Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | hukuka uygun | lawful adj. | ||
The European Court of Justice will then rule on what is lawful. Avrupa Adalet Divanı daha sonra neyin hukuka uygun olduğuna karar verecektir. More Sentences |
||||
Law | ||||
Law | hukuka uygun | legal adj. | ||
We must not confuse terrorism with peaceful protests, with legal and lawful protests by the citizen. Terörizm ile barışçıl protestoları, vatandaşların yasal ve hukuka uygun protestolarını birbirine karıştırmamalıyız. More Sentences |
||||
General | ||||
General | hukuka uygun | justifiable adj. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | hukuka uygun olarak son haline getirmek | perfect v. |
Idioms | ||
Idioms | ahlaka ve hukuka uygun davranmak | be on the straight and narrow v. |
Idioms | ahlaka ve hukuka uygun | on the straight and narrow expr. |
Law | ||
Law | hukuka uygun fiiller | lawful legal acts n. |
Law | hukuka uygun emir | lawful order n. |
Law | hukuka uygun müstenidat | legal grounds n. |
Traffic | ||
Traffic | hukuka uygun olarak devlet tarafından kurulup bakımı yapılan yol | highway n. |