mutlaka! - Turkish English Dictionary

mutlaka!

Meanings of "mutlaka!" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

Turkish English
Colloquial
mutlaka! you betcha! expr.

Meanings of "mutlaka!" with other terms in English Turkish Dictionary : 74 result(s)

Turkish English
Common Usage
mutlaka absolutely adv.
This has already been illegal in the past but this discrimination must still be absolutely prevented.
Bu durum geçmişte zaten yasa dışı idi ancak yine de bu ayrımcılığın mutlaka önlenmesi gerekmektedir.

More Sentences
General
mutlaka görülmesi gereken must-see adj.
It's a must-see.
Bu, mutlaka görülmesi gereken bir şey.

More Sentences
mutlaka definitely adv.
We must ensure that nothing goes unpunished, and that enquiries are definitely mounted into any crimes against humanity.
Hiçbir şeyin cezasız kalmamasını ve insanlığa karşı işlenen suçların mutlaka soruşturulmasını sağlamalıyız.

More Sentences
mutlaka really adv.
The roof is really in need of repair.
Çatı mutlaka tamir edilmeli.

More Sentences
mutlaka sure adv.
Make sure your kids eat a good breakfast in the morning.
Çocuklarınıza sabahları mutlaka iyi bir kahvaltı yaptırın.

More Sentences
mutlaka necessarily adv.
As part of this, the EU must necessarily phase out export and production subsidies.
Bunun bir parçası olarak AB, ihracat ve üretim sübvansiyonlarını mutlaka aşamalı olarak kaldırmalıdır.

More Sentences
mutlaka certainly adv.
These aspects will certainly be reflected in Parliament’s discharge report.
Bu hususlar Meclisin ibra raporuna mutlaka yansıyacaktır.

More Sentences
mutlaka bound to prep.
With a good trainer, the swimmer is bound to win.
İyi bir antrenörle, yüzücü mutlaka kazanır.

More Sentences
Phrases
mutlaka without fail expr.
You must come without fail.
Mutlaka gelmelisin.

More Sentences
Technical
mutlaka absolutely adv.
We absolutely must exceed the 1% of GDP devoted to higher education.
Yükseköğretime ayrılan GSYİH'nin %1'ini mutlaka aşmalıyız.

More Sentences
General
mutlaka görülmesi gereken şey must-see n.
mutlaka obvious adj.
mutlaka gerekli olan necessary adj.
mutlaka uyulması gereken hard and fast adj.
mutlaka uyulması gereken hard-and-fast adj.
mutlaka at discretion adv.
mutlaka (cevap olarak) absolutely adv.
mutlaka in all conscience adv.
mutlaka assuredly adv.
mutlaka regardless adv.
mutlaka agreed adv.
mutlaka (cevap olarak) agreed adv.
mutlaka certie adv.
mutlaka certy adv.
mutlaka needs adv.
mutlaka but adv.
mutlaka decisively adv.
mutlaka implicitly adv.
mutlaka parde adv.
mutlaka sicker [scotland] adv.
mutlaka sure thing adv.
Phrases
mutlaka no mistake adv.
piyangoya/çekilişe mutlaka katılmalısın you've got to be in it to win it expr.
Proverb
yükselmek için mutlaka öncelikle en alttan başlamak gerekir he who would climb the ladder must begin at the bottom
istenirse mutlaka bir yol bulunur where there's a will there's a way
mutlak güç mutlaka insanı bozar absolute power corrupts absolutely
mutlak güç mutlaka insanı bozar power corrupts, and absolute power corrupts absolutely
Colloquial
mutlaka okunması gereken yazı must-read n.
mutlaka yea adv.
mutlaka yeah adv.
mutlaka birileri bir şey görmüştür somebody must've seen something expr.
mutlaka needs must expr.
bir ara mutlaka görüşelim we must do lunch sometime expr.
bir ara mutlaka birlikte bir öğlen yemeği yiyelim we must do lunch sometime expr.
bir ara mutlaka buluşalım we must do lunch sometime expr.
bir ara mutlaka görüşelim we have to do lunch sometime expr.
bir ara mutlaka birlikte bir öğlen yemeği yiyelim we have to do lunch sometime expr.
bir ara mutlaka buluşalım we have to do lunch sometime expr.
mutlaka shizzle exclam.
Idioms
mutlaka yapılması gereken a must do n.
mutlaka görülmesi gereken kişi, şey veya olay a sight to behold n.
mutlaka gerekli olan şeyler bare necessities n.
mutlaka görülmesi/gidilmesi gereken kişi/yer/olay a sight to behold n.
(bir şey için) mutlaka aranılan şart a sine qua non (of/for something) [us] n.
bir şeyin ters gitme olasılığı varsa mutlaka ters gidecektir bread always falls on the buttered side expr.
herkes mutlaka cezasını çekecek and your little dog, too expr.
Formal
resmi görevlerde açıklanacak gizli bilginin ilgili görevli tarafından iş için mutlaka bilinmesi gerektiğini ifade eden güvenlik kriteri need to know n.
Speaking
beni ara ama mutlaka call me I mean it expr.
mutlaka görmelisin you must see expr.
sizinle mutlaka görüşmek istiyorum I really want to meet you expr.
yalanlar mutlaka ortaya çıkar lies will always catch up with you expr.
mutlaka görürsün you can't miss it expr.
Trade/Economic
hukuk belgelerinde mutlaka olması gereken koşul sine qua non n.
Law
mutlaka aranılan şart sine qua non n.
Social Sciences
erkeklerle cinsel ilişkiye giren ama kendini mutlaka eşcinsel olarak tanımlamayan erkek men who have sex with men n.
erkeklerle yatan ama kendini mutlaka eşcinsel olarak tanımlamayan erkek men who have sex with men n.
erkeklerle seks yapan ama kendini mutlaka eşcinsel olarak tanımlamayan erkek men who have sex with men n.
Music
mutlaka çalarak obbligato adv.
Archaic
mutlaka certes adv.
mutlaka needfully adv.
Slang
mutlaka dinlenmesi gereken şarkı certified hood classic n.
mutlaka my bloody oath [australia/new zealand] interj.
mutlaka fo shizzle expr.
mutlaka def (definitely) abrev.