Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
mesh bag
work in
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Geçmiş
Cümleler
"work in"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 28 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Phrasals
1
Öbek Fiiller
work in
f.
tarzında çalışmak
Tom
works in
a hit-or-miss fashion.
Tom vur-kaç
tarzında çalışır.
More Sentences
2
Öbek Fiiller
work in
f.
alanında çalışmak
I
work in
advertising and marketing now.
Şu anda reklam ve pazarlama
alanında çalışmaktayım.
More Sentences
General
3
Genel
work in
f.
sokuşturmak
4
Genel
work in
f.
sokmak
5
Genel
work in
f.
katmak
Phrasals
6
Öbek Fiiller
work in
f.
araya sıkıştırmak
7
Öbek Fiiller
work in
f.
-de çalışmak
8
Öbek Fiiller
work in
f.
-i kullanmak
9
Öbek Fiiller
work in
f.
-e yer vermek
10
Öbek Fiiller
work in
f.
ile çalışmak
11
Öbek Fiiller
work in
f.
araya sokmak
12
Öbek Fiiller
work in
f.
aradan almak
13
Öbek Fiiller
work in
f.
uygun olmak
14
Öbek Fiiller
work in
f.
kabul edilebilir olmak
15
Öbek Fiiller
work in
f.
uymak
16
Öbek Fiiller
work in
f.
yedirmek
17
Öbek Fiiller
work in
f.
nüfuz ettirmek
18
Öbek Fiiller
work in
f.
içine işletmek
19
Öbek Fiiller
work in
f.
ovarak yedirmek
20
Öbek Fiiller
work in
f.
yoğurarak karıştırmak
21
Öbek Fiiller
work in
f.
masajla nüfuz ettirmek
22
Öbek Fiiller
work in
f.
zaman yaratmak
23
Öbek Fiiller
work in
f.
planında/programında bir şey için yer açmak
24
Öbek Fiiller
work in
f.
içine geçirmek/sokmak
25
Öbek Fiiller
work in
f.
spor salonunda birinin kullandığı bir alete geçmek
26
Öbek Fiiller
work in
f.
spor salonunda birinin kullandığı bir aleti kullanmak için izin istemek
27
Öbek Fiiller
work in
f.
spor salonunda başkasının çalıştığı bir aletle çalışmak için izin istemek
28
Öbek Fiiller
work in
f.
spor salonunda başkasının çalıştığı aleti kullanarak o kişinin setleri arasında antrenman yapmak
"work in"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 161 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
work in harmony
f.
uyum içinde çalışmak
Our two hands need to
work in harmony.
İki elimizin
uyum içinde çalışması
gerekiyor.
More Sentences
2
Genel
work in progress
s.
devam eden (işler)
This is a
work in progress.
Bu
devam eden
bir iş.
More Sentences
Colloquial
3
Konuşma Dili
in work
expr.
çalışan
We also need to recognise that carers who are
in work
need leave provision, not just parents.
Ayrıca sadece ebeveynlerin değil,
çalışan
bakıcıların da izne ihtiyacı olduğunu kabul etmeliyiz.
More Sentences
Trade/Economic
4
Ticaret/Ekonomi
work in shifts
f.
vardiyalı olarak çalışmak
I
work in shifts.
Vardiyalı olarak çalışıyorum.
More Sentences
Education
5
Eğitim
work in pairs
i.
çiftler halinde çalışma
Work in pairs
is the easier way to solve these problems.
Çiftler halinde çalışmak
bu sorunları çözmenin en kolay yoludur.
More Sentences
General
6
Genel
group work in architecture
i.
mimaride grup çalışması
7
Genel
sex role in the work environment
i.
iş çevresinde cinsel rol
8
Genel
work in progress
i.
yapılmakta olan
9
Genel
work-in
i.
işçilerin işyerinden çıkmadan çalışıp protesto etme
10
Genel
falling action (in a work of literature)
i.
düğüm noktası ile çözüm arasındaki bölüm
11
Genel
work in progress
i.
başlatılmış ancak tamamlanmamış bir proje
12
Genel
work in progress
i.
yapılmakta olan işler
13
Genel
work in progress
i.
devam eden işler
14
Genel
start work (in a workplace)
f.
işbaşı yapmak
15
Genel
work in shifts
f.
keşikleşmek
16
Genel
work something in
f.
bir şeyi yer yer katmak
17
Genel
work something in
f.
bir şeyi ovarak sürmek
18
Genel
work in relays
f.
vardiya ile çalışmak
19
Genel
work in the field
f.
dışarıda çalışmak
20
Genel
work cash in hand
f.
peşin çalışmak
21
Genel
work in a brothel
f.
genelevde çalışmak
22
Genel
work in cooperation
f.
işbirliği içinde çalışmak
23
Genel
work in the public sector
f.
kamuda çalışmak
24
Genel
work in a ship
f.
gemide çalışmak
25
Genel
work in full capacity
f.
tam kapasiteyle çalışmak
26
Genel
work in full capacity
f.
tam kapasite ile çalışmak
27
Genel
work in a coordinated manner
f.
koordinasyonlu bir biçimde çalışmak
28
Genel
work in a clothing store
f.
konfeksiyonda çalışmak
29
Genel
work in order
f.
düzen içinde çalışmak
30
Genel
work in a magazine
f.
dergide çalışmak
31
Genel
work in a newspaper
f.
gazetede çalışmak
32
Genel
work in a boutique
f.
bir butikte çalışmak
33
Genel
work in radiology
f.
radyoloji'de çalışmak
34
Genel
work in a private hospital
f.
özel bir hastanede çalışmak
35
Genel
work in a private company
f.
özel bir şirkette çalışmak
36
Genel
work in the field of treatment
f.
...tedavisi alanında çalışmak
37
Genel
work in radio
f.
radyoda çalışmak
38
Genel
work in the field
f.
sahada çalışmak
39
Genel
work in the field
f.
tarlada çalışmak
40
Genel
work in two-man teams
f.
ikili takımlar halinde çalışmak
41
Genel
work in harmony
f.
ahenk içinde çalışmak
42
Genel
work in progress
s.
yapılmakta olan (işler)
43
Genel
in association with work-related stress
zf.
işe bağlı stres ile bağlantılı olarak
44
Genel
wip (work in progress)
kısalt.
(iş) yapılmakta
45
Genel
wip (work in progress)
kısalt.
devam eden işler
46
Genel
cqsw (certificate of qualification in social work)
kısalt.
(britanya'da) sosyal hizmet yeterlilik belgesi
Phrases
47
İfadeler
in our line of work
expr.
bizim meslekte
48
İfadeler
work in progress
expr.
inşa ediliyor
Colloquial
49
Konuşma Dili
nice work in there
expr.
orada iyi iş çıkardın
50
Konuşma Dili
nice work in there
expr.
orada iyi iş çıkardınız
51
Konuşma Dili
in work
expr.
işe alınmış
52
Konuşma Dili
in work
expr.
iş hayatında
53
Konuşma Dili
in work
expr.
iş hayatına
54
Konuşma Dili
all in a day's work
expr.
günlük/gündelik işin bir parçası
55
Konuşma Dili
all in a day's work
expr.
normal gidişatın bir parçası
56
Konuşma Dili
all in a day's work
expr.
rutinin bir parçası
57
Konuşma Dili
all in a day's work
expr.
her gün yapılan işlerin bir parçası
58
Konuşma Dili
all in the day's work
expr.
günlük/gündelik işin bir parçası
59
Konuşma Dili
all in the day's work
expr.
normal gidişatın bir parçası
60
Konuşma Dili
all in the day's work
expr.
rutinin bir parçası
61
Konuşma Dili
all in the day's work
expr.
her gün yapılan işlerin bir parçası
62
Konuşma Dili
all in a day's work
expr.
günlük/gündelik işin bir parçası
63
Konuşma Dili
all in a day's work
expr.
normal gidişatın bir parçası
64
Konuşma Dili
all in a day's work
expr.
rutinin bir parçası
65
Konuşma Dili
all in a day's work
expr.
her gün yapılan işlerin bir parçası
66
Konuşma Dili
all in the day's work
expr.
günlük/gündelik işin bir parçası
67
Konuşma Dili
all in the day's work
expr.
normal gidişatın bir parçası
68
Konuşma Dili
all in the day's work
expr.
rutinin bir parçası
69
Konuşma Dili
all in the day's work
expr.
her gün yapılan işlerin bir parçası
Idioms
70
Deyim
be up to one's eyes in work
f.
başını kaşıyacak vakti olmamak
71
Deyim
work hand in glove with somebody
f.
biriyle elele verip bir işe girişmek
72
Deyim
work hand in glove with somebody
f.
dirsek temasına geçmek
73
Deyim
work hand in glove with somebody
f.
dirsek temasında olmak
74
Deyim
be all in a day's work
f.
her gün yaptığı şeyin bir parçası olmak
75
Deyim
be all in a day's work
f.
günlük işinin bir parçası olmak
76
Deyim
put in a hard day's work
f.
iş yerinde yoğun bir gün geçirmek
77
Deyim
put in a hard day at work
f.
işinde çok çalışmak
78
Deyim
put in a hard day at work
f.
iş yerinde yoğun bir gün geçirmek
79
Deyim
put in a hard day's work
f.
işinde çok çalışmak
80
Deyim
work hand in glove with somebody
f.
işbirliğine girişmek
81
Deyim
lose oneself in work
f.
kendini işe kaptırmak
82
Deyim
work hand in glove with somebody
f.
sırt sırta vermek
83
Deyim
work in tandem with
f.
-ile birlikte uyum içinde çalışmak
84
Deyim
work hand in hand
f.
el ele çalışmak
85
Deyim
work hand in hand
f.
dirsek temasında olmak
86
Deyim
work hand in hand
f.
birlikte çalışmak
87
Deyim
work hand in hand
f.
bağlantılı çalışmak
88
Deyim
work hand in hand
f.
yan yana/omuz omuza çalışmak
89
Deyim
work hand in hand
f.
aynı amaç uğruna çalışmak
90
Deyim
work hand in hand
f.
ortaklaşa çalışmak
91
Deyim
work hand in hand
f.
tek bir amaç uğruna çalışmak
92
Deyim
work hand in hand
f.
bir arada çalışmak
93
Deyim
work hand in hand
f.
çok yakın ilişkiler içinde çalışmak
94
Deyim
work in an ivory tower
f.
hayal aleminde olmak/yaşamak
95
Deyim
work in an ivory tower
f.
gerçeklerden uzak/uzakta yaşamak
96
Deyim
work in an ivory tower
f.
gerçeklerden bihaber olmak
97
Deyim
work in an ivory tower
f.
fil dişi kuleden bakmak
98
Deyim
work in one's ivory tower
f.
hayal aleminde olmak/yaşamak
99
Deyim
work in one's ivory tower
f.
gerçeklerden uzak/uzakta yaşamak
100
Deyim
work in one's ivory tower
f.
gerçeklerden bihaber olmak
101
Deyim
work in one's ivory tower
f.
fil dişi kuleden bakmak
102
Deyim
put in work
f.
emek sarf etmek
103
Deyim
put in work
f.
çaba sarf etmek
104
Deyim
put in work
f.
bir şeye ulaşmak için gereken emeği/çabayı sarf etmek
105
Deyim
put in work
f.
çalışmak
106
Deyim
put in work
f.
çalışmak
107
Deyim
put in work
f.
görevini yapmak
108
Deyim
work hand in glove with (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) yakın temas içerisinde çalışmak
109
Deyim
work hand in glove with (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) yakın iş birliği içerisinde çalışmak
110
Deyim
work hand in glove with (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) dirsek temasında olmak/çalışmak
111
Deyim
work hand in glove with (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) sırt sırta çalışmak
112
Deyim
work hand in glove with (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) yan yana/omuz omuza çalışmak
113
Deyim
work hand in glove with (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) ortaklaşa çalışmak
114
Deyim
work hand in glove with (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) bir arada çalışmak
115
Deyim
up to the eyes in work
expr.
çok meşgul
116
Deyim
up to one's ears in work
expr.
fazla meşgul
117
Deyim
all in a day's work
expr.
gündelik işin bir bölümü
118
Deyim
up to the eyes in work
expr.
işi başından aşkın
Speaking
119
Konuşma
I believe in hard work
expr.
ben sıkı çalışmaya inanırım
120
Konuşma
work in pairs and play the vocabulary game.
expr.
çiftler halinde kelime oyunu oynayın
121
Konuşma
in the event that things don't work out
expr.
işlerin aksaması durumunda
122
Konuşma
I am up to the eyes in work
expr.
işten başımı kaşıyacak vaktim yok
123
Konuşma
in the event that things don't work out
expr.
işlerin yolunda gitmemesi durumunda
124
Konuşma
I work in london
expr.
londra'da çalışıyorum
125
Konuşma
does she work in a factory?
expr.
o bir fabrikada mı çalışıyor?
126
Konuşma
I study and I work in my country
expr.
ülkemde okurum ve çalışırım
Trade/Economic
127
Ticaret/Ekonomi
in-cycle work
i.
bir makinenin iş hacmi
128
Ticaret/Ekonomi
work in progress
i.
devam eden işler
129
Ticaret/Ekonomi
work in process
i.
imalat safhalarındaki işler
130
Ticaret/Ekonomi
penal clause in a labor/work contract
i.
iş sözleşmesinde cezai şart
131
Ticaret/Ekonomi
work in process
i.
imalatı bitmemiş mallar hesabı
132
Ticaret/Ekonomi
work in process
i.
imal edilmekte olan mallar hesabı
133
Ticaret/Ekonomi
work in process
i.
imalattaki iş
134
Ticaret/Ekonomi
work in process inventory
i.
imalatı bitmemiş mallar hesabı
135
Ticaret/Ekonomi
variation in stocks of finished goods and in work in progress
i.
mamul ve yarı mamul stoklarındaki değişme
136
Ticaret/Ekonomi
increase in stocks of finished goods and in work in progress
i.
mamul ve yarı mamul stoklarındaki artışlar
137
Ticaret/Ekonomi
reduction in stocks of finished goods and in work in progress
i.
mamul ve yarı mamul stoklarındaki azalış
138
Ticaret/Ekonomi
in cycle work
i.
makinenin normal çalışma süresi içinde yapılan iş
139
Ticaret/Ekonomi
increase-decrease in stocks and work in progress
i.
stoklardaki artış ve azalmalar ile devam eden işler
140
Ticaret/Ekonomi
work in process
i.
tamamlanmamış iş
141
Ticaret/Ekonomi
work in process inventory
i.
üretimi tamamlanmak üzere stokta bekleyen mallar
142
Ticaret/Ekonomi
work in process inventory
i.
yarı mamul stoku
143
Ticaret/Ekonomi
work in progress
i.
yarı mamuller
144
Ticaret/Ekonomi
work in process
i.
yarı mamuller-üretim
145
Ticaret/Ekonomi
work in process
i.
yarı mamul
146
Ticaret/Ekonomi
work in progress
i.
yarı mamul
147
Ticaret/Ekonomi
work in process inventory
i.
yarı mamuller
148
Ticaret/Ekonomi
work in process turnover
i.
yarı mamul devir hızı
149
Ticaret/Ekonomi
work-in-progress
i.
yapılmakta olan işler
150
Ticaret/Ekonomi
work in shifts
f.
vardiya ile çalışmak
Politics
151
Siyasal
committee for the technical adaptation of legislation on the introduction of measures to encourage improvements in the safety and health of workers at work
i.
iş sağlığı ve güvenliği konusundaki iyileştirmelerin teşvik edilmesine ilişkin tedbirler getirilmesi hakkındaki mevzuatın teknik adaptasyonu komitesi
152
Siyasal
diploma in social work
i.
sosyal hizmet diploması
Technical
153
Teknik
work-in-process
i.
çalışma var
154
Teknik
work-in-progress queue
i.
işlenmekte olan işler kuyruğu
155
Teknik
acrylonitrile concentration in work place
i.
işyeri havasındaki akrilonitril derişimi
156
Teknik
work in progress
i.
imal safhasındaki işler
157
Teknik
work in progress
i.
üretim aşamasındaki işler
Psychology
158
Psikoloji
sex role in the work environment
i.
çalışma ortamında cinsiyet rolü
Education
159
Eğitim
work in pairs
i.
çift çalışma
160
Eğitim
work in pairs
i.
çiftler halinde çalışın
Sport
161
Spor
work in progress
i.
potansiyeli tamamen kullanmayan kimse
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of work in
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy