Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Synonyme
Sätze
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf Ausblenden
Velaufsdetails
Verlauf Löschen
Verlauf :
işletme dışı masraf
denoising
aceptación de la letra de cambio
prick!
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Verlauf
Sätze
Bedeutungen, die der Begriff
"prick!"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 214 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
General
1
General
prick
v.
delmek
Tom
pricked
the balloon with a pin.
Tom balonu bir iğneyle
deldi.
More Sentences
2
General
prick up
v.
dikmek
I
pricked up
my ears.
Kulaklarımı
diktim.
More Sentences
3
General
prick
v.
iğne batırmak
She
pricked
the balloon.
Balona
iğne batırdı.
More Sentences
4
General
prick
v.
batırmak
I
pricked
my thumb with a needle.
Baş parmağıma iğne
batırdım.
More Sentences
Phrasals
5
Phrasals
prick up
v.
kulaklarını dikmek
At the sound of my voice, my dog
pricked up
his ears.
Sesimi duyunca köpeğim
kulaklarını dikti.
More Sentences
Slang
6
Slang
prick
n.
hergele
Sami is a crazy
prick.
Sami çılgın bir
hergeledir.
More Sentences
7
Slang
prick
n.
pislik
Tom is an arrogant
prick.
Tom kibirli bir
pislik.
More Sentences
8
Slang
prick
n.
dallama
Tom is an arrogant
prick.
Tom
dalyarağın
teki.
More Sentences
British Slang
9
British Slang
prick
n.
pislik
Sami is a crazy
prick.
Sami deli bir
pislik.
More Sentences
General
10
General
prick
n.
diken batması
11
General
prick
n.
delik
12
General
prick
n.
sivri bir şeyin açtığı delik
13
General
prick
n.
diken
14
General
prick
n.
kalafat
15
General
prick
n.
delinme
16
General
prick
n.
iğnelenme
17
General
prick
n.
iğneleme
18
General
prick of conscience
n.
vicdan azabı
19
General
prick
n.
iğne
20
General
prick
n.
kalleş
21
General
prick
n.
sızı
22
General
prick punch
n.
işaret zımbası
23
General
prick
n.
delme
24
General
prick punch
n.
domuz tırnağı keski
25
General
prick
n.
batırma
26
General
prick
n.
sokma
27
General
prick
n.
sivri cisim batmasından ileri gelen acı
28
General
prick
n.
atın toynağında yara
29
General
prick
n.
toynakta çivi yaralanması
30
General
prick
n.
ayak izi (tavşan)
31
General
prick
n.
sivri uçlu aletlerle yapılan nokta
32
General
prick
n.
ok ve yayla belirlenen işaret
33
General
prick
n.
hedef
34
General
prick
n.
ortaçağ'da kullanılan bir müzik notası
35
General
prick
n.
müzik sisteminde notadan sonra kullanılan nokta
36
General
prick
n.
bir çeşit rulo tütün
37
General
prick
n.
kişinin üzerinde taşımaya uygun rulo tütün
38
General
prick [dialect] [uk]
n.
şiş
39
General
prick [obsolete]
n.
(uzay veya zamanda) nokta
40
General
prick [obsolete]
n.
parçacık
41
General
prick [obsolete]
n.
hedef
42
General
prick [obsolete]
n.
amaç
43
General
prick [obsolete]
n.
maksat
44
General
prick [obsolete]
n.
arı veya eklembacaklı iğnesi
45
General
prick [obsolete]
n.
üvendire
46
General
prick [obsolete]
n.
öküz üvendiresi
47
General
prick [obsolete]
n.
azap
48
General
prick [obsolete]
n.
vicdan azabı
49
General
prick [obsolete]
n.
dik konumda duran eşya
50
General
prick
n.
ucu sivri obje
51
General
prick
v.
deşmek
52
General
prick something on
v.
bir uzva sivri bir şeyi batırmak
53
General
prick
v.
sokmak
54
General
prick
v.
listede işaretlemek
55
General
prick up one's ears
v.
kulak kesilmek
56
General
prick
v.
batmak (deriye batan diken vb)
57
General
prick
v.
hafifçe delmek
58
General
prick up one's ears
v.
kulak kabartmak
59
General
prick the bubble
v.
foyasını çıkarmak
60
General
prick
v.
acıtmak (deriye batan diken vb)
61
General
prick
v.
iğnelemek
62
General
prick
v.
vicdanını sızlatmak
63
General
prick
v.
dikmek (bitki)
64
General
prick out
v.
listede işaretlemek
65
General
prick
v.
açmak (delik)
66
General
prick
v.
silahla vurmak
67
General
prick
v.
yaralamak
68
General
prick up one's ears
v.
kulaklarını dikmek
69
General
prick up
v.
dikmek (kulak)
70
General
prick something on
v.
sivri bir şey bir uzva batmak
71
General
prick the bubble
v.
boşa çıkarmak
72
General
prick
v.
diken batırmak
73
General
prick up one's ears
v.
dikkatle dinlemeye başlamak
74
General
prick
v.
noktalamak
75
General
prick
v.
şişlemek
76
General
prick
v.
zımbalamak
77
General
prick
v.
toprağa dikmek
78
General
prick
v.
sivri bir şeyi -e batırmak
79
General
prick
v.
(kişinin vicdanı) rahatsız etmek
80
General
prick
v.
(sivri cisim) batmak
81
General
prick
v.
(nallama sırasında) çivi çakmak
82
General
prick
v.
deriyi deşmek
83
General
prick
v.
(cadı ilan edilmiş kişinin) derisini defalarca delmek
84
General
prick
v.
mahmuz veya üvendire ile kılavuzluk etmek
85
General
prick
v.
kışkırtarak teşvik etmek
86
General
prick
v.
(aday) listeden işaretleyerek seçmek
87
General
prick
v.
(tavşan) ayak izi takip etmek
88
General
prick
v.
(genç fideyi) orijinalinden başka bir saksıya çıkarmak
89
General
prick
v.
dikleştirmek (kulakları)
90
General
prick
v.
kulaklarını dikmek
91
General
prick
v.
orta dikişi geçirmek (yelken)
92
General
prick
v.
asitlendirerek bozmak (şarap)
93
General
prick (up) [dialect] [uk]
v.
süslemek (kişiyi, elbiseyi)
94
General
prick (up) [dialect] [uk]
v.
incik boncukla bezemek
95
General
prick [obsolete]
v.
sivri uçlu aletle sabitlemek
96
General
prick [obsolete]
v.
sivri uçla delikten geçirmek
97
General
prick [obsolete]
v.
sivri ucu batırarak itmek
98
General
prick [obsolete]
v.
iğneleyerek istenen konuma getirmek
99
General
prick
v.
delinmek
100
General
prick
v.
delinmiş gibi acımak
101
General
prick
v.
batar gibi acıtmak
102
General
prick
v.
mahmuzla zorlamak (atı)
103
General
prick
v.
hızlı binmek: dörtnala gitmek
104
General
prick
v.
keskin hale getirmek
105
General
prick
v.
asitli hale getirmek
106
General
prick
v.
ekşiyerek bozulmak (şarap)
107
General
prick
v.
(bir şeyin) ucu yukarı yöne bakmak
108
General
prick
v.
dikkat kesilmek
109
General
prick
v.
kulak kabartmak
110
General
prick [dialect]
v.
süslenmek
111
General
prick [dialect]
v.
giyinip kuşanmak
112
General
prick
adj.
(kulaklar) dik duran
113
General
prick
adj.
dinleyen
114
General
prick
adj.
kulak kabartmış
115
General
prick
adj.
kulak kesilmiş
116
General
prick-eared
adj.
kulak kabartan
117
General
prick-eared
adj.
kulaklarını diken
118
General
prick-eared
adj.
kulak kesilen
119
General
prick-eared
adj.
kulak kesilmiş
120
General
prick-eared
adj.
kulaklarını dikmiş
121
General
prick-eared
adj.
kulak kabartmış (köpek)
Phrasals
122
Phrasals
prick on
v.
dürtmek
123
Phrasals
prick on
v.
kışkırtmak
Proverb
124
Proverb
never a rose without a prick
dikensiz gül olmaz
125
Proverb
never a rose without a prick
gülü seven dikenine katlanır
126
Proverb
never a rose without the prick
dikensiz gül olmaz
127
Proverb
never a rose without the prick
gülü seven dikenine katlanır
Colloquial
128
Colloquial
a prick of conscience
n.
vicdan azabı
129
Colloquial
prick-eared [uk]
adj.
kısa saçlı (erkek)
Idioms
130
Idioms
prick (one's) conscience
v.
(birinin() vicdanını sızlatmak
131
Idioms
prick (one's) conscience
v.
vicdan azabı çektirmek
132
Idioms
prick (one's) conscience
v.
içine dert olmak
133
Idioms
prick (one's) conscience
v.
birini suçlu hissettirmek
134
Idioms
prick (one's) conscience
v.
kendini suçlu hissetmek
135
Idioms
prick your conscience
v.
(birinin() vicdanını sızlatmak
136
Idioms
prick your conscience
v.
vicdan azabı çektirmek
137
Idioms
prick your conscience
v.
içine dert olmak
138
Idioms
prick your conscience
v.
birini suçlu hissettirmek
139
Idioms
prick your conscience
v.
kendini suçlu hissetmek
140
Idioms
prick up one's ears
v.
dikkat kesilmek
141
Idioms
prick up its ears
v.
dikkat kesilmek
142
Idioms
prick the bubble
v.
foyasını meydana çıkarmak
143
Idioms
prick up one's ears
v.
kulak kabartmak
144
Idioms
prick up one's ears
v.
kulak vermek
145
Idioms
prick somebody's conscience
v.
kendini suçlu hissettirmek
146
Idioms
prick up its ears
v.
kulaklarını dikmek
147
Idioms
prick up one's ears
v.
kulaklarını dikmek
148
Idioms
prick somebody's conscience
v.
vicdanını rahatsız etmek/sızlatmak
Speaking
149
Speaking
prick your ears up
expr.
beni dikkatle dinle
150
Speaking
prick up your ears
expr.
beni dikkatle dinle
151
Speaking
prick up your ears
expr.
kulaklarını dört aç
152
Speaking
prick your ears up
expr.
kulaklarını dört aç
Technical
153
Technical
prick
v.
zımba ile işaretlemek
154
Technical
prick-punch
v.
zımbalamak
Construction
155
Construction
prick post
n.
ekstra destekleyici kazık
Dyeing
156
Dyeing
prick up
v.
sıva uygulamak (duvara)
Marine
157
Marine
prick (off)
v.
(rotayı, mesafeyi) harita üzerinde pergelle izlemek
Medical
158
Medical
skin prick test positivity
n.
alerjik deri pozitifliği
159
Medical
skin prick test
n.
deri prik testi
160
Medical
prick test applicator
n.
prik test aplikatörü
161
Medical
prick test positivity
n.
prik test pozitifliği
Music
162
Music
prick song [obsolete]
n.
notaya dökülen müzik
163
Music
prick song
n.
bir çeşit ortaçağ müziği
164
Music
prick song
n.
kontrpuan müzik
Archaic
165
Archaic
prick
n.
noktalama işareti
166
Archaic
prick
n.
vurgu imi
167
Archaic
prick
v.
(müziği) notalarıyla yazmak
168
Archaic
prick-eared [uk]
adj.
püritenleri destekleyen
169
Archaic
prick-eared [uk]
adj.
(ingiliz iç savaşında) yuvarlak kafalar taraftarı olan
Slang
170
Slang
a spare prick at a wedding
n.
(bir ortamda) sap gibi ortada kalan
171
Slang
a spare prick at a wedding
n.
fazlalık gibi hisseden
172
Slang
a spare prick at a wedding
n.
dış kapının mandalı gibi hisseden
173
Slang
a spare prick at a wedding
n.
bir ortamda sırıttığını hisseden
174
Slang
prick
n.
penis
175
Slang
prick
n.
yarak
176
Slang
prick
n.
adi
177
Slang
prick
n.
ciğeri beş para etmez
178
Slang
prick
n.
çük
179
Slang
prick
n.
dingil
180
Slang
prick
n.
eşşoğulu eşek
181
Slang
prick
n.
hıyar
182
Slang
prick
n.
lavuk
183
Slang
prick
n.
mal
184
Slang
prick
n.
puşt
185
Slang
prick
n.
şerefsiz
186
Slang
prick
n.
yavşak
187
Slang
poor prick
n.
zavallı serseri
188
Slang
prick
n.
puşt
189
Slang
prick
n.
dingil
190
Slang
prick teaser
n.
gösterip vermeyen kadın
191
Slang
prick-tease
n.
gösterip vermeyen kadın
192
Slang
prick-teaser
n.
gösterip vermeyen kadın
193
Slang
prick-teasing
n.
gösterip vermeme
194
Slang
prick
n.
sik kırığı
195
Slang
prick
n.
amcık hoşafı
196
Slang
be like a spare prick at a wedding
v.
sap gibi ortada kalmak
197
Slang
prick
interj.
adi şerefsiz
198
Slang
prick
interj.
aşağılık herif
199
Slang
he's a useless prick
expr.
işe yaramazın teki
200
Slang
like a spare prick at a wedding [uk]
expr.
sap gibi
201
Slang
like a spare prick at a wedding [uk]
expr.
sap gibi ortada kalmış
British Slang
202
British Slang
prick
n.
penis
203
British Slang
hampton (wick) (rhyming slang on prick)
n.
penis
204
British Slang
prick
n.
adi
205
British Slang
prick
n.
aptal
206
British Slang
prick
n.
ciğeri beş para etmez
207
British Slang
hampton (wick) (rhyming slang on prick)
n.
çük
208
British Slang
prick
n.
geri zekalı
209
British Slang
spare prick at a wedding
n.
gereksiz insan
210
British Slang
prick
n.
mankafa
211
British Slang
prick
n.
salak
212
British Slang
prick
n.
şerefsiz
213
British Slang
prick
interj.
adi şerefsiz
214
British Slang
prick
interj.
aşağılık herif
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of prick!
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy