dressed - Turkish English Dictionary
History

dressed

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "dressed" in Turkish English Dictionary : 20 result(s)

English Turkish
Common Usage
dressed adj. giyinmiş
dressed adj. giyinik
General
dressed adj. giyimli
dressed adj. aharlı
dressed adj. rendelenmiş
dressed adj. işlenmiş
dressed adj. yontulmuş
dressed adj. çaplanmış
dressed adj. giyinik
dressed adj. ilaçla ve sargı yapılarak tedavi edilmiş
Colloquial
dressed adj. bayramlıklarını giymiş
dressed adj. cicilerini giymiş
dressed adj. giyinip kuşanmış
dressed adj. özenle giyinmiş
dressed adj. süslenip püslenmiş
Technical
dressed adj. giydirilen
Gastronomy
dressed adj. pişirilmeye hazırlanmış (kümes hayvanı)
dressed adj. yağ ve sirke ile karıştırılmış
dressed adj. sosla karıştırılmış
dressed adj. (new orleans'ta) marul, domates ve mayonez gibi çeşitli malzemelerle hazırlanan bir sandviç

Meanings of "dressed" with other terms in English Turkish Dictionary : 189 result(s)

English Turkish
General
dressed stone n. yontma taş
terrorists dressed in military uniform n. askeri kıyafet giyen teröristler
a man dressed as father christmas n. noel baba kılığında bir adam
be dressed in tatters v. yırtık pırtık giysiler içinde olmak
be dressed in tatters v. birinin üstü başı yırtık pırtık olmak
be dressed up fit to kill v. iki dirhem bir çekirdek olmak
be dressed v. yontulmak
get dressed v. giyinmek
be dressed up fit to kill v. çok süslenmiş olmak
get dressed v. üstünü giymek
get dressed v. üstünü giyinmek
stay dressed v. giyinik kalmak
dressed in blue adj. mavili
dressed up to kill adj. iki dirhem bir çekirdek
oddly dressed adj. zibidi
dressed with mayonnaise adj. mayonezli
smartly dressed adj. giyimi kuşamı yerinde
dressed up to the nines adj. iki dirhem bir çekirdek
immodestly dressed adj. açık saçık
poorly dressed adj. kötü giyinen
neatly dressed adj. temiz giyinen
showily dressed adj. allı pullu
dressed up fit to kill adj. iki dirhem bir çekirdek
over-dressed adj. çok şık giyinmiş
well-dressed adj. kerli ferli
fully dressed adj. tamamen giyinik
dressed in black tights adj. siyah tayt giymiş
well-dressed adj. şık
well-dressed adj. iyi/güzel giyinmiş
badly-dressed adj. kötü giyimli
dressed in judge's robes adj. yargıç cübbesi giyinmiş
well-dressed adj. şık giyimli
well-dressed adj. şık giyinmiş
half-dressed adj. yarı giyinik
dressed up adj. kıyafetli
dressed-up adj. şık giyinmiş
dressed-up adj. resmi giysili
cross-dressed adj. karşı cinse özgü kıyafetler giymiş
Colloquial
get all dressed up for someone v. birisi için süslenmek
be all dressed up with nowhere to go v. giyinip kuşanıp ortada kalmak
be all dressed up with nowhere to go v. giyinip kuşanıp gidecek yeri olmamak
be all dressed up with nowhere to go v. hazırlandığı halde gidecek yeri olmamak
be all dressed up with nowhere to go v. bir şey için hazırlanıp gidememek
be all dressed up with nowhere to go v. hazır şekilde ortada kalmak
be all dressed up with nowhere to go v. hazırlandığı etkinlik gerçekleşmemek
be all dressed up with no place to go v. giyinip kuşanıp ortada kalmak
be all dressed up with no place to go v. giyinip kuşanıp gidecek yeri olmamak
be all dressed up with no place to go v. hazırlandığı halde gidecek yeri olmamak
be all dressed up with no place to go v. bir şey için hazırlanıp gidememek
be all dressed up with no place to go v. hazır şekilde ortada kalmak
be all dressed up with no place to go v. hazırlandığı etkinlik gerçekleşmemek
be all dressed up with nowhere to go v. giyinip kuşanıp ortada kalmak
be all dressed up with nowhere to go v. giyinip kuşanıp gidecek yeri olmamak
be all dressed up with nowhere to go v. hazırlandığı halde gidecek yeri olmamak
be all dressed up with nowhere to go v. bir şey için hazırlanıp gidememek
be all dressed up with nowhere to go v. hazır şekilde ortada kalmak
be all dressed up with nowhere to go v. hazırlandığı etkinlik gerçekleşmemek
be all dressed up with no place to go v. giyinip kuşanıp ortada kalmak
be all dressed up with no place to go v. giyinip kuşanıp gidecek yeri olmamak
be all dressed up with no place to go v. hazırlandığı halde gidecek yeri olmamak
be all dressed up with no place to go v. bir şey için hazırlanıp gidememek
be all dressed up with no place to go v. hazır şekilde ortada kalmak
be all dressed up with no place to go v. hazırlandığı etkinlik gerçekleşmemek
dressed to kill adj. cicilerini giymiş
dressed to kill adj. dikkat çekecek şekilde giyinmiş
dressed to the teeth adj. hoş giyinmiş
well-dressed adj. iyi giyimli
dressed up like a dog's dinner adj. rüküş
dressed to the teeth adj. şık giyinmiş
dressed to kill adj. süslenip püslenmiş
ill-dressed adj. rüküş
dressed up adj. bayramlıklarını giymiş
dressed up adj. giyinip kuşanmış
dressed up adj. giyinip süslenmiş
dressed up adj. resmi giyinmiş
dressed up adj. belirli bir etkinliğe uygun giyinmiş
dressed up adj. aşırı şık giyinmiş
dressed up adj. süslenip püslenmiş
dressed to kill expr. bayramlıklarını giymiş
dressed to kill expr. baştan çıkarıcı şekilde giyinmiş
dressed to kill expr. giyinip kuşanmış
dressed to kill expr. özenle giyinmiş
dressed up like a dog's dinner expr. kılıksız
then I get up, bathe, and get dressed expr. sonrasında yataktan kalkarım, duş alır ve giyinirim
Idioms
first in best dressed n. erken gelen parsayı toplar
mutton dressed up as lamb n. gençlere özenip onlar gibi giyinen yaşlıca kadın
be dressed to kill v. açık saçık giyinmek
be dressed to kill v. baştan çıkarıcı şekilde giyinmek
dressed to the nines v. çok şık giyinmek
be all dressed up and with nowhere to go v. hazır şekilde ortada kalmak
all dressed up and nowhere to go v. hazır şekilde ortada kalmak
be all dressed up and nowhere to go v. hazır şekilde ortada kalmak
mutton dressed up as lamb v. genç işi giyinmek
be all dressed up and with nowhere to go v. hazırlandığı halde gidecek yeri olmamak
be all dressed up and nowhere to go v. hazırlandığı halde gidecek yeri olmamak
all dressed up with nowhere to go completely ready for something v. hazır şekilde ortada kalmak
be dressed up like a dog's dinner v. komik giyinmek
get dressed up v. özel bir olay için en güzel kıyafetlerini giymek
be dressed up like a dog's dinner v. kötü giyinmek
be dressed up like a dog's dinner v. paçoz gibi giyinmek
be dressed up to the nines v. (özellikle bir davet için) çok şık giyinmek
be dressed to kill v. dikkat çekecek şekilde giyinmek
be dressed to kill v. süslenip püslenmek
be dressed to kill v. bayramlıklarını giymek
be dressed to kill v. giyinip kuşanmak
be dressed to kill v. özenle giyinmek
be dressed to kill v. şık giyinmek
be dressed to kill v. çarpıcı kıyafetler giymek
be dressed to kill v. iki dirhem bir çekirdek olmak
be dressed to kill v. çok süslenmek
be mutton dressed as lamb v. genç kız gibi giyinmek (yaşlı kadın)
be mutton dressed as lamb v. çıtır gibi giyinmek (yaşlı kadın)
be mutton dressed as lamb v. genç işi giyinmek (yaşlı kadın)
be mutton dressed as lamb v. genç kızlara özenip onlar gibi giyinmek (yaşlı kadın)
be mutton dressed as lamb v. yaşına uygun olmayan, genç kızların giyebileceği kıyafetleri giymek
be mutton dressed (up) as lamb [uk] v. genç kız gibi giyinmek (yaşlı kadın)
be mutton dressed (up) as lamb [uk] v. çıtır gibi giyinmek (yaşlı kadın)
be mutton dressed (up) as lamb [uk] v. genç işi giyinmek (yaşlı kadın)
be mutton dressed (up) as lamb [uk] v. genç kızlara özenip onlar gibi giyinmek (yaşlı kadın)
be mutton dressed (up) as lamb [uk] v. yaşına uygun olmayan, genç kızların giyebileceği kıyafetleri giymek
dressed to the nines adj. süslenip püslenmiş
(all) dressed up adj. resmi (giyim)
all dressed up adj. resmi (giyim)
dressed fit to kill adj. şık giyinmiş
dressed to the nines adj. şık giyinmiş
dressed up fit to kill adj. şık giyinmiş
dressed to kill adj. şık giyinmiş
(all) dressed up like a pox doctor's clerk [uk/australia] adj. giyinip kuşanmış
(all) dressed up like a pox doctor's clerk [uk/australia] adj. kokona gibi giyinmiş
(all) dressed up like a pox doctor's clerk [uk/australia] adj. aşırı süslenmiş
(all) dressed up like a pox doctor's clerk [uk/australia] adj. baştan ayağa süslenmiş
(all) dressed up like a pox doctor's clerk [uk/australia] adj. gösterişli kıyafetler giymiş
(all) dressed up like a pox doctor's clerk [uk/australia] adj. göz alıcı/cafcaflı kıyafetler giymiş
(all) dressed up like a pox doctor's clerk [uk/australia] adj. gösterişli giyinmiş
(all) dressed up adj. resmi giyinmiş
(all) dressed up adj. en güzel kıyafetlerini giymiş
(all) dressed up adj. giyinip kuşanmış
(all) dressed up adj. güzelce giyinmiş
(all) dressed up adj. giyinip süslenmiş
dressed like a dog's dinner adj. rüküş
dressed like a dog's dinner adj. kılıksız
dressed like a dog's dinner adj. kötü giyinmiş
dressed like a dog's dinner adj. komik giyinmiş
dressed like a dog's dinner adj. paçoz gibi giyinmiş
dressed to the nines expr. bayramlıklarını giymiş
dressed up fit to kill expr. çarpıcı kıyafetler giyinmiş
dressed fit to kill expr. çarpıcı kıyafetler giyinmiş
dressed to the nines expr. cicilerini giymiş
dressed to kill expr. çarpıcı kıyafetler giyinmiş
dressed to the nines expr. hoş giyinmiş
dressed to the nines expr. giyinip kuşanmış
dressed up fit to kill expr. iki dirhem bir çekirdek
dressed to the nines expr. jilet gibi giyinmiş
dressed to the nines expr. özenle giyinmiş
first in, best dressed expr. erken gelen parsayı toplar
first in, best dressed expr. erken gelen oturur
first in, best dressed expr. önce gelen alır
first in, best dressed expr. önce/erken gelen öncelik hakkına sahiptir
Speaking
she/he dressed me down badly expr. beni bir güzel haşladı
she/he dressed me down badly expr. beni bir güzel azarladı
you better get dressed expr. giyinsen iyi olurdu
I'm getting dressed expr. şu an giyiniyorum
Trade/Economic
window-dressed balance sheet n. makyajlanmış bilanço
Technical
dressed coal n. hazırlanmış kömür
dressed side n. işlenmiş yüz
dressed size n. işlenmiş boyut
hammer-dressed-masonry n. ince yontma taş duvar
dressed stone n. işlenmiş taş
dressed stone n. taraklanmış taş
dressed surface adj. yüzeyi işlenmiş
Construction
hammer-dressed stone n. çaplanmış taş
hammer-dressed rustic ashlar n. rüstik yüzeyli kesmetaş
dressed masonry n. yonu taşı duvar örgüsü
hammer dressed adj. çekiçlenmiş
hammer-dressed adj. çekiçle işlenmiş
hammer dressed adj. taraklanmış
Woodworking
dressed lumber n. işlenmiş kereste
dressed timber n. işlenmiş ağaç
dressed and matched lumber n. işlenmiş lamba-zıvanalı kereste
dressed timber n. kereste
dressed lumber n. temiz kereste
Traffic
hammer-dressed rubble stone n. çaplanmış moloz taş
hammer-dressed stone n. ince yonu taşı
Mining
dressed ore n. maden cevherinin katışkılarından arınmış kısmı
dressed ore n. mineral cevherindeki pislikler arındırıldıktan sonra elde edilen değerli mineral
Gastronomy
all-dressed [canadian] adj. mevcut bütün garnitürlerle servis edilen
Painting
dressed figure n. giyimli figür
Slang
mutton dressed as lamb n. genç kız gibi giyinmiş yaşlı kadın (olumsuz anlamda)
British Slang
mutton dressed as lamb n. çıtır gibi giyinmiş yaşlı kadın