Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | walk around v. | dolaşmak | ||
This entails reception and a document entitling them to walk around freely. Bu, kabul edilmeyi ve serbestçe dolaşma hakkı veren bir belgeyi gerektirir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | walk around v. | etrafını dolaşmak | ||
Tom is walking around. Tom etrafta dolaşıyor. More Sentences |
||||
General | walk around v. | amaçsızca dolanmak | ||
I walked around aimlessly. Amaçsızca dolaştım. More Sentences |
||||
General | walk around v. | gezinmek | ||
He's walking around in his underwear. İç çamaşırlarıyla geziniyor. More Sentences |
||||
General | walk around v. | etrafta gezinmek | ||
Armstrong walked around. Armstrong, etrafta gezindi. More Sentences |
||||
General | walk around v. | dolaştırmak | ||
General | walk around v. | gezdirmek | ||
General | walk around v. | etrafta dolanmak | ||
Idioms | ||||
Idioms | walk around v. | enine boyuna düşünmek | ||
Idioms | walk around v. | farklı açılardan düşünmek | ||
Idioms | walk around v. | dikkatle değerlendirmek |
Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | (have a) walk around v. | çevreyi dolaşmak | ||
He walked around to see the town. Kenti tanımak için çevrede dolaştı. More Sentences |
||||
General | walk around naked v. | çıplak dolaşmak | ||
Even if it's your own house, please stop walking around naked. Kendi eviniz bile olsa, lütfen etrafta çıplak dolaşmayı bırakın. More Sentences |
||||
General | walk around on the street v. | sokakta dolaşmak | ||
General | walk around with a gun v. | cebinde silahla dolaşmak | ||
General | walk around together v. | birlikte gezmek | ||
Speaking | ||||
Speaking | let's take a little walk around expr. | hadi biraz dolaşalım | ||
Speaking | you can't walk around with all that money expr. | o kadar parayla etrafta dolaşamazsın | ||
Speaking | why do you let him walk around here like that? expr. | neden ortalıkta böyle dolaşmasına izin veriyorsun? | ||
Technical | ||||
Technical | walk around inspection n. | makine çevresinde dolaşarak yapılan kontrol | ||
Aeronautic | ||||
Aeronautic | walk around check n. | uçağın etrafında dolaşarak yapılan göz kontrolü |