Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | book n. | kitap | ||
But, in my book, the Commission report is a real step backwards. Ancak, benim kitabıma göre, Komisyon raporu gerçek bir geri adımdır. More Sentences |
||||
Common Usage | book v. | ayırtmak | ||
We booked her a hotel room with disabled people's access. Ona engelli erişimi olan bir otel odası ayırttık. More Sentences |
||||
General | ||||
General | book n. | defter | ||
The budget books for 2001 did indeed reveal a surplus of EUR 15 billion at year-end. 2001 yılı bütçe defterleri gerçekten de yıl sonunda 15 milyar Euro'luk bir fazla ortaya koymuştur. More Sentences |
||||
General | book n. | kitap | ||
This book attracted a certain amount of attention in China when it was published last year. Bu kitap geçen yıl yayınlandığında Çin'de belli bir ilgi gördü. More Sentences |
||||
General | book v. | rezervasyon yaptırmak | ||
I had to book a flight for them. Onlar için uçak bileti rezervasyonu yapmak zorundaydım. More Sentences |
||||
General | book v. | rezervasyon yapmak | ||
I booked us a hotel in Galway tonight. Bu gece Galway'de bizim için otelde rezervasyon yaptırdım. More Sentences |
||||
General | book v. | rezerve etmek | ||
Information should be available when you book your ticket. Bilgi, biletinizi rezerve ettiğinizde mevcut olmalıdır. More Sentences |
||||
General | book v. | ayırmak | ||
Please book a room for her. Lütfen onun için bir oda ayır. More Sentences |
||||
General | book v. | yer ayırtmak | ||
I booked us a hotel in Galway tonight. Bu gece Galway'de bir otelde yer ayırttım. More Sentences |
||||
General | book v. | (bir şey için) ayarlanmak | ||
My trip to Australia is officially booked. Avustralya seyahatim resmen ayarlandı. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | book n. | defter | ||
That is not his job, nor should it be; on the contrary, it is for him to keep the books properly. Bu onun işi değildir, olmamalıdır da; tam tersine, onun görevi defterleri düzgün tutmaktır. More Sentences |
||||
Trade/Economic | book | yer ayırtmak | ||
Have you already booked our seats on a plane? Uçakta önceden yerlerinizi ayırttınız mı? More Sentences |
||||
Tourism | ||||
Tourism | book | yer ayırtmak | ||
We booked seats for the play. Oyun için yer ayırttık. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | book | kitap | ||
I have published it in consolidated form, but I can by no means recommend the book. Bunu birleştirilmiş bir şekilde yayınladım, ancak kitabı hiçbir şekilde tavsiye edemem. More Sentences |
||||
General | ||||
General | book n. | senaryo | ||
General | book n. | cilt | ||
General | book n. | liste | ||
General | book n. | bap | ||
General | book n. | libretto | ||
General | book n. | opera metni | ||
General | book n. | betik | ||
General | book n. | fasıl | ||
General | book n. | kayıt | ||
General | book n. | deste | ||
General | book n. | telefon rehberi | ||
General | book n. | kayıt defteri | ||
General | book n. | paket | ||
General | book n. | elektronik kitap | ||
General | book n. | kitap şeklinde elektronik alet | ||
General | book n. | kurallar | ||
General | book n. | işin kitabı | ||
General | book n. | benzer ögelerden oluşan paket | ||
General | book n. | kenarlarından birbirine iliştirilmiş kağıt destesi | ||
General | book n. | gerçeklerin kaydı görevi gören şey | ||
General | book n. | olay kaydı görevi gören şey | ||
General | book n. | sicil | ||
General | book n. | akordeon gibi katlanmış parşömen şeridi | ||
General | book n. | kitaptaki boş sayfalar | ||
General | book n. | basılmış ancak kesilip katlanmamış kitap sayfaları | ||
General | book n. | uzun ve sistematik edebi kompozisyon | ||
General | book n. | birlik üyelik kaydı | ||
General | book v. | yer ayırmak | ||
General | book v. | deftere işlemek | ||
General | book v. | tutmak | ||
General | book v. | polis sanığını kayda geçirmek | ||
General | book v. | polis sanığını cezaya çarptırılan birini kayda geçirmek | ||
General | book v. | sanığı kayda geçirmek | ||
General | book v. | peylemek | ||
General | book v. | yer tutmak | ||
General | book v. | kaydetmek | ||
General | book v. | deftere geçirmek | ||
General | book v. | kaydettirmek | ||
General | book v. | (yer) ayırtmak | ||
General | book v. | kiralamak | ||
General | book v. | rezervasyonları kaydetmek | ||
General | book v. | rezervasyonları listelemek | ||
General | book v. | (bir şey için) zaman ayarlamak | ||
General | book v. | (bir şey için) zaman belirlemek | ||
General | book v. | (bir şey için) kiralanmak | ||
General | book v. | (bir şey için) ulaşım aracı ayarlamak | ||
General | book adj. | gerçek hayattan değil kitaplardan öğrenilen bilgiye ait | ||
General | book adj. | gerçek hayattan değil kitaplardan öğrenilen bilgiyle ilgili | ||
General | book adj. | şirketin mali kayıtlarında görünen | ||
General | book adj. | yazılı | ||
General | book adj. | resmi | ||
General | book adj. | kitaplarla ilgili | ||
General | book adj. | kitaptaki bir konudan türetilmiş | ||
General | book adj. | kitaptaki bir konuya dayanan | ||
General | book adj. | güvenilir kabul edilen bir kitaba göre doğru veya tavsiye edilebilir | ||
General | book adj. | muhasebe sistemiyle gösterilen | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | book n. | gizli gerçekler | ||
Colloquial | book n. | gerçekler | ||
Colloquial | book v. | hızla hareket etmek | ||
Colloquial | book v. | hızla seyahat etmek | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | book n. | aracı kurumda kayıtlı her bir temsilcinin hizmet verdiği müşteriler | ||
Trade/Economic | book n. | defter değeri | ||
Trade/Economic | book v. | bilet almak | ||
Trade/Economic | book v. | deftere kaydetmek | ||
Trade/Economic | book | muhasebe defteri | ||
Trade/Economic | book | muhasebe kayıtları | ||
Trade/Economic | book | kayıtlar | ||
Law | ||||
Law | book | muvazene defteri | ||
Architecture | ||||
Architecture | book n. | sahnenin menteşelerle birleştirilen düz bölümleri | ||
Mining | ||||
Mining | book n. | kalın mika agregası | ||
Zoology | ||||
Zoology | book n. | kırkbayır | ||
Tobacco | ||||
Tobacco | book n. | yaprak yığını | ||
Tobacco | book n. | yaprak paketi | ||
Religious | ||||
Religious | book n. | kuran | ||
Religious | book n. | büyük bir metnin ana bölümü | ||
Religious | book n. | incil | ||
Sport | ||||
Sport | book n. | (özellikle beyzbolda) rakibin oyun şekli hakkında bir araya getirilen bilgiler | ||
Football | ||||
Football | book v. | (disiplin cezası için) oyuncunun yaptığı faulleri kaydetmek | ||
Card | ||||
Card | book n. | briçte puan değerine sahip olabilme için gereken kart sayısı | ||
Card | book n. | kart oyununun kurallarını karşılayan oyun kartları koleksiyonu | ||
Wagering | ||||
Wagering | book n. | bahisçi | ||
Wagering | book n. | bahisçilik | ||
Wagering | book n. | bahis yeri | ||
Wagering | book n. | bahis | ||
Wagering | book n. | (kumarda) kağıt dağıtıcı | ||
Wagering | book n. | bahis havuzu | ||
Music | ||||
Music | book n. | repertuar | ||
Music | book n. | (caz) bir müzik grubunun toplam repertuarı | ||
Librarianship | ||||
Librarianship | book n. | eserin ana bölümü | ||
Librarianship | book n. | ansiklopedi yazısı | ||
Librarianship | book n. | dergi | ||
Librarianship | book n. | dergi formatındaki yayım | ||
Archaic | ||||
Archaic | book n. | kart destesi | ||
Archaic | book v. | deftere kaydetmek | ||
Slang | ||||
Slang | book n. | kitapçı | ||
Slang | book v. | ineklemek | ||
Slang | book v. | naşlamak | ||
Slang | book v. | uzamak | ||
Slang | book v. | ikilemek | ||
Slang | book v. | gazlamak | ||
British Slang | ||||
British Slang | book | harika | ||
British Slang | book | mükemmel | ||
British Slang | book | güzel |