Verlauf

yapıcı

Bedeutungen von dem Begriff "yapıcı" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 30 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	yapıcı	constructive adj.
General
2	General	yapıcı	constructor n.
3	General	yapıcı	wright n.
4	General	yapıcı	maker n.
5	General	yapıcı	builder n.
6	General	yapıcı	monger n.
7	General	yapıcı	actuator n.
8	General	yapıcı	extructor n.
9	General	yapıcı	creative adj.
10	General	yapıcı	constructive adj.
11	General	yapıcı	constitutive adj.
12	General	yapıcı	positive adj.
13	General	yapıcı	astructive [obsolete] adj.
14	General	yapıcı	extructive adj.
15	General	yapıcı	healthy adj.
16	General	yapıcı	helpful adj.
17	General	yapıcı	-monger suf.
Trade/Economic
18	Trade/Economic	yapıcı	maker n.
19	Trade/Economic	yapıcı	builder n.
Law
20	Law	yapıcı	constitutive adj.
21	Law	yapıcı	constructive adj.
Technical
22	Technical	yapıcı	builder n.
23	Technical	yapıcı	constructive adj.
Telecom
24	Telecom	yapıcı	actuator n.
Construction
25	Construction	yapıcı	constructor n.
26	Construction	yapıcı	builder n.
27	Construction	yapıcı	constructive adj.
Marine Biology
28	Marine Biology	yapıcı	anabolic adj.
Linguistics
29	Linguistics	yapıcı	agentive role n.
30	Linguistics	yapıcı	agent n.

Bedeutungen, die der Begriff "yapıcı" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 184 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	yapıcı metabolizma	anabolism n.
2	General	yastık yapıcı	bed former n.
3	General	bukle yapıcı	curler n.
4	General	kanun yapıcı	lawmaker n.
5	General	yapıcı hile	constructive fraud n.
6	General	ilmek yapıcı	looper n.
7	General	yapıcı ihlal	constructive breach n.
8	General	kanun yapıcı	lawgiver n.
9	General	yapıcı matematik	constructive mathematics n.
10	General	eski düzeni tam anlamıyla yıkmadan, buna ek olarak yapıcı yenilikler getirmek isteyen	reformist n.
11	General	yağ yapıcı	seborrhoea n.
12	General	politika yapıcı	policymaker n.
13	General	yapıcı katkı	constructive contribution n.
14	General	balya veya paket yapıcı	wrapper n.
15	General	yapıcı eleştiri	constructive criticism n.
16	General	yapıcı diyalog	constructive dialogue n.
17	General	yapıcı övgü	constructive compliment n.
18	General	yapıcı iltifat	constructive compliment n.
19	General	yağ yapıcı	seborrhea n.
20	General	endeks yapıcı	index provider n.
21	General	yapıcı eleştiri	constructive feedback n.
22	General	politika yapıcı kimse	wonk n.
23	General	alkollü veya bağımlılık yapıcı maddelerden arınma	detox n.
24	General	politika yapıcı	policymaker n.
25	General	politika yapıcı	policy-maker n.
26	General	bakım yapıcı	fixer-upper n.
27	General	yapıcı teoloji	systematic theology n.
28	General	gaz yapıcı	flatulent adj.
29	General	daha kafa yapıcı	winier adj.
30	General	yapıcı metabolizmaya ait	anabolic adj.
31	General	yağ yapıcı	seborrhoeic adj.
32	General	yağ yapıcı	sebiparous adj.
33	General	kanser yapıcı	carcinogenic adj.
34	General	yapıcı olmayan	nonconstructive adj.
35	General	yağ yapıcı	seborrheic adj.
36	General	yapıcı olmayan	unconstructive adj.
37	General	hastalık yapıcı	contagious [obsolete] adj.
38	General	kan yapıcı	sanguigenous adj.
39	General	gaz yapıcı bir nitelikte	flatulently adv.
40	General	yapıcı şekilde	constructively adv.
41	General	yapıcı anlamı veren son ek	-factor suf.
42	General	yapıcı anlamı veren son ek	-fex suf.
Phrases
43	Phrases	sadece yapıcı düşünceler	good vibes only expr.
Proverb
44	Proverb	herkes hata bulabilir, önemli olan/zor olan yapıcı olmaktır	everyone can find fault, few can do better
45	Proverb	herkes eleştirir, önemli olan/zor olan yapıcı olmaktır	everyone can find fault, few can do better
46	Proverb	eleştirmek/hata bulmak kolaydır, önemli olan/zor olan yapıcı olmaktır	everyone can find fault, few can do better
Colloquial
47	Colloquial	top yapıcı	baller n.
48	Colloquial	(eroin gibi yasadışı veya bağımlılık yapıcı maddeleri) ana damara doğrudan enjekte etmek	mainline v.
Idioms
49	Idioms	savaştan/şiddetten kaçınıp barışa/yapıcı aktivitelere yönelme	swords to plowshares n.
50	Idioms	savaşa/şiddete son verip barışa/yapıcı olmaya yönelme	swords to plowshares n.
51	Idioms	barışçıl ve yapıcı eylemlere/çözümlere yönelme	swords into ploughshares n.
52	Idioms	barışçıl ve yapıcı eylemlere/çözümlere yönelme	swords into plowshares n.
53	Idioms	barışçıl ve yapıcı eylemlere/çözümlere yönelme	swords to ploughshares n.
54	Idioms	barışçıl ve yapıcı eylemlere/çözümlere yönelme	swords to plowshares n.
55	Idioms	savaştan/şiddetten kaçınıp barışa/yapıcı aktivitelere yönelmek	beat swords into plowshares v.
56	Idioms	savaşa/şiddete son verip barışa/yapıcı olmaya yönelmek	beat swords into plowshares v.
Speaking
57	Speaking	yapıcı eleştirilere her zaman açığım	constructive criticism is always welcome expr.
Trade/Economic
58	Trade/Economic	iktisat politikası yapıcı	fiscal policy maker n.
59	Trade/Economic	piyasa yapıcı	marketmaker n.
60	Trade/Economic	piyasa yapıcı	market maker n.
61	Trade/Economic	piyasa yapıcı banka	primary dealer n.
62	Trade/Economic	piyasa yapıcı kurum	primary dealer n.
63	Trade/Economic	piyasa yapıcı	market maker n.
64	Trade/Economic	yapıcı eleştiride bulunan kişiler	devil's advocates n.
65	Trade/Economic	yapıcı yükümlülük	constructive obligation n.
66	Trade/Economic	yapıcı yaklaşım	constructive approach n.
67	Trade/Economic	anlaşma yapıcı	dealmaker n.
68	Trade/Economic	bütçe yapıcı	budgeteer n.
69	Trade/Economic	bütçe yapıcı	budgeter n.
Law
70	Law	kanun yapıcı	nomothete n.
71	Law	kanun yapıcı meclis	legislature n.
72	Law	yasa yapıcı	law-maker n.
73	Law	yapıcı mahiyet	constitutive effect n.
74	Law	kanun yapıcı kurum	legislative n.
75	Law	kanun yapıcı meclis	forendihaz [hungary] n.
76	Law	bilge kanun yapıcı	solon n.
77	Law	yatırım yapıcı	investive adj.
Politics
78	Politics	kanun yapıcı	lawmaker n.
79	Politics	politika yapıcı ya da karar alıcı	policy wonk n.
80	Politics	yapıcı çekimserlik	constructive abstention n.
81	Politics	yapıcı görüşmeler	constructive conversation n.
82	Politics	yapıcı güvensizlik oyu	constructive vote of no confidence n.
83	Politics	yapıcı kararlar	building decisions n.
Technical
84	Technical	bıçak yapıcı	knifemaker n.
85	Technical	buz yapıcı	ice-maker n.
86	Technical	cam yapıcı oksit	glass forming oxide n.
87	Technical	cam yapıcı	glass former n.
88	Technical	dalga yapıcı aparat	wave making apparatus n.
89	Technical	dalga yapıcı düzenek	wave making apparatus n.
90	Technical	gama yapıcı element	gamma forming element n.
91	Technical	gama yapıcı	gamma former n.
92	Technical	işlem yapıcı	processor n.
93	Technical	kazan yapıcı	boilersmith n.
94	Technical	kompleks yapıcı	sequestering agent n.
95	Technical	köpük yapıcı madde	foaming agent n.
96	Technical	köpük yapıcı	foam maker n.
97	Technical	köpük yapıcı	foaming agent n.
98	Technical	kompleks yapıcı	complexing agent n.
99	Technical	plastik yapıcı	plasticiser n.
100	Technical	plastik yapıcı	plasticizer n.
101	Technical	paket yapıcı	packer n.
102	Technical	ses yapıcı	sounder n.
103	Technical	takım yapıcı mikroskobu	toolmaker's microscope n.
104	Technical	tabaka yapıcı aminler	filming amines n.
105	Technical	tablo yapıcı	tabulator n.
106	Technical	yeniden yapıcı dönüşüm	reconstructive transformation n.
107	Technical	yapıcı girişim	constructive interference n.
108	Technical	yapıcı çizgi	generatrix n.
109	Technical	yapıcı kuvvet	actuating force n.
110	Technical	süt yapıcı	lactogenic adj.
111	Technical	yeniden yapıcı	reconstructive adj.
Computer
112	Computer	işlem yapıcı	processor n.
113	Computer	kısayol yapıcı	shortcut maker n.
114	Computer	tablo yapıcı	tabulator n.
115	Computer	yapıcı karışma	constructive interference n.
Construction
116	Construction	yapıcı karışma	constructive interference n.
Marine
117	Marine	dalga yapıcı	wave maker n.
Medical
118	Medical	hastalık yapıcı etkenlerden ari	specific pathogen free n.
119	Medical	hastalık yapıcı	pathogen n.
120	Medical	kan yapıcı kök hücre	hematopoietic stem cell n.
121	Medical	kan yapıcı dokular	hemopoietic tissues n.
122	Medical	kanser yapıcı	carcinogenous n.
123	Medical	kanser yapıcı maddeleri inceleyen bilim	carcinology n.
124	Medical	kanser yapıcı	carcinogen n.
125	Medical	kanser yapıcı özelliği olan genler	oncogenes n.
126	Medical	kan yapıcı organların sistemi	haematopoietic tissue n.
127	Medical	kemik yapıcı tabaka	osteogenic bed n.
128	Medical	kemik yapıcı hücreler	osteoblasts n.
129	Medical	kemik yapıcı	osteogenous n.
130	Medical	kan yapıcı ajan	hematic n.
131	Medical	kan yapıcı madde	hematic n.
132	Medical	kan yapıcı	sanguifier n.
133	Medical	(konakçıya) hastalık yapıcı madde bulaştırmak	ingraft v.
134	Medical	katarakt yapıcı	cataractogenic adj.
135	Medical	kan yapıcı	haematinic adj.
136	Medical	kan yapıcı	hematinic adj.
137	Medical	spazm yapıcı	spasmogenic adj.
138	Medical	kan yapıcı kök hücre	hsc (hematopoietic stem cell) abrev.
Psychology
139	Psychology	alışkanlık yapıcı madde	addictive drug n.
Physiology
140	Physiology	yapıcı metabolizma	constructive metabolism n.
Pathology
141	Pathology	kan yapıcı organlar	blood-forming organs n.
Pharmaceutics
142	Pharmaceutics	güçlü fiziksel ve psikolojik etkileri olan bağımlılık yapıcı ilaç	hard drug n.
Food Engineering
143	Food Engineering	buz yapıcı	ice maker n.
144	Food Engineering	hastalık yapıcı	pathogen n.
145	Food Engineering	kanser yapıcı	carcinogen n.
146	Food Engineering	sıvı asıltı yapıcı	emulsifier n.
147	Food Engineering	yapıcı metabolizma	anabolism n.
Math
148	Math	yapıcı çizgi	generatrix n.
149	Math	yapıcı çizgi	describent n.
Chemistry
150	Chemistry	reçine, plastik yapıcı madde ve ilaç yapımında kullanılan ağaç ispirtosunda bulunan bir doymamış primer alkol	allyl alcohol n.
151	Chemistry	reçine, plastik yapıcı madde ve ilaç yapımında kullanılan ağaç ispirtosunda bulunan bir doymamış primer alkol	propenyl alcohol n.
152	Chemistry	kompleks yapıcı	complexing agent n.
153	Chemistry	sıvı asıltı yapıcı	disperser n.
154	Chemistry	solvat yapıcı madde	solvating agent n.
Biology
155	Biology	virüs veya hastalık yapıcı madde ile enfekte olan hücre	host n.
156	Biology	yapıcı metabolizmaya ait	anastatic adj.
157	Biology	yapıcı metabolizmaya ait	constructive-metabolic adj.
158	Biology	yapıcı metabolizma ile ilişkili	constructive-metabolic adj.
Biochemistry
159	Biochemistry	yapıcı (metabolizma)	anabolic adj.
Agriculture
160	Agriculture	sırt yapıcı	ridger n.
161	Agriculture	sırt yapıcı	ridge rollers n.
162	Agriculture	tümsek yapıcı	bedder n.
Social Sciences
163	Social Sciences	kullanımı sonrası kokain veya eroin gibi daha tehlikeli ve bağımlılık yapıcı maddelere geçiş yapılacağı düşünülen uyuşturucu	gateway drug n.
History
164	History	kanun yapıcı	thesmothete n.
Philosophy
165	Philosophy	manevi şifa ve yapıcı düşüncenin gücünü merkeze alan bir akım	new thought n.
Environment
166	Environment	gıda zehirlenmesine yol açan ve tifoya sebep olabilen hastalık yapıcı bakteriler	salmonella n.
167	Environment	içme suyundaki hastalık yapıcı mikroorganizmalar	disease-causing microorganisms in drinking water n.
168	Environment	küçük kemirgenlerde kanser yapıcı biyo-denemesi	carcinogen bioassay in small rodents n.
169	Environment	kanser yapıcı	oncogenic adj.
Geology
170	Geology	aeroallerji yapıcı	aeroallergen n.
171	Geology	havada uçuşan allerji yapıcı	aeroallergen n.
172	Geology	kanser yapıcı	carcinogenes n.
173	Geology	resif yapıcı organizmalar	reef forming organisms n.
174	Geology	alerci yapıcı	allergenic adj.
175	Geology	allerci yapıcı	allergenic adj.
Entomology
176	Entomology	yeni zelanda mantar sineğinin ağ yapıcı larvaları	glowworm n.
177	Entomology	kuzey yarım kürede yaygın bulunan köle yapıcı bir karınca	sanguinary ant n.
178	Entomology	kuzey yarım kürede yaygın bulunan köle yapıcı bir karınca	formica sanguinea n.
179	Entomology	köle yapıcı karınca	slave-maker n.
Slang
180	Slang	kafa yapıcı madde	chemical n.
181	Slang	kafa yapıcı şey	skull-popper n.
182	Slang	(ilk defa) kafa yapıcı madde kullanmak	turn on v.
183	Slang	gaz yapıcı (besin) (fasülye gibi)	flatogenic adj.
Star Wars
184	Star Wars	yapıcı'nın atölyesi	maker's workshop n.