|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
sardoniks (değerli bir taş) |
sardonyx n.
|
|
2 |
General |
mavimsi yeşil değerli bir taş |
aquamarine n.
|
|
3 |
General |
aynı adı taşıyan bitkinin tohumlarından elde edilen çok değerli bir yağ |
primrose evening oil n.
|
|
4 |
General |
değerli bir nitelik |
asset n.
|
|
5 |
General |
aynı adı taşıyan bitkinin tohumlarından elde edilen çok değerli bir yağ |
evening primrose oil n.
|
|
6 |
General |
kuzey atlantik'te çıkan oldukça değerli bir deniz balığı |
saithe n.
|
|
7 |
General |
değerli, yüksek fiyatlı herhangi bir şey |
taonga [new zeland] n.
|
|
8 |
General |
değerli bir taş olan zoisitin şeffaf bir cinsi |
tanzanite n.
|
|
9 |
General |
değerli bir nesne veya şahsın yerine gizlice konan şey |
changeling [obsolete] n.
|
|
10 |
General |
değerli bir şeyin merkezi/odağı |
temple n.
|
|
11 |
General |
değerli bir şeyi koruyan/biriktiren kimse |
treasurer [obsolete] n.
|
|
12 |
General |
hile yoluyla daha değerli bir çeşidine dönüştürülmeye çalışılan hakiki posta pulu |
fake n.
|
|
13 |
General |
kendi düşürdüğü değersiz bir yüzüğü bulmuş gibi yapıp başkasına değerli gibi satmaya çalışan üçkağıtçı |
ring dropper n.
|
|
14 |
General |
belirli bir alanda engin veya değerli tecrübeleri olduğu düşünülen kimse |
graybeard n.
|
|
15 |
General |
değerli bir yüzüğün parmaktan çıkmasını önlemek için üzerine takılan yüzük |
guard n.
|
|
16 |
General |
değerli bir yüzüğün parmaktan çıkmasını önlemek için üzerine takılan yüzük |
guard ring n.
|
|
17 |
General |
değerli eşyanın yerine genellikle kapalı zarfta değersiz bir şey konularak yapılan dolandırıcılık |
murphy game n.
|
|
18 |
General |
şans eseri değerli bir şeyler keşfetme yeteneği |
serendipity n.
|
|
19 |
General |
bir ejderhanın kafasında bulunduğuna inanılan bir tür değerli taş |
draconites n.
|
|
|
20 |
General |
(bir elde) iki değerli kart kombinasyonu |
fourchette n.
|
|
21 |
General |
yeşil renkli değerli bir taş |
smaragdine [rare] n.
|
|
22 |
General |
(bir şeye) değerli taş eklemek |
jewel v.
|
|
23 |
General |
(değerli bir şeyi) hızla ve büyük miktarda kaybetmek |
hemorrhage v.
|
|
24 |
General |
(belirsiz bir şey için) değerli bir şeyi riske atmak |
gamble v.
|
|
25 |
General |
(pokerde) değerli bir kart çekmek |
hit v.
|
|
26 |
General |
eski roma'da yarı değerli taş veya porselenden yapılmış pahalı kapların üretiminde kullanıldığı düşünülen bir malzemeye ait veya ilişkin |
myrrhine adj.
|
|
27 |
General |
eski roma'da yarı değerli taş veya porselenden yapılmış pahalı kapların üretiminde kullanıldığı düşünülen bir malzemeden yapılan |
myrrhine adj.
|
|
28 |
General |
eski roma'da yarı değerli taş veya porselenden yapılmış pahalı kapların üretiminde kullanıldığı düşünülen bir malzemeye ait veya ilişkin |
myrrhine adj.
|
|
29 |
General |
eski roma'da yarı değerli taş veya porselenden yapılmış pahalı kapların üretiminde kullanıldığı düşünülen bir malzemeden yapılmış |
myrrhine adj.
|
|
30 |
General |
rengi başka bir değerli taşınkine benzeyen (korendon veya safir) |
oriental adj.
|
|
31 |
General |
değerli bir kaynaktan gelen |
spot adj.
|
|
32 |
General |
değerli bir şekilde |
rewardingly adv.
|
|
33 |
General |
çok değerli bir şekilde |
goldenly adv.
|
|
34 |
General |
çok değerli bir şekilde |
inestimably adv.
|
|
35 |
General |
değerli bir biçimde |
worthily adv.
|
|
36 |
General |
değerli bir şekilde |
preciously adv.
|
|
37 |
General |
değerli bir şekilde |
valuably adv.
|
|
38 |
General |
değerli bir biçimde |
worthy adv.
|
|
Phrasals |
|
39 |
Phrasals |
(birinin değerli bir şeyi) kullanmasına izin vermek |
trust with v.
|
|
|
40 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin bir özelliğinden dolayı) çok değerli/kıymetli olduğunu düşünmek |
trim (something) from (something else) v.
|
|
41 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi bir özelliğinden dolayı) çok değerli/kıymetli saymak |
trim (something) from (something else) v.
|
|
42 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyle) olduğundan değerli göstermek |
salt (something) with (something) v.
|
|
43 |
Phrasals |
(birisinden, bir gruptan ya da bir şeyden) daha değerli ya da önemli kabul edilmek |
rank above (someone or something) v.
|
|
44 |
Phrasals |
(birisini, bir grubu ya da bir şeyi) daha değerli görmek |
rank above (someone or something) v.
|
|
45 |
Phrasals |
(biri/bir şey) kadar saygıdeğer/değerli olmak |
stack up to someone or something v.
|
|
46 |
Phrasals |
biri/bir şey için değerli olmak |
credit to someone or something v.
|
|
47 |
Phrasals |
(birinden/bir şeyden) daha önemli/değerli sayılmak/görülmek |
rate above (someone or something) v.
|
|
48 |
Phrasals |
(birinden/bir şeyden) daha önemli/değerli olarak değerlendirilmek |
rate above (someone or something) v.
|
|
49 |
Phrasals |
(birinden/bir şeyden) daha önemli/değerli saymak/görmek |
rate above (someone or something) v.
|
|
50 |
Phrasals |
(birinden/bir şeyden) daha önemli/değerli olarak değerlendirmek |
rate above (someone or something) v.
|
|
51 |
Phrasals |
(birinden/bir şeyden) daha az önemli/değerli sayılmak/görülmek |
rate below (someone or something) v.
|
|
52 |
Phrasals |
(birinden/bir şeyden) daha az önemli/değerli olarak değerlendirilmek |
rate below (someone or something) v.
|
|
53 |
Phrasals |
(birinden/bir şeyden) daha az önemli/değerli saymak/görmek |
rate below (someone or something) v.
|
|
54 |
Phrasals |
(birinden/bir şeyden) daha az önemli/değerli olarak değerlendirmek |
rate below (someone or something) v.
|
|
55 |
Phrasals |
(biriyle/bir şeyle) aynı derecede önemli/değerli sayılmak/görülmek |
rate with (someone or something) v.
|
|
56 |
Phrasals |
(biriyle/bir şeyle) aynı derecede önemli/değerli saymak/görmek |
rate with (someone or something) v.
|
|
57 |
Phrasals |
(birinden/bir şeyden) daha az önemli/değerli kılmak |
subordinate to (someone or something) v.
|
|
58 |
Phrasals |
(bir borca) karşılık (değerli bir şey) teklif etmek/sunmak/vermek |
tender (something) for (something) v.
|
|
Proverb |
|
59 |
Proverb |
saygıdeğer bir isim, önemli/değerli bir mirastır |
a good name is a second inheritance
|
|
Colloquial |
|
60 |
Colloquial |
değerli bir şeyi elde etmek |
make a score v.
|
|
61 |
Colloquial |
(birinden/bir şeyden) daha az önemli/değerli |
subordinate to (someone or something) adj.
|
|
Idioms |
|
62 |
Idioms |
torbadan daha az değerli veya kusurlu bir şey çıkma |
cat in the sack n.
|
|
63 |
Idioms |
değerli/kıymetli bir amaç |
worthwhile cause n.
|
|
64 |
Idioms |
uzun aramalar sonucu keşfedilen değerli bir şey |
paydirt n.
|
|
65 |
Idioms |
çok değerli bir şeyin sahibi olmak |
be sitting on a gold mine v.
|
|
66 |
Idioms |
değerli bir işçiyi işten atmak |
drop the pilot v.
|
|
67 |
Idioms |
çok değerli bir şey bulmak |
strike oil v.
|
|
68 |
Idioms |
kadir kıymet bilmeyen birisine çok değerli bir şey sunmak |
cast pearls before swine v.
|
|
69 |
Idioms |
çok değerli bir şeyi elden çıkarmak |
sell the family silver v.
|
|
70 |
Idioms |
değerli bir şeyi ilerisi için saklamaktansa elden çıkarmak |
sell the family silver v.
|
|
71 |
Idioms |
hızlı fayda/para elde etmek için değerli bir bir şeyi elden çıkarmak |
sell the family silver v.
|
|
72 |
Idioms |
birini ya da bir şeyi birisi ya da bir şeyden daha değerli görmek |
put (someone or something) in front of (someone or something) v.
|
|
73 |
Idioms |
bir şeyin iyi/değerli olduğuna inancı tam olmak |
be a firm believer in (something) v.
|
|
74 |
Idioms |
bir şeyin iyi/değerli olduğuna inancı tam olmak |
be a great/firm believer in something v.
|
|
75 |
Idioms |
kadir kıymet bilmeyen birisine çok değerli bir şey sunmak |
cast (one's) pearls before swine v.
|
|
76 |
Idioms |
birinin/bir şeyin çok önemli/değerli olduğunu düşünmek |
hold somebody/something dear v.
|
|
77 |
Idioms |
bir şeyi çok değerli/önemli görmek/saymak |
put/place a premium on something v.
|
|
78 |
Idioms |
çok değerli bir şeyin sahibi olmak |
sit on a gold mine v.
|
|
79 |
Idioms |
çok değerli bir şeyin sahibi |
sitting on a gold mine adj.
|
|
|
80 |
Idioms |
insandan daha önemli/değerli/üstün bir şey yoktur |
man is the measure of all things expr.
|
|
81 |
Idioms |
bir şey yüzünden daha az değerli, etkileyici, keyifli, faydalı değil |
none the worse for something expr.
|
|
Trade/Economic |
|
82 |
Trade/Economic |
altın gibi değerli bir madene dönüştürülemeyen para |
fiduciary money n.
|
|
83 |
Trade/Economic |
zenginliği sahip olunan değerli metal miktarına göre belirleyen bir ekonomi teorisi |
bullionism n.
|
|
84 |
Trade/Economic |
(daha yüksek değere sahip atılmış bir üründen) daha düşük değerli ürün yaratmak |
downcycle v.
|
|
Law |
|
85 |
Law |
(bir kimsenin) halefi olmak için aynı soydan gelen en değerli kişi |
worthiest of blood n.
|
|
86 |
Law |
(bir kimseden) miras almak için aynı soydan gelen en değerli kişi |
worthiest of blood n.
|
|
Technical |
|
87 |
Technical |
iki değerli olan bir atom |
dyad n.
|
|
88 |
Technical |
üç değerli bir element |
triad n.
|
|
89 |
Technical |
metal çözümlemedeki küpelasyon işleminden elde edilen bir değerli metal küresi |
bead n.
|
|
90 |
Technical |
işlenmemiş değerli bir taşın yüzeyindeki iç kısmın incelenmesini sağlayan cilalı yüzey |
window n.
|
|
91 |
Technical |
cam, metal veya değerli taşların parlatılmasında kullanılan açık renkli bir toz |
rouge n.
|
|
92 |
Technical |
bir değerli taş kesim şekli |
rose n.
|
|
93 |
Technical |
(cam veya değerli taşları) özel yapılmış bir çarkla kesmek |
lap v.
|
|
94 |
Technical |
(cam veya değerli taşları) özel yapılmış bir çarkla perdahlamak |
lap v.
|
|
95 |
Technical |
yarım küre biçimli tacı ve düz bir tabanı olacak şekilde kesilmiş (değerli taş) |
rose-cut adj.
|
|
Woodworking |
|
96 |
Woodworking |
koyu renkli ağır, güçlü ve değerli bir odun |
ausubo n.
|
|
Furniture |
|
97 |
Furniture |
eskiden evlerde içinde değerli ev eşyaları sergilenen bir tür konsol |
court-cupboard n.
|
|
Mining |
|
98 |
Mining |
elmasa benzer zirkonya türevi sentetik bir değerli taş |
cubic zirconium n.
|
|
99 |
Mining |
değerli maden damarı keşfetmek için kullanılan bir alet |
wagger [obsolete] n.
|
|
100 |
Mining |
konsantre ve artıklar arasında olup yeniden işlenecek kadar değerli minerale sahip olan bir cevher zenginleştirme ürünü |
middlings n.
|
|
101 |
Mining |
değerli taş olarak kullanılan dumanlı kahverengi, gri veya siyahımsı bir kuvars çeşidi |
morion n.
|
|
102 |
Mining |
opak bir değerli taş |
opaque gem n.
|
|
103 |
Mining |
genellikle değerli taş olarak kullanılan renksiz, mavi veya mavi-mor renkli bir kordiyerit |
iolite n.
|
|
104 |
Mining |
niyobit ve tantalitten oluşan değerli siyah bir mineral |
columbite-tantalite n.
|
|
105 |
Mining |
simyacıların değerli taşlara benzettiği flüoritli bir maden |
fluor [obsolete] n.
|
|
106 |
Mining |
antik yunanların değerli kabul ettiği sarı renkli metalik bir madde |
orichalc n.
|
|
107 |
Mining |
antik yunanların değerli kabul ettiği sarı renkli metalik bir madde |
orichalch n.
|
|
108 |
Mining |
rengi almandine benzeyip değerli taş olarak kullanılan bir korendon |
oriental almandine n.
|
|
109 |
Mining |
sarımsı yeşil renkte bir değerli taş |
peridote n.
|
|
110 |
Mining |
kesilmemiş hali gerçek bir parıltıya sahip olan (değerli taş) |
naif adj.
|
|
Medical |
|
111 |
Medical |
turnagagası kökünden elde edilen değerli bir kanama durdurucu |
geraniine n.
|
|
Gastronomy |
|
112 |
Gastronomy |
çok değerli bir beyaz et |
english sole n.
|
|
Logic |
|
113 |
Logic |
bir veya daha fazla bağımsız değişken içeren ve değişkenlere sabit değerli terim verildiğinde bildirme cümlesi haline gelen ifade |
sentential function n.
|
|
Physics |
|
114 |
Physics |
izospin ve hiperşarj değerli simetrik bir düzen oluşturan onluk hadron grubu |
unitary decuplet n.
|
|
115 |
Physics |
tek değerli organik bir kök |
methyl group n.
|
|
Chemistry |
|
116 |
Chemistry |
tetrazolden türetilmiş, amonyuma benzeyen tek değerli bir katyon (veya türevleri) |
tetrazolium n.
|
|
117 |
Chemistry |
yumuşak, gümüşi - beyaz renkli, dört değerli, radyoaktif ve metalik bir element |
thorium n.
|
|
118 |
Chemistry |
yumuşak, gümüşi - beyaz renkli, dört değerli, radyoaktif ve metalik bir element |
atomic number 90 n.
|
|
119 |
Chemistry |
ana triazinlerden türetilmiş tek değerli bir radikal |
triazinyl n.
|
|
120 |
Chemistry |
tropinden türetilen tek değerli bir radikal |
tropyl n.
|
|
121 |
Chemistry |
dört değerli manganez içeren bir dizi tuzdan her biri |
manganite n.
|
|
122 |
Chemistry |
tek değerli grup içeren bir bileşik |
hydrosulfide n.
|
|
123 |
Chemistry |
bir hidrojen ve bir oksijen atomundan oluşan tek değerli anyon |
hydroxyl n.
|
|
124 |
Chemistry |
gümüş ve altın gibi değerli metallere benzeyen bir metal alaşımı |
occamy n.
|
|
125 |
Chemistry |
gümüş ve altın gibi değerli metallere benzeyen bir metal alaşımı |
ochimy n.
|
|
126 |
Chemistry |
gümüş ve altın gibi değerli metallere benzeyen bir metal alaşımı |
ochymy n.
|
|
127 |
Chemistry |
(simyada) baz metalleri değerli bir metale dönüştürme |
diplosis n.
|
|
128 |
Chemistry |
dört değerli metalik olmayan bir element türü |
si n.
|
|
Marine Biology |
|
129 |
Marine Biology |
ince elastik dayanıklı lifleri olan, türk süngerinden daha az değerli bir türk süngeri |
turkey toilet sponge (spongia officinalis adriatica) n.
|
|
130 |
Marine Biology |
ince elastik dayanıklı lifleri olan, türk süngerinden daha az değerli bir türk süngeri |
turkey toilet n.
|
|
131 |
Marine Biology |
amerika'nın tropikal bölgelerinde görülen, yumurtaları değerli bir yağ kaynağı olan büyük bir tatlı su kaplumbağası |
amazon terrapin (podocnemis expansa) n.
|
|
132 |
Marine Biology |
amerika'nın tropikal bölgelerinde görülen, yumurtaları değerli bir yağ kaynağı olan büyük bir tatlı su kaplumbağası |
arrau turtle n.
|
|
133 |
Marine Biology |
büyük okyanus'un batısına özgü, eti değerli bir somon balığı |
masu (oncorhynchus masou) n.
|
|
134 |
Marine Biology |
göğüs yüzgeçlerinin altında uzun ve ince birkaç ipliği bulunan, ganj nehri'ne özgü değerli bir yemeklik balık |
mango fish n.
|
|
135 |
Marine Biology |
göğüs yüzgeçlerinin altında uzun ve ince birkaç ipliği bulunan, ganj nehri'ne özgü değerli bir yemeklik balık |
polynemus paradiseus n.
|
|
136 |
Marine Biology |
göğüs yüzgeçlerinin altında uzun ve ince birkaç ipliği bulunan, ganj nehri'ne özgü değerli bir yemeklik balık |
polynemus risua n.
|
|
137 |
Marine Biology |
yeni zelanda'da yaşayan büyük ve değerli bir yenilebilir balık |
hapuku n.
|
|
138 |
Marine Biology |
avrupa'ya özgü değerli bir sofralık balık |
lemon sole (microstomus kitt) n.
|
|
139 |
Marine Biology |
doğu hint adaları'na özgü yağı değerli olan bir ringa balığı |
oil sardine (clupea scombrina) n.
|
|
140 |
Marine Biology |
tropikal hint-pasifik'te yemek ve av için çok değerli olan yaygın bir balık |
rock salmon n.
|
|
141 |
Marine Biology |
akdeniz'de yaygın bulunan, sparus cinsi değerli bir sofra balığı |
goldney n.
|
|
142 |
Marine Biology |
rusya'ya özgü, yağı değerli olan bir balık |
sandre (lucioperca sandre) n.
|
|
143 |
Marine Biology |
eski yunanlılar ve romalılar için değerli bir gıda olan, akdeniz'e özgü bir balık |
scarus cretensis n.
|
|
144 |
Marine Biology |
kuzey avrupa ve izlanda kıyılarında görülen kahverengi benekli değerli bir sofralık balık |
smear dab (microstomus microcephalus) n.
|
|
Zoology |
|
145 |
Zoology |
değerli kürkü olan bir sansar |
american marten (martes americana) n.
|
|
146 |
Zoology |
değerli kürkü olan bir sansar |
american pine marten n.
|
|
147 |
Zoology |
değerli kürkü olan bir sansar |
american sable n.
|
|
148 |
Zoology |
güney afrika'da bulunan, değerli kürkü olan ve tilkiye benzeyen küçük bir hayvan |
asse (vulpes cama) n.
|
|
149 |
Zoology |
değerli bir sofra ve av balığı olan, thymallus cinsi çeşitli somon benzeri balıklara verilen ad |
grayling n.
|
|
150 |
Zoology |
florida'ya özgü değerli bir ticari sünger |
sheep's-wool (spongia equina gossypina) n.
|
|
Botanic |
|
151 |
Botanic |
kerestesi değerli olan bir panama ağacı |
maria (calophyllum longifolium) n.
|
|
152 |
Botanic |
yeni zelanda'da yetişen değerli bir kereste ağacı |
red beech (nothofagus fusca) n.
|
|
153 |
Botanic |
filipinler'de yetişen değerli bir kerestelik ağaç |
red lauan (shorea teysmanniana) n.
|
|
154 |
Botanic |
filipinler'de yetişen değerli bir kerestelik ağaç |
red lauan tree n.
|
|
155 |
Botanic |
bilhassa yenilebilir saplarından ötürü değerli olan bir marul |
stem lettuce (lactuca sativa asparagina) n.
|
|
156 |
Botanic |
bilhassa yenilebilir saplarından ötürü değerli olan bir marul |
celtuce n.
|
|
157 |
Botanic |
abd'nin iç kesimlerinde hayvan otlatma maksatlı yetiştirilen değerli bir çim |
nimble will (muhlenbergia schreberi) n.
|
|
158 |
Botanic |
abd'nin iç kesimlerinde hayvan otlatma maksatlı yetiştirilen değerli bir çim |
nimblewill n.
|
|
159 |
Botanic |
kırmızı çiçek salkımlarından oluşan ve değerli, kırmızı benekli kerestesinden ürün veren, ince ve zarif bir yeni zelanda ağacı |
new zealand honeysuckle (knightia excelsa) n.
|
|
160 |
Botanic |
kırmızı çiçek salkımlarından oluşan ve değerli, kırmızı benekli kerestesinden ürün veren, ince ve zarif bir yeni zelanda ağacı |
rewa-rewa n.
|
|
161 |
Botanic |
mobilya, köprü ve makara yapımında kullanılan, sert ve kırmızı renkli kereste veren değerli bir yeni zelanda ağacı |
totara (podocarpus totara) n.
|
|
162 |
Botanic |
falkland adalarından iskoçya'ya getirilen, yem olarak değerli sayılan uzun boylu bir ot |
tufted hair grass (poa flabellata) n.
|
|
163 |
Botanic |
falkland adalarından iskoçya'ya getirilen, yem olarak değerli sayılan uzun boylu bir ot |
tussock grass n.
|
|
164 |
Botanic |
falkland adalarından iskoçya'ya getirilen, yem olarak değerli olan uzun boylu bir ot |
tussock grass (poa flabellata) n.
|
|
165 |
Botanic |
nil vadisi'nde yetişen açık renkli değerli kerestesi olan bir ağaç |
ambatch (aeschynomene elaphroxylon) n.
|
|
166 |
Botanic |
nil vadisi'nde yetişen açık renkli değerli kerestesi olan bir ağaç |
ambach n.
|
|
167 |
Botanic |
nil vadisi'nde yetişen açık renkli değerli kerestesi olan bir ağaç |
pith tree n.
|
|
168 |
Botanic |
nil vadisi'nde yetişen açık renkli değerli kerestesi olan bir ağaç |
balsa wood tree n.
|
|
169 |
Botanic |
kuzey amerika'nın doğusunda yetişen kahverengi bir kabuğu olan kerestesi değerli uzun bir çam |
american white pine (pinus strobus) n.
|
|
170 |
Botanic |
kuzey amerika'nın doğusunda yetişen kahverengi bir kabuğu olan kerestesi değerli uzun bir çam |
weymouth pine n.
|
|
171 |
Botanic |
kuzey amerika'nın doğusunda yetişen kahverengi bir kabuğu olan kerestesi değerli uzun bir çam |
eastern white pine n.
|
|
172 |
Botanic |
kuzey amerika'nın doğusunda yetişen kahverengi bir kabuğu olan kerestesi değerli uzun bir çam |
northern white pine n.
|
|
173 |
Botanic |
filipinlerde yetişen, değerli kerestesi golf sopası yapımında kullanılan uzun boylu bir palmiye |
anahau (saribus rotundifolius) n.
|
|
174 |
Botanic |
filipinlerde yetişen, değerli kerestesi golf sopası yapımında kullanılan uzun boylu bir palmiye |
anahao n.
|
|
175 |
Botanic |
filipinlerde yetişen, değerli kerestesi golf sopası yapımında kullanılan uzun boylu bir palmiye |
livistona rotundifolia n.
|
|
176 |
Botanic |
avustralya ve yeni gine'de yetişen değerli, hafif kerestesi olan bir çam |
hoop pine (araucaria cunninghamii) n.
|
|
177 |
Botanic |
avustralya ve yeni gine'de yetişen değerli, hafif kerestesi olan bir çam |
moreton bay pine n.
|
|
178 |
Botanic |
avustralya ve yeni gine'de yetişen değerli, hafif kerestesi olan bir çam |
colonial pine n.
|
|
179 |
Botanic |
avustralya ve yeni gine'de yetişen değerli, hafif kerestesi olan bir çam |
queensland pine n.
|
|
180 |
Botanic |
avustralya ve yeni gine'de yetişen değerli, hafif kerestesi olan bir çam |
dorrigo pine n.
|
|
181 |
Botanic |
avustralya ve yeni gine'de yetişen değerli, hafif kerestesi olan bir çam |
richmond river pine n.
|
|
182 |
Botanic |
fas'a özgü, meyvesi yemeklerde kullanılan ve değerli bir yağ veren dikenli yaprak dökmeyen bir ağaç |
argan (argania spinosa) n.
|
|
183 |
Botanic |
fas'a özgü, meyvesi yemeklerde kullanılan ve değerli bir yağ veren dikenli yaprak dökmeyen bir ağaç |
argane n.
|
|
184 |
Botanic |
hodangiller familyasına ait beyaz çiçekli ve değerli keresteli bir tropikal ağaç |
equador laurel (cordia alliodora) n.
|
|
185 |
Botanic |
değerli yağ ve kereste elde edilen bir batı hint ağacı cinsi |
bassia n.
|
|
186 |
Botanic |
değerli yağ ve kereste elde edilen bir batı hint ağacı cinsi |
madhuca n.
|
|
187 |
Botanic |
reçine veren değerli bir filipin kereste ağacı |
bataan (shorea polysperma) n.
|
|
188 |
Botanic |
avrupa ve abd'nin merkezine özgü, uzun saplı ve parlak yeşil yapraklı değerli bir çayır ve mera |
kentucky blue (poa pratensis) n.
|
|
189 |
Botanic |
avrupa ve abd'nin merkezine özgü, uzun saplı ve parlak yeşil yapraklı değerli bir çayır ve mera |
june grass n.
|
|
190 |
Botanic |
avrupa ve abd'nin merkezine özgü, uzun saplı ve parlak yeşil yapraklı değerli bir çayır ve mera |
kentucky blue grass n.
|
|
191 |
Botanic |
avrupa ve abd'nin merkezine özgü, uzun saplı ve parlak yeşil yapraklı değerli bir çayır ve mera |
kentucky bluegrass n.
|
|
192 |
Botanic |
lezzetli bir tada sahip değerli bir armut çeşidi |
virgalieu n.
|
|
193 |
Botanic |
lezzetli bir tada sahip değerli bir armut çeşidi |
white doyenné n.
|
|
194 |
Botanic |
doğu hint adaları'na özgü değerli bir lif bitkisi |
bimli n.
|
|
195 |
Botanic |
doğu hint adaları'na özgü değerli bir lif bitkisi |
bimli hemp n.
|
|
196 |
Botanic |
doğu hint adaları'na özgü değerli bir lif bitkisi |
bombay hemp n.
|
|
197 |
Botanic |
doğu hint adaları'na özgü değerli bir lif bitkisi |
kenaf n.
|
|
198 |
Botanic |
doğu hint adaları'na özgü değerli bir lif bitkisi |
indian hemp n.
|
|
199 |
Botanic |
doğu hint adaları'na özgü değerli bir lif bitkisi |
deccan hemp n.
|
|
200 |
Botanic |
doğu hint adaları'na özgü değerli bir lif bitkisi |
bimlipatam hemp n.
|
|
201 |
Botanic |
doğu hint adaları'na özgü değerli bir lif bitkisi |
bimlipatam jute n.
|
|
202 |
Botanic |
doğu hint adaları'na özgü değerli bir lif bitkisi |
bimli jute n.
|
|
203 |
Botanic |
parlak kırmızı çiçekli ve sarımsı renkte değerli odunu olan bir güney amerika çalısı veya küçük ağacı |
bitterwood n.
|
|
204 |
Botanic |
parlak kırmızı çiçekli ve sarımsı renkte değerli odunu olan bir güney amerika çalısı veya küçük ağacı |
quassia n.
|
|
205 |
Botanic |
parlak kırmızı çiçekli ve sarımsı renkte değerli odunu olan bir güney amerika çalısı veya küçük ağacı |
quassia amara n.
|
|
206 |
Botanic |
çok değerli bir siyah kerestesi olan uzun bir avustralya akasya ağacı |
blackwood n.
|
|
207 |
Botanic |
çok değerli bir siyah kerestesi olan uzun bir avustralya akasya ağacı |
sally wattle n.
|
|
208 |
Botanic |
çok değerli bir siyah kerestesi olan uzun bir avustralya akasya ağacı |
acacia melanoxylon n.
|
|
209 |
Botanic |
abd'ye özgü, hayvan otlatmak için yetiştirilen değerli bir çim |
wire grass n.
|
|
210 |
Botanic |
abd'ye özgü, hayvan otlatmak için yetiştirilen değerli bir çim |
wiregrass n.
|
|
211 |
Botanic |
kerestesi değerli olan bir panama ağacı |
calophyllum longifolium n.
|
|
212 |
Botanic |
batı abd'ye özgü değerli bir çim |
bluestem n.
|
|
213 |
Botanic |
batı abd'ye özgü değerli bir çim |
blue-stem wheatgrass n.
|
|
214 |
Botanic |
değerli bir nektar kaynağı olan iki yıllık bir bitki |
melilotus alba n.
|
|
215 |
Botanic |
orta amerika'ya özgü, değerli koyu çizgili gül ağacı kerestesi sağlayan bir ağaç |
honduras rosewood (dalbergia stevensonii) n.
|
|
216 |
Botanic |
meyvelerinden değerli yağ elde edilen filipinlere özgü bir ağaç |
lumbang (aleurites trisperma) n.
|
|
217 |
Botanic |
güney amerika'ya özgü değerli bir kerestelik ağaç |
dalbergia retusa n.
|
|
218 |
Botanic |
güney amerika'ya özgü değerli bir kerestelik ağaç |
cocobolo n.
|
|
219 |
Botanic |
kerestesi hoş görünümlü ve değerli olan çeşitli ağaç veya çalıları içeren bir cins |
diospyros n.
|
|
220 |
Botanic |
kerestesi hoş görünümlü ve değerli olan çeşitli ağaç veya çalıları içeren bir cins |
genus diospyros n.
|
|
221 |
Botanic |
güneydoğu asya'ya özgü olup meyvesinde iki adet kanat benzeri uzantı bulunan ve kereste, aromatik yağ ve reçine bakımından değerli tropik ağaçları içeren bir familya |
dipterocarpaceae n.
|
|
222 |
Botanic |
güneydoğu asya'ya özgü olup meyvesinde iki adet kanat benzeri uzantı bulunan ve kereste, aromatik yağ ve reçine bakımından değerli tropik ağaçları içeren bir familya |
family dipterocarpaceae n.
|
|
223 |
Botanic |
doğu hint adaları'na özgü değerli bir lif bitkisi |
gumbo n.
|
|
224 |
Botanic |
doğu hint adaları'na özgü değerli bir lif bitkisi |
gombo hemp n.
|
|
225 |
Botanic |
koyu kırmızı veya mor renkli, kerestesi değerli tropik bir ağaç türü |
rosewood n.
|
|
226 |
Botanic |
meyveleri iri, yuvarlak ve soluk kehribar renginde olan çok değerli bir avrupa üzümü |
royal muscadine n.
|
|
227 |
Botanic |
meyveleri iri, yuvarlak ve soluk kehribar renginde çok değerli bir avrupa üzümü |
golden chasselas n.
|
|
228 |
Botanic |
doğu hint adaları'na özgü değerli bir lif bitkisi |
gombo n.
|
|
229 |
Botanic |
doğu hint adaları'na özgü değerli bir lif bitkisi |
gombo hemp n.
|
|
230 |
Botanic |
güney amerika'ya özgü değerli bir kerestelik ağaç |
cocobolo (dalbergia retusa) n.
|
|
231 |
Botanic |
brezilya'nın kuzeyine özgü değerli yağ ve bitkisel fildişi elde edilen sert kabuklu yemişleri olan uzun bir palmiye |
orbignya martiana n.
|
|
232 |
Botanic |
brezilya'nın kuzeyine özgü değerli yağ ve bitkisel fildişi elde edilen sert kabuklu yemişleri olan uzun bir palmiye |
babassu n.
|
|
233 |
Botanic |
brezilya'nın kuzeyine özgü değerli yağ ve bitkisel fildişi elde edilen sert kabuklu yemişleri olan uzun bir palmiye |
coco de macao n.
|
|
234 |
Botanic |
brezilya'nın kuzeyine özgü değerli yağ ve bitkisel fildişi elde edilen sert kabuklu yemişleri olan uzun bir palmiye |
orbignya spesiosa n.
|
|
Forestry |
|
235 |
Forestry |
filipinler'de yetişen değerli bir kerestelik ağaç |
red lauan n.
|
|
236 |
Forestry |
filipinler'de yetişen değerli bir kerestelik ağaç |
tiaong n.
|
|
237 |
Forestry |
kayalık dağlarının kuzeyinde yetişen değerli kerestesi olan bir ağaç |
alpine hemlock (tsuga mertensiana) n.
|
|
238 |
Forestry |
değerli bir peru ağacı kabuğu |
yellow bark n.
|
|
239 |
Forestry |
değerli bir peru ağacı kabuğu |
calisaya bark n.
|
|
240 |
Forestry |
değerli bir peru ağacı kabuğu |
yellow cinchona n.
|
|
History |
|
241 |
History |
(eski israil'de) değerli bir taş |
ligure n.
|
|
242 |
History |
(eski yunan ve roma medeniyetlerinde) değerli taş oyma sanatında çeşitli hayvanlara dair biçimleri içeren veya insan ile hayvan unsurlarını bir arada kullanan kombinasyon |
gryllus n.
|
|
243 |
History |
eski zamanlarda parfüm olarak kullanılan misk kokulu değerli bir merhem |
sambul n.
|
|
244 |
History |
eski zamanlarda parfüm olarak kullanılan misk kokulu değerli bir merhem |
sumbal n.
|
|
245 |
History |
eski zamanlarda parfüm olarak kullanılan misk kokulu değerli bir merhem |
sumbul n.
|
|
Archaeology |
|
246 |
Archaeology |
eski roma'da yarı değerli taş veya porselenden yapılmış pahalı kapların üretiminde kullanıldığı düşünülen bir malzeme |
murra n.
|
|
247 |
Archaeology |
eski roma'da yarı değerli taş veya porselenden yapılmış pahalı kapların üretiminde kullanıldığı düşünülen bir malzeme |
murrha n.
|
|
248 |
Archaeology |
eski roma'da yarı değerli taş veya porselenden yapılmış pahalı kapların üretiminde kullanıldığı düşünülen bir malzeme |
murrine n.
|
|
249 |
Archaeology |
antik dönemde değerli bir kumaş çeşidi |
byssus n.
|
|
Religious |
|
250 |
Religious |
bir kimsenin beklenmedik bir şekilde aldığı değerli şey |
manna n.
|
|
251 |
Religious |
(musevilik) en yüksek rahibin giydiği on iki değerli taşla bezenmiş bir giysi |
breastplate n.
|
|
252 |
Religious |
(incil'de) altın, baharat ve değerli taş ticareti yapan zengin bir ülke |
saba n.
|
|
253 |
Religious |
(incil'de) altın, baharat ve değerli taş ticareti yapan zengin bir ülke |
sheba n.
|
|
Geography |
|
254 |
Geography |
kral süleyman'ın döneminde altını ve değerli taşlarıyla bilinen, arabistan'ın kızıl deniz kıyısında yer aldığı düşünülen bir bölge |
ophir n.
|
|
Geology |
|
255 |
Geology |
genellikle yarı değerli bir taş olarak kullanılan yeşil renkli bir mikroklin çeşidi |
amazon stone n.
|
|
256 |
Geology |
genellikle yarı değerli bir taş olarak kullanılan yeşil renkli bir mikroklin çeşidi |
amazonite n.
|
|
257 |
Geology |
genellikle yarı değerli bir taş olarak kullanılan yeşil renkli bir mikroklin çeşidi |
amazonstone n.
|
|
258 |
Geology |
fosilleşmiş amonit kabuklarından oluşan yarı değerli bir taş |
ammolite n.
|
|
259 |
Geology |
gümüş sülfitten oluşan değerli bir gümüş cevheri |
argentite n.
|
|
260 |
Geology |
gümüş sülfitten oluşan değerli bir gümüş cevheri |
argyrite n.
|
|
261 |
Geology |
içine ışık tutulduğunda yıldız görünümü veren bir değerli taş |
star n.
|
|
Chess |
|
262 |
Chess |
uzun menzilli bir taşın (fil, kale, vezir) rakip taşı tehdit ettiği bir durumda, tehdit edilen taşın arkasında daha değerli bir taşın bulunduğu açmaz pozisyonu |
skewer n.
|
|
263 |
Chess |
uzun menzilli taşın tehdit ettiği rakip taşın arkasında daha değerli bir taşın bulunduğu açmaz pozisyonu |
skewer n.
|
|
Card |
|
264 |
Card |
en düşük değerli ele sahip oyuncunun kazandığı bir poker türü |
lowball n.
|
|
265 |
Card |
yedi karo kartının en değerli sayıldığı bir kart oyunu |
penneech n.
|
|
266 |
Card |
(remi ve kanasta oyunlarında) kartı güvenli atmak için değerli bir kart kombinasyonunun bozulduğu durum |
squeeze n.
|
|
267 |
Card |
elindeki daha az değerli bir kartı (başka kart ile) değiştirmek |
rob v.
|
|
Art |
|
268 |
Art |
değerli bir taş üzerindeki gravür veya oyma |
lithoglyph n.
|
|
Mythology |
|
269 |
Mythology |
(eski roma'da) bir eve ait değerli eşyalar |
lares and penates n.
|
|
Abbreviation |
|
270 |
Abbreviation |
yumuşak, gümüşi - beyaz renkli, dört değerli, radyoaktif ve metalik bir element |
th n.
|
|
Archaic |
|
271 |
Archaic |
dayanıklılık gibi özellikler katmak için daha değerli bir metalle karıştırılmış metal |
alloy n.
|
|
272 |
Archaic |
bir hidrojen ve bir oksijen atomundan oluşan tek değerli anyon |
hydride n.
|
|