|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
büyük gösteri (genellikle açık havada yapılan) |
spectacle n.
|
|
2 |
General |
baston şekli verilmiş genellikle nane aromalı şeker |
candy cane n.
|
|
3 |
General |
genellikle yeraltında bulunan mezar odası |
burial vault n.
|
|
4 |
General |
genellikle bir tezgah çevresinde oturulan, hafif yiyecek ve çeşitli içeceklerin satıldığı küçük restoran |
snack bar n.
|
|
5 |
General |
genellikle devletin koruması altına alınan tarihi bir bina |
ancient monument n.
|
|
|
6 |
General |
çölde genellikle bir su birikintisinin etrafında bulunan verimli arazi |
oasis n.
|
|
7 |
General |
doğu genellikle asya ülkeleri |
the orient n.
|
|
8 |
General |
genellikle çocuklar için, yatacak yer hazırlamada kolaylık sağlayan küçük yatak |
cot n.
|
|
9 |
General |
genellikle ırmak ve kanallarda seyahatamacıyla kullanılan rota |
waterway n.
|
|
10 |
General |
bir yapıya girmeyi sağlayan veya odaları birleştiren genellikle dar geçit |
corridor n.
|
|
11 |
General |
evlenmeme ve cinsel ilişkide bulunmama (genellikle dini nedenlerden dolayı) |
celibacy n.
|
|
12 |
General |
genellikle kilisesiz küçük köy |
hamlet n.
|
|
13 |
General |
bir yüksek basınç alanından dışa doğru dairesel esen ve genellikle güzel hava getiren rüzgar sistemi |
anticyclone n.
|
|
14 |
General |
genellikle 12 kişi veya daha az yolcu alan küçük otobüsler |
minibus n.
|
|
15 |
General |
kızlara özel olan ve genellikle erkeklerin anlam veremediği durum |
girl thing n.
|
|
16 |
General |
genellikle tahıl saklanan yer |
hold n.
|
|
17 |
General |
genellikle bir şehir ve kasaba ile kenar semtlerinin birleştiği geniş yayılımlı alan |
conurbation n.
|
|
18 |
General |
genellikle birkaç gün süren ve yürüyüşle geçen tatil |
walking tour n.
|
|
19 |
General |
genellikle meyve de içeren kahveli kek |
kuchen n.
|
|
20 |
General |
resimli örtü (genellikle duvara asılan/halıya/kilime benzeyen) |
tapestry n.
|
|
21 |
General |
tuğla (genellikle deliksiz/boşluksuz) |
brick n.
|
|
22 |
General |
genellikle açık denizlerde ve deniz kıyılarında yaşayan kuşlar |
seafowl n.
|
|
23 |
General |
genellikle gençlerin kaldığı otel |
youth hostel n.
|
|
24 |
General |
genellikle 3-4 şarkı içeren kayıtlar |
extended-play n.
|
|
25 |
General |
genellikle gençlerin kaldığı otel |
student lodging n.
|
|
26 |
General |
hayatın belirli evrelerinde verilen (genellikle) bir yıllık mola |
gap year n.
|
|
27 |
General |
hayatın belirli evrelerinde verilen (genellikle) bir yıllık mola |
year out n.
|
|
28 |
General |
hayatın belirli evrelerinde verilen (genellikle) bir yıllık mola |
year off n.
|
|
29 |
General |
hayatın belirli evrelerinde verilen (genellikle) bir yıllık mola |
bridging year n.
|
|
30 |
General |
telefon sahibinin isteği dışında (genellikle yanlışlıkla telefon kilidinin devre dışı kaldığı durumlarda) gelişen yanlış arama |
pocket dialing n.
|
|
31 |
General |
telefon sahibinin isteği dışında (genellikle yanlışlıkla telefon kilidinin devre dışı kaldığı durumlarda) gelişen yanlış arama |
pocket-calling n.
|
|
32 |
General |
genellikle kümes hayvanlarının sırt kemikleri çıkarılarak yassıltılıp ızgara edilerek pişirilmesi |
spitchcock n.
|
|
33 |
General |
genellikle kümes hayvanlarının sırt kemikleri çıkarılarak yassıltılıp ızgara edilerek pişirilmesi |
spatchcock n.
|
|
34 |
General |
eskiden kırsal kesimde genellikle ahırda tiyatro gösterileri yapmak için çıkılan turne |
barnstormer n.
|
|
35 |
General |
birbirini seven iki kişinin evlendiklerini ilan etmek için, aile ve sevdikleriyle birlikte, dış ortamda yaptıkları, genellikle yasal olmayan, evlilik töreni |
handfasting n.
|
|
36 |
General |
çarşaf, müslüman kadınların giydiği tepeden tırnağa kadın bedenini örten genellikle siyah renkli olan tesettür için kullanılan çarşaf |
abaya n.
|
|
37 |
General |
birini yakından (genellikle ısrarla) takip etme |
dogging n.
|
|
38 |
General |
genellikle insan üstü öğeleri içeren abartılı hikaye |
tall tale n.
|
|
39 |
General |
genellikle ekmek peynir ve turşudan oluşan bir öğün |
ploughman's n.
|
|
40 |
General |
genellikle ekmek peynir ve turşudan oluşan bir öğün |
ploughman's lunch n.
|
|
41 |
General |
kestane (genellikle içi kast edildiğinde) |
marron n.
|
|
42 |
General |
özellikle hukukta veya motivasyon için genellikle tekrarlanan söz veya söz öbeği |
mantra n.
|
|
43 |
General |
genellikle siyah renkli uzun ve hafif konik bir orta çağ şapkası |
capatain n.
|
|
44 |
General |
genellikle siyah renkli uzun ve hafif konik bir orta çağ şapkası |
capotain n.
|
|
45 |
General |
genellikle siyah renkli uzun ve hafif konik bir orta çağ şapkası |
copotain n.
|
|
|
46 |
General |
1940 ve 50'lerde, amerika'daki eyaletler arası otobanlarda motorcular için açılmış, genellikle odaların hemen önünde motorlar için özel bir alanı bulunan otel |
motor court n.
|
|
47 |
General |
insanların genellikle göstermesi beklenen nezaket |
common courtesy n.
|
|
48 |
General |
bir kişinin genellikle sağlıklı ve ciddi bir hastalığı olmadan geçirdiği yaşam süresi |
healthspan n.
|
|
49 |
General |
özellikle özel günlerde birinin başka birine ilettiği genellikle kostümlü olan müzikal gösteri |
singing telegram n.
|
|
50 |
General |
genellikle kütüphane gibi yerlerde kullanılan bölmeli tek kişilik çalışma masası |
carrel n.
|
|
51 |
General |
park halindeki bir otomobilin yanında, genellikle park yerinde, bir spor etkinliğinden önce gerçekleştirilen piknik |
tailgate party n.
|
|
52 |
General |
balear adaları'na özgü, genellikle savunma amaçlı kullanılan taş kule |
talayot n.
|
|
53 |
General |
video veya ses sinyallerinin düzenlenmemiş formatta doğrudan bir ağ veya stüdyoya genellikle uydu ile iletilmesi |
backhaul n.
|
|
54 |
General |
(genellikle atlar tarafından çekilen) şekerkamışı suyunu çıkarmaya yarayan makaralar |
cane juice rollers n.
|
|
55 |
General |
genellikle kalkanın sağ üst kenarında bulunan kare ya da dikdörtgen bölüm |
canton n.
|
|
56 |
General |
genellikle çiğ besinleri tercih eden kimse |
raw foodist n.
|
|
57 |
General |
genellikle iki kulplu olan sığ ahşap kase |
caup [scottish] n.
|
|
58 |
General |
apartman (genellikle çoğul) |
chamber n.
|
|
59 |
General |
genellikle yemek pişirme ve donyağı yapımında kullanılan sığır ve koyun gibi hayvanların böbreklerinin etrafında bulunan yağlı sert dokular |
suet n.
|
|
60 |
General |
(güney afrika'da) uzak, nüfusu az ve genellikle az gelişmiş bölge |
backveld n.
|
|
61 |
General |
(güney afrika'da) uzak, nüfusu az ve genellikle az gelişmiş bölge sakini |
backvelder n.
|
|
62 |
General |
yaygın olarak bilinen ve genellikle iyi bir ünü olan marka adı |
name brand n.
|
|
63 |
General |
bir ülke içerisinde genellikle çoğunluğun mensup olduğu dini temsil eden bağımsız kilise |
national church n.
|
|
64 |
General |
genellikle gümüşten yapılan ve içine çeşitli sofra malzemelerinin konduğu tekne şeklinde masa süsü |
nef n.
|
|
65 |
General |
genellikle kaldırım ile araba yolu arasına ekilen, gölge yapan ağaçlarla desteklenen çim şeridi |
neutral ground n.
|
|
66 |
General |
yılın genellikle tatil olarak kutlanan ilk günleri |
new year n.
|
|
67 |
General |
genellikle içinde bitkilerin yetiştirildiği camdan küre |
terrarium n.
|
|
68 |
General |
bir serinin veya çiftin genellikle ilk üyesi |
this n.
|
|
69 |
General |
genellikle orta yaşlı ve üstü grubun yaptığı komik dans |
dad dancing n.
|
|
70 |
General |
eğlence parkında ziyaretçilerin içinden genellikle tekne ile geçtiği karanlık tünel |
tunnel of love n.
|
|
71 |
General |
genellikle nakit harici başka ödüller veren piyango |
art union [australia/new zealand] n.
|
|
72 |
General |
(genellikle isteksizce) kabul etme |
assenting n.
|
|
73 |
General |
(genellikle isteksizce) kabul etme |
accession n.
|
|
74 |
General |
iktidardaki hükümeti devirmeye çalışan veya düşmanca planlar kuran, genellikle milliyetçi olan gizli örgüt |
underground n.
|
|
75 |
General |
genellikle sahiplerinin yaşadığı apartman dairesi |
unit n.
|
|
76 |
General |
genellikle sahiplerinin yaşadığı apartman dairesi |
unit n.
|
|
77 |
General |
genellikle keçe ve koyun postundan yapılan yüksek siyah bir başlık |
kalpac n.
|
|
78 |
General |
(kuyumculukta) genellikle düzensiz şekilde olan ince ve düz kesilmiş elmas |
lasque n.
|
|
79 |
General |
genellikle 4 kişi ve 144 taşla oynanan çin menşeli bir oyun |
mah jong n.
|
|
80 |
General |
genellikle 4 kişi ve 144 taşla oynanan çin menşeli bir oyun |
mah-jongg n.
|
|
81 |
General |
genellikle asil doğumlu olan, kraliçe veya prensese nedimelik yapan evlenmemiş kadın |
maid of honor n.
|
|
82 |
General |
genellikle gizemli bir posta alınıp sakini olunmayan adres veya yer |
mail drop n.
|
|
83 |
General |
posta tesliminin yapıldığı, genellikle bir kapısı bulunan hazne |
mail slot n.
|
|
84 |
General |
genellikle gizemli bir posta alınıp sakini olunmayan adres veya yer |
maildrop n.
|
|
85 |
General |
genellikle iki kattan oluşan daire |
maisonnette n.
|
|
86 |
General |
genellikle beyaz renkli olup tarak kısmında zıt renkten deri bir şerit bulunan gündelik bir ayakkabı |
saddle shoe n.
|
|
87 |
General |
genellikle vergi kaybı için çiftlik işleten şehirli iş adamı |
queen street farmer [new zealand] n.
|
|
88 |
General |
ritmik, genellikle tekrarlanan bir ses |
clippity-clop n.
|
|
89 |
General |
sümüksü, macun kıvamında-yapışkan, genellikle şeffaf ve yeşil renkte satılan oyun hamuru |
flubber n.
|
|
90 |
General |
(genellikle birleşik halde kullanılır) ince partiküllerin sürtülmesi sonucu meydana gelen aşınma |
blasting n.
|
|
91 |
General |
kullanan kişinin mastürbasyon sırasında erojen bölgelerini uyaran ve biçimsel olarak genellikle hayali bir partnerin erotik uzvuna benzetilen seks oyuncağı |
masturbator n.
|
|
92 |
General |
gebelik süresince giyilen genellikle bol ve ihtiyaca göre ayarlanabilir olan giysi |
maternity n.
|
|
93 |
General |
genellikle sarı renkli olan çizgili bloknot |
legal pad n.
|
|
94 |
General |
genellikle nikah töreni ve devamındaki kutlamadan oluşan bir düğün şekli |
white wedding n.
|
|
95 |
General |
usta ve genellikle hileli yaklaşım |
management n.
|
|
96 |
General |
genellikle omuz askılı, kişisel eşyaları taşımak için tasarlanmış küçük erkek çantası |
man-bag n.
|
|
97 |
General |
genellikle ispanyol kökenli amerikalılar tarafından giyilen pançoya benzer su geçirmez bir giysi |
manga n.
|
|
98 |
General |
belgeleri katlamadan koymak için tasarlanmış, genellikle kahverengi olan büyük bir zarf |
manila envelope n.
|
|
99 |
General |
özellikle ispanyol veya latin amerikalı kadınların başlarını ve omuzlarını örtmek için kullandığı genellikle siyah kumaştan yapılan şal |
manto n.
|
|
100 |
General |
genellikle yüzme havuzunda oynanan bir tür sobeleme oyunu |
marco-polo n.
|
|
101 |
General |
postanın üzerinde yer alan ve genellikle postanenin ismini ve postalanma saatini belirten resmi işaret |
mark n.
|
|
102 |
General |
genellikle olumlu yönde olan kalıcı veya güçlü izlenim |
mark n.
|
|
103 |
General |
genellikle bir adaya terkedilmiş olup korsanlık yaparak hayatta kalmayı başaran kimse |
marooner n.
|
|
104 |
General |
suni sinek yapımında kullanılan (genellikle tavuğun boynundan alınan) tüy |
hackle n.
|
|
105 |
General |
avrupa'da kıyı savunması için inşa edilmiş, genellikle taş malzemeden yapılmış alçak ve yuvarlak kule |
martello tower n.
|
|
106 |
General |
avrupa'da kıyı savunması için inşa edilmiş, genellikle taş malzemeden yapılmış alçak ve yuvarlak kule |
martello n.
|
|
107 |
General |
genellikle bomba patlatarak kendini imha ederken başkalarına zarar verme |
martyr operation n.
|
|
108 |
General |
bir kimsenin yüzünün genellikle ölümünden sonra yapılan kalıbı |
mask n.
|
|
109 |
General |
bir hayvanın genellikle gözlerinin üzerinde yer alan, yüzün rengine zıt olan kısım |
mask n.
|
|
110 |
General |
büyük ve genellikle olumsuz etkiye sahip şey |
whammy n.
|
|
111 |
General |
genellikle kasıtlı olarak saklanıp beklenmedik durumlar için elde tutulan unsur |
wildcard n.
|
|
112 |
General |
içinden şarap içilen ve genellikle gümüşten yapılan küçük kase |
winetaster n.
|
|
113 |
General |
sarkma ve kırışma ile kendini gösterip genellikle parazitlerin köke saldırmasından kaynaklanan bitki hastalığı |
wilts n.
|
|
114 |
General |
genellikle cerrahi dikişlerde kullanılan ince ama dayanıklı ip |
gutstring n.
|
|
115 |
General |
duvarda genellikle ahşap kepenkle örtülen hava ve ışık boşluğu |
bole [scotland] n.
|
|
116 |
General |
genellikle bahar şenliği olarak ve bazı ülkelerde ise işçi bayramı olarak kutlanan mayıs ayının ilk günü |
mayday n.
|
|
117 |
General |
genellikle metalden yapılan çukur tabak |
mazarin n.
|
|
118 |
General |
eskiden servis tabağı için kullanılan ve genellikle delikli olan astar |
mazarin n.
|
|
119 |
General |
genellikle metalden yapılan çukur tabak |
mazarine n.
|
|
120 |
General |
eskiden servis tabağı için kullanılan ve genellikle delikli olan astar |
mazarine n.
|
|
121 |
General |
rus petrolünün damıtılmasından arta kalan ve genellikle akaryakıt olarak kullanılan katı kıvamlı bir sıvı |
mazut n.
|
|
122 |
General |
rus petrolünün damıtılmasından arta kalan ve genellikle akaryakıt olarak kullanılan katı kıvamlı bir sıvı |
mazout n.
|
|
123 |
General |
rus petrolünün damıtılmasından arta kalan ve genellikle akaryakıt olarak kullanılan katı kıvamlı bir sıvı |
masut n.
|
|
124 |
General |
kalıcı ve genellikle doğal çayırlardan yapılan saman |
meadow hay n.
|
|
125 |
General |
et saklamak için genellikle çiftliklerde kullanılan küçük yapı |
meat house n.
|
|
126 |
General |
özellikle toprağın içinde, toprak üstünde veya denizin dibinde yaşayıp çıplak gözle görülebilen ve genellikle 2 mm'den uzun olan hayvanlar üzerine yazılmış bilimsel eser |
megafauna n.
|
|
127 |
General |
içerisinde genellikle 16 ve daha fazla sayıda sinema salonu bulunduran çok katlı yapı |
megaplex n.
|
|
128 |
General |
genellikle uyumsuz elementlerin birbirine karışması |
melee n.
|
|
129 |
General |
ağırlığı genellikle 1/8 karatın altında olan, büyük bir taş parçasından kesilmiş küçük elmas |
melee n.
|
|
130 |
General |
genellikle uyumsuz elementlerin birbirine karışması |
mellay n.
|
|
131 |
General |
genellikle rengarenk öğelerden oluşan karışım |
mellay n.
|
|
132 |
General |
genellikle anekdotlara dayanan veya samimi bir dille yazılmış, odağına yazarın şahsen tanıdığı kişileri ve tanık olduğu olay veya dönemleri alan otobiyografik yazı |
memoir n.
|
|
133 |
General |
genellikle jartiyerli olan askısız korse veya büstiyer |
merry widow n.
|
|
134 |
General |
periyodik olarak su ile kaplanan, üzerinde genellikle ot, sukamışı gibi tekçenekli bitkilerin yetiştiği ağaçsız arazi |
mesh n.
|
|
135 |
General |
genellikle amerikan yerlilerince kullanılan bir yük veya ağırlık taşıma kayışı |
metump n.
|
|
136 |
General |
bir organizmayı veya organizmanın bir parçasını çevreleyen ve genellikle büyük ölçekli ortama göre ayırt edilebilen alan |
microenvironment n.
|
|
137 |
General |
kısıtlı okuyucu kitlesine, genellikle abonelik sistemi ile özel bilgi akışı sağlayan online yayıncılık |
micropublishing n.
|
|
138 |
General |
abd'nin doğusunda yer alan, new york, pennsylvania ve new jersey ile genellikle delaware ve maryland'i içeren bölge |
mid-atlantic states n.
|
|
139 |
General |
abd'nin doğusunda yer alan, new york, pennsylvania ve new jersey ile genellikle delaware ve maryland'i içeren bölge |
middle atlantic states n.
|
|
140 |
General |
mukavvanın orta veya iç katmanını veya katmanlarını oluşturan ve genellikle düşük kaliteli olan malzeme |
middle n.
|
|
141 |
General |
abd'nin doğusunda new york, pensilvanya ve genellikle delaware ve maryland'i kapsayan bir bölge |
middle states n.
|
|
142 |
General |
abd'nin doğusunda new york, pensilvanya ve genellikle delaware ve maryland'i kapsayan bir bölge |
middle atlantic states n.
|
|
143 |
General |
abd'nin doğusunda new york, pensilvanya ve genellikle delaware ve maryland'i kapsayan bir bölge |
midatlantic states n.
|
|
144 |
General |
genellikle batı'da uygulanan, nefes egzersizleri ve belirli duruşların vurgulandığı bir yoga |
hatha yoga n.
|
|
145 |
General |
genellikle deniz kabuğu, mercan veya turkuazdan yapılıp mücevher yapımında kullanılan küçük ve parlak boncuk |
heishi n.
|
|
146 |
General |
genellikle geriye katlanıp eşyalara sabitlenen kenar |
hem n.
|
|
147 |
General |
genellikle yük vagonlarında bulunan bir demiryolu sembolü veya monogramı |
herald n.
|
|
148 |
General |
genellikle ticari amaçlar için üretilmeyen, geleneksel ırktan olan evcilleştirilmiş hayvan veya ekin |
heritage n.
|
|
149 |
General |
avcı türlerin tadını sevmedikleri veya kendileri için zehirli olan bir hayvanla karıştırması sonucu avlanmaktan kurtulan, genellikle yenilebilir ve zararsız hayvan |
mimic n.
|
|
150 |
General |
(genellikle keşif amacıyla açılan) sondaj deliği |
bore-hole n.
|
|
151 |
General |
(genellikle köpekler için kullanılır) çift |
brace n.
|
|
152 |
General |
kap kaçak olarak kullanılan genellikle metalden mutfak eşyaları |
holloware n.
|
|
153 |
General |
kap kaçak olarak kullanılan genellikle metalden mutfak eşyaları |
hollowware n.
|
|
154 |
General |
ilişkinin genellikle sakin geçen başlangıç dönemi |
honeymoon n.
|
|
155 |
General |
sözcüklerin veya eylemlerin genellikle kasıtlı olarak yanlış diziliminden kaynaklanan bir tür yanlış yorumlama |
misconstrual n.
|
|
156 |
General |
kadınların abiye kıyafetlerle giydiği, parmakları açıkta bırakan ve genellikle dirsek ve üstüne kadar uzanan eldiven |
mit n.
|
|
157 |
General |
genellikle tel ve sac levhadan şekillerden olup hareketli parçalara sahip hassas dengede duran yapı |
mobile n.
|
|
158 |
General |
16. ve 17. yüzyıllarda genellikle yün ve suni kadifeden yapılan kumaş |
mockado n.
|
|
159 |
General |
doğum yapan kadına destek olan yardımcı (genellikle baba) |
monitrice n.
|
|
160 |
General |
genellikle gümüşten yapılan, ağzı çentikli geniş punç kasesi |
monteth n.
|
|
161 |
General |
çeşitlendirilerek tekrar edilen ve genellikle belirli bir fikre atıfta bulunan tabir veya müzikteki nota ve sus biçimleri |
motto n.
|
|
162 |
General |
zemini ve fermuarlı girişi bulunan, genellikle takoz biçiminde olan hafif bir tür çadır |
mountain tent n.
|
|
163 |
General |
genellikle çok fazla ekipman taşırken yapılan hızlı ve enerjik yürüyüş |
yomp n.
|
|
164 |
General |
genellikle üçgen şeklinde dekoratif bir yapı elemanı |
gable n.
|
|
165 |
General |
genellikle üçgen şeklinde küçük toprak parçası |
gair [scotland] n.
|
|
166 |
General |
içinde mağazaların olduğu genellikle cam tavanlı geçit veya kapalı alan |
galleria n.
|
|
167 |
General |
yüksek kenarlı ve genellikle gümüşten yapılan bir içecek servisi tepsisi |
gallery tray n.
|
|
168 |
General |
(genellikle gümüş ve sapları olan) büyük dekoratif şarap kupası |
loving cup n.
|
|
169 |
General |
(genellikle köpek) şişman |
lumber n.
|
|
170 |
General |
genellikle tuz için kullanılan bir kuru hacim ölçüsü |
moy n.
|
|
171 |
General |
genellikle ördek derisinden yapılan yumuşak deri tabanlı ve birkaç çift çorap üzerine giyilen mukluk benzeri bir bot |
muckluck n.
|
|
172 |
General |
genellikle ördek derisinden yapılan yumuşak deri tabanlı ve birkaç çift çorap üzerine giyilen mukluk benzeri bir bot |
mucluc n.
|
|
173 |
General |
küçük ve genellikle elektrikli lokomotif |
mule n.
|
|
174 |
General |
genellikle eski akdeniz toplumlarında tören ve ayinlerle nitelen bir külte katılacak adayları hazırlayan kimse |
mystagogue n.
|
|
175 |
General |
genellikle eski akdeniz toplumlarında yaygın olan, tören ve ayinlerle nitelen bir kült |
mystery n.
|
|
176 |
General |
genellikle isa'nın yaşamı, ölümü ve dirilişi temalarını ve kutsal kitapta geçen olayları işleyen orta çağ piyeslerine verilen ad |
mystery n.
|
|
177 |
General |
genellikle isa'nın yaşamı, ölümü ve dirilişi temalarını ve kutsal kitapta geçen olayları işleyen orta çağ'a ait bir piyes türü |
mystery n.
|
|
178 |
General |
kökeni bilinmese de bazı tarihi olaylarla ilişkilendirilebilen ve genellikle dini ritüel ve inançlara ışık tutan hikaye |
mythoi n.
|
|
179 |
General |
bir topluluğun değer yapıları ile geçmiş tecrübeleri arasında yer alan ve genellikle sanat aracılığıyla ifade bulan ilişki |
mythus n.
|
|
180 |
General |
(genellikle gemi güvertesinde oynanan) halka oyununa benzer bir oyun |
bull n.
|
|
181 |
General |
(genellikle gemi güvertesinde oynanan) halka oyununa benzer bir oyun |
bull board n.
|
|
182 |
General |
genellikle buryat özerk cumhuriyeti'nde yaşayan bir moğol halkı üyesi |
buryat n.
|
|
183 |
General |
genellikle tarım işçilerinin giydiği siyah yünlü atlet |
bush singlet [new zealand] n.
|
|
184 |
General |
küçük ve genellikle üçgen şeklinde arazi parçası |
gare n.
|
|
185 |
General |
hanedan armalarında genellikle üstünde slogan yazılı olan dalgalı şerit |
garter n.
|
|
186 |
General |
yaldızlı çerçevesi olan ve genellikle yaldızlı kürelerle süslenmiş daire şeklindeki ayna |
girandole n.
|
|
187 |
General |
(genellikle e-posta ile gönderilen) uydurmasyon başarı hikayeleri |
glurge n.
|
|
188 |
General |
genellikle kabartma üzerinde kazılmış veya oyulmuş sembolik şekil |
glyph n.
|
|
189 |
General |
(genellikle mücevherlerde kullanılan) iki elin taçlı bir kalbi tuttuğu irlanda asıllı tasarım |
claddagh n.
|
|
190 |
General |
düşmanca ve genellikle hile barındıran gizli kapaklı proje veya tertip |
design n.
|
|
191 |
General |
devletin diplomasi veya askeri yetkilisi tarafından genellikle şifreli olarak gönderilen önemli mesaj |
dispatch [us] n.
|
|
192 |
General |
devletin diplomasi veya askeri yetkilisi tarafından genellikle şifreli olarak gönderilen önemli mesaj |
despatch [uk] n.
|
|
193 |
General |
tomrukçu kampında yemek pişirme ve uyuma alanları arasında yer alan ve genellikle depo olarak kullanılan üstü kapalı koridor |
dingle n.
|
|
194 |
General |
(genellikle abd'de) geçit töreni mareşali |
grand marshal [us] n.
|
|
195 |
General |
genellikle motosikletçi çetesine mensup olan uzun saçlı genç |
greaser n.
|
|
196 |
General |
geceleri parlak bir şekilde aydınlatılan ve genellikle tiyatrolara ayrılmış cadde |
great white way n.
|
|
197 |
General |
genellikle denizcilerin giydiği dokuma gömlek |
guernsey n.
|
|
198 |
General |
beyaz, kızılderili ve siyahi kökenleri bulunan ve genellikle batı virjinya ve maryland'de yaşayan topluluğa mensup kimse |
guinea n.
|
|
199 |
General |
genellikle bataklıktan akan küçük çay |
guzzle [dialect] n.
|
|
200 |
General |
patronunun çıkarları için çalışan ve genellikle kanunsuz yöntemleri kullanan kimse |
hired gun n.
|
|
201 |
General |
omuzdan sarkan ve genellikle parlak renkli olan bol bir hawaii giysisi |
mumu n.
|
|
202 |
General |
değerli eşyanın yerine genellikle kapalı zarfta değersiz bir şey konularak yapılan dolandırıcılık |
murphy game n.
|
|
203 |
General |
ofsetleri ölçmede kullanılan genellikle on çubuk uzunluğundaki bir ölçü çubuğu |
offset staff n.
|
|
204 |
General |
genellikle insan şeklinde olan bir japon süsü |
okimono n.
|
|
205 |
General |
genellikle farklı türde kayanın içine gömülü küçük ve yuvarlak kaya kütlesi |
rognon n.
|
|
206 |
General |
sesli ve genellikle ritmik konuşma akışı |
roll n.
|
|
207 |
General |
genellikle eğitimsiz insanların yaptığı yazı veya konuşma hatası |
illiteracy n.
|
|
208 |
General |
(pul koleksiyonculuğunda) birkaç ülkede aynı anda genellikle hatıra amaçlı basılan pul |
omnibus n.
|
|
209 |
General |
genellikle askeri tesiste bulunan ve askeri personel ile aile efradına hizmet veren market |
commissary n.
|
|
210 |
General |
genellikle iş sebebiyle partnerlerin birbirlerine uzak yaşadığı evlilik |
commuter marriage n.
|
|
211 |
General |
(hindistan'da) genellikle dini amaçla inşa edilen konukevi |
dharmsala n.
|
|
212 |
General |
(hindistan'da) genellikle dini amaçla inşa edilen konukevi |
dharmshala n.
|
|
213 |
General |
(genellikle iskoçya'daki küçük ada isimlerinde kullanılır) ada |
inch [dialect] n.
|
|
214 |
General |
(genellikle dikdörtgen şeklinde) kalıplanmış blok |
loaf n.
|
|
215 |
General |
(abd'de) genellikle taşlarla kaplı, üstü kapalı depolama çukuru |
cist n.
|
|
216 |
General |
genellikle gençlerin gece kulüplerinde kontrollü olarak aldıkları uyuşturucu |
club drug n.
|
|
217 |
General |
genellikle silindir şeklindeki süt şekeri kristali dizisi |
cob n.
|
|
218 |
General |
genellikle aynı ailenin üyelerinin sahip olduğu ayrı ev topluluğu |
compound n.
|
|
219 |
General |
dürtüsel ve genellikle mantıksız düşünce biçimi |
conceit n.
|
|
220 |
General |
genellikle oval şeklinde olup gümüşten yapılan ve abd'nin güneybatısında kıyafetlerde kullanılan metal bir süs |
concho [us] n.
|
|
221 |
General |
genellikle kürk veya sahte kürkten yapılan dikdörtgen formda, siperliksiz ve katlanabilir şapka |
cossack hat n.
|
|
222 |
General |
genellikle içinde küçük bir hediye veya şeker olan bir noel oyuncağı |
cracker bonbon n.
|
|
223 |
General |
genellikle içinde küçük bir hediye veya şeker olan bir noel oyuncağı |
snapper n.
|
|
224 |
General |
genellikle sırlı metalden yapılmış bir tür küçük işaret bayrağı |
drop n.
|
|
225 |
General |
genellikle tepede yer alan korunaklı maori köyü |
pa n.
|
|
226 |
General |
genellikle tepede yer alan korunaklı maori köyü |
pah n.
|
|
227 |
General |
(genellikle özel fiyata sunulan) hizmet ve ihtiyaç kombinasyonu |
package n.
|
|
228 |
General |
(genellikle hobi olarak) güvercin yetiştiren kimse |
pigeon fancier n.
|
|
229 |
General |
düz ve genellikle dairesel şişe |
pilgrim bottle n.
|
|
230 |
General |
düz ve genellikle dairesel şişe |
pilgrim's bottle n.
|
|
231 |
General |
(genellikle bira için kullanılan) uzun ve ince ayaklı bir bardak |
pilsner n.
|
|
232 |
General |
(genellikle bira için kullanılan) uzun ve ince ayaklı bir bardak |
pilsener n.
|
|
233 |
General |
(genellikle toz alma veya pencere yıkamada kullanılan) uzun saplı fırça |
pope's head n.
|
|
234 |
General |
genellikle indirimli fiyatla profesyonel hizmet sunan merkez |
clinic n.
|
|
235 |
General |
genellikle siyah, gri veya kahverengi olup kil ve grafitten üretilen pastel boya |
conte n.
|
|
236 |
General |
fark edilebilir ve genellikle kompleks bir yapıdaki bir şeyin kendine özgü özellikleri |
contour n.
|
|
237 |
General |
fark edilebilir ve genellikle kompleks bir yapıdaki bir şeyin kendine özgü düzeni |
contour n.
|
|
238 |
General |
(genellikle uygun sembol ve kıyafetler kullanılarak) resmi yetki verme |
investiture n.
|
|
239 |
General |
genellikle özne ile yüklem arasına yan tümcelerin girdiği bir dilbilgisi yapısı |
involution n.
|
|
240 |
General |
(genellikle avustralya'da) işletmenin çalışması için gereken ekipman ve personel |
plant n.
|
|
241 |
General |
tropikal bölgelerde genellikle vasıfsız işçilere ekim dikim yaptırılan arazi |
plantation n.
|
|
242 |
General |
genellikle beyaz kurşunun tav edilmesi ile elde edilen kırmızı bir pigment |
sandix n.
|
|
243 |
General |
genellikle beyaz kurşunun tav edilmesi ile elde edilen kırmızı bir pigment |
sandyx n.
|
|
244 |
General |
(genellikle geceleri açık olan) küçük lokanta |
coffeepot n.
|
|
245 |
General |
genellikle başın ön kısmına takılan oval şekilli, düz ve küçük bir kadın şapkası |
disc [uk] n.
|
|
246 |
General |
genellikle başın ön kısmına takılan oval şekilli, düz ve küçük bir kadın şapkası |
disk [us] n.
|
|
247 |
General |
genellikle kiralık olan tek atlı araba |
fly [uk] n.
|
|
248 |
General |
genellikle kiralık olan tek atlı arabayı süren kimse |
flyman [uk] n.
|
|
249 |
General |
genellikle yanlış veya batıl inanca dayalı olup geleneksel olarak sonraki nesillere aktarılan inanış veya hikaye |
folk tale n.
|
|
250 |
General |
daha önemli bir gazete makalesi ile ilişkili olup genellikle ona ek olarak basılan gazete makalesi |
follow n.
|
|
251 |
General |
manikürde kullanılan sivri ve yuvarlak uçlu genellikle portakal ağacından yapılan kaleme benzeyen ince bir çubuk |
orange stick n.
|
|
252 |
General |
genellikle halka açık olan ve içerisinde çocuk bahçesi gibi çeşitli imkanlar bulunan küçük park |
parkette [canada] n.
|
|
253 |
General |
(genellikle medeni hukukta) kar, kira, mahsul toplanması |
perception n.
|
|
254 |
General |
bazı antozoanların vücudunun genellikle geri çekilen alt kısmı |
physa n.
|
|
255 |
General |
genellikle bir köşke bağlı olan keyifli dinlenme odası |
plesance n.
|
|
256 |
General |
genellikle hayal gücünden yoksun olan, istikrarlı ve çalışkan işçi |
plugger n.
|
|
257 |
General |
genellikle mavi renk kumaştan yapılan bir antik dönem elbise çeşidi |
plunket n.
|
|
258 |
General |
genellikle içyağı içeren ve dışı kabuk tutan baharatsız bir yemek |
pudding n.
|
|
259 |
General |
tutkulu, şiddetli ve genellikle öfke içeren bir duygunun sergilenmesi |
scene n.
|
|
260 |
General |
vücudun yalnızca bir bölümünü örten ve genellikle takım olmayan parçalarla kombinlenen kadın giysisi |
separates n.
|
|
261 |
General |
hindistan'da parti veya törenlerde kullanılan ve genellikle çizgili patiskadan yapılan çadır veya tente |
shamiana n.
|
|
262 |
General |
hindistan'da parti veya törenlerde kullanılan ve genellikle çizgili patiskadan yapılan çadır veya tente |
shamianah n.
|
|
263 |
General |
hindistan'da parti veya törenlerde kullanılan ve genellikle çizgili patiskadan yapılan çadır veya tente |
shamiyanah n.
|
|
264 |
General |
genellikle siyah, yuvarlak ve parlak olan ayakkabı düğmesi |
shoe buttons n.
|
|
265 |
General |
genellikle lübnan, suriye, ırak, israil, ürdün, suudi arabistan ve arap yarımadası'nın diğer ülkeleri de dahil olmak üzere güneybatı asya ülkelerini kapsadığı düşünülen coğrafi bölge |
near east n.
|
|
266 |
General |
düşen kırıntıların toplanması için masanın altına serilen genellikle damasko kumaş |
crumbcloth n.
|
|
267 |
General |
anormal, uzun süren ve genellikle ağrılı ereksiyon |
priapism n.
|
|
268 |
General |
genellikle bel kısmında pli bulunan ve hafif bol kesimli olan gündelik pantolon |
slack n.
|
|
269 |
General |
kısa rolleri bulunan birden çok katılımcının yer aldığı, genellikle rekabetçi olan gösteri |
slam n.
|
|
270 |
General |
şiddetli yağmurların geniş bir yarığı aşındırması ile oluşan ve genellikle su bulundurmayan derin hendek |
sluit [africa] n.
|
|
271 |
General |
kayıp veya hayal kırıklığı ile başa çıkmak için alınan ve genellikle kişinin bir durumu inkar etmesine yol açan mecazi bir afyon |
copium n.
|
|
272 |
General |
genellikle cam veya gümüşten yapılan büyük kadeh |
pokal n.
|
|
273 |
General |
genellikle akrobasi gösterilerinde kullanılan kemersiz küçük kar kayağı |
snowskate n.
|
|
274 |
General |
dinamik hoparlörün ses bobinini mıknatısa göre düzgün bir şekilde konumlandıran ve genellikle esnek bir fiber halkadan oluşan parçası |
spider n.
|
|
275 |
General |
genellikle yalnızca yeşil ve kırmızı renklerinden oluşan ufak gökkuşağı |
supernumerary rainbow n.
|
|
276 |
General |
genellikle insan şekli verilerek imal edilen kutu oyunu piyonu |
meeple n.
|
|
277 |
General |
parafinli kumaş ile sarmak (genellikle cesedi) |
cere v.
|
|
278 |
General |
bir yerde (genellikle istemeyerek) çukurluk oluşturmak |
divot v.
|
|
279 |
General |
(genellikle ekonomik kriz zamanlarında) ücretsiz izin vermek |
furlough v.
|
|
280 |
General |
organizmalarda bulunan farklı ve genellikle daha az özelleşmiş maddelerden üretmek |
manufacture v.
|
|
281 |
General |
(genellikle etik olmayan şekilde) yükseltmek |
hype v.
|
|
282 |
General |
(kitabı) dikip düzenledikten sonra genellikle sırt kısmını kaplayarak güçlendirmek |
line v.
|
|
283 |
General |
(genellikle dalavere ile) bir konudan kaçmak |
deke [canada] v.
|
|
284 |
General |
müşteri adayına ürünün üstün özelliklerini genellikle tatbik ederek göstermek |
demonstrate v.
|
|
285 |
General |
(genellikle fidye için) köpek kaçırmak |
dognap v.
|
|
286 |
General |
(genellikle zevksiz ve cafcaflı bir şekilde) süslemek |
pimp v.
|
|
287 |
General |
(genellikle çift nesneyle kullanılır) resmi olarak kabul etmek |
crown v.
|
|
288 |
General |
(genellikle yasama işlemlerinde) unvan veya isim vermek |
intitule [uk] v.
|
|
289 |
General |
(genellikle kristal küre veya su üzerinden) geleceği görmek |
skry v.
|
|
290 |
General |
genellikle akrobasi gösterilerinde kullanılan kemersiz küçük kar kayağı |
snowskate v.
|
|
291 |
General |
genellikle sessizlik yoluyla esrarengiz olmak |
sphinx v.
|
|
292 |
General |
evlenmeyen ve cinsel ilişkide bulunmayan (kimse) (genellikle dini nedenlerden dolayı) |
celibate adj.
|
|
293 |
General |
dolaylı ve genellikle yolu epey uzatan sefer |
circuitous adj.
|
|
294 |
General |
genellikle kullanılan |
in current use adj.
|
|
295 |
General |
genellikle kabul edilen |
generally accepted adj.
|
|
296 |
General |
genellikle yeterli |
common enough adj.
|
|
297 |
General |
genellikle yalnızca programcılar veya yöneticiler tarafından erişilebilen bir yazılım sistemi ile ilgili |
back-end adj.
|
|
298 |
General |
(genellikle askeri) kamp ile ilgili |
castral adj.
|
|
299 |
General |
abd'nin genellikle siyasi olarak muhafazakar olan gruplardan oluşan orta sınıfı |
middle american adj.
|
|
300 |
General |
abd'nin genellikle delaware, maryland, virginia, new york, pennsylvania ve new jersey'den oluşan bölgesine ait |
middle atlantic adj.
|
|
301 |
General |
(genellikle born days ifadesinde kullanılır) doğduğundan beri mevcut olan |
born [dialect] adj.
|
|
302 |
General |
genellikle kadınlar için kullanılan bir tür bisiklet kasasına ait veya ilgili |
mixte adj.
|
|
303 |
General |
genellikle kabul edilebilir fikirleri olan |
right-thinking adj.
|
|
304 |
General |
ismi genellikle birkaç yunan harfinden oluşturulan bir kardeşlik birliğine ait veya ilgili |
greek-letter adj.
|
|
305 |
General |
farklı ve genellikle parlak renklerde boyanmış bölümleri bulunan |
multi-color adj.
|
|
306 |
General |
farklı ve genellikle parlak renklerde boyanmış bölümleri bulunan |
multi-colour adj.
|
|
307 |
General |
genellikle hakim olan |
ruling adj.
|
|
308 |
General |
(genellikle başka bir kelimeyle birlikte kullanılır, dört ayaklı memeliler) belirli bir şekilde çiftleşen |
coupled adj.
|
|
309 |
General |
(buz hokeyinde) sert ve genellikle uzun mesafeli atış |
slap-bang adj.
|
|
310 |
General |
genellikle bütün ayrıntılarıyla |
at large adv.
|
|
311 |
General |
genellikle emir belirten cümlelerde kullanılan boşluk doldurucu sözcük |
once [dialect] adv.
|
|
312 |
General |
(genellikle tasma ile) eşlik eden |
in hand adv.
|
|
313 |
General |
tamam! genellikle kızınca söylenir |
that settles it! interj.
|
|
314 |
General |
genellikle görevi kötüye kullanma içeren siyasi skandal anlamı katan son ek |
-gate suf.
|
|
315 |
General |
(genellikle resmi unvanlarda kullanılır) resmi görevde |
in ordinary expr.
|
|
Phrasals |
|
316 |
Phrasals |
(genellikle hoş olmayan) bir şeyin bitmesini beklemek |
wait out v.
|
|
317 |
Phrasals |
(genellikle bir hayvanı) bir şeyin tepesine/üstüne kovalamak |
chase up v.
|
|
318 |
Phrasals |
(genellikle el ve ayakları kullanarak) acemice tırmanmak |
clamber (over) v.
|
|
Phrases |
|
319 |
Phrases |
(genellikle kadınlara erkekler için söylenir) hepsi bir/o şeyin peşinde |
they're only after one thing expr.
|
|
320 |
Phrases |
genellikle herkes |
people at large expr.
|
|
321 |
Phrases |
terim olarak 'bellek' genellikle bir bilgisayarın dahili bellek alanlarına isim vermek için kullanılır |
the term 'memory' is usually used to refer to the internal storage locations of a computer expr.
|
|
322 |
Phrases |
genellikle emniyetli kabul edilen |
gras (generally recognized as safe) abrev.
|
|
323 |
Phrases |
genellikle emniyetli kabul edilen |
gras (generally regarded as safe) abrev.
|
|
Colloquial |
|
324 |
Colloquial |
uzun ve genellikle eğlenceli konuşma ve tartışma |
talkfest n.
|
|
325 |
Colloquial |
genellikle internet kullanıcıları tarafından kullanılan jargon, kısaltmalar ve ifadeler |
netspeak n.
|
|
326 |
Colloquial |
(genellikle işlerinin bir parçası olarak) çok yürüyen insan |
blisterfoot n.
|
|
327 |
Colloquial |
(genellikle erkek için) hödük |
bohunk n.
|
|
328 |
Colloquial |
(genellikle erkek için) öküz |
bohunk n.
|
|
329 |
Colloquial |
(genellikle erkek için) ayı |
bohunk n.
|
|
330 |
Colloquial |
(genellikle erkek için) kaba saba |
bohunk n.
|
|
331 |
Colloquial |
genellikle itfaiye araçlarında kullanılan parlak kırmızı renk |
fire engine red n.
|
|
332 |
Colloquial |
(genellikle ciltte kızarıklık olarak kendini gösteren) bilinmeyen ya da teşhis konamayan hastalık |
creeping crud n.
|
|
333 |
Colloquial |
genellikle siyahi amerikalılar arasında şaka olarak birbirlerinin aile üyelerine hakaret ederek yapılan sözlü düello |
the dirty dozens n.
|
|
334 |
Colloquial |
genellikle 37 metrekare ve altındaki evler |
tiny house n.
|
|
335 |
Colloquial |
genellikle belçika ve hollanda'da dış mekanda yapılan şenlik ve panayır |
kirmess n.
|
|
336 |
Colloquial |
(genellikle gazeteciler veya haber editörleri tarafından kullanılır) paragraf |
graf n.
|
|
337 |
Colloquial |
genellikle ritüel içeren ve ayrıntılı tuzaklar eşliğinde yapılan karmaşık tören |
mumbo jumbo n.
|
|
338 |
Colloquial |
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza |
op-shop [australia/new zealand] n.
|
|
339 |
Colloquial |
enstrüman/çalgı çalmak (genellikle üflemeli) |
blow v.
|
|
340 |
Colloquial |
genellikle siyahi amerikalılar arasında şaka olarak birbirlerinin aile üyelerine hakaret ederek söz düellosu yapmak |
play the dozens v.
|
|
341 |
Colloquial |
genellikle böyle bir şey yapan biri olmamak |
be not in the business of (doing something) v.
|
|
342 |
Colloquial |
genellikle böyle bir şey yapan biri olmamak |
not be in the business of doing something v.
|
|
343 |
Colloquial |
İngilizce later, gater (see you later, alligator) ifadesinin genellikle dijital ortamda mesaj yazarken kullanılan kısaltması |
l8r g8r (later, gater) expr.
|
|
344 |
Colloquial |
eğer kulağa gerçek olamayacak kadar iyi geliyorsa, genellikle gerçek değildir |
if it sounds too good to be true, it usually is expr.
|
|
345 |
Colloquial |
eğer kulağa gerçek olamayacak kadar iyi geliyorsa, genellikle o işte bir bit yeniği/yanlışlık vardır |
if it sounds too good to be true, it usually is expr.
|
|
346 |
Colloquial |
bayağı kötüsün (genellikle şarkı söylemesini/rol yapmasını beceremeyenler için söylenir) |
don't quit the day job expr.
|
|
347 |
Colloquial |
genellikle noel babayla özdeşleşen bir gülme şekli |
ho, ho, ho expr.
|
|
348 |
Colloquial |
belirli bir repertuardan genellikle dönüşümlü olarak eserler sergileyen yerleşik tiyatro topluluğu |
rep (repertory company) abrev.
|
|
Idioms |
|
349 |
Idioms |
genellikle ulaşılmasını zor kılmak için bir durum içerisinde adil olmayan bir şekilde kuralların değiştirilmesi |
moving the goalposts n.
|
|
350 |
Idioms |
genellikle ulaşılmasını zor kılmak için bir durum içerisinde adil olmayan bir şekilde kuralların değiştirilmesi |
shifting the goalposts n.
|
|
351 |
Idioms |
iri yarı, genellikle tüylü ve sakallı erkek |
a bear of a man n.
|
|
352 |
Idioms |
şehir/kent (genellikle kırsal kesimde yaşayan insanların kent için kullandıkları bir ifade) |
big smoke n.
|
|
353 |
Idioms |
genellikle girip çıkan arabaların plakalarını tespit etmek için şehri çevreleyen güvenlik kamerası sistemi |
ring of steel n.
|
|
354 |
Idioms |
insan yaşamını ileri götüreceği düşünülen fakat genellikle yeni problemlere yol açan değişen/yeni dünya/toplum düzeni |
a brave new world n.
|
|
355 |
Idioms |
kızlara özel ve genellikle erkeklerin anlam veremediği durum |
a girl thing n.
|
|
356 |
Idioms |
belli politik sorunlarını oldukça içselleştiren genellikle liberal/solcu kimse |
bleeding heart n.
|
|
357 |
Idioms |
genellikle 3 temmuzla 11 ağustos arasında yaşanan yazın en sıcak akşamüstü |
dog day afternoon n.
|
|
358 |
Idioms |
bedelini ödemek (genellikle sorumlu olmadığı bir şeyin) |
pick up the bill v.
|
|
359 |
Idioms |
çok sinirlenmek (genellikle kadın) |
get (one's) claws out v.
|
|
360 |
Idioms |
tırnaklarını çıkarmak (genellikle kadın) |
get (one's) claws out v.
|
|
361 |
Idioms |
meydan okumaya hazırlanmak (genellikle kadın) |
get (one's) claws out v.
|
|
362 |
Idioms |
genellikle başparmağı üst dişlerin arkasından dışarıya doğru hızla itme hareketiyle yapılan arkaik bir hakaret |
bite (one's) thumb at v.
|
|
363 |
Idioms |
genellikle belli bir şekilde olmak/yapılmak |
have a way of doing something v.
|
|
364 |
Idioms |
genellikle sözlü olarak ideolojik tartışmaya girmek |
go to the mat v.
|
|
365 |
Idioms |
genellikle (bir şey yapan) biri olmamak |
be not in the business of (doing something) v.
|
|
366 |
Idioms |
genellikle (bir şey yapma) işine girmemek |
be not in the business of (doing something) v.
|
|
367 |
Idioms |
diyeceklerim budur/bundan ibaret (genellikle kendi hakkında yanlış bilgiler verirken söylenir) |
that's my story and I'm sticking to it expr.
|
|
368 |
Idioms |
(genellikle alaycı bir ifadeyle) devletin yapacağı/yaptığı iş kadar iyi |
good enough for government work expr.
|
|
369 |
Idioms |
(genellikle alaycı bir ifadeyle) devletin yapacağı/yaptığı iş kadar iyi |
close enough for government work expr.
|
|
370 |
Idioms |
yer yerinden oynadı (genellikle cinsel ilişki ile ilgili) |
the earth moved expr.
|
|
371 |
Idioms |
kimseyi takmam, saçımı uzatırım (genellikle uzun saçlı erkeklerin kullandığı bir ifade) |
long hair, don't care expr.
|
|
372 |
Idioms |
saçımı uzatır, kafaya takmam (genellikle uzun saçlı erkeklerin kullandığı bir ifade) |
long hair, don't care expr.
|
|
373 |
Idioms |
kim ne derse desin, saçımı uzatırım (genellikle uzun saçlı erkeklerin kullandığı bir ifade) |
long hair, don't care expr.
|
|
374 |
Idioms |
saçım uzun, kafam rahat (genellikle uzun saçlı erkeklerin kullandığı bir ifade) |
long hair, don't care expr.
|
|
Speaking |
|
375 |
Speaking |
(genellikle okul çağındaki çocuklar kullanır) tanrı |
div [uk] n.
|
|
376 |
Speaking |
akşamları genellikle ne izlersin? |
what do you generally watch in the evenings? expr.
|
|
377 |
Speaking |
akşamları genellikle seyredersin? |
what do you generally watch in the evenings? expr.
|
|
378 |
Speaking |
bayağı kötüsün (genellikle şarkı söylemesini/rol yapmasını beceremeyenler için söylenir) |
don't give up the day job expr.
|
|
379 |
Speaking |
ben genellikle erken kalkarım |
I usually get up early expr.
|
|
380 |
Speaking |
genellikle söylendiğine göre |
it is generally reported that expr.
|
|
381 |
Speaking |
genellikle söylenildiğine göre |
it is currently reported that expr.
|
|
382 |
Speaking |
öğleden sonra genellikle ne yaparsın? |
what do you usually do in the afternoon? expr.
|
|
383 |
Speaking |
öğle yemeğinde genellikle tavuk ve patates yerim |
I usually eat chicken and potatoes for lunch expr.
|
|
384 |
Speaking |
öğle yemeğinde genellikle tavuk ve patates yerim |
I usually have chicken and potatoes for lunch expr.
|
|
385 |
Speaking |
akşam yemeğinde genellikle tavuk ve patates yerim |
I usually eat chicken and potatoes for dinner expr.
|
|
386 |
Speaking |
akşam yemeğinde genellikle tavuk ve patates yerim |
I usually have chicken and potatoes for dinner expr.
|
|
Trade/Economic |
|
387 |
Trade/Economic |
abd'de çoğunlukla ticari bankalardan oluşan ve bankaların diğer bankalardan genellikle gecelik ödünç alma amacıyla kullandıkları özel bir piyasa |
federal funds market n.
|
|
388 |
Trade/Economic |
bir anlaşma üzerinden genellikle el altından alınan komisyon veya pay |
rake-off n.
|
|
389 |
Trade/Economic |
genellikle liman veya havaalanlarında o ülkenin vergi ve resimlerinden muaf malların perakende satıldığı nokta |
duty-free units n.
|
|
390 |
Trade/Economic |
genellikle kar ve zarar tablosuna son satır olarak kaydedilen ve firmanın kar veya zararını gösteren rakam |
bottom line n.
|
|
391 |
Trade/Economic |
genellikle liman veya havaalanlarında o ülkenin vergi ve resimlerinden muaf malların perakende satıldığı nokta |
duty-free shop n.
|
|
392 |
Trade/Economic |
genellikle firmaların üretim tesisi ve donatım yatırımı ile mal stokları ve ev halkının yeni ev inşaatlarının toplamlarına verilen isim |
aggregate investment n.
|
|
393 |
Trade/Economic |
genellikle işletme içini ilgilendiren olaylar |
conditions n.
|
|
394 |
Trade/Economic |
sermaye işlemlerinde genellikle bir yıldan daha uzun bir süre |
long term n.
|
|
395 |
Trade/Economic |
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza |
hospice shop n.
|
|
396 |
Trade/Economic |
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza |
second-hand store n.
|
|
397 |
Trade/Economic |
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza |
thrift shop n.
|
|
398 |
Trade/Economic |
yabancı hükümetlerin veya resmi mali kurumların abd'de dolarla ödeme yapmak amacıyla federal rezerv bankası'nda tuttukları,genellikle çek hesabı şeklindeki fonlar |
foreign official deposits n.
|
|
399 |
Trade/Economic |
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza |
thrift store n.
|
|
400 |
Trade/Economic |
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza |
op shop n.
|
|
401 |
Trade/Economic |
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza |
resale shop n.
|
|
402 |
Trade/Economic |
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza |
charity shop n.
|
|
403 |
Trade/Economic |
genellikle tek sahibi olan ve yasal olarak tescillenmemiş işletme |
unincorporated business n.
|
|
404 |
Trade/Economic |
genellikle banka veya başka bir kurumdan destekle bir işletmeyi yöneticilerinin satın alması |
management buyout n.
|
|
405 |
Trade/Economic |
genellikle yatırım için satın alınan kanada'ya ait, altın veya gümüş şeklinde basılan bir sikke |
maple leaf n.
|
|
406 |
Trade/Economic |
genellikle yatırım için satın alınan kanada'ya ait, altın veya gümüş şeklinde basılan bir sikke |
maple-leaf n.
|
|
407 |
Trade/Economic |
genellikle yardım amaçlı para toplama |
whip-round [uk] n.
|
|
408 |
Trade/Economic |
malların genellikle bir seyyar satıcı tarafından yapılan taksitli satışı |
menage [uk] n.
|
|
409 |
Trade/Economic |
genellikle verilen kötü hizmetleri protesto amacıyla kiracıların birlik olup kirayı ödememesi |
rent strike n.
|
|
410 |
Trade/Economic |
(borsada) yatırımın getirdiği ve genellikle maliyetinin veya mevcut değerinin yüzdesi şeklinde ifade edilen yıllık gelir |
yield n.
|
|
411 |
Trade/Economic |
genellikle tahıl gibi tarım mahsulü taşınan demiryolları |
granger railroads n.
|
|
412 |
Trade/Economic |
(mağazalarda) ürünlerin genellikle karışık halde içine konduğu kap |
dumpbin n.
|
|
413 |
Trade/Economic |
bir atölye veya fabrikada ürünlerin imal edilmesi, malzemelerin işlenmesi gibi süreçlerin aralıksız devam etmesi için tasarlanmış, genellikle bilgisayar kontrollü olan sistemler |
continuous processing n.
|
|
414 |
Trade/Economic |
yabancı vatandaşların genellikle hisse senedi alarak abd işletmelerine yatırım yapması |
foreign direct investment n.
|
|
415 |
Trade/Economic |
(genellikle devlet hizmeti için) göstermelik ödeme ile telafi edilen |
dollar-a-year adj.
|
|
Law |
|
416 |
Law |
borcun ifasını dava açarak talep etmeyeceğine yönelik alacaklı tarafından -genellikle- yazılı olmadan yapılan anlaşma |
pactum de non petendo n.
|
|
417 |
Law |
suçu sabit görülüp ceza almış, genellikle bu cezanın bir kısmı hapishanede çekilmiş olan insanların, cezaları bitmeden önce, topluma yeniden katılmaya hazırlık aşamasında, kontrollü olarak hapishane dışında yaşadığı evler |
halfway house n.
|
|
418 |
Law |
(mahkumların genellikle boş zamanlarını spor yaparak vb. değerlendirdikleri) cezaevi avlusu |
recreation yard n.
|
|
419 |
Law |
(eski ingiliz hukukunda) genellikle tımar sahibine ait olan, koyun sürülerini otlatarak araziyi gübrelemede kullanma ayrıcalığı |
foldage [obsolete] n.
|
|
420 |
Law |
abd'de güney bloğunun yanında olup genellikle demokratlara oy çıkaran eyalet |
border state n.
|
|
421 |
Law |
federal hükümet tarafından yerleşimciye verilen genellikle 160 dönümlük arazi |
homestead [canada] n.
|
|
422 |
Law |
başvuranın genellikle duruşma yapılması konusunda yönlendirme talep ettiği, mahkemeye veya yargıca yapılan sözlü veya yazılı başvuru |
motion n.
|
|
423 |
Law |
adli kararın, mahkeme celbinin veya farklı bir belgenin genellikle üzerinde yer alan bir not ile şerif veya farklı bir yetkili tarafından ilgili belgenin düzenlendiği mahkemeye tebliğ edilmesi veya gönderilmesi |
return n.
|
|
424 |
Law |
dava vekilinin özel bir durum için yasaların nasıl uygulanması gerektiği konusunda verdiği resmi ve genellikle yazılı olan değerlendirme |
opinion n.
|
|
425 |
Law |
sıradan bir kişinin verdiği, bilirkişininkinin aksine genellikle kabul edilebilir olmayan ifade |
opinion n.
|
|
426 |
Law |
genellikle memur veya çalışanlara verilen, bir süre için belirli şartlar altında hisse senedi satın alma hakkı |
option n.
|
|
427 |
Law |
(eskiden) ingiltere kralı'nı ilgilendirmeyen, tebaa arasındaki genellikle sivil meselelere bakan mahkeme |
common bench n.
|
|
428 |
Law |
(genellikle rüşvet gibi yöntemleri ile) arabuluculuk yapan kimse |
influence peddler n.
|
|
429 |
Law |
(genellikle etrafı çevrili) özel mülk |
close n.
|
|
430 |
Law |
(genellikle kadınlar için) evli olma |
covert-baron n.
|
|
431 |
Law |
otokopili olmayan ancak mühürlü olup genellikle birden fazla nüsha halindeki belge |
indent n.
|
|
432 |
Law |
(genellikle parantez içinde verilen) tanım |
innuendo n.
|
|
433 |
Law |
yabancı bir idari organın yetki alanında olup genellikle bu organ tarafından çıkarılan menkul kıymet |
foreign n.
|
|
434 |
Law |
genellikle yazılı olup geniş bir kabul ve yetkiye sahip olan |
black-letter adj.
|
|
435 |
Law |
genellikle yazılı olup geniş bir kabul ve yetkiye sahip olan |
black-letter adj.
|
|
436 |
Law |
her iki tarafın temsilcilerinden ve genellikle bir veya daha fazla tarafsız üyeden oluşan |
mixed adj.
|
|
Politics |
|
437 |
Politics |
ingiliz kraliyetinde genellikle konttan daha üst mevkideki asillerin eşleri olan sekiz kadının oluşturduğu soylular grubu |
ladies of the bedchamber n.
|
|
438 |
Politics |
bir ülkenin ulusal bağımsızlığı için savaşan, genellikle gerilla savaşı yolunu izleyen devrimci hareket |
national liberation front n.
|
|
439 |
Politics |
genellikle ekonomik olarak etkileşimde olan birbirine komşu üç şehir |
tri-city n.
|
|
440 |
Politics |
genellikle ekonomik olarak etkileşimde olan birbirine komşu üç şehirden biri |
tri-city n.
|
|
441 |
Politics |
islam birliği olarak adlandırılan, genellikle amerikalı siyahilerden oluşan bir gruba üye olan bir aktivist |
black muslim n.
|
|
442 |
Politics |
kraliyet sarayında i. charles'tan itibaren var olan ve genellikle saygıdeğer bir ingiliz besteciye onursal unvan olarak verilen makam |
master of the queen's music [uk] n.
|
|
443 |
Politics |
kraliyet sarayında i. charles'tan itibaren var olan ve genellikle saygıdeğer bir ingiliz besteciye onursal unvan olarak verilen makam |
master of the king's music [uk] n.
|
|
444 |
Politics |
genellikle üzerine özgürlüğü simgeleyen başlık takılan yüksek bayrak direği |
liberty pole n.
|
|
445 |
Politics |
(genellikle hitap kelimesi olarak) alman kontu |
graf n.
|
|
446 |
Politics |
genellikle kamuya yansıtmadan nüfuzunu kullanarak siyasi bir kurum için çalışan kimse |
operative n.
|
|
447 |
Politics |
amerikan devrimi sırasında genellikle new york'ta faaliyet göstermiş bir gerilla veya süvari grubu |
cowboy n.
|
|
448 |
Politics |
(genellikle mart ayında) partilerin başkan adaylarını belirlediği salı günü |
super tuesday [us] n.
|
|
Institutes |
|
449 |
Institutes |
genellikle ulusal hükümetlerin katkılarıyla finanse edilen küresel bir örgüt |
io (international organization) n.
|
|
Industry |
|
450 |
Industry |
genellikle bir serinin parçası olan ürün veya cihazın spesifik bir modeli |
mark n.
|
|
451 |
Industry |
çalışan maaşının belirli bir iş performansı seviyesine göre sabitlendiği ve genellikle iş analizi teknikleri ile belirlenen bir maaş ödeme sistemi |
measured daywork n.
|
|
452 |
Industry |
1900'lü yıllarda abd'ye genellikle tarımda çalışmak üzere alınan meksikalı işçi |
bracero n.
|
|
453 |
Industry |
ağırlığına göre satılıp genellikle filateli olmayan bir kurumca toplanan pullardan oluşan bir yığın posta pulu |
mixture n.
|
|
454 |
Industry |
genellikle 900 parçadan oluşan altıncı derisi paketi |
mold n.
|
|
Insurance |
|
455 |
Insurance |
genellikle başvuru formu ile sigortaya müracaat |
proposal n.
|
|
Tourism |
|
456 |
Tourism |
biri yatak odası diğeri de genellikle mutfak olmak üzere en azından iki odalı konaklama |
suite n.
|
|
457 |
Tourism |
genellikle iki yetişkin ve iki çocuktan oluştuğu varsayılan bir ailenin ihtiyaçlarını karşılayabilecek yeterlilikte donatılmış gemi kamarası |
family cabin n.
|
|
458 |
Tourism |
genellikle uzun vadeli veya birden fazla kişiye kiralanan apartman blokları |
condominium n.
|
|
459 |
Tourism |
genellikle iki yetişkin ve iki çocuktan oluştuğu varsayılan bir ailenin ihtiyaçlarını karşılayabilecek yeterlilikte donatılmış otel odası |
family room n.
|
|
Media |
|
460 |
Media |
genellikle u biçimli düzeltme masasının düzeltmenlerce kullanılan dış kenarı |
rim n.
|
|
461 |
Media |
(genellikle geç saatte) yayın akışı sonu |
closedown [uk] n.
|
|
Technical |
|
462 |
Technical |
genellikle para toplamak amacıyla hayır işleri için hazırlanan uzun süreli radyo programı |
radiothon n.
|
|
463 |
Technical |
lifleri bir mikrondan daha az bir çapa sahip, genellikle karbon bazlı sentetik malzeme |
nanofiber n.
|
|
464 |
Technical |
önceden mineral olarak var olup günümüzde genellikle sentetik olarak üretilen fosforlu veya floresan malzeme |
noctiluca [obsolete] n.
|
|
465 |
Technical |
genellikle metalürji ocaklarını kaplamak için kullanılan çakmak taşı |
ganister n.
|
|
466 |
Technical |
genellikle gürgen |
hardwood n.
|
|
467 |
Technical |
genellikle elde taşınır radar cihazı |
radar gun n.
|
|
468 |
Technical |
genellikle mobilya yapımında kullanılan abanoz ağacı |
ebony n.
|
|
469 |
Technical |
genellikle saydam olan bir tür pirokzen |
diopside n.
|
|
470 |
Technical |
genellikle doymamış bir bileşimin bir oksijen ve iki karbon atomu içeren yapıya dönüşmesi |
epoxidation n.
|
|
471 |
Technical |
genellikle dalışta vurgun yememek ve normalden daha uzun süre dalmak için kullanılan, atmosferik havadan daha fazla oksijen içeren hava |
enriched air n.
|
|
472 |
Technical |
genellikle beyaz tasarımlarla süslenmiş renkli bir porselen çeşidi |
jasper n.
|
|
473 |
Technical |
genellikle tahran'da bulunan bir açık drenaj kanalı |
jube n.
|
|
474 |
Technical |
genellikle ayakkabıya zıt renkli olup tarak kısmında bulunan deri bir şerit süs |
saddle n.
|
|
475 |
Technical |
genellikle bir veya daha fazla cephesinde kusur olan aşağı bükülmüş yapı |
sag n.
|
|
476 |
Technical |
bir resmin etrafında yer alan, genellikle beyaz veya yaldızlı mukavvadan yapılmış kenarlık |
matte n.
|
|
477 |
Technical |
genellikle bir arabanın ön kısmına kırbaç koymak için monte edilen bir tutucu |
whip socket n.
|
|
478 |
Technical |
delme presinde kullanılan genellikle delikli levha |
bolster n.
|
|
479 |
Technical |
(genellikle kumaş için) bir uzunluk ölçüsü |
bolt n.
|
|
480 |
Technical |
üzerinde genellikle hermes'in sakallı başı bulunan taş sütun |
herm n.
|
|
481 |
Technical |
eskiden üretilen genellikle mavi-beyaz renkli bir tür çömlek |
bristol n.
|
|
482 |
Technical |
eskiden üretilen genellikle mavi-beyaz renkli bir tür çömlek |
bristol delft n.
|
|
483 |
Technical |
genellikle uzun, pürüzsüz ve beyaz mineral liflerine verilen ad |
mountain flax n.
|
|
484 |
Technical |
elektrik kablolarını korumaya ve izole etmeye yarayan, genellikle metal olmayan malzemeden yapılan esnek boru tesisatı |
loom n.
|
|
485 |
Technical |
(genellikle yaklaşık beş metreye denk gelen) bir uzunluk ölçüsü |
lug n.
|
|
486 |
Technical |
genellikle piston üzerinde bulunan t kesitli halka |
bullring n.
|
|
487 |
Technical |
(ısıtma sisteminde) genellikle bir boru veya plakadan ısı yayılımını teşvik için kullanılan parça |
gill n.
|
|
488 |
Technical |
açısal momentumlarının birbirlerine göre olan konumlarından kaynaklanan ve genellikle enerji bakımından yakın olan birkaç kuantum durumu |
multiplet n.
|
|
489 |
Technical |
genellikle çok cilalı ve resimlerle süslenmiş dolgu veya plaster |
chunam n.
|
|
490 |
Technical |
katı metal içindeki katı ve genellikle küçük yabancı madde |
inclusion n.
|
|
491 |
Technical |
(dikişsiz cilt yapımında) genellikle plastikten yapılıp sırttan çıkan bir dizi yay benzeri çıkıntı |
comb n.
|
|
492 |
Technical |
(genellikle bakır şerit demeti şeklindeki) elektrikli iletken |
pickup n.
|
|
493 |
Technical |
(genellikle çimento kaplı) ince tel çivi |
corker n.
|
|
494 |
Technical |
(genellikle çimento kaplı) ince tel çivi |
corker nail n.
|
|
495 |
Technical |
(tavanda, duvarda) gaz borusu, elektrik kablosu gibi boruları desteklemek veya çevrelemek için kullanılan genellikle dekoratif bir aparat |
rose n.
|
|
496 |
Technical |
genellikle yarı bitmiş olan kupa şeklindeki sac levha parçası |
shell n.
|
|
497 |
Technical |
buhar kazanının su ve buharı tutan ve genellikle baca borusu ile ocağı içeren dış kısmı |
shell of a boiler n.
|
|
498 |
Technical |
dinamo kutuplarının genellikle kıvrımlı olan ucu |
shoe n.
|
|
499 |
Technical |
(genellikle ısıtarak) koyulaştırılmış |
bodied adj.
|
|
500 |
Technical |
(çıkıntı) ince, uzun ve genellikle kıvrımlı |
cirriform adj.
|
|