|
- Under the current Staff Regulations, social and family rights are provided only for couples who are married.
- Mevcut Personel Yönetmeliği kapsamında, sosyal ve ailevi haklar sadece evli çiftler için sağlanmaktadır.
- Secondly, neither partner may be married or in another non-marital partnership.
- İkinci olarak, eşlerden hiçbiri evli ya da evlilik dışı başka bir birliktelik içinde olamaz.
- A regulation like that advocated in the report would end up discriminating against married heterosexual couples.
- Raporda savunulduğu gibi bir düzenleme, evli heteroseksüel çiftlere karşı ayrımcılıkla sonuçlanacaktır.
- Two of their children are married and they also have one grandchild.
- Çocuklarından ikisi evli ve birer de torunları var.
- Sami and Layla were married at the time.
- Sami ve Layla o zamanlar evliydiler.
- They sound like a married couple.
- Evli bir çift gibi konuşuyorlar.
- How many years have you two been married?
- Siz ikiniz kaç yıldır evlisiniz?
- Are Tom and Mary still married?
- Tom ve Mary hala evli mi?
- Neither Tom nor Mary is married.
- Ne Tom ne de Mary evli.
- Tom is married, but he doesn't wear a wedding ring.
- Tom evli ama alyans takmıyor.
- I was married at that time.
- O zaman evliydim.
- I think Tom is still married.
- Sanırım Tom hala evli.
- Tom is married to someone else now.
- Tom şu anda bir başkasıyla evlidir.
- I'm not married.
- Ben evli değilim.
- Tom and Mary were married for a very short time.
- Tom ve Mary çok kısa süredir evliydi.
- How long have you and Tom been married?
- Sen ve Tom ne kadar süredir evlisiniz?
- Tom and Mary told me they weren't married.
- Tom ve Mary bana evli olmadıklarını söylediler.
- I sometimes wish we were still married.
- Bazen keşke hala evli olsaydık diyorum.
- Perhaps Tom is married.
- Belki de Tom evlidir.
- Tom and Mary told me that they were already married.
- Tom ve Mary bana zaten evli olduklarını söyledi.
- Hundreds of years ago, married Japanese women would blacken their teeth to beautify themselves.
- Yüzlerce yıl önce, evli Japon kadınları kendilerini güzelleştirmek için dişlerini karartırlardı.
- Tom and Mary have been married for over thirty years.
- Tom ve Mary otuz yılı aşkın bir süredir evliler.
- I've been married for three years.
- Ben üç yıldır evliyim.
- I'm married now.
- Artık evliyim.
- Aren't you still married to Tom?
- Hâlâ Tom'la evli değil misin?
- I wasn't married at that time.
- O zamanlar evli değildim.
- I don't want to be married to you anymore.
- Artık seninle evli olmak istemiyorum.
- Tom has been married to Mary for just over three years.
- Tom, Mary ile üç yıldan biraz fazla bir süredir evli.
- Sami and Layla were married for sixty years.
- Sami ve Leyla altmış yıldır evliydiler.
- You're already married, aren't you?
- Sen zaten evlisin, değil mi?
- How many years have Tom and Mary been married?
- Tom ve Mary kaç yıldır evliler?
- Were you married a long time?
- Uzun zamandır mı evliydiniz?
- Tom and Mary aren't married to each other.
- Tom ve Mary birbiriyle evli değildir.
- We haven't been married long.
- Biz uzun süredir evli değiliz.
- Tom is married to a very beautiful woman.
- Tom çok güzel bir kadınla evli.
- I'm not married to her anymore.
- Ben artık onunla evli değilim.
- Tom was married when he returned.
- Tom döndüğünde evliydi.
- I am married to Hercules.
- Ben Herkül'le evliyim.
- We were disappointed to hear that she had married him.
- Onun evli olduğunu duymamız bizi hayal kırıklığına uğrattı.
- I'm still married to him.
- Hala onunla evliyim.
- Have you been married for a long time?
- Uzun zamandır mı evlisiniz?
- Tom and Mary have been married for three years.
- Tom ve Mary üç yıldır evliler.
- Tom and Mary are practically married.
- Tom ve Mary evli sayılırlar.
- Larry Ewing is married.
- Larry Ewing evli.
- I'm not married to her anymore.
- Artık onunla evli değilim.
- Tom is married to a teacher.
- Tom bir öğretmenle evli.
- She's married and settled down now.
- O şimdi evli ve yuvasını kurdu.
- Tom is still legally married.
- Tom hâlâ hukuken evli.
- Both of Tom's sisters are married.
- Tom'un ablalarının ikisi de evli.
- Both my brothers are married, but my sisters are all single.
- Erkek kardeşlerimin ikisi de evli ama kız kardeşlerimin hepsi bekar.
- They sound like a married couple.
- Onlar evli bir çift gibi görünüyor.
- I'm still married to Tom.
- Hâlâ Tom'la evliyim.
- We were married in 2013 in Boston.
- Boston'da 2013 yılında evliydik.
- Tom and Mary are married, but not to each other.
- Tom ve Mary evli ama birbirleriyle değil.
- Tom is married to my sister.
- Tom kız kardeşimle evli.
- Tom said that he was already married.
- Tom zaten evli olduğunu söyledi.
- Larry Ewing is married and the father of two children.
- Larry Ewing evli ve iki çocuk babası.
- I know that I don't want to be married to you.
- Seninle evli olmak istemediğimi biliyorum.
- Are Tom and Mary really married?
- Tom ve Mary gerçekten evli mi?
- They had been married for ten years by that time.
- O zamana kadar on yıldır evliydiler.
- The last I heard, Tom and Mary are still married.
- Son duyduğuma göre, Tom ve Mary hala evlilermiş.
- He is not married.
- O evli değil.
- She is married to a foreigner.
- Bir yabancıyla evli.
- His fiancee is already married.
- Nişanlısı zaten evli.
- I'm still not married.
- Ben hala evli değilim.
- I still can't believe you're married.
- Evli olduğuna hâlâ inanamıyorum.
- We've been married for five years.
- Beş yıldır evliyiz.
- You're married now.
- Artık evlisin.
- He's not married.
- Evli değil.
- Sami and Layla were islamically married already.
- Sami ve Layla zaten İslami olarak evliydiler.
- Mary got married to a German.
- Mary bir Alman'la evliydi.
- When did you find out that Tom was still married?
- Tom'un hala evli olduğunu ne zaman öğrendin?
- Tom hasn't been married long.
- Tom uzun süredir evli değil.
- Tom and Mary are still married.
- Tom ve Mary hâlâ evli.
- Tom and I are married to each other.
- Tom ve ben birbirimizle evliyiz.
- How long were you married?
- Ne kadar süredir evliydin?
- Tom used to be married.
- Tom eskiden evliydi.
- To tell the truth, that actor is married.
- Gerçeği söylemek gerekirse, o oyuncu evli.
- Married to an Italian, she lives in Rome now.
- Bir İtalyanla evli olduğu için, o şimdi Roma'da yaşıyor.
- Tom is married to a foreigner.
- Tom bir yabancıyla evli.
- Tom has been married a long time.
- Tom uzun zamandır evli.
- Tom and I used to be married.
- Tom ve ben eskiden evliydik.
- How long were you and Tom married?
- Tom'la ne kadar evli kaldınız?
- We've been married for nearly thirty years.
- Neredeyse otuz yıldır evliyiz.
- I have been married to her for ten years.
- Ben on yıldır onunla evliyim.
- Tom and Mary weren't married at that time.
- O sırada Tom ve Mary evli değildi.
- I was married once.
- Bir zamanlar evliydim.
- Tom is married to Mary's sister.
- Tom, Mary'nin kızkardeşiyle evlidir.
- We've been married for five years.
- Biz beş yıldır evliyiz.
- I'm still married.
- Ben hala evliyim.
- Tom is married now, isn't he?
- Tom şimdi evli, değil mi?
- Even though they're not still married, Tom and Mary still have dinner together once a week.
- Hala evli olmasalar da Tom ve Mary haftada bir kez birlikte akşam yemeği yiyorlar.
- She is married to a foreigner.
- Bir yabancıyla evlidir.
- I have two sisters and both are married.
- İki tane kız kardeşim var ve ikisi de evli.
- Aren't you married to Tom?
- Tom'la evli değil misin?
- Tom said that Mary wasn't married anymore.
- Tom, Mary'nin artık evli olmadığını söyledi.
- Tom and Mary have been married for years.
- Tom ve Mary yıllardır evliler.
- As far as I know, he is not married.
- Bildiğim kadarıyla evli değil.
- He is not married.
- Evli değil.
- Since when is Richard married?
- Richard ne zamandan beri evli?
Show More (97)
|