five - Türkçe İngilizce Sözlük

five

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"five" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 19 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
five i. beş
I need to buy a pack of five socks before my trip next week.
Haftaya yapacağım seyahatten önce beş çift çorap almam gerek.

More Sentences
General
five i. beşi
Only five States out of 15 have met the Barcelona targets for implementation.
Barselona'nın uygulama hedeflerine 15 Devletten sadece beşi ulaşabilmiştir.

More Sentences
five i. 5
In Yoshkar-Ola there are five theaters.
Yoşkar-Ola'da 5 tane tiyatro var.

More Sentences
five i. (selamlama veya kutlama amaçlı) beşlik çakma
Tom gave Mary a high five.
Tom, Mary'ye beşlik çaktı.

More Sentences
five i. beşinci
Another area where an extra few million would not go amiss is category five, administrative expenditure.
Fazladan birkaç milyonun yanlış olmayacağı bir diğer alan da beşinci kategori olan idari harcamalardır.

More Sentences
five i. beşlik
The street performer was thrilled when a passerby dropped a five in his hat.
Sokak sanatçısı, oradan geçen biri şapkasına beşlik attığında çok heyecanlandı.

More Sentences
five i. beş rakamı (5, V)
five i. iskambilde beşli
five i. 5 adet
five i. beş üyeli grup
five i. beş parçalı şey
five i. beş birimli şey
five i. beşli eser
five i. (saat) beş
Trade/Economic
five i. beş dolarlık banknot
Textile
five i. 37 numara ayakkabı
five i. 34 beden kıyafet
Games
five i. çizginin bir tarafı beş noktalı domino taşı
five i. üst yüzü beş noktalı zar

"five" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
General
five hundred i. beş yüz
I've got no more than five hundred yen.
En fazla beş yüz Yenim var.

More Sentences
twenty five i. yirmibeş
The avalanche was traveling at twenty five miles an hour.
Çığ saatte yirmibeş mil yol alıyordu.

More Sentences
thirty five i. otuz beş
Dan served thirty five years in that prison.
Dan o hapishanede otuz beş yıl hapis yattı.

More Sentences
top five i. ilk beş
List the top five things you like to do when you're not working.
Çalışmadığınız zamanlarda yapmaktan hoşlandığınız ilk beş şeyi listeleyin.

More Sentences
first five i. ilk beş
When written as a numerical date, March 14, 2015 is 3/14/15, corresponding to the first five digits of pi (3.1415) - a once-in-a-century coincidence!
Sayısal bir tarih olarak yazıldığında, 14 Mart 2015, pi sayısının ilk beş basamağına (3.1415) karşılık gelen 3/14/15'tir - yüzyılda bir rastlanan bir tesadüf!

More Sentences
twenty five i. 25
The avalanche was traveling at twenty five miles an hour.
Çığ saatte 25 mil hızla ilerliyordu.

More Sentences
fifty five i. elli beş
He said he was already more than fifty years old, fifty five, to be precise.
O çoktan elli yaşından daha fazla olduğunu, tam olarak elli beş olduğunu söyledi.

More Sentences
seventy five i. yetmiş beş
Nikko is situated about seventy five miles north of Tokyo.
Nikko, Tokyo'nun yaklaşık yetmiş beş mil kuzeyinde yer alır.

More Sentences
five books i. beş kitap
I ordered five books on economics from London.
Londra'dan ekonomi üzerine beş kitap ısmarladım.

More Sentences
five senses i. beş duyu
If you have faith in God,You can control all five senses and live a peaceful longlife.
Allah'a imanın varsa, tüm beş duyunu kontrol edip huzurlu bir uzun yaşam sürebilirsin.

More Sentences
sixty-five i. altmış beş
And all the days of Henoch were three hundred and sixty-five years.
Henokun bütün ömrü üç yüz altmış beş yıl sürdü.

More Sentences
five-star s. beş yıldızlı
How much is a room for two people in this five-star hotel?
Bu beş yıldızlı bir otelde iki kişilik bir oda ne kadar?

More Sentences
five-minute s. beş dakikalık
I do not believe I can improvise a five-minute speech on budgetary affairs.
Bütçe konularında beş dakikalık bir konuşmayı doğaçlama yapabileceğime inanmıyorum.

More Sentences
five-year s. beş yıllık
We wanted a five-year waiting period to 2008.
2008'e kadar beş yıllık bir bekleme süresi istedik.

More Sentences
five-year-old s. beş yaşında
She gave her five-year-old son a puppy for his birthday.
Beş yaşındaki oğluna doğum günü için bir köpek yavrusu verdi.

More Sentences
five times zf. beş katı
That is five times what the region now receives in aid and debt relief combined.
Bu rakam, bölgenin şu anda aldığı yardım ve borç ertelemesinin toplamının beş katıdır.

More Sentences
five times zf. beş kere
Five times five is twenty-five.
Beş kere beş yirmi beş eder.

More Sentences
twenty-five zm. (bir şeylerin, birilerinin) yirmi beşi
Twenty-five per cent of all heart-related diseases are caused by smoking.
Kalple ilgili tüm hastalıkların yüzde yirmi beşi sigaradan kaynaklanıyor.

More Sentences
forty-five zm. kırk beşi
Forty-five percent of Greeks said that they had never used the Internet in 2011.
Yunanlıların yüzde kırk beşi 2011 yılında interneti hiç kullanmadıklarını söyledi.

More Sentences
Colloquial
five bucks i. beş dolar
I haven't got five bucks.
Beş dolarım yok.

More Sentences
five hours ago expr. beş saat önce
Why was the last sentence added five hours ago?
Neden son cümle beş saat önce eklendi?

More Sentences
give me five expr. çak bir beşlik
Give me five.
Çak bir beşlik.

More Sentences
Tourism
five-star hotel i. beş yıldızlı otel
Tom usually stays at five-star hotels.
Tom genellikle beş yıldızlı otellerde kalır.

More Sentences
Computer
five blocks i. beş blok
My house is five blocks away.
Benim evim beş blok ötededir.

More Sentences
Automotive
five-star s. beş yıldızlı
I intend to stay at a five-star hotel.
Beş yıldızlı bir otelde kalmaya niyetliyim.

More Sentences
Common Usage
high-five i. beşlik
General
five time salath i. beş vakit namaz
five pointed fishing hook i. çarpma
five coin i. beşlik
five time prayer i. beş vakit namaz
five dollar bill i. beş dolarlık hesap
twenty five percent i. yüzde yirmi beş
forty five i. kırkbeş
the five senses i. beş duyu
five factor i. beş faktörlü
five in a row i. beşi bir arada
five pieces of gold i. beşi bir yerde
five pieces of gold i. beşlik
a five minute's walk i. beş dakikalık yürüyüş
five o'clock shadow i. kirli sakal (bir günlük)
five o'clock shadow i. bir günlük sakal
a five-star hotel i. beş yıldızlı otel
five-year development plan i. beş yıllık kalkınma planı
five-unit code i. beşli kod
five-day working week i. haftada beş gün çalışma
forty five i. kırk beş
five o'clock tea i. beş çayı
two out of five i. beşte ikisi
nine-to-five i. sabah 9'da başlayıp akşam 5'te biten mesai
nine-to-five job i. 9-5 işi
five pillars of islam i. islam'ın beş şartı
twenty five i. yirmi beş
thirty five i. 35
forty five i. 45
fifty five i. 55
sixty five i. 65
sixty five i. altmış beş
seventy five i. 75
eighty five i. seksen beş
eighty five i. 85
ninety five i. 95
ninety five i. doksan beş
five-hour application i. beş saatlik uygulama
five-hour application i. 5 saatlik uygulama
five-day holiday i. beş günlük tatil
five-day vacation i. beş günlük tatil
first five countries i. ilk beş ülke
two thousand five hundred eleven i. iki bin beş yüz on bir
five ws and one h i. 5n1k
five percent of revenue i. gelirin yüzde beşi
any one of the five senses i. beş duyudan herhangi biri
five o'clock tea i. 5 çayı
five-storey building i. beş katlı bina
five-storey building i. 5 katlı bina
five kittens i. beş kedi yavrusu
children under five years of age i. beş yaş altı çocuklar
five per thousand i. binde 5
five per thousand i. binde beş
our five sense organs i. beş duyu organımız
nine-to-five job i. sabah dokuzdan akşam beşe kadar süren iş
nine to five i. dokuz-beş arası yapılan olağan mesai
thirty-five i. otuz beş birim
thirty-five i. otuz beşli grup
thirty-five i. arap rakamlarıyla otuz beşin simgelediği numara
five whys i. 5 neden yöntemi
five whys i. beş neden yöntemi
twenty-five i. yirmi beşli grup
five eggs i. 5 yumurta
big five i. küçük ve güçlü grup
high five i. (tebrik için) çak beşlik yapma
high-five i. çak yapma
high-five i. çift pedro
high-five i. beşlik
five oclock shadow i. (çene ve yanakta) kirli sakal
five o'clock shadow i. (çene ve yanakta) kirli sakal
five senses i. görme, duyma, koklama, tatma ve hissetme duyuları
five stones i. beş taş oyunu
five-abreast i. at arabasına bağlanan beşli çubuk
five-abreast i. beş atın yan yana araç çekmesini sağlayan düzenek
five-abreast i. yan yana araç çeken beş at
five-a-day i. (günlük tavsiye edilen) beş öğün meyve ve sebze
five-and-dime [us] i. ucuzluk mağazası
five-and-ten-cent store i. bir milyoncu
five-and-ten-cent store i. ucuzluk mağazası
five-day week i. beş iş günlük hafta
five-day week i. beş gün mesaisi olan hafta
five-horse string out i. at arabasına bağlanan beşli çubuk
five-horse string out i. beş atın yan yana araç çekmesini sağlayan düzenek
five-horse string out i. yan yana araç çeken beş at
five-hundredth i. beş yüzüncü
forty-five i. kırk beş sayısı
forty-five i. (roma rakamı) xlv
forty-five i. kırk beş kişilik grup
forty-five i. kırk beşli grup
forty-five i. kırk beş birim
forty-five i. kırk beş nesne
forty-five i. kırk beşli dizi
forty-five i. kırk beş beden giysi
sixty-five i. altmış beş birim
sixty-five i. altmış beş nesne
sixty-five i. altmış beşlik grup
sixty-five i. altmış beşlik dizi
sixty-five i. altmış beşinci sıra
perform five time prayer f. beş vakit namaz kılmak
perform five time salaat in a day f. günde beş vakit namaz kılmak
get five numbers in the lottery f. lotoda 5 tutturmak
get five numbers in the lottery f. lotoda beş tutturmak
want a nine-to-five job f. sabah dokuz akşam beş bir iş istemek
win five games in a row f. peş peşe beş maç kazanmak
win five games in a row f. arka arkaya beş maç kazanmak
be sentenced to five years f. beş yıla mahkum edilmek
be sentenced to five years f. beş yıla mahkum olmak
be sentenced to five years f. 5 yıla mahkum edilmek
be sentenced to five years f. 5 yıla mahkum olmak
count down from five f. beşten geriye saymak
take five f. beş dakika mola vermek
high five f. çak yaparak selamlaşmak
high five f. çak yaparak tebrik etmek
high five f. çak yapmak
high-five f. çak yaparak selamlaşmak
high-five f. çak yaparak tebrik etmek
high-five f. çak yapmak
containing five pieces s. beşlik
nine-to-five s. 9-5 arası
nine-to-five s. 9'dan 5'e
thirty-five s. otuz beş adet
twenty-five s. yirmi beş tane olan
five-minute s. beş dakika süren
one hundred fifty-five s. yüz elli beş olan
one hundred fifty-five s. yüz elliden beş fazla olan
one hundred five s. yüz beş olan
one hundred five s. yüz ondan beş fazla olan
one hundred forty-five s. yüz kırk beş olan
one hundred forty-five s. yüz kırktan beş fazla olan
one hundred seventy-five s. yüz yetmiş beş olan
one hundred seventy-five s. yüz yetmişten beş fazla olan
one hundred sixty-five s. yüz altmış beş olan
one hundred sixty-five s. yüz altmıştan beş fazla olan
one hundred thirty-five s. yüz otuz beş
one hundred thirty-five s. yüz otuzdan beş fazla olan
one hundred twenty-five s. yüz yirmi beş olan
one hundred twenty-five s. yüz yirmiden beş fazla olan
one hundred fifty-five s. yüz elli beş
five-fold s. beş bölümlü
five-fold s. beş parçadan oluşan
five-fold s. beşli
five-fold s. beş birimli
five-fold s. beş bileşenli
five-lobed s. beş loblu
five-lobed s. beş bölümlü
five-lobed s. beş odacıklı
five-pointed s. beş noktalı
five-pointed s. beş uçlu
five-pointed s. beş köşeli
five-sided s. beş kenarlı
five-sided s. beş yüzlü
five-star s. rütbeli
five-star s. kıdemli
five-star s. a kalite
five-star s. nitelikli
five-year s. beş yılda bir olan
five-year s. beş yıllık zaman diliminde gerçekleşen
five-year-old s. beş yıllık
forty-five s. kırk beşe denk gelen
forty-five s. kırk beşlik
sixty-five s. altmış beşe denk gelen
sixty-five s. altmış beşlik
over the last five years zf. son beş yıl içinde
from five to ten zf. beş ila on arasında
five times a week zf. haftada beş kere
five times a week zf. haftada beş kez
five times a week zf. haftada beş defa
five times a day on a weekend zf. hafta sonları günde beş kere
five times a day on weekends zf. hafta sonları günde beş kere
five minutes later zf. 5 dakika sonra
in five years zf. beş yıl içerisinde
in five years zf. beş yıl içinde
thirty-five zm. (bir şeylerin, birilerinin) otuz beşi
forty-five zm. kırk beş tanesi
sixty-five zm. altmış beşi
sixty-five zm. altmış beş tanesi
Phrases
five moves ahead i. beş hamle sonrası
five or six i. beş altı tane
five moves ahead expr. beş adım önde
four of five expr. beşte dördü
four in five expr. beşte dördü
almost one in five londoners expr. londralıların neredeyse beşte biri
five will get you ten expr. büyük ihtimalle
five will get you ten expr. büyük olasılıkla
five will get you ten expr. her şey ona işaret ediyor
five will get you ten expr. çok büyük ihtimal
Proverb
he wears a ten dollar hat on a five cent head kel başa şimşir tarak
he wears a ten dollar hat on a five cent head eşeğe altın semer vursan yine eşektir
he wears a $10 hat on a five-cent head kel başa şimşir tarak
he wears a $10 hat on a five-cent head eşeğe altın semer vursan yine eşektir
Colloquial
tight five i. ragbide birinci ve ikinci sıra birlikte
five things i. beş şey
a five-man job i. beş kişilik bir iş
nine-to-five job i. dokuzdan beşe bir iş
nine-to-five job i. dokuz-beş bir iş
the big five i. büyük beşli
the big five i. beş en tehlikeli afrika memelisi olan gergedan, fil, bufalo, aslan ve leopara avcıların verdiği isim
five-and-ten [us] i. herşey bir milyoncu
five-and-ten [us] i. ucuz ürünler satan mağaza
five-and-ten [us] i. ucuzcu dükkan
get five years f. beş sene yemek
reach up to number five f. beş numaraya yerleşmek
get five years f. beş yıl yemek
give the murderer five f. katile beş yıl vermek
five-by-five s. çok iyi
five-by-five s. çok güzel
five-by-five s. harika
five-by-five s. çok net
five-by-five s. sesi gür gelen
five-by-five s. gürültülü
five-by-five s. yüksek sesli
five-by-five s. duyulabilen
five-by-five s. iyi
five-by-five s. idare eden
five-by-five s. tıknaz
five-by-five s. kısa ve kilolu
five-by-five s. bodur
five-by-five s. bıdık
four or five years ago expr. dört veya beş sene önce
slip me five! expr. çak bir beşlik
four or five years ago expr. dört beş yıl önce
slip me five! expr. çak!
slip me five! expr. çak bi beşlik
high-five expr. çak bir beşlik
four or five years ago expr. dört veya beş yıl önce
four or five years ago expr. dört beş sene önce
seventy-five years at least expr. en az yetmiş beş yıl
five nights a week expr. haftada beş gece
for the last five years expr. son beş senedir
for the last five years expr. son beş yıldır
twenty-five times expr. yirmi beş kez
twenty-five years ago expr. 25 sene önce
give me five expr. çak
give me a five expr. çak
give me a five expr. çak bir beşlik
gimme five expr. çak
gimme five expr. çak bir beşlik
gimme a five expr. çak
gimme a five expr. çak bir beşlik
Idioms
five-alarm fire i. büyük yangın
five-alarm fire i. kontrol altına alınamayan büyük yangın
five-alarm fire i. gergin
five-alarm fire i. boğucu
five-alarm fire i. stresli kimse
five-alarm fire i. gergin kimse
a good five-cent cigar i. tam kararında fiyatı olan şey
a good five-cent cigar i. ne az ne fazla fiyatlı ürün
a good five-cent cigar i. ucuz da pahalı da olmayan şey
a good five-cent cigar i. uygun fiyatlı ürün
a good five-cent cigar i. makul fiyatlı mal
a good five-cent cigar i. pahası/ederi herkesin alabileceği kadar olan ürün
a five-alarm fire i. çok heyecanlı kimse veya şey
a five-alarm fire i. coşkun kimse veya şey
five-alarm fire i. büyük yangın
five-alarm fire i. kontrol altına alınamayan büyük yangın
five-alarm fire i. gergin veya boğucu kimse veya şey
five-finger discount i. aşırma
five-finger discount i. çalma
five-and-dime i. herşey bir milyoncu
five and ten i. herşey bir milyoncu
a five o'clock shadow i. sabah tıraş olup akşama doğru cildin altında beliren sakal
five o'clock shadow i. sabah kesilmesine rağmen günün sonuna doğru yeniden uzayan sakal
a five o'clock shadow i. sakal gölgesi
five-and-dime i. tuhafiye mağazası
five-and-dime i. tuhafiyeci
five and ten i. tuhafiye mağazası
five and ten i. tuhafiyeci
five and ten i. ucuz ürünler satan mağaza
five-alarm fire i. çok büyük yangın
five-alarm fire i. kontrol altına alınması güç yangın
five-alarm fire i. şiddetli yangın
five-alarm fire i. çok heyecan verici şey/kimse
five-alarm fire i. çok gergin kişi/durum
five-alarm fire i. çok stresli kişi/durum
five-alarm fire i. çok ciddi kişi/durum
a good five-cent cigar i. fiyatı uygun şey
a good five-cent cigar i. uygun fiyatlı şey
a good five-cent cigar i. ekonomik ürün
a good five-cent cigar i. satın alınabilir ürün
a good five-cent cigar i. makul fiyatlı ürün
a good five-cent cigar i. hesaplı ürün
a good five-cent cigar i. her keseye uygun ürün
a good five-cent cigar i. her bütçeye uygun ürün
bat five hundred f. yarısını doğru yapmak
bat five hundred f. yarı yarıya başarılı olmak
bat five hundred f. yüzde ellilik başarı
know how many beans make five f. cin gibi olmak
work nine to five f. dokuz beş arası çalışmak
hang five f. sörf tahtası üzerinde durmak/tutunmak
low five f. birini destekler/tebrik eder bir tavırla tokalaşır gibi beşlik çakmak
low five f. biriyle selamlaşırken tokalaşma esnasında beşlik çakmak
low five f. elini havaya kaldırmadan beşlik çakmak
low five f. bel hizasında beşlik çakmak
low five f. çakmak
low five f. ellerini birbirine çakmak
low five f. ellerini kaldırmadan birbirine çakmak
bat five hundred [us] f. dediklerinin/yaptıklarının yarısı doğru çıkmak/olmak
bat five hundred [us] f. girdiği işlerin yarısında başarılı olmak
give someone five f. birine yardım etmek
give someone five f. birine yardım eli uzatmak
give someone five f. birine destek olmak
give someone five f. birine beşlik çakmak
slip five f. beşlik çakmak
slip five f. el sıkışmak
slip five f. tokalaşmak
the best of three, five, etc. expr. üç/beş vs. yapan kazanır
the best of three, five, etc. expr. üçe/beşe vs. ulaşan kazanır
the best of three, five, etc. expr. üç/beş olan kazanır
the best of three, five, etc. expr. üçü/beşi bulan kazanır
it's five o'clock somewhere expr. başka bir yerde saat beş nasıl olsa
it's five o'clock somewhere expr. sabah ve öğleden sonra içki içmek istendiğinde söylenen bir söz
it's five o'clock somewhere expr. içkinin saati olmaz
it's five o'clock somewhere expr. bir yerlerde saat şu an beş
Speaking
do you have five minutes to spare? expr. ayıracak beş dakikan var mı?
four out of five visitors expr. beş ziyaretçiden dördü
we will be there in five minutes expr. beş dakika içinde oradayız
we are five siblings expr. beş kardeşiz
I have to get up in five hours expr. beş saat sonra kalkmam gerekiyor
I'm the third of five sisters expr. beş kız kardeşten üçüncüsüsüyüm
they could swim when they were five expr. beş yaşında yüzebiliyorlardı
he'll be here in five minutes expr. beş dakikaya burada olacak
we are a family of five expr. biz beş kişilik bir aileyiz
you have five minutes expr. beş dakikanız var
I'm five hundred dollars in the hole expr. beşyüz dolar içerdeyim
you have five minutes expr. beş dakikan var
you have five minutes expr. beş dakikanız var
I'll be back in five or six days expr. beş altı gün içinde döneceğim
it's quarter past five expr. beşi çeyrek geçiyor
we will be there in five minutes expr. beş dakikaya kadar oradayız
I've known this man for five years expr. bu adamı beş yıldır tanırım
we will be there in five minutes expr. beş dakika içinde orada olacağız
give me five! expr. çak bir beşlik
give me five! expr. çak bi beşlik
give me five expr. çak bir beşlik
gimme five expr. çak bir beşlik
give me five! expr. çak!
four times five equals twenty expr. dört kere beş eşittir yirmi
give me a high five expr. çak bir beşlik
give me five! expr. hey dostum çak!
I saw her five minutes ago expr. onu beş dakika önce gördüm
I saw him five minutes ago expr. onu beş dakika önce gördüm
please give me five minutes expr. lütfen bana beş dakika verin
the library will be closing in five minutes expr. kütüphane beş dakika içinde kapanacaktır
patients with stress visit the doctor five times more often than other patients expr. stresle ilgili hastalığı olan kişiler beş kat daha fazla doktora gidiyor
patients with stress visit the doctor five times more often than other patients expr. stresle ilgili hastalığı olan kişiler 5 kat daha fazla doktora gidiyor
it's five past nine expr. saat dokuzu beş geçiyor
five bucks says he does it expr. yapacağına beş dolar koyarım
you have five minutes expr. 5 dakikan var
you have five minutes expr. 5 dakikanız var
it's five past three expr. üçü beş geçiyor
four times five equals twenty expr. 4 kere 5 eşittir 20
Trade/Economic
five competitive forces model i. beş rekabetçi güç modeli
group of five i. beşler grubu
five-year plan i. beş yıllık plan
five year plans i. beş yıllık kalkınma planlan
five year plan i. beş yıllık plan
big five i. büyük beşli
big five i. ingiltere'nin en büyük beş bankası
fragile five i. kırılgan beşli
five percenter i. yüzde beş alan
five dollar bill i. beşlik amerikan doları banknotu
five-spot [us] i. beş dolarlık banknot
five-twenties i. (abd) yirmi beş yıl sonra ödenebilir duruma gelen savaş bonosu
five-twenties i. (abd) iç savaş tahvili
work nine to five f. dokuzdan beşe kadar çalışmak
big five expr. beş büyük
g5 (group of five) kısalt. beşler grubu
Politics
five year progress plan i. beş yıllık kalkınma planı
the shanghai five i. şangay beşlisi
big five i. beş büyük ülke
five nations i. irokua birliği
five nations i. altı millet
five nations i. irokua konfederasyonu
Tourism
five-star hotel i. 5 yıldızlı otel
five-star s. (otel) birinci kalite
five-star s. (otel) üst kalite
five-star s. (otel) üst düzey
five-star s. (otel) lüks
five-star s. (otel) birinci kalite
Media
five ws i. beş n soruları
five ws i. kim, ne, nerede, ne zaman ve neden
Technical
five-way union i. beş yönlü rakor
five-port directional control valve i. beş ağızlı yön kontrol valfi
five point likert scale i. beşli likert ölçeği
five second test i. beş saniye deneyi
five-unit code i. beş elemanlı kod
two-out-of-five code i. beşten ikisi kodu
twenty-five percent rectangle i. yüzde yirmi beş dikdörtgeni
Computer
two-out-of-five code i. beşten iki kodu
digit five i. basamak beş
one pt five i. bir buçuk
Informatics
two-out-of-five code i. beşte iki kodu
Telecom
five by five expr. (sinyal) açık ve net (anlaşıldı)
five by five expr. sinyal geliyor, tamam
five by five expr. mesaj alındı anlamına gelen bir ünleme
Textile
twenty-five i. 25 beden giysi
five thread jean overlock machine i. beş iplik kot overlok makinesi
five pocket trousers i. 5 cepli pantolon
Architecture
five-lobed arch i. beş dilim kemer
Construction
five-storey s. beş katlı
Automotive
five-link rear suspension i. beş kollu arka süspansiyon
five-step troubleshooting i. beş aşamalı arıza giderme
five speed gear box i. beş vitesli şanzıman
five flute leather seats i. beş oluklu deri koltuklar
five-point seat belt i. beş noktalı emniyet kemeri
five-cylinder engine i. beş silindirli motor
five-valve engine i. beş supaplı motor
five-valve head i. beş supaplı silindir kapağı
five-speed transmission i. beş vitesli şanzıman
twenty-five-ampere rate i. bir batarya sınıflandırması yirmi beş amper derecesi
five cylinder engine i. boş silindirli motor
five-door i. beş kapılı araba
five door s. beş kapılı
five seater s. beş koltuklu
Transportation
five-axle truck i. elli ayak
five-axle truck i. 5 dingilli kamyon
five-axle truck i. beş dingilli kamyon
Medical
five-year survival rate i. 5 yıllık yaşam oranı
Psychology
big five factor i. beş büyük faktör kuramı
five-factor model i. beş faktörlü model
big five i. büyük beşli
Pharmaceutics
five roots i. beş kök
Gastronomy
five spice powder i. beşli baharat
five spice powder i. beşli baharat karışımı
five-spice powder i. beşli baharat
five-spice powder i. beşli baharat karışımı
Math
twenty-five i. seri veya dizide yirmi birinci eleman
the multiples of five i. beşin katları
the multiples of five i. 5'in katları
Statistics
five-point assay i. beş nokta denemesi
Chemistry
five-membered s. (bileşik) beş üyeli halkası olan
Biology
five prime (5') i. beş üssü
Marine Biology
five-spotted wrasse i. bıldırcınçırçırı balığı
five-spotted wrasse i. çırçır balığı
five-spotted wrasse i. ot balığı
five-bearded rockling i. gelincik balığı
five-bearded rockling i. kuzey atlantik'te bulunan gadidae familyasından ufak morina balığı
Botanic
five-flowered gentian i. beş çiçekli gentiyan
five-flowered gentian i. dik gentiyan
five-flowered gentian i. gentiana quinquefolia
five-flowered gentian i. gentianella quinquefolia
five-spot (nemophila maculata) i. taç yaprakları üzerinde koyu mor lekeler olan beyaz çiçeklere sahip tek yıllık bir kaliforniya bitkisi
five-faced bishop i. misk otu
five-leaved ivy i. amerikan sarmaşığı
five-leaved ivy i. kuzey amerika'da yetişen bileşik yaprakları ve mavimsi-siyah dut benzeri meyveleri olan yaygın bir asma
five-finger i. amerikan sarmaşığı
five-finger i. kuzey amerika'da yetişen bileşik yaprakları ve mavimsi-siyah dut benzeri meyveleri olan yaygın bir asma
five-fingered maidenhair fern i. kuzey amerika'ya özgü parlak palmiye yaprağı şeklinde yaprakları olan bir eğreltiotu
five-finger grass i. beşparmakotu
five–leaved chaste tree (vitex negundo) i. beşparmak ağacı
five-seeded plume-poppy (macleaya cordata) i. tüy haşhaş
five-seeded plume-poppy (macleaya cordata) i. krem rengi tüysü salkımları için yetiştirilen çin ve japonya'ya özgü bir bitki
marsh five-finger i. gül parmakotu
marsh five-finger i. bataklık beşparmakotu
marsh five-finger i. bataklık arazilerde yetişen mor çiçekli bir bitki
five-point bishop's cap (mitella pentandra) i. kuzey amerika'da yetişen yeşilimsi çiçekli küçük bir bitki
five-faced bishop i. bostan karanfili
five-faced bishop i. ılıman bölgelerde yetişen küçük bir bitki
five-finger i. beş yapraklı çiçekleri veya beş loblu yaprakları olan bir bitki
five-fingered maidenhair fern i. kuzey amerika'ya özgü bir eğrelti otu türü
five-flowered gentian i. mavi gentiyan
five-flowered gentian i. mavi centiyan
five-flowered gentian i. kuzey amerika'nın doğusuna özgü mavi çiçekleri olan bir gentiyan
five-leaf i. parmakotu
five-leaf i. yeni zelanda'ya özgü bir ağaç türü
five-leafed s. beş yapraklı
five-leafed s. beş yaprakçıklı
five-needled s. (kozalak) beş dikenli
five-petaled s. (çiçek) beş yapraklı
five-petalled s. (çiçek) beş yapraklı
Agriculture
five-shovel cultivator i. beş dişli kültivatör
five-shovel cultivator i. tek atlı kültivatör
Breeding
five-gaited s. (at) beş farklı yürüyüş türünde eğitimli
Social Sciences
five civilized nations i. beş uygar kabile
five civilized nations i. çeroki, çikasov, çoktav, krik ve seminole halkları