Tureng - pound - Englisch Türkisch Sätze

Verlauf

	Englisch	Türkisch
1	pound	pound	n.
	Tom has lost almost 30 pounds. Tom neredeye 30 pound kilo verdi. This beef is four dollars per pound. Bu sığırın poundu dört dolar. A pound was five dollars. Bir pound beş dolardı. The pound fell against the dollar. Pound, dolar karşısında değer kaybetti. Five dollars are worth one pound. Beş dolar bir pound eder. Can I borrow five pounds from you? Senden beş pound ödünç alabilir miyim? Layla spent 8,000 pounds on clothing that month. Leyla o ay giyimine 8.000 pound harcadı. The price of the picture is 10 pounds. Resmin fiyatı 10 pound. The three men had 50 pounds among them. Üç adamın 50 pound'u vardı. How can I lose thirty pounds? Nasıl otuz pound kaybedebilirim? It's two pounds. İki pound. He bet two pounds on the horse. Ata iki pound bahis oynadı. I bet five pounds on the horse. Atın üzerine beş pound yatırdım. Five dollars are worth one pound. Beş dolar bir pound değerindedir. She withdrew five thousands pounds in cash. Beş bin pound nakit çekmiş. I'd like to lose thirty pounds. Otuz pound kilo vermek istiyorum. Tom weighs 130 pounds. Tom 130 pound ağırlığında. Sami weighed a hundred pounds. Sami 100 pound ağırlığındaydı. Tom weighs around 300 pounds. Tom yaklaşık 300 pound ağırlığında. She earns on average ten pounds a week. Haftada ortalama on pound kazanıyor. This bag cost me 6 pounds. Bu çanta bana 6 Pound'a mal oldu. Tom weighs just 33 pounds. Tom sadece 33 pound ağırlığında. Tom has lost 30 pounds. Tom 30 pound kilo verdi. How many pennies does it take to make one pound? Kaç peni bir pound yapar? Tom has lost almost thirty pounds. Tom neredeyse otuz pound kilo verdi. I bet five pounds on the horse. Atın üzerine beş poundluk bahse girdim. Tom is thirty pounds heavier than Mary. Tom, Mary'den otuz pound daha ağırdır. Tom is heavier than Jack by ten pounds. Tom, Jack'ten on pound daha ağırdır. In for a penny, in for a pound. Bir peni için gir, bir pound için gir. Layla spent 8,000 pounds on clothing that month. Layla o ay giyim için 8,000 pound harcadı. She earns on average ten pounds a week. O, bir haftada ortalama 10 pound kazanır. Tom weighs about 300 pounds. Tom yaklaşık 300 pound ağırlığındadır. Tom has lost about thirty pounds. Tom yaklaşık otuz pound kilo verdi. The net-cafes here cater to students; fees start at around a pound an hour. Buradaki net-cafeler öğrencilere hitap ediyor; ücretler saati yaklaşık bir pounddan başlıyor. The company has a capital of 500,000 pounds. Şirketin 500,000 pound sermayesi vardır. Two hundred eight pounds per person and a hundred fifty three for students. Kişi başı iki yüz sekiz pound ve öğrenciler için yüz elli üç pound. I bought three pounds of coffee. Üç poundluk kahve aldım. I gave him two pounds. Ona iki pound verdim. It looks like you've lost a few pounds. Birkaç pound kaybetmiş gibi görünüyorsun. Tom wouldn't mind if Mary gained a few pounds. Tom eğer Mary birkaç pound kazanırsa kafaya takmaz. Can I borrow five pounds from you? Senden 5 pound ödünç alabilir miyim? How many pennies does it take to make one pound? Bir pound yapmak için kaç peni gerekir? He weighs about 300 pounds. Yaklaşık 300 pound ağırlığında. Tom bought a pound of cheese. Tom bir pound peynir aldı. The pound fell against the dollar. Pound dolar karşısında düştü. She weighs 120 pounds. Ağırlığı 120 pound. A pound is a unit of weight. Bir pound bir ağırlık birimidir. Tom must've gained thirty pounds. Tom 30 pound almış olmalı. Tom weighs about 300 pounds. Tom yaklaşık 300 pound ağırlığında. The company has a capital of 500,000 pounds. Şirketin 500.000 poundluk bir sermayesi var. I've lost three pounds in the last three weeks. Son üç haftada üç pound kaybettim. Show More (48)
2	pound	vurmak	v.
	Tom pounded on the door. Tom kapıya vurdu. My heart is pounding so hard it feels like it's going to explode. Kalbim o kadar çok sert vuruyor ki patlayacakmış gibi geliyor. I asked Tom to stop pounding on the wall. Tom'dan duvara vurmayı kesmesini istedim. Tom pounded his cane on the floor. Tom bastonunu yere vurdu. Tom pounded his fists on the desk. Tom yumruklarını masaya vurdu. I asked Tom to stop pounding on the wall. Tom'un duvara vurmasını bırakmasını istedim. Tom pounded on Mary's front door. Tom, Mary'nin ön kapısına vurdu. Stop pounding on the wall. Duvara vurup durma. The manager reprimanded the man by pounding on the table. Müdür masaya vurarak adamı azarladı. Tom started pounding on the door. Tom kapıya vurmaya başladı. Stop pounding on the wall. Duvara vurmayı bırak. Sami pounded on the front door. Sami ön kapıya vurdu. Show More (9)
3	pound	sterlin	n.
	One penny in the pound is acceptable, one cent in the euro, but no more. Sterlinde bir kuruş, avroda bir sent kabul edilebilir, ama daha fazlası değil. Now we have a new travel agency coming into takeover, maybe to save the Community a few pounds. Şimdi devreye giren yeni bir seyahat acentemiz var, belki de Topluluğa birkaç sterlin kazandırmak için. One penny in the pound is acceptable, one cent in the euro, but no more. Sterlinde bir kuruş, avroda bir sent kabul edilebilir ama daha fazlası değil. Where can dollars be exchanged for pounds? Dolarlar nerede sterline çevrilebilir? Where can I exchange my dollars for pounds? Dolarlarımı nerede sterline çevirebilirim? The price of the picture is 10 pounds. Resmin fiyatı 10 sterlin. The repairs will cost at least 20 pounds. Tamir en az 20 sterline mal olacak. How many pennies does it take to make one pound? Bir sterlin kaç penidir? Show More (5)
4	pound	çarpmak	v.
	I can feel my heart pounding. Kalbimin çarptığını hissedebiliyorum. Tom's heart started pounding. Tom'un kalbi çarpmaya başladı. Tom's heart began pounding. Tom'un kalbi çarpmaya başladı. My heart began to pound. Kalbim çarpmaya başladı. Sami's heart was pounding. Sami'nin kalbi çarpıyordu. With her heart pounding, she opened the door. Kalbi hızla çarparak kapıyı açtı. My heart is pounding. Kalbim çarpıyor. My heart is pounding so hard it feels like it's going to explode. Kalbim o kadar hızlı çarpıyor ki patlayacakmış gibi hissediyorum. Show More (5)
5	pound	küt küt atmak (kalp)	v.
	Tom's heart began pounding. Tom'un kalbi küt küt atmaya başladı. He left the party with his heart pounding. Kalbi küt küt atarak partiden ayrıldı. My heart is pounding. Kalbim küt küt atıyor. My heart began to pound. Kalbim küt küt atmaya başladı. Show More (1)
6	pound	paund	n.
	She weighs 120 pounds. O, 120 paund ağırlığındadır. Tom is ten pounds heavier than Jack. Tom Jack'ten on paund daha ağırdır. She bought two pounds of butter. O, iki paundluk tereyağ aldı. It's two pounds. O iki paund. Show More (1)
7	pound	dövmek	v.
	Police were pounding on the door. Polis kapıyı dövüyordu. Show More (-2)
8	pound	yumruklamak	v.
	Police were pounding on the door. Polis kapıyı yumrukluyordu. Show More (-2)
9	pound	dövmek	adj.
	Tom pounded the table violently with his fists. Tom masayı yumruklarıyla şiddetle dövdü. Show More (-2)
10	pound	dövmek	n.
	We began to pound the enemy positions with cannon fire. Düşman mevzilerini top ateşiyle dövmeye başladık. Show More (-2)

	Englisch	Türkisch
1	pound	pound	n.
	The net-cafes here cater to students; fees start at around a pound an hour. Buradaki net-cafeler öğrencilere hitap ediyor; ücretler saati yaklaşık bir pounddan başlıyor. The company has a capital of 500,000 pounds. Şirketin 500,000 pound sermayesi vardır. Two hundred eight pounds per person and a hundred fifty three for students. Kişi başı iki yüz sekiz pound ve öğrenciler için yüz elli üç pound. I bought three pounds of coffee. Üç poundluk kahve aldım. I gave him two pounds. Ona iki pound verdim. It looks like you've lost a few pounds. Birkaç pound kaybetmiş gibi görünüyorsun. Tom wouldn't mind if Mary gained a few pounds. Tom eğer Mary birkaç pound kazanırsa kafaya takmaz. Can I borrow five pounds from you? Senden 5 pound ödünç alabilir miyim? How many pennies does it take to make one pound? Bir pound yapmak için kaç peni gerekir? He weighs about 300 pounds. Yaklaşık 300 pound ağırlığında. Tom bought a pound of cheese. Tom bir pound peynir aldı. The pound fell against the dollar. Pound dolar karşısında düştü. She weighs 120 pounds. Ağırlığı 120 pound. A pound is a unit of weight. Bir pound bir ağırlık birimidir. Tom must've gained thirty pounds. Tom 30 pound almış olmalı. Tom weighs about 300 pounds. Tom yaklaşık 300 pound ağırlığında. The company has a capital of 500,000 pounds. Şirketin 500.000 poundluk bir sermayesi var. I've lost three pounds in the last three weeks. Son üç haftada üç pound kaybettim. She earns on average ten pounds a week. O, bir haftada ortalama 10 pound kazanır. Tom weighs about 300 pounds. Tom yaklaşık 300 pound ağırlığındadır. Tom has lost about thirty pounds. Tom yaklaşık otuz pound kilo verdi. Tom has lost almost 30 pounds. Tom neredeye 30 pound kilo verdi. This beef is four dollars per pound. Bu sığırın poundu dört dolar. A pound was five dollars. Bir pound beş dolardı. The pound fell against the dollar. Pound, dolar karşısında değer kaybetti. Five dollars are worth one pound. Beş dolar bir pound eder. Can I borrow five pounds from you? Senden beş pound ödünç alabilir miyim? Layla spent 8,000 pounds on clothing that month. Leyla o ay giyimine 8.000 pound harcadı. The price of the picture is 10 pounds. Resmin fiyatı 10 pound. I bet five pounds on the horse. Atın üzerine beş pound yatırdım. I bet five pounds on the horse. Atın üzerine beş poundluk bahse girdim. How can I lose thirty pounds? Nasıl otuz pound kaybedebilirim? The three men had 50 pounds among them. Üç adamın 50 pound'u vardı. How many pennies does it take to make one pound? Kaç peni bir pound yapar? She withdrew five thousands pounds in cash. Beş bin pound nakit çekmiş. He bet two pounds on the horse. Ata iki pound bahis oynadı. Tom weighs around 300 pounds. Tom yaklaşık 300 pound ağırlığında. Tom has lost almost thirty pounds. Tom neredeyse otuz pound kilo verdi. Tom is thirty pounds heavier than Mary. Tom, Mary'den otuz pound daha ağırdır. Five dollars are worth one pound. Beş dolar bir pound değerindedir. Tom weighs just 33 pounds. Tom sadece 33 pound ağırlığında. It's two pounds. İki pound. In for a penny, in for a pound. Bir peni için gir, bir pound için gir. She earns on average ten pounds a week. Haftada ortalama on pound kazanıyor. Tom has lost 30 pounds. Tom 30 pound kilo verdi. Sami weighed a hundred pounds. Sami 100 pound ağırlığındaydı. I'd like to lose thirty pounds. Otuz pound kilo vermek istiyorum. Layla spent 8,000 pounds on clothing that month. Layla o ay giyim için 8,000 pound harcadı. This bag cost me 6 pounds. Bu çanta bana 6 Pound'a mal oldu. Tom is heavier than Jack by ten pounds. Tom, Jack'ten on pound daha ağırdır. Tom weighs 130 pounds. Tom 130 pound ağırlığında. Show More (48)