English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | travelers n. | gezginler | ||
The confused travelers realized they were headed toward the wrong town. Kafaları karışmış gezginler yanlış şehre doğru yöneldiklerini fark ettiler. More Sentences |
||||
General | travelers n. | turistler | ||
Travelers should finish their journey before dark. Turistler karanlıktan önce yolculuklarını bitirmeli. More Sentences |
English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | travelers check n. | seyahat çeki | ||
In Germany, we have always paid with travelers checks. Almanya'da ödemelerimizi hep seyahat çekleriyle yapardık. More Sentences |
||||
General | travelers letter of credit n. | seyahat çeki | ||
Technical | ||||
Technical | running of travelers n. | kopçanın alıştırılması | ||
Geography | ||||
Geography | travelers rest n. | güney carolina eyaletinde şehir |