crying - Turkish English Dictionary

crying

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "crying" in Turkish English Dictionary : 10 result(s)

English Turkish
Common Usage
crying n. ağlama
They heard crying.
Ağlama sesleri duydular.

More Sentences
crying adj. ağlayan
It's hard to handle crying babies.
Ağlayan bebeklerle başa çıkmak zordur.

More Sentences
General
crying adj. büyük
It is a crying shame, however, that the European Council, in particular, is defaulting.
Ancak özellikle Avrupa Konseyi'nin bu konuda temerrüde düşmesi büyük bir utanç kaynağıdır.

More Sentences
crying n. çığlık
crying n. ağlayış
crying adj. göze çarpan
crying adj. apaçık
crying adj. acil
crying adj. ivedi
crying adj. iğrenç

Meanings of "crying" with other terms in English Turkish Dictionary : 126 result(s)

English Turkish
General
baby crying n. bebek ağlaması
I can't stand babies crying.
Bebeklerin ağlamasına katlanamam.

More Sentences
burst out crying v. birden ağlamaya başlamak
Tom burst out crying.
Tom birden ağlamaya başladı.

More Sentences
stop crying v. ağlamayı kesmek
The baby has finally stopped crying.
Bebek sonunda ağlamayı kesti.

More Sentences
feel like crying v. ağlamaklı olmak
I felt like crying at the news.
Haberden dolayı ağlamaklı oldum.

More Sentences
Colloquial
start crying v. ağlamaya başlamak
She started crying and I started crying too.
O ağlamaya başladı ve ben de ağlamaya başladım.

More Sentences
come home crying v. eve ağlayarak gelmek
Tom came home crying.
Tom eve ağlayarak geldi.

More Sentences
Idioms
burst out crying v. gözyaşlarına boğulmak
As soon as she saw me, she burst out crying.
O beni görür görmez, gözyaşlarına boğuldu.

More Sentences
Speaking
stop crying expr. ağlamayı kes
Stop crying or I'll throw you to the dogs.
Ağlamayı kes, yoksa seni köpeklere atarım.

More Sentences
General
crying fit n. ağlama krizi
crying jag n. ağlama krizi
crying jag n. ağlama nöbeti
crying girl n. ağlayan kız
a voice crying in the wilderness n. kimsenin dikkate almadığı bir öneri veya ricada bulunan kimse
crying [scotland] n. doğum
crying [scotland] n. lohusalık
crying out [scotland] n. doğum
crying out [scotland] n. lohusalık
crying one's eyes out adv. hüngür hüngür
crying one's eyes out adv. iki gözü iki çeşme
crying one's heart out adv. iki gözü iki çeşme
crying in despair adv. umutsuzca ağlayarak
Proverb
there's no point crying over spilt milk son pişmanlık fayda etmez
it's no good crying over spilt milk son pişmanlık fayda etmez
it's no use crying over split milk olmuşla ölmüşe çare yok
it's no use crying over spilt milk oldu olacak kırıldı nacak
(it's) no good crying over spilt milk son pişmanlık fayda etmez
(it's) no good crying over spilt milk olanla ölene çare yok
(it's) no good crying over spilt milk olan olmuş, üzülmenin faydası yok
(there's) no good crying over spilt milk son pişmanlık fayda etmez
(there's) no good crying over spilt milk olanla ölene çare yok
(there's) no good crying over spilt milk olan olmuş, üzülmenin faydası yok
(it's) no use crying over spilled milk son pişmanlık fayda etmez
(it's) no use crying over spilled milk olanla ölene çare yok
(it's) no use crying over spilled milk olan olmuş, üzülmenin faydası yok
(there's) no use crying over spilled milk son pişmanlık fayda etmez
(there's) no use crying over spilled milk olanla ölene çare yok
(there's) no use crying over spilled milk olan olmuş, üzülmenin faydası yok
(it's) no use crying over spilt milk son pişmanlık fayda etmez
(it's) no use crying over spilt milk olanla ölene çare yok
(it's) no use crying over spilt milk olan olmuş, üzülmenin faydası yok
(there's) no use crying over spilt milk son pişmanlık fayda etmez
(there's) no use crying over spilt milk olanla ölene çare yok
(there's) no use crying over spilt milk olan olmuş, üzülmenin faydası yok
(there's) no point crying over spilt milk olanla ölene çare yok
(there's) no point crying over spilt milk olan olmuş, üzülmenin faydası yok
(there's) no point crying over spilt milk olmuş bitmiş/geçmiş gitmiş şeye üzülmenin faydası yok
Colloquial
crying drunk adj. sarhoş olup/içip ağlayan
crying drunk adj. sarhoş olup/içip duygusala bağlayan
for crying in a bucket! expr. aman tanrım!
for crying out loud! expr. aman tanrım!
for crying in a bucket! expr. hadi canım!
for crying out loud! expr. hadi canım!
for crying in a bucket! expr. inanamıyorum!
for crying out loud! expr. inanamıyorum!
for crying out loud! exclam. la havle!
Idioms
crying need (for someone or something) n. büyük ihtiyaç/gereksinim
crying shame n. büyük ayıp
a voice crying in the wilderness n. kimsenin dikkate almadığı bir uyarı
a voice crying in the wilderness n. kimsenin dikkate almadığı bir görüş
a crying need n. büyük ihtiyaç
a crying need n. ivedi ihtiyaç
a crying need n. acil ihtiyaç
crying need (for someone or something) n. (birisine ya bir şeye) büyük ihtiyaç
crying need (for someone or something) n. ivedi ihtiyaç
crying need (for someone or something) n. acil ihtiyaç
crying towel n. birinin şikayet ve dertlerinin abartılı olduğunu belirtmek üzere kullanılan mecazi havlu/mendil
crying towel n. birinin dertlerini, şikayetlerini dinleyen kişi
crying towel n. birini yüreğine su serpen kişi
a crying shame n. talihsizlik
a crying shame n. zamansız durum
a crying shame n. sırasız durum
a crying shame n. şanssızlık
a crying shame n. sorunsal
crying need n. büyük ihtiyaç
crying need n. ivedi ihtiyaç
crying need n. acil ihtiyaç
crying towel n. ağlama duvarı
burst out crying v. göz yaşları sel olmak
be a crying shame v. büyük talihsizlik olmak
be a crying shame v. şanssızlık olmak
be a crying shame v. yazık olmak
be crying crocodile tears v. sahte gözyaşı dökmek
be crying crocodile tears v. timsah gözyaşı dökmek
be crying crocodile tears v. timsah gözyaşları dökmek
be crying crocodile tears v. yalandan ağlamak
crying drunk adj. sersefil sarhoş
crying drunk adj. körkütük sarhoş
crying drunk adj. ağlak sarhoş
it's no use crying over spilt milk expr. son pişmanlık fayda etmez
for crying out loud expr. tanrı aşkına
Speaking
have you been crying? expr. ağladın mı sen?
have you been crying? expr. ağlıyor muydun sen?
I was crying expr. ağlıyordum
for crying out loud! expr. allah rızası için!
I can't get her to stop crying expr. ağlamasını durduramıyorum
I can't get her to stop crying expr. ağlamasını durdurmayı başaramıyorum
it's a crying shame expr. büyük talihsizlik
was the baby crying? expr. bebek ağlıyor muydu?
I started crying expr. ben ağlamaya başladım
it's no use crying over spilled milk expr. dökülen sütün ardından ağlamayın
it's a crying shame expr. çok yazık!
I heard you crying the other night expr. geçen gece ağladığını duydum
she was crying expr. o ağlıyordu
it's no use crying over split milk expr. oldu olacak kırıldı nacak
it's no use crying over spilled milk expr. olan oldu bir kere
the girl is crying expr. kız ağlıyor
why are you crying? expr. niye ağlıyorsun?
it's no use crying over spilled milk expr. olmuşla ölmüşe çare yok
why are you crying? expr. neden ağlıyorsun?
so then why are you crying? expr. peki o zaman neden ağlıyorsun?
she heard you crying in the bathroom expr. tuvaletteyken senin ağladığını duymuş
it's a crying shame! expr. yazıklar olsun!
no I am not crying I got something in my eye expr. yok ağlamıyorum gözüme bir şey kaçtı
I feel like crying my eyes out expr. gözyaşlarım kuruyana kadar ağlamak istiyorum
Medical
excessive crying n. aşırı ağlama
crying spells n. ağlama nöbetleri
duration of crying n. ağlama süresi
proneness to crying n. ağlamaya meyillilik
proneness to crying n. ağlamaya yatkınlık
inappropriate crying and laughing attacks n. uygunsuz ağlama-gülme atakları
Zoology
crying hare n. ıslıklı tavşan
Ornithology
crying bird n. güney ve orta amerika'da bulunan, su kıyısında yaşayıp balıkla beslenen uzun bacaklı bir kuş
Slang
crying weed n. ot
crying weed n. esrar
crying weed n. sigaralık
crying weed n. cigara