kısmet

"kısmet" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 3 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	kismet i.	kısmet
I thought there was already a song called Kismet. Ben Kısmet adlı bir şarkının zaten olduğunu düşündüm. More Sentences
2	Genel	kismet i.	kader
3	Genel	kismet i.	nasip

"kısmet" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 24 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	kısmet	chance i.
Here's my chance. İşte benim kısmetim. More Sentences
2	Genel	kısmet	kismet i.
I thought there was already a song called Kismet. Kısmet adında bir şarkının zaten var olduğunu sanıyordum. More Sentences
Common Usage
3	Yaygın Kullanım	kısmet	fortune i.
General
4	Genel	kısmet	fate i.
5	Genel	kısmet	match i.
6	Genel	kısmet	portion i.
7	Genel	kısmet	luck i.
8	Genel	kısmet	chance of marriage for somebody i.
9	Genel	kısmet	lot i.
10	Genel	kısmet	destiny i.
11	Genel	kısmet	innings i.
12	Genel	kısmet	predestination i.
13	Genel	kısmet	foreordain i.
14	Genel	kısmet	foreordination i.
15	Genel	kısmet	fatality i.
16	Genel	kısmet	inning i.
17	Genel	kısmet	moira i.
18	Genel	kısmet	quate i.
19	Genel	kısmet	predestiny [obsolete] i.
20	Genel	kısmet	predetermination i.
Colloquial
21	Konuşma Dili	kısmet	one of those things i.
22	Konuşma Dili	kısmet	just one of those things expr.
Religious
23	Dini	kısmet	god’s plan i.
24	Dini	kısmet	kismat i.

"kısmet" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 18 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	kısmet olmak	be possible f.
2	Genel	önceden kısmet etmek	foreordain f.
3	Genel	kısmet olmak	be in one’s destiny f.
4	Genel	önceden kısmet etmek	foreordinate f.
5	Genel	kısmet olan	predestinate s.
6	Genel	allah kısmet ederse	god willing ünl.
7	Genel	kısmet!	may be! ünl.
Phrases
8	İfadeler	kısmet neyse	whatever shall be expr.
Idioms
9	Deyim	(hayat) kısmet etmek	deal a hand f.
10	Deyim	(hayat) kısmet etmek	deal the hand f.
Speaking
11	Konuşma	ne yapalım? kısmet!	it was just one of those things expr.
12	Konuşma	kısmet değilmiş	it was not fated to be expr.
13	Konuşma	kısmet değilmiş	it was not destined to be expr.
14	Konuşma	kısmet değilmiş	it wasn't meant to be expr.
Botanic
15	Botanik	kısmet ağacı	clerodendron i.
16	Botanik	kısmet ağacı	glory tree i.
Mythology
17	Mitoloji	kısmet tanrıçası	fortuna i.
Archaic
18	Eski Kullanım	kısmet aramak	suitor f.