-core - Türkisch Englisch Wörterbuch

-core

Bedeutungen von dem Begriff "-core" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 3 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Computer
-core suf. çekirdek anlamına gelen son ek
-core suf. işlemci sayısını ifade eden son ek
Music
-core suf. popüler müzik türü anlamına gelen son ek

Bedeutungen, die der Begriff "-core" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
core n. öz
His ideas formed the core of our institution.
Onun fikirleri kurumumuzun özünü oluşturuyordu.

More Sentences
General
core n. merkez
On 17 August 1999, a massive earthquake struck Turkey's industrial core region and caused considerable damage.
17 Ağustos 1999'da, büyük bir deprem Türkiye'nin endüstriyel merkez bölgesini vurdu ve büyük hasara neden oldu.

More Sentences
hard core n. çekirdek
This is not really a question of creating a hard core.
Bu gerçekten de sert bir çekirdek yaratma meselesi değildir.

More Sentences
core values n. temel değerler
After all, the fight against racism, xenophobia and anti-semitism are core values of the EU Member States.
Sonuçta ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve anti-semitizmle mücadele AB Üye Devletlerinin temel değerleridir.

More Sentences
core activity n. temel faaliyet
Another crucial problem is the support of Parliament's core activities.
Bir diğer önemli sorun da Parlamento'nun temel faaliyetlerinin desteklenmesidir.

More Sentences
core n. ana
The EU must concentrate on its core areas and main tasks.
AB kendi temel alanlarına ve ana görevlerine odaklanmalıdır.

More Sentences
core team n. çekirdek ekip
I and members of my core team also briefed heads of mission in Islamabad on a weekly basis.
Ben ve çekirdek ekibimin üyeleri de İslamabad'daki misyon şeflerini haftalık olarak bilgilendirdik.

More Sentences
core n. çekirdek kadro
The company assigned a core of sales representatives to get the job done.
Şirket, işi halletmek için satış temsilcilerinden oluşan çekirdek kadro görevlendirdi.

More Sentences
core n. (meyve) çekirdek
We compost most fruit parts like the peel and the core.
Meyvelerin çoğunu kabuk ve çekirdek gibi parçalara ayırırız.

More Sentences
core n. (gezegen) çekirdek
Mars has a hot liquid core.
Mars'ın sıvı formda sıcak bir çekirdeği bulunur.

More Sentences
core n. (reaktör) çekirdek
The core is the central part of a nuclear reactor.
Nükleer reaktörün merkezdeki kısmına çekirdek denir.

More Sentences
core v. meyvenin çekirdeğini çıkarmak
I learned how to core a pear from a Martha Stewart video.
Martha Stewart'ın bir videosundan armudun çekirdeğinin nasıl çıkarıldığını öğrendim.

More Sentences
core adj. temel
The Convention must come to treat this as a core point.
Kurultay bunu temel bir nokta olarak ele almalıdır.

More Sentences
to the core adv. tamamen
He is rotten to the core.
O, tamamen bozulmuş.

More Sentences
Trade/Economic
core inflation n. çekirdek enflasyon
The decline in core inflation is close to the target.
Çekirdek enflasyondaki gerileme hedefe yakındır.

More Sentences
core business n. şirketin ana faaliyetleri
The core business of the company is the development and worldwide marketing of decorative home lighting.
Şirketin ana faaliyet alanı, dekoratif ev aydınlatmasının geliştirilmesi ve dünya çapında pazarlanmasıdır.

More Sentences
Politics
core funding n. çekirdek fon
We do not want to engage in core funding because we are not a nation.
Çekirdek fonlamaya katılmak istemiyoruz çünkü biz bir ulus değiliz.

More Sentences
hard core n. sert çekirdek
Where will the real hard core of the European Union come from, if not from here?
Avrupa Birliği'nin gerçek sert çekirdeği buradan gelmeyecekse nereden gelecek?

More Sentences
Common Usage
core n. göbek
core n. çekirdek
General
core sand n. maça kumu
laminated core n. kaplanmış çekirdek
core n. esas
hard core n. çekirdek kadro
drilling core n. karot
low core n. alçak çekirdek
core n. dolgu
core memory n. çekirdek
core of a fruit n. eşelek
core n. meyve göbeği
core memory n. bellek
magnetic core storage n. manyetik çekirdek bellek
core n. maça
three core n. üç telli
core n. göbek (etli meyvelerde)
core n. zıvana
central core n. merkezi nüve
core values n. esas değerler
core materials n. hammaddeler
core audience n. çekirdek kitle
core activity n. ana faaliyet
core n. çekirdek
core market n. çekirdek pazar
core market n. çekirdek piyasa
core n. karot
core n. damar
core n. havuç
core n. reaktör göbeği
core n. eşelek
non-core n. bir şeyin en önemli kısmının dışı
hard core n. blokaj
hard core n. çakıl dolgusu
hard core n. dolgu
core n. nüve
core switch n. omurga anahtar
core skills n. çekirdek beceriler
outer core n. dış çekirdek
core meaning n. temel anlam
core meaning n. altında yatan anlam
core meaning n. ana anlam
core technologies n. temel teknolojiler
core knowledge n. temel bilgi
core feature n. çekirdek özellik
core n. koçan
core element n. ana unsur
core principle n. ana prensip
core principle n. temel ilke
philosophical core n. temel felsefe
core tray n. karot sandığı
core purpose n. temel amaç
core idea n. öz fikir
core idea n. öz düşünce
core idea n. esas düşünce
core idea n. esas fikir
apple core n. elma çöpü
core skills n. temel beceriler
core skills n. temel beceriler
earth core rockfill dam n. toprak çekirdekli kaya dolgu baraj
inner core n. en iç kısım
inner core n. çekirdek kısmı
inner core n. öz
hard core n. nüve
hard core n. bir grupta değişime karşı çıkanlar
hard core n. kurumsal bakıma ihtiyaç duyan mültecilerin oluşturduğu grup
hard core n. çaresiz kimseler
hard-core n. tuğla çöpü, cüruf, moloz gibi malzemelerle oluşturulan taban
hard-core n. nüve
hard-core n. çekirdek
hard-core n. öz
hard-core n. çaresiz kimseler
core competency n. çekirdek yetkinlik
apple core n. elma eşeleği
core n. çekirdek halat ipi
core n. çekirdek kordon
core n. temel husus
core n. esas nokta
core n. ana husus
core n. ana nokta
core n. hayati bölüm
core n. can alıcı nokta
core n. temel anlam
core n. asıl anlam
core n. verilmek istenen mesaj
core n. ana fikir
core n. esas anlam
core n. dahili husus
core n. en gizli nokta
core n. olmazsa olmazlar grubu
core n. vazgeçilmezler grubu
core n. en önemli grup
core n. temel grup
core asset n. başarıya giden temel yol
core asset n. temel başarı kaynağı
core asset n. temel yetkinlik
core group n. olmazsa olmazlar grubu
core group n. vazgeçilmezler grubu
core group n. en önemli grup
core group n. çekirdek kadro
core group n. temel grup
core belief n. temel inanç
core belief n. esas inanç
core belief n. öz inanç
core belief n. çekirdek inanç
core v. çekirdeğini çıkarmak
core v. içini çıkarmak
core v. göbeğini almak
get to the core v. öze inmek
get to the core v. özüne inmek
core out v. (kavunun vb) içini çıkarmak
core out v. içini çıkarmak
core v. delmek
core v. içini çıkarmak
core v. içini oymak
core v. örnek almak
core v. parça almak
core v. numune almak
core v. delik açmak
core v. çekirdek numunesi almak
core v. doğal bir oluşumdan örnek almak
core v. içinden numune almak
core v. bir parçasını almak
core v. (çimenlikten) ufak parçalar almak
rotten to the core adj. kokuşmuş
rotten to the core adj. ahlakça temelden çürük
hard-core adj. çetin ceviz
hard-core adj. boyun eğmez
hard-core adj. etkin
hard-core adj. kararlı
hard-core adj. yolundan şaşmaz
hard-core adj. açık saçık
hard-core adj. müstehcen
non-core adj. özü olmayan
hard-core adj. sabit fikirli
hard-core adj. çaresiz
hard-core adj. umutsuz
hard-core adj. bağlı
hard-core adj. değişmez
hard-core adj. cinsel birleşme içeren (pornografi)
hard-core adj. açık saçık
hard-core adj. ciddi
hard-core adj. salt
hard-core adj. umutsuz
hard-core adj. dermansız
hard-core adj. kronik
hard-core adj. yoğun
hard-core adj. mutlak
hard-core adj. çaresiz
hard-core adj. temel
core adj. hayati
core adj. önemli
core adj. gerekli
core adj. olmazsa olmaz
core adj. vazgeçilmez
to the core adv. tamamiyle
to the core adv. tam bir
to the core adv. her yönüyle
to the core adv. katıksız
to the core adv. sapına kadar
to the core adv. halis muhlis
to the core adv. tam
Phrases
to the core expr. her şeyiyle
at the core of expr. merkezinde
to the core expr. sapına kadar
to the core expr. tümüyle
Colloquial
soft core n. hafif porno
be embarrassed to the core v. utançtan yerin dibine girmek
hard-core adj. uç
hard-core adj. ciddi
hard-core adj. aşırı
hard-core adj. çok iyi
hard-core adj. harika
hard-core adj. muhteşem
soft core adj. hafif pornografik
soft-core adj. hafif pornografik
soft-core adj. erotik
soft-core adj. ılımlı
soft-core adj. yumuşak
soft-core adj. aşırı olmayan
shocked me to my core expr. derinden sarstı
shocked me to my core expr. çok şaşırdım
Idioms
rock (one) to (one's) core v. şoke etmek
rock (one) to (one's) core v. dengesini bozmak
rock (one) to (one's) core v. alt üst etmek
rock (one) to (one's) core v. sarsmak
rock (one) to (one's) core v. derinden sarsmak
rock (one) to (one's) core v. başını döndürmek
rock (one) to (one's) core v. ayaklarını yerden kesmek
shake someone at one's core v. derinden sarsmak
go to the core v. öze inmek
be rotten to the core v. ahlakça temelden çürük olmak
be rotten to the core v. kokuşmuş olmak
be rotten to the core v. mayası bozuk olmak
be rotten to the core v. özü kötü olmak
be rotten to the core v. yozlaşmış olmak
be rotten to the core v. niyeti kötü/bozuk olmak
be rotten to the core v. habis/canavar ruhlu olmak
be rotten to the core v. içi/içten çürümüş olmak
rotten to the core adj. mayası bozuk
evil to the core adj. tamamen kötü
evil to the core adj. iliklerine kadar kötülük işlemiş
evil to the core adj. tam bir canavar
evil to the core adj. tamamen yozlaşmış
rotten to the core expr. berbat
to the core expr. sapına kadar
Trade/Economic
core responsibility n. ana sorumluluk alanı
core business n. ana faaliyet alanı
total core capital n. ana sermaye toplamı
core benefits n. ana faydalar
core competency n. ana yetkinlik
core competency n. çekirdek yetkinlik
core segment n. çekirdek bölüm
core capital n. çekirdek sermaye
core inflation n. çekirdek enflasyon
core competence n. çekirdek yetkinlik
core indicators n. çekirdek göstergeler
core brand n. çekirdek marka
core inflation rate n. çekirdek enflasyon oranı
core competency n. çekirdek yetenek
core segment n. çekirdek segmen
core competence n. çekirdek yeterlilik
core segment n. çekirdek kesit
core business n. esas iş
core time n. en yoğun iş saatleri
foam core n. fotoblok
company core data sheet n. firma çekirdek veri formu
core personnel n. kilit personel
core competencies n. öz beceriler
core product n. öz ürün
core brand n. stratejik marka
core competency n. temel yetkinlik
core competency-based strategy n. temel yetenek tabanlı strateji
core competencies n. temel yetkinlikler
core time n. tüm çalışanların görevleri başında olmaları gereken zaman
core process n. temel süreç
core business n. temel aktiviteler
core business n. temel iş
core competence n. temel yetkinlik
core competence v. işletmelerde temel yetenek
core competency v. işletmelerde temel yetenek
Law
core crimes n. çekirdek suçlar
Politics
core institutions n. asli kurumlar
core inflation n. çekirdek enflasyon
core coalition n. çekirdek koalisyon
core of conflict n. çatışmanın özü
core funding n. çekirdek kaynak
core of evaluation system n. değerlendirme sisteminin çekirdeği
core contract n. esas sözleşme
areas of core expertise n. temel uzmanlık alanları
core imf functions n. temel imf işlevleri
core (congress of racial equality) abrev. ırksal eşitlik kongresi
core (congress of racial equality) abrev. ırk eşitliği kongresi
Institutes
core (congress of racial equality) abrev. ırksal eşitlik kongresi
core (congress of racial equality) abrev. ırk eşitliği kongresi
Tourism
core product n. ham ürün
Technical
collapsible metal core n. açılır kapanır metal maça
acid core solder n. asitli lehim teli
core business n. ana iş
open core n. açık göbek
open-core transformer n. açık göbekli transformatör
core dump n. aha bellek dökümü
core-image library n. ana bellek görüntülü kitaplık
core values n. ana değerler
core business n. ana faaliyet
core record n. ana kütük
core assembly n. ana ünite
field core n. ana veya yardımcı kutup
core spacer n. ara parçası (radyatör)
ignition core n. ateşleme fitili
core to core transfer n. bellekiçi bilgi aktarımı
core flush n. bellek temizleme
memory core n. bellek çekirdeği
washburn core n. besleyici kısıtlama maçası
core colors of flexible cables and cords n. bükülgen kablo ve kordonların damar renkleri
hollow core slab n. boşluklu döşeme
coil core n. bobin göbeği
dye core n. boyama bobini
evaporator core n. buharlaştırıcı peteği
coil–core assembly n. bobin çekirdek düzeneği
large-core multimode fibres n. büyük özlü çok yönlü lifler
single core conductor n. bir damarlı iletken
single-core cable n. bir damarlı kablo
the core of a section n. bir kesitin çekirdeği
hollow-core door n. boşluklu dolgulu prese kapı
concrete core wall n. beton çekirdek duvar
hollow core slab girder n. boşluklu taşıyıcı döşeme öğesi
core temperature n. çekirdek sıcaklığı
twin core cable n. çift tel göbekli çelik halat
the core n. çekirdek
core sample n. çekirdek numunesi
core fleet n. çekirdek filo
core assembly n. çekirdek sistem
core area n. çekirdek alanı
glass core n. cam maça
wireline diamond core drilling equipment n. çelik halatlı elmas sondaj donanımı
core storage n. çekirdek bellek
core dump n. çekirdek dökümü
core based applications n. çekirdek tabanlı uygulamalar
core memory unit n. çekirdek bellek ünitesi
core yarn equipment n. core iplik donanımı
core capability n. çekirdek kabiliyet
multi-core cables n. çok damarlı kablolar
core melt accident n. çekirdekteki yakıtın erimesine yol açan kaza
core trench n. çekirdek hendeği
core-shell nanocrystals n. çekirdek kabuk nanokristalleri
network core n. çekirdek alt yapı
core memory unit n. çekirdek bellek birimi
network core n. çekirdek ağ
core memory resident n. çekirdek bellekte sürekli kalıcı program
core type transformer n. çekirdek tipi transformatör
multi-core cable n. çok damarlı kablo
core type induction heater n. çekirdek tipi endüksiyon ısıtıcı
core allocation n. çekirdek bellek tahsisi
core memory resident n. çekirdek bellekte kalıcı
core value n. çekirdek değer
core mercerizing n. çekirdek merserizasyonu
multi-core and multi-pair power cables n. çok damarlı ve çok çiftli güç kabloları
skim core n. curuf maçası
core temperature n. çekirdek ısısı
core fleet n. çekirdek kuvvet
core wall n. çekirdek duvarı
balanced core n. dengeli göbek
iron core n. demir göbek
iron core n. demir çekirdek
core n. damar
iron-dust core n. demir tozu çekirdek
iron-core coil n. demir çekirdekli bobin
strainer core n. daraltıcı maça
iron-core transformer n. demir çekirdekli transformatör
bend core n. dirsek maçası
core sand n. döküm kumu
dislocation core n. dislokasyon çekirdeği
four-core cable n. dörtlü kablo
core forging n. doldurma dövmesi
cover core n. doldurma maçası
single core non-sheathed cable for installation at low temperatures n. düşük sıcaklıklardaki tesisatlar için tek damarlı kılıfsız kablo
armature core n. endüvi sac paketi
cell core n. eşanjör
stock core n. eldeki maça
diamond core bit n. elmaslı karot matkabı
armature core n. endüvi demiri
armature core n. endüvi nüvesi
diamond core drilling equipment n. elmaslı sondaj donanımı
diamond core drill bit n. elmaslı karot matkap ucu
ferrite core n. ferrit çekirdek
watertight core n. geçirimsiz çekirdek
impervious core n. geçirimsiz çekirdek
impervious core n. geçirimsiz perde
core coil n. göbekli bobin
core carbon content n. göbek karbon içeriği
core composition n. göbek bileşimi
body core n. gövde maçası
core microstructure n. göbek içyapısı
expendable core n. genleşen maça
graphite core n. grafit maça
core carbon content n. göbek karbonu niceliği
core carbon n. göbek karbonu
core hardness n. göbek sertliği
apparent core density n. görünür göbek yoğunluğu
air-core transformer n. hava göbekli transformatör
air core transformer n. hava göbekli transformatör
core n. herhangi bir şeyin en içteki parçası
core-bit n. havuç burgusu
ring core n. halka maça
twin-core cable n. iki damarlı kablo
inner core n. iç dolgu
ion core n. iyon çekirdeği
hollow core n. içi boş maça
generator stator core n. jeneratör statoru sac paketi
two-core cable n. iki damarlı kablo
core electrons n. iç elektronlar
core n. işlemci çekirdeği
carbon core n. karbon maça
core lifter n. karot tutucu
core barrel head n. karotiyer başlığı
core drill n. karot matkap
core catcher n. karot tutucu
cable core n. kablo çekirdeği
core-drill method n. karot sondajı yöntemi
core sample n. karot numunesi
core boring n. karot sondajı
core drill rig n. karot sondaj takımı
core barrel n. karotiyer
drilling core n. karot
core n. kablo damarı
core-bit n. karotlu burgu
core sampling n. karot alma
pencil core n. kalem maça
core sampler n. karot numunesi alıcı
sheath-core n. kabuk-öz
core specimen n. karot örnek
in-core temperature n. kalp içi sıcaklığı
closed core transformer n. kapalı çekirdekli transformatör
core drilling n. karotiyerle delme
mesh-core n. kafes dolgulu kapı
shell core n. kabuk maça
core tube n. karotiyer
mould core n. kalıp maçası
core tube n. karot tüpü
core lifter case n. karot tutucu yuvası
mould-core assembly n. kalıp maça düzeneği
shell core blower n. kabuk maça üfleci
core drill n. karotiyer
black core n. kara çekirdek
clay core n. kil çekirdek
cantilever-supported core n. kiriş destekli maça
pole core n. kutup çekirdeği
field core n. kutup
in-core instrumentation n. kor içi enstrumantasyon
dry sand core n. kuru kum maça
core shed n. korşit
core frame n. maça çercevesi
core collapsibility n. maça çökebilirliği
core lightener n. maça hafifletici
core dressing n. maça boyama
core pastes n. maça macunları
core drier n. maça kurutucu
core jig n. maça bağlama düzeneği
core stickle template n. maça biçimleyici
core oils n. maça yağları
core shooting n. maça çıkarma
core rolls n. maça merdaneleri
strainer core n. maça teknesi
magnetic core n. manyetik çekirdek
core made of magnetically soft ferrite n. manyetik olarak yumuşak demirden yapılan çekirdek
core compound n. maça bileşiği
core baking n. maça pişirme
core density n. maça yoğunluğu
core mud n. maça çamuru
core filler n. maça dolgusu
low-profile core made of magnetic oxides n. manyetik oksitlerden yapılmış alçak profil çekirdek
core fin n. maça kanatcığı
core crab n. maça yengeci
core gum n. maça sakızı
core irons n. maça demirleri
core knockout machine n. maça sökme makinesi
core washes n. maça boyaları
core print n. maça başı
core blow n. maça gözeneği
core shift n. maça kaçığı
core extruder n. maça itici
core binder n. maça bağlayıcı
core coatings n. maça boyaları
core bar n. maça demiri
core n. maça parçası (dökümcülük)
core extruder n. maça çıkarıcı
core shift n. maça kayması
core sprayer n. maça püskürtücü
core refractiveness n. maça refrakterliği
core n. maça (döküm)
core design n. maça tasarımı
core pin n. maça pimi
core hole n. maça kumunu çıkarma deliği (dökümcülük)
core raise n. maça kalkması
core truck n. maça kamyonu
core barrel n. maça fıçısı
core setting jig n. maça yerleştirme makinesi
core bands n. maça kuşakları
core hardness n. maça sertliği
core jointing compounds n. maça bağlama bileşikleri
magnetic core memory n. manyetik çekirdekli bellek
core breaker n. maça kırıcı
core print n. maça yatağı
core arbor n. maça feneri
core blower n. maça üfleci
core oven n. maça fırını
core cavity n. maça boşluğu
core box n. maça sandığı
core sand n. maça kumu
core jig n. maça tutturgacı
core sand mixtures n. maça kumu karışımları
core dressing n. maça boyası
core wires n. maça telleri
core vent n. maça havalığı
core ramming n. maça sıkılama
core crush n. maça çökmesi
core setting n. maça yerleştirme
core holes n. maça delikleri
core grinder n. maça taşlama makinesi
core sprayer n. maça püskürteci
core branch n. maça çıktısı