inherited - Türkçe İngilizce Sözlük

inherited

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"inherited" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 4 sonuç

İngilizce Türkçe
General
inherited s. miras
My aunt inherited the huge estate.
Teyzeme miras olarak büyük bir emlak kaldı.

More Sentences
Biochemistry
inherited s. kalıtsal
They are the sufferers of the inherited disease PKU, who are unable to metabolise the amino acid phenylaline.
Bunlar, fenilalin amino asidini metabolize edemeyen kalıtsal PKU hastalığından muzdarip kişilerdir.

More Sentences
General
inherited s. irsi
inherited s. miras kalan

"inherited" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 41 sonuç

İngilizce Türkçe
General
inherited from f. kalmak
Tom bought an engagement ring for Mary with money he inherited from his grandfather.
Tom, büyükbabasından kalan parayla Mary'ye bir nişan yüzüğü aldı.

More Sentences
inherited wealth i. miras kalan varlık
inherited wealth i. miras kalan servet
be inherited f. intikal etmek
be inherited from f. (miras) kalmak
be inherited from generation to generation f. kuşaktan kuşağa aktarılmak
inherited from one's father s. babadan kalma
inherited by s. miras kalan
Proverb
better a dollar earned than ten inherited miras kalan on dolardansa kazandığın bir dolar yeğdir
better a dollar earned than ten inherited baba parası/miras yemektense az da olsa alın teriyle kazanmak yeğdir
Technical
inherited error i. kalıtımsal hata
inherited error i. süregelen hata
Computer
inherited error i. kalıtsal hata
inherited error i. kalıtımsal hata
inherited error i. süregelen hata
inherited from expr. devralındığı yer
not inherited expr. devralınmadı
Informatics
inherited attribute i. kalıtsal özellik
inherited error i. kalıtsal hata
Telecom
inherited error i. kalıtsal hata
Medical
dominantly inherited disease i. dominant geçişli hastalık
inherited immunity cascade deficiency i. doğuştan bağışıklık dizgesi eksikliği
inherited disease i. genetik bozukluk
inherited disorder i. genetik bozukluk
inherited disorder i. genetik geçişli hastalık
inherited bleeding disorders i. herediter kanama hastalıkları
inherited connective tissue disorder i. herediter bağ dokusu bozukluğu
inherited disorder i. kalıtsal bozukluk
inherited mutation i. kalıtsal mutasyon
inherited disease i. kalıtsal hastalık
inherited disease i. kalıtsal bozukluk
inherited metabolic disease i. kalıtsal metabolik hastalık
inherited disorder i. kalıtsal hastalık
inherited glomerular disease i. kalıtsal glomerüler hastalık
a rare inherited disorder i. kalıtsal geçişli nadir bir hastalık
autosomal recessively inherited disorder i. otozomal resesif geçişli hastalık
an autosomal dominant inherited genetic disease i. otozomal baskın aktarılan genetik hastalık
a rare recessively inherited syndrome i. resesif geçiş gösteren ender görülen bir hastalık
x-linked recessive inherited sendrome i. x’e bağlı resesif geçişli sendrom
recessively inherited s. resesif geçiş gösteren
Pathology
inherited spinal muscular atrophy i. kalıtsal spinal musküler atrofi