game) - Turkish English Dictionary

game)

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "game)" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
Common Usage
game n. oyun
We are still a long way from being able to say that the game in Afghanistan has been won.
Afganistan'daki oyunun kazanıldığını söyleyebilmek için hala çok uzaktayız.

More Sentences
General
guessing game n. tahmin oyunu
I'm not going to play guessing games with you.
Sizinle tahmin oyunları oynamayacağım.

More Sentences
game bird n. av kuşu
Game birds abound in the area.
Bölgede bol miktarda av kuşu var.

More Sentences
away game n. deplasman
We lost almost all our away games.
Neredeyse tüm deplasman oyunlarını kaybettik.

More Sentences
game theory n. oyun teorisi
Game theory is the study of strategic decision making.
Oyun teorisi, stratejik karar verme üzerine bir çalışmadır.

More Sentences
game n. av hayvanı
We accept this for the individual hunter consuming or passing on the game he has shot or caught.
Bunu, vurduğu ya da yakaladığı av hayvanını tüketen ya da başkalarına aktaran bireysel avcı için kabul ediyoruz.

More Sentences
video game n. video oyunu
Who's your favorite video game character?
En sevdiğiniz video oyunu karakteri kim?

More Sentences
chess game n. satranç oyunu
Tom is concentrating on the chess game.
Tom satranç oyununa konsantre oluyor.

More Sentences
game of chance n. şans oyunu
Craps is a game of chance played with dice.
Barbut zarla oynanan bir şans oyunudur.

More Sentences
big game n. büyük hayvan avı
Hemingway enjoyed big game hunting in Africa.
Hemingway, Afrika'daki büyük hayvan avından hoşlandı.

More Sentences
game n. karşılaşma
The game will be held even if it rains.
Yağmur yağsa bile karşılaşma yapılır.

More Sentences
away game n. deplasman maçı
We lost almost all our away games.
Neredeyse tüm deplasman maçlarımızı kaybettik.

More Sentences
ball game n. top oyunu
Ball games, such as basketball and ping-pong, are usually played indoors.
Basketbol ve masa tenisi gibi top oyunları genellikle kapalı alanlarda oynanır.

More Sentences
game plan n. oyun planı
I never really had any game plan.
Hiçbir zaman bir oyun planım olmadı.

More Sentences
golf game n. golf oyunu
What's Tom's golf game like?
Tom'un golf oyunu nasıl?

More Sentences
ball game n. durum
It's a whole new ball game for me.
Bu, benim için tamamen farklı bir durum.

More Sentences
game n. maç
The Korean people and I will do our utmost to make the 2002 World Cup games the safest games ever.
Kore halkı ve ben 2002 Dünya Kupası maçlarının şimdiye kadarki en güvenli maçlar olması için elimizden geleni yapacağız.

More Sentences
game n. av eti
One issue that stands out above all others is that of game meat.
Diğerlerinin ötesinde öne çıkan bir konu da av etidir.

More Sentences
game n. av
Our hunters already know a great deal about game hygiene and diseases.
Avcılarımız av hijyeni ve hastalıkları konusunda zaten çok şey biliyor.

More Sentences
game n. oyun
So we are, I hope and believe, raising our game.
Dolayısıyla, umuyor ve inanıyorum ki, oyunumuzu yükseltiyoruz.

More Sentences
action game n. aksiyon oyunu
Become a hero of a global space war in this action game.
Bu aksiyon oyununda küresel bir uzay savaşında kahraman ol.

More Sentences
game meat n. av etleri
One issue that stands out above all others is that of game meat.
Bizi diğerlerinden ayıran bir konu da av eti meselesidir.

More Sentences
board game n. masa oyunu
Sami liked board games.
Sami masa oyunlarını severdi.

More Sentences
a game plan n. bir oyun planı
Tom came in with a game plan.
Tom bir oyun planıyla geldi.

More Sentences
game show n. yarışma programı
I don't enjoy watching game shows.
Yarışma programlarını izlemekten hoşlanmıyorum.

More Sentences
role-playing game n. rol yapma oyunu
What's your favorite role-playing game?
En sevdiğin rol yapma oyunu hangisi?

More Sentences
previous game n. önceki oyun
This easter egg is a reference to one of the developer's previous games.
Bu easter egg, geliştiricinin önceki oyunlarından birine bir göndermedir.

More Sentences
basketball game n. basketbol maçı
He watched a basketball game on TV last night.
Dün gece televizyonda bir basketbol maçı izledi.

More Sentences
board game n. kutu oyunu
Sami liked board games.
Sami kutu oyunlarını seviyordu.

More Sentences
big game n. büyük av hayvanı
There's a lot of big game in that forest.
O ormanda birçok büyük av hayvanı var.

More Sentences
game n. rekabet
Any industry where profits can be made is fair game.
Kâr elde edilebilecek her sektör adil bir rekabet alanıdır.

More Sentences
game n. mücadele
Any industry where profits can be made is fair game.
Kar elde edilebilecek her sektör adil bir mücadele alanıdır.

More Sentences
win the game v. maçı kazanmak
I'm glad that your team won the game.
Takımınızın maçı kazandığına memnun oldum.

More Sentences
Colloquial
in the game expr. oyunda
New players are appearing and claiming a place in the game.
Yeni oyuncular ortaya çıkıyor ve oyunda kendilerine yer ediniyorlar.

More Sentences
in the game expr. oyunun içinde
I want to stay in the game.
Oyunun içinde kalmak istiyorum.

More Sentences
Idioms
blame game n. suçlama oyunu
Don't play the blame game.
Suçlama oyunu oynama.

More Sentences
General
return game n. rövanş maçı
game fish n. avlanınca direnen balık
game show n. oyun spor gösterisi
poker game n. poker oyunu
game animal n. av hayvanı
game warden n. av bekçisi (resmi)
black game n. kayıntavuğu
game n. parti
game n. eğlence
game n. spor
game licence n. av ruhsatı
game n. sakat (kol/bacak)
rigged game n. şike
game n. meslek
skin game n. dolandırıcılık
table game n. masa oyunu
confidence game n. dolandırıcılık
game law n. avcılık hukuku
volleyball game n. voleybol maçı
football game n. futbol
skin game n. üçkağıt
game n. savaş
game n. oyunlarda parti
game bag n. av çantası
zero sum game n. sıfır toplamlı oyun
thrown game n. şike
game country n. avlak
game n. şaka
gambling game n. kumar oyunu
the name of the game n. asıl sorun
card game n. iskambil
a kind of dice game n. barbut
game shows n. oyun şovları
game equipment n. oyun ekipmanı
fantasy game n. hayal oyunu
game n. eğlenme
running game n. koşu oyunu
turkey's official football betting game n. iddaa
confidence game n. üçkağıtçılık
ball game n. vaziyet
bunco game n. dolandırıcılık
game preserve n. av hayvanları için ayrılmış yer
video game n. bilgisayar oyunu
confidence game n. dolandırıclık
game bag n. celbe (avcı)
game of chance n. kumar oyunu
card game n. iskambil oyunu
game n. cesur
game n. tertip
game fowl n. kümes hayvanı
ball game n.
game n. şikar
party game n. parti oyunu
game n. dolap
shell game n. üçkağıtçılık
fair game n. yasak olmayan av
zero sum game n. toplamı sıfır olan oyun
confidence game n. sahtekarlık
confidence game n. dolandırma
game language n. oyun dili
game reserve n. vahşi hayvanların doğal hayatlarını devam ettirdikleri geniş alan
game park n. vahşi hayvanların doğal hayatlarını devam ettirdikleri geniş alan
mind game n. zeka oyunu
name of the game n. konunun özü
game tricks n. oyun hileleri
game arcade n. oyun salonu
video game arcade n. oyun salonu
game arcade n. atari salonu
game center arcade n. oyun salonu
game center arcade n. atari salonu
video game arcade n. atari salonu
the game is up n. oyun bitti
con game n. alavere dalavere
bunko game n. alavere dalavere
confidence game n. alavere dalavere
bunco game n. alavere dalavere
game room n. oyun odası
game n. hile
game-changing technology n. oyunun kurallarını değiştiren teknoloji
rules of the game n. oyunun kuralları
management game n. yönetim oyunu
non-cooperative game n. işbirliksiz oyun
nested game n. içice oyun
nested game n. yuvalanmış oyun
stochastic game n. rasgele oyun
glad game n. mutluluk oyunu
game keeper n. kolcu
game of hazard n. kumar
game of hazard n. talih oyunu
game n. kumar
game keeper n. bekçi
game law n. av yasası
game meat n. av ürünleri
fair game n. alay konusu olabilecek kimse
dangerous game n. tehlikeli oyun
game center n. oyun merkezi
in the rest of the game n. oyunun geri kalanında
creative game n. yaratıcı oyun
game madness n. oyun çılgınlığı
game frenzy n. oyun çılgınlığı
rest of the game n. oyunun geri kalanı
rest of the game n. maçın geri kalanı
heads or tails game n. yazı tura oyunu
cat and mouse game n. kedi fare oyunu
indoor game n. iç mekan oyunu
pinball game n. tilt oyunu
mental game n. zihinsel oyun
laws of the game n. oyunun kuralları
a game addict n. oyun bağımlısı
handheld video game n. avuç içi oyun
dress-up game n. giysi oyunu
the most watched game of the week n. haftanın en çok izlenen maçı
the game plan n. oyun planı
line game n. çizgi oyunu
bucket game n. kova oyunu
brick game n. tuğla oyunu
the game philosophy n. oyun felsefesi
string game n. ip oyunu
rope game n. ip oyunu
scratch game n. kazı kazan kartı
scratch game n. kazı kazan
scratch game n. kazı kazan bileti
train game n. tren oyunu
ball game n. basketbol/beysbol veya amerikan futbolu (us)
ball game n. top ile oynan oyunun (uk)
charity game n. bağış toplama amacıyla düzenlenen eğlence yarışması
game of draught n. dama (oyunu)
game on n. oyuna başlama işareti/sinyali
an old table game like domino n. aznif
game store n. oyun mağazası
game store n. oyun dükkanı
game line n. oyun sırası
game board n. oyun tahtası
zero-sum game n. iki tarafın da aynı oranda kazanması veya kaybetmesi
world of game n. oyun dünyası
game world n. oyun dünyası
game request n. oyun isteği
guessing game card n. tahmin oyunu kartı
counting-out game n. sayışmaca
counting-out game n. sayışmaca oyunu
the purpose of the game n. oyunun amacı
computer game designer n. bilgisayar oyunu tasarımcısı
game player stats n. oyuncu istatistikleri
badger game n. tuzak kurarak birini yüz kızartıcı duruma düşürüp, olayı ifşa etme tehdidiyle şantaj yapma
strap game n. kemerle oynanan bir tür oyun
experimental game n. deneysel oyun
experimental game theory n. deneysel oyun teorisi
a' game n. kişinin en iyi performansı
game of the year (goty) n. yılın oyunu
game of the year (goty) n. senenin oyunu
end game n. son evre
end game n. son aşama
child's game n. çocuk oyunu
game day n. oyun günü
word game n. kelime oyunu
word game n. sözcük oyunu
may game n. mayıs ayındaki bahar kutlamalar kapsamında düzenlenen eğlence
may game n. 1 mayıs kutlamasında düzenlenen eğlence
may game n. alay konusu
may game n. gülünecek kişi
may game n. maskara
may game n. soytarı
middle game n. masa oyunlarında oyunun orta safhası
head game n. manipüle etmek veya küçümsemek için kullanılan psikolojik taktik
head game n. akıl oyunu
mug's game n. karsız faaliyet
mug's game n. faydasız meşguliyet
game license n. av ruhsatı
game n. strateji
game n. plan
game n. yöntem
game n. yol
game n. taktik
game n. kazanmak için gereken skor sayısı
game n. bazı kart oyunlarında en yüksek puanlı kartlara sahip olan oyunculara verilen puan
game n. bazı kart oyunlarında on puanlık koz
game n. bazı kart oyunlarında teklif verene yükümlülükler getiren teklif veya deklarasyon
game n. skor
game n. bir ligdeki takımların göreceli rekabet durumunu ölçmek için kullanılan istatistiksel birim
game n. yarışmada oynama şekli, niteliği veya tarzı
game n. oyun kuralları
game n. oyunda yön
game n. oyunda aşama
the game n. sessiz sinema oyunu
game n. yarışma
game n. hedef nesnesi
game n. saldırı nesnesi
game n. oyun ekipmanı
game n. yasak olmayan av
game n. zafer
game n. galibiyet
game n. hafife alınan şey
game n. spor
game egg n. dövüş horozu yumurtası
game face n. oyun öncesi bir sporcunun kararlılık ve konsantrasyon gösteren yüz ifadesi
game face n. sahte yüz ifadesi
game face n. gerçek duyguları gizleyen yüz ifadesi
game fish n. somongillere ait balık
game fish n. av balığı
game fish n. avlanması yasak olmayan balık
game fowl n. dövüş horozu
game license n. avlanma izni
game plan n. strateji
game preserver n. sahip olduğu arazideki hayvanların avlanmasına izin vermeyen arazi sahibi
game-changer n. bir şeyin yapılma veya düşünülme şeklini önemli ölçüde değiştiren şey
go game n. bir tür tahta oyunu
murphy game n. değerli eşyanın yerine genellikle kapalı zarfta değersiz bir şey konularak yapılan dolandırıcılık
zero-sum game n. bir tarafın kazanırken diğer tarafın kaybetmesi
tag game n. ebelemece
game master n. oyun ustası
drawn game n. iki tarafın da kazanmadığı durum
drawn game n. çekişmeli durum
consolation game n. turnuvayı ilk aşamalarda kaybedenler arasında düzenlenen müsabaka
console game n. konsol oyunu
console game n. oyun konsolunda oynanan oyun
panel game n. kerhanede hırsızlık
panel game n. prefabrik ev hırsızlığı
panel game n. panel şovu
panel game n. ünlülerin yer aldığı oyun gösterisi
parlor game n. özel ekipman gerektirmeksizin iç mekanda oynanabilen oyun
parlour game n. özel ekipman gerektirmeksizin iç mekanda oynanabilen oyun
practice game n. idman maçı
practice game n. skoru sezon kayıtlarına geçmeyen maç
scrub game n. antrenmansız oyuncuların yaptığı maç
shooter game n. vuruş oyunu
indie game n. bağımsız video oyunu
aa (double-a) game n. orta bütçeli video oyunu
aaa (triple-a) game n. yüksek bütçeli video oyunu
open world game n. açık dünya oyunu
shooter game n. savaş oyunu
play a double game v. iki tarafı da idare etmek
play a game of billiards v. bilardo oynamak
call the game off v. oyunu iptal etmek
run a game v. bir oyun işletmek
play the game v. dürüstçe hareket etmek
give the game away v. ihanet etmek
lose a game v. oyun vermek
game v. kumar oynamak
make a game of v. gırgıra almak
play a double game v. ikili oynamak
make a game of v. alay etmek
not to play the game v. mızıkçılık etmek
win a game v. oyun almak
get out the game v. oyundan çıkmak
spoil the game v. oyun bozmak
rig a game v. şike yapmak
play the game by the rules v. oyunu kurallarına göre oynamak
play the glad game v. polyannacılık oynamak
play the game by its rules v. oyunu kurallarına göre oynamak
play computer game v. bilgisayar oyunu oynamak
play computer game v. bilgisayar oynamak
win the game v. maçtan galip ayrılmak
win the game v. maçı galip bitirmek
win the game v. maçı galibiyetle tamamlamak
win the game v. maçı galibiyetle bitirmek
win the game v. maçı galibiyetle kapatmak
win the game v. maçı galip tamamlamak
play a game v. oyun oynamak
entertain the children with a game v. çocukları bir oyunla eğlendirmek
watch a hockey game v. hokey maçı izlemek
lose the game v. oyunu kaybetmek
play a card game v. kart oyunu oynamak
play okey game v. okey oynamak
die game v. kanının son damlasına kadar mücadele etmek
preserve game v. tükenmelerini engellemek için av hayvanlarını korumak
die game v. savaşarak ölmek
game v. aldatmak
game v. kandırmak
game v. rol yapmak
game v. bilgisayar oyunu oynamak
game v. kanundaki açıkları kullanmak
game v. oyuna getirmek
football game v. futbol maçı
game adj. hevesli
game adj. hazır
game adj. topal
game adj. sakat
game adj. yiğit
game adj. aksak
game adj. gözü pek
game-changing adj. oyunun kurallarını değiştiren
game-changing adj. yenilikçi
game-ending adj. oyun bitirici
in-game adj. oyun içi
game adj. oyunsal
game adj. oyuna ait
game adj. oyunla ilgili
game adj. av hayvanlarına ait
game adj. (hayvan) dövüşken
game adj. ısrarcı
game-ball adj. (insan) turp gibi
game-ball adj. (düzenleme, plan) mükemmel
at the game adv. iş üstünde
beyond the game adv. oyunun ötesinde
ahead of the game adv. avantajlı durumda
Phrasals
a computer game n. bir bilgisayar oyunu
game out v. (bir şeyin nasıl olduğunu, başarıldığını) araştırmak
game out v. (bir şeyin nasıl olduğuyla ilgili senaryoları, olasılıkları, stratejileri) incelemek/araştırmak
game out v. oyundan çıkmak
game out v. oyunu kapatmak
Phrases
game, set, match n. oyun, set ve maç
game, set, match n. zafer
game, set, match n. galibiyet
the game is up expr. plan suya düştü
new day new game expr. yeni gün yeni oyun
Proverb
self-preservation is the name of the game herkes önce kendini düşünmek zorunda
self-preservation is the name of the game herkes önce kendini düşünür
onlookers see most of the game dışarıdan bakan bir göz büyük resmi görür
onlookers see most of the game dışarıdan bakan bir göz olayın tamamını görür
onlookers see most of the game dışarıdan bakan bir göz daha objektif bir görüşe/anlayışa sahiptir
onlookers see most of the game dışarıdan bakan bir göz daha objektiftir
onlookers see most of the game dışarıdan bakan bir göz duruma daha objektif yaklaşır
onlookers see most of the game dışarıdan bakan bir göz daha geniş bir bakış açısına sahiptir
onlookers see most of the game olayın içerisinde olmayan biri daha geniş/objektif bir bakış açısı geliştirebilir
onlookers see most of the game dışarıdan bakan bir göz daha fazla şeyin farkına varabilir
football's a game of two halves (futbol maçında) ikinci yarıda her şey değişebilir
football's a game of two halves (futbolda) maç sonuna kadar hiçbir şey belli olmaz
football's a game of two halves (futbolda) ikinci yarının sonuna kadar sonuç belli olmaz
lookers-on see most of the game dışarıdan bakanlar daha fazla şey görür
lookers-on see most of the game seyirciler daha fazla şey görür
Colloquial
shell game n. üçkağıt
shell game n. bul karayı al parayı
a mug's game n. aptal oyunu
a mug's game n. başarısız girişim
con game n. bir kimseyi güveninden yararlanarak dolandırma
bunko game n. bir kimseyi güveninden yararlanarak dolandırma
bunco game n. bir kimseyi güveninden yararlanarak dolandırma
a game sexual in nature n. cinselliğe dayanan bir oyun
bunko game n. dolandırıcılık
bunco game n. dolandırıcılık
con game n. dolandırıcılık
con game n. güveni suistimal suçu
bunko game n. güveni suistimal suçu
bunco game n. güveni suistimal suçu
game face n. yüze takınılan kararlı ifade
easy game n. kolay lokma
(one's) game n. (birinin) planı
(one's) game n. (birinin) gündemi
(one's) game n. (birinin) altta yatan düşüncesi
(one's) game n. (birinin) motivasyonu
(one's) game n. (birinin) asıl niyeti
(one's) game n. (birinin) aklından geçenler
(one's) game n. (birinin) planladığı oyun/numara
game time n. oyun zamanı
game time n. harekete geçme zamanı
game time n. işe koyulma zamanı
game time n. işe başlama zamanı
game time n. yapılması gerekenleri yapma zamanı
big game n. büyük oyun
big game n. önemli veya tehlikeli bir girişimin amacı
easy game n. kolay kandırılabilir kimse
easy game n. kolay lokma
easy game n. enayi
easy game n. yolunacak kaz
easy game n. kolay kanan kimse
easy game n. kolay kafalanan kimse
easy game n. kolay dümene gelen kimse
easy game n. kolay üçkağıda gelen kimse
easy game n. kolay kazıklanan kimse
easy game n. hemen inanan/ikna olan kimse
anyone's game n. herkesin kazanma şansı olduğu oyun
anyone's game n. kimsenin avantajlı durumda olmadığı oyun
somebody’s (little) game n. birinin (küçük) oyunları/oyunu
somebody’s (little) game n. birinin hilesi
somebody’s (little) game n. birinin dümeni
somebody’s (little) game n. birinin üçkağıdı
somebody’s (little) game n. birinin numarası
somebody’s (little) game n. birinin planı
somebody’s (little) game n. birinin niyeti
somebody’s (little) game n. (küçük) oyunların/oyunun
somebody’s (little) game n. hilen
somebody’s (little) game n. dümenin
somebody’s (little) game n. üçkağıdın
somebody’s (little) game n. numaran
somebody’s (little) game n. planın
somebody’s (little) game n. niyetin
game n. yasa dışı faaliyet
game n. raket
make game of v. gırgıra almak
make game of v. alay etmek
spoil the game v. oyunu bozmak
spoil the game v. oyununu bozmak
have game v. bir şeyde iyi olmak
have game v. bir şeyde uzman/usta olmak
have game v. yeteneği olmak
have game v. hevesi olmak
have game v. işi bitmemiş olmak
have game v. cesareti olmak
be game v. istemek
be game v. istekli olmak
be game v. can atmak
be game v. gönüllü olmak
ahead of the game adj. rakiplerinden önde
game adj. ilgili
game adj. meraklı
game adj. istekli
game adj. hevesli
one more game expr. bir oyun daha
oldest game in the world expr. dünyadaki en eski oyun
at your own game expr. kendi oyununda
let the game begin expr. oyun başlasın
at your own game expr. kendi oyunuyla
a little game expr. küçük bir oyun
your (little) game expr. senin küçük oyunun
your (little) game expr. senin numaran
your (little) game expr. senin hilen
your (little) game expr. senin küçük planın
in the game expr. bir şeye aktif olarak katılan
in the game expr. oyuna girmiş
in the game expr. oyunda kazanma şansı hala olan
what is your game? expr. neyin peşindesin?
what is your game? expr. amacın ne?
what is your game? expr. asıl niyetin ne?
what's your game? expr. neler oluyor?
what's your game? expr. ne yapıyorsun?
what's your game? expr. neyin peşindesin
what's your game? expr. ?
what's your game? expr. amacın ne?
what's your game? expr. ne planlıyorsun?
what's your game? expr. asıl niyetin ne?
what's the game? expr. neler oluyor?
what's the game? expr. ne yapıyorsun?
what's the game? expr. neyin peşindesin
what's the game? expr. ?
what's the game? expr. amacın ne?
what's the game? expr. ne planlıyorsun?
what's the game? expr. asıl niyetin ne?
game on expr. hazırım
game on expr. varım
has got game expr. kabiliyeti var
what is (someone's) game? expr. (birinin) amacı ne?
what is (someone's) game? expr. (birinin) niyeti ne?
Idioms
game changer n. çığır açan
a game of musical chairs n. (şirkette) pozisyon değişimi
a losing game n. umutsuz vaka
numbers game n. sayı meselesi
a numbers game n. sayıları kullanma
the numbers game n. sayıları kullanma
a shell game [us] n. üçkağıt çevirme
a game of musical chairs n. yer değişimi
a losing game n. ölü doğmuş
numbers game n. sayılardan ibaret
a numbers game n. sayıları konuşturma
the numbers game n. sayıları konuşturma
a shell game [us] n. ayak oyunları yapma
a losing game n. başarısız olacağı başından belli olan şey
numbers game n. sayıları kullanarak manipülasyon yapma
a numbers game n. sayıları kullanarak manipülasyon yapma
the numbers game n. sayıları kullanarak manipülasyon yapma
a shell game [us] n. ali cengiz oyunu yapma
a shell game [us] n. katakulli çevirme
blame game n. suçlama savaşı
blame game n. bir tartışma ya da istemeyen bir olay karşısında iki ya da daha fazla grubun birbirlerini suçlaması
a totally different ball game n. hiç alışık olunmayan bir durum
a totally different ball game n. bambaşka bir durum
a game of musical chairs n. yer kapmaca oyunu gibi
a game of musical chairs n. koltuk kapma
numbers game n. sayı meselesi
numbers game n. sayılardan ibaret olan durum
numbers game n. sayıları kullanarak manipülasyon yapma
a numbers game n. sayıları kullanma
a numbers game n. sayıları konuşturma
a numbers game n. sayıları kullanarak manipülasyon yapma
the numbers game n. sayıları kullanma

Meanings of "game)" with other terms in English Turkish Dictionary : 2 result(s)

Turkish English
Cinema
game of thrones 1. sezon 9. bölümü baelor n.
(ilk olarak game of thrones'da söylenmiş) kış mevsiminin zorluklarını bilmeyen kimse sweet summer child n.