subject - English Turkish Sentences
English Turkish
subject konu n.
  • This is not exactly a straightforward subject.
  • Bu tam olarak basit bir konu değil.
  • That is why I put a written question on the subject to the Commission at the end of November last year.
  • Bu nedenle geçen yılın Kasım ayı sonunda Komisyona konuyla ilgili yazılı bir soru önergesi verdim.
  • That was the subject of the extensive debate that Parliament had on Monday.
  • Pazartesi günü Parlamentoda yapılan kapsamlı tartışmanın konusu da buydu.
Show More (89)
subject maruz kalmak v.
  • But this Magdalena Medio region has been subject to an incursion by those same guerrillas.
  • Ancak bu Magdalena Medio bölgesi aynı gerillaların saldırılarına maruz kalmıştır.
  • These two cornerstones have recently been subject to particularly formidable attacks, however.
  • Ancak bu iki yapıtaşı son zamanlarda özellikle çetin saldırılara maruz kalmıştır.
  • These two cornerstones have recently been subject to particularly formidable attacks, however.
  • Ancak bu iki köşe taşı son zamanlarda özellikle zorlu saldırılara maruz kalmıştır.
Show More (2)
subject vatandaş n.
  • There are approximately thirteen million third-country subjects who reside within European territory.
  • Avrupa topraklarında ikamet eden yaklaşık on üç milyon üçüncü dünya ülkesi vatandaşı bulunmaktadır.
Show More (-2)
subject tebaa n.
  • The international community has made a huge effort to evacuate French subjects and 200 children of American clergymen.
  • Uluslararası toplum Fransız tebaanın ve Amerikalı din adamlarının 200 çocuğunun tahliyesi için büyük çaba sarf etmiştir.
Show More (-2)
subject tabi kılmak v.
  • We hope that the Council will also make an effort to subject itself to the control of this Parliament.
  • Konsey'in de kendisini bu Parlamento'nun denetimine tabi kılmak için çaba sarf edeceğini umuyoruz.
Show More (-2)