Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Synonyms
Sentences
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
bağı
Meanings of
"bağı"
in English Turkish Dictionary : 2 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
bağı
spell
n.
2
General
bağı
charm
n.
Meanings of
"bağı"
with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)
Category
Turkish
English
Common Usage
1
Common Usage
üzüm bağı
vineyard
n.
General
2
General
kuşak bağı
sash fastener
n.
3
General
göbek bağı
navel cord
n.
4
General
hijyenik kadın bağı
sanitary napkin
n.
5
General
fıtık bağı
truss
n.
6
General
ayakkabı bağı
latchet
n.
7
General
ayak bağı
impediment
n.
8
General
dülger bağı
half hitch
n.
9
General
kadın bağı
sanitary pad
n.
10
General
alın bağı
frontlet
n.
11
General
ayak bağı
tie
n.
12
General
düzen bağı
discipline
n.
13
General
ayak bağı
trammel
n.
14
General
saç bağı
bandeau
n.
15
General
dostluk bağı
cement
n.
16
General
barço bağı
bowline
n.
17
General
ayak bağı
hobble
n.
18
General
haya bağı
supporter
n.
19
General
çorap bağı
garter
n.
20
General
ayakkabı bağı
bootlace
n.
21
General
ayak bağı
a drag on someone
n.
22
General
sadece babadan olan kan bağı
halfblood
n.
23
General
sevgi bağı
attachment
n.
24
General
ayakkabı bağı
shoe string
n.
25
General
ayakkabı bağı
shoelace
n.
26
General
akrabalık bağı
relationship
n.
27
General
evlilik bağı
wedlock
n.
28
General
kan bağı
kindredship
n.
29
General
balıkçı bağı
fisherman's bend
n.
30
General
diz bağı
garter
n.
31
General
kundak bağı
swathe
n.
32
General
kan bağı
kindredness
n.
33
General
kan bağı
consanguinity
n.
34
General
göz bağı
blindfold
n.
35
General
baş bağı
headband
n.
36
General
kan bağı
blood
n.
37
General
saç bağı
hair ribbon
n.
38
General
ayakkabı bağı
shoestring
n.
39
General
ayak bağı
hindrance
n.
40
General
göbek bağı
funiculus
n.
41
General
evlilik bağı
yoke
n.
42
General
kan bağı
blood tie
n.
43
General
evlilik bağı
double harness
n.
44
General
göbek bağı
funicle
n.
45
General
boyun bağı
necktie
n.
46
General
illiyet bağı
causal link
n.
47
General
sancak bağı
becket
n.
48
General
iskota bağı
becket
n.
49
General
kan bağı
blood relation
n.
50
General
gönül bağı
bonds of love
n.
51
General
gönül bağı
ties of affection
n.
52
General
gönül bağı
love bond
n.
53
General
uydu yer bağı
downlink
n.
54
General
papyon bağı
bow-tie
n.
55
General
fiyonk bağı
bow-tie
n.
56
General
boyun bağı
cravat
n.
57
General
üzüm bağı direği
vineyard post
n.
58
General
üzüm bağı direği
vinestock post
n.
59
General
margarita bağı
sheepshank
n.
60
General
kol bağı
brassard
n.
61
General
askı bağı
string hanger
n.
62
General
aile bağı
family bond
n.
63
General
aile bağı
family tie
n.
64
General
arkadaşlık bağı
bond of friendship
n.
65
General
kadın bağı
sanitary napkin
n.
66
General
kadın bağı
sanitary towel
n.
67
General
kadın bağı
menstrual pad
n.
68
General
kadın bağı
pad
n.
69
General
kadın bağı
maxi pad (us)
n.
70
General
akrabalık bağı
relationship by affinity
n.
71
General
hısımlık bağı
relationship by affinity
n.
72
General
evlilik bağı
matrimony
n.
73
General
evlilik bağı
marriage
n.
74
General
ses bağı
diphthong
n.
75
General
kazık bağı
clove hitch
n.
76
General
evlilik bağı
bonds of matrimony
n.
77
General
gemici bağı
non slip knot
n.
78
General
balıkçı bağı
non slip knot
n.
79
General
bel bağı
waist belt
n.
80
General
gönül bağı
bond of communion
n.
81
General
evlilik bağı
marital tie
n.
82
General
kutsal evlilik bağı
the bonds of holy matrimony
n.
83
General
akrabalık bağı
tie
n.
84
General
kan bağı veya evlilik yolu ile akraba olan insan grubu
kinship group
n.
85
General
soy bağı
linkage
n.
86
General
anne tarafından gelen kan bağı veya akrabalık
matriliny
n.
87
General
evlilik bağı
matrimoine [obsolete]
n.
88
General
(portekiz'de) şarap bağı
quinta
n.
89
General
göz bağı
blind
n.
90
General
akrabalık bağı
bond
n.
91
General
ortak çıkar bağı
bond
n.
92
General
üzüm bağı
grapery
n.
93
General
ayak bağı
hobbler
n.
94
General
kanca bağı
rove
n.
95
General
evlilik bağı
conjunction [obsolete]
n.
96
General
bağı olan kimse
connection
n.
97
General
bağı bulunmama
disengagement
n.
98
General
göbek bağı düşene kadar bebeğin karnına sarılan kuşak
belly button band
n.
99
General
göbek bağı düşene kadar bebeğin karnına sarılan kuşak
bellyband
n.
100
General
(özellikle burgonya'da bulunan) üzüm bağı
domaine
n.
101
General
kadınlık bağı
female bonding
n.
102
General
siyasi olarak örgütlenmiş veya aralarında kan bağı olan bir grubu oluşturanlar
people
n.
103
General
partneriyle nikah bağı olmaksızın aynı evi paylaşan kimse
de facto [australia]
n.
104
General
ayak bağı
disbenefit
n.
105
General
birbirine kan bağı ile bağlı müşterek kiracılar
gavel
n.
106
General
kan bağı olan kimse
parent
n.
107
General
kan bağı
sib
n.
108
General
(on sekizinci yüzyılda erkeklerin giydiği) siyah ipek boyun bağı
solitaire
n.
109
General
evlilik bağı
spousal relationship
n.
110
General
kan bağı bulunmayan kimse
stranger
n.
111
General
kan bağı bulunmayan kimse
stranger in blood
n.
112
General
kan bağı
syngenesis
n.
113
General
uçkur bağı
drawstring
n.
114
General
ayak bağı
liability
n.
115
General
ayak bağı olmak
encumber
v.
116
General
ayak bağı olmak
tie someone down
v.
117
General
diz bağı takmak
garter
v.
118
General
dizlerinin bağı çözülmek
give way at the knees
v.
119
General
akrabalık bağı olmak
be related to
v.
120
General
ayak bağı olmak
incumber
v.
121
General
ayak bağı olmak
be a millstone about one's neck
v.
122
General
ayak bağı olmak
be a millstone round one's neck
v.
123
General
kan bağı olmak
have a blood-relation
v.
124
General
ayak bağı olmak
tie down
v.
125
General
bağı kopmak
sever all ties with
v.
126
General
bağı kopmak
drift apart
v.
127
General
birisiyle olan bağı kopmak
drift apart
v.
128
General
birisiyle olan bağı kopmak
drift away
v.
129
General
bağı kopmak
drift away
v.
130
General
ayak bağı olmak
impede
v.
131
General
bağı kopmak
stop communicating
v.
132
General
bağı kopmak
cut off relations/communications/ties with
v.
133
General
bağı çevrelemek
enclose a vineyard
v.
134
General
bağı koparmak
break the bond
v.
135
General
ayak bağı olmak
accumber
v.
136
General
ayak bağı olmak
chain
v.
137
General
(hayvana) ayak bağı yapmak
sideline
v.
138
General
göbek bağı
umbilical
adj.
139
General
kan bağı olmayan
kindredless
adj.
140
General
kan/akrabalık bağı olmayan
nonkin
adj.
141
General
kan/akrabalık bağı olmayan
non-kin
adj.
142
General
kan bağı ile bağlı olan
consanguineous
adj.
143
General
-ile duygusal bağı olan
emotionally involved
adj.
144
General
evlilik bağı olan
affinal
adj.
145
General
kan bağı olan
akin
adj.
146
General
bağı çözük
unsecured
adj.
147
General
(bağı) gevşek
unsecured
adj.
148
General
göz bağı olmayan
unblindfolded
adj.
149
General
kan bağı olan
kin
adj.
150
General
kan bağı anne tarafından devam eden
matrilineally
adj.
151
General
kan bağı bulunan
blood-related
adj.
152
General
dizinin bağı çözülmüş
horror-stricken
adj.
153
General
dizinin bağı çözülmüş
horror-struck
adj.
154
General
bağsız, bağı olmayan
unattached
adj.
155
General
etnik veya uyruksal bağı ifade eden (isim, sıfat)
gentilic
adj.
156
General
(ölmüş veya soyu tükenmiş bir birey, ırk, tür ile) kan bağı bulunan
descended
adj.
157
General
doğrudan kan bağı bulunan
own
adj.
158
General
kan bağı bulunan
own [rare]
adj.
159
General
kan bağı ile bağlı olan
consanguine
adj.
160
General
sosyal çevreyle bağı olmayan
rootless
adj.
161
General
kardeşlik bağı bulunan
sister
adj.
162
General
(akrabalık, kan bağı) bir yakınlık derecesinden
once
adv.
163
General
kardeş bağı ile
sisterlike
adv.
164
General
kardeş bağı ile
sisterly
adv.
Phrasals
165
Phrasals
evlilik bağı kurmak
turn off [brit]
v.
166
Phrasals
(birşeye karşı) dizlerinin bağı çözülmek/titremek
tremble at something
v.
167
Phrasals
çenesinin bağı çözülmek
jaw away
v.
168
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) duygusal bağı giderek zayıflamak/kopmak
grow away from (someone or something)
v.
169
Phrasals
ayak bağı olmamak
keep out (of something)
v.
170
Phrasals
ayak bağı etmemek
keep out (of something)
v.
171
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) bağı olmak
link together (with someone or something)
v.
172
Phrasals
birine birini/bir şeyi ayak bağı etmek
strap someone with someone or something
v.
173
Phrasals
-e karşı dizlerinin bağı çözülmek/titremek
tremble at
v.
174
Phrasals
bir şey karşısında dizlerinin bağı çözülmek/titremek
tremble at
v.
175
Phrasals
(birine/bir şeye) ayak bağı olmak
weigh on (someone or something)
v.
Colloquial
176
Colloquial
kan bağı
blood
n.
177
Colloquial
ayak bağı
a spanner in the works
n.
178
Colloquial
ayak bağı
a drag
n.
179
Colloquial
ayak bağı
(a) drag
n.
180
Colloquial
birbiriyle yakın bağı/bağlantısı/ilişkisi olan kişiler
bedfellows
n.
181
Colloquial
boyun bağı
choker
n.
182
Colloquial
(biriyle/bir şeyle) bir bağı olmamak
be nothing to do with (someone or something)
v.
183
Colloquial
(biriyle/bir şeyle) bir bağı olmamak
have nothing to do with someone or something
v.
184
Colloquial
gerçeklikle bağı kopmak
be out of it
v.
185
Colloquial
(biriyle/bir şeyle) hiçbir bağı kalmamış
through with (someone or something)
adj.
186
Colloquial
dizlerinin bağı çözülmüş
your knees are knocking
expr.
187
Colloquial
dizlerinin bağı çözülmüş
your/somebody’s knees are knocking
expr.
188
Colloquial
dizlerimin bağı çözüldü
my knees are knocking
expr.
189
Colloquial
birine ayak bağı
in one's way
expr.
190
Colloquial
(biriyle/bir şeyle) bir bağı yok
nothing to do with (someone or something)
expr.
Idioms
191
Idioms
ayak bağı
a closed door
n.
192
Idioms
ayak bağı
a closed door
n.
193
Idioms
ayak bağı
closed door
n.
194
Idioms
ayak bağı
albatross around one's neck
n.
195
Idioms
ayak bağı
one's ball and chain
n.
196
Idioms
ayak bağı
a millstone around one's neck
n.
197
Idioms
ayak bağı
ball and chain
n.
198
Idioms
ayak bağı
a ball and chain
n.
199
Idioms
ayak bağı
stumbling block
n.
200
Idioms
ayak bağı
bottleneck
n.
201
Idioms
ayak bağı
albatross round one's neck
n.
202
Idioms
ayak bağı
yoke around someone's neck
n.
203
Idioms
ayak bağı olan durum/nokta
sticking-place
n.
204
Idioms
kan bağı olan kimse
flesh and blood
n.
205
Idioms
ayak bağı
a millstone about (one's) neck
n.
206
Idioms
ayak bağı
a millstone around your neck
n.
207
Idioms
ayak bağı
a millstone round your neck [uk]
n.
208
Idioms
birine ayak bağı
a millstone around somebody's neck
n.
209
Idioms
birine ayak bağı
a millstone round somebody's neck
n.
210
Idioms
ayak bağı
a monkey on your back
n.
211
Idioms
ayak bağı
millstone
n.
212
Idioms
ayak bağı
albatross
n.
213
Idioms
birine ayak bağı
albatross round someone's neck
n.
214
Idioms
ayak bağı
an albatross around your neck
n.
215
Idioms
ayak bağı
an albatross round your neck [uk]
n.
216
Idioms
ayak bağı
albatross
n.
217
Idioms
birine ayak bağı
albatross round someone's neck
n.
218
Idioms
ayak bağı
an albatross around your neck
n.
219
Idioms
ayak bağı
an albatross round your neck [uk]
n.
220
Idioms
bir kadının ailesine olan bağı
apron string
n.
221
Idioms
bir kadının kocasına/çocuğuna olan bağı
apron string
n.
222
Idioms
bir bağı/sorumluluğu olmayan kimse
free bird
n.
223
Idioms
ayak bağı
millstone about neck
n.
224
Idioms
ayak bağı
deadweight
n.
225
Idioms
dizlerinin bağı çözülmek
(one's) knees are knocking
v.
226
Idioms
dizlerinin bağı çözülmek
(one's) knees are shaking
v.
227
Idioms
dizlerinin bağı çözülmek
your knees are knocking
v.
228
Idioms
ayak bağı olmak
excess baggage
v.
229
Idioms
ayak bağı olmak
be under one's feet
v.
230
Idioms
ayak bağı olmak
get under someone's feet
v.
231
Idioms
birisine ayak bağı olmamak
leave the field clear for somebody
v.
232
Idioms
dizlerinin bağı çözülmek
go weak at the knees
v.
233
Idioms
dizlerinin bağı çözülmek
feel like jelly
v.
234
Idioms
dizlerinin bağı çözülmek
turn to jelly
v.
235
Idioms
gerçeklerle bağı kopmak
lose touch with reality
v.
236
Idioms
geçmişle bağı kesmek
break with the past
v.
237
Idioms
(korkudan) dizlerinin bağı çözülmek
knock one's knees together
v.
238
Idioms
ayak bağı olmamak
stay out from under (one's) feet
v.
239
Idioms
artık (birine) ayak bağı olmamak
be out of (one's) hair
v.
240
Idioms
(kendi) kendinin ayak bağı olmak
stand in (one's) own light
v.
241
Idioms
ayak bağı olmaktan çıkmak
be out of the way
v.
242
Idioms
kan bağı olmak
be flesh and blood
v.
243
Idioms
(birine) ayak bağı olmak
be a drag on (one)
v.
244
Idioms
dizlerinin bağı çözülmek
be like jelly
v.
245
Idioms
dizlerinin bağı çözülmek
be like jelly
v.
246
Idioms
dizlerinin bağı çözülmek
turn to jelly (of legs or knees)
v.
247
Idioms
dizlerinin bağı çözülmek
be weak at the knees
v.
248
Idioms
dizlerinin bağı çözülmek
go weak at the knees
v.
249
Idioms
dizlerinin bağı çözülmek
go weak in the knees
v.
250
Idioms
ayak bağı olmak
have a monkey on your back
v.
251
Idioms
ayak bağı olmamak
keep out of the way
v.
252
Idioms
ayak bağı olmamak
keep out of one's way
v.
253
Idioms
(korkudan) dizlerinin bağı çözülmek
knock knees together
v.
254
Idioms
(birine) ayak bağı olmamak
leave the field clear for (one)
v.
255
Idioms
gerçekle/gerçeklikle bağı kesilmiş
detached from reality
adj.
256
Idioms
dış dünyayla bağı kesilmiş
detached from the (outside) world
adj.
257
Idioms
dizlerinin bağı çözülmüş
weak in the knees
adj.
258
Idioms
(bir şeyle/yerle) güçlü bağı/bağlantısı olan
rooted to (something or some place)
adj.
259
Idioms
bağı/bağlantısı kesilmiş
cut adrift
adj.
260
Idioms
(heyecandan, korkudan) dizlerinin bağı çözülmüş
weak at the knees
adj.
261
Idioms
dizlerinin bağı çözülmüş
(one's) knees are knocking
expr.
262
Idioms
dizlerinin bağı çözülmüş
(one's) knees are shaking
expr.
263
Idioms
ayak bağı olmayacak şekilde
out of (one's) road
expr.
264
Idioms
tüm oyuncuların kevin bacon'la bir yerden bağı vardır
six degrees of kevin bacon
expr.
265
Idioms
tüm oyuncuların en fazla altı adımda kevin bacon'la bir bağı çıkar
six degrees of kevin bacon
expr.
266
Idioms
artık (birine) ayak bağı değil
out of (one's) hair
expr.
267
Idioms
artık birine ayak bağı değil
out of someone's hair
expr.
268
Idioms
(birine) ayak bağı olan
under (one's) feet
expr.
Speaking
269
Speaking
ayakkabının bağı çözülmüş
your shoe's untied
expr.
Trade/Economic
270
Trade/Economic
illiyet bağı
root cause
n.
Law
271
Law
aynı ana ve babadan olan kardeşler arasındaki akrabalık bağı
whole blood
n.
272
Law
domuz bağı
hogtie
n.
273
Law
hem kan bağı hem de evlat edinmeden doğan akrabalık
mixed cognation
n.
274
Law
illiyet bağı
causal relation
n.
275
Law
illiyet bağı
casual connection
n.
276
Law
kan bağı yoluyla varis
heir of the blood
n.
277
Law
kan bağı ile mirasa hakkı olanlar
heir by blood
n.
278
Law
nedensellik bağı
causal relation
n.
279
Law
nedensellik bağı
relation of causality
n.
280
Law
nedensellik bağı
lien of causality
n.
281
Law
tam akrabalık bağı
full blood
n.
282
Law
tam kan bağı
full blood
n.
283
Law
evlilik bağı
conjugium
n.
284
Law
evlilik bağı kurmak
join in matrimony
v.
285
Law
kan bağı olan
cognate
adj.
Politics
286
Politics
yurttaşlık bağı
compact of citizenship
n.
Institutes
287
Institutes
avrupa araraştırma yoluyla tarım ve sanayi işbirliği bağı
european collaborative linkage of agriculture and industry through research
n.
Media
288
Media
bağı sabitlemeye yarayan gereç
ligator
n.
Technical
289
Technical
ayakkabı bağı
string
n.
290
Technical
camadan bağı
square knot
n.
291
Technical
çarık bağı
babiche
n.
292
Technical
denk bağı
coordinate bond
n.
293
Technical
değer ya da valans bağı
valency bond
n.
294
Technical
ester bağı
ester linkage
n.
295
Technical
elektron eksikli ortaklaşım bağı
electron deficient covalent bond
n.
296
Technical
fosfat bağı
phosphate bonding
n.
297
Technical
geçiş bağı
hot link
n.
298
Technical
göz bağı
blindfold
n.
299
Technical
hidrojen bağı
hydrogen bond
n.
300
Technical
iyon bağı
ionic bond
n.
301
Technical
kablo bağı
cable tie
n.
302
Technical
kafa bağı
pack wax
n.
303
Technical
kalıcı ikiucaylı bağı
permanent dipole bond
n.
304
Technical
kablo bağı
zip tie
n.
305
Technical
katı durum bağı
solid-state bond
n.
306
Technical
kohesyon bağı
cohesive bond
n.
307
Technical
kol bağı
garter
n.
308
Technical
korse bağı
corset lacing
n.
309
Technical
kohezyon bağı
cohesive bond
n.
310
Technical
pamuk bağı
cotton tie
n.
311
Technical
perde bağı
tieback
n.
312
Technical
sağlam arayüz bağı
sound interfacial bond
n.
313
Technical
sinter bağı
sinter bonding
n.
314
Technical
sayısal hat bağı
digital line link
n.
315
Technical
şellak bağı
shellac bond materials
n.
316
Technical
topaklaştırma bağı
sinter bonding
n.
317
Technical
torba bağı
twist tie
n.
318
Technical
uydu yer bağı
downlink
n.
319
Technical
üzüm bağı
vinery
n.
320
Technical
van der waals bağı
van der waals bond
n.
321
Technical
üzüm bağı
vineyard
n.
322
Technical
yama bağı
carrick bend
n.
323
Technical
yapışma bağı
adhesive bond
n.
324
Technical
yayma bağı
dispersion bond
n.
325
Technical
yer-uydu bağı
uplink
n.
326
Technical
yün bağı
wool grease
n.
327
Technical
ilmik bağı
eye splice
n.
328
Technical
perde bağı
holdback
n.
329
Technical
perde bağı
holdback
n.
330
Technical
bağı çözmek
abstringe
v.
331
Technical
bağı çözmek
unlink
v.
332
Technical
bağı çözmek
unbind
v.
333
Technical
(kereste, demiryolu bağı) bakır sülfat çözeltisi ile emprenye etmek
boucherize
v.
334
Technical
(kereste, demiryolu bağı) bakır sülfat çözeltisi ile emprenye etmek
boucherise
v.
Computer
335
Computer
bağ çözmek bağı kopar
unlink
n.
336
Computer
bağı kopar
unlink
n.
337
Computer
bağı kapat
disable link
n.
338
Computer
bilgi bağı
data link
n.
339
Computer
dpa/ntlm bağı sayısı
dpa/ntlm binds
n.
340
Computer
iletişim bağı
communication link
n.
341
Computer
otomatik güncelleştirme bağı
auto update link
n.
342
Computer
sayısal hat bağı
digital line link
n.
343
Computer
veri bağı katmanı
data link layer
n.
344
Computer
uydu-yer bağı
downlink
n.
345
Computer
veri bağı denetleyicisi
data link controller
n.
346
Computer
veri bağı kaçışı karakteri
data link escape character
n.
347
Computer
veri bağı
data link
n.
348
Computer
bir ağ aygıtında bulunan yer-uydu bağı girişi
mdi (medium dependent interface)
abrev.
Informatics
349
Informatics
bağlantılı metin bağı
hypertext link
n.
350
Informatics
iletişim bağı
communication link
n.
351
Informatics
veri bağı erişim protokolu
link access protocol
n.
352
Informatics
veri bağı katmanı
link layer
n.
353
Informatics
uydu-yer bağı
downlink
n.
354
Informatics
üst düzey veri bağı kontrolü
high level data link control
n.
355
Informatics
yer-uydu bağı
earth-to-satellite link
n.
356
Informatics
yer-uydu bağı
uplink
n.
Telecom
357
Telecom
bağlantılı metin bağı
hypertext link
n.
358
Telecom
eşpotansiyel bağı
equipotential bonding
n.
359
Telecom
göbek bağı
umbilical connector
n.
360
Telecom
kanal bağı
channel bonding
n.
361
Telecom
yer-uydu bağı ile aktarılan verilerin olduğu yer
uplink
n.
362
Telecom
yer-uydu bağı ile veri aktarmak
uplink
v.
Electric
363
Electric
akı bağı
flux linkage
n.
Textile
364
Textile
düğümlü ayakkabı bağı
tie
n.
365
Textile
ayakkabı bağı
shoe lace
n.
366
Textile
boyun bağı
tie
n.
367
Textile
ceviz bağı
monkey's fist
n.
368
Textile
iğne bağı
needle clamp
n.
369
Textile
iğne bağı
needle bar clamp
n.
370
Textile
kasık bağı
athletic support
n.
371
Textile
kasık bağı
supporter
n.
372
Textile
parlak renkli ve gösterişli desenleri olan çok geniş bir boyun bağı
kipper tie
n.
373
Textile
dini ve akademik cüppelerde kullanılan beyaz bir tür boyun bağı
geneva bands
n.
374
Textile
boyun bağı
overlay [scotland]
n.
375
Textile
ingiliz özel okullarında takılıp okulun renklerini taşıyan bir boyun bağı
old school tie
n.
Construction
376
Construction
harç bağı dayancı
mortar bond strength
n.
377
Construction
kayma bağı
shear tie
n.
Woodworking
378
Woodworking
dülger bağı
half hitch
n.
379
Woodworking
kereste bağı
timber set
n.
380
Woodworking
kütük bağı
timber set
n.
Furniture
381
Furniture
perde bağı
pullback
n.
Automotive
382
Automotive
kablo bağı
cable tie
n.
Railway
383
Railway
rayı hatta tutan ve bağı mekanik aşınmaya karşı koruyan metal plaka
tie plate
n.
Aeronautic
384
Aeronautic
kaldırma bağı
sling
n.
385
Aeronautic
pilot bağı
harness
n.
Marine
386
Marine
halatın parçalarının üst üste geldiği piyan bağı
throat seizing
n.
387
Marine
beden bağı
rolling hitch
n.
388
Marine
civadra bağı
bobstay
n.
389
Marine
camadan bağı
reef knot
n.
390
Marine
camadan bağı
square knot
n.
391
Marine
çift ıskota bağı
double sheet bend
n.
392
Marine
denizci bağı
sailor's knot
n.
393
Marine
deniz bağı
sailor's knot
n.
394
Marine
denizci bağı
boating knot
n.
395
Marine
deniz bağı
boating knot
n.
396
Marine
direk bağı
timber hitch
n.
397
Marine
düz piyan bağı
flat seizing
n.
398
Marine
gemici bağı
boating knot
n.
399
Marine
gemici bağı
sailor's knot
n.
400
Marine
johnson bağı
swab hitch
n.
401
Marine
ızbarço bağı
bowline
n.
402
Marine
ıskalarya bağı
clove hitch
n.
403
Marine
ıskota bağı
sheet bend
n.
404
Marine
izbarço bağı
bowline hitch
n.
405
Marine
kropi bağı
figure eight
n.
406
Marine
kötü kazık bağı
cow hitch
n.
407
Marine
kolona bağı
round turn
n.
408
Marine
kropi bağı
figure-of-eight knot
n.
409
Marine
leş bağı
bowline hitch
n.
410
Marine
margarita bağı
sheepshank
n.
411
Marine
matafyon bağı
eyelet knot
n.
412
Marine
margarita bağı
sheep shank
n.
413
Marine
sancak bağı
becket
n.
414
Marine
uskota bağı
becket
n.
415
Marine
yoma bağı
carrick bend
n.
416
Marine
yoma bağı
weaver
n.
417
Marine
ilmik bağı
eye-splice
n.
418
Marine
dönel kazık bağı
magnus hitch
n.
419
Marine
ekstra bir ilmikle yapılan ıskalarya bağı
magnus hitch
n.
420
Marine
rigavo bağı
clinch
n.
421
Marine
kropi bağı
stevedores knot
n.
422
Marine
kropi bağı
stevedore's knot
n.
423
Marine
bağı gevşeyip kurtulmak
fetch away
v.
424
Marine
bağı gevşeyip kurtulmak
fetch way
v.
425
Marine
(geminin halatını) çözülürken bükülmemesi ve kirlenmemesi için katmanlar arasında zikzak şeklinde ve kropi bağı ile döndürerek sarmak
fake
v.
426
Marine
(geminin halatını) çözülürken bükülmemesi ve kirlenmemesi için katmanlar arasında zikzak şeklinde ve kropi bağı ile döndürerek sarmak
flake
v.
427
Marine
sancak bağı yapmak
becket
v.
Medical
428
Medical
destek bağı
sustentaculum
n.
429
Medical
diz bağı
garter
n.
430
Medical
dil bağı
tongue-tie
n.
431
Medical
ense bağı
ligamentum nuchae
n.
432
Medical
fıtık bağı
truss
n.
433
Medical
göbek bağı
umbilical cord
n.
434
Medical
kas-kemik bağı
tendon
n.
435
Medical
kasık bağı
inguinal ligament
n.
436
Medical
kasık bağı
truss
n.
437
Medical
kasık bağı
suspensor
n.
438
Medical
kasık bağı
jockstrap
n.
439
Medical
damar bağı
ligature
n.
440
Medical
dil bağı kesilirken dili destekleyen alet
fourchette
n.
441
Medical
dil bağı
tongue tie
n.
442
Medical
cerrah bağı
surgeons knot
n.
443
Medical
cerrah bağı
surgeon's knot
n.
Anatomy
444
Anatomy
boyun ense bağı
cervical posterior ligament
n.
445
Anatomy
dilaltı bağı
string ligament
n.
446
Anatomy
dizkapağı bağı
patellar ligament
n.
447
Anatomy
diz bağı
the tendon of the knee
n.
448
Anatomy
eklem bağı
sutral ligament
n.
449
Anatomy
göbek bağı
umbilical cord
n.
450
Anatomy
göbek bağı
umbilical
n.
451
Anatomy
skrotum bağı
scrotal ligament
n.
452
Anatomy
kasık bağı
poupart's ligament
n.
Psychology
453
Psychology
annelik bağı
maternal bonding
n.
454
Psychology
eş bağı
pair-bond
n.
Veterinary
455
Veterinary
dört ayaklı hayvanlarda ense bağı
white leather
n.
Food Engineering
456
Food Engineering
denge bağı
tie line
n.
Gastronomy
457
Gastronomy
tatlı beyaz sofra şaraplarının üretildiği bir fransız bağı
yquem
n.
458
Gastronomy
tatlı beyaz sofra şaraplarının üretildiği bir fransız bağı
château d'yquem
n.
459
Gastronomy
siyah vinifera üzümü bağı
cornichon
n.
Physics
460
Physics
atom bağı
atomic bond
n.
461
Physics
iyon bağı
ionic bond
n.
462
Physics
iyon bağı
ionic binding
n.
463
Physics
van de waals bağı
van der waals bonding
n.
Chemistry
464
Chemistry
bir ya da daha fazla hidrojen bağı ile halka oluşturma işlemi
chelation
n.
465
Chemistry
yapılarında en az bir tane karbon-karbon çift bağı içeren doymamış yağlı hidrokarbon
alkene
n.
466
Chemistry
yapılarında en az bir tane karbon-karbon çift bağı içeren doymamış yağlı hidrokarbon
olefine
n.
467
Chemistry
yapılarında en az bir tane karbon-karbon çift bağı içeren doymamış yağlı hidrokarbon
olefin
n.
468
Chemistry
karbon-karbon çift bağı içeren bileşiklerde stereoizomerizm
alloisomerism
n.
469
Chemistry
değerlik bağı kuramı
valence-bond theory
n.
470
Chemistry
iyon bağı
ionic bond
n.
471
Chemistry
karbon-azot çift bağı
carbon-nitrogen double bonds
n.
472
Chemistry
molekülün iki parçasını birbirine bağlayan değerlik bağı
bridge
n.
473
Chemistry
hidrojen bağı
bridge
n.
474
Chemistry
molekül başına ikili veya üçlü değerlik bağı bulunan karbon zincirine sahip doymamış yağ asidi
monounsaturated fatty acid
n.
475
Chemistry
ebeveyn elementteki fosfor-sülfür bağının türevde fosfor-oksijen bağı ile değişmesi sonucu ortaya çıkan organik bileşik
oxon
n.
476
Chemistry
halkasında tek bir bağı olan siklik hidrokarbon
cycloolefin
n.
477
Chemistry
(organik bileşik) çift veya üçlü bağı olan ve yeni bileşimler oluşturabilen
undersaturated
adj.
478
Chemistry
tekli, ikili veya üçlü bağı olan (organik bileşik)
monounsaturated
adj.
Biology
479
Biology
peptit bağı
peptide bond
n.
480
Biology
kan bağı hafızası
blood memory
n.
481
Biology
peptit bağı
peptide linkage
n.
482
Biology
plazma bağı
plasmodesma
n.
483
Biology
plazma bağı
plasmodesm
n.
484
Biology
plazma bağı
plasmodesmas
n.
485
Biology
bağı çevreleyen hücresel doku membranı
peridesmium [obsolete]
n.
486
Biology
öz (kan bağı) olmayan
nonbiological
adj.
Biochemistry
487
Biochemistry
anhidrid bağı
anhydride bond
n.
488
Biochemistry
peptit bağı
peptide
n.
Marine Biology
489
Marine Biology
olta bağı
fisherman's knot
n.
Zoology
490
Zoology
modern at ile genetik bağı olan at
horse
n.
Botanic
491
Botanic
göbek bağı
umbilical cord
n.
Agriculture
492
Agriculture
ova bağı
vineyard
n.
493
Agriculture
üzüm bağı
vineyard
n.
494
Agriculture
üzüm bağı sahibi
vineyardist
n.
Fishery
495
Fishery
olta bağı
truelove knot
n.
496
Fishery
olta bağı
true lover's knot
n.
497
Fishery
balıkçı bağı
anchor bend
n.
Social Sciences
498
Social Sciences
evlilik bağı olmadan yürütülen beraberlik
de facto relationship
n.
499
Social Sciences
kan bağı veya evlilik yolu ile akraba olan insan grubu
kin group
n.
500
Social Sciences
kan bağı anne tarafından takip edilen (aile veya toplum)
matriarchic
adj.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bağı
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy