Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | isimlendirilen | called adj. | ||
She had a song called Glamorous Life. Glamorous Life isimli bir şarkısı vardı. More Sentences |
||||
General | isimlendirilen | titled adj. | ||
Archaic | ||||
Archaic | isimlendirilen | denominate adj. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | çıkardığı sese göre isimlendirilen | onomatopoetic adj. |
General | çıkardığı sese göre isimlendirilen | onomatopoeic adj. |
Chemistry | ||
Chemistry | lampik asit olarak isimlendirilen sözde asitten elde edilen bir tuz | lampate n. |
Linguistics | ||
Linguistics | çıkardığı sözcüğe göre isimlendirilen (vızıldamak vb) | onomatopoeic adj. |
Linguistics | çıkardığı sese göre isimlendirilen | echoic adj. |
Linguistics | çıkardığı sese göre isimlendirilen | mimetic adj. |
Linguistics | çıkardığı sese göre isimlendirilen | imitative adj. |
History | ||
History | kutsal roma imparatorluğu'nun günümüz renanya-palatina bölgesinin bir parçası olan ve pfalz olarak isimlendirilen elektoratı | rhine palatinate n. |
History | kutsal roma imparatorluğu'nun günümüz bavyera eyaletinin bir parçası olan ve yukarı pfalz olarak isimlendirilen elektoratı | rhine palatinate n. |