|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
yerel banka |
local bank i.
|
|
In many Member States, small local banks play an important role.
Birçok Üye Devlette küçük yerel bankalar önemli bir rol oynamaktadır.
More Sentences
|
2 |
Genel |
yerel demokrasi |
local democracy i.
|
|
First of all, it shows the limitations of local democracy and, in particular, of land use planning policies.
Her şeyden önce yerel demokrasinin ve özellikle de arazi kullanımı planlama politikalarının sınırlarını göstermektedir.
More Sentences
|
3 |
Genel |
yerel yönetim |
local government i.
|
|
In this respect, it is desirable to deploy local governments and NGOs.
Bu bağlamda, yerel yönetimlerin ve STK'ların devreye sokulması arzu edilmektedir.
More Sentences
|
4 |
Genel |
yerel planlama |
local planning i.
|
|
We must rely on local action and joint local planning.
Yerel eylemlere ve ortak yerel planlamaya güvenmeliyiz.
More Sentences
|
5 |
Genel |
yerel halk |
locals i.
|
|
The hospitality and geniality of the local population have always stayed with me.
Yerel halkın misafirperverliği ve güler yüzlülüğü hep aklımda kaldı.
More Sentences
|
6 |
Genel |
yerel seçimler |
local elections i.
|
|
This is the first time we have sent observers for purely local elections.
İlk defa tamamen yerel seçimler için gözlemci gönderiyoruz.
More Sentences
|
7 |
Genel |
yerel haberler |
local news i.
|
|
Our local TV station does a pretty good job of covering local news.
Yerel televizyon kanalımız yerel haberleri oldukça iyi veriyor.
More Sentences
|
8 |
Genel |
yerel saat |
local time i.
|
|
What is the local time in New York?
New York'ta yerel saat nedir?
More Sentences
|
9 |
Genel |
yerel ortak |
local partner i.
|
|
It is ready to support NGOs which work with local partners for the elimination of child labour.
AB, çocuk işçiliğinin ortadan kaldırılması için yerel ortaklarla birlikte çalışan STK'ları desteklemeye hazırdır.
More Sentences
|
10 |
Genel |
yerel kültür |
local culture i.
|
|
Local cultures and different ways of living must not be destabilised.
Yerel kültürler ve farklı yaşam biçimleri istikrarsızlaştırılmamalıdır.
More Sentences
|
11 |
Genel |
yerel topluluk |
local community i.
|
|
They provide substantial support for local communities.
Yerel topluluklar için önemli bir destek sağlıyorlar.
More Sentences
|
12 |
Genel |
yerel toplum |
local community i.
|
|
This is a major concern of local communities and non-governmental organisations.
Bu, yerel toplumlar ve sivil toplum örgütleri için büyük bir endişe kaynağıdır.
More Sentences
|
13 |
Genel |
yerel gazete |
local paper i.
|
|
If you want to sell your old sofa, why not put an advertisement in the local paper?
Eğer eski kanepenizi satmak istiyorsanız, neden yerel gazeteye ilan vermiyorsunuz?
More Sentences
|
14 |
Genel |
yerel yönetim |
local authority i.
|
|
Maybe such policies are not the most pressing priorities of my country's local authorities.
Belki de bu tür politikalar ülkemdeki yerel yönetimlerin en acil öncelikleri değildir.
More Sentences
|
15 |
Genel |
yerel gelenekler |
local customs i.
|
|
According to local custom, the earth will recycle the bad energy.
Yerel geleneklere göre toprak kötü enerjiyi geri dönüştürecek.
More Sentences
|
16 |
Genel |
yerel düzey |
local level i.
|
|
That also applies at regional and local levels.
Bu durum bölgesel ve yerel düzeyler için de geçerlidir.
More Sentences
|
|
17 |
Genel |
yerel yemek |
local food i.
|
|
I'd like to try some of the local food.
Yerel yemekleri denemek istiyorum.
More Sentences
|
18 |
Genel |
yerel halk |
local resident i.
|
|
The mayor of Naples has apologised to a US tourist who was beaten up by local residents shortly after he was mugged.
Napoli Belediye Başkanı, soyulduktan kısa bir süre sonra yerel halk tarafından dövülen ABD'li turistten özür diledi.
More Sentences
|
19 |
Genel |
yerel halk |
local people i.
|
|
All the local people and all the local authorities there are asking for a multilateral nuclear environment programme.
Oradaki tüm yerel halk ve tüm yerel yetkililer çok taraflı bir nükleer çevre programı talep etmektedir.
More Sentences
|
20 |
Genel |
yerel gazete |
local newspaper i.
|
|
Perhaps we should advertise in the local newspaper for a reliable house painter.
Belki de güvenilir bir ev boyacısı için yerel gazeteye ilan vermeliyiz.
More Sentences
|
21 |
Genel |
yerel dil |
vernacular i.
|
|
This is a vernacular.
Bu bir yerel dil.
More Sentences
|
22 |
Genel |
yerel olarak |
locally zf.
|
|
Locally elected representatives are equally responsible for what has happened.
Yerel olarak seçilmiş temsilciler de yaşananlardan eşit derecede sorumludur.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
23 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel yönetimler |
local administration i.
|
|
The military at all levels put pressure on the local administration to help their preferred candidates.
Her düzeydeki ordu, kendi tercih ettikleri adaylara yardımcı olmaları için yerel yönetimlere baskı yapmaktadır.
More Sentences
|
24 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel üretici |
local manufacturer i.
|
|
We must leave raw materials so that local manufacturers can process them.
Yerel üreticilerin işleyebilmesi için hammadde bırakmalıyız.
More Sentences
|
25 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel yetkililer |
local authorities i.
|
|
All the local people and all the local authorities there are asking for a multilateral nuclear environment programme.
Oradaki tüm yerel halk ve tüm yerel yetkililer çok taraflı bir nükleer çevre programı talep etmektedir.
More Sentences
|
26 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel tüketici |
local consumer i.
|
|
Cigarettes are produced on that island and the price is kept down for local consumers and tourists.
Sigaralar bu adada üretilmekte ve yerel tüketiciler ve turistler için fiyatlar düşük tutulmaktadır.
More Sentences
|
27 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel ortaklık |
local partnership i.
|
|
I have proposed local partnerships which are open to many different types of actor.
Birçok farklı aktör türüne açık olan yerel ortaklıklar önerdim.
More Sentences
|
28 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel dükkan |
local shop i.
|
|
Local shops do good business with tourists.
Yerel dükkanlar turistlerle iyi iş yapıyor.
More Sentences
|
29 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel yönetimler |
local administration i.
|
|
Moreover, such aid is often also misappropriated by the local administration.
Ayrıca, bu tür yardımlar genellikle yerel yönetim tarafından kötüye kullanılmaktadır.
More Sentences
|
30 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel üretici |
local producer i.
|
|
When I was in Cape Town for the ACP, it was absurd that local producers were asking me to help them.
ACP için Cape Town'dayken yerel üreticilerin benden kendilerine yardım etmemi istemeleri çok saçmaydı.
More Sentences
|
31 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel saat |
local time i.
|
|
What is the local time in New York?
New York'ta yerel saat kaç?
More Sentences
|
32 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel yönetim |
local government i.
|
|
Together with the general elections, local government elections were held.
Genel seçimler ile birlikte, yerel yönetim seçimleri yapıldı.
More Sentences
|
Politics |
|
33 |
Siyasal |
yerel politika |
local politics i.
|
|
Tom plays an active role in local politics and intends to run for the position of mayor next year.
Tom yerel politikada aktif bir rol oynuyor ve gelecek yıl belediye başkanlığına adaylık koymayı planlıyor.
More Sentences
|
34 |
Siyasal |
yerel otorite |
local authority i.
|
|
Reform of the public sector needs to be stepped up at national and local authority level.
Kamu sektörü reformunun ulusal ve yerel otorite düzeyinde hızlandırılması gerekmektedir.
More Sentences
|
35 |
Siyasal |
yerel yönetim |
local government i.
|
|
I recently attended a local government conference looking at the national social inclusion plans.
Yakın zamanda ulusal sosyal içerme planlarını inceleyen bir yerel yönetim konferansına katıldım.
More Sentences
|
36 |
Siyasal |
yerel makamlar |
local authorities i.
|
|
An objection was raised regarding the direct responsibility of local authorities in the decision-making process.
Yerel makamların karar alma sürecindeki doğrudan sorumluluğuna ilişkin bir itirazda bulunulmuştur.
More Sentences
|
37 |
Siyasal |
yerel siyaset |
local politics i.
|
|
Tom is active in local politics.
Tom yerel siyasette aktiftir.
More Sentences
|
38 |
Siyasal |
yerel seçimler |
local elections i.
|
|
Local elections are currently being held in Jammu and Kashmir.
Şu anda Jammu ve Keşmir'de yerel seçimler yapılmaktadır.
More Sentences
|
39 |
Siyasal |
yerel yönetim |
locality i.
|
|
Small localities in Sweden have so far been the losers in the dishonest job trading conducted in Europe.
Avrupa'da yürütülen dürüst olmayan iş ticaretinde şimdiye kadar kaybedenler İsveç'teki küçük yerel yönetimler oldu.
More Sentences
|
Common Usage |
|
40 |
Yaygın Kullanım |
yerel dille yazılan |
vernacular s.
|
|
General |
|
41 |
Genel |
uzaktan kumandalı yerel salınıcı |
labile oscillator i.
|
|
42 |
Genel |
yerel özellikleri koruyarak küreselleşme |
glocalization i.
|
|
43 |
Genel |
yerel idarelerin en küçük birimleri |
county i.
|
|
44 |
Genel |
yerel kompakt topolojik uzay |
locally compact topological space i.
|
|
45 |
Genel |
yerel öklit uzayı |
locally euclidean space i.
|
|
46 |
Genel |
lordların yerel anlaşmazlıklar sebebiyle yargılanmış oldukları altı aylık veya bir senelik özel mahkeme |
leet i.
|
|
47 |
Genel |
yerel ad |
common name i.
|
|
48 |
Genel |
yerel maksimum |
local maximum i.
|
|
49 |
Genel |
yerel öğle |
local noon i.
|
|
50 |
Genel |
yerel kompakt |
locally compact i.
|
|
51 |
Genel |
ağ yerel alanı |
network local area i.
|
|
52 |
Genel |
yerel taban |
local base i.
|
|
53 |
Genel |
yerel yay bağlantılı uzay |
locally arcwise connected space i.
|
|
54 |
Genel |
yerel dans |
country dance i.
|
|
55 |
Genel |
portekiz'de yerel üslupla inşa edilmiş ve devletin sahibi olduğu otel |
pousada i.
|
|
56 |
Genel |
yerel ısıtma |
localized heating i.
|
|
|
57 |
Genel |
yerel dışbükey uzay |
locally convex space i.
|
|
58 |
Genel |
yerel gazete |
local i.
|
|
59 |
Genel |
yerel kompakt gruplar |
locally compact groups i.
|
|
60 |
Genel |
yerel imar ve iskan müdürlüğü |
local planning authority i.
|
|
61 |
Genel |
yerel ağın paylaşıma açılması |
local loop unbundling i.
|
|
62 |
Genel |
yerel hava |
local weather i.
|
|
63 |
Genel |
yerel idare bölümü |
department of local government i.
|
|
64 |
Genel |
yerel ulaşım |
local transit i.
|
|
65 |
Genel |
yerel bağlantılı küme |
locally connected set i.
|
|
66 |
Genel |
yerel yönetim çalışanları |
local officials and employees i.
|
|
67 |
Genel |
yerel sonlu aile |
locally finite family i.
|
|
68 |
Genel |
yerel minimum |
local minimum i.
|
|
69 |
Genel |
kendi yerel yönetim teşkilatı olan şehir veya bölge |
municipality i.
|
|
70 |
Genel |
yerel rehber |
local guide i.
|
|
71 |
Genel |
yerel ya da lokal saat |
local time i.
|
|
72 |
Genel |
yerel işçi sendikaları |
labor union locals i.
|
|
73 |
Genel |
yerel kompakt uzay |
locally compact space i.
|
|
74 |
Genel |
yerel yağmur |
convectional rain i.
|
|
75 |
Genel |
yerel değişken |
local variable i.
|
|
76 |
Genel |
yerel rüzgar |
local wind i.
|
|
77 |
Genel |
yerel dans |
country dancing i.
|
|
78 |
Genel |
yerel acil durum planlama komitesi |
local emergency planning committee i.
|
|
79 |
Genel |
yerel uyuşturucu |
local anesthetic i.
|
|
80 |
Genel |
yerel yönetim maliyesi |
local finance i.
|
|
81 |
Genel |
yerel osilatör panel |
local oscillator board i.
|
|
82 |
Genel |
yerel deklarasyon |
local declaration i.
|
|
83 |
Genel |
yerel zaman |
local time i.
|
|
84 |
Genel |
yerel yönetim personeli |
local executive personnel i.
|
|
85 |
Genel |
yerel izomorfik |
locally isomorphic i.
|
|
86 |
Genel |
yerel yargı hakkı |
soke i.
|
|
87 |
Genel |
eyaletteki yerel yönetim bölgesi |
county i.
|
|
88 |
Genel |
yerel en büyük değer |
local maximum value i.
|
|
89 |
Genel |
yerel dışbükey dolaysız toplam |
locally convex direct sum i.
|
|
90 |
Genel |
yerel işlem |
local operation i.
|
|
91 |
Genel |
bir yerel bölge içinde ve civarında işleyen ulaşım seferi |
local service i.
|
|
92 |
Genel |
yerel tarih |
local history i.
|
|
93 |
Genel |
yerel bağlantılı uzay |
locally connected space i.
|
|
94 |
Genel |
yerel eğitim müdürlüğü |
local education authority i.
|
|
95 |
Genel |
yerel ağlar |
local area network i.
|
|
96 |
Genel |
yerel yönetim yetkilisi |
district administration official i.
|
|
97 |
Genel |
yerel haber |
local i.
|
|
98 |
Genel |
yerel trafik |
local traffic i.
|
|
99 |
Genel |
yerel özgürlükler |
local freedoms i.
|
|
100 |
Genel |
yerel yönetim (ispanya) |
ayuntamiento i.
|
|
101 |
Genel |
yerel vergilendirme |
local taxation i.
|
|
102 |
Genel |
yerel kitle iletişim araçları |
local mass media i.
|
|
103 |
Genel |
yerel basın |
local press i.
|
|
104 |
Genel |
yerel kıyafet |
folk costume i.
|
|
105 |
Genel |
yerel kıyafet |
folk outfit i.
|
|
106 |
Genel |
yerel kıyafet |
traditional outfit i.
|
|
107 |
Genel |
yerel kıyafet |
local dress i.
|
|
108 |
Genel |
yerel kıyafet |
traditional wear i.
|
|
109 |
Genel |
yerel kıyafet |
local outfit i.
|
|
110 |
Genel |
yerel kültür |
native culture i.
|
|
111 |
Genel |
yerel kültür |
indigenous culture i.
|
|
112 |
Genel |
yerel halk |
local community i.
|
|
113 |
Genel |
yerel cemiyet |
local community i.
|
|
114 |
Genel |
yerel medya |
local media i.
|
|
115 |
Genel |
yerel ırk |
native race i.
|
|
116 |
Genel |
yerel kamu ihalesi |
local public tender i.
|
|
117 |
Genel |
yerel gündem |
local agenda i.
|
|
118 |
Genel |
yerel yasa |
bylaw i.
|
|
119 |
Genel |
yerel yönetim binaları mahallesi |
civic center i.
|
|
120 |
Genel |
yerel bitki örtüsü |
endemic i.
|
|
121 |
Genel |
yerel yönetim birimi |
local government unit i.
|
|
122 |
Genel |
yerel gerçeklik |
local reality i.
|
|
123 |
Genel |
merkez-yerel yönetim |
central-local government i.
|
|
124 |
Genel |
merkez-yerel yönetim ilişkileri |
central-local government relations i.
|
|
125 |
Genel |
yerel zamanlı bilgi işlem |
real-time data processing i.
|
|
126 |
Genel |
yerel ortalama |
local average i.
|
|
127 |
Genel |
yerel özellik |
locality i.
|
|
128 |
Genel |
yerel yönetim tesisleri |
public facilities i.
|
|
129 |
Genel |
yerel kilise |
local village i.
|
|
130 |
Genel |
yerel seviye |
local level i.
|
|
131 |
Genel |
yerel avustralya yemeği |
bush tucker i.
|
|
132 |
Genel |
yerel avustralya yemeği |
bushfood i.
|
|
133 |
Genel |
yerel avustralya yemeği |
bushtucker i.
|
|
134 |
Genel |
yerel yıldız zamanı |
local sidereal time i.
|
|
135 |
Genel |
yerel saat |
local hour i.
|
|
136 |
Genel |
yerel iklim şartları |
local climatic conditions i.
|
|
137 |
Genel |
yerel takım |
local team i.
|
|
138 |
Genel |
yerel ünlü |
local celebrity i.
|
|
139 |
Genel |
yerel şöhret |
local celebrity i.
|
|
140 |
Genel |
yerel meyve sebze yiyen |
locavore i.
|
|
141 |
Genel |
yerel radyo istasyonu |
local radio station i.
|
|
142 |
Genel |
yerel birim |
local unit i.
|
|
143 |
Genel |
yerel saat ayarı |
local time setting i.
|
|
144 |
Genel |
yerel halk tarafından adlandırılan yer ve kişi isimlerinin yabancılar tarafından farklı isimlendirilmesi |
exonym i.
|
|
145 |
Genel |
bir yerin yerel ismi |
endonym i.
|
|
146 |
Genel |
yerel aramalar |
local calls i.
|
|
147 |
Genel |
yerel müzik |
indigenous music i.
|
|
148 |
Genel |
ücretsiz yerel gazete |
shopper i.
|
|
149 |
Genel |
içinde yerel haberler ve reklamlar yayınlanan ücretsiz gazete |
shopper i.
|
|
150 |
Genel |
yerel hava durumu |
local weather forecast i.
|
|
151 |
Genel |
yerel kurallar |
local rules i.
|
|
152 |
Genel |
yerel zaman dilimi |
local time zone i.
|
|
153 |
Genel |
bir organizasyonun yerel şubesi |
chapter i.
|
|
154 |
Genel |
yerel idare |
commune i.
|
|
155 |
Genel |
yerel mahkeme |
district court i.
|
|
156 |
Genel |
yerel isim |
vernacular name i.
|
|
157 |
Genel |
yerel hale getirme |
localization i.
|
|
158 |
Genel |
yerel hale getirme |
localisation i.
|
|
159 |
Genel |
yerel gazete |
hometown newspaper i.
|
|
160 |
Genel |
yerel kısım |
local part i.
|
|
161 |
Genel |
yerel yardımlaşma derneği/klubü |
civic group i.
|
|
162 |
Genel |
yerel iş adamı |
local businessman i.
|
|
163 |
Genel |
yerel doktor |
local doctor i.
|
|
164 |
Genel |
yerel konukseverlik |
local hospitality i.
|
|
165 |
Genel |
yerel kaynak |
local source i.
|
|
166 |
Genel |
yerel gazete |
local rag (uk) i.
|
|
167 |
Genel |
yerel dergi |
local magazine i.
|
|
168 |
Genel |
halka açık yerel dans salonu |
local palais i.
|
|
169 |
Genel |
(eski rusya'da) kırsal alanlarda gıda gibi yerel ihtiyaç için gönüllü alınan vergi |
self-taxation i.
|
|
170 |
Genel |
londra'da yerel saatin geçerli olduğu eşgüdümlü evrensel saat dilimi |
utc (coordinated universal time) i.
|
|
171 |
Genel |
velileri tarafından istismar veya yaralanma riski bulunan çocuklara dair yerel otoritelerin tuttuğu liste |
nai register i.
|
|
172 |
Genel |
istilacı nassella tussock bitkisini yok etmek için yeni zelanda'nın farklı bölgelerinde kurulan çeşitli yerel yasal kuruluşlardan her biri |
nassella tussock board i.
|
|
173 |
Genel |
kuzeydoğu irlanda'da yerel hükümet bölgesi |
north down i.
|
|
174 |
Genel |
yerel lezzet |
local delicacy i.
|
|
175 |
Genel |
yerel standartlardan bağımsız zaman |
absolute time i.
|
|
176 |
Genel |
yerel mesele |
domestic issue i.
|
|
177 |
Genel |
yerel müzik grubu |
local musi̇c band i.
|
|
178 |
Genel |
yerel olma |
vernacularity i.
|
|
179 |
Genel |
cemaat üyelerince oluşturulan yerel yönetim |
vestryism i.
|
|
180 |
Genel |
yerel yönetim vergisi |
lay i.
|
|
181 |
Genel |
yerel kiliseden kongre sistemine bağlı bir unvanla dini toplantıya yollanan kimse |
messenger i.
|
|
182 |
Genel |
(mormonluk) lds kilisesinin yerel bir cemaati |
branch i.
|
|
183 |
Genel |
ihtiyaç sahiplerine yerel bir yönetim merkezinin sosyal hizmetler departmanınca sağlanan yardım hizmeti |
home help [uk] [new zealand] i.
|
|
184 |
Genel |
hayır kurumuna ait yerel şube |
lodge i.
|
|
185 |
Genel |
(orta çağ'da) britanya'nın bazı bölümlerinde yerel ticareti kontrol eden ve bazen yerel yönetimde rol alan tüccar birliği |
guild i.
|
|
186 |
Genel |
iskoç kasabasının yerel yönetimi |
guildry [scotland] i.
|
|
187 |
Genel |
yerel yönetimin dışında kalma |
opt-out i.
|
|
188 |
Genel |
yerel denetimin dışında kalan okul |
opt-out [uk] i.
|
|
189 |
Genel |
yerel denetimin dışında kalan hastane |
opt-out [uk] i.
|
|
190 |
Genel |
yerel yönetimin dışında kalma |
opt-out i.
|
|
191 |
Genel |
yerel denetimin dışında kalan okul |
opt-out [uk] i.
|
|
192 |
Genel |
yerel denetimin dışında kalan hastane |
opt-out [uk] i.
|
|
193 |
Genel |
yerel trafik için araç yolu |
road i.
|
|
194 |
Genel |
yerel doku |
local color i.
|
|
195 |
Genel |
yerel doku |
local colour i.
|
|
196 |
Genel |
sahibi başka ülkede yaşayan bir fabrikada görevli yerel yönetici |
mill agent i.
|
|
197 |
Genel |
(britanya idari bölgesine ait) yerel birim |
district i.
|
|
198 |
Genel |
gazetelerde yerel haberler masası |
city desk [us/canada] i.
|
|
199 |
Genel |
zorunlu hizmet için asker seçiminden sorumlu yerel kurum |
draft board i.
|
|
200 |
Genel |
yerel, bağımsız organize suç birimi |
family i.
|
|
201 |
Genel |
yerel meclise ait olup halka ucuza kiralanan daire |
council flat i.
|
|
202 |
Genel |
yerel meclisten ucuza daire kiralayan kiracı |
council tenant i.
|
|
203 |
Genel |
yerel fuar |
county fair i.
|
|
204 |
Genel |
koloni amerikası'nda yerel bir kurye servisi |
penny post i.
|
|
205 |
Genel |
(abd'nin maine eyaletinde) küçük yerel yönetim bölümü |
plantation i.
|
|
206 |
Genel |
yerel bir gaziler örgütüne ait alt birim |
post i.
|
|
207 |
Genel |
başıboş hayvanların beslenmesi ve bakımından sorumlu yerel hükümet yetkilisi |
poundkeeper i.
|
|
208 |
Genel |
başıboş hayvanların beslenmesi ve bakımından sorumlu yerel hükümet yetkilisi |
poundmaster i.
|
|
209 |
Genel |
nasyonal sosyalist alman işçi partisi'nde yerel şube başkanı |
gauleiter i.
|
|
210 |
Genel |
ağ programlarını yerel olarak aktaran istasyon |
outlet i.
|
|
211 |
Genel |
(abd'de) yerel kiliseye bağlı olup ona ait binaları elinde bulunduran ve papazın maaşını veren kongregasyonalist kurum |
parish i.
|
|
212 |
Genel |
(aday veya delege seçmek için) parti üyelerinin yerel/bölgesel toplantısı |
primary i.
|
|
213 |
Genel |
(birleşik krallık) yerel eğitim idaresi tarafından sosyal yardım kapsamında ihtiyaç sahibi öğrencilere verilen süt |
school milk i.
|
|
214 |
Genel |
amerika'nın eski hollanda kolonilerinde yerel yargı işlevlerini yerine getiren kimse |
schout i.
|
|
215 |
Genel |
(17. yüzyılda) yerel cemaat kontrolünü savunan muhalif ingiliz grup |
seeker i.
|
|
216 |
Genel |
(avustralya'da) yerel yönetim idaresinde olan birleştirilmiş kırsal alan |
shire i.
|
|
217 |
Genel |
yerel mahkeme görevlisi |
shire clerk i.
|
|
218 |
Genel |
(afrikalı amerikan yerel ingilizcesinde) yetişkin kadın |
shortie i.
|
|
219 |
Genel |
(afrikalı amerikan yerel ingilizcesinde) çocuk |
shortie i.
|
|
220 |
Genel |
küçük ve yerel bir üniversite |
siwash i.
|
|
221 |
Genel |
yerel kabarcık |
local bubble i.
|
|
222 |
Genel |
başka bir kimsenin yerel yargı yetkisine tabi kimse |
socager i.
|
|
223 |
Genel |
öğrenme güçlüğü çeken, fiziksel engelli veya ruhsal bozukluğu olan kimselere hizmet veren, yerel yönetim sorumluluğundaki merkez |
social education centre i.
|
|
224 |
Genel |
(fransa) yerel idare bölgesinden sorumlu yetkili |
subprefect i.
|
|
225 |
Genel |
(fransa) yerel idare bölgesinden sorumlu yetkililik |
subprefecture i.
|
|
226 |
Genel |
(new york'ta) yerel yargı görevlisi |
surrogate i.
|
|
227 |
Genel |
yerel geleneklere ve kullanımlara uygun olarak değişiklik yapmak |
nativize f.
|
|
228 |
Genel |
yerel unsurlara adapte etmek |
nativize f.
|
|
229 |
Genel |
yerel geleneklere ve kullanımlara uygun olarak değişiklik yapmak |
nativise f.
|
|
230 |
Genel |
yerel unsurlara adapte etmek |
nativise f.
|
|
231 |
Genel |
(sahnelenen oyunda) yerel özellikleri veya çevreyi değiştirmek |
shift the scene f.
|
|
232 |
Genel |
(tarihi yerleri, yerel kostümleri) turistler için eğlence haline dönüştürmek |
disneyfy f.
|
|
233 |
Genel |
yerel ölçekte mal taşımak |
dray f.
|
|
234 |
Genel |
(tv programı serisini) yerel kanallara satmak |
syndicate f.
|
|
235 |
Genel |
yerel ve kalıcı |
endemic s.
|
|
236 |
Genel |
yerel dille yazılan |
vernacular s.
|
|
237 |
Genel |
yerel (ısı/basınç) |
ambient s.
|
|
238 |
Genel |
yerel özelliklerini kaybetmeden küreselleşen |
glocal s.
|
|
239 |
Genel |
yerel olmayan |
nonlocal s.
|
|
240 |
Genel |
yerel makamlarca denetlenmiş |
inspected by local authorities s.
|
|
241 |
Genel |
yerel koşullara uygun |
calculated for the meridian of s.
|
|
242 |
Genel |
(yerel otorite tarafından) iyi halde tutulmayan |
unadopted [brit] s.
|
|
243 |
Genel |
(yerel otorite tarafından) bakımı sağlanmayan |
unadopted [brit] s.
|
|
244 |
Genel |
yerel olmayan |
unlocalized s.
|
|
245 |
Genel |
yerel olmayan |
unlocalized s.
|
|
246 |
Genel |
toplumun yerel düzeyine dair |
grassroot s.
|
|
247 |
Genel |
toplumun yerel düzeyinden kaynaklanan |
grassroot s.
|
|
248 |
Genel |
toplumun yerel düzeyinde geçerli olan |
grassroot s.
|
|
249 |
Genel |
toplumun yerel düzeyine dair |
grassroots s.
|
|
250 |
Genel |
toplumun yerel düzeyinden kaynaklanan |
grassroots s.
|
|
251 |
Genel |
toplumun yerel düzeyinde geçerli olan |
grassroots s.
|
|
252 |
Genel |
yerel yönetimin kurup yönettiği |
council [uk] s.
|
|
253 |
Genel |
yerel kültür ile ilgili |
peasant s.
|
|
254 |
Genel |
yerel sanatla ilgili |
peasant s.
|
|
255 |
Genel |
(fizik) yerel dönüşüm altında sabit olan |
gauge s.
|
|
256 |
Genel |
yalnızca yerel çıkarlara hizmet eden |
parish pump s.
|
|
257 |
Genel |
yerel kapsamlı |
parish-pump [uk] s.
|
|
258 |
Genel |
yerel ölçekte |
locally zf.
|
|
259 |
Genel |
yerel ölçekte |
on a local scale zf.
|
|
260 |
Genel |
yerel aramalar için |
for local calls zf.
|
|
261 |
Genel |
yerel bazda |
on local basis zf.
|
|
262 |
Genel |
yerel olarak |
topically zf.
|
|
263 |
Genel |
yerel bir şekilde |
vernacularly zf.
|
|
264 |
Genel |
yerel gün batımı |
ls (local sunset) kısalt.
|
|
265 |
Genel |
yerel standart zaman |
lst (local standard time) kısalt.
|
|
266 |
Genel |
yerel saat |
lt (local time) [us] kısalt.
|
|
267 |
Genel |
kendi yerel yönetim teşkilatı olan bölge |
mun (municipal) kısalt.
|
|
268 |
Genel |
kendi yerel yönetim teşkilatı olan şehir veya bölge |
munic. kısalt.
|
|
Phrasals |
|
269 |
Öbek Fiiller |
(yerel bir ağa vb) bağlanmak |
plug (oneself) in (to something) f.
|
|
Phrases |
|
270 |
İfadeler |
yerel saate göre |
according to the local time expr.
|
|
Colloquial |
|
271 |
Konuşma Dili |
yerel bir hikaye |
a local story i.
|
|
272 |
Konuşma Dili |
yerel olarak yetiştirilmiş marihuana/esrar |
homegrown i.
|
|
273 |
Konuşma Dili |
britanya'da çocuk mahkemesinin yargılanan bir çocuğun yerel yönetimce kontrol edilemez durumda olmasından dolayı aldığı tutuklama kararı |
unruly certificate i.
|
|
274 |
Konuşma Dili |
seri üretimden çıkmış gibi görünen, ayırt edici özellikleri bulunmayan ve yerel mimariyle uyumsuz olan büyük ve modern ev |
mcmansion i.
|
|
275 |
Konuşma Dili |
yerel dükkan |
bodega i.
|
|
276 |
Konuşma Dili |
yerel polisinizle temas kurun |
contact your local police expr.
|
|
Idioms |
|
277 |
Deyim |
yerel bir topluluğun öne çıkan kişi |
pillar of the community i.
|
|
278 |
Deyim |
yerel halk ile o ilde hizmet veren üniversitenin ilişkisi |
town-and-gown i.
|
|
279 |
Deyim |
küçük ve yerel dükkan |
a mom-and-pop business i.
|
|
280 |
Deyim |
siyasi faaliyet açısından yerel düzeyde olan halk |
grass-roots i.
|
|
281 |
Deyim |
küçük ve yerel dükkan |
mom-and-pop shop i.
|
|
282 |
Deyim |
yerel halk ile o ilde hizmet veren üniversitenin ilişkisi |
town and gown i.
|
|
283 |
Deyim |
yerel ağız |
vulgar tongue i.
|
|
284 |
Deyim |
yerel halk ile o ilde hizmet veren üniversitenin ilişkisi ile ilgili |
town-gown s.
|
|
Formal |
|
285 |
Resmi |
yerel yönetim bölgesindeki engelli kişilerin listesi |
handicap register [uk] i.
|
|
286 |
Resmi |
(çin'de) yerel idari alt bölüm |
hsien i.
|
|
287 |
Resmi |
(çin'de) yerel idari alt bölümün hükümet merkezi |
hsien i.
|
|
288 |
Resmi |
ingiliz yönetiminden önce güney afrika'nın kırsal bölgelerinde yerel boer hakimine yardım eden konsey |
heemraad i.
|
|
Trade/Economic |
|
289 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel yönetime toplayabileceği vergi için üst sınır koymak (eskiden) |
rate-cap i.
|
|
290 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel yönetim tarafından toplanan vergi/vergiler |
rates i.
|
|
291 |
Ticaret/Ekonomi |
bir işçinin yetki alanı dışında bir iş yapmasına izin veren, yerel sendika tarafından verilen kart |
traveling card i.
|
|
292 |
Ticaret/Ekonomi |
belediye veya yerel yönetimlerin ihraç ettiği tahviller |
municipal bonds i.
|
|
293 |
Ticaret/Ekonomi |
çok uluslu-yerel strateji |
multidomestic strategy i.
|
|
294 |
Ticaret/Ekonomi |
dışarıdaki çok uluslu şirketle ilişkili yerel işletme |
affiliate i.
|
|
295 |
Ticaret/Ekonomi |
küçük ve yerel dükkan |
mom-and-pop store i.
|
|
296 |
Ticaret/Ekonomi |
uzun dönem yerel para cinsinden kredi notu |
long-term local currency issuer default rating i.
|
|
297 |
Ticaret/Ekonomi |
yabancı bir şirket adına yerel piyasadan işçi veya mal toplayan kimse |
comprador i.
|
|
298 |
Ticaret/Ekonomi |
yabancı işletmelerin yerel şirketlerle kurdukları ortaklık |
local partnership i.
|
|
299 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel yönetim |
local administration i.
|
|
300 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel vergi gelirleri |
local tax revenues i.
|
|
301 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel olmayan şirket yabancı menşeili şirket |
foreign corporation i.
|
|
302 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel yönetimce çıkarılan tahvil |
municipal bonds i.
|
|
303 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel çözüm |
local solution i.
|
|
304 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel katkı oranı |
local content rate i.
|
|
305 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel acente |
local agent i.
|
|
306 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel çözüm |
local remedy i.
|
|
307 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel masraflar |
local expenses i.
|
|
308 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel para cinsinden uzun vadeli kredi notu |
long-term local currency issuer default rating i.
|
|
309 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel yönetimlere ağırlık verilmesi |
regionalism i.
|
|
310 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel planlama |
local planning i.
|
|
311 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel vergi |
local tax i.
|
|
312 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel müşteri |
domestic customer i.
|
|
313 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel ıslah fonu |
local improvement fund i.
|
|
314 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel anlaşma |
local agreement i.
|
|
315 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel müşteri |
local customer i.
|
|
316 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel poliçe |
local bill i.
|
|
317 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel sendika temsilcisi |
local union representative i.
|
|
318 |
Ticaret/Ekonomi |
zorunlu yerel hizmetler |
obligatory local services i.
|
|
319 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel yönetim tahvilleri |
local authority bonds i.
|
|
320 |
Ticaret/Ekonomi |
yetkili yerel makam |
local authority i.
|
|
321 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel borçlanma |
local borrowing i.
|
|
322 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel imar ve ıslahat |
local improvement i.
|
|
323 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel olmayan şirket |
out of state corporation i.
|
|
324 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel çare |
local solution i.
|
|
325 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel çare |
local remedy i.
|
|
326 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel reklam |
local advertising i.
|
|
327 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel olmayan şirket |
out-of-state corporation i.
|
|
328 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel standardizasyon |
provincial standardisation i.
|
|
329 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel bayi |
local dealer i.
|
|
330 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel alım |
local shopping i.
|
|
331 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel rekabete açık ihale |
local competitive bidding i.
|
|
332 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel yönetim |
municipal corporation i.
|
|
333 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel endeks |
local index i.
|
|
334 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel vergi denetimi |
tax field audit i.
|
|
335 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel tüketici |
domestic consumer i.
|
|
336 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel sendika sözleşmesi |
local agreement i.
|
|
337 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel bütçe |
local budget i.
|
|
338 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel ülkeye devir |
domestication i.
|
|
339 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel senet |
local bill i.
|
|
340 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel menkul kıymetler |
local stocks i.
|
|
341 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel telefon konuşması |
local call i.
|
|
342 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel ücret baremi |
local wage rate i.
|
|
343 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel sendika temsilcisi |
local union rep i.
|
|
344 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel sendika |
local union i.
|
|
345 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel şirket |
local corporation i.
|
|
346 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel yönetimler |
local administrations i.
|
|
347 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel sanayi |
local industry i.
|
|
348 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel vergiler |
local taxes i.
|
|
349 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel standart |
provincial standard i.
|
|
350 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel katkı zorunluluğu |
local content law i.
|
|
351 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel yönetim gelirleri |
local governments revenues i.
|
|
352 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel şube |
local branch i.
|
|
353 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel sahipli yabancı varlıklar |
domestically-owned foreign assets i.
|
|
354 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel yönetimlerin ihraç ettiği tahviller |
municipal bonds i.
|
|
355 |
Ticaret/Ekonomi |
hindistan'da yerel bir hükümet adına gelir tahsildarlığı yapan kimse |
amil i.
|
|
356 |
Ticaret/Ekonomi |
hindistan'da yerel bir hükümet adına gelir tahsildarlığı yapan kimse |
aumil i.
|
|
357 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel girişim şirketi |
lec (local enterprise company) i.
|
|
358 |
Ticaret/Ekonomi |
küresel bir ürünün yerel piyasalara uygun hale getirilmesi |
glocalization i.
|
|
359 |
Ticaret/Ekonomi |
küresel bir ürünün yerel piyasalara uygun hale getirilmesi |
glocalisation i.
|
|
360 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel yönetim yetkilisinin verdiği kredi |
local loan [uk] i.
|
|
361 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel tedarik |
local procurement i.
|
|
362 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel veya yerli kaynaklardan personel, hizmet, malzeme veya ekipman alımı |
local procurement i.
|
|
363 |
Ticaret/Ekonomi |
yetki alanındaki bölgenin dışında oturup çalışmak için bölgeye gelenlerden yerel idarenin aldığı gelir vergisi |
commuter tax i.
|
|
364 |
Ticaret/Ekonomi |
(özellikle farmasötik ilaçlar için) yerel üreticiden daha ucuza mal satan satıcıdan yapılan ithalat |
parallel importing i.
|
|
365 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel tütün piyasasında küçük çaplı spekülatör |
pinhooker i.
|
|
366 |
Ticaret/Ekonomi |
belirli yerel piyasalar arasında yürütülen arbitraj |
shunting [uk] i.
|
|
367 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel merkezler arasında dağıtmak |
decentralise f.
|
|
368 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel para üzerinden fiyat belirlemek |
quote in local currency f.
|
|
369 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel merkezler arasında dağıtmak |
decentralize f.
|
|
370 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel ve yabancı bir kurum arasındaki karşılıklı düzenlemeye ilişkin |
exchange s.
|
|
371 |
Ticaret/Ekonomi |
küresel düşün yerel davran |
think globally act locally expr.
|
|
Law |
|
372 |
Hukuk |
kaçma ve kurtarma operasyonlarında yerel halkın yardımı |
act of mercy i.
|
|
373 |
Hukuk |
britanya'da çocuk mahkemesinin yargılanan bir çocuğun yerel yönetimce kontrol edilemez durumda olmasından dolayı aldığı tutuklama kararı |
certificate of unruliness i.
|
|
374 |
Hukuk |
yerel yönetimlerin, yeni beldelerin ve konut dernek yöneticilerinin hakkı olan bir yasal hak paketi |
tenants' charter [brit] i.
|
|
375 |
Hukuk |
bir bölgenin yerel mahkemesi tarafından başka bir bölgenin şerifine verilen ek mahkeme kararı |
testatum capias i.
|
|
376 |
Hukuk |
yerel mahkeme görevlisi |
amala [indian] i.
|
|
377 |
Hukuk |
yerel mahkeme görevlisi |
amlah [indian] i.
|
|
378 |
Hukuk |
bir dava yada ihtilaf hakkında yerel mahkemeler ya da yetkili organların, uluslararasi mahkeme yada yetkili organlardan daha iyi karar verebileceği ilkesi |
margin of appreciation i.
|
|
379 |
Hukuk |
yerel bir mahkemenin bakmakla yükümlü olduğu dava |
local action i.
|
|
380 |
Hukuk |
yerel idari mahkeme |
local administrative court i.
|
|
381 |
Hukuk |
yerel örf ve adet |
local custom i.
|
|
382 |
Hukuk |
yerel yargı |
local judge i.
|
|
383 |
Hukuk |
yerel mahkeme |
county court i.
|
|
384 |
Hukuk |
yerel mahkemeler |
local courts i.
|
|
385 |
Hukuk |
yerel mahkeme |
domestic court i.
|
|
386 |
Hukuk |
yerel mevzuat |
domestic legislation i.
|
|
387 |
Hukuk |
yerel yasa |
birlaw i.
|
|
388 |
Hukuk |
yerel tüzük |
birlaw i.
|
|
389 |
Hukuk |
kuzey ingiltere ve iskoçya'daki mahkemelerde tüzük oluşturma, ufak suçlarla ilgilenme gibi görevleri olan yerel memur |
birlieman i.
|
|
390 |
Hukuk |
kuzey ingiltere ve iskoçya'daki mahkemelerde tüzük oluşturma, ufak suçlarla ilgilenme gibi görevleri olan yerel memur |
byrlawman i.
|
|
391 |
Hukuk |
kendi yerel yönetim teşkilatı olan şehir veya bölgenin yöneticisi |
mayor i.
|
|
392 |
Hukuk |
büyük britanya'da yerel emniyet amirine karşılık gelen bir bucak memuru |
borsholder i.
|
|
393 |
Hukuk |
abd'nin virginia eyaletinin bazı bölümlerinde bir yerel mahkeme |
hustings i.
|
|
394 |
Hukuk |
(yerel olarak istenmeyen) toprak kullanımı |
lulu i.
|
|
395 |
Hukuk |
(yeni ingiltere kolonisinde) hem yasama hem yargı yetkisine sahip yerel meclis |
general court i.
|
|
396 |
Hukuk |
(iskoçya'da) reform hareketi'nden sonra miras, boşanma gibi meselelere bakması için kurulan yerel mahkemelerin yargıçlarına verilen ad |
commissary i.
|
|
397 |
Hukuk |
yerel mahkeme |
county i.
|
|
398 |
Hukuk |
yerel vergi |
county rates i.
|
|
399 |
Hukuk |
ihtilaf halinde eyalet kanununun yerel kanun yerine geçmesine ilişkin doktrin |
state preemption i.
|
|
400 |
Hukuk |
(eski ingiliz hukuku) yerel mahkeme görevlisi |
shire mote i.
|
|
401 |
Hukuk |
yerel yargı hakkı |
soc i.
|
|
402 |
Hukuk |
yerel vergi koymak |
local [scotland] f.
|
|
403 |
Hukuk |
mahkeme emriyle yerel otoritenin yasal sorumluluğuna verilmiş |
in care s.
|
|
404 |
Hukuk |
mahkeme emriyle yerel otoritenin yasal sorumluluğuna verilmiş |
into care s.
|
|
405 |
Hukuk |
yerel olarak dayatılan ve yerel olarak uygulanan |
locally imposed and locally enforced s.
|
|
406 |
Hukuk |
yetki alanı belirli yerel bir bölge ile sınırlı olan ve önem derecesi düşük davalara bakan (mahkeme kolu) |
minor s.
|
|
407 |
Hukuk |
yerel yargının dışındaki kanuna ait veya ilişkin |
foreign s.
|
|
Politics |
|
408 |
Siyasal |
ispanyolca konuşulan güney amerika ülkelerinde yerel hükümet ve yöneticiler |
caciquism i.
|
|
409 |
Siyasal |
ispanya ve latin amerika'da yerel siyasi lider |
cazique i.
|
|
410 |
Siyasal |
iskoçya anakarasının bölündüğü dokuz yerel yönetim bölgesinden her biri |
region i.
|
|
411 |
Siyasal |
yerel otoriteden tahsil edilebilecek ücrete hükümet tarafından konan yıllık tutar sınırı |
charge-cap i.
|
|
412 |
Siyasal |
bolivya'da pek çok yerel bölücü grup için şemsiye görevi gören bir terör örgütü |
national liberation army i.
|
|
413 |
Siyasal |
bolivya'daki çok sayıda küçük, yerel ve yıkıcı grup için şemsiye görevi gören bir terör örgütü |
nestor paz zamora commission i.
|
|
414 |
Siyasal |
avrupa konseyi yerel ve bölgesel yönetimler kongresi |
congress of local and regional authorities of the council of europe i.
|
|
415 |
Siyasal |
avrupa konseyi yerel ve bölgesel yönetimler kongresi |
congress of local and regional authorities of the council of europe i.
|
|
416 |
Siyasal |
avrupa yerel yönetimler özerklik şartı |
european charter of local self government i.
|
|
417 |
Siyasal |
bölgesel ya da yerel makamlar |
regional or local authorities i.
|
|
418 |
Siyasal |
bölgesel ya da yerel yönetimler |
regional or local authorities i.
|
|
419 |
Siyasal |
bölgesel ve yerel idareler |
regional and local authorities i.
|
|
420 |
Siyasal |
eskiden belediye idaresine benzeyen bir tür yerel yönetim |
urban district i.
|
|
421 |
Siyasal |
fransa'da komünden küçük yerel idare |
arrondissement i.
|
|
422 |
Siyasal |
genel yerel seçimler |
general local elections i.
|
|
423 |
Siyasal |
göçü ve göçmen girişini engelleyerek yerel halkın etkilenmesini engelleme temeline dayanan siyasal akım |
nativism i.
|
|
424 |
Siyasal |
henüz çıkarılmamış yerel ham petrol |
indigenous crude oil not yet extracted i.
|
|
425 |
Siyasal |
ingiltere yerel yönetim bölgesi |
ceremonial county i.
|
|
426 |
Siyasal |
japonya'da baskın olan yerel etnik grup |
yamato i.
|
|
427 |
Siyasal |
il yerel yönetimi |
provincial local government i.
|
|
428 |
Siyasal |
merkez/yerel ilişkileri |
central/local relations i.
|
|
429 |
Siyasal |
oy kaygısıyla yerel yönetimlere sağlanan ödenek |
pork barrel i.
|
|
430 |
Siyasal |
parti yerel kurul toplantısı |
caucus i.
|
|
431 |
Siyasal |
seçilmiş pilot yerel yönetimler |
selected pilot local governments i.
|
|
432 |
Siyasal |
yerel dağıtım şirketi |
local distribution company i.
|
|
433 |
Siyasal |
yerel yönetim birimleri |
local government units i.
|
|
434 |
Siyasal |
yerel özerklik |
local autonomy i.
|
|
435 |
Siyasal |
yerel özerklik |
local self-government i.
|
|
436 |
Siyasal |
yerel yönetim |
district government i.
|
|
437 |
Siyasal |
yerel komisyon |
subregional commission i.
|
|
438 |
Siyasal |
yerel hükümet |
local government i.
|
|
439 |
Siyasal |
yerel idare |
subnational administration i.
|
|
440 |
Siyasal |
yerel yönetim finansı |
local authority finance i.
|
|
441 |
Siyasal |
yerel sosyalizm |
municipal socialism i.
|
|
442 |
Siyasal |
yerel özerklik |
local self-rule i.
|
|
443 |
Siyasal |
yerel bütünleşme |
local integration i.
|
|
444 |
Siyasal |
yerel katılım mekanizmalarının güçlendirilmesi |
strengthening local participatory mechanisms i.
|
|
445 |
Siyasal |
yerel yönetim |
municipal corporation i.
|
|
446 |
Siyasal |
yerel para cinsinden tahvil piyasası |
local currency bond market (lcbm's) i.
|
|
447 |
Siyasal |
yerel yönetim |
local administration i.
|
|
448 |
Siyasal |
yerel meclis |
local council i.
|
|
449 |
Siyasal |
yerel yönetmelikler |
local regulations i.
|
|
450 |
Siyasal |
yerel merciler |
local authorities i.
|
|
451 |
Siyasal |
yerel yönetimlere anayasa tarafından tanınan idari bağımsızlık |
home rule i.
|
|
452 |
Siyasal |
yerel korumacılık |
local protectionism i.
|
|
453 |
Siyasal |
yerel yönetimler |
local administrations i.
|
|
454 |
Siyasal |
yerel yönetim organları |
local governing bodies i.
|
|
455 |
Siyasal |
yerel önyargı |
local prejudice i.
|
|
456 |
Siyasal |
yerel yasama organı |
popular assembly i.
|
|
457 |
Siyasal |
yerel yönetimcilik |
municipalism i.
|
|
458 |
Siyasal |
yerel seçim |
mayoral election i.
|
|
459 |
Siyasal |
yerel hizmetler |
local services i.
|
|
460 |
Siyasal |
yerel hareket |
local movement i.
|
|
461 |
Siyasal |
yerel iktidar kaynağı |
source of local power i.
|
|
462 |
Siyasal |
yerel hükümetin finansı |
local government finance i.
|
|
463 |
Siyasal |
yerel seçim |
local election i.
|
|
464 |
Siyasal |
yerel yönetim personeli |
local administrative personnel i.
|
|
465 |
Siyasal |
yerel yetkililer |
local officials i.
|
|
466 |
Siyasal |
yerel yönetim organı |
local authority i.
|
|
467 |
Siyasal |
yerel yönetim örgütü |
local administration body i.
|
|
468 |
Siyasal |
yerel harcama |
domestic spending i.
|
|
469 |
Siyasal |
yerel yönetim organı |
local government i.
|
|
470 |
Siyasal |
yerel halk oylaması |
plebiscite i.
|
|
471 |
Siyasal |
yerel hükümetin yeniden örgütlenmesi |
local government reorganisation i.
|
|
472 |
Siyasal |
yerel yönetim |
city corporation i.
|
|
473 |
Siyasal |
yerel yönetim düzeyinde hayvan mülkiyetini düzenleyen yönetmelikleri uygulayan ve hayvanların dahil olduğu olaylarla ilgilenen bir memur |
animal control officer i.
|
|
474 |
Siyasal |
kolombiya'da yerel ve bölgesel paramiliter grupları koruyan bir terör örgütü |
united self-defense force of colombia i.
|
|
475 |
Siyasal |
kolombiya'da yerel ve bölgesel paramiliter grupları koruyan bir terör örgütü |
united self-defense group of colombia i.
|
|
476 |
Siyasal |
kuzey afrika ve mağribi ispanya'da yerel yönetici |
kaid i.
|
|
477 |
Siyasal |
ku klux klan'ın yerel bir teşkilat birimi |
klavern i.
|
|
478 |
Siyasal |
almanya'da eyalete karşılık gelen bir yerel yönetim birimi |
land i.
|
|
479 |
Siyasal |
yerel, küçük ve güçlü politik ve sosyal teşkilat |
manorialism i.
|
|
480 |
Siyasal |
küçük çaplı yerel savaş |
brushfire i.
|
|
481 |
Siyasal |
(mısır veya türkiye'de) yerel yönetici |
mudir i.
|
|
482 |
Siyasal |
yerel yöneticinin yönettiği il |
mudiria i.
|
|
483 |
Siyasal |
yerel yöneticinin yönettiği idari bölge |
mudiria i.
|
|
484 |
Siyasal |
yerel yöneticinin ofisleri |
mudiria i.
|
|
485 |
Siyasal |
yerel yöneticinin genel merkezleri |
mudiria i.
|
|
486 |
Siyasal |
işçi sendikası yerel temsilcisi |
business agent i.
|
|
487 |
Siyasal |
yerel yönetimin görevlerini yerine getirmek için kurulmuş kalıcı birim |
local department i.
|
|
488 |
Siyasal |
yerel yönetimin görevlerini yerine getirmek için kurulmuş kalıcı birim |
department of local government i.
|
|
489 |
Siyasal |
merkezi veya federal hükümetten yerel yönetim birimlerine yetki devri politikası |
localism i.
|
|
490 |
Siyasal |
(yerel hükümet için) kırsal seçim bölgesi |
riding [new zealand] i.
|
|
491 |
Siyasal |
oturum izni olan kimsenin ulusal ve yerel seçimlerde oy kullanma hakkı |
occupation franchise [uk] i.
|
|
492 |
Siyasal |
yerel siyasi örgüt |
ground-game [us] i.
|
|
493 |
Siyasal |
yerel siyasi yöneticinin sağ kolu |
heeler [us] i.
|
|
494 |
Siyasal |
yerel yönetim |
municipal government i.
|
|
495 |
Siyasal |
yerel yönetimleri savunan öğreti |
municipalism i.
|
|
496 |
Siyasal |
(britanya'da) polis teşkilatının, su işleri müdürlüğünün veya yerel makamların kötü yönetimlerine dair yapılan bireysel şikayetleri soruşturan yerel kamu denetçisi |
commissioner for local administration i.
|
|
497 |
Siyasal |
(galler ve iskoçya'da) en küçük yerel yönetim birimi |
community i.
|
|
498 |
Siyasal |
ihtiyaç sahiplerinin sorumluluğunu büyük devlet kurumlarından alıp akrabalarına ve yerel yardım kurumlarına verme politikası |
community care i.
|
|
499 |
Siyasal |
önceden merkezi hükümetin sahip olduğu yetkilerin bölgesel veya yerel makamlara devredilmesi |
devolution i.
|
|
500 |
Siyasal |
yerel çaplı bir yoksullara yardım politikası |
poplarism i.
|
|