kullanılamaz - Türkisch Englisch Wörterbuch

kullanılamaz

Bedeutungen von dem Begriff "kullanılamaz" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 11 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Technical
kullanılamaz unusable adj.
That means EUR 7 million are likely to be unusable for lack of a legal basis.
Bu, 7 milyon Avro'nun yasal dayanaktan yoksun olması nedeniyle kullanılamayacağı anlamına gelmektedir.

More Sentences
kullanılamaz unavailable adj.
And medicines are often unavailable altogether.
Ve ilaçlar genellikle tamamen kullanılamaz durumdadır.

More Sentences
Computer
kullanılamaz not available adj.
The global health fund, of course, is not available for research.
Küresel sağlık fonu elbette araştırma için kullanılamaz.

More Sentences
Informatics
kullanılamaz unavailable adj.
The Internet is unavailable now.
İnternet şu anda kullanılamıyor.

More Sentences
General
kullanılamaz nonusable adj.
kullanılamaz unnegotiable adj.
kullanılamaz unuseable adj.
kullanılamaz wieldless [obsolete] adj.
kullanılamaz finished adj.
Computer
kullanılamaz unavail abrev.
kullanılamaz n/a abrev.

Bedeutungen, die der Begriff "kullanılamaz" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 42 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
kullanılamaz hale gelmek become unusable v.
How many entire roads and other transport networks are becoming unusable?
Kaç tane yol ve diğer ulaşım ağı kullanılamaz hale geliyor?

More Sentences
kullanılamaz halde unusable adj.
The old and damaged device was completely unusable.
Eski ve hasarlı cihaz tamamen kullanılamaz haldeydi.

More Sentences
kullanılamaz hale gelme lapse n.
kullanılamaz hale geldikten sonra tekrar kullanılmak üzere onarılan malzeme reparable item n.
kullanılamaz hale gelmek become unemployable v.
kullanılamaz hale sokmak make unemployable v.
kullanılamaz hale sokmak make unusable v.
kullanılamaz hale getirmek make unusable v.
kullanılamaz hale getirmek render unoperational v.
kullanılamaz hale sokmak make inconsumable v.
kullanılamaz hale sokmak render unoperational v.
kullanılamaz hale getirmek make inconsumable v.
kullanılamaz hale gelmek become useless v.
kullanılamaz hale gelmek become unserviceable v.
kullanılamaz hale gelmek become unuseable v.
kullanılamaz duruma gelmek become unserviceable v.
kullanılamaz duruma gelmek become unuseable v.
kullanılamaz duruma gelmek become unusable v.
kullanılamaz duruma gelmek become useless v.
kullanılamaz hale gelmek disfunction v.
kullanılamaz hale gelmek become dysfunctional v.
(seyahat, sevkiyat veya iletişimde) kullanılamaz hale getirmek cut v.
istenmeyen unsurlar katarak kullanılamaz hale getirmek contaminate v.
kullanılamaz halde olan nonusable adj.
kullanılamaz halde olan bung [australia] adj.
kullanılamaz bir şekilde unusably adv.
Idioms
hikayeye dayanan kanıtlar bilimsel araştırmalar sonucu elde edilen verilerin yerine kullanılamaz the plural of anecdote is not data expr.
Technical
kullanılamaz arazi unusable land n.
tekrar kullanılamaz nonreusable adj.
Computer
iphone, adsl modem gibi yazılım yoluyla güncellenebilen elektronik cihazların tamamen kullanılamaz hale getirilmesi bricking n.
baskı önizleme kullanılamaz no preview available expr.
yayım yöneticisi kullanılamaz edition manager is not available expr.
Informatics
hizmeti kullanılamaz kılma denial of service n.
Automotive
tekrar kullanılamaz parça non reusable part n.
Aeronautic
kazadan sonra uçağın kullanılamaz hale gelmesi hull loss n.
Marine
kullanılamaz hale gelmiş tekne hulk n.
maksimum kullanılamaz enerji miktarı kuralı principle of maximum entropy n.
Food Engineering
gıdada kullanılamaz non-food grade adj.
Physics
(parçalanabilir malzemeye) nükleer enerji kaynağına zarar vermeden atom bombasında kullanılamaz hale getirmek için fisyona giremeyen malzeme eklemek denature v.
Military
(kullanılamaz durumda olduğunun tespiti sonrası) ıskartaya çıkarmak survey v.
Engineering
kullanılamaz/kullanıma elverişsiz enerji unavailable energy n.
Slang
işe yaramaz/kullanılamaz durumda buzzard meat n.