İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | inherited s. | miras | ||
My aunt inherited the huge estate. Teyzeme miras olarak büyük bir emlak kaldı. More Sentences |
||||
Biochemistry | ||||
Biyokimya | inherited s. | kalıtsal | ||
They are the sufferers of the inherited disease PKU, who are unable to metabolise the amino acid phenylaline. Bunlar, fenilalin amino asidini metabolize edemeyen kalıtsal PKU hastalığından muzdarip kişilerdir. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | inherited s. | irsi | ||
Genel | inherited s. | miras kalan |