champion - English Turkish Sentences
English Turkish
champion şampiyon adj., n.
  • The European Union is neither a charitable institution nor the champion of prosperity and freedom for the people.
  • Avrupa Birliği ne hayırsever bir kurumdur ne de insanlar için refah ve özgürlük şampiyonudur.
  • Mr Khanbhai is once again proving to be an effective champion for developing countries.
  • Bay Khanbhai bir kez daha gelişmekte olan ülkeler için etkili bir şampiyon olduğunu kanıtlıyor.
  • In making out that it is a champion of human rights, the European Union tailors them to its needs.
  • Avrupa Birliği, insan hakları şampiyonu olduğunu iddia ederken bu hakları kendi ihtiyaçlarına göre şekillendiriyor.
Show More (44)
champion savunmak v.
  • Let us also champion it for freedom and rights for people, including British people.
  • Ayrıca İngilizler de dahil olmak üzere insanların özgürlük ve hakları için bunu savunalım.
  • Once again, you have shown yourself to be a worthy champion of employees' interests.
  • Bir kez daha çalışanların çıkarlarının değerli bir savunucusu olduğunuzu gösterdiniz.
  • We would welcome them as champions of peace through the hardest of times.
  • Onları en zor zamanlarda barışın savunucuları olarak memnuniyetle karşılarız.
Show More (3)