliğe elverişli olmak
be not eligible to serve in the military f. askerliğe elverişli olmamak
be not eligible for military service f. askerliğe elverişli olmamak
be not eligible to serve in the military f. askerlik yapmaya elverişli olmamak
be not eligible for military service f. askerlik yapmaya elverişli olmamak
eligible for separation s. askerlikten ayrılmaya uygun
eligible for separation s. hizmetten ayrılmayı hak eden