locality - Türkçe İngilizce Sözlük

locality

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"locality" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 25 sonuç

İngilizce Türkçe
General
locality i. bölge
If they speak to any of the residents in that locality, they will see what a silly amendment that is.
O bölgede yaşayanlardan herhangi biriyle konuşurlarsa, bunun ne kadar saçma bir değişiklik olduğunu göreceklerdir.

More Sentences
Trade/Economic
locality i. bölge
If they speak to any of the residents in that locality, they will see what a silly amendment that is.
O bölgede yaşayanlardan herhangi biriyle konuşurlarsa, bunun ne kadar saçma bir değişiklik olduğunu göreceklerdir.

More Sentences
Politics
locality i. yerel yönetim
Small localities in Sweden have so far been the losers in the dishonest job trading conducted in Europe.
Avrupa'da yürütülen dürüst olmayan iş ticaretinde şimdiye kadar kaybedenler İsveç'teki küçük yerel yönetimler oldu.

More Sentences
General
locality i. mahal
locality i. muhit
locality i. semt
locality i. mevzi
locality i. yöre
locality i. mekan
locality i. çevre
locality i. civar
locality i. lokalite
locality i. mevki
locality i. şehir
locality i. yer
locality i. yerel özellik
locality i. belirli bir bölgeyle sınırlı olma
locality i. belirli bir mahalleyle sınırlı olma
Trade/Economic
locality i. mahal
locality i. muhit
locality i. mevki
locality i. yer
Politics
locality i. mahalli idare
Technical
locality i. çevre
locality i. yerellik

"locality" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 16 sonuç

İngilizce Türkçe
General
bump of locality i. yön duygusu
bump of locality i. yolları bulma yeteneği
bump of locality i. yönünü bulma yeteneği
locality [dated] i. (frenoloji) yerleri göreli konumlarına göre hatırlama yetisi
Trade/Economic
payment locality i. ödeme yeri
Law
judicial locality i. yargı çevresi
locality [scotland] i. evlilik sözleşmesiyle topraklardan eşe (kadın) gelir sağlanması
locality [scotland] i. papazın aylık maaşının ödenmesine cemaatteki toprak sahiplerinin bireysel hisselerinin tahsisi
in judicial locality expr. yargı çevresi içinde
Computer
locality-city i. yerleşim yeri-şehir
Marine
locality of disaster damage i. felaketin tahribata neden olduğu yöre
locality of exerting force i. kuvvet uygulanan yer
Biology
type locality i. belirli bir tip numunenin toplanıp gözlemlendiği yer
Geology
type locality i. örnek yer
Military
forward operation locality i. ileri faaliyet konuş yeri
tactical locality i. taktik bölge