Verlauf

zamansal

Bedeutungen von dem Begriff "zamansal" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 3 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	zamansal	temporal adj.
2	General	zamansal	time-wise adj.
3	General	zamansal	timewise adj.

Bedeutungen, die der Begriff "zamansal" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 41 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	zamansal kısıtlama	limitation on time n.
2	General	zamansal kısıtlama	time limitation n.
3	General	terim, işaret veya sembolün işaret ettiği uzaysal-zamansal nesne veya olay	referent n.
4	General	zamansal özellik	local color n.
5	General	zamansal özellik	local colour n.
6	General	uzay-zamansal	spaciotemporal adj.
7	General	zamansal olarak	temporarily adv.
Phrasals
8	Phrasals	zamansal, parasal yatırım yapmak	sink in v.
9	Phrasals	birine/bir şeye zamansal, parasal yatırım yapmak	sink something in (to) someone or something v.
10	Phrasals	birine/bir şeye zamansal, parasal yatırım yapmak	sink something in v.
Trade/Economic
11	Trade/Economic	zamansal tutarlılık	time consistency n.
Technical
12	Technical	uzaysal-zamansal nokta verileri	spatio-temporal point data n.
13	Technical	zamansal program olabilirliği	schedule feasibility n.
14	Technical	mekan-zamansal	spatio-temporal adj.
15	Technical	uzaysal-zamansal	spatio-temporal adj.
Computer
16	Computer	zamansal program olabilirliği	schedule feasibility n.
Informatics
17	Informatics	mekan-zamansal çerçeve	spatio-temporal framework n.
18	Informatics	mekan-zamansal veri madenciliği	spatio-temporal data mining n.
19	Informatics	zamansal akıl yürütme	temporal reasoning n.
20	Informatics	zamansal uyum	temporal cohesion n.
21	Informatics	zamansal artıklık	temporal redundancy n.
Telecom
22	Telecom	zamansal yönlendirme	time of day routing n.
Marine
23	Marine	çok değişkenli zamansal veri	multivariate time series data n.
Psychology
24	Psychology	mekansal-zamansal beceri	spatiotemporal ability n.
25	Psychology	zamansal kodlar	temporal codes n.
26	Psychology	zamansal hassaslık	temporal acuity n.
27	Psychology	zamansal yakınlık yasası	law of contiguity n.
28	Psychology	zamansal birikim	temporal summation n.
Logic
29	Logic	zamansal operatörlerin mantıksal özelliklerinin incelenmesi	tense logic n.
Physics
30	Physics	mekansal ve zamansal bağlam	spatial and temporal context n.
31	Physics	mekansal-zamansal	spatio-temporal adj.
32	Physics	üç uzaysal ve bir zamansal boyutu olan	four-dimensional adj.
Social Sciences
33	Social Sciences	zamansal ilişki	temporal relation n.
Philosophy
34	Philosophy	zamanı ebedi olanın sembolüne indirgemek yerine, zamanın ve zamansal olanın nihai gerçekliğini vurgulayan felsefi doktrin	temporalism n.
35	Philosophy	(bergson felsefesinde) sezgisel olarak bilinen zamansal süreklilik	duration n.
36	Philosophy	(perdurantizmde) farklı zamansal parçalara sahip olacak şekilde var olmak	perdure v.
Music
37	Music	zaman değerinde bir kısa heceye eşdeğer olan zamansal prosodik sistemlerde minimum nicel ölçü birimi	mora n.
Cinema
38	Cinema	iki olay arasındaki zamansal birliği vurgulamak için kullanılan bir kurgu biçimi	cross cutting n.
39	Cinema	iki olay arasındaki zamansal birliği vurgulamak için kullanılan bir kurgu biçimi	crosscutting n.
40	Cinema	film kurgusunun iki olay arasındaki zamansal birliği vurgulayacak şekilde yapılması	crosscut n.
41	Cinema	(film kurgusunu) iki olay arasındaki zamansal birliği vurgulayacak şekilde yapmak	crosscut v.