İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | leisurely s. | sakin | ||
I have come to realize that China is developing quickly but the Chinese people live a relatively leisurely life. Çin'in hızla geliştiğini ama Çin halkının nispeten sakin bir hayat yaşadığını fark ettim. More Sentences |
||||
Genel | leisurely s. | acelesiz | ||
Genel | leisurely s. | acelesiz yapılan | ||
Genel | leisurely s. | acelesiz iş yapan | ||
Genel | leisurely zf. | acele etmeden | ||
Genel | leisurely zf. | yavaş yavaş | ||
Genel | leisurely zf. | yavaş | ||
Genel | leisurely zf. | boş zamanlarda | ||
Genel | leisurely zf. | hobi olsun diye | ||
Genel | leisurely zf. | acele etmeden |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | leisurely traveler i. | aylak/avare gezgin |