|
Category |
Turkish |
English |
|
General |
|
1 |
General |
çayla yenen bisküvi |
tea biscuit n.
|
|
2 |
General |
yemeğin başında veya sonunda yenen bir yemek |
savory n.
|
|
3 |
General |
yemek sonunda yenen tuzlu şey |
savory n.
|
|
4 |
General |
tatlı (yemeğin sonunda yenen) |
dessert n.
|
|
5 |
General |
güney amerika'da yetişen tohumları yenen bir bitki |
quinoa n.
|
|
6 |
General |
yemek sonunda yenen tuzlu şey |
savoury n.
|
|
7 |
General |
çayla yenen kek |
tea cake n.
|
|
8 |
General |
yemeğin sonunda yenen tatlı |
dessert n.
|
|
9 |
General |
çayla yenen akşam yemeği |
high tea n.
|
|
10 |
General |
ana yemekle tatlı arasında yenen hafif şekerli tatlılar |
entremets n.
|
|
11 |
General |
yemeğin başında veya sonunda yenen bir yemek |
savoury n.
|
|
12 |
General |
iyi hissetmek için yenen gıda türü |
comfort food n.
|
|
13 |
General |
çayla beraber yenen hafif yemek |
tea n.
|
|
14 |
General |
öğleden sonra veya akşam yenen yemek |
tea n.
|
|
15 |
General |
sabah geç saatte yenen atıştırmalık |
elevenses n.
|
|
16 |
General |
ayrı bir yemek odası olmadığından yemek yenen mutfak |
kitchen-diner n.
|
|
17 |
General |
birlikte pişirilen veya yenen malzemelerden oluşan karışım |
mess n.
|
|
18 |
General |
personel grubunca yenen yemek |
mess n.
|
|
|
19 |
General |
tören vesilesiyle erken saatte yenen yemek |
breakfast n.
|
|
20 |
General |
kahvaltıdan önce yenen hafif yemek |
morning [scotland] n.
|
|
21 |
General |
akşam yemeği yenen yer |
dining area n.
|
|
22 |
General |
yemek yenen alan |
dining area n.
|
|
23 |
General |
kendinden açık bir şekilde üstün rakibi yenen taraf |
giant killer n.
|
|
24 |
General |
kendinden daha büyük veya üstün bir rakibi yenen taraf |
giant-killer n.
|
|
25 |
General |
birini yenen kimse |
overthrower n.
|
|
26 |
General |
yenen kimse |
overturner n.
|
|
27 |
General |
birlikte yemek yenen kimse |
commensal [rare] n.
|
|
28 |
General |
öğünler arasında yenen hafif atıştırmalık |
drinking [dialect] [uk] n.
|
|
29 |
General |
yakalanıp yenen şey |
flapdragon n.
|
|
30 |
General |
yerde yenen yemek |
sit-down n.
|
|
31 |
General |
oturarak yenen yemek |
sit-down n.
|
|
32 |
General |
çabucak yenen yemek |
snap [dialect] n.
|
|
33 |
General |
aşırı yenen yemek |
surfeit [obsolete] n.
|
|
34 |
General |
işyerinde beraber yemek yenen bir gruba ait olmak |
mess v.
|
|
35 |
General |
şapırdatarak yenen |
slurped adj.
|
|
36 |
General |
hepsini yenen |
all-conquering adj.
|
|
37 |
General |
masada yenen |
sit-down adj.
|
|
38 |
General |
kaşık ile yenen |
spoon adj.
|
|
|
Proverb |
|
39 |
Proverb |
intikam soğuk yenen bir yemektir |
revenge is a dish best eaten cold
|
|
Colloquial |
|
40 |
Colloquial |
restoranda ortaklaşa yenen yemek |
sharer n.
|
|
41 |
Colloquial |
yanlışlıkla yenen abur cubur |
snaccident n.
|
|
Idioms |
|
42 |
Idioms |
yanağa atılan/yenen tokat |
clip over the ear n.
|
|
43 |
Idioms |
topluca yenen bir yemeğe katılanların hazırlayıp yanında getirdiği yiyecekler |
pot luck [us] n.
|
|
Speaking |
|
44 |
Speaking |
intikam soğuk yenen bir yemektir |
revenge is a dish best served cold expr.
|
|
Trade/Economic |
|
45 |
Trade/Economic |
hızlı yemek yenen ve hızlı servis yapılan restoran |
quick service restaurant n.
|
|
Tourism |
|
46 |
Tourism |
ücret karşılığı konaklanıp yemek yenen ev |
boarding-house n.
|
|
Gastronomy |
|
47 |
Gastronomy |
sıcak yenen peynir soslu karnabahar yemeği |
cauliflower cheese n.
|
|
48 |
Gastronomy |
ortaçağda et ile yenen ve sakatat, baharat vb. malzemelerden oluşan bir sos |
chaudron n.
|
|
49 |
Gastronomy |
ortaçağda et ile yenen ve sakatat, baharat vb. malzemelerden oluşan bir sos |
chawdron n.
|
|
50 |
Gastronomy |
ortaçağda et ile yenen ve sakatat, baharat vb. malzemelerden oluşan bir sos |
chauldron n.
|
|
51 |
Gastronomy |
cempedak ağacının pişirilerek yenen meyvesi |
chempaduk n.
|
|
52 |
Gastronomy |
elle yenen yemek |
finger food n.
|
|
53 |
Gastronomy |
genellikle ana yemek üzerine yenen tatlı |
dessert n.
|
|
54 |
Gastronomy |
soğuk yenen yiyecek |
cold cut n.
|
|
55 |
Gastronomy |
öğleden önce veya sonra yenen hafif yemek |
underntime n.
|
|
56 |
Gastronomy |
hint mutfağında atıştırmalık olarak yenen içi dolu kızartılmış hamur topları |
kachori n.
|
|
57 |
Gastronomy |
büyük bir yosun külahının çeşitli malzemelerle doldurulmasıyla yapılan ve elle yenen bir japon yemeği |
handroll n.
|
|
58 |
Gastronomy |
çayla yenen bir tür kek |
huffkin n.
|
|
59 |
Gastronomy |
yağ ve pekmezde pişirilmiş kek veya bisküviyle hazırlanıp genellikle denizde yenen bir tür tatlı |
dandyfunk n.
|
|
60 |
Gastronomy |
ısıtılarak yenen pişirilip paketlenmiş yemek |
dinner n.
|
|
61 |
Gastronomy |
yumurta ve buğday unundan yapılıp genellikle çorba içinde yenen bir tür mantı |
rivel [us] n.
|
|
62 |
Gastronomy |
domuzun yanağının genellikle soğuk yenen alt bölümü |
bath chap n.
|
|
63 |
Gastronomy |
soğuk yenen kremalı bir tatlı |
bavarois n.
|
|
64 |
Gastronomy |
öğle ile akşam yemeği arasında yenen atıştırma |
dunch n.
|
|
65 |
Gastronomy |
pişirilerek yenen yiyecek |
cooker n.
|
|
66 |
Gastronomy |
elle yenen yemeklerden oluşan açık büfe |
finger buffet n.
|
|
67 |
Gastronomy |
el ile tutularak yenen yemek |
finger food n.
|
|
68 |
Gastronomy |
geleneksel olarak anneler günü'nde yenen ve noel pudingini andıran meyveli bir pasta |
simnel [uk] n.
|
|
69 |
Gastronomy |
akşam dört civarı yenen atıştırmalık |
fourses n.
|
|
70 |
Gastronomy |
fransa'da yenen sosisli bir puf böreği |
friand n.
|
|
71 |
Gastronomy |
bisküvi arasına koyularak yenen bir marşmelov tatlısı |
s'more n.
|
|
72 |
Gastronomy |
(sebze olarak yenen) yeni çimlenmiş maş fasulyesi filizi |
bean sprout n.
|
|
73 |
Gastronomy |
(sebze olarak yenen) yeni çimlenmiş maş fasulyesi filizi |
beansprout n.
|
|
Marine Biology |
|
74 |
Marine Biology |
eti yenen küçük bir pasifik yengeci |
dungeness crab (cancer magister) n.
|
|
75 |
Marine Biology |
bilinen eti yenen yengeçlerin çoğunun olduğu familya |
cancridae n.
|
|
76 |
Marine Biology |
bilinen eti yenen yengeçlerin çoğunun olduğu familya |
family cancridae n.
|
|
77 |
Marine Biology |
kuzey pasifik sularında yaşayan eti yenen, küçük, yağlı bir balık |
candlefish (thaleichthys pacificus) n.
|
|
78 |
Marine Biology |
avrupa'da yaygın eti yenen bir midye |
edible cockle (cardium edule) n.
|
|
|
79 |
Marine Biology |
batı atlantik sularında yaşayan, kenarları gümüş renginde ve sırtı koyu mavi eti yenen bir balık |
cero (scomberomorus regalis) n.
|
|
80 |
Marine Biology |
çoğunlukla atlantik kıyılarında görülen eti yenen yassı bir balık |
spadefish (chaetodipterus faber) n.
|
|
81 |
Marine Biology |
çoğunlukla atlantik kıyılarında görülen eti yenen yassı bir balık |
angelfish n.
|
|
82 |
Marine Biology |
orta abd'de yaygın, ete yenen bir tatlı su balığı |
channel cat [ictalurus punctatus] n.
|
|
83 |
Marine Biology |
orta abd'de yaygın, ete yenen bir tatlı su balığı |
channel catfish n.
|
|
84 |
Marine Biology |
çoğunlukla atlantik kıyılarında görülen, eti yenen yassı bir balık |
tripletail (chaetodipterus faber) n.
|
|
85 |
Marine Biology |
eti yenen bir derin deniz balığı |
tilefish n.
|
|
86 |
Marine Biology |
eti yenen bir derin deniz balığı |
blanquillo n.
|
|
87 |
Marine Biology |
çoğunlukla atlantik kıyılarında görülen eti yenen yassı bir balık |
moonfish n.
|
|
88 |
Marine Biology |
küçükken yenen bir deniz tarağı türü |
littleneck (mercenaria mercenaria) n.
|
|
89 |
Marine Biology |
küçükken yenen bir deniz tarağı türü |
littleneck n.
|
|
90 |
Marine Biology |
küçükken yenen bir deniz tarağı türü |
littleneck clam n.
|
|
91 |
Marine Biology |
küçükken yenen bir deniz tarağı türü |
little-neck clam n.
|
|
92 |
Marine Biology |
küçükken yenen bir deniz tarağı türü |
venus mercenaria n.
|
|
93 |
Marine Biology |
durgun ve akan sularda görülüp alabalıklarca yenen büyük bir şayak sineği |
murragh (phryganea grandis) n.
|
|
Botanic |
|
94 |
Botanic |
yenen köksaplarından ararot nişastası elde edilen kana çiçeği |
canna edulis n.
|
|
95 |
Botanic |
yenen köksaplarından ararot nişastası elde edilen kana çiçeği |
canna indica n.
|
|
96 |
Botanic |
yenen köksaplarından ararot nişastası elde edilen kana çiçeği |
african arrowroot n.
|
|
97 |
Botanic |
yenen köksaplarından ararot nişastası elde edilen kana çiçeği |
edible canna n.
|
|
98 |
Botanic |
yenen köksaplarından ararot nişastası elde edilen kana çiçeği |
purple arrowroot n.
|
|
99 |
Botanic |
yenen köksaplarından ararot nişastası elde edilen kana çiçeği |
sierra leone arrowroot n.
|
|
100 |
Botanic |
narı andıran meyvesi yenen küçük avustralya ağacı |
native pomegranate (capparis arborea) n.
|
|
101 |
Botanic |
genellikle çiğ yenen acı köklü avrasya bitkisi |
radish (raphanus sativus) n.
|
|
102 |
Botanic |
hardal familyasına mensup, sebze olarak yenen acı yapraklı bitki |
rapini (brassica rapa) n.
|
|
103 |
Botanic |
çiğ veya pişirilerek yenen uzun sert köklü doğu asya turpu |
japanese radish (raphanus sativus longipinnatus) n.
|
|
104 |
Botanic |
abd'nin güneybatısında yetişen meyveleri yenen çalı formlu kestane ağacı |
dwarf chestnut (castanea pumila) n.
|
|
105 |
Botanic |
abd'nin güneybatısında yetişen meyveleri yenen çalı formlu kestane ağacı |
chinquapin n.
|
|
106 |
Botanic |
abd'nin güneybatısında yetişen meyveleri yenen çalı formlu kestane ağacı |
allegheny chinkapin n.
|
|
107 |
Botanic |
abd'nin güneybatısında yetişen meyveleri yenen çalı formlu kestane ağacı |
eastern chinquapin n.
|
|
108 |
Botanic |
taneleri yenen, ılıman bölgelerde yaygın yetiştirilen bir yulaf |
cereal oat (avena sativa) n.
|
|
109 |
Botanic |
kuzey amerika'da yetişen, yeşil yapraklı ve kabuklu meyveleri yenen bir orman ağacı |
red beech (fagus grandifolia) n.
|
|
110 |
Botanic |
kuzey amerika'da yetişen, yeşil yapraklı ve kabuklu meyveleri yenen bir orman ağacı |
fagus americana n.
|
|
111 |
Botanic |
kuzey amerika'da yetişen, yeşil yapraklı ve kabuklu meyveleri yenen bir orman ağacı |
american beech n.
|
|
112 |
Botanic |
kuzey amerika'da yetişen, yeşil yapraklı ve kabuklu meyveleri yenen bir orman ağacı |
white beech n.
|
|
113 |
Botanic |
batı hint adaları'nda yaprakları kaynatılarak yenen bir aroid bitki |
tanier (caladium sagittifolium) n.
|
|
114 |
Botanic |
batı hint adaları'nda yaprakları kaynatılarak yenen bir aroid bitki türü |
tannier n.
|
|
115 |
Botanic |
diken kabağı bitkisinin (sechium edule) sebze olarak yenen meyvesi |
chayote n.
|
|
116 |
Botanic |
avustralya'da yetişen, meyvesi yenen nar benzeri bir bitki |
native pomegranate (capparis) n.
|
|
117 |
Botanic |
yenen köksaplarından ararot nişastası elde edilen kana çiçeği |
indian shot n.
|
|
118 |
Botanic |
yenen köksaplarından ararot nişastası elde edilen kana çiçeği |
aliipoe n.
|
|
119 |
Botanic |
çok soğuk bölgelerde yetişen meyveleri yenen bir bitki |
bakeapple n.
|
|
120 |
Botanic |
çok soğuk bölgelerde yetişen meyveleri yenen bir bitki |
cloudberry n.
|
|
121 |
Botanic |
doğu asya'da yetişen, yaprakları ve filizleri yenen bir bitki |
udo (aralia cordata) n.
|
|
122 |
Botanic |
ritüellerde yenen çeşitli halüsinojen mantarlara verilen ad |
sacred mushroom n.
|
|
123 |
Botanic |
meyveleri sebze olarak yenen, gösterişli çiçekli, uzun, tek yıllık bir bitki |
bendy (abelmoschus esculentus) n.
|
|
124 |
Botanic |
meyveleri sebze olarak yenen, gösterişli çiçekli, uzun, tek yıllık bir bitki |
okra (abelmoschus esculentus) n.
|
|
125 |
Botanic |
meyveleri sebze olarak yenen, gösterişli çiçekli, uzun, tek yıllık bir bitki |
okro (abelmoschus esculentus) n.
|
|
126 |
Botanic |
yenen köksaplarından ararot nişastası elde edilen kana çiçeği |
achira n.
|
|
127 |
Botanic |
yenen köksaplarından ararot nişastası elde edilen kana çiçeği |
arrowroot n.
|
|
Social Sciences |
|
128 |
Social Sciences |
yılbaşı gecesinde yenen kek |
hogmanay n.
|
|
History |
|
129 |
History |
uykudan önce yenen hafif yemek |
voidee n.
|
|
130 |
History |
(pharsalus muharebesi) pompey'i yenen sezar |
pharsalus n.
|
|
Religious |
|
131 |
Religious |
pesah bayramında son yenen hamursuz ekmek |
afikoman n.
|
|
132 |
Religious |
hamursuz bayramı'nın ilk gecesinde yenen yabanturpu gibi birtakım acı otlar |
maror n.
|
|
133 |
Religious |
hamursuz bayramı'nın ilk gecesinde yenen yabanturpu gibi birtakım acı otlar |
moror n.
|
|
134 |
Religious |
(batı hristiyanlığında) büyük perhizin arifesinde yenen mayalı çörek |
fastnacht n.
|
|
135 |
Religious |
dini veya geleneksel nedenlerle balık yenen gün |
fish day n.
|
|
136 |
Religious |
oruç öncesi yenen öğün |
suhur n.
|
|
Military |
|
137 |
Military |
yenen ve yenilen tarafı kesin olarak belirleyecek muharebe |
decisive engagement n.
|
|
Archaic |
|
138 |
Archaic |
(rakibini) yenen kimse |
squabasher [scotland] n.
|
|
Entomology |
|
139 |
Entomology |
karıncalar tarafından yenen bal benzeri madde üreten bir organizma |
ant cow n.
|
|
Slang |
|
140 |
Slang |
pubda yenen yemek |
countery v.
|
|
141 |
Slang |
bir oyunda her şeyi yenen/her şeyin üstesinden gelen karakter, silah, hareket |
op (overpowered) abrev.
|
|
Modern Slang |
|
142 |
Modern Slang |
uçuş esnasında yenen hafif bir yemek |
airplane food n.
|
|
143 |
Modern Slang |
yemeğin üstüne yenen atıştırmalıklar |
aftertizers n.
|
|