polluted - Türkçe İngilizce Sözlük

polluted

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"polluted" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 16 sonuç

İngilizce Türkçe
General
polluted s. kirli
The Baltic Sea, which will soon be virtually an internal sea of the EU, is the world's most polluted sea.
Yakında fiilen AB'nin bir iç denizi haline gelecek olan Baltık Denizi, dünyanın en kirli denizi konumundadır.

More Sentences
polluted s. kirletilmiş
More than 300 km of coastline have been polluted.
300 km'den fazla kıyı şeridi kirletilmiştir.

More Sentences
Technical
polluted s. kirlenmiş
Many rivers have been so polluted that they can no longer be used for drinking water.
Birçok nehir o kadar çok kirlenmiş ki artık içme suyu için kullanılamıyorlar.

More Sentences
polluted s. kirletilmiş
We need to mark out corridors for tankers so as to ensure that these areas are not polluted.
Bu alanların kirletilmemesini sağlamak için tankerler için koridorlar belirlememiz gerekiyor.

More Sentences
Slang
polluted s. çok sarhoş
polluted s. zilzurna sarhoş
polluted s. körkütük sarhoş
polluted s. fitil gibi
polluted s. zom
polluted s. küfelik
polluted s. dut gibi
polluted s. küp gibi
polluted s. kafası iyi
polluted s. kafası güzel
polluted s. kafası dumanlı
polluted s. kafası kıyak

"polluted" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 15 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
be polluted f. kirlenmek
The water was polluted with oil.
Su petrolle kirlendi.

More Sentences
Technical
polluted water i. kirli su
For example, we allow 5.500 children to die every day because of polluted air, polluted food and polluted water.
Örneğin, kirli hava, kirli gıda ve kirli su nedeniyle her gün 5.500 çocuğun ölmesine izin veriyoruz.

More Sentences
Environment
polluted water i. kirli su
Every year three million people die of infectious diseases transmitted through polluted water.
Her yıl üç milyon insan kirli su yoluyla bulaşan bulaşıcı hastalıklardan ölmektedir.

More Sentences
polluted air i. kirli hava
The city is notorious for its polluted air.
Şehir, kirli havasıyla tanınıyor.

More Sentences
General
be polluted f. kirli olmak
Speaking
the air is very polluted expr. hava çok kirli
Technical
polluted well level meter i. kirli kuyu seviye ölçü cihazı
polluted water i. kirlenmiş su
corrosive effect of atmosphere polluted with sulphur dioxide i. kükürt dioksit ile kirlenmiş atmosferin korozyon etkisi
Environment
extremely polluted marine environments i. aşırı şekilde kirlenmiş deniz ortamları
lightly polluted surface i. az kirli yüzey suları
guide for the selection of insulators in respect of polluted conditions i. kirlenme şartlarına göre izolatörlerin seçilme kuralları kılavuzu
polluted beaches i. kirletilmiş plajlar
polluted water i. kirlenmiş su
polluted water i. kirletilmiş su