geçerek - Turkish English Dictionary
History

geçerek



Meanings of "geçerek" in English Turkish Dictionary : 3 result(s)

Turkish English
General
geçerek passingly adv.
geçerek by prep.
geçerek without reference to prep.

Meanings of "geçerek" with other terms in English Turkish Dictionary : 129 result(s)

Turkish English
General
kendinden geçerek dans edip dönen derviş whirler n.
dalga geçerek taciz etme hazing n.
iç içe geçerek temas etme interlocking n.
kişinin sevmediği bir yapımı dalga geçerek veya eleştirerek izleyip bundan zevk alması hate-watching n.
kişinin sevmediği bir yapımı dalga geçerek veya eleştirerek izleyip bundan zevk alması hate-watch n.
sevmediği bir yapımı dalga geçerek veya eleştirerek izleyip bundan zevk alan kimse hate-watcher n.
kafa bulmak (dalga geçerek) jeer at v.
trafikte araçların arasından geçerek ilerlemek weave in and out of traffic v.
dalga geçerek kışkırtmak taunt v.
birbirine geçerek şekil almak trellis v.
bir taraftan öteki tarafa geçerek ulaşmak make v.
dalga geçerek taciz etmek hazle v.
dalga geçerek konuşmak deride v.
yanından geçerek ilerlemek coast [obsolete] v.
iç içe geçerek birleşmek complicate [obsolete] v.
dalga geçerek bakmak fleer at v.
birbiri içine geçerek kısalmış telescoped adj.
iç içe geçerek örülmüş twiny adj.
iki parçası birbirinin üstünden geçerek çapraz duran crossover adj.
(dişli) iç içe geçerek birlikte hareket eden intermeshed adj.
dalga geçerek deridingly adv.
dalga geçerek japingly adv.
üzerinden geçerek crossingly adv.
-den geçerek through adv.
dalga geçerek kiddingly adv.
kendisiyle dalga geçerek self-mockingly adv.
birbirlerinin yerine geçerek interchangeably adv.
dalga geçerek toyishly adv.
nesilden nesle geçerek tralatitiously adv.
ayakkabıyı geçerek overshoe adv.
ayakkabının üstünden geçerek overshoe adv.
ayakkabıyı geçerek overshoes adv.
ayakkabının üstünden geçerek overshoes adv.
zamanı geçerek overtime adv.
dalga geçerek drollingly adv.
doğrudan kırdan geçerek cross-country adv.
iç içe geçerek intertwiningly adv.
içine geçerek penetratively adv.
kaşık gibi iç içe geçerek spoonways [rare] adv.
dan geçerek via prep.
-den geçerek via prep.
-den geçerek by way of prep.
(dalga geçerek) ay çok sağ ol ya shucks interj.
Phrasals
bir sonraki adıma geçerek (bir şeyi yapmaya) devam etmek continue by (doing something) v.
bir sonraki adıma geçerek (bir şeyi yapmaya) devam etmek continue by doing something v.
..geçerek yükselmek/ilerlemek move up through something v.
(sınırdan vb geçerek) bir yere girmek cross over into some place v.
(üzerinden geçerek) yol izi bırakmak trample something out v.
(sınırı/köprüyü/nehri vb geçerek) bir yerden bir yere geçmek /gitmek cross over into some place v.
(birini) dalga geçerek (bir şey yapmaya) kışkırtmak taunt (one) into (doing something) v.
birini dalga geçerek/alay ederek bir şeye itmek taunt someone into something v.
birini dalga geçerek/alay ederek bir şeye mecbur bırakmak taunt someone into something v.
golfte yavaş oynadığı için birilerinin önüne geçerek oyuna devam etmek play through v.
bir testi/sınavı geçerek dersten muaf olmak test out v.
yarıp geçerek (birine/bir şeye) ulaşmak break through (to someone or something) v.
hattı kırıp geçerek (birine/bir şeye) ulaşmak break through (to someone or something) v.
(bir yerden) geçerek gelmek come through v.
bir şeyden/yerden geçerek gelmek come through something v.
bir şeyden/yerden geçerek gelmek come through v.
(biriyle/bir şeyle) kafa bulmak (dalga geçerek) jeer at (someone or something) v.
biriyle dalga geçerek (bir yerden) göndermek laugh out of v.
'-i geçerek yükselmek/ilerlemek move up through v.
(bir şeyi) geçerek yükselmek/ilerlemek move up through (something or some place) v.
dalga geçerek (bir şey yapmaya) kışkırtmak taunt into v.
dalga geçerek/alay ederek (bir şeye) itmek taunt into v.
dalga geçerek/alay ederek (bir şeye) mecbur bırakmak taunt into v.
(bir şeyi) üzerinden geçerek kopya etmek trace over (something) v.
arasından geçerek ilerlemek weave in and out v.
(bir şeylerin) arasından geçerek ilerlemek weave through (something) v.
Colloquial
bir şey üzerinde rakiplerin önüne geçerek ansızın mülkiyet veya kullanım hakkı iddia etme landgrab n.
Idioms
dalga geçerek (birini bir şeyden) vazgeçirmek laugh one out of v.
dalga geçerek birinin taklidini yapmak ape (one's) behavior v.
dalga geçerek alkışlama golf clap v.
kahkahalarla gülerek (dalga geçerek/alay ederek) birinin sahneden kaçmasına neden olmak laugh someone off the stage v.
atlantik okyanusu'nu geçerek ingiliz adaları'ndan amerika'ya gitmek cross the big pond v.
atlantik okyanusu'nu geçerek amerika'dan ingiliz adaları'na gitmek cross the big pond v.
kahkahalarla gülerek (dalga geçerek/alay ederek) (birinin) sahneden kaçmasına/inmesine neden olmak laugh (one) off the stage v.
kahkahalarla gülerek (dalga geçerek/alay ederek) sahneden kaçmasına neden olmak laugh off the stage v.
biftek mi tavuk mu tercih edersiniz? (dalga geçerek) leather or feather expr.
(bir yerden) geçerek by way of something expr.
Industry
derinin yağlanmasından sonra sert silindirle üzerinden geçerek parlak görünüm veren makineyi çalıştıran kimse glazer n.
Technical
iç içe geçerek telescopically v.
iç içe geçerek kısalmak telescope v.
geçerek arıtma rit (refining in transit) abrev.
geçerek tasfiye rit (refining in transit) abrev.
Television
televizyon veya sinema ekranında yavaşça geçerek bilgi veren metin crawl n.
Railway
içinden rayların geçerek devam ettiği istasyon binası through station n.
Aeronautic
-den geçerek via prep.
Marine
ekvatoru geçerek tecrübesi törenle kutlanmış usta denizci shellback n.
Medical
gazın rektumdan geçerek dışarıya atılması flatus n.
karın duvarından geçerek yapılan transabdominal adj.
Anatomy
vertebral toplardamara eşlik edip yedinci bel omurunun forameninden geçerek brakiyosefalik toplardamara boşalan bir toplardamar vena vertebralis accessoria n.
rahime her iki tarafından bağlı olup yumurta kanalının önünden ve altından geçerek kasık kanalından dış dudaklara inen bağ doku ligamentum teres uteri n.
rahime her iki tarafından bağlı olup yumurta kanalının önünden ve altından geçerek kasık kanalından dış dudaklara inen bağ doku round ligament of the uterus n.
(kalamarda) böbrekten geçerek brankial kalbe ulaşan damar precava n.
(kalamarda) böbrekten geçerek brankial kalbe ulaşan damara ait veya ilgili precaval adj.
Pathology
yağların dolaşıma geçerek atardamarı tıkaması fat embolism n.
Optics
lensin kavisinin merkezinden geçerek ışığın yansımasını veya kırılmasını önleyen çizgi optic axis n.
Chemistry
iki ya da daha fazla molekülün zincir gibi iç içe geçerek bağlanması ile oluşan bileşik türü catenane n.
Astronomy
gözlemcinin zenitinden geçerek ufku kapsayan büyük daire prime vertical n.
güneş'in tam tepeden geçerek nesnelerin gölgesi yokmuş gibi görünmesine neden olduğu hava olay lahaina noon n.
Botanic
bitki örtüsünden geçerek direk yüzeye düşen yağmur suyu throughfall n.
başka dallarla iç içe geçerek bükülmüş ağaç dalı plash n.
Literature
uzay gemisinin hiperuzaydan geçerek ışık hızından daha hızlı hareket etmesini sağlayan bir cihaz hyperdrive n.
Environment
atık su çamurunun çeşitli biyolojik/kimyasal işlemlerden geçerek toprağa dönüştürülmesi işlemi soilification n.
yüzey suyunun topraktan geçerek aşağılara yönelmesi hareketi seepage n.
Geography
romanya ve sırbistan'dan geçerek akan bir nehir timiş n.
romanya ve sırbistan'dan geçerek akan bir nehir tamis̆ n.
güneydoğu balkan yarımadası'nda yer alan, batı bulgaristan'da doğup türkiye ve yunanistan'dan geçerek ege denizi'ne dökülen bir nehir maritsa n.
avusturya, kuzeydoğu slovenya ve kuzey hırvatistan'dan geçerek drava nehri'ne dökülen bir nehir mur n.
avusturya, kuzeydoğu slovenya ve kuzey hırvatistan'dan geçerek drava nehri'ne dökülen bir nehir mura n.
fransa'da doğup belçika'dan geçerek kuzey denizi'ne dökülen bir nehir scheldt river n.
Military
dikey hattı geçerek alçaktan bombalama over-the-shoulder bombing n.
harekete geçerek düşmanı sıkı bir şekilde takip etmek follow through v.
Sport
(paten derbisinde) diğerlerini geçerek puan kazanmaya çalışan oyuncu jammer n.
bir eskrimcinin atağa geçerek rakibine ulaşabileceği mesafe sınırı measure n.
(frizbi) havada birçok kişinin üzerinden geçerek yaralanma riski doğurabilecek kadar uzun kalan atış hospital pass n.
bir ayağın diğerinin önünden geçerek ters yönde iniş yaptığı atlama ve dönüş rivoltade n.
oyuncunun topu rakip takımı geçerek sürdüğü bir futbol oyunu running n.
(buz hokeyinde) topa hakim olan oyuncunun topun önüne geçerek arkadan takip eden takım arkadaşına verdiği pas drop pass n.
(buz hokeyinde) kaleciyi geçerek sayı alınabilecek beş bölge five hole n.
(sayı) kaleciyi teğet geçerek alınan soft adj.
Football
oyuncunun topu rakip takımı geçerek sürdüğü bir futbol oyunu running game n.
oyuncunun rakip takımı geçerek topu sürdüğü bir futbol oyunu running play n.
Baseball
(vurucunun durduğu köşeyi geçerek) sayı alacak şekilde in adv.
Boxing
boksörün kendini savunmasız bir pozisyonda göstererek rakibine atak için fırsat vermesi ve sonrasında karşı atağa geçerek üstünlük sağlamasına dayalı bir teknik (muhammed ali tarafından geliştirilmiş) rope-a-dope n.
Bookbindery
kağıt makinesinin kalandır silindirleri ile kitap ve kapak kağıtlarının üzerinden geçerek yapılan kısmı düzleme machine finish n.
Archaic
kendinden geçerek bağlanma seraphism n.
(bir kimseyi) dalga geçerek yönlendirmek droll v.