Verlauf

cinayet

Bedeutungen von dem Begriff "cinayet" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 21 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	cinayet	homicide n.
2	Common Usage	cinayet	murder n.
General
3	General	cinayet	assassination n.
4	General	cinayet	felon n.
5	General	cinayet	enormity n.
6	General	cinayet	foul play n.
7	General	cinayet	crime n.
8	General	cinayet	felony n.
9	General	cinayet	killing n.
10	General	cinayet	murder n.
11	General	cinayet	trucidation n.
12	General	cinayet	taking-off n.
13	General	cinayet	murderment [obsolete] n.
14	General	cinayet	murth [dialect] [uk] n.
15	General	cinayet	murther [obsolete] n.
16	General	cinayet	fellon n.
Law
17	Law	cinayet	murder n.
Slang
18	Slang	cinayet	one-eighty-seven n.
19	Slang	cinayet	one-eight-seven n.
20	Slang	cinayet	187 n.
21	Slang	cinayet	rubout n.

Bedeutungen, die der Begriff "cinayet" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 134 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	cinayet işlemek	murder v.
General
2	General	cinayet masası	homicide desk n.
3	General	cinayet silahı	murder weapon n.
4	General	cinayet mahalli	venue n.
5	General	cinayet teşebbüsü	attempted murder n.
6	General	cinayet sanığı	murder suspect n.
7	General	kasıtsız cinayet	manslaughter n.
8	General	faili meçhul cinayet	unidentified murder n.
9	General	cinayet vakası	a murder case n.
10	General	faili meçhul cinayet	unsolved murder n.
11	General	suç aleti (cinayet)	murder weapon n.
12	General	seri cinayet	serial murder n.
13	General	kasıtlı cinayet	wilful murder n.
14	General	cinayet bürosu şefi	chief of homicide bureau n.
15	General	cinayet bürosu şefi	chief of homicide n.
16	General	telefon dinlemesine takılan cinayet	the murder that got snagged in phone tapping n.
17	General	esrarengiz cinayet	bizarre murder n.
18	General	cinayet gecesi	night of the murder n.
19	General	kadın cinayet kurbanı	female murder victim n.
20	General	cinayet kurbanı kadın	female murder victim n.
21	General	cinayet davası	murder case n.
22	General	cinayet saplantısı olan bir adam	a man with a murderous obsession n.
23	General	cinayet mahalli	site of the murder n.
24	General	cinayet suçlusu	bloodguilty n.
25	General	cinayet girişimi	attempted murder n.
26	General	çözülmemiş cinayet	unsolved murder n.
27	General	cinayet masası dedektifleri	homicide detectives n.
28	General	cinayet coğrafyası	geography of homicide n.
29	General	kusursuz cinayet	perfect murder n.
30	General	cinayet suçu	blood guilt n.
31	General	cinayet suçu	blood guiltiness n.
32	General	cinayet suçu	bloodguilt n.
33	General	cinayet çözmede uzmanlaşmış dedektif ekibi	homicide n.
34	General	kesici aletle cinayet işleyen kimse	ripper n.
35	General	cinayet gibi suçlarla bağlantılı olmaları sebebiyle önem verilen nesneler	murderabilia n.
36	General	cinayet kurbanı	murderee n.
37	General	seri cinayet	serial killing n.
38	General	cinayet soruşturması	inquest n.
39	General	cinayet işlemek	kill v.
40	General	cinayet işlemek	commit murder v.
41	General	cinayet süsü vermek	make it look like a murder v.
42	General	cinayet planlama suçlamasıyla tutuklanmak	be arrested in alleged plot to murder v.
43	General	cinayet planlama iddiasıyla tutuklanmak	be arrested in alleged plot to murder v.
44	General	cinayet silahında parmak izleri olmak	(one's fingerprints) be on the murder weapon v.
45	General	(cinayet) faili meçhul kalmak	(a murder) go/remain unsolved v.
46	General	cinayet işlemek	commit a murder v.
47	General	cinayet işlemek	merk v.
48	General	iki cinayet işlemekten ve iki cinayet tasarlamaktan suçlu bulunmak	be convicted of two counts of murder and two counts of conspiracy to commit murder v.
49	General	cinayet işlemek	murther [obsolete] v.
50	General	cinayet suçlusu	bloodstained adj.
51	General	kurgu yerine gerçek cinayet yayınlayan veya içeren	snuff adj.
52	General	cinayet tehlikesi altında	on-the-spot adv.
Phrases
53	Phrases	cinayet sırasında	at the time of the murder expr.
54	Phrases	cinayet esnasında	at the time of the murder expr.
Colloquial
55	Colloquial	cinayet günahtır	murder's a sin n.
56	Colloquial	cinayet kurbanı	homicide [us] n.
57	Colloquial	kirli işler (cinayet/kan dökme)	wetwork n.
58	Colloquial	kirli işler (cinayet/kan dökme)	wet work n.
59	Colloquial	cinayet aydınlandı/çözüldü	murder solved expr.
60	Colloquial	(bir yiyecek) için cinayet işleyebilirim	I could murder (some kind of food) expr.
Idioms
61	Idioms	(cinayet) yanına kar kalmak	get away with murder v.
62	Idioms	cinayet gizli kalmaz	murder will out expr.
Speaking
63	Speaking	bir cinayet gerçekleşti	there's been a murder expr.
64	Speaking	cinayet silahında parmak izleriniz var	your fingerprints are on the murder weapon expr.
65	Speaking	dün gece aynı bölgede bir cinayet daha işlendi	there was another shooting in the area last night expr.
66	Speaking	cinayet olduğunu nereden çıkardın?	what makes you think it was murder? expr.
67	Speaking	evde bir cinayet işlendi	there's been a murder in the house expr.
Law
68	Law	ağırlaştırılmış cinayet	aggravated murder n.
69	Law	birinci derece cinayet	first degree homicide n.
70	Law	birinci dereceden cinayet	manslaughter in the first degree n.
71	Law	boğarak işlenen cinayet	burking n.
72	Law	cinayet zanlısı	murder suspect n.
73	Law	cinayet masası dedektifi	homicide detective n.
74	Law	cinayeti tespit edip cinayet zanlısını tespit etmemiş olan karar	an open verdict n.
75	Law	cinayet şahidi	murder witness n.
76	Law	cinayet birimi	homicide unit n.
77	Law	cinayet ortağı	accomplice to murder n.
78	Law	cinayet zanlısı	homicide suspect n.
79	Law	cesedin üzerinde hiçbir iz bırakmadan yapılan cinayet	burking n.
80	Law	cinayet ortağı	accessory to murder n.
81	Law	cinayet davası	murder trial n.
82	Law	cinayet mahalli	locus n.
83	Law	ceza davası (cinayet, gasp, hırsızlık gibi)	criminal trial n.
84	Law	cinayet suçu ortağı	accessory to murder n.
85	Law	cinayet masası	criminal investigation department n.
86	Law	çifte cinayet	double homicide n.
87	Law	cinayet büro amirliği	homicide department n.
88	Law	cinayet tanığı	murder witness n.
89	Law	faili meçhul cinayet	murder by unknown assailants n.
90	Law	hunharca cinayet	brutal murder n.
91	Law	hunharca işlenmiş cinayet	brutal murder n.
92	Law	ikinci dereceden cinayet	murder in the second degree n.
93	Law	ikinci dereceden cinayet	manslaughter in the second degree n.
94	Law	kasten cinayet	aberemurder n.
95	Law	kasıtsız cinayet	chance-medley n.
96	Law	kasten cinayet işleme	voluntary manslaughter n.
97	Law	kasıtlı cinayet	premeditated murder n.
98	Law	katilin intihar ettiği cinayet vakası	murder-suicide case n.
99	Law	kiralık cinayet	murder by hire n.
100	Law	londra merkez cinayet mahkemesi	old bailey n.
101	Law	merkez cinayet mahkemesi	central criminal court n.
102	Law	merkez cinayet mahkemesi	bailey n.
103	Law	merkez cinayet mahkemesi	main criminal court n.
104	Law	planlanmış cinayet	premeditated murder n.
105	Law	planlı cinayet	premeditated murder n.
106	Law	taammüden cinayet	premeditated murder n.
107	Law	taammüden cinayet	wilful murder n.
108	Law	taammüden cinayet	willful murder n.
109	Law	taammüden cinayet	willful homicide n.
110	Law	öfke krizi sonucu işlenen cinayet	manslaughter n.
111	Law	cinayet komplosu	conspiracy to commit murder n.
112	Law	cinayet komplosu	conspiracy to murder [uk/ireland] n.
113	Law	kasten cinayet işleme	murder n.
114	Law	cinayet suçundan hüküm giyme	murder conviction n.
115	Law	cinayet, tecavüz, hırsızlık ve kundaklama suçlarıyla ilgili davalar	pleas of the crown n.
116	Law	birinci dereceden cinayet	first-degree murder n.
117	Law	cinayet işlemek	commit murder v.
118	Law	cinayet işlemek	commit homicide v.
Politics
119	Politics	19. yy.'da rusya'da cinayet ve terör faaliyetleri ile toplumu radikal biçimde değiştirmeyi hedefleyen grubun ilkesi	nihilism n.
120	Politics	cinayet mahalli	venue n.
Institutes
121	Institutes	cinayet büro amirliği	homicide bureau n.
122	Institutes	cinayet büro amirliği	homicide department n.
Media
123	Media	cinayet haberleri	homicide news n.
124	Media	cinayet haberleri	murder news n.
Computer
125	Computer	cinayet serisi	killstreak n.
Literature
126	Literature	cinayet romanı	crime fiction n.
127	Literature	cinayet romanı	crime novel n.
History
128	History	üyeleri cinayet ve başka suçlar işleyen gizli bir irlanda örgütünün icraatları	whitefootism n.
Religious
129	Religious	kilise tarafından putperestlik, cinayet, zina, sapkınlık gibi suçlara verilen ölüm ya da kamu kefaret cezası	canonical sins n.
Slang
130	Slang	yeraltı örgütü tarafından planlanıp işlenen cinayet	hit n.
131	Slang	cinayet işlemek	murk (also mirk) (rap slang) v.
132	Slang	soğukkanlı bir şekilde cinayet işlemek	eliminate v.
133	Slang	cinayet işlemek	make a hit v.
134	Slang	cinayet işlemek	whack v.