hediye - Türkçe İngilizce Sözlük

hediye

"hediye" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 39 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
hediye gift i.
Thank you very much for this generous gift to my colleagues.
Meslektaşlarıma verdiğiniz bu cömert hediye için çok teşekkür ederim.

More Sentences
hediye present i.
The war is a present to us from law-abiding Europe, your Europe.
Savaş, yasalara saygılı Avrupa'nın, yani sizin Avrupa'nızın bize bir hediyesidir.

More Sentences
General
hediye gift i.
It is a gift to third-country starch producers, with the European Union receiving nothing in return.
Üçüncü ülke nişasta üreticilerine bir hediyedir ve Avrupa Birliği karşılığında hiçbir şey almamaktadır.

More Sentences
hediye giving i.
He couldn't think what he should give her for her birthday.
Ona doğum gününde ne hediye alacağını bilemiyordu.

More Sentences
hediye favor i.
They handed out party favors at the event.
Etkinlikte parti hediyeleri dağıttılar.

More Sentences
hediye favour i.
They handed out party favours at the event.
Etkinlikte parti hediyeleri dağıttılar.

More Sentences
hediye treat i.
Lee took his son to a Yankees game as a birthday treat.
Lee oğlunu doğum günü hediyesi olarak Yankees maçına götürdü.

More Sentences
hediye tribute i.
hediye bounty i.
hediye donation i.
hediye donative i.
hediye box i.
hediye gratuity i.
hediye lagniappe i.
hediye cumshaw i.
hediye cadeau [french] i.
hediye tip i.
hediye handsel i.
hediye fairing [uk] i.
hediye gratitude [obsolete] i.
hediye icing i.
hediye compliment [dialect] i.
hediye dash i.
hediye pressy i.
Colloquial
hediye pressie/prezzie i.
hediye bansela [south africa] i.
hediye bonsela [south africa] i.
hediye pasela [south africa] i.
hediye yift i.
Trade/Economic
hediye free gift i.
hediye bonus i.
hediye presentation i.
Law
hediye gratuity i.
Politics
hediye donation i.
Latin
hediye beneficium i.
Slang
hediye prezzy i.
British Slang
hediye prezzie i.
hediye pressie i.
hediye buckshee i.

"hediye" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 277 sonuç

Türkçe İngilizce
General
hediye verme giving gift i.
Giving gifts is always nicer than receiving them.
Hediye vermek, almaktan her zaman daha güzeldir.

More Sentences
hediye kartı gift card i.
The groups were then given an opportunity to trade gift cards.
Daha sonra gruplara hediye kartı değiş-tokuşu için imkan verildi.

More Sentences
hediye çeki gift card i.
I received a gift card from him.
Ondan bir hediye çeki aldım.

More Sentences
(hediye) takdim presentation i.
Here, tomorrow, we shall have the presentation of the Sakharov Prize.
Yarın burada Sakharov Ödülü'nün takdimini gerçekleştireceğiz.

More Sentences
hediye etmek present f.
I presented him with a gold watch.
Ona altın bir saat hediye ettim.

More Sentences
hediye etmek give away f.
I gave away my bike.
Bisikletimi hediye ettim.

More Sentences
yağdırmak (hediye/hakaret) heap f.
The answer is that you heap invective on yourselves and you deserve it.
Cevap şu ki, kendi kendinize hakaretler yağdırıyorsunuz ve bunu hak ediyorsunuz.

More Sentences
hediye paketi yapmak gift wrap f.
Can you gift wrap that?
Şunu hediye paketi yapabilir misin?

More Sentences
hediye olarak vermek give away f.
I gave away the table because it does not fit in the living room.
Oturma odasına uymadığı için masayı hediye olarak verdim.

More Sentences
hediye etmek give f.
I gave my sister a pearl necklace on her birthday.
Kız kardeşime doğum gününde inci bir kolye hediye ettim.

More Sentences
hediye almak accept a gift f.
When was the last time you accepted a gift?
En son ne zaman hediye aldın?

More Sentences
hediye almak receive a gift f.
We are anticipating receiving a gift from our uncle.
Amcamızdan bir hediye almayı bekliyoruz.

More Sentences
hediye almak receive a present f.
They each received a present.
Onların her biri bir hediye aldı.

More Sentences
hediye almak get a present f.
She got a present from her boyfriend.
O, erkek arkadaşından bir hediye aldı.

More Sentences
hediye paketi yapmak gift-wrap f.
Can you gift-wrap this, please?
Bunu hediye paketi yapar mısın, lütfen?

More Sentences
hediye göndermek send gift f.
You sent gifts from your country.
Sen ülkenden hediyeler gönderdin.

More Sentences
hediye getirmek bring a present f.
I brought a present for you.
Sana bir hediye getirdim.

More Sentences
(mesaj, hediye vb.) bırakmak leave f.
I left a birthday gift on his doorstep.
Kapısına bir doğum günü hediyesi bıraktım.

More Sentences
Trade/Economic
hediye çeki gift certificate i.
We all got together and bought Tom a gift certificate for his birthday.
Hepimiz bir araya geldik ve Tom'a doğum günü için bir hediye çeki aldık.

More Sentences
General
gazete vb gibi hediye giveaway i.
büyük hediye largesses i.
hediye sürpriz favor i.
barış ve uzlaşma amacıyla verilen hediye peace offering i.
büyük hediye largesse i.
hediye paketleme gift wrapping i.
alışveriş yapıldığında yanında verilen hediye lagniappe i.
sosyal bir oyunda verilen hediye philopena i.
hediye verme düşkünlüğü doromania i.
hediye çeki token i.
hediye çeki gift token i.
on dört şubatta sevgiliye verilen hediye valentine i.
yeni eve taşınanlara verilen hediye housewarming i.
geline hediye verilen parti shower i.
beklenmedik bir para/hediye/yardım windfall i.
beklenmedik bir hediye windfall i.
hediye sürpriz favour i.
bebeğe hediye verilen parti shower i.
ufak hediye (bir davete katılanlara verilen) favor i.
on dört şubatta kendisine kart gönderilen veya hediye verilen sevgili valentine i.
büyük hediye largess i.
hediye çeki gift cheque i.
hediye kuponu gift voucher i.
hediye kuponu gift token i.
satın alınan malla beraber verilen hediye lagniappe i.
bebek hediye partisi shower i.
hediye standı gift booth i.
hediye paketi gift pack i.
hediye paketi gift box i.
hediye kutusu gift box i.
hediye palketi gift-wrapping i.
hediye paketi gift-wrapping i.
hediye paketleme gift-wrapping i.
gelin için hediye partisi bridal shower i.
hediye çekilişi gift draw i.
hediye kampanyası gift campaign i.
bebek ya da doğum öncesi verilen hediye verme partisi baby shower i.
hediye kontör bonus airtime minutes i.
hediye kontör free airtime minutes i.
hediye kağıdı gift paper i.
doğum öncesi hediye partisi (bebek için) baby shower i.
hediye kuponu gift certificate i.
hediye puan award credit i.
hediye puan bonus i.
kitap armağan/hediye çeki book token i.
yapılan bir işe karşılık verilen hediye cumshaw i.
hediye kutusu coffret i.
ufak hediye (bir davete katılanlara verilen) favour i.
hediye çantası goodie bag i.
hediye çantası goody bag i.
hediye koleksiyonu collection of presents i.
hediye koleksiyonu gift collection i.
iki ucundan çekilererek açılan içinde küçük bir hediye bulunan noel oyuncağı bon-bons i.
iki ucundan çekilererek açılan içinde küçük bir hediye bulunan noel oyuncağı christmas cracker i.
sürpriz hediye surprise gift i.
hediye eden bestower i.
hediye alan giftee i.
belli değerdeki plaklar için ödeme olarak kullanılabilecek hediye çeki record token i.
çin düğünlerinde ailelerin gelin ve damada verdiği hediye red envelope i.
çin düğünlerinde gelin ve damadın bekar gençlere verdiği hediye red envelope i.
verilen hediyenin bir başkasına hediye edilmesi regift i.
hediye olarak alınıp bir başkasına verilen şey regift i.
alınan hediyeyi bir başkasına hediye etme regifting i.
kadın davetlilerin hediye olarak mutfak gereçleri getirdiği düğün öncesi parti kitchen tea [australia/new zealand] i.
hediye verme bestowal i.
bir aşk ilişkisinin simgesi olan hediye token of love i.
bir aşk ilişkisinin simgesi olan hediye love token i.
düğünde damadın geline verdiği hediye handsel i.
panayırda alınan veya verilen hediye fairing [uk] i.
seyyar festivallerde satılan veya hediye verilen çömlek fairing i.
hediye ürün boot [dialect] i.
hediye dağıtılan radyo veya televizyon programı giveaway i.
(abd'de) baba adayını kutlayıp ona hediye vermek için düzenlenen parti dadchelor party [us] i.
kişiye hediye getireceğine inanılan beyaz bir tırnak lekesi gift i.
yan masrafları bulunan, yalnızca görüntüde hediye olan şey gift horse i.
hediye paketleme kağıdı gift wrap i.
hediye paketleme giftwrap i.
hediye paketleme kağıdı gift-wrap i.
hediye paketleme kağıdı giftwrapping i.
kandırmak ve zarar vermek için verilen hediye greek gift i.
felaket getiren hediye greek gift i.
hediye olarak verilen şey offering i.
hediye olarak sunulan şey offering i.
hediye verme disposition i.
genellikle içinde küçük bir hediye veya şeker olan bir noel oyuncağı cracker bonbon i.
genellikle içinde küçük bir hediye veya şeker olan bir noel oyuncağı snapper i.
hediye partisi donation party i.
her misafirin ev sahibine hediye getirdiği kutlama türü donation party i.
hediye alıcısı donee i.
hediye verilen kimse donee i.
(latin geleneğinde) şeker ve oyuncakla doldurulup iple asılarak sopayla vurulan hediye çömlek piñata i.
çin düğünlerinde ailelerin çifte ve bekar gençlere verdiği hediye red packet i.
hediye ile gelinen parti donation party i.
hediye ile gelinen parti pounding [dialect] i.
içi çift çıkan yemiş ile oynanan lades oyununda verilen hediye fillipeen i.
(hediye) sunu presentation i.
mülk hediye eden kimse presenter i.
nicholas frederick seebeck adına basılıp bazı devletlere hediye edilen pullardan oluşan pul serisi seebeck i.
hediye etmek present something to f.
hediye etmek make somebody a present of f.
boğmak (iltifat/hediye vb'ne) overwhelm with f.
birine bol bol hediye vermek lavish gifts on someone f.
hediye etmek present somebody with something f.
hediye vermek give a present f.
hediye etmek give as a gift f.
hediye etmek bestow f.
piyangoda hediye olarak dağıtmak raffle off f.
yağdırmak (hediye) load with f.
hediye paketine sarmak giftwrap f.
hediye almak get a gift f.
hediye etmek donate f.
hediye verme geleneğini bozmak break the tradition of gift giving f.
hediye olarak kabul etmek accept as a gift f.
hediye olarak kabul etmek accept as a present f.
hediye tatil kazanmak win a free vacation f.
hediye paketi yaptırmak get it gift wrapped f.
(bir şey alana yanında ücretsiz bir şeyi) hediye olarak vermek throw in as a bonus f.
birinden hediye almak get a gift from someone f.
alınan hediyeyi bir başkasına hediye etmek regift f.
(evlenen çift) hediye listesi hazırlamak register f.
hediye etmek tip f.
hediye sarmak wrap a gift f.
hediye vermek begift f.
(mektup, hediye, iltifat) yağmuruna tutmak blizzard f.
hediye vermek gift f.
hediye haline getirmek cumshaw f.
(hediye verilen kitaba) imzalı kısa not yazmak inscribe f.
(karşılık bekleyerek) hediye vermek potlatch f.
hediye vermek dash [africa] f.
hediye etmek gift f.
hediye olarak verilen complimentary s.
hediye almamış ungifted s.
hediye verilmemiş ungifted s.
yılbaşı hediye verilmemiş unhandselled s.
hediye edilmiş bountied s.
hediye olarak alınan gifted s.
hediye özelliği taşıyan munerary [obsolete] s.
hediye veren doniferous s.
hediye dolu premious s.
hediye olarak complimentarily zf.
hediye olarak datively [rare] zf.
hediye gibi datively [rare] zf.
Phrasals
birine (alınacak bir şey/hediye için) katkıda bulunmak kick in on something for someone f.
(bir kimseye birşey(i)) hediye etmek give a gift of something to someone f.
(birine) hediye vermek/takdim etmek present someone with something f.
(birine) hediye vermek/takdim etmek present something to someone f.
(birine bir hediye) vermek stake (one) to (something) f.
hediye olarak vermek throw in f.
(birine bir şey) için (bir şey) hediye etmek/vermek award (one) (something) for (something) f.
(birine/bir şeye bir şey) hediye etmek/vermek award (someone or something) (something) f.
(birine bir şey) hediye etmek/vermek award (something) to (one) f.
'-e hediye etmek award to f.
birine bir şey hediye etmek bestow something on someone f.
birine hediye etmek bestow on (someone) f.
birine hediye almak için toplanan paraya bir miktar katkıda bulunmak chip in (with something) (on something) (for someone) f.
birine hediye almak için toplanan paraya bir miktar katkıda bulunmak chip in (with something) (for something) (for someone) f.
birine hediye almak için toplanan paraya bir miktar katkıda bulunmak chip something in (on something) (for someone) f.
(birine bir şeyi) hediye etmek give (something) to (someone) f.
(birine bir şeyi) hediye olarak vermek give (something) to (someone) f.
(bir iyilik, hediye, para, tazminat) teklif etmek offer to f.
(birine bir şey) hediye etmek present (one) with (something) f.
(birine bir şey) hediye etmek present (something) to (one) f.
(bir şeyden bir şey) çıkarıp vermek/hediye etmek produce (something) from (something) f.
-e ödünç/hediye vermek stake to f.
para hediye etmek come down [uk] f.
(hediye vb.) sarıp süslemek pack up f.
Phrases
bu size bir hediye this is a gift for you expr.
bu sana bir hediye this is a gift for you expr.
hediye olarak with my compliments expr.
Colloquial
(hindistan'da) alt mevkide birinin daha üst kademedeki birine verdiği hediye nuzzer i.
arkadaşlık ettiği genç erkeklere bol para ve hediye veren yaşlı ve zengin kadın sugar mama i.
özellikle nakit para şeklinde verilen hediye koha [new zealand] i.
kömür dolu bir noel çorabı (noel baba'nın yaramaz çocuklara hediye yerine vereceği söylenir) coal in (one's) stocking i.
noel baba'dan hediye yerine kömür dolu bir noel çorabı coal in (one's) stocking i.
hediye almak get a gift f.
bir şeyi hediye paketi yapmak do something up f.
kendine veya birine ödül/hediye olarak (bir şey) almak pop for (something) f.
Idioms
hediye olarak verilen şey a gift horse i.
hediye olarak verilen şey gift horse i.
bir gelin adayına ev eşyaları hediye edilen parti aluminum shower [us] i.
evlilik öncesi geline en eşyaları hediye etmek için düzenlenen parti aluminum shower [us] i.
defolu/hasarlı hediye a gift horse i.
istenmeyen hediye a gift horse i.
barışmak için verilen hediye a peace offering i.
barış ve uzlaşma amacıyla verilen hediye a peace offering i.
özür mahiyetinde verilen hediye a peace offering i.
komik hediye gag gift i.
dalga geçmek için/komiklik olsun diye alınan hediye gag gift i.
elinde bir hediye veya özel bir şeyle eve gelmek bring (something) home (to someone) f.
(birine) bir hediye veya özel bir şey alarak eve gelmek bring (something) home (to someone) f.
eve gelirken (birine) bir hediye veya özel bir şey almak bring (something) home (to someone) f.
elinde bir hediye veya özel bir şeyle eve gelmek bring something home to someone f.
(birine) bir hediye veya özel bir şey alarak eve gelmek bring something home to someone f.
eve gelirken (birine) bir hediye veya özel bir şey almak bring something home to someone f.
teşekkür edip şarap hediye etmek give fiddler's pay [obsolete] f.
bir şarap hediye ederek teşekkür etmek give fiddler's pay [obsolete] f.
(bir şeyi) hediye etmek make a present of (something) f.
(sahip olduğu bir şeyi) hediye gibi açık etmek/sunmak make a present of (something) f.
sahip olduğu bir şeyi (birine) hediye gibi açık etmek/sunmak make a present of something (to somebody) f.
hediye olarak at the hand of zf.
hediye ver yoksa karışmam trick or treat expr.
hediye atın dişine bakılmaz don't look a gift horse in the mouth expr.
haince hediye vermeye çalışan düşman gibi like greeks bearing gifts expr.
Speaking
bunu bana hediye et present this to me expr.
hediye için teşekkürler thanks for the present expr.
hediye için teşekkür ederim thanks for the present expr.
hediye için teşekkürler thanks for the gift expr.
hediye paketi yapabilir misiniz? can you wrap it as a gift? expr.
hediye olarak kabul et accept as a present expr.
hediye için teşekkür ederim thanks for the gift expr.
hediye olarak kabul et accept as a gift expr.
ne güzel bir hediye what a nice gift/present expr.
karımdan hediye it was a gift from my wife expr.
ne güzel hediye what a nice gift/present expr.
Trade/Economic
alışverişte ürünün yanında verilen hediye lagnappe i.
hediye kuponları gift certificates i.
hediye kabul politikası gift acceptance policy i.
hediye çeki gift voucher i.
hediye çeki voucher i.
karşılıksız hediye free gift i.
promosyon amacıyla verilen hediye give away i.
tüccarların borçlarını ödeyen müşterilere verdiği hediye pilon i.
Law
mutad hediye customary present i.
dini, dernek veya kamu kullanımı için verilmiş ve satılmaz mülke eşdeğer hediye mortification [scotland] i.
başkasına hediye verilmiş mülkün kontrolünü vasiyetname ile elinde tutan kimse fideicommissary i.
vasiyetname ile başkasının kontrolüne verilen hediye mülk fideicommissum i.
normalde mirasçı olamayacak birine vasiyet veya senet yoluyla verilen hediye provision [scotland] i.
vasiyetname ile başkasının kontrolüne verilen (hediye mülk) fideicommissary s.
Tourism
hediye paketi amenity kit i.
Technical
hediye olarak complimentary s.
Computer
açık hediye open present i.
hediye kutuları gift boxes i.
sanal hediye kart virtual gift card i.
verilen hediye gift given i.
Gastronomy
genellikle içinde küçük bir hediye veya şeker olan noel oyuncağı cracker i.
Social Sciences
mahelleye yeni taşınan aileye komşuların hazırladığı hediye sepeti housewarming basket i.
batı pasifik'teki bir grup adanın sakinlerince adalar arası ilişkileri güçlendirmek için uygulanan törensel bir hediye alışverişi kula i.
çocukların ev ev dolaşıp şarkı söyleyerek hediye istemesi geleneği hogmanay [scotland] i.
yılbaşı gecesinde verilen hediye hogmanay i.
ingiltere kırsalına özgü olan, anneler pazarı'nda ebeveynlerin ziyaret edilip hediye verildiği gelenek mothering i.
Education
başarılı bir üniversite öğrencisine hediye verilen kitaplar detur [us] i.
History
(hindistan ve orta doğu'da) üst rütbeli kimsenin astına onur nişanesi olarak verdiği cüppe veya hediye khilat i.
antik yunan ve roma'da misafire veya yabancı bir diplomata verilen hediye xenium i.
kilise cemaatinden bir kimsenin ölümü üzerine cemaat başkanının talep ettiği bir tür dini ve geleneksel hediye mortuary i.
(antik roma'da) himaye altındakilere sunulan hediye sportula i.
(antik roma'da) himaye altındakilere sunulan hediye sportule i.
Religious
genelde çocuklara hediye olarak verilen belirli bir ruhu simgeleyen oyulmuş oyuncak bebek kachina i.
Art
japon hediye paketleme sanatı tsutsumu i.
Mythology
(italyan folklorunda) çocuklara hediye veren çirkin, yaşlı ve iyi bir peri befana i.
Archaic
eskiden işçi ya da kölelerin efendilerine şükran amaçlı verdikleri hediye caup i.
Slang
arkadaşlık ettiği genç kadına bol para ve hediye veren yaşlı ve zengin adam sugar daddy i.
hediye kartı düzembazlığı gift card laundering i.
iç içe paketlenmiş hediye russian doll present i.
kat kat paketlenmiş hediye russian doll present i.
işleri hızlandırmak için devlet çalışanlarına verilen para/hediye (yasak olmayan ülkelerde) lubrication payment i.
aşırı hediye isteği gimme i.
arkadaşlık ettiği genç kadına bolca para ve hediye veren yaşlı ve zengin adam daddy i.
Anthropology
hediye verme prestation i.