native - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
native yerli adj.
  • As a native of Galicia I feel devastated.
  • Galiçya'nın bir yerlisi olarak kendimi harap olmuş hissediyorum.
  • I refer of course to the Native Americans, and by that I mean the indigenous peoples of this subcontinent.
  • Elbette Amerikan yerlilerinden bahsediyorum ve bununla bu alt kıtanın yerli halklarını kastediyorum.
  • I'm a native of Boston.
  • Ben Boston'un yerlisiyim.
Show More (70)
native ana (dil) adj.
  • The best way to get better at French is to speak French with native speakers.
  • Fransızcada daha iyi olmanın en iyi yolu ana dili Fransızca olan kişilerle Fransızca konuşmaktır.
  • What makes you think he isn't a native speaker?
  • Onun ana dilinin bu olmadığını nereden çıkardın?
  • You are definitely a native speaker.
  • Sen kesinlikle ana dilini konuşuyorsun.
Show More (70)
native yerel adj.
  • Another important advantage of the K-Meleon web browser is the ability to use the native PC interface.
  • K-Meleon web tarayıcısının bir diğer önemli avantajı da yerel PC arayüzünü kullanabilmesidir.
Show More (-2)