violate - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
violate ihlal etmek v.
  • So that the question is no longer whether the Taliban are violating human rights, but what conclusions must be drawn.
  • Böylece soru artık Taliban'ın insan haklarını ihlal edip etmediği değil, hangi sonuçlara varılması gerektiğidir.
  • Thirdly, we must look at new rights being violated by measures against terrorism.
  • Üçüncü olarak, teröre karşı alınan tedbirlerle ihlal edilen yeni haklara bakmalıyız.
  • Whenever international law is violated, it cannot just be business as usual.
  • Uluslararası hukuk ihlal edildiğinde, her zamanki gibi iş yapılamaz.
Show More (120)
violate çiğnemek v.
  • You must not violate the regulations.
  • Yönetmelikleri çiğnememelisiniz.
  • The driver violated the traffic rules; as a result, he was fined.
  • Sürücü trafik kurallarını çiğnedi, sonuç olarak da cezalandırıldı.
Show More (-1)
violate tecavüz etmek v.
  • Sami violated his son.
  • Sami oğluna tecavüz etti.
Show More (-2)