yavaş - Türkçe İngilizce Sözlük

yavaş

"yavaş" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 49 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
yavaş slow s.
Mr Bowis said earlier that all the institutions have been dilatory and slow in setting up EFSA.
Sayın Bowis daha önce EFSA'nın kurulmasında tüm kurumların oyalayıcı ve yavaş davrandığını söylemişti.

More Sentences
General
yavaş sluggish s.
Poverty and sluggish social reform have led to an increase in crime and the growth of the shadow economy.
Yoksulluk ve sosyal reformlardaki yavaşlama suç oranlarının artmasına ve kayıt dışı ekonominin büyümesine yol açmıştır.

More Sentences
yavaş slower s.
Talk slower.
Yavaş konuş.

More Sentences
yavaş easy s.
Go easy on the pepper.
Biberde yavaş ol.

More Sentences
yavaş slow s.
Mr Bowis said earlier that all the institutions have been dilatory and slow in setting up EFSA.
Sayın Bowis daha önce EFSA'nın kurulmasında tüm kurumların oyalayıcı ve yavaş davrandığını söylemişti.

More Sentences
yavaş slowly zf.
The wheels of the complaint procedure turn very slowly, but meanwhile Europe's shipbuilding sector is dying.
Şikayet prosedürünün çarkları çok yavaş dönüyor ama bu arada Avrupa'nın gemi inşa sektörü ölüyor.

More Sentences
Speaking
yavaş easy does it expr.
Easy does it.
Yavaş.

More Sentences
Technical
yavaş slow s.
Mr Bowis said earlier that all the institutions have been dilatory and slow in setting up EFSA.
Sayın Bowis daha önce EFSA'nın kurulmasında tüm kurumların oyalayıcı ve yavaş davrandığını söylemişti.

More Sentences
General
yavaş languid s.
yavaş soft s.
yavaş logy s.
yavaş largo s.
yavaş insensible s.
yavaş low s.
yavaş gentle s.
yavaş gradual s.
yavaş lingering s.
yavaş dilatory s.
yavaş quiet s.
yavaş mild s.
yavaş slack s.
yavaş tardy s.
yavaş torpid s.
yavaş slow-paced s.
yavaş slow-footed s.
yavaş tame s.
yavaş easygoing s.
yavaş easy-going s.
yavaş unhasty s.
yavaş unhurrying s.
yavaş blate [scotland] s.
yavaş hooly [scotland] s.
yavaş delayed s.
yavaş imprompt s.
yavaş costive s.
yavaş flagging s.
yavaş slo-mo s.
yavaş snaily s.
yavaş gingerly zf.
yavaş leisurely zf.
yavaş gently does it ünl.
Colloquial
yavaş not so fast zf.
Computer
yavaş lazy s.
yavaş grave s.
Zoology
yavaş gravigrade s.
Baseball
yavaş soft s.
Music
yavaş lento s.
Archaic
yavaş sweer [scotland] f.
yavaş saturnine s.

"yavaş" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
yavaş yavaş gradually zf.
We are making progress and you are gradually retracting, and that is not good.
Biz ilerleme kaydediyoruz ve siz yavaş yavaş geri çekiliyorsunuz ve bu iyi değil.

More Sentences
yavaş yavaş slowly zf.
Its cultural diversity and its economic power, which is slowly developing once more, are important for us.
Kültürel çeşitliliği ve yavaş yavaş yeniden gelişmekte olan ekonomik gücü bizim için önemlidir.

More Sentences
General
yavaş yazmak write slowly f.
Tom writes slowly.
Tom yavaş yazar.

More Sentences
yavaş konuşmak speak slow f.
Speak slower, please.
Lütfen daha yavaş konuşun.

More Sentences
yavaş yürümek walk slowly f.
Tom walks slowly.
Tom yavaş yürür.

More Sentences
yavaş yavaş ilerlemek edge f.
He edged his way towards the exit.
Çıkışa doğru yavaş yavaş ilerledi.

More Sentences
yavaş yavaş yürümek walk slowly f.
We walked slowly along the road.
Yol boyu yavaş yavaş yürüdük.

More Sentences
yavaş yavaş geçmek ease f.
The movie star eased her way through thousands of fans.
Film yıldızı binlerce hayranının arasından yavaş yavaş geçti.

More Sentences
yavaş yavaş yükselmek edge f.
Real estate prices are beginning to edge up again.
Emlak fiyatları yeniden yavaş yavaş yükselmeye başladı.

More Sentences
yavaş yavaş tırmanmak clamber f.
The hiker had to clamber up the steep cliff to reach the top.
Yürüyüşçü zirveye ulaşmak için dik uçuruma yavaş yavaş tırmanmak zorunda kaldı.

More Sentences
yavaş hareket eden slow moving s.
Traffic is slow moving.
Trafik yavaş hareket ediyor.

More Sentences
yavaş yavaş olan gradual s.
The changes have been gradual.
Değişiklikler yavaş yavaş oldu.

More Sentences
en yavaş slowest s.
The slowest must no longer be allowed to set the pace.
En yavaş olanın hızını belirlemesine artık izin verilmemelidir.

More Sentences
daha yavaş slower s.
There are also people who want to go faster or slower than the common position, or those who want more grammes, etc.
Ortak tutumdan daha hızlı ya da daha yavaş gitmek isteyenler ya da daha fazla gram vs. isteyenler de var.

More Sentences
çok yavaş very slow s.
Finding long-term solutions has nevertheless been a very slow process in recent years.
Bununla birlikte, uzun vadeli çözümler bulmak son yıllarda çok yavaş ilerleyen bir süreç olmuştur.

More Sentences
çok yavaş too slow s.
The railways are bad, too slow, too expensive, unreliable.
Demir yolları kötü, çok yavaş, çok pahalı ve güvenilmez.

More Sentences
oldukça yavaş rather slow s.
Tom is rather slow.
Tom oldukça yavaş.

More Sentences
oldukça yavaş quite slow s.
Progress has been made but it is quite slow.
İlerleme kaydedilmiştir ancak bu oldukça yavaştır.

More Sentences
yavaş yavaş by degrees zf.
She is getting used to this rural life by degrees.
O, bu kırsal yaşama yavaş yavaş alışıyor.

More Sentences
yavaş yavaş bit by bit zf.
Bit by bit, he could attract her with his behaviour.
Yavaş yavaş, davranışı ile onu çekebildi.

More Sentences
yavaş yavaş slowly zf.
Its cultural diversity and its economic power, which is slowly developing once more, are important for us.
Kültürel çeşitliliği ve yavaş yavaş yeniden gelişmekte olan ekonomik gücü bizim için önemlidir.

More Sentences
daha yavaş more slowly zf.
Perhaps it would be better to allow for opening to take place more slowly in order to be able to fulfil our commitments.
Belki de taahhütlerimizi yerine getirebilmek için açılışın daha yavaş gerçekleşmesine izin vermek daha iyi olacaktır.

More Sentences
Common Usage
yavaş gelişen retarded s.
General
yavaş koşma dogtrot i.
kısıtlamaların yavaş yavaş kaldırılması easing of restrictions i.
önce kuvvetli sonra yavaş forte piano i.
yavaş yavaş yok olma fading away i.
yavaş yavaş gözden kaybolma evanescing i.
yavaş hareket eden kimse snail i.
yavaş koşma jog i.
yavaş ilerleme crawl i.
yavaş paralanma low order burst i.
yavaş yavaş gevşeme easing off i.
yavaş olma laggardness i.
yavaş yavaş ilerleyen yangın creeping fire i.
yavaş at lob i.
yavaş koşma jogging i.
yavaş silme slow wipe i.
yavaş yavaş kaybolma evanescence i.
müşteri bulmak için yavaş ilerleyen taksi crawler i.
yavaş gelişen afet creeping disaster i.
yavaş yavaş ödeme (borç vb) sinking i.
yavaş yavaş ödeme (borç) sinking i.
yavaş gezinti jog i.
yavaş atılan top lob i.
yavaş hareket etme segnity i.
görüntü ve sesin yavaş yavaş görülmesi ve duyulması fade in i.
değişimi yavaş yavaş gerçekleştirme gradualism i.
okuması yavaş nonreader i.
yavaş yavaş gözden kaybolma fading i.
yavaş ilerleme jog-trot i.
yavaş tempo koşu jog-trot i.
yavaş hareket slow movement i.
yavaş şehir citta slow i.
yavaş şehir slow city i.
yavaş şehir (akımı) slow city i.
yavaş şehir (akımı) cittaslow i.
yavaş bir dans a slow dance i.
yavaş başlangıç slow start i.
yavaş dalga slow wave i.
yakıttan tasarruf etmek için arabayı yavaş kullanma hypermiling i.
yakıttan tasarruf etmek için arabayı yavaş kullanma hyper-miling i.
yavaş yavaş dolaşma amble i.
yavaş öğrenme backwardness i.
okuması yavaş non-reader i.
yavaş koşu jogging i.
tempolu ve yavaş koşu jogging i.
yavaş yavaş azaltma tapering i.
Yavaş yürüyüş plod i.
yavaş yavaş sahibinin komutlarına uyan eğitimsiz at green broke i.
yavaş öğrenen kimse a slow learner i.
yavaş yavaş gelişme slow build up i.
yavaş pişirici slow cooker i.
yavaş yavaş tüketme absumption [obsolete] i.
yavaş yavaş yok etme absumption [obsolete] i.
yavaş yavaş azalma/küçülme tail-off i.
yavaş okuma poor reading i.
yavaş yavaş incelme taper i.
cüz'i miktarda kalana dek yavaş yavaş azalma tapering off i.
yavaş gelen kimse lagger i.
dört müzik vuruşunda iki hızlı bir yavaş şekilde peş peşe gerçekleştirilen bale hareketi chassé i.
yavaş yavaş yürüme tolutation [obsolete] i.
çok yavaş kimse tortoise i.
çok yavaş şey tortoise i.
atın yavaş adımlarla yürüme şekli tripple i.
rahvan gider gibi yavaş adımlarla yürüyen at trippler [south african] i.
yavaş yavaş ortadan kaybolma die–away i.
yavaş hareket etme jog trot i.
yavaş yavaş solma fadeaway i.
yavaş yavaş ilerleme wafture i.
yavaş veya yalpalayarak hareket etme jickajogging i.
yavaş yavaş yok olma fadeout i.
yavaş yavaş yok olma fade-out i.
yavaş yanan kibrit vesuvian i.
yavaş süreç mill i.
yavaş rutin mill i.
yavaş hareket eden şey lug i.
yavaş tepki slow response i.
(köpek yürüyüşüne benzer) yavaş yürüyüş dogtrick i.
yavaş çalışan kimse dretch [dialect] [uk/scotland] i.
(fikir, tutum) yavaş ve azar azar ortaya çıkma drizzle i.
(televizyonda, filmlerde) görüntünün daire içinde yavaş yavaş ortaya çıkması iris i.
yavaş, düzenli, uzun adımlar ile yürüme pacing i.
sürecin çok yavaş ilerleyip gecikme yaratan kısmı pinch point i.
yavaş akan bir nehir a slow moving river i.
(atletler için) yavaş tempolu ara egzersizleri de içeren hızlı egzersiz serisi interval i.
yaşlı yavaş at pelter i.
yavaş pişirme slow-cooking i.
yavaş yürüme plodding i.
yavaş satan kitap plug i.
yavaş şey slackness i.
yavaş hareket slink i.
yavaş kimse slow i.
görece daha yavaş ilerleme kaydedilen durum slow lane i.
yavaş gelişim slow lane i.
yavaş idrak etme slow-wittedness i.
yavaş yavaş yanma smolderingness i.
yavaş yavaş yanma smoulderingness i.
yavaş hareket eden araç smv (slow-moving vehicle) i.
yavaş tempoda koşmak jog f.
bir şeyden yavaş yavaş bir parçacığı koparmak chip away f.
yavaş yavaş gelişmek evolve f.
yavaş yavaş yıpranmak wear down f.
yavaş ilerlemek (trafik) crawl f.
yavaş yavaş öne geçmek draw ahead f.
yavaş yavaş belirli bir hale girmek work oneself into f.
yavaş gitmek poke f.
yavaş yavaş dolaşmak amble f.
yavaş yavaş aşılamak instill into f.
yavaş yavaş pişirmek stew f.
yavaş ilerlemek wear on f.
görünmek (yavaş yavaş) unfold f.
yavaş yavaş zerketmek instill into f.
yavaş yavaş katmak fold f.
yavaş yavaş yok etmek (şevk/inisiyatif vb'ni) stultify f.
yavaş yavaş geliştirmek evolve f.
yavaş yavaş öğretmek instill f.
yavaş yavaş kaybolmak tail off f.
yavaş yavaş hareket ettirmek ease f.
arasından dikkatle ve yavaş yavaş ilerlemek pick one's way through f.
yavaş yavaş kaynamak simmer f.
bir şeyi yavaş yavaş gevşetmek work something loose f.
yavaş koşmak jog f.
yavaş yavaş hareket etmek inch f.
yavaş yavaş hareket ettirmek inch along f.
yavaş yavaş çıkmak trickle f.
yavaş sürmek (araba) tootle f.
yavaş yavaş yürümek trail along f.
yavaş ilerlemek crawl f.
baş göstermek (yavaş yavaş) unfold f.
yavaş yavaş ilerlemek inch along f.
yavaş yavaş aşılamak instill with f.
gürültü yavaş yavaş kesilmek die away f.
yavaş yavaş azalmak dwindle f.
yavaş ilerlemek nose f.
yavaş yavaş hareket ettirmek inch f.
yavaş yavaş aşılamak instill in f.
üzücü bir olayı yavaş yavaş kabullenmek come to terms with something f.
yavaş yavaş azalmak wear off f.
yavaş yavaş yok olmak fade away f.
yavaş yavaş gözden kaybolmak evanesce f.
yavaş yavaş çökmek (bina vb) subside f.
yavaş yavaş zerketmek instill in f.
yavaş yavaş ilerletmek edge f.
yavaş yavaş yıpratmak wear down f.
birini yavaş yavaş alıştırarak hayal kırıklığına uğratmak let someone down gently f.
zarar vermek (yavaş yavaş/sinsice) undermine f.
yavaş yavaş kullanımdan kaldırmak phase out f.
kızdırdıktan sonra yavaş yavaş soğutarak sertleştirmek anneal f.
kızdırdıktan sonra yavaş yavaş soğutarak sertleştirmek neal f.
yavaş yavaş yürümek amble f.
çok yavaş yemek eat like a bird f.
yavaş davranmak act slowly f.
(ses/görüntü) yavaş yavaş açmak fade-up f.
yavaş yavaş girmek insinuate f.
yavaş yavaş koşmak jog f.
yavaş yavaş kaynatmak (balığı) poach f.
bir tarafa doğru yavaş yavaş gitmek edge f.
yavaş yavaş bir yere girmek work one's way into f.
yavaş ve zorlukla yürümek plod f.
yavaş yavaş öldürmek kill slowly f.
hızlı başlayıp yavaş bitmek fizzle out f.
yavaş yavaş azalmak ebb away f.
yavaş yavaş kendine gelmek gradually recover f.
yavaş yavaş kendine gelmek slowly recover f.
(taşıt) yavaş yavaş ilerlemek labour f.
yavaş yavaş tüketmek nurse f.
yavaş tempoda koşmak run at a slow pace f.
bir yiyeceği yavaş yavaş çiğnemek fletcherise f.
bir yiyeceği yavaş yavaş çiğnemek fletcherize f.
çok yavaş ilerlemek move so slowly f.
(taşıt) yavaş yavaş ilerlemek labor f.
yavaş yavaş öğretmek instil f.
yavaş yavaş yok etmek absume [obsolete] f.
yavaş yavaş tüketmek absume [obsolete] f.
bir şey yaparken yavaş davranmak tarry f.
yavaş yavaş tükenmek trail f.
yavaş veya zahmetli bir şekilde ilerlemek trek f.
(at) yavaş yavaş yürümek tripple f.
yavaş yavaş yanaşmak edge f.
yavaş yavaş ilerletmek edge f.
yavaş yavaş azalmak lapse f.
yavaş yavaş yok etmek erode f.
(zaman) yavaş ilerlemek wear f.
yavaş veya yalpalayarak hareket etmek jigajig f.
cenaze, anma töreni için yavaş ve ciddiyetle çalmak (çan) knell f.
özellikle bir cenaze için yavaş ve ciddiyetle çalmak (çan) knoll f.
yavaş yavaş sona ermek wear f.
yavaş yavaş ölmek wear f.
yavaş gelişmek limp f.
yavaş yavaş yürümek harl f.
yavaş yavaş yürümek harle [dialect] [uk] f.
(gruplar halinde) bir yere yavaş yavaş hareket etmek migrate f.
yavaş veya belli belirsiz hareketlerle belirli bir duruma gelmek work f.
görünmemek için yavaş yavaş hareket etmek brush f.
yavaş hareket etmek mouch [uk] f.
yavaş hareket etmek mouse f.
yavaş çalıştırmak lose f.
yavaş işletmek lose f.
yavaş yavaş ve fark etmeden geçmek (zaman) glide f.
yavaş yavaş meyletmek glide f.
yavaş yavaş elde etmek grow f.
yavaş ancak istikrarlı bir şekilde ilerlemek ooze f.
yavaş yavaş büyümek compile f.
yavaş yavaş oluşmak ingender f.
yavaş yavaş yok etmek dwine f.
yavaş koşmak dogtrot f.
yavaş hareket etmek dogtrot f.
yavaş ve telaşsız bir şekilde hareket etmek drift f.
kasten az veya yavaş çalışmak dog f.
yavaş yavaş tanınmak filter out f.
yavaş yavaş inişe geçmek flag f.
yavaş yürümek plodge [dialect] f.
yavaş ve zorlukla yürümek plough f.
yavaş ve zorlukla yürümek plow f.
yavaş yavaş kaybolmak seep f.
yavaş tempoda sunulmak seep f.
yavaş yavaş geçmek shadow f.
yavaş yavaş karışmak shadow f.
bir şeye yavaş yavaş tırmanmak shimmy f.
yavaş yavaş ilerlemek shug f.
yavaş yavaş kaynamak sile [dialect] [uk] f.
yavaş veya heyecansız şekilde oluşmak simmer f.
yavaş yavaş ilerlemek slide f.
yavaş yavaş gitmek slinker f.
yavaş yavaş tırmanmak slog f.
yavaş yavaş yürümek slow gait f.
yavaş yavaş hareket etmek slow gait f.
yavaş alkışlarla eşlik etmek slow-handclap f.
yavaş ve zorlukla yürümek slug f.
karda yürürmüşçesine yavaş ilerlemek slug [us] [canada] f.
yavaş fırça darbeleri ile boyamak smoosh f.
yavaş yavaş ilerlemek snail f.
yavaş yavaş gitmek snail f.
yavaş yavaş dolmak stand f.
yavaş yavaş yürümek stog [scotland] f.
yavaş yavaş uygulamak subintroduce f.
(halat) yavaş yavaş gevşetmek surge f.
(halat) yavaş yavaş serbest bırakmak surge f.
yavaş yavaş ilerlemek labor f.
yavaş yavaş ilerlemek labour f.
yavaş hareket eden tardy s.
yavaş hareket eden stodgy s.
yavaş giden slow s.
insanın inisiyatifini yavaş yavaş yok eden stultifying s.
yavaş yavaş kaybolan sinking s.
ses hızından daha yavaş olan subsonic s.
yavaş giden tardy s.
çok yavaş pianissimo s.
yavaş olan tardy s.
yavaş gelişen tardive s.
yavaş yavaş gözden kaybolmuş evanesced s.
yavaş yavaş etkileyen slow s.
delirtecek kadar yavaş poky s.
yavaş harekete geçen inert s.
yavaş giden sluggish s.
yavaş öğrenen backward s.
yavaş işleyen inert s.
çok yavaş snaillike s.
yavaş ilerleyen lingering s.
yavaş ve ağır hareket eden logged s.
çok yavaş dead slow s.
yavaş yavaş gradual s.
yavaş yürüyen slow-gaited s.
yavaş gitme drudge s.
sesten yavaş subsonic s.
yavaş hareket eden slow-going s.
yavaş hareket eden slow-footed s.
yavaş ilerleyen slow s.
yavaş ilerleyen laggard s.
yavaş ilerleyen dilatory s.
yavaş ilerleyen slow-going s.
yavaş hareket eden dilatory s.
yavaş ilerleyen tardy s.
yavaş hareket eden laggard s.
yavaş ilerleyen slow-footed s.
yavaş hareket eden slow s.
ortalamadan daha yavaş slower-than-average s.
yavaş ilerleyen/gerçekleşen/ortaya çıkan slow-to-materialize s.
çok yavaş snail-like s.
yavaş alışan slow-to-warm-up s.
(bir yere) yavaş ısınan slow-to-warm-up s.
yavaş gelişen indolent s.
yavaş hareket eden tame s.
yavaş yürüyen tardigradous s.
yavaş hareket eden tardigrade s.
yavaş hareket eden tardigradous s.
çok yavaş hareket eden tedious [obsolete] s.
acı verecek kadar yavaş torturous s.
yavaş hareket eden turtle-footed s.
aşırı yavaş ultraslow s.
yavaş kavrayan unapprehensive s.
yavaş yavaş sızan encroaching s.
yavaş yavaş gelişmemiş unevolved s.
yavaş ve alçak (ses) whispering s.
yavaş ve alçak hışırtı sesi çıkaran whispering s.
yavaş hareket eden wingless s.
yavaş anlayan blunt s.
yavaş algılayan blunt s.
yavaş ve istikrarlı measured s.
(ağırlık nedeniyle) yavaş lumbering s.
(ağırlık nedeniyle) yavaş lumberly s.
yavaş giden mushy s.
yavaş kuruyan (kağıt hamuru) greasy s.
sakar ve yavaş heavy s.
yavaş, tembel loggy s.
yavaş ilerleyen long s.
aşırı yavaş overslow s.
çok yavaş overslow s.
yavaş yavaş şüphe uyandıran insinuating s.
yavaş ilerleyen dragging s.
aşırı yavaş ilerleyen draggy s.
yavaş hareket eden drawling s.
(borçlarını) yavaş ödeyen dreich [scotland] s.
(borçlarını) yavaş ödeyen driegh s.
algılaması yavaş dull-witted s.
algısı yavaş dunch [dialect] [uk] s.
yavaş algılayan dunny [dialect] [uk] s.
yavaş yavaş parcelwise [obsolete] s.
yavaş gelişen picktooth s.
algılaması yavaş fatheaded s.
algılaması yavaş fat-headed s.
yavaş yavaş giden pedetentous [obsolete] s.
birinci sınıf postadan daha yavaş iletilen second-class s.
yavaş kuruyan semidrying s.
yavaş ve beceriksiz hareket eden shambling s.
yavaş hareket eden slo-mo s.
yavaş hareket eden slow motion s.
yavaş işleyen slow motion s.
yavaş etki eden slow-acting s.
yavaş çalışan slow-acting s.
yavaş sayılan slowish s.
yavaş işleyen slow-motion s.
yavaş ilerleyen slow-motion s.
yavaş ilerleyen slow-moving s.
yavaş satan slow-moving s.
yavaş işleyen slow-moving s.
yavaş konuşan slow-speaking s.
yavaş konuşan slow-spoken s.
yavaş yavaş yanma smoldering [us] s.
yavaş yavaş yanan smouldering [uk] s.
yavaş yavaş yanan smouldry s.
(ateş) yavaş yavaş yanan soft s.
(ateş) yavaş harlanan soft s.
sinir bozucu şekilde yavaş pokey s.
sinir bozucu şekilde yavaş poky s.
yavaş yavaş leisurely zf.
yavaş yavaş step by step zf.
yavaş yavaş inch by inch zf.
yavaş bir şekilde logily zf.
geciktirmek için yavaş hareket ederek dilatorily zf.
yavaş bir hızla at a slow rate zf.
yavaş kavrayan bir halde backwardly zf.
ilerde yavaş yavaş by and by zf.
yavaş yavaş at leisure zf.
yavaş yavaş little by little zf.
yavaş yavaş piecemeal zf.
yavaş bir şekilde lingeringly zf.
yavaş yavaş by inches zf.
yavaş yavaş by slow degrees zf.
çok yavaş olarak pianissimo zf.
yavaş yavaş by and by zf.
yavaş yavaş step-wise zf.
yavaş yavaş tardily zf.
yarı yavaş andante zf.
yavaş yavaş languidly zf.
çok yavaş glacially zf.
çok yavaş ve güçlükle heavily zf.
(soyut bir şeyle) yavaş yavaş etrafını saracak şekilde in zf.
yavaş bir şekilde slow zf.
yavaş yavaş slow zf.
yavaş yavaş by small and small zf.
yavaş yavaş snail-like zf.
yavaş ve sabit bir şekilde soakingly zf.
yavaş yavaş soakingly zf.
yavaş anlamı veren ön ek brady- ök.
Phrasals
(su) yavaş yavaş donmak catch over f.
yavaş yavaş azaltmak taper off f.
yavaş yavaş kaybolmak pass off f.
yavaş yavaş düşmek fall away f.
yavaş yavaş yıpranmak prey on f.
yavaş yavaş inişe geçmek fall away f.
yavaş yavaş iyileşmek pull around f.
yavaş yavaş eski haline dönmek/döndürmek pull around f.
(iki veya daha çok kişi veya şey) arasında yavaş yavaş yürümek step between (someone or something) f.
artış göstermek (yavaş bir şekilde ve küçük oranlarda) tick up f.
bir şeyi yavaş yavaş yok etmek/ortadan kaldırmak chip away at something f.
bir yerden yavaş yavaş çıkmak drift out f.
yavaş yavaş aşındırmak nibble away at something f.
yavaş yavaş tüketmek eat away at something f.
(yavaş yavaş) bir yere doğru ilerlemek drift in f.
yavaş yavaş ...e dönüşmek change gradually into something f.
(bir duygu/his) yavaş yavaş sarmak/bürümek steal over someone f.
yavaş yavaş ...e dönüşmek verge into something f.
yavaş yavaş karanlık çökmek creep up f.
yavaş yavaş ileriye doğru gitmek inch forward f.
(yoldaki birisinden) yavaş yavaş uzaklaşmak edge away f.
(alev) yavaş yavaş sönmek flicker out f.
yavaş yavaş ...e dönüşmek turn gradually into something f.
yavaş yavaş bir şeye hazırlanmak build up to something f.
yavaş tempoda koşmak jog along f.
yavaş yavaş geriye çekilmek inch back f.
yavaş yavaş yıpratmak eat away f.
yavaş yavaş çürütmek eat away f.
yavaş yavaş yıpratmak eat into f.
yavaş yavaş tüketmek eat into f.
yavaş yavaş yok etmek eat into f.
yavaş yavaş tüketmek/sömürmek eat into (something) f.
yavaş yavaş aşındırmak/çürütmek eat into (something) f.
yavaş yavaş yıpratmak eat into (something) f.
yavaş yavaş yiyip bitirmek eat into (something) f.
yavaş yavaş gözden kaybolmak fade back f.
yavaş yavaş kaybolmak fade back f.
(bir yere) yavaş yavaş sızmak filter in (some place) f.
(bir yere) yavaş yavaş yayılmak filter in (some place) f.
(bir yerden) yavaş yavaş geçmek filter in (some place) f.
(bir yere) yavaş yavaş girmek filter in (some place) f.
(bir yere) yavaş yavaş sızmak filter into (some place) f.
(bir yere) yavaş yavaş yayılmak filter into (some place) f.
(bir yerden) yavaş yavaş geçmek filter into (some place) f.
(bir yere) yavaş yavaş girmek filter into (some place) f.
(bilgi, kaynak, iletişim) (üst düzey çalışanlara) yavaş ulaşmak filter up f.
bir yeri yavaş yavaş doldurmak filter in f.
(bir şeyden) yavaş yavaş kaybolmak/silinmek pass from (something) f.
bir şeyden yavaş yavaş silinmek/yok olmak pass from something f.
yavaş yavaş uzaklaşmak/silinmek pass from something f.
hafızadan/bellekten yavaş yavaş yok olmak recede from (someone or something) f.
bir görüntüyü yavaş yavaş kaybederek diğer görüntüye geçmek (film, tv video, kitap kurgusunda) dissolve into (something) f.
(bir iş) üzerinde yavaş yavaş çalışmak tip away (at something) f.
arkada yavaş yavaş yok olmak fade back f.
birini (bir şeye) yavaş yavaş alıştırmak ease someone into (something) f.
birine (bir şeyi) yavaş yavaş tanıtmak ease someone into (something) f.
yavaş yavaş anlamaya çalışmak feel out f.
yavaş yavaş hissetmek/çözmek feel out f.
yavaş yavaş (bir şeye) başlamak phase into (something) f.
(birinden/bir şeyden) yavaş yavaş bilgi sızdırmak tease out of (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) yavaş yavaş deşifre etmek tease out of (someone or something) f.
yavaş yavaş buzunu çözmek thaw out f.
yavaş yavaş buzunu çözdürmek thaw out f.
birinin/bir şeyin yavaş yavaş buzunu çözmek thaw someone or something out f.
yavaş yavaş çözülmek thaw out f.
yavaş yavaş erimek thaw out f.
yavaş yavaş ilerlemek nose in f.
yavaş yavaş burnunu sokmak nose in f.
golfte çok yavaş oynadıkları için izin alarak öndeki grubu geçip oynamaya devam etmek play through f.
golfte yavaş oynadığı için birilerinin önüne geçerek oyuna devam etmek play through f.
golfte önünde bulunan yavaş ilerleyen bir gruptan izin alarak oynamaya devam etmek play through f.
yavaş yavaş ilerlemek work through f.
yavaş yavaş ilerlemek jog along f.
yavaş tempoda koşmak jog on f.
yavaş yavaş koşmak jog on f.
yavaş yavaş ilerlemek jog on f.
(bir şeyi) ağır ağır/yavaş yavaş yapmak loiter over (something) f.
bir şeyi bir şeyden yavaş yavaş çıkarmak edge something out of something f.
bir şeyi bir şeyden yavaş yavaş çıkarmak edge somethingout f.
yavaş yavaş yitip gitmek phase out of (something) f.
yavaş yavaş ilerlemek/gitmek plod on f.
yavaş ve kararlı/emin bir şekilde ilerlemek plod on f.
yavaş ilerlemek poodle along [uk] f.
yavaş yavaş gitmek poodle along [uk] f.
yavaş ilerlemek pootle along [uk] f.
yavaş yavaş gitmek pootle along [uk] f.
yavaş yavaş ilerlemek potter along f.
yavaş yavaş ilerlemek putter along f.
çamurun içinden yavaş ve zorlukla yürümek slop along f.
yavaş yavaş büyümek bubble under f.
yavaş yavaş güçlenmek/yoğunlaşmak/artmak bubble up f.
-e yavaş yavaş ulaşmak build up to f.
(bir şeye) yavaş yavaş ulaşmak build up to (something) f.
yavaş yavaş/hissettirmeden üstüne çökmek creep up f.
(birinin/bir şeyin) yavaş yavaş/hissettirmeden üstüne çökmek creep up on (someone or something) f.
yavaş yavaş çıkmak ease out f.
yavaş yavaş çıkarmak ease out f.
yavaş yavaş çıkmak ease on out f.
yavaş yavaş çıkarmak ease on out f.
birini yavaş yavaş çıkarmak ease someone out f.
birini yavaş yavaş çıkarmak ease someone on out f.
(birinden/bir şeyden) yavaş yavaş ayrılmak ease away (from someone or something) f.
(birinden/bir şeyden) yavaş yavaş uzaklaşmak ease away (from someone or something) f.
(birini/bir şeyi) yavaş yavaş indirmek ease (someone or something) down f.