married - Turco Inglés Diccionario

married

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "married" en diccionario turco inglés : 13 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
married adj. evli
A regulation like that advocated in the report would end up discriminating against married heterosexual couples.
Raporda savunulduğu gibi bir düzenleme, evli heteroseksüel çiftlere karşı ayrımcılıkla sonuçlanacaktır.

More Sentences
General
married adj. evli
Under the current Staff Regulations, social and family rights are provided only for couples who are married.
Mevcut Personel Yönetmeliği kapsamında, sosyal ve ailevi haklar sadece evli çiftler için sağlanmaktadır.

More Sentences
married n. evli kimse
married adj. nikahlı
married adj. evliliğe/evlilere özgü
married adj. başı bağlı
married adj. evlenmiş
married adj. evlilik yoluyla kazanılan
married adj. birleşik
married adj. paylaşılan
married adj. paylaşımlı
married adj. (mecazi olarak) aşırı bağlılık ve özveri sergileyen
Furniture
married adj. parçaları toplama olan (antik mobilya)

Significados de "married" con otros términos en diccionario inglés turco: 165 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
married woman n. evli kadın
Tom continued his relationship with that married woman.
Tom bu evli kadınla ilişkisini sürdürdü.

More Sentences
General
married man n. evli adam
The married men that Layla robbed were reluctant to report her because of the embarrassment.
Leyla'nın soyduğu evli adamlar, utançlarından onu ihbar etmekten çekiniyorlardı.

More Sentences
married people n. evli insanlar
Married people sometimes wish they were single.
Evli insanlar bazen bekar olmayı dilerler.

More Sentences
married life n. evlilik hayatı
Tom made jokes about married life.
Tom evlilik hayatı hakkında şakalar yaptı.

More Sentences
married life n. evlilik yaşamı
Fadil and Layla's married life was a battleground.
Fadıl ve Leyla'nın evlilik yaşamı bir savaş alanıydı.

More Sentences
married couples n. evli çiftler
They fight like an old married couple.
Yaşlı evli çiftler gibi kavga ediyorlar.

More Sentences
a married man n. evli bir adam
I'm a married man.
Ben evli bir adamım.

More Sentences
a married woman n. evli bir kadın
Sami was having an affair with a married woman.
Sami evli bir kadınla ilişki yaşıyordu.

More Sentences
married man n. evli erkek
Harvard scientists have measured the amount of male hormone in the saliva of 58 single and married men with or without children.
Harvard'lı bilim adamları çocuklu ya da çocuksuz 58 bekar ve evli erkeğin tükürüğündeki erkeklik hormonu miktarını ölçtüler.

More Sentences
get married v. evlenmek
The army and the air force and the State Department have ganged up to keep me from getting married.
Kara Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri ve Dışişleri Bakanlığı evlenmemi engellemek için bir araya geldi.

More Sentences
get married v. dünyaevine girmek
Tom will get married soon.
Tom yakında dünyaevine girecek.

More Sentences
be married v. evli olmak
Tom told me you were married.
Tom bana evli olduğunu söyledi.

More Sentences
be engaged (to be married) v. nişanlı olmak
Is it true that Tom and Mary were engaged?
Tom ve Mary'nin nişanlı oldukları doğru mu?

More Sentences
be engaged (to be married) v. nişanlanmak
Have you ever been engaged?
Sen hiç nişanlandın mı?

More Sentences
get married to v. ile evlenmek
Tom wanted to get married to Mary.
Tom Mary ile evlenmek istiyordu.

More Sentences
be engaged (to be married) v. nişanlı olmak
Is it true that Tom and Mary were engaged?
Tom ve Mary'nin nişanlı olduğu doğru mu?

More Sentences
engaged (to be married) adj. nişanlı
Tom and Mary are now engaged.
Tom ve Mary şimdi nişanlı.

More Sentences
married to adj. ile evlenmiş
Tom was married to Mary's oldest daughter.
Tom, Mary'nin en büyük kızı ile evlendi.

More Sentences
recently married adj. yeni evli
The Brown twins, both of whom got recently married, held a party.
Her ikisi de yenilerde evlenmiş olan Brown ikizleri bir parti düzenledi.

More Sentences
married with children adj. evli ve çocuklu
Tom is married with children.
Tom evli ve çocuklu.

More Sentences
married to someone adj. biriyle evli
Tom is married to someone else now.
Tom artık başka biriyle evli.

More Sentences
married to prep. ile evli
Tom is now married to John's ex-wife.
Tom şimdi John'un eski eşi ile evlidir.

More Sentences
Colloquial
stay married v. evli kalmak
Tom and Mary have to stay married for the sake of the children.
Tom ve Mary çocukların iyiliği için evli kalmak zorundalar.

More Sentences
Speaking
we're not married expr. evli değiliz
We're not married.
Evli değiliz.

More Sentences
are you married? expr. evli misin?
Are you married or are you single?
Evli misiniz yoksa bekar mısınız?

More Sentences
let's get married expr. evlenelim
Let's get married!
Hadi evlenelim!

More Sentences
is he married? expr. o evli mi?
Is he married?
O evli mi?

More Sentences
is she married? expr. o evli mi?
Is she married?
O evli mi?

More Sentences
married soon expr. yakında evleniyor
They say that she'll get married soon.
Yakında evleneceğini söylüyorlar.

More Sentences
Chat Usage
are you married? expr. evli misin?
Are you married or are you single?
Evli misin yoksa bekar mısın?

More Sentences
Law
married life n. evlilik hayatı
It takes a lot of time to get used to married life.
Evlilik hayatına alışmak uzun zaman alır.

More Sentences
General
getting married n. evlenme
married life n. karı koca hayatı
married women n. evli kadınlar
married person n. evli kişi
married couple n. evli çift
cohabitation without being legally married n. dost hayatı yaşama
cohabitation without being legally married n. metres hayatı yaşama
cohabitation without being legally married n. nikahsız karı koca hayatı
married name n. koca soyadı
married name n. evlendikten sonraki soyadı
get married again v. nikah tazelemek
get married to somebody v. evlenmek
get married v. nikahlanmak
got married v. evlenmiş
not to be able to get married v. evde kalmak
be engaged (to be married) v. adaklanmak
get married v. dünya evine girmek
live to see one's children grow up and get married v. mürüvvetini görmek
not to be able to get married v. evde kalmak (evlenmemiş)
get married for the second time v. ikinci kez evlenmek
get married into (a wealthy family) v. (zengin bir aileye) gelin gitmek
be married into (a wealthy family) v. (zengin bir aileye) gelin gitmek
be married into a (family) v. bir aileye gelin gitmek
be married into a (family) v. gelin gitmek
get married v. nikah masasına oturmak
see one's child grow up and get married v. mürüvvetini görmek
get married v. hayatlarını birleştirmek
not to be able to get married v. kısmeti kapanmak
not to be able to get married v. kısmeti bağlanmak
get married off v. evlendirilmek
be married off v. evlendirilmek
be happily married v. mutlu bir evlilikleri olmak
be married off to v. ile evlendirilmek
be old/mature enough to get married (to someone) or marry someone v. gelinlik çağına gelmek
be old/mature enough to get married (to someone) or marry someone v. evlilik çağına gelmek
get married and have children v. evlenip çoluk çocuğa karışmak
get married and have children v. evlenip çocukları olmak
get married for the second time v. ikinci kez evlenmek
get married for the second time v. ikinci defa evlenmek
be married into (a wealthy family) v. evlenerek zengin bir aileye girmek
married and having a family adj. evli barklı
engaged to be married adj. sözlü
engaged to be married adj. adaklı
engaged to be married adj. nişanlı
just married adj. yeni evli
married for the second time adj. ikinci kez evlenmiş
Colloquial
since we've been married n. evlendiğimizden beri
a married woman n. evli kadın
a married lady n. evli bayan
a married woman n. evli bayan
get married and have children v. çoluk çocuğa karışmak
married and content adj. evli ve mutlu
married and happy adj. evli ve mutlu
most of my clients are married expr. çoğu müşterim evlidir
all the years I've been married expr. evliliğim boyunca
Idioms
get married and have children v. çoluğa çocuğa karışmak
have to get married v. evlenmek zorunda kalmak
Speaking
we're not married anymore n. artık evli değiliz
they are going to get married n. evleniyorlar
since we got married n. evlendiğimizden beri
my friend is getting married expr. arkadaşım evleniyor
she's not married anymore expr. artık evli değil
when will we get married? expr. biz ne zaman evleneceğiz?
are you single or married? expr. bekar mısınız evli misiniz?
we have been married for twenty years expr. biz yirmi yıldır evliyiz
I am married expr. ben evliyim
we married twenty years ago expr. biz 20 sene önce evlendik
we have been married for twenty years expr. biz 20 yıldır evliyiz
we have been married for twenty years expr. biz yirmi senedir evliyiz
he said he could not kiss me because he's married expr. beni öpemeyeceğini çünkü evli olduğunu söyledi
we have been married for twenty years expr. biz 20 senedir evliyiz
we got married twenty years ago expr. biz 20 sene önce evlendik
I don't do married guys expr. ben evli erkeklerle takılmam
are you single or married? expr. bekar mısın evli misin?
we got married twenty years ago expr. biz yirmi yıl önce evlendik
we married twenty years ago expr. biz 20 yıl önce evlendik
I never been married expr. ben hiç evlenmedim
we got married twenty years ago expr. biz yirmi sene önce evlendik
we married twenty years ago expr. biz yirmi sene önce evlendik
we got married twenty years ago expr. biz 20 yıl önce evlendik
we married twenty years ago expr. biz yirmi yıl önce evlendik
have you married before? expr. daha önce evlenmiş miydin?
we got married so young expr. çok genç yaşta evlendik
he's married with a kid on the way expr. evli ve doğmak üzere olan bir çocuğu var
are you married? expr. evli misiniz?
I am going to get married next june expr. gelecek haziran evleneceğim
I heard he got married expr. evlendi diye duydum
I'm married with three children expr. evliyim ve üç çocuğum var
I thought you were going to get married expr. evleneceksiniz sanıyordum
have you ever been married? expr. hiç evlendin mi?
did you ever get married? expr. hiç evlendin mi?
I'm not married expr. evli değilim
don't even think about getting married expr. evliliği aklından bile geçirme
I'm married and I have three children expr. evliyim ve üç çocuğum var
I'm married with three children expr. evli ve üç çocukluyum
I'm getting married expr. evleniyorum
I'm married with three kids expr. evliyim ve üç çocuğum var
they are going to get married expr. evlenecekler
I want to get married expr. evlenmek istiyorum
I heard she got married expr. evlenmiş diye duydum
I was going to get married expr. evlenecektim
I heard he got married expr. evlenmiş diye duydum
need I remind you that I am married? expr. evli olduğumu hatırlatmama gerek var mı?
I heard she got married expr. evlendi diye duydum
I'm married with three kids expr. evli ve üç çocukluyum
I am going to get married next june expr. gelecek haziran evleniyorum
if I weren't married expr. eğer evli olmasaydım
I'm married expr. evliyim
he got married twice expr. iki kere evlendi
he got married twice expr. iki defa evlendi
he got married twice expr. iki kez evlendi
she got married twice expr. iki kere evlendi
she got married twice expr. iki kez evlendi
she got married twice expr. iki defa evlendi
she is not married expr. o evli değildir
when will they get married? expr. ne zaman evlenecekler?
when are you two getting married? expr. ne zaman evleniyorsunuz bakalım?
I am going to get married next june expr. önümüzdeki haziran evleneceğim
when will they get married? expr. ne zaman evleniyorlar?
when will we get married? expr. ne zaman evleneceğiz?
I am going to get married next june expr. önümüzdeki haziran evleniyorum
he is not married expr. o evli değildir
are you married? expr. siz evli misiniz?
I hope I live to see them get married and have children expr. umarım onların evlenip çocuk sahibi olduklarını görene dek yaşarım
Chat Usage
are you married or single expr. evli misin bekar mısın
Trade/Economic
married taxpayers n. evli mükellefler
married [uk] adj. birim olarak mevcut olan (satılık ürün)
Law
married name n. evlilik soyadı
Military
married quarters n. aile konutları
married quarters n. lojmanlar
married failure n. (deniz mayını savaşında) hatalı bir düzenek sebebiyle ağırlığından kurtulamayan deniz yatağındaki demirli mayın
Cinema
married print n. bileşik kopya
married [uk] adj. hem görüntü hem de ses kaydı içeren (sinema filmi)
Slang
mba (married but available) expr. evliyim ancak müsaitim