sızıntı - Turkish English Dictionary

sızıntı

Meanings of "sızıntı" in English Turkish Dictionary : 48 result(s)

Turkish English
Common Usage
sızıntı leak n.
This is rather strange, for leaks in the new system can be sprung in precisely those areas.
Bu oldukça garip, çünkü yeni sistemdeki sızıntılar tam da bu alanlarda ortaya çıkabilir.

More Sentences
Technical
sızıntı leak n.
The leaks are also regrettable in that they are damaging to our own negotiating position.
Sızıntılar, müzakere pozisyonumuza zarar vermesi bakımından da üzüntü vericidir.

More Sentences
Physiology
sızıntı effusion n.
The effusion of water flooded the basement.
Su sızıntısı yüzünden bodrum katını su bastı.

More Sentences
Food Engineering
sızıntı leak n.
The real problem with these leaks is that they limit the Commission’s capacity to act.
Bu sızıntılarla ilgili asıl sorun, Komisyon'un harekete geçme kapasitesini sınırlamalarıdır.

More Sentences
Common Usage
sızıntı leakage n.
General
sızıntı transudation n.
sızıntı dropping n.
sızıntı efflux n.
sızıntı creep n.
sızıntı dribble n.
sızıntı emanation n.
sızıntı transude n.
sızıntı creepage n.
sızıntı escape n.
sızıntı runaway n.
sızıntı exudation n.
sızıntı outflow n.
sızıntı ooze n.
sızıntı leakage n.
sızıntı seepage n.
sızıntı effluent n.
sızıntı exsudation n.
sızıntı oozing n.
sızıntı immanation n.
sızıntı infiltrate n.
sızıntı infiltration n.
sızıntı inflow n.
sızıntı influence [obsolete] n.
sızıntı influxion n.
sızıntı driblet n.
sızıntı outgo n.
sızıntı outrush n.
sızıntı seeping n.
sızıntı sipage [scotland/us] n.
Trade/Economic
sızıntı outage n.
sızıntı wantage n.
Technical
sızıntı droppings n.
sızıntı escape water n.
sızıntı seepage n.
sızıntı percolating water n.
sızıntı escape n.
Construction
sızıntı percolation n.
Physiology
sızıntı transudate n.
sızıntı transudation n.
sızıntı infiltration n.
Food Engineering
sızıntı leakage n.
Environment
sızıntı influent n.
Geography
sızıntı tricklet n.

Meanings of "sızıntı" with other terms in English Turkish Dictionary : 128 result(s)

Turkish English
General
sızıntı (su gaz vb) leakage n.
I have been especially anxious about the possibility of carbon leakage.
Özellikle karbon sızıntısı olasılığı konusunda endişeliyim.

More Sentences
sızıntı yapmak leak v.
They are nothing more than environmental criminals who allow leaking tankers to be towed into the high seas.
Bunlar, sızıntı yapan tankerlerin açık denizlere çekilmesine izin veren çevre suçlularından başka bir şey değildir.

More Sentences
sızıntı detektörü leak detector n.
sızıntı deliği leakage hole n.
sızıntı yolu leakage path n.
sızıntı pompası oozing pump n.
sızıntı önleyici anti-leakage n.
sızıntı önleyen araç seal n.
(sızıntı sonucu) dokuda toplanan madde infiltrate n.
sızıntı miktarı inflow n.
sızıntı hızı inflow n.
sızıntı yapmak seep v.
sızıntı yapmak escape v.
sızıntı yapmak exude v.
sızıntı yapmak get out of v.
sızıntı yapmak screeve [dialect] [uk] v.
sızıntı ile ilgili infiltrative adj.
sızıntı şeklinde tricklingly adv.
sızıntı halinde aleak adv.
kaloriferde sızıntı var there is a leak in the radiator expr.
radyatörde sızıntı var there is a leak in the radiator expr.
kaloriferde sızıntı var there's a leak in the radiator expr.
radyatörde sızıntı var there's a leak in the radiator expr.
Phrasals
(sıvı) sızıntı yapmak seep away v.
bir şeyden dışarı sızıntı yapmak ooze from v.
Proverb
küçük harcamalara dikkat et, küçük bir sızıntı kocaman bir gemiyi batırır beware of little expenses; a small leak will sink a great ship
Idioms
bir şeyde sızıntı yaratmak blow a hole in something v.
Technical
baraj altından sızıntı seepage beneath a dam n.
baraj içinde sızıntı percolation through dam n.
dışa doğru sızıntı affluent seepage n.
dahili sızıntı internal leakage n.
dışarıya sızıntı affluent seepage n.
dışarı sızıntı effluent seepage n.
gaz sızıntı kontröl kriterleri gas leakage control criteria n.
gaz sızıntı denetim kriterleri gas leakage control criteria n.
hakiki sızıntı akımı hızı real velocity of seepage flow n.
iç sızıntı internal leakage n.
içeri sızıntı influent seepage n.
içe doğru toplam sızıntı total inward leakage n.
içe doğru sızıntı inward leakage n.
mikro sızıntı microleakage n.
pompa sızıntı parametreleri pump leakage parameters n.
petrol/yakıt sızıntı seti oil spill kit n.
sızıntı toplama drainage n.
sızıntı valfı/vanası leakage valve n.
sızıntı suyu water seepage n.
sızıntı akımı percolation of water n.
sızıntı voltajı leakage voltage n.
sızıntı yolu creep line n.
sızıntı tespit cihazı leak detector n.
sızıntı (gaz) blow by n.
sızıntı akımı flow of seepage n.
sızıntı yolu leakage path n.
sızıntı suyu seepage water n.
sızıntı suyu percolating water n.
sızıntı belirleme sistemi leak detection system n.
sızıntı yolu path of percolation n.
sızıntı hızı rate of leak n.
sızıntı hızı rate of percolation n.
sızıntı ile su kaybı loss of water by percolation n.
sızıntı ışınım leakage radiation fix n.
sızıntı deneyi leak test n.
sızıntı deneyi exudation test n.
sızıntı önleme leakage prevention n.
sızıntı katsayısı percolation coefficient n.
sızıntı hattı seepage line n.
sızıntı kontrolü leakage control n.
sızıntı kaybı seepage loss n.
sızıntı bulucu escape detector n.
sızıntı boşluğu leaky blank n.
sızıntı gazlar effusion gases n.
sızıntı hesabı seepage computation n.
sızıntı basıncı seepage pressure n.
sızıntı vanası sluice valve n.
sızıntı kaybı leakage loss n.
sızıntı akımı sneak current n.
sızıntı onarımı leakage repair n.
sızıntı buhar seepage steam n.
sızıntı tespit sistemi leak detection system n.
sızıntı kayıpları seepage losses n.
sızıntı akım sneak current n.
sızıntı zonu zone of seepage n.
sızıntı bölgesi zone of seepage n.
sızıntı pompası oozing pump n.
sızıntı gerilimi leakage voltage n.
sızıntı yeraltı suyu akımı flow of seepage n.
sızıntı suyu infiltration water n.
tank göstergeli sızıntı tesbit sistemi tank gauge leak detection system n.
(buharlı lokomotif) valf veya silindir paketindeki sızıntı blow n.
(taşkın veya sızıntı sonucu) su varlığını ölçen elektrikli bir alet hydrostat n.
sızıntı yağ tramp oil n.
sızıntı önleyici cihaz christmas tree n.
sızıntı miktarı slip n.
sızıntı durumda çıkmak seep v.
sızıntı önleyici anti-leak adj.
sızıntı önleyen anti-leak adj.
Informatics
sızıntı akım sneak current n.
Electric
sızıntı akımı leakage current n.
Construction
sızıntı eşiği percolation threshold n.
sızıntı suyu leachate n.
Dyeing
sızıntı eğilimi bleeding tendency n.
Automotive
enjektör sızıntı borusu injector leak-off pipe n.
elektronik sızıntı detektörü electronic leak detector n.
radyatör sızıntı boyası radiator coolant dye n.
püskürtme ve sızıntı testi spray and leak test n.
sızıntı belirleme boyası trace n.
sızıntı belirleme seti leak detector kit n.
sızıntı dedektörü leak detector n.
yağ sızıntı borusu oil pick-up pipe n.
Marine
sızıntı yeri leak n.
sızıntı akımı seepage flow n.
sızıntı sahası karst seep n.
Medical
paravenöz sızıntı paravenous leakage n.
sızıntı sıvısı fibrinous exudate n.
Physics
sızıntı detektörü leak detector n.
Biology
bakteriyel sızıntı bacterial leakage n.
Biochemistry
ağır ve buharlı sızıntı veya hava miasm n.
Environment
kaynak sızıntı deneyi source leak test n.
kirletici sızıntı leachate n.
sızıntı tıkama çalışması seepage prevention works n.
sızıntı suyu leachate n.
sızıntı suyu oluşumu leachate production n.
sızıntı kuvveti seepage force n.
kimyasal sızıntı chemical leak n.
Geology
suda bulunan sıcak magmatik sızıntı ile ilgili hydrothermal adj.
Military
sızıntı bağlantı ağzı brake assembly n.
Archaic
sızıntı kuvveti rout n.
Slang
sızıntı yapan cıvık döküntü guck n.