|
- The Stability Pact is called stupid or rigid.
- İstikrar Paktı, aptal ya da katı olarak adlandırılmaktadır.
- But I can assure him that we are not that stupid.
- Ama onu temin ederim ki biz o kadar aptal değiliz.
- Perhaps he thinks his questioners are stupid.
- Belki de soru soranların aptal olduğunu düşünüyordur.
- I am not stupid, I know that too.
- Aptal değilim, bunu ben de biliyorum.
- Perhaps he thinks his questioners are stupid.
- Belki de soru soranların aptal olduğunu düşünüyor.
- Let us please make this stupid Stability and Growth Pact more flexible.
- Lütfen bu aptal İstikrar ve Büyüme Paktı'nı daha esnek hale getirelim.
- If someone from another planet saw us acting as if we had known that, they would think we were stupid.
- Eğer başka bir gezegenden biri bizi bunu biliyormuşuz gibi davranırken görseydi, aptal olduğumuzu düşünürdü.
- As is often the case government power is more stupid than human society as a whole.
- Çoğu zaman olduğu gibi hükümet gücü, bir bütün olarak insan toplumundan daha aptaldır.
- Tom isn't at all stupid.
- Tom hiç de aptal değil.
- I'm not as stupid as Tom.
- Ben Tom kadar aptal değilim.
- I'm a stupid old maid in my thirties.
- Otuzlu yaşlarımda aptal bir kız kurusuyum.
- She was stupid enough to believe him.
- Ona inanacak kadar aptaldı.
- What a stupid guy!
- Ne aptal bir adam!
- I feel so stupid.
- Çok aptal hissediyorum.
- Tom is too stupid to understand your jokes.
- Tom senin şakalarını anlamayacak kadar çok aptal.
- He must be stupid to believe such a thing.
- Böyle bir şeye inanmak için aptal olmalı.
- I think you're stupid.
- Bence sen aptalsın.
- Are you that stupid?
- O kadar aptal mısın?
- Tom called me a stupid jerk.
- Tom bana aptal pislik derdi.
- You're not as stupid as you look.
- Göründüğün kadar aptal değilsin.
- One was beautiful, intelligent and funny, and the other ugly, stupid and depressing.
- Biri güzel, zeki ve komikti, diğeri ise çirkin, aptal ve iç karartıcıydı.
- People really are stupid sometimes.
- İnsanlar bazen gerçekten aptal oluyor.
- Why was I so stupid?
- Neden bu kadar aptaldım?
- She's so stupid.
- O çok aptal.
- The stupider the child, the more lovely.
- Çocuk ne kadar aptalsa, o kadar sevimlidir.
- I will prove to the world that you are a very stupid expert.
- Senin çok aptal bir uzman olduğunu dünyaya ispat edeceğim.
- Is she so stupid that she believes such a thing?
- Böyle bir şeye inanacak kadar aptal mı?
- Nobody wants to look stupid.
- Kimse aptal görünmek istemez.
- There are no stupid jobs, there are only stupid people.
- Aptal işler yoktur, sadece aptal insanlar vardır.
- Between ourselves, he is rather stupid.
- Aramızda kalsın, o oldukça aptaldır.
- She thinks I'm a stupid drunk.
- O benim aptal bir sarhoş olduğumu düşünüyor.
- I guess I just realized how stupid I would look if I did that.
- Bunu yaparsam ne kadar aptal görüneceğimi fark ettim sanırım.
- Tom seemed stupid.
- Tom aptalmış gibi görünüyordu.
- Do you think I'm stupid?
- Sizce ben aptal mıyım?
- I hate being stupid.
- Aptal olmaktan nefret ediyorum.
- Tom thinks I'm stupid.
- Tom aptal olduğumu düşünüyor.
- Get lost, stupid jerk!
- Defol, aptal herif!
- Criminals are so stupid.
- Suçlular çok aptaldır.
- I didn't call you stupid.
- Ben sana aptal demedim.
- You aren't stupid.
- Aptal değilsiniz.
- You're stupid.
- Sen aptalsın.
- Tom is too stupid to do that.
- Tom bunu yapmak için çok aptal.
- He is not stupid.
- O aptal değil.
- Tom made me look stupid.
- Tom beni aptal gibi gösterdi.
- Tom is too stupid to understand your jokes.
- Tom senin şakalarını anlamayacak kadar aptal.
- The stupider the child, the more lovely.
- Bir çocuk ne kadar aptalsa o kadar sevimlidir.
- He is more stupid than you think.
- O sandığınızdan daha aptal.
- Stop being stupid.
- Aptal olmayı kes.
- Tom and Mary aren't stupid.
- Tom ve Mary aptal değil.
- Do you think we're stupid?
- Aptal olduğumuzu mu düşünüyorsun?
- Nobody wants to look stupid.
- Kimse aptal gibi görünmek istemez.
- Sami would never win an Academy Award for that stupid performance.
- Sami o aptal performansıyla asla Akademi Ödülünü kazanamazdı.
- Tom wasn't stupid enough to tell Mary what he really thought.
- Tom, gerçekten ne düşündüğünü Mary'ye söyleyecek kadar aptal değildi.
- Maybe Tom isn't as stupid as he looks.
- Belki de Tom göründüğü kadar aptal değil.
- I didn't want Tom to think I was stupid.
- Tom'un aptal olduğumu düşünmesini istemedim.
- How can you be so stupid?
- Nasıl bu kadar aptal olabilirsin?
- I don't think Tom knows that Mary thinks he's stupid.
- Tom'un Mary'nin kendisini aptal sandığını bildiğini sanmıyorum.
- Tom may be a little slow, but he isn't stupid.
- Tom biraz yavaş olabilir ama o aptal değildir.
- Most people aren't that stupid.
- Çoğu insan o kadar aptal değildir.
- I know you're not that stupid.
- O kadar aptal olmadığını biliyorum.
- Tom thought I was stupid.
- Tom benim aptal olduğumu düşündü.
- There are no stupid questions, only stupid people.
- Aptal sorular yoktur, sadece aptal insanlar vardır.
- I'm so stupid.
- Çok aptalım.
- Do you have any idea how stupid this makes you look?
- Bunun seni ne kadar aptal gösterdiğinin farkında mısın?
- Tom is stupid, but I love him anyway.
- Tom aptalın teki ama yine de onu seviyorum.
- He wasn't stupid enough to talk about that while she was around.
- O etraftayken bunu konuşacak kadar aptal değildi.
- You're not stupid at all.
- Sen hiç aptal değilsin.
- People really are stupid sometimes.
- İnsanlar bazen gerçekten aptallar.
- In other words, you're stupid.
- Başka bir deyişle sen aptalsın.
- Don't you feel stupid now?
- Şimdi aptal gibi hissetmiyor musun?
- Not all blondes are stupid.
- Bütün sarışınlar aptal değildir.
- Tom said he thinks that you're stupid.
- Tom senin aptal olduğunu düşündüğünü söyledi.
- Tom was stupid enough to challenge Mary to a game of chess.
- Tom satranç oyununda Mary'ye meydan okuyacak kadar aptaldı.
- Tom is not as stupid as he looks.
- Tom göründüğü kadar aptal değil.
- We know you're not stupid.
- Biliyoruz aptal değilsin.
- Do I look that stupid?
- O kadar aptal mı görünüyorum?
- Are you as stupid as you sound?
- Göründüğün kadar aptal mısın?
- He isn't as stupid as he looks.
- Göründüğü kadar aptal değil.
- I may be crazy, but I'm not stupid.
- Ben deli olabilirim, ama aptal değilim.
- He wasn't so stupid that he talked about that in her presence.
- Onun yanında bunu konuşacak kadar aptal değildi.
- Tom is stupid.
- Tom aptal.
- I was confused and I felt stupid.
- Ben şaşırdım ve kendimi aptal hissettim.
- Most people aren't that stupid.
- Çoğu insan bu kadar aptal değil.
- Love isn't blind, but it's often stupid.
- Aşk kör değildir, ama çoğu zaman aptaldır.
- It's a stupid system.
- Aptal bir sistem.
- Tom, please stop being stupid.
- Tom, aptal olmayı lütfen kes.
- I thought he was stupid.
- Ben onun aptal olduğunu düşündüm.
- People are really stupid sometimes.
- İnsanlar bazen gerçekten aptal.
- They aren't stupid.
- Onlar aptal değiller.
- We're all stupid.
- Hepimiz aptalız.
- I know Tom is stupid.
- Tom'un aptal olduğunu biliyorum.
- Where money is master, people are stupid!
- Paranın hakim olduğu yerde insanlar aptaldır!
- He's stupid, but cute.
- Aptal ama sevimli.
- Tom thinks you're stupid.
- Tom senin aptal olduğunu düşünüyor.
- Are you stupid?
- Aptal mısın?
- We're not all that stupid.
- O kadar aptal değiliz.
- He was stupid enough to believe what she said.
- Onun söylediklerine inanacak kadar aptaldı.
- You think I'm stupid, don't you?
- Aptal olduğumu düşünüyorsun, değil mi?
- I'm not sure if I'm stupid or not.
- Aptal olup olmadığımdan emin değilim.
- We were stupid.
- Biz aptaldık.
- Tom has never been called stupid before.
- Tom'a daha önce hiç aptal denmemişti.
- He's cute but stupid.
- Sevimli ama aptal.
- You are the stupidest fellow I've ever met.
- Sen tanıdığım en aptal adamsın.
- She must be stupid to say such a thing.
- Böyle bir şey söylemek için aptal olmalı.
- Why does everyone think that I'm stupid?
- Neden herkes benim aptal olduğumu düşünüyor?
- You aren't stupid.
- Aptal değilsin.
- She's stupid and greedy.
- O aptal ve açgözlü.
- Are you crazy or just stupid?
- Deli misin yoksa sadece aptal mı?
- It's nothing but a stupid rock.
- Aptal bir kayadan başka bir şey değil.
- Tom thinks I'm stupid.
- Tom beni aptal sanıyor.
- Watch out for stupid people.
- Aptal insanlara dikkat et.
- She thought I was stupid.
- O benim aptal olduğumu düşündü.
- My boss is so stupid!
- Patronum çok aptal!
- I don't think Tom is as stupid as he used to be.
- Tom'un eskisi kadar aptal olduğunu sanmıyorum.
- My friends are stupid.
- Arkadaşlarım aptal.
- Between you and me, I think our boss is stupid.
- Aramızda kalsın, bizim patronun aptal olduğunu düşünüyorum.
- Why is my brother so stupid?
- Kardeşim neden bu kadar aptal?
- You probably think I'm stupid.
- Muhtemelen aptal olduğumu düşünüyorsun.
- Please tell me you aren't that stupid.
- Lütfen bana o kadar aptal olmadığını söyle.
- That dog is so stupid.
- O köpek çok aptal.
- Tom told me that he thought Mary was stupid.
- Tom bana Mary'nin aptal olduğunu düşündüğünü söyledi.
- Sami would never win an Academy Award for that stupid performance.
- Sami bu aptal performansıyla asla Akademi Ödülü kazanamaz.
- Who are you calling stupid?
- Sen kime aptal diyorsun?
- He pretended to be a stupid man.
- Aptal bir adammış gibi davrandı.
- She thinks I'm a stupid drunk.
- Benim aptal bir sarhoş olduğumu düşünüyor.
- Is Tom really that stupid?
- Tom gerçekten o kadar aptal mı?
- He was stupid enough to believe her.
- Ona inanacak kadar aptaldı.
- Do you have any idea how stupid this makes you look?
- Bunun seni ne kadar aptal gösterdiğine dair bir fikrin var mı?
- Why does everyone think I'm stupid?
- Neden herkes benim aptal olduğumu düşünüyor?
- Tom isn't that stupid.
- Tom o kadar aptal değil.
- Not all blondes are stupid.
- Tüm sarışınlar aptal değildir.
- Maybe you're not as stupid as you sound.
- Belki de göründüğün kadar aptal değilsindir.
- Tom was stupid enough to believe Mary.
- Tom, Mary'ye inanacak kadar aptaldı.
- Tom is incredibly stupid.
- Tom inanılmaz biçimde aptal.
- Tom isn't as stupid as he seems.
- Tom göründüğü kadar aptal değil.
- Tom was stupid enough to believe what Mary said.
- Tom, Mary'nin söylediklerine inanacak kadar aptaldı.
- We're not as stupid as you thought, right?
- Düşündüğün kadar aptal değiliz, değil mi?
- Tom was stupid enough to believe Mary.
- Tom Mary'ye inanacak kadar aptaldı.
- Do you think we're stupid?
- Sence biz aptal mıyız?
- Do you think Tom is stupid?
- Sence Tom aptal mı?
- I don't think Tom would be stupid enough to do that.
- Tom'un bunu yapacak kadar aptal olacağını sanmıyorum.
- Tom is stupid, but I love him anyway.
- Tom aptaldır ama yine de onu seviyorum.
- Tom said he felt a little stupid.
- Tom kendini biraz aptal hissettiğini söyledi.
- He's not at all stupid.
- O hiç de aptal değil.
- Tom isn't as stupid as he looks.
- Tom göründüğü kadar aptal değil.
- He unexpectedly called you stupid.
- Beklenmedik bir şekilde sana aptal dedi.
- I am not so stupid as to deny its great beauty.
- Onun muhteşem güzelliğini inkar edecek kadar aptal biri değilim.
- Tom can't believe how stupid Mary is.
- Tom, Mary'nin ne kadar aptal olduğuna inanamıyor.
- The American people aren't stupid.
- Amerikan halkı aptal değildir.
- Are you people stupid?
- Siz aptal mısınız?
- What's the best way to deal with stupid people?
- Aptal insanlarla başa çıkmanın en iyi yolu nedir?
- You're not stupid at all.
- Hiç de aptal değilsin.
- I know you think I'm stupid.
- Aptal olduğumu düşündüğünü biliyorum.
- Do you have any idea how stupid I feel right now?
- Kendimi şu anda ne kadar aptal hissettiğim hakkında bir fikrin var mı?
- I was stupid enough to believe Tom.
- Tom'a inanacak kadar aptaldım.
- You probably think I'm stupid.
- Muhtemelen benim aptal olduğumu düşünüyorsun.
- She wasn't stupid.
- O aptal değildi.
- Some people say Tom is stupid, but I think he's pretty smart.
- Bazı insanlar Tom'un aptal olduğunu söylüyor ama bence o oldukça zeki.
- How could I be so stupid?
- Nasıl bu kadar aptal olabilirim?
- They can't possibly be that stupid.
- Onlar muhtemelen o kadar aptal olamazlar.
- She isn't as stupid as she looks.
- Göründüğü kadar aptal değil.
- Tom is a pretty stupid guy.
- Tom oldukça aptal bir adam.
- How could anyone be stupid enough to do that?
- Biri nasıl bunu yapacak kadar aptal olabilir?
- How dare you call me stupid!
- Bana aptal demeye nasıl cüret edersin!
- I felt incredibly stupid.
- Kendimi inanılmaz aptal hissettim.
- Tom was stupid enough to believe what Mary said about John.
- Tom, Mary'nin John hakkında söylediklerine inanacak kadar aptaldı.
- People might think you're stupid if you do that.
- Onu yaparsan insanlar senin aptal olduğunu düşünebilir.
- His new girlfriend looks attractive, but she's unfortunately very stupid.
- Yeni kız arkadaşı çekici görünüyor ama ne yazık ki çok aptal.
- Tom is stupid, isn't he?
- Tom aptal, değil mi?
- I don't want everyone to think I'm stupid.
- Herkesin aptal olduğumu düşünmesini istemem.
- I am certainly very stubborn and stupid!
- Kesinlikle çok inatçı ve aptal biriyim!
- Tom is stupid and arrogant.
- Tom aptal ve kibirli.
- Is this computer stupid?
- Bu bilgisayar aptal mı?
- The public is stupid, so the public will pay.
- Halk aptal, bu yüzden bedelini halk ödeyecek.
- Sometimes guys can be really stupid.
- Bazen erkekler gerçekten aptal olabiliyor.
- Tom wasn't that stupid.
- Tom o kadar aptal değildi.
- I don't want to go to school, because I'm stupid.
- Okula gitmek istemiyorum, çünkü aptalım.
- Does Tom think we're all stupid?
- Tom hepimizin aptal olduğunu mu düşünüyor?
- Tom is quite stupid.
- Tom oldukça aptal.
- I'm too stupid for this world.
- Ben bu dünya için fazla aptalım.
- We aren't that stupid.
- O kadar aptal değiliz.
- Is Tom stupid?
- Tom aptal mı?
- I don't think Tom would be stupid enough to do that.
- Tom'un bunu yapacak kadar aptal olduğunu sanmıyorum.
- He's stupid, but cute.
- Aptal ama tatlı.
- You're unbelievably stupid.
- İnanılmaz derecede aptalsın.
- What a stupid boy he is!
- Ne kadar aptal bir çocuk!
- It's nothing but a stupid rock.
- Aptal bir taştan başka bir şey değil.
- I may be poor, but I'm not stupid.
- Fakir olabilirim ama aptal değilim.
- Time is blind, man is stupid.
- Zaman kördür, insan aptaldır.
- Tom told Mary he thought she was stupid.
- Tom Mary'ye onun aptal olduğunu düşündüğünü söyledi.
- Tom is very stupid.
- Tom çok aptal.
- I doubt Mary would be that stupid.
- Mary'nin bu kadar aptal olacağından şüpheliyim.
- I had no idea you were so stupid.
- Bu kadar aptal olduğun konusunda hiçbir fikrim yoktu.
- People are so stupid.
- İnsanlar çok aptal.
- I know you aren't stupid enough to believe that.
- Ona inanacak kadar aptal olmadığını biliyorum.
- I'm mad at myself for following Tom's stupid advice.
- Tom'un aptal tavsiyesine uyduğum için kendime kızıyorum.
- We're not stupid.
- Biz aptal değiliz.
- Are you fucking stupid?
- Aptal mısın lan sen?
- I consider myself very stupid.
- Kendimi çok aptal görüyorum.
- Are you fucking crazy or just stupid?
- Sen lanet bir deli misin yoksa sadece aptal mısın?
- Tom thinks I'm very stupid.
- Tom çok aptal olduğumu düşünüyor.
- Criminals are so stupid.
- Suçlular çok aptal.
- Is she so stupid that she believes such a thing?
- O, böyle bir şeye inanacak kadar aptal mı?
- She's stupid and ugly.
- O aptal ve çirkin.
- I don't think Tom knows that Mary thinks he's stupid.
- Mary'nin onun aptal olduğunu düşündüğünü Tom'un bildiğini sanmıyorum.
- Tom is mad at Mary for calling him stupid.
- Tom, Mary'ye ona aptal dediği için kızgın.
- No one is born wise, but many die stupid.
- Kimse bilge doğmaz, ama çoğu aptal ölür.
- You don't want Tom to think you're stupid.
- Tom'un senin aptal olduğunu düşünmesini istemiyorsun.
- Between ourselves, I think he is rather stupid.
- Aramızda kalsın, o bence oldukça aptal.
- Tom seems stupid.
- Tom aptal görünüyor.
- You're really stupid, you know?
- Gerçekten aptalsın, biliyor musun?
- Tom isn't stupid.
- Tom aptal değil.
- How could I be so stupid?
- Nasıl bu kadar aptal olabildim?
- I thought you said Tom was stupid.
- Tom'un aptal olduğunu söylediğini sanıyordum.
- Who would steal that stupid truck of yours?
- Senin o aptal kamyonunu kim çalar ki?
- I don't want to go to Tom's stupid party.
- Tom'un aptal partisine gitmek istemiyorum.
- The public is stupid, so the public will pay.
- Halk aptaldır, bu nedenle bedeli de halk ödeyecek.
- I'm young, but I'm not stupid.
- Gencim ama aptal değilim.
- He's not at all stupid.
- Hiç de aptal değil.
- My boyfriend is stupid.
- Benim erkek arkadaşım aptaldır.
- Love isn't blind, but it's often stupid.
- Aşk kör değildir ama çoğu zaman aptaldır.
- I've never met a woman as stupid as you.
- Ben senin kadar aptal bir kadınla tanışmadım.
- Tom never was stupid.
- Tom asla aptal değildi.
- Are you really that stupid?
- Gerçekten o kadar aptal mısın?
- I didn't want Tom to think I was stupid.
- Tom'un aptal olduğumu düşünmesini istemiyordum.
- I'm too stupid for this world.
- Bu dünya için fazla aptalım.
- I was just too young and stupid to realize I shouldn't have tried doing that.
- Bunu yapmaya çalışmamam gerektiğini anlayamayacak kadar genç ve aptaldım.
- I'm not a coward, but I'm not stupid either.
- Ben korkak değilim ama ben aptal da değilim.
- Do you really think I'm stupid enough to believe that?
- Gerçekten buna inanacak kadar aptal olduğumu mu düşünüyorsun?
- I can't believe how stupid you've been.
- Bu kadar aptal olduğuna inanamıyorum.
- Tom wasn't so stupid as to tell Mary what he really thought.
- Tom gerçekten ne düşündüğünü Mary'ye söyleyecek kadar aptal değildi.
- Tom seemed to be stupid.
- Tom aptal gibi görünüyordu.
- Mary called me a stupid bitch.
- Mary bana aptal sürtük dedi.
- Do you think I'm that stupid?
- Sence ben o kadar aptal mıyım?
- You are stupid, and so is he.
- Sen aptalsın, o da öyle.
- No one likes being called stupid.
- Hiç kimse ona aptal denmesinden hoşlanmaz.
- I feel really stupid.
- Kendimi aptal gibi hissediyorum.
- Tom was stupid enough to challenge Mary to a game of chess.
- Tom, Mary'yi satranç oynamaya davet edecek kadar aptaldı.
- Tom is hard to get along with, but he's not stupid.
- Tom'la geçinmek zordur ama aptal değildir.
- I doubt Mary would be that stupid.
- Mary'nin o kadar aptal olacağından şüpheliyim.
- I know you're not stupid.
- Aptal olmadığını biliyorum.
- I'm really stupid, aren't I?
- Gerçekten aptalım, değil mi?
- I've had it with you and your stupid ideas.
- Senden ve aptal fikirlerinden bıktım.
- Why do you say that he's stupid?
- Neden onun aptal olduğunu söylüyorsun?
- That dog is so stupid.
- Şu köpek çok aptal.
- I was confused and I felt stupid.
- Kafam karışmıştı ve kendimi aptal gibi hissediyordum.
- You are stupid.
- Sen aptalsın.
- You don't want Tom to think you're stupid.
- Tom'un senin aptal olduğunu düşünmesini istemezsin.
- I'm not stupid enough to climb a mountain in the winter without first making adequate preparations.
- Yeterli hazırlık yapmadan kışın bir dağa tırmanacak kadar aptal değilim.
- You are so stupid.
- Sen çok aptalsın.
- I've never felt so stupid.
- Kendimi hiç bu kadar aptal hissetmedim.
- You're not stupid.
- Aptal değilsin.
- You've been singing that same stupid song for three days.
- Üç gündür aynı aptal şarkıyı söyleyip duruyorsun.
- You guys are stupid.
- Siz aptalsınız.
- Tom called me stupid.
- Tom bana aptal dedi.
- He's stupid and dishonest.
- O aptal ve sahtekar.
- I'm not a coward, but I'm not stupid either.
- Ben korkak değilim, ama aptal da değilim.
- Do you really think I'm that stupid?
- Gerçekten o kadar aptal olduğumu mu düşünüyorsun?
- Does Tom really think we're that stupid?
- Tom gerçekten o kadar aptal olduğumuzu mu düşünüyor?
- They're not stupid.
- Aptal değiller.
- Tom said that Mary was too stupid to do that.
- Tom, Mary'nin bunu yapmak için çok aptal olduğunu söyledi.
- They can't possibly be that stupid.
- O kadar aptal olamazlar.
- You think I'm stupid?
- Sence ben aptal mıyım?
- Do you think we're all stupid?
- Hepimizin aptal olduğunu mu düşünüyorsun?
- I've had it with these stupid rules.
- Bu aptal kurallardan bıktım.
- I think Tom is stupid.
- Sanırım Tom aptal.
- No, I'm not stupid.
- Hayır, ben aptal değilim.
- What sort of stupid project is this anyway?
- Bu nasıl aptal bir proje böyle?
- Why do you say that he's stupid?
- Neden onun aptal olduğunu söylüyorsun.
- Boys are stupid.
- Oğlanlar aptaldır.
- My last husband was really stupid.
- Son kocam gerçekten aptaldı.
- Now don't you feel stupid?
- Şimdi kendini aptal gibi hissetmiyor musun?
- How could I have been so stupid?
- Nasıl bu kadar aptal olabildim?
- Tom said I'm ugly and stupid.
- Tom çirkin ve aptal olduğumu söyledi.
- You aren't stupid.
- Sen aptal değilsin.
- Tom never was stupid.
- Tom hiç aptal biri olmadı.
- Why do you say that she's stupid?
- Neden onun aptal olduğunu söylüyorsun?
- He thought I was stupid.
- O benim aptal olduğumu düşündü.
- Do you have any idea how stupid I feel right now?
- Şu anda ne kadar aptal hissettiğimi biliyor musun?
- Is there anyone more stupid than you?
- Senden daha aptal biri var mı?
- Tom didn't seem to be as stupid as Mary seemed to be.
- Tom, Mary'nin göründüğü kadar aptal görünmüyordu.
- He is by no means stupid.
- O hiçbir şekilde aptal değil.
- Are you fucking crazy or just stupid?
- Sen deli misin yoksa aptal mı?
- How could anyone be so stupid?
- Bir insan nasıl bu kadar aptal olabilir?
- We are all stupid, but in different fields.
- Hepimiz aptalız ama farklı alanlarda.
- She was stupid enough to go out with him.
- Onunla çıkacak kadar aptaldı.
- I suppose you think Tom is really stupid.
- Sanırım Tom'un gerçekten aptal olduğunu düşünüyorsun.
- He's stupid and arrogant.
- O aptal ve kibirli.
- He's greedy and stupid.
- O açgözlü ve aptal.
- We're not that stupid.
- O kadar aptal değiliz.
- Tom said he wasn't stupid.
- Tom aptal olmadığını söyledi.
- I never thought they'd be this stupid.
- Bu kadar aptal olabileceklerini hiç düşünmemiştim.
- I'm not stupid, am I?
- Aptal değilim, değil mi?
- Tom thought Mary was stupid.
- Tom Mary'nin aptal olduğunu düşünüyordu.
- You're really stupid, you know?
- Sen gerçekten aptalsın, biliyor musun?
- People might think you're stupid if you do that.
- Onu yaparsan insanlar aptal olduğunu düşünebilir.
- They're not stupid.
- Onlar aptal değil.
- I didn't want to look stupid in front of my friends.
- Arkadaşlarımın önünde aptal gibi görünmek istemedim.
- Stop making stupid people famous.
- Aptal insanları meşhur etmeyi bırakın.
- In other words, you're stupid.
- Başka bir deyişle, sen aptalsın.
- Don't treat me like I'm stupid.
- Bana aptalmışım gibi davranma.
- Tom isn't stupid.
- Tom aptal değildir.
- I can't listen to stupid people.
- Aptal insanları dinleyemem.
- Do you think I'd be stupid enough to come here without a weapon?
- Buraya silahsız gelecek kadar aptal olduğumu mu düşünüyorsun?
- Get rid of that stupid guitar.
- Şu aptal gitardan kurtul.
- You're really not stupid.
- Gerçekten aptal değilsin.
- How stupid do you think I am?
- Ne kadar aptal olduğumu düşünüyorsun?
- Tom thought Mary was stupid.
- Tom, Mary'nin aptal olduğunu düşünüyordu.
- Tom called me a stupid jerk.
- Tom bana aptal dedi.
- She's stupid, but honest.
- Aptal ama dürüst.
- I can't believe you'd be so stupid.
- Bu kadar aptal olabileceğine inanamıyorum.
- I've been stupid.
- Ben aptalım.
- Tom felt a little stupid.
- Tom kendini biraz aptal hissetti.
- She is by no means stupid.
- O, hiçbir şekilde aptal değildir.
- Tom seemed stupid.
- Tom aptal görünüyordu.
- You're incredibly stupid.
- İnanılmaz derecede aptalsın.
- I just feel stupid.
- Sadece aptal gibi hissediyorum.
- Why are boys so stupid?
- Oğlanlar neden bu kadar aptal?
- I can't believe how stupid I was.
- Ne kadar aptal olduğuma inanamıyorum.
- I'm not stupid enough to lend Tom money.
- Tom'a borç verecek kadar aptal değilim.
- I'm not totally stupid.
- Tamamen aptal değilim.
- He called me a stupid boy.
- Bana aptal çocuk dedi.
- Your stupid plan is actually working.
- Aptal planın gerçekten işe yarıyor.
- No one thinks that you're stupid.
- Hiç kimse aptal olduğunu düşünmüyor.
- Do you really think we're that stupid?
- Gerçekten bu kadar aptal olduğumuzu mu düşünüyorsun?
- Do you really think Tom would be stupid enough to do something like that?
- Gerçekten Tom'un böyle bir şey yapacak kadar aptal olduğunu mu düşünüyorsun?
- Tom thinks I'm very stupid.
- Tom benim çok aptal olduğumu düşünüyor.
- I can't forget about that stupid movie.
- O aptal filmi unutamıyorum.
- Tom is more stupid than you think.
- Tom düşündüğünden daha aptal.
- Tom told Mary he thought she was stupid.
- Tom, Mary'ye onun aptal olduğunu düşündüğünü söyledi.
- Tom is so stupid.
- Tom çok aptal.
- You are more stupid than I thought.
- Düşündüğümden daha aptalmışsın.
- Maybe Tom is stupid.
- Belki de Tom aptal.
- Tom isn't that stupid.
- Tom o kadar da aptal değil.
- Tom was stupid.
- Tom aptaldı.
- A stupid boy called me.
- Aptal bir çocuk beni aradı.
- I'm not stupid.
- Ben aptal değilim.
- No one thinks that you're stupid.
- Kimse senin aptal olduğunu düşünmüyor.
- Get lost, stupid jerk!
- Kaybol, aptal herif!
- I'm beginning to feel stupid.
- Kendimi aptal gibi hissetmeye başlıyorum.
- I'm young, but I'm not stupid.
- Ben gencim ama aptal değilim.
- Sometimes guys can be really stupid.
- Bazen çocuklar geçekten aptal olabilir.
- Tom said that he thinks that you're stupid.
- Tom senin aptal olduğunu düşündüğünü söyledi.
- You know the trouble with you, Tom, you're just stupid.
- Senin sorunun ne biliyor musun Tom, sen aptalsın.
- You are not more stupid because you don't get up earlier.
- Daha erken kalkmadığın için daha aptal değilsin.
- I doubt Tom would be that stupid.
- Tom'un o kadar aptal olacağından kuşku duyuyorum.
- We're not all that stupid.
- O kadar da aptal değiliz.
- That was stupid.
- O aptaldı.
- People might think you're stupid if you do that.
- Bunu yaparsan insanlar senin aptal olduğunu düşünebilir.
- The American people aren't stupid.
- Amerikan halkı aptal değil.
- We are all stupid, just on different subjects.
- Hepimiz aptalız, sadece farklı konularda.
- Tom wasn't stupid.
- Tom aptal değildi.
- Do you have any idea how stupid this makes you look?
- Bunun seni ne kadar aptal gösterdiği hakkında bir fikrin var mı?
- How can Tom be so stupid?
- Tom nasıl bu kadar aptal olabilir?
- I've never met a woman as stupid as you.
- Senin kadar aptal bir kadınla hiç tanışmadım.
- How stupid does Tom think we are?
- Tom bizim ne kadar aptal olduğumuzu düşünüyor?
- You think I'm stupid, don't you?
- Benim aptal olduğumu sanıyorsun, değil mi?
- She called me a stupid bitch.
- Bana aptal sürtük dedi.
- I was young and stupid.
- Genç ve aptaldım.
- Even Tom wouldn't be stupid enough to do that.
- Tom bile bunu yapacak kadar aptal olmaz.
- I guess I just realized how stupid I would look if I did that.
- Sanırım bunu yaparsam ne kadar aptal görüneceğimi anladım.
- How stupid he is!
- Ne kadar aptal!
- Tom and Mary aren't stupid.
- Tom ve Mary aptal değiller.
- You must really be stupid.
- Gerçekten aptal olmalısın.
- How could anyone be stupid enough to do that?
- Bir insan bunu yapacak kadar nasıl aptal olabilir?
- I'm sorry I'm so stupid.
- Bu kadar aptal olduğum için özür dilerim.
- I can't listen to stupid people.
- Ben aptal insanları dinleyemem.
- Why are guys so stupid?
- Neden erkekler çok aptal?
- People are generally stupid.
- İnsanlar genellikle aptaldır.
- That's a stupid rule.
- Bu aptal bir kural.
- Tom isn't as stupid as he looks.
- Tom göründüğü kadar aptal değildir.
- She must be stupid to say such a thing.
- Böyle bir şey söylediğine göre, aptal olmalı.
- Tom really is stupid, isn't he?
- Tom gerçekten aptal, değil mi?
- I feel stupid sometimes.
- Bazen aptal gibi hissediyorum.
- I'm really stupid, aren't I?
- Ben gerçekten aptalım, değil mi?
- You wouldn't like to be called stupid, would you?
- Sana aptal denmesinden hoşlanmazsın, değil mi?
- Tom said Mary was too stupid to do that.
- Tom, Mary'nin bunu yapamayacak kadar aptal olduğunu söyledi.
- Please tell me you aren't that stupid.
- Lütfen bana bu kadar aptal olmadığını söyle.
- It's the economy, stupid!
- Mesele ekonomi, aptal!
- Boys are stupid.
- Erkekler aptal.
- I can't figure out whether you're stubborn or stupid.
- İnatçı mı yoksa aptal mı olduğunu anlayamıyorum.
- Tom and I aren't stupid.
- Tom ve ben aptal değiliz.
- Even Tom wouldn't be stupid enough to do that.
- Tom bile bunu yapacak kadar aptal olamaz.
- Tom didn't want to look stupid.
- Tom aptal görünmek istemedi.
- Tom is a special kind of stupid.
- Tom özel bir çeşit aptal.
- Tom was stupid enough to challenge Mary to a game of chess.
- Tom, Mary'ye satranç oynayacak kadar aptaldı.
- How can one be so stupid?
- Bir insan nasıl bu kadar aptal olabilir?
- How stupid of me!
- Ne kadar aptalım!
- Tom is incredibly stupid.
- Tom inanılmaz derecede aptal.
- When I think back on what I did, I feel pretty stupid.
- Yaptığım şeyi düşündüğümde kendimi aptal gibi hissediyorum.
- Don't be so stupid.
- Çok aptal olmayın.
- We are all stupid, but in different fields.
- Hepimiz aptalız, ama farklı alanlarda.
- Why do you think Tom is stupid?
- Neden Tom'un aptal olduğunu düşünüyorsun?
- Tom is hard to get along with, but he's not stupid.
- Tom'la iyi geçinmek zor ama o aptal değil.
- Tom didn't want to look stupid.
- Tom aptal görünmek istemiyordu.
- Tom wasn't so stupid as to tell Mary what he really thought.
- Tom, Mary'ye gerçekte ne düşündüğünü söyleyecek kadar aptal değildi.
- My smartphone is stupid.
- Akıllı telefonum aptal.
- I don't think Tom is as stupid as he looks.
- Tom'un göründüğü kadar aptal olduğunu sanmıyorum.
- I'm not that stupid!
- O kadar da aptal değilim!
- It's unlikely she's that stupid.
- O kadar aptal olması mümkün değil.
- Tom had a stupid grin on his face.
- Tom'un yüzünde aptal bir sırıtma vardı.
- You're so stupid.
- Çok aptalsın.
- I'm pretty sure Tom isn't as stupid as he pretends to be.
- Tom'un göründüğü kadar aptal olmadığına eminim.
- I also know that Tom isn't stupid.
- Tom'un aptal olmadığını da biliyorum.
- Are you really that stupid?
- Gerçekten o kadar aptal mısınız?
- I'm not the only one who thinks you're stupid.
- Senin aptal olduğunu düşünen tek kişi ben değilim.
- Even Tom wouldn't be stupid enough to say something like that.
- Tom bile böyle bir şey söyleyecek kadar aptal olamaz.
- She thinks I'm stupid.
- Aptal olduğumu düşünüyor.
- I am not stupid.
- Ben aptal değilim.
- Do you really think we're that stupid?
- Gerçekten o kadar aptal olduğumuzu mu sanıyorsun?
- We were stupid.
- Aptalmışız.
- My friend is stupid.
- Arkadaşım aptal.
- My friend is stupid.
- Arkadaşım aptalın teki.
- Tom is mad at Mary for calling him stupid.
- Tom kendisine aptal dediği için Mary'ye kızgın.
- Whoever thought of this stupid plan should be fired.
- Bu aptal planı kim düşündüyse kovulmalı.
- Tom is more stupid than you think.
- Tom sandığından daha aptal.
- She's stupid and greedy.
- O, aptal ve açgözlü.
- I'm too stupid to do that.
- Bunu yapmak için çok aptalım.
- Are you stupid or incompetent?
- Aptal mısın yoksa beceriksiz mi?
- I think Tom is stupid.
- Bence Tom aptal.
- She's unbelievably stupid.
- İnanılmaz derecede aptal.
- That girl isn't stupid.
- O kız aptal değil.
- You're too stupid to be an atheist.
- Ateist olmak için fazla aptalsın.
- We aren't that stupid.
- O kadar da aptal değiliz.
- Do you really think I'm that stupid?
- Gerçekten bu kadar aptal olduğumu mu düşünüyorsun?
- It's unlikely she's that stupid.
- O kadar aptal olması olası değildir.
- Nobody's that stupid.
- Hiç kimse o kadar aptal değil.
- Tom is very stupid, isn't he?
- Tom çok aptal, değil mi?
- He pretended to be a stupid man.
- O, aptal bir adammış gibi davrandı.
- He's greedy and stupid.
- Açgözlü ve aptal.
- How could you be so stupid?
- Nasıl bu kadar aptal olabilirsin?
- We're not all that stupid.
- Biz o kadar aptal değiliz.
- I know Mary thinks I'm stupid.
- Mary'nin benim aptal olduğumu düşündüğünü biliyorum.
- I don't want everyone to think I'm stupid.
- Herkesin aptal olduğumu düşünmesini istemiyorum.
- I know you aren't stupid enough to believe that.
- Buna inanacak kadar aptal olmadığını biliyorum.
- Why is my brother stupid?
- Neden erkek kardeşim aptal?
- I thought she was stupid.
- Onun aptal olduğunu düşündüm.
- I can't believe how stupid you've been.
- Ne kadar aptal olduğuna inanamıyorum.
- How stupid do you think we are?
- Ne kadar aptal olduğumuzu düşünüyorsun?
- Tom wasn't stupid enough to talk about what he'd done.
- Tom yaptığı şey hakkında konuşacak kadar aptal değildi.
- Are you trying to make me look stupid?
- Beni aptal yerine koymaya mı çalışıyorsun?
- How can people be so stupid?
- İnsanlar nasıl bu kadar aptal olabilirler?
- My brother is stupid.
- Erkek kardeşim aptaldır.
- I think you're stupid.
- Sanırım sen aptalsın.
- You're really not stupid.
- Sen gerçekten aptal değilsin.
- I was young and stupid.
- Ben genç ve aptaldım.
- A man with an intelligent enemy is better off than someone with a stupid friend.
- Akıllı bir düşman aptal bir arkadaştan daha iyidir.
- I will prove to the world that you are a very stupid expert.
- Dünyaya senin çok aptal bir uzman olduğunu kanıtlayacağım.
- I thought she was stupid.
- Ben onun aptal olduğunu düşündüm.
- Humans are stupid animals.
- İnsanlar aptal hayvanlardır.
- Nobody wants others to think they're stupid.
- Kimse başkalarının aptal olduğunu düşünmesini istemez.
- Do you think we're all stupid?
- Sence hepimiz aptal mıyız?
- I was stupid enough to believe it.
- Ben ona inanacak kadar aptaldım.
- Tom couldn't believe that Mary could be so stupid.
- Tom Mary'nin bu kadar aptal olabileceğine inanamadı.
- I was stupid enough to believe it.
- Buna inanacak kadar aptalmışım.
- How stupid does Tom think we are?
- Tom bizi ne kadar aptal sanıyor?
- Some stupid series was on TV.
- Televizyonda aptal bir dizi vardı.
- People are generally stupid.
- İnsanlar genelde aptaldır.
- You're just as stupid as Tom.
- Sen de aynı Tom gibi aptalsın.
- Tom is either brave or very stupid.
- Tom ya cesur ya da çok aptal.
- Tell me we're not both completely stupid.
- Bana ikimizin de tamamen aptal olmadığını söyle.
- I didn't want to look stupid.
- Aptal gibi görünmek istemedim.
- She wasn't stupid.
- Aptal değildi.
- He isn't as stupid as he looks.
- O, göründüğü kadar aptal değildir.
- I have to go to a stupid party with Tom and his stupid friends.
- Tom ve aptal arkadaşlarıyla aptal bir partiye gitmek zorundayım.
- You look stupid.
- Aptal görünüyorsun.
- I've never met a man as stupid as you.
- Senin kadar aptal bir adamla hiç tanışmadım.
- One was beautiful, intelligent and funny, and the other ugly, stupid and depressing.
- Biri güzel, akıllı ve komikti, diğeri çirkin, aptal ve iç karartıcıydı.
- I wasn't the only one who looked stupid.
- Aptal görünen tek kişi ben değildim.
- It's unlikely she's as stupid as you think.
- Düşündüğün kadar aptal olması olası değil.
- I feel stupid.
- Ben aptal hissediyorum.
- Do you think I'm stupid?
- Sence ben aptal mıyım?
- You must really be stupid.
- Sen gerçekten aptal olmalısın.
- I doubt Tom would be that stupid.
- Tom'un o kadar aptal olacağından şüpheliyim.
- Between you and me, I think our boss is stupid.
- Aramızda kalsın, bence patronumuz aptal.
- Tom is stupid sometimes.
- Tom bazen aptal oluyor.
- You think I'm stupid?
- Aptal olduğumu mu düşünüyorsun?
- He's stupid and irrational.
- O aptal ve mantıksız.
- Tom is unbelievably stupid.
- Tom inanılmaz şekilde aptal.
- Maybe Tom is stupid.
- Belki Tom aptaldır.
- You don't want Tom to think you're stupid, do you?
- Tom'un senin aptal olduğunu düşünmesini istemiyorsun, değil mi?
- I'm not as stupid as you think I am.
- Düşündüğün kadar aptal değilim.
- Tell me we're not both completely stupid.
- İkimizin de tamamen aptal olmadığını söyle.
- I realized how stupid I was.
- Ne kadar aptal olduğumu fark ettim.
- Do you really think that we're that stupid?
- Gerçekten bu kadar aptal olduğumuzu mu düşünüyorsun?
- She's unbelievably stupid.
- O, inanılmaz derecede aptaldır.
- Sami called Layla stupid.
- Sami, Layla'ya aptal dedi.
- Stupid people tend to be arrogant.
- Aptal insanlar kibirli olma eğilimindedirler.
- I thought you said Tom was stupid.
- Tom'un aptal olduğunu söylediğini düşündüm.
- How can you be so stupid?
- Nasıl bu kadar aptal olabiliyorsun?
- I can't believe you'd be so stupid.
- O kadar aptal olabileceğine inanamıyorum.
- People are really stupid sometimes.
- İnsanlar bazen gerçekten aptaldır.
- Why are you so stupid?
- Neden bu kadar aptalsın?
- I was afraid of looking stupid.
- Aptal görünmekten korkuyordum.
- I didn't realize Tom was so stupid.
- Tom'un bu kadar aptal olduğunu fark etmemiştim.
- They're not that stupid.
- Onlar bu kadar aptal değil.
- I don't want to look stupid.
- Aptal gibi görünmek istemiyorum.
- How can anyone be so stupid?
- Biri nasıl bu kadar aptal olabilir?
- Tom isn't as stupid as he used to be.
- Tom eskisi kadar aptal değil.
- They're not that stupid.
- O kadar da aptal değiller.
- I'm not going to sing that stupid song with you.
- Seninle o aptal şarkıyı söylemeyeceğim.
- Are you as stupid as you sound?
- Sen göründüğün kadar aptal mısın?
- How can one be so stupid?
- Nasıl biri bu kadar aptal olabilir?
- She thinks I'm stupid.
- Benim aptal olduğumu düşünüyor.
- I've had it with this stupid job.
- Bu aptal işten bıktım.
- How could Tom be so stupid?
- Tom nasıl bu kadar aptal olabilir?
- He's so stupid.
- O çok aptal.
- I know that you aren't stupid.
- Aptal olmadığını biliyorum.
- How can people be so stupid and ignorant?
- İnsanlar nasıl bu kadar aptal ve cahil olabilirler?
- I can't believe I was so stupid.
- Bu kadar aptal olduğuma inanamıyorum.
- Are you that stupid?
- Sen bu kadar aptal mısın?
- I'm not as stupid as Tom.
- Tom kadar aptal değilim.
- If you do that, you're going to look pretty stupid.
- Bunu yaparsan oldukça aptal görüneceksin.
- You wouldn't like to be called stupid, would you?
- Aptal denilmesinden hoşlanmazsın, değil mi?
- He's as stupid as stubborn.
- İnatçı olduğu kadar aptaldır da.
- I must be completely stupid.
- Tamamen aptal olmalıyım.
- I'm a stupid old maid in my thirties.
- Ben otuzlu yaşlarda aptal yaşlı bir hizmetçiyim.
- I'm not going to have this stupid argument with you anymore.
- Artık seninle bu aptal tartışmayı yapmayacağım.
- She is by no means stupid.
- Hiçbir şekilde aptal değil.
- You are so stupid.
- Çok aptalsın.
- Tom doesn't seem to be as stupid as Mary seems to be.
- Tom, Mary'nin göründüğü kadar aptal görünmüyor.
- Tom wasn't stupid enough to tell Mary what he really thought.
- Tom, Mary'ye gerçekte ne düşündüğünü söyleyecek kadar aptal değildi.
- Boys are really stupid sometimes.
- Erkek çocuklar bazen gerçekten aptaldır.
- Doing that sort of thing makes you look stupid.
- Böyle bir şey yapmak seni aptal gösterir.
- He was stupid enough to believe what she said.
- Onun söylediğine inanacak kadar aptaldı.
- Why is my brother stupid?
- Kardeşim neden aptal?
- I am not so stupid as to deny its great beauty.
- Ben onun harika güzelliğini reddedecek kadar aptal değilim.
- I may be crazy, but I'm not stupid.
- Deli olabilirim ama aptal değilim.
- Tom is unbelievably stupid.
- Tom inanılmaz derecede aptal.
- How can people be so stupid and ignorant?
- İnsanlar nasıl bu kadar aptal ve cahil olabilir?
- Who would be so stupid as to do such a thing?
- Kim böyle bir şeyi yapacak kadar aptal olurdu?
- He's cute but stupid.
- O sevimli ama aptal.
- I can't figure out whether you're stubborn or stupid.
- İnatçı mı yoksa aptal mı olduğunu çözemiyorum.
- Are you stupid or what?
- Aptal mısın nesin?
- If you do that, you're going to look pretty stupid.
- Eğer onu yaparsan oldukça aptal görüneceksin.
- I had no idea you were so stupid.
- Bu kadar aptal olduğunu bilmiyordum.
- He thought I was stupid.
- O, aptal olduğumu düşündü.
- I can't believe how stupid Tom is.
- Tom'un bu kadar aptal olduğuna inanamıyorum.
- I've been told not to call you stupid.
- Bana sana aptal dememem söylendi.
- I've been told not to call you stupid.
- Sana aptal dememem söylendi.
- My brother is stupid.
- Kardeşim aptal.
- He is more stupid than you think.
- Düşündüğünden daha aptal.
- Between ourselves, he is rather stupid.
- Aramızda kalsın, o oldukça aptal.
- Stop making stupid people famous.
- Aptal insanları ünlü yapmayı bırakın.
- I wasn't the only one who looked stupid.
- Aptal gibi görünen tek kişi ben değildim.
- They might not know what to do, but they're not stupid.
- Onlar ne yapacaklarını bilemeyebilirler fakat onlar aptal değil.
- Where money is master, people are stupid!
- Paranın efendi olduğu yerde, insanlar aptaldır!
- You're really not stupid.
- Aptal değilsin.
- How can people be so stupid?
- İnsanlar nasıl bu kadar aptal olabiliyor?
- Tom said he thinks you're stupid.
- Tom senin aptal olduğunu düşündüğünü söyledi.
- Why are guys so stupid?
- Erkekler neden bu kadar aptal?
- My smartphone is stupid.
- Akıllı telefonum aptaldır.
- There's a difference between silly and stupid.
- Aptal ve aptalca arasında bir fark var.
- Who would be stupid enough to do that?
- Kim bunu yapacak kadar aptal olabilir ki?
- I protest against this stupid reform!
- Bu aptal reformu protesto ediyorum!
- No one wants to feel stupid.
- Kimse kendini aptal hissetmek istemez.
- You're either very brave or very stupid.
- Ya çok cesursun ya da çok aptal.
- Do I look that stupid?
- O kadar aptal görünüyor muyum?
- I also know that Tom isn't stupid.
- Ben de Tom'un aptal olmadığını bilirim.
- I didn't realize Tom was so stupid.
- Tom'un çok aptal olduğunu fark etmedim.
- I didn't want to look stupid, so, I pretended like I knew what was going on.
- Aptal gibi görünmek istemedim, bu yüzden neler olup bittiğini biliyormuş gibi davrandım.
- Maybe Tom isn't as stupid as he looks.
- Belki Tom göründüğü kadar aptal değildir.
- Stupid people tend to be arrogant.
- Aptal insanlar kibirli olma eğilimindedir.
- Are you trying to make me look stupid?
- Beni aptal gibi göstermeye mi çalışıyorsun?
- I thought Tom was stupid.
- Tom'un aptal olduğunu düşündüm.
- Mary called me a stupid bitch.
- Mary bana aptal bir fahişe dedi.
- Between you and me, he is rather stupid.
- Aramızda kalsın, o oldukça aptal.
- You're more stupid than I thought.
- Düşündüğümden daha aptalmışsın.
- Tom doesn't seem to be as stupid as Mary.
- Tom, Mary kadar aptal görünmüyor.
- How can a person be so stupid?
- Bir kişi nasıl bu kadar aptal olabilir?
- I am certainly very stubborn and stupid!
- Kesinlikle çok inatçı ve aptalım!
- How dare you call me stupid?
- Ne cüretle bana aptal diyorsun?
- He is by no means stupid.
- Hiçbir şekilde aptal değildir.
- Tom said that Mary was stupid.
- Tom Mary'nin aptal olduğunu söyledi.
- Tom is stupid and arrogant.
- Tom aptal ve kibirlidir.
- Why are men so stupid?
- Niçin erkekler bu kadar aptal?
- Tom said he thinks you're stupid.
- Tom aptal olduğunu düşündüğünü söyledi.
- How dare you call me stupid?
- Bana aptal demeye nasıl cüret edersin?
- I'm not stupid enough to believe you.
- Sana inanacak kadar aptal değilim.
- Tom wasn't stupid enough to talk about what he'd done.
- Tom yaptıkları hakkında konuşacak kadar aptal değildi.
- I'm not that stupid.
- O kadar aptal değilim.
- It's unlikely she's as stupid as you think.
- Düşündüğün kadar aptal olması mümkün değil.
- Why is my brother so stupid?
- Neden erkek kardeşim bu kadar aptal?
- Do you think I'm stupid or something?
- Sence ben aptal falan mıyım?
- You're really not stupid.
- Sen aptal değilsin.
- Tom was stupid enough to believe what Mary told him.
- Tom, Mary'nin ona söylediklerine inanacak kadar aptaldı.
- Boys are really stupid sometimes.
- Çocuklar bazen gerçekten aptaldır.
- Do you really think that we're that stupid?
- Gerçekten o kadar aptal olduğumuzu mu düşünüyorsun?
- We know you're not stupid.
- Aptal olmadığını biliyoruz.
- I feel so stupid.
- Kendimi çok aptal hissediyorum.
- I know I've been very stupid.
- Çok aptal olduğumu biliyorum.
- He's not stupid.
- O aptal değil.
- I guess I'm just too stupid to understand what you're trying to say.
- Sanırım ne söylemeye çalıştığını anlayamayacak kadar aptalım işte.
- But do you think people are stupid?
- İyi de sen insanları aptal mı sanıyorsun?
- That is one of the stupidest movie scenes I have ever seen in my life.
- Hayatımda gördüğüm en aptal film sahnelerinden biriydi.
- Tom is too stupid to be scared.
- Tom korkmayacak kadar aptal.
- Now don't you feel stupid?
- Şimdi kendini aptal hissetmiyor musun?
- Tom is a stupid boy.
- Tom aptal bir çocuk.
- Tom said that Mary was stupid.
- Tom, Mary'nin aptal olduğunu söyledi.
- Why are boys so stupid?
- Neden erkek çocukları bu kadar aptal?
- We're not stupid.
- Aptal değiliz.
- Tom was stupid enough to believe what Mary said.
- Tom Mary'nin söylediğine inanacak kadar aptaldı.
- Do you think I'm that stupid?
- Sence o kadar aptal mıyım?
- Am I stupid?
- Ben aptal mıyım?
- Who are you calling stupid?
- Kime aptal diyorsun?
- They're stupid.
- Onlar aptal.
- You're too stupid to be an atheist.
- Ateist olamayacak kadar aptalsın.
- A man with an intelligent enemy is better off than someone with a stupid friend.
- Akıllı bir düşmanı olan bir adam, aptal bir dostu olan birinden daha iyidir.
- Tom wouldn't be that stupid.
- Tom o kadar aptal olamaz.
- Tom couldn't believe that Mary could be so stupid.
- Tom, Mary'nin bu kadar aptal olabileceğine inanamıyordu.
- Tom hates being called stupid.
- Tom kendisine aptal denmesinden nefret eder.
- I didn't want to look stupid.
- Aptal görünmek istemedim.
- Even Tom wouldn't be stupid enough to eat that.
- Tom bile bunu yiyecek kadar aptal değildir.
- I'm not as stupid as people think.
- İnsanların düşündüğü kadar aptal değilim.
- No one is born wise, but many die stupid.
- Hiç kimse akıllı doğmaz ama çoğu aptal ölür.
- I feel stupid.
- Aptal hissediyorum.
- You're just as stupid as Tom.
- Sen de Tom kadar aptalsın.
- I don't want to wear this stupid dress!
- Bu aptal elbiseyi giymek istemiyorum!
- They might not know what to do, but they're not stupid.
- Ne yapacaklarını bilmiyor olabilirler ama aptal değiller.
- I know that Tom isn't stupid.
- Tom'un aptal olmadığını biliyorum.
- You're just as stupid as Tom.
- Tom kadar aptalsın.
- I feel stupid sometimes.
- Bazen kendimi aptal gibi hissediyorum.
- Tom is stupid.
- Tom aptaldır.
- Maybe Charles is stupid.
- Belki Charles aptaldır.
- This picture shows how stupid I used to look.
- Bu resim eskiden ne kadar aptal göründüğümü gösteriyor.
- I know Tom isn't stupid.
- Tom'un aptal olmadığını biliyorum.
- He is literally stupid.
- Tam anlamıyla aptal biri.
- I hate your stupid stories.
- Aptal hikayelerinden nefret ediyorum.
- Do I look stupid?
- Aptal gibi mi görünüyorum?
- The public is stupid, so the public will pay.
- Halk aptal, o yüzden bedelini de halk ödeyecektir.
- You must think I'm stupid.
- Aptal olduğumu düşünüyor olmalısın.
- Nobody's that stupid.
- Kimse o kadar aptal değil.
- Why do you think that Tom is stupid?
- Neden Tom'un aptal olduğunu düşünüyorsun?
- I wouldn't want you to think I was stupid.
- Aptal olduğumu düşünmeni istemiyorum.
- When I think back on what I did, I feel pretty stupid.
- Yaptığım şeyi düşündükçe, çok aptal hissediyorum.
- No one likes to be called stupid.
- Hiç kimse aptal diye çağırılmaktan hoşlanmaz.
- You're more stupid than I thought.
- Sen düşündüğümden daha aptalsın.
- I may be homeless, but I'm not stupid.
- Evsiz olabilirim ama aptal değilim.
- Between ourselves, I think he is rather stupid.
- Aramızda kalsın, onun oldukça aptal olduğunu düşünüyorum.
- I just hope I don't sound stupid.
- Umarım kulağa aptal gibi gelmiyorumdur.
- Why are men so stupid?
- Erkekler neden bu kadar aptal?
- Tom is by no means stupid.
- Tom kesinlikle aptal değil.
- She's not stupid.
- O, aptal değildir.
- I can't tell you how stupid this makes me feel.
- Bunun beni ne kadar aptal hissettirdiğini anlatamam.
- You're really quite stupid.
- Gerçekten çok aptalsın.
- I know Tom is a stupid boy.
- Tom'un aptal bir çocuk olduğunu biliyorum.
- I hate your stupid stories.
- Senin aptal hikayelerinden nefret ediyorum.
- I consider myself very stupid.
- Kendimi çok aptal olarak görüyorum.
- Some people say Tom is stupid, but I think he's pretty smart.
- Bazı insanlar Tom'un aptal olduğunu söylüyor ama ben onun oldukça zeki olduğunu düşünüyorum.
- If you do that, you're going to look pretty stupid.
- Eğer bunu yaparsan, çok aptal görüneceksin.
- I didn't call you stupid.
- Sana aptal demedim.
- You're not stupid.
- Sen aptal değilsin.
- Even Tom wouldn't be stupid enough to eat that.
- Tom bile onu yiyecek kadar aptal olmazdı.
- I called Tom stupid.
- Tom'a aptal dedim.
- Tom has never been called stupid before.
- Tom'a daha önce hiç aptal denilmemişti.
- I didn't want to look stupid, so, I pretended like I knew what was going on.
- Aptal gibi görünmeyi istemedim, bu yüzden, ne olup bittiğini biliyormuşum gibi davrandım.
- Are you calling me stupid?
- Bana aptal mı diyorsun?
- No one wants to feel stupid.
- Kimse aptal gibi hissetmek istemiyor.
- You must think I'm really stupid.
- Gerçekten aptal olduğumu düşünüyor olmalısın.
- Maybe you're not as stupid as you look.
- Belki de göründüğün kadar aptal değilsindir.
- I wouldn't want you to think I was stupid.
- Aptal olduğumu düşünmeni istemem.
- Try not to be stupid.
- Aptal olmamaya çalış.
- I'm not stupid enough to lend him money.
- Ona borç verecek kadar aptal değilim.
- You don't want Tom to think you're stupid, do you?
- Tom'un senin aptal olduğunu düşünmesini istemezsin, değil mi?
- Are you stupid or incompetent?
- Aptal mısın yoksa beceriksiz misin?
- He's stupid sometimes!
- Bazen aptal biri oluyor!
- I hate being called stupid.
- Bana aptal denmesinden nefret ediyorum.
- Tom may be a little slow, but he isn't stupid.
- Tom biraz yavaş olabilir ama aptal değil.
- I'm not that stupid.
- Ben o kadar aptal değilim.
- She called me a stupid bitch.
- O bana aptal sürtük dedi.
- I've never felt so stupid.
- Hiç bu kadar aptal hissetmemiştim.
- My boyfriend is stupid.
- Erkek arkadaşım aptalın teki.
- You're really quite stupid.
- Sen gerçekten oldukça aptalsın.
- I don't want to marry a stupid man!
- Aptal bir adamla evlenmek istemiyorum!
- Tom can't believe how stupid Mary is.
- Tom Mary'nin ne kadar aptal olduğuna inanamıyor.
- People are stupid.
- İnsanlar aptal.
- How can a person be so stupid?
- Bir insan nasıl bu kadar aptal olabilir?
- They aren't stupid.
- Aptal değiller.
- Tom said that Mary was too stupid to do that.
- Tom, Mary'nin bunu yapamayacak kadar aptal olduğunu söyledi.
- I never thought they'd be this stupid.
- Onların bu kadar aptal olacağını hiç düşünmedim.
- She's not stupid.
- O aptal değil.
- Tom is too stupid to do that.
- Tom bunu yapamayacak kadar aptal.
- No one likes to be called stupid.
- Kimse kendisine aptal denmesinden hoşlanmaz.
- Don't be so stupid.
- Bu kadar aptal olma.
- Get rid of that stupid guitar.
- O aptal gitardan kurtulun.
- I don't want to wear this stupid tie.
- Bu aptal kravatı takmak istemiyorum.
- Who would be so stupid as to do such a thing?
- Kim böyle bir şey yapacak kadar aptal olabilir ki?
- I'm not stupid enough to fall for that.
- Buna kanacak kadar aptal değilim.
Show More (691)
|
|
- To use President Prodi's own language, the proposal is stupid - stupide.
- Başkan Prodi'nin kendi ifadesini kullanmak gerekirse, öneri aptalca; stupide.
- My second point is that I believe it really would be stupid to gamble away these advantages now.
- İkinci olarak, bu avantajları şimdi kumarda kaybetmenin gerçekten aptalca olacağına inanıyorum.
- It was indeed stupid, doubly so in fact.
- Gerçekten de aptalcaydı, hatta iki kat aptalcaydı.
- I do not really understand why you are now saying that the Stability and Growth Pact is stupid.
- Neden şimdi İstikrar ve Büyüme Paktı'nın aptalca olduğunu söylediğinizi gerçekten anlamıyorum.
- Heading 4, the section that deals with external actions, is especially stupid in terms of its inflexibility.
- Dış eylemlerle ilgili bölüm olan 4. Başlık, esnek olmaması açısından özellikle aptalcadır.
- The Pact is also stupid when the Union is moving away from the Lisbon objectives, as you mentioned.
- Pakt, sizin de belirttiğiniz gibi Birlik Lizbon hedeflerinden uzaklaşırken de aptalcadır.
- That is the reason why someone in a very authoritative position said the Stability and Growth Pact was stupid.
- İşte bu nedenle çok yetkili bir konumdaki biri İstikrar ve Büyüme Paktı'nın aptalca olduğunu söyledi.
- This is stupid and unnecessary.
- Bu aptalca ve gereksiz.
- What is stupid about the Stability and Growth Pact is not so much the form as the content.
- İstikrar ve Büyüme Paktı'nın aptalca olan yanı biçiminden çok içeriğidir.
- Stupid too is the Interinstitutional Agreement on budgetary discipline, which was concluded in May 1999.
- Mayıs 1999'da imzalanan bütçe disiplinine ilişkin Kurumlar Arası Anlaşma da aptalcadır.
- What is stupid about the Stability and Growth Pact is not so much the form as the content.
- İstikrar ve Büyüme Paktı'nın aptalca olan yanı, biçiminden çok içeriğidir.
- That is just plain stupid.
- Bu aptalca.
- The Stability and Growth Pact is not stupid, but casting doubt upon it is irresponsible and indeed negligent.
- İstikrar ve Büyüme Paktı aptalca değildir, ancak ona şüpheyle yaklaşmak sorumsuzluk ve hatta ihmalkârlıktır.
- There are some agreements that are stupid because they are inflexible.
- Bazı anlaşmalar vardır ki, esnek olmadıkları için aptalcadırlar.
- That would be totally stupid, as well as impossible.
- Bu hem tamamen aptalca hem de imkansız olurdu.
- Therefore it is afraid, and when a country or a continent is afraid, it can make stupid mistakes.
- Bu nedenle korkuyor ve bir ülke ya da bir kıta korktuğu zaman aptalca hatalar yapabilir.
- If everything is stupid, the very rigour of this budget is stupid.
- Eğer her şey aptalcaysa, bu bütçenin titizliği de aptalcadır.
- Why did you not say these conditions were stupid before the Treaty of Amsterdam?
- Neden Amsterdam Antlaşmasından önce bu koşulların aptalca olduğunu söylemediniz?
- That would be a stupid position.
- Bu aptalca bir tutum olurdu.
- That is exactly what is meant by saying that this Pact is stupid.
- Bu Paktın aptalca olduğunu söylerken tam olarak kastedilen de budur.
- Some people have called the Pact stupid.
- Bazı insanlar Pakt'ı aptalca olarak nitelendirdi.
- So why did the Amsterdam negotiators, who were not stupid either, adopt a stupid rule?
- Peki, aptal olmayan Amsterdam müzakerecileri neden aptalca bir kuralı kabul ettiler?
- Let us at last stop using these stupid expressions about the superannuation or geriatrification of Europe.
- Avrupa'nın süperannüasyonu ya da geriatrifikasyonu hakkındaki bu aptalca ifadeleri kullanmayı artık bırakalım.
- The Pact is stupid when your house is on fire, and you are right, we must stop burying our heads in the sand.
- Eviniz yanarken Pakt aptalcadır ve haklısınız, kafamızı kuma gömmeyi bırakmalıyız.
- This Pact is indeed stupid, as are all decisions that are rigid.
- Katı olan tüm kararlar gibi bu Pakt da gerçekten aptalcadır.
- On a point of order, if that is how the Rules are, then they are stupid and should be changed.
- Kurallar bu şekildeyse, o zaman aptalcadırlar ve değiştirilmelidirler.
- Why did you not say these conditions were stupid before the Treaty of Amsterdam?
- Amsterdam Antlaşması'ndan önce bu koşulların aptalca olduğunu neden söylemediniz?
- This Pact is indeed stupid, as are all decisions that are rigid.
- Bu Pakt gerçekten de aptalcadır, tıpkı katı olan tüm kararlar gibi.
- That would be the worst of mistakes and the most stupid thing of all to do.
- Bu hataların en kötüsü ve yapılacak en aptalca şey olurdu.
- So why did the Amsterdam negotiators, who were not stupid either, adopt a stupid rule?
- Öyleyse aptal olmayan Amsterdam müzakerecileri neden aptalca bir kuralı benimsediler?
- Only your stupid remarks are right.
- Sadece senin aptalca yorumların doğru.
- It was a stupid idea anyway.
- Zaten aptalca bir fikirdi.
- We all do stupid stuff when we're drunk.
- Sarhoşken hepimiz aptalca şeyler yaparız.
- This was a stupid idea from the very start.
- Bu en başından beri aptalca bir fikirdi.
- This is stupid.
- Bu aptalca.
- I'm sure Tom won't do anything stupid.
- Tom'un aptalca bir şey yapmayacağından eminim.
- I know you think this is a stupid thing to do, but I plan to do it anyway.
- Bunun aptalca bir şey olduğunu düşündüğünü biliyorum, ama yine de yapmayı planlıyorum.
- I've made a lot of stupid decisions in my life.
- Yaşamımda birçok aptalca karar verdim.
- Tom says some stupid things sometimes.
- Tom bazen aptalca şeyler söyler.
- Don't do something stupid.
- Aptalca bir şey yapma.
- I made a lot of stupid mistakes.
- Çok fazla aptalca hata yaptım.
- Their logic is stupid.
- Onların mantığı aptalca.
- Children do a lot of stupid things.
- Çocuklar bir sürü aptalca şey yapar.
- Nancy wouldn't do a stupid thing like getting married to Jack.
- Nancy Jack'le evlenmek gibi aptalca bir şey yapmazdı.
- Make sure he doesn't do anything stupid.
- Onun aptalca bir şey yapmayacağından emin ol.
- It's a stupid policy.
- Bu aptalca bir politika.
- When I tried to speak to her, I always found myself too shy to do more than stammer or say something stupid.
- Onunla konuşmaya çalıştığımda, kekelemekten ya da aptalca bir şey söylemekten fazlasını yapamayacak kadar utangaç buluyordum kendimi.
- It wasn't a stupid idea.
- O aptalca bir fikir değildi.
- Tom did something unbelievably stupid.
- Tom inanılmaz derecede aptalca bir şey yaptı.
- I'm mad at myself for following Tom's stupid advice.
- Tom'un aptalca tavsiyesine uyduğum için kendine kızgınım.
- That doesn't sound stupid to me.
- O bana aptalca görünmüyor.
- Sports are stupid.
- Sporlar aptalcadır.
- Did I do anything stupid?
- Aptalca bir şey mi yaptım?
- I did something stupid.
- Aptalca bir şey yaptım.
- It was stupid.
- Aptalcaydı.
- I told you not to do anything stupid.
- Sana aptalca bir şey yapmamanı söylemiştim.
- You really picked a stupid place to pitch your tent.
- Çadırını kurmak için gerçekten aptalca bir yer seçmişsin.
- It is stupid of you to believe in him.
- Ona inanman aptalca.
- Do you realize how stupid that plan is?
- O planın ne kadar aptalca olduğunun farkında mısın?
- I did something really stupid.
- Gerçekten aptalca bir şey yaptım.
- Don't do anything stupid while I'm gone.
- Ben yokken aptalca bir şey yapmayın.
- She thought it was stupid.
- O, bunun aptalca olduğunu düşündü.
- Children say such stupid things.
- Çocuklar böyle aptalca şeyler söylerler.
- People do stupid things when they're tired.
- İnsanlar yorgun olduklarında aptalca şeyler yaparlar.
- Teenagers do a lot of stupid things.
- Gençler bir sürü aptalca şey yapar.
- I thought what Tom said was stupid.
- Tom'un söylediğinin aptalca olduğunu düşündüm.
- Sorry for the stupid question.
- Bu aptalca soru için üzgünüm.
- This whole thing is stupid.
- Bütün bu olanlar aptalca.
- What made you say such a stupid thing as that?
- Sana böyle aptalca bir şeyi söyleten neydi?
- I hope you can avoid all the stupid mistakes that amateurs usually make.
- Umarım amatörlerin yaptığı aptalca hatalardan kaçınabilirsin.
- Promise me you won't say anything stupid.
- Aptalca bir şey söylemeyeceğine dair bana söz ver.
- That was a pretty stupid thing to say.
- O söylemek için oldukça aptalca bir şeydi.
- Everything is stupid.
- Her şey aptalca.
- Did I just say something stupid?
- Aptalca bir şey söyledim mi?
- I can't believe Tom made such a stupid mistake.
- Tom'un böyle aptalca bir hata yaptığına inanamıyorum.
- I hate it when people ask me stupid questions.
- İnsanların bana aptalca sorular sormasından nefret ediyorum.
- That's the stupidest thing I've ever said.
- Bu şimdiye kadar söylediğim en aptalca şey.
- I hope Tom doesn't do anything stupid.
- Umarım Tom aptalca bir şey yapmaz.
- This is the stupidest movie I've ever seen.
- Bu şimdiye kadar izlediğim en aptalca film.
- We made some stupid mistakes.
- Bazı aptalca hatalar yaptık.
- Does that sound stupid?
- Bu aptalca görünüyor mu?
- That would be stupid.
- O aptalca olurdu.
- I've made more than one stupid mistake in my life.
- Hayatımda birden fazla aptalca hata yaptım.
- Get rid of such stupid ideas!
- Böyle aptalca fikirlerden kurtulun!
- That would be stupid.
- Bu aptalca olurdu.
- This is the stupidest movie I have ever seen.
- Bu şimdiye kadar seyrettiğim en aptalca film.
- I told Tom that getting a tattoo would be a stupid thing to do.
- Tom'a dövme yaptırmanın aptalca bir şey olacağını söyledim.
- This is so stupid.
- Bu çok aptalca.
- That is an extraordinarily stupid idea.
- Bu fevkalade aptalca bir fikir.
- I don't want to hear any more of your stupid jokes.
- Aptalca şakalarını daha fazla duymak istemiyorum.
- Why did Tom do such a stupid thing?
- Tom neden böyle aptalca bir şey yaptı?
- Doing that was stupid.
- Onu yapmak aptalcaydı.
- Don't get any stupid ideas.
- Aptalca fikirlere kapılma.
- I think what Tom did was stupid.
- Bence Tom'un yaptığı aptalcaydı.
- There are no stupid questions.
- Aptalca soru yoktur.
- Nancy wouldn't do a stupid thing like getting married to Jack.
- Nancy, Jack'le evlenmek gibi aptalca bir şey yapmazdı.
- Don't make stupid jokes.
- Aptalca şakalar yapma.
- What you did was really stupid.
- Yaptığın şey gerçekten aptalcaydı.
- It was a stupid thing to do.
- Yapılacak aptalca bir şeydi.
- This is the stupidest movie I have ever seen.
- Bu şimdiye kadar izlediğim en aptalca film.
- That's unbelievably stupid.
- O inanılmaz derecede aptalca.
- I got drunk last night and did something stupid.
- Dün gece sarhoş oldum ve aptalca bir şey yaptım.
- This teen movie is really stupid.
- Bu gençlik filmi gerçekten aptalca.
- That sounds pretty stupid.
- O oldukça aptalca görünüyor.
- That's just stupid.
- Bu çok aptalca.
- I've made a lot of stupid mistakes in my life.
- Hayatımda birçok aptalca hata yaptım.
- Tom asked too many stupid questions.
- Tom çok fazla aptalca soru sordu.
- Children often do stupid things.
- Çocuklar sık sık aptalca şeyler yaparlar.
- This is such a stupid movie.
- Bu çok aptalca bir film.
- You really picked a stupid place to pitch your tent.
- Çadırını kurmak için gerçekten aptalca bir yer seçtin.
- Had I said something stupid?
- Aptalca bir şey söyledim mi?
- Street racing is dangerous and stupid.
- Sokak yarışı tehlikeli ve aptalcadır.
- That looks stupid.
- O aptalca görünüyor.
- I've heard all kinds of stupid things, but your idea has broken all records.
- Her türlü aptalca şeyi duydum, ama senin fikrin tüm rekorları kırdı.
- I think it would be pretty stupid to do that.
- Sanırım bunu yapmak oldukça aptalca olur.
- How stupid of you to go there alone!
- Oraya tek başına gitmen ne kadar aptalca!
- I think it was a stupid thing to do.
- Bence bu yapılan aptalca bir şeydi.
- I think what Tom did was very stupid.
- Bence Tom'un yaptığı çok aptalcaydı.
- There are many videos on YouTube of people doing stupid things.
- YouTube'da insanların aptalca şeyler yaptığı birçok video var.
- That was a stupid thing you did, Tom.
- O yaptığın aptalca bir şeydi, Tom.
- Tom did a very stupid thing.
- Tom çok aptalca bir şey yaptı.
- It amazes me that you would do something this stupid.
- Bu kadar aptalca bir şey yapman beni şaşırtıyor.
- I think that's pretty stupid.
- Bence bu oldukça aptalca.
- Their logic is stupid.
- Mantıkları aptalca.
- What you did was really stupid.
- Yaptığın gerçekten aptalcaydı.
- That's just stupid.
- Bu sadece aptalca.
- That was a stupid and dangerous thing to do.
- Bu aptalca ve tehlikeli bir davranıştı.
- It was a stupid mistake.
- Aptalca bir hataydı.
- Drunk people often do stupid things.
- Sarhoş insanlar sık sık aptalca şeyler yapar.
- These rules are stupid.
- Bu kurallar çok aptalca.
- People will laugh at you if you do something as stupid as that.
- Bu kadar aptalca bir şey yaparsan insanlar sana gülerler.
- That seems like a stupid idea to me.
- Bu benim için aptalca bir fikir gibi görünüyor.
- It's a stupid idea.
- O, aptalca bir fikirdir.
- Tom says a lot of stupid things.
- Tom çok aptalca şeyler söylüyor.
- I came here to stop Tom from doing something stupid.
- Buraya Tom'un aptalca bir şey yapmasını engellemeye geldim.
- I think it would be pretty stupid to do that.
- Bence bunu yapmak çok aptalca olurdu.
- I think what Tom did was pretty stupid.
- Tom'un yaptığı şeyin çok aptalca olduğunu düşünüyorum.
- I just said something very stupid.
- Çok aptalca bir şey söyledim.
- People will laugh at you if you do something as stupid as that.
- Bu kadar aptalca bir şey yaparsanız insanlar size güler.
- I told you not to do anything stupid.
- Ben sana aptalca bir şey yapmamanı söyledim.
- Pain will make you do stupid things.
- Acı sana aptalca şeyler yaptıracaktır.
- It would be stupid to get rid of all this stuff at this time.
- Şu anda bütün bu eşyalardan kurtulmak aptalca olurdu.
- I have to go to a stupid party with Tom and his stupid friends.
- Tom ve onun aptal arkadaşlarıyla birlikte aptalca bir partiye gitmek zorundayım.
- Do you think it's stupid?
- Sence aptalca mı?
- It's a stupid tradition.
- Aptalca bir gelenek.
- Stop spending time on stupid things.
- Aptalca şeylere zaman harcamayı bırak.
- The idiots are always yelling at each other for stupid reasons.
- Geri zekalılar her zaman aptalca nedenlerle birbirlerine bağırırlar.
- Everybody does stupid stuff like that in high school.
- Lisede herkes böyle aptalca şeyler yapar.
- We've got to find him before he does something stupid.
- Aptalca bir şey yapmadan önce onu bulmalıyız.
- I think that what you're doing is stupid.
- Bence yaptığın şey aptalca.
- It would be stupid to say no.
- Hayır demek aptalca olacaktı.
- That seems like a stupid idea to me.
- Bu bana aptalca bir fikir gibi geliyor.
- It would be stupid to do that.
- Bunu yapmak aptalca olurdu.
- Why did you say such a stupid thing?
- Neden böyle aptalca bir şey söyledin?
- Stop spending money on stupid things.
- Aptalca şeylere para harcamayı bırak.
- Make sure you don't do anything stupid.
- Aptalca bir şey yapmadığından emin ol.
- What a stupid joke!
- Ne aptalca bir şaka!
- It would be stupid to get rid of all this stuff at this time.
- Şu anda tüm bu eşyalardan kurtulmak aptalca olurdu.
- Tom has some pretty stupid ideas.
- Tom'un oldukça aptalca fikirleri var.
- What a stupid idea!
- Ne aptalca bir fikir!
- Tom did something very, very stupid.
- Tom çok ama çok aptalca bir şey yaptı.
- This is all stupid.
- Bunların hepsi aptalca.
- Well, that was a stupid thing to say.
- Bu söylediğin aptalca bir şeydi.
- What made you say such a stupid thing as that?
- Öyle aptalca bir şeyi sana ne söyletti?
- Vuvuzelas are stupid!
- Vuvuzelalar aptalca!
- That's a really stupid idea.
- Bu gerçekten aptalca bir fikir.
- I don't want to hear any more of your stupid jokes.
- Artık aptalca şakalarını duymak istemiyorum.
- That was a stupid idea.
- Aptalca bir fikirdi.
- I hate it when people ask me stupid questions.
- İnsanlar bana aptalca sorular sorduğunda bundan nefret ederim.
- That was so stupid.
- O çok aptalcaydı.
- I just hope I don't do something stupid.
- Aptalca bir şey yapmayacağımı umuyorum.
- Did I say something stupid?
- Aptalca bir şey mi söyledim?
- That's a stupid idea.
- Bu aptalca bir fikir.
- What sort of stupid project is this anyway?
- Bu her neyse ne tür bir aptalca projedir?
- I hope Tom doesn't do anything stupid.
- Tom'un aptalca bir şey yapmayacağını umuyorum.
- Whoever thought of this stupid plan should be fired.
- Bu aptalca planı kim düşündüyse kovulması gerek.
- What a stupid comment!
- Ne aptalca bir yorum!
- I think that's pretty stupid.
- Sanırım o oldukça aptalcaydı.
- It was a very stupid decision.
- O çok aptalca bir karardı.
- Tom always yells at Mary every time she does something stupid.
- Tom, o aptalca bir şey yaptığında her zaman Mary'ye bağırır.
- Why is Tom acting so stupid?
- Tom neden bu kadar aptalca davranıyor?
- I thought it was stupid.
- Bunun aptalca olduğunu düşündüm.
- It would be stupid for Tom to do that.
- Tom'un bunu yapması aptalca olurdu.
- Make sure Tom doesn't do anything stupid.
- Tom'un aptalca bir şey yapmayacağından emin ol.
- I've got to find him before he does something stupid.
- Aptalca bir şey yapmadan önce onu bulmalıyım.
- That was a stupid thing for Tom to do.
- Bu Tom için aptalca bir şeydi.
- We've got to find Tom before he does something stupid.
- Aptalca bir şey yapmadan önce Tom'u bulmalıyız.
- Children say such stupid things.
- Çocuklar çok aptalca şeyler söyler.
- This is just stupid.
- Bu sadece aptalca.
- That's a really stupid idea.
- O gerçekten aptalca bir fikir.
- I'm not going to sing that stupid song with you.
- O aptalca şarkıyı seninle söylemeyeceğim.
- Tom often says stupid things at inappropriate times.
- Tom çoğunlukla uygun olmayan zamanlarda aptalca şeyler söylüyor.
- I think I did something really stupid.
- Sanırım gerçekten aptalca bir şey yaptım.
- It just seems stupid.
- Aptalca görünüyor.
- Tom said a lot of stupid things.
- Tom bir sürü aptalca şeyler söyledi.
- Children often do stupid things.
- Çocuklar genellikle aptalca şeyler yaparlar.
- There are no stupid questions.
- Aptalca sorular yok.
- That was really stupid.
- Bu gerçekten aptalcaydı.
- That was a stupid thing for you to do.
- Bu senin için aptalca bir şeydi.
- That was a really stupid thing to do.
- O gerçekten yapacak aptalca bir şeydi.
- I've done many stupid things in my life.
- Hayatımda birçok aptalca şey yaptım.
- Stupid question, stupid answer.
- Aptalca bir soru, aptalca bir cevap.
- Does this sound stupid?
- Bu aptalca görünüyor mu?
- This is the stupidest movie I have ever seen in my entire life.
- Bu hayatım boyunca izlediğim en aptalca film.
- It was a stupid bet.
- Aptalca bir bahisti.
- Stupid question, stupid answer.
- Aptalca soru, aptalca cevap.
- Tom's plan didn't sound stupid.
- Tom'un planı aptalca görünmüyordu.
- That was a very stupid thing to do.
- Bu yaptığın çok aptalca bir şeydi.
- What you're suggesting is stupid.
- Önerdiğin şey aptalca.
- I think that's a stupid theory.
- Bence bu aptalca bir teori.
- I know this is stupid.
- Bunun aptalca olduğunu biliyorum.
- Doing that seems stupid to me.
- Bunu yapmak bana aptalca geliyor.
- It was a stupid mistake.
- O aptalca bir hataydı.
- Do you realize how stupid that idea is?
- O fikrin ne kadar aptalca olduğunu anlıyor musun?
- That was a stupid thing to say.
- Söylediğin şey aptalcaydı.
- I've got to find him before he does something stupid.
- O aptalca bir şey yapmadan önce onu bulmak zorundayım.
- I'm afraid I might say something stupid.
- Aptalca bir şey söylemekten korkuyorum.
- The way Tom did that was stupid.
- Tom'un bunu yapma şekli aptalcaydı.
- Who would do such a stupid thing?
- Böyle aptalca bir şeyi kim yapardı?
- Some stupid series was on TV.
- TV'de aptalca bir dizi vardı.
- Just promise me that you won't do anything stupid.
- Aptalca bir şey yapmayacağına söz ver.
- Lack of sleep will make you do stupid things.
- Uykusuzluk insana aptalca şeyler yaptırır.
- I hope Tom didn't do anything stupid.
- Umarım Tom aptalca bir şey yapmadı.
- Tom thinks this is stupid.
- Tom bunun aptalca olduğunu düşünüyor.
- Don't say such stupid things!
- Böyle aptalca şeyler söyleme!
- The idea is stupid anyway.
- Fikir zaten aptalca.
- Did I say something stupid?
- Aptalca bir şey söyledim mi?
- I've made more than one stupid mistake in my life.
- Ben de hayatımda birden fazla aptalca hata yaptım.
- That was just a stupid mistake.
- Bu aptalca bir hataydı.
- It was stupid of you to believe in him.
- Ona inanman aptalcaydı.
- Doing that seems stupid to me.
- Bunu yapmak bana aptalca görünüyor.
- That doesn't sound stupid to me.
- O bana aptalca gelmiyor.
- It's a stupid tradition.
- O aptalca bir gelenek.
- At first, I thought it was a stupid idea, but I eventually realized what a good idea it was.
- Başta aptalca bir fikir olduğunu düşünmüştüm ama sonunda ne kadar iyi bir fikir olduğunu anladım.
- I think it was a stupid thing to do.
- Bu aptalca bir hareketti diye düşünüyorum.
- This is the stupidest movie I've ever seen.
- Bu şimdiye kadar gördüğüm en aptalca filmdir.
- I'm afraid I might say something stupid.
- Aptalca bir şey söyleyebileceğimden korkuyorum.
- Maybe you should apologize for all of the stupid things you did.
- Belki de yaptığın tüm o aptalca şeyler için özür dilemelisin.
- That's the stupidest thing I've ever said.
- Bu, söylediğim en aptalca şey.
- I think what Tom is doing is stupid.
- Bence Tom'un yaptığı aptalca.
- Tom says some stupid things sometimes.
- Tom bazen aptalca şeyler söylüyor.
- Tom may have done something stupid.
- Tom, aptalca bir şey yapmış olabilir.
- I hope I don't say something stupid.
- Umarım aptalca bir şey söylemem.
- I think that what you're doing is stupid.
- Yaptığın şeyin aptalca olduğunu düşünüyorum.
- We've done a lot of stupid things together.
- Birlikte bir sürü aptalca şey yaptık.
- It was stupid to do such a thing.
- Böyle bir şey yapmak aptalcaydı.
- Tom asked Mary to stop asking stupid questions.
- Tom Mary'den aptalca sorular sormayı bırakmasını istedi.
- Tom has done many stupid things.
- Tom birçok aptalca şey yaptı.
- It wasn't a stupid idea.
- Bu aptalca bir fikir değildi.
- Make sure he doesn't do anything stupid.
- Aptalca bir şey yapmadığından emin ol.
- I think your plan is pretty stupid.
- Bence planın çok aptalca.
- This is just stupid.
- Bu çok aptalca.
- I knew Tom would say something stupid.
- Tom'un aptalca bir şey söyleyeceğini biliyordum.
- That's a stupid name.
- O aptalca bir isim.
- Tom did something incredibly stupid.
- Tom inanılmaz aptalca bir şey yaptı.
- Make sure you don't ask too many stupid questions.
- Çok fazla aptalca soru sormadığından emin ol.
- I'd never do anything that stupid.
- Ben asla böyle aptalca bir şey yapmam.
- Even smart people sometimes do stupid things.
- Akıllı insanlar bile bazen aptalca şeyler yaparlar.
- It was a stupid joke.
- Bu aptalca bir şakaydı.
- Tom admitted it was a stupid idea.
- Tom bunun aptalca bir fikir olduğunu kabul etti.
- There are still many stupid laws that are on the books.
- Hâlâ yürürlükte olan birçok aptalca yasa var.
- Do you realize how stupid that plan is?
- Bu planın ne kadar aptalca olduğunun farkında mısın?
- Tom often asks stupid questions.
- Tom sık sık aptalca sorular soruyor.
- I think we should do something stupid.
- Bence aptalca bir şey yapmalıyız.
- What a stupid thing to say at a time like this!
- Böyle bir zamanda söylenecek ne kadar aptalca bir şey!
- Do you realize how stupid that idea is?
- Bu fikrin ne kadar aptalca olduğunun farkında mısın?
- This is the stupidest movie I have ever seen in my life.
- Bu hayatımda izlediğim en aptalca film.
- I've done many stupid things in my life.
- Hayatımda bir sürü aptalca şeyler yaptım.
- Just don't do anything stupid, OK?
- Aptalca bir şey yapma, tamam mı?
- Drunk people often do stupid things.
- Sarhoş insanlar sık sık aptalca şeyler yaparlar.
- What Tom did was incredibly stupid.
- Tom'un yaptığı şey inanılmaz derecede aptalcaydı.
- We need to find Tom before he does something stupid.
- Aptalca bir şey yapmadan önce Tom'u bulmalıyız.
- It was an extremely stupid thing to do.
- Bu son derece aptalca bir şeydi.
- Tom and I had a stupid fight.
- Tom ve ben aptalca bir kavga ettik.
- Don't waste my time asking stupid questions.
- Aptalca sorular sorarak zamanımı israf etme.
- This is a stupid game.
- Bu aptalca bir oyun.
- It was stupid of you to believe it.
- Buna inanman aptalcaydı.
- That sounds pretty stupid.
- Kulağa çok aptalca geliyor.
- I know that what I did was really stupid.
- Yaptığım şeyin gerçekten aptalca olduğunu biliyorum.
- Sports are stupid.
- Spor aptalca.
- I knew you would do something stupid.
- Senin aptalca bir şey yapacağını biliyordum.
- It amazes me that you would do something this stupid.
- Böyle aptalca bir şey yapacak olman beni hayrete düşürüyor.
- That was a stupid idea.
- O aptalca bir fikirdi.
- That really was a stupid thing to do.
- Şu yapılan gerçekten aptalca bir şeydi.
- Tom was worried that Mary might do something stupid.
- Tom Mary'nin aptalca bir şey yapabileceğinden endişeliydi.
- I do hope you haven't done anything stupid.
- Umarım aptalca bir şey yapmamışsındır.
- This is a really stupid thing to do.
- Bu gerçekten aptalca bir şey.
- What Tom did was very stupid.
- Tom'un yaptığı çok aptalcaydı.
- I'd never do anything so stupid.
- Asla böyle aptalca bir şey yapmazdım.
- What's the stupidest thing you've ever seen Tom do?
- Tom'un yaptığını gördüğün en aptalca şey neydi?
- It was just a stupid fight about something that didn't matter.
- Önemli olmayan bir şey hakkında aptalca bir kavgaydı.
- I hope you don't do something stupid.
- Umarım aptalca bir şey yapmazsın.
- Even smart people sometimes do stupid things.
- Akıllı insanlar bile bazen aptalca şeyler yapar.
- Hunger can make people do stupid things.
- Açlık insanlara aptalca şeyler yaptırabilir.
- I don't want to wear this stupid tie.
- Bu aptalca kravatı takmak istemiyorum.
- This is a really stupid system.
- Bu gerçekten aptalca bir sistem.
- Tom thought he was a celebrity and so he gave his child a stupid name.
- Tom ünlü biri olduğunu düşündü ve bu yüzden çocuğuna aptalca bir isim verdi.
- This seems stupid.
- Aptalca görünüyor.
- That's a really stupid idea.
- Gerçekten aptalca bir fikir.
- I'm sure Tom won't do anything stupid.
- Tom'un aptalca bir şey yapmayacağına eminim.
- That's stupid.
- Bu aptalca.
- It's a stupid idea.
- Bu aptalca bir fikir.
- That was a stupid thing for you to do.
- O yaptığın aptalca bir şeydi.
- He's too smart to do something that stupid.
- O kadar aptalca bir şey yapmayacak kadar akıllı.
- It's not stupid.
- Aptalca değildir.
- Doing that would be pretty stupid.
- Bunu yapmak çok aptalca olur.
- Promise me you won't to do anything stupid.
- Aptalca bir şey yapmayacağına dair bana söz ver.
- Tom has done other stupid things.
- Tom başka aptalca şeyler de yaptı.
- Why do smart people do stupid things?
- Akıllı insanlar neden aptalca şeyler yapar?
- I've made a lot of stupid mistakes.
- Ben bir sürü aptalca hatalar yaptım.
- I don't answer stupid questions.
- Aptalca soruları yanıtlamıyorum.
- Love is stupid.
- Aşk aptalcadır.
- It's a stupid rule.
- Aptalca bir kural.
- Who would do such a stupid thing?
- Kim böyle aptalca bir şey yapar ki?
- Tom thought it was stupid.
- Tom bunun aptalca olduğunu düşündü.
- He doesn't do stupid things like that.
- Öyle aptalca şeyler yapmaz.
- I told you it was a stupid plan.
- Sana onun aptalca bir plan olduğunu söyledim.
- I want you to give up this stupid plan.
- Bu aptalca plandan vazgeçmeni istiyorum.
- Tom may have done something stupid.
- Tom aptalca bir şey yapmış olabilir.
- I just said a very stupid thing.
- Az önce çok aptalca bir şey söyledim.
- Kids do stupid things.
- Çocuklar aptalca şeyler yaparlar.
- I knew you'd do something stupid like this.
- Böyle aptalca bir şey yapacağını biliyordum.
- That was so stupid.
- Bu çok aptalcaydı.
- Pain will make you do stupid things.
- Acı sana aptalca şeyler yaptırır.
- With these stupid attitudes, Maria doesn't do more than proving her own arrogance.
- Maria bu aptalca tavırlarıyla kendi kibrini kanıtlamaktan başka bir şey yapmıyor.
- I make a lot of stupid decisions.
- Bir sürü aptalca karar verdim.
- This whole thing is really stupid.
- Bütün bu olanlar gerçekten aptalca.
- Tom thought he was a celebrity and so he gave his child a stupid name.
- Tom ünlü biri olduğunu düşünüyordu ve bu yüzden çocuğuna aptalca bir isim verdi.
- What's the stupidest thing you've ever done?
- Şimdiye kadar yaptığın en aptalca şey neydi?
- It was stupid of you to have turned down the offer.
- Teklifi geri çevirmen aptalcaydı.
- I did a stupid thing last night.
- Dün gece aptalca bir şey yaptım.
- It was just stupid.
- Aptalcaydı.
- Don't do anything stupid while I'm gone.
- Ben yokken aptalca bir şey yapma.
- Tom thinks that this is stupid.
- Tom bunun aptalca olduğunu düşünüyor.
- Denying the obvious is stupid.
- Açık olanı reddetmek aptalca.
- With these stupid attitudes, Maria only proves her own arrogance.
- Maria bu aptalca tavırlarıyla sadece kendi kibrini kanıtlıyor.
- I think that's a stupid idea.
- Sanırım o aptalca bir fikir.
- We need to find Tom before he does something stupid.
- O aptalca bir şey yapmadan önce Tom'u bulmamız gerekiyor.
- That's the stupidest thing you've ever done.
- Bu şimdiye kadar yaptığın en aptalca şey.
- Does that sound stupid?
- Kulağa aptalca mı geliyor?
- Getting a tattoo is a stupid idea.
- Dövme yaptırmak aptalca bir fikir.
- I want you to give up this stupid plan.
- Bu aptalca plandan vazgeçmenizi istiyorum.
- I think what Tom did was pretty stupid.
- Bence Tom'un yaptığı çok aptalcaydı.
- Tom says he thinks it might be stupid to do that.
- Tom bunu yapmanın aptalca olacağını düşünüyor.
- I'd never do anything so stupid.
- Bu kadar aptalca bir şeyi asla yapmam.
- I made a stupid mistake.
- Aptalca bir hata yaptım.
- Let's hope Tom hasn't done anything stupid.
- Tom'un aptalca bir şey yapmadığını umalım.
- Street racing is dangerous and stupid.
- Sokak yarışları tehlikeli ve aptalcadır.
- This movie is incredibly stupid.
- Bu film inanılmaz derecede aptalca.
- It's actually incredibly stupid.
- Aslında akıl almaz derecede aptalca.
- Why would Tom want to do a stupid thing like that?
- Tom neden böyle aptalca bir şey yapmak istesin ki?
- He thought it was stupid.
- O bunun aptalca olduğunu düşündü.
- She likes to worry about stupid things.
- Aptalca şeyler için endişelenmeyi seviyor.
- Be careful not to say something stupid.
- Aptalca bir şey söylememek için dikkatli ol.
- It's actually incredibly stupid.
- Aslında inanılmaz derecede aptalca.
- Tom probably wouldn't do something that stupid.
- Tom muhtemelen böyle aptalca bir şey yapmazdı.
- That's a stupid name.
- Bu aptalca bir isim.
- I did a lot of stupid things when I was younger.
- Gençken bir sürü aptalca şey yaptım.
- Tom told us another one of his stupid jokes.
- Tom bize aptalca şakalarından birini daha yaptı.
- How stupid!
- Ne kadar aptalca!
- I think what Tom is doing is stupid.
- Bence Tom'un yaptığı şey aptalca.
- What Tom did was pretty stupid.
- Tom'un yaptığı oldukça aptalcaydı.
- Tom has done something stupid.
- Tom aptalca bir şey yaptı.
- Riding a bike that doesn't have brakes is a pretty stupid thing to do.
- Freni olmayan bir bisiklete binmek oldukça aptalca bir şeydir.
- Do you think this is stupid?
- Sence bu aptalca mı?
- I told you it was stupid.
- Bunun aptalca olduğunu sana söyledim.
- I'd never do anything that stupid.
- Asla o kadar aptalca bir şey yapmadım.
- It would be stupid to go on my own.
- Yalnız gitmem aptalca olurdu.
- What kind of stupid question is that?
- O ne aptalca bir soru?
- It was stupid for him to turn down her offer.
- Teklifini geri çevirmesi aptalcaydı.
- That's really stupid.
- O gerçekten aptalca.
- The movie has such a stupid ending.
- Filmin öyle aptalca bir sonu var ki.
- This was the stupidest idea I've ever had.
- Bu şimdiye kadar duyduğum en aptalca bir fikirdi.
- This is the stupidest thing I have ever heard.
- Bu şimdiye kadar duyduğum en aptalca şey.
- That looks stupid.
- Aptalca görünüyor.
- Tom says he thinks it might be stupid to do that.
- Tom, bunu yapmanın aptalca olabileceğini düşündüğünü söylüyor.
- I think what Tom did was pretty stupid.
- Bence Tom'un yaptığı şey çok aptalcaydı.
- Doing that was stupid.
- Bunu yapmak aptalcaydı.
- Why do smart people do stupid things?
- Akıllı insanlar neden aptalca şeyler yapıyor?
- That was a stupid idea.
- Bu aptalca bir fikirdi.
- I thought what Tom did was stupid.
- Tom'un yaptığının aptalca olduğunu düşündüm.
- Tom thinks it's stupid.
- Tom bunun aptalca olduğunu düşünüyor.
- Why did you do such a stupid thing?
- Neden böyle aptalca bir şey yaptın?
- That is an extraordinarily stupid idea.
- O son derece aptalca bir fikir.
- That's the stupidest thing I've ever said.
- Bu şimdiye kadar söylediğim en aptalca şeydi.
- Don't you think it would be stupid to do that?
- Bunu yapmanın aptalca olacağını düşünmüyor musun?
- It's one of the stupidest things I've ever done.
- Bu şimdiye kadar yaptığım en aptalca şeylerden biri.
- Tom had a stupid grin on his face.
- Tom yüzünde aptalca bir sırıtış vardı.
- Tom has to make sure he doesn't make any more stupid mistakes.
- Tom daha fazla aptalca hata yapmayacağından emin olmalı.
- He's too smart to do something that stupid.
- O kadar aptalca bir şey yapmayacak kadar çok zekidir.
- That's stupid.
- Bu çok aptalca.
- Tom thinks he can trust Mary not to do something stupid.
- Tom, Mary'nin aptalca bir şey yapmayacağına güvenebileceğini düşünüyor.
- Kids do stupid things.
- Çocuklar aptalca şeyler yapar.
- I'd never seen you do anything that stupid before.
- Daha önce hiç böyle aptalca bir şey yaptığını görmemiştim.
- Tom thought it was a stupid plan.
- Tom onun aptalca bir plan olduğunu düşünüyordu.
- That doesn't sound stupid to me.
- Bana aptalca gelmiyor.
- Vuvuzelas are stupid!
- Vuvuzelalar aptalcadır!
- That just sounds stupid.
- Kulağa aptalca geliyor.
- It was a stupid joke.
- Aptalca bir şakaydı.
- Tom said something really stupid.
- Tom gerçekten aptalca bir şey söyledi.
- Had I said something stupid?
- Aptalca bir şey mi söyledim?
- Tom is out doing something stupid.
- Tom dışarıda aptalca bir şey yapıyor.
- I've done a lot of stupid things in my life.
- Hayatımda bir sürü aptalca şey yaptım.
- That's the stupidest thing I've ever heard.
- Bu şimdiye kadar duyduğum en aptalca şey.
- Tom's plan didn't sound stupid.
- Tom'un planı kulağa aptalca gelmedi.
- This is a stupid idea.
- Bu aptalca bir fikir.
- That really was a stupid thing to do.
- Bu gerçekten aptalca bir hareketti.
- Everybody does stupid stuff like that in high school.
- Herkes lisede öyle aptalca şeyler yapar.
- It's so stupid.
- Çok aptalca.
- It would be stupid to climb that mountain in the winter.
- Kışın o dağa tırmanmak aptalca olurdu.
- We've got to talk to Tom before he does something stupid.
- Aptalca bir şey yapmadan önce Tom'la konuşmalıyız.
- I think we should do something stupid.
- Aptalca bir şey yapmamız gerektiğini düşünüyorum.
- What Tom did was very stupid.
- Tom'un yaptığı şey çok aptalcaydı.
- That's a stupid name for a band.
- Bu bir grup için aptalca bir isim.
- We've got to find Tom before he does something stupid.
- Tom'u aptalca bir şey yapmadan önce bulmalıyız.
- Tom did something unbelievably stupid.
- Tom inanılmaz şekilde aptalca bir şey yaptı.
- This is a stupid design.
- Bu aptalca bir tasarım.
- It's a stupid tradition.
- Bu aptalca bir gelenek.
- I hope you can avoid making all the stupid mistakes that I made.
- Umarım benim yaptığım tüm aptalca hataları yapmaktan kaçınabilirsin.
- I've got to stop Tom from doing something stupid.
- Tom'un aptalca bir şey yapmasını engellemeliyim.
- Anything that is too stupid to be spoken is sung.
- Konuşulmayacak kadar aptalca olan bir şey şarkı şeklinde söylenir.
- That was a really stupid thing to do.
- Bu gerçekten aptalca bir şeydi.
- It was just a stupid mistake.
- Sadece aptalca bir hataydı.
- It was a stupid idea.
- Aptalca bir fikirdi.
- Be careful not to say something stupid.
- Aptalca bir şey söylememeye dikkat et.
- Tom thought it was a stupid plan.
- Tom bunun aptalca bir plan olduğunu düşündü.
- Quit asking stupid questions.
- Aptalca sorular sormayı bırak.
- Tom thought what Mary said was stupid.
- Tom, Mary'nin söylediği şeyin aptalca olduğunu düşündü.
- Everything too stupid to say is sung.
- Söylenemeyecek kadar aptalca olan her şey söylenir.
- Why do people do such stupid things?
- İnsanlar neden böyle aptalca şeyler yapar?
- I hope you can avoid making all the stupid mistakes that I made.
- Umarım benim yaptığım aptalca hataları yapmaktan kaçınabilirsin.
- How stupid of you to go there alone!
- Senin oraya yalnız gitmen ne kadar da aptalca!
- Does this sound stupid?
- Bu kulağa aptalca mı geliyor?
- You did something incredibly stupid.
- Akıl almaz derecede aptalca bir şey yaptın.
- He asked his teacher stupid questions.
- Öğretmenine aptalca sorular sordu.
- I made a lot of stupid mistakes.
- Bir sürü aptalca hata yaptım.
- Tom thinks your ideas are stupid.
- Tom fikirlerinin aptalca olduğunu düşünüyor.
- When you quote a stupid text, do not forget the context.
- Aptalca bir metinden alıntı yaparken, bağlamı unutma.
- That was a very stupid thing to do.
- Bu çok aptalca bir hareketti.
- Sorry for the stupid question.
- Aptalca soru için özür dilerim.
- This is the stupidest thing I've ever done.
- Bu şimdiye kadar yaptığım en aptalca şey.
- I've done some stupid things in my life.
- Ben de hayatımda aptalca şeyler yaptım.
- He said only stupid things.
- Sadece aptalca şeyler söyledi.
- I think I've done something really stupid.
- Sanırım gerçekten aptalca bir şey yaptım.
- I don't want to do it because it's dangerous and it's stupid.
- Bunu yapmak istemiyorum çünkü tehlikeli ve aptalca.
- I did something stupid.
- Ben aptalca bir şey yaptım.
- Tom did something really stupid.
- Tom gerçekten aptalca bir şey yaptı.
- If you do something that stupid, you'll be laughed at.
- Bu kadar aptalca bir şey yaparsan, sana gülerler.
- So far, we've done nothing stupid.
- Şimdiye kadar aptalca bir şey yapmadık.
- Try to make sure Tom doesn't do something stupid.
- Tom'un aptalca bir şey yapmadığından emin olmaya çalış.
- I'm trying to stop Tom from doing something really stupid.
- Tom'un gerçekten aptalca bir şey yapmasını engellemeye çalışıyorum.
- Let's not do anything stupid.
- Aptalca bir şey yapmayalım.
- How stupid is that?
- Ne kadar aptalca bir şey bu?
- I don't answer stupid questions.
- Aptalca sorulara cevap vermem.
- People do stupid things when they're angry.
- İnsanlar kızgın olduklarında aptalca şeyler yaparlar.
- We've got to talk to Tom before he does something stupid.
- Tom aptalca bir şey yapmadan onunla konuşmalıyız.
- We made some stupid mistakes.
- Biz bazı aptalca hatalar yaptık.
- Riding a bicycle without brakes is a stupid thing to do.
- Freni olmayan bir bisiklete binmek aptalca bir şeydir.
- Don't say stupid things like that anymore.
- Artık böyle aptalca şeyler söyleme.
- Tom has done other stupid things.
- Tom başka aptalca şeyler yaptı.
- That's unbelievably stupid.
- Bu inanılmaz derecede aptalca.
- Fighting is stupid.
- Kavga etmek aptalca.
- I've made a lot of stupid decisions in my life.
- Hayatımda bir sürü aptalca karar verdim.
- Tom has to make sure he doesn't make any more stupid mistakes.
- Tom daha fazla aptalca hatalar yapmayacağından emin olmak zorunda.
- He can't have said such a stupid thing.
- Böyle aptalca bir şey söylemiş olamaz.
- That was a stupid thing to do.
- Bu aptalca bir şeydi.
- Tom doesn't usually do stupid things like that.
- Tom genellikle böyle aptalca şeyler yapmaz.
- I'd never seen you do anything that stupid before.
- Daha önce böyle aptalca bir şey yaptığını hiç görmemiştim.
- The way Tom did that was stupid.
- Tom'un yaptığı tarz aptalcaydı.
- It's stupid and dangerous.
- Bu aptalca ve tehlikeli.
- You did something incredibly stupid.
- İnanılmaz aptalca bir şey yaptın.
- I made a lot of stupid errors.
- Bir sürü aptalca hata yaptım.
- Tom is worried that Mary might do something stupid.
- Tom Mary'nin aptalca bir şey yapacağından endişeli.
- Tom was worried that Mary might do something stupid.
- Tom, Mary'nin aptalca bir şey yapabileceğinden endişeleniyordu.
- I've done some stupid things in my life.
- Hayatımda bazı aptalca şeyler yaptım.
- I've done stupid things.
- Aptalca şeyler yaptım.
- Promise me you won't to do anything stupid.
- Aptalca bir şey yapmayacağına söz ver.
- Don't do anything stupid.
- Aptalca bir şey yapma.
- I thought what Tom did was stupid.
- Tom'un yaptığı şeyin aptalca olduğunu düşünüyordum.
- At first, I thought it was a stupid idea, but I eventually realized what a good idea it was.
- Başta bunun aptalca bir fikir olduğunu düşündüm fakat sonunda bunun ne kadar iyi bir fikir olduğunu fark ettim.
- That's the stupidest thing I've ever said.
- Bu söylediğim en aptalca şeydi.
- Tom may have done something stupid.
- Tom aptalca bir şey yapmış olabilirdi.
- Tom always yells at Mary every time she does something stupid.
- Mary ne zaman aptalca bir şey yapsa Tom ona bağırıyor.
- I hear you did something stupid.
- Aptalca bir şey yaptığını duydum.
- I know it was a stupid thing to do.
- Aptalca bir şey olduğunu biliyorum.
- I never do anything stupid.
- Asla aptalca bir şey yapmam.
- I think that's a stupid idea.
- Bence bu aptalca bir fikir.
- Tom thinks your ideas are stupid.
- Tom senin fikirlerinin aptalca olduğunu düşünüyor.
- I only wish I had stopped Tom from doing such a stupid thing.
- Keşke Tom'un böyle aptalca bir şey yapmasını engelleyebilseydim.
- I thought it was stupid.
- Aptalca olduğunu düşünmüştüm.
- I never do anything stupid.
- Asla aptalca bir şey yapmadım.
- Tom thought what Mary said was stupid.
- Tom'a göre Mary'nin söyledikleri aptalcaydı.
- Tom often asks stupid questions.
- Tom sık sık aptalca sorular sorar.
- We've all done stupid stuff when we're drunk.
- Sarhoşken hepimiz aptalca şeyler yapmışızdır.
- That was stupid.
- Bu aptalcaydı.
- I realize it was a stupid thing to do.
- Bu yapılanın aptalca bir şey olduğunun farkındayım.
- That's the stupidest thing I've ever heard.
- Bu duyduğum en aptalca şey.
- Doing that would be pretty stupid.
- Bunu yapmak çok aptalca olurdu.
- Tom did a lot of stupid things when he was young.
- Tom gençken bir sürü aptalca şey yaptı.
- This was so stupid.
- Bu çok aptalcaydı.
- We've all done stupid stuff when we're drunk.
- Sarhoşken hepimiz aptalca şeyler yaptık.
- I don't want to hear any more of your stupid jokes.
- Aptalca şakalarını artık duymak istemiyorum.
- This was a stupid idea from the very start.
- Bu ilk baştan aptalca bir düşünceydi.
- You probably think this is stupid.
- Muhtemelen bunun aptalca olduğunu düşünüyorsun.
- We've made a stupid mistake.
- Aptalca bir hata yaptık.
- Drunk people often do stupid things.
- Sarhoş insanlar genellikle aptalca şeyler yaparlar.
- Tom often says stupid things at inappropriate times.
- Tom genellikle uygunsuz zamanlarda aptalca şeyler söyler.
- I stopped Tom from doing something stupid.
- Tom'un aptalca bir şey yapmasını engelledim.
- I don't want to do it because it's dangerous and it's stupid.
- Tehlikeli ve aptalca olduğu için bunu yapmak istemiyorum.
- That's a stupid thing to say.
- Bunu söylemek aptalca.
- I just hope I don't do something stupid.
- Umarım aptalca bir şey yapmam.
- I've never said such a stupid thing.
- Hiç bu kadar aptalca bir şey söylememiştim.
- That's so stupid.
- Çok aptalca.
- I don't think it would be stupid to do that.
- Bunu yapmanın aptalca olacağını sanmıyorum.
- Please don't do anything stupid.
- Lütfen aptalca bir şey yapma.
- What you did was very dangerous and very stupid.
- Yaptığın şey çok tehlikeli ve çok aptalcaydı.
- It's not stupid.
- Aptalca değil.
- I'm not going to have this stupid argument with you anymore.
- Artık seninle bu aptalca tartışmayı sürdürmeyeceğim.
- We should leave before one of our kids does something stupid.
- Çocuklarımızdan biri aptalca bir şey yapmadan önce gitmeliyiz.
- Maybe all of Tom's suggestions weren't stupid.
- Belki de Tom'un tüm önerileri aptalca değildi.
- I don't want to do it because it's dangerous and it's stupid.
- Bunu yapmak istemiyorum çünkü hem tehlikeli hem de aptalca.
- Tom did something quite stupid.
- Tom oldukça aptalca bir şey yaptı.
- He doesn't do stupid things like that.
- O böyle aptalca şeyler yapmaz.
- We've got to find her before she does something stupid.
- Aptalca bir şey yapmadan önce onu bulmalıyız.
- That's the stupidest thing you've ever said.
- Bu şimdiye kadar söylediğin en aptalca şey.
- That sounds stupid.
- Kulağa aptalca geliyor.
- I hope Tom didn't do anything stupid.
- Umarım Tom aptalca bir şey yapmamıştır.
- This is the stupidest thing I've ever done.
- Bu şu ana kadar yaptığım en aptalca şey.
- We've got to find her before she does something stupid.
- O aptalca bir şey yapmadan önce onu bulmak zorundayız.
- It's a stupid system.
- Bu aptalca bir sistem.
- Did I just say something stupid?
- Az önce aptalca bir şey mi söyledim?
- What kind of stupid question is that?
- Bu ne aptalca bir soru böyle?
- This picture shows how stupid I used to look.
- Bu resim eskiden ne kadar aptalca göründüğümü gösteriyor.
- Don't waste my time asking stupid questions.
- Aptalca sorular sorarak zamanımı boşa harcama.
- I hope I don't do something stupid.
- Umarım aptalca bir şey yapmam.
- That is one of the stupidest movie scenes I have ever seen.
- Bu şimdiye kadar gördüğüm en aptalca film sahnelerinden biri.
- That hat looks kind of stupid.
- O şapka biraz aptalca görünüyor.
- You need to stop acting so stupid.
- Bu kadar aptalca davranmayı bırakmalısın.
- That scene was stupid.
- O sahne aptalcaydı.
- I spent all my money on stupid stuff.
- Bütün paramı aptalca şeylere harcadım.
- I've done some stupid things.
- Bazı aptalca şeyler yaptım.
- This is the stupidest movie I have ever seen in my life.
- Bu, yaşamımda şimdiye kadar gördüğüm en aptalca filmdir.
- Promise me you won't say anything stupid.
- Aptalca bir şey söylemeyeceğine söz ver.
- It's a stupid law.
- Bu aptalca bir kanun.
- I've made a lot of stupid mistakes.
- Bir sürü aptalca hata yaptım.
- It's a stupid law.
- Bu aptalca bir yasa.
- Try to make sure Tom doesn't do something stupid.
- Tom'un aptalca bir şey yapmayacağından emin olmaya çalış.
- It is because light travels faster than sound that some people look brilliant before sounding stupid.
- Işık sesten daha hızlı hareket ettiği için bazı insanlar aptalca konuşmadan önce zeki görünürler.
- I think that's a really stupid idea.
- Sanırım o gerçekten aptalca bir fikir.
- It's a stupid rule.
- Bu aptalca bir kural.
- I've done stupid things.
- Ben aptalca şeyler yaptım.
- That sounds pretty stupid.
- Bu çok aptalca görünüyor.
- I'm sick of your stupid remarks.
- Aptalca yorumlarından bıktım.
- Tom is too smart to do something that stupid.
- Tom bu kadar aptalca bir şey yapmayacak kadar akıllı.
- I think what Tom did was stupid.
- Tom'un yaptığının aptalca olduğunu düşünüyorum.
- What Tom did was stupid.
- Tom'un yaptığı aptalcaydı.
- That was a stupid thing to do.
- O yapmak için aptalca bir şeydi.
- That's so stupid.
- O çok aptalca.
- Lack of sleep will make you do stupid things.
- Uykusuzluk sana aptalca şeyler yaptıracaktır.
- That was a stupid thing you did, Tom.
- Yaptığın aptalca bir şeydi Tom.
- We've made a stupid mistake.
- Biz aptalca bir hata yaptık.
- I knew Tom would do something stupid.
- Tom'un aptalca bir şey yapacağını biliyordum.
- It's just stupid.
- Sadece aptalca.
- It was a stupid bet.
- Bu aptalca bir bahisti.
- This is a pretty stupid question.
- Bu oldukça aptalca bir soru.
- That was a pretty stupid thing to say.
- Söylediğin çok aptalca bir şeydi.
- Pain will make you do stupid things.
- Ağrı sana aptalca şeyler yaptıracaktır.
- You're making a stupid mistake.
- Aptalca bir hata yapıyorsun.
- That's really stupid.
- Bu gerçekten aptalca.
- Did I do something stupid?
- Aptalca bir şey mi yaptım?
- Tom has done something stupid.
- Tom, aptalca bir şey yaptı.
- Tom did something very stupid.
- Tom çok aptalca bir şey yaptı.
- This seems stupid.
- Bu aptalca görünüyor.
- That's a stupid rule.
- Bu aptalca bir kural.
- He thought it was stupid.
- O aptalca olduğunu düşündü.
- I knew you would do something stupid.
- Aptalca bir şeyler yapacağını biliyordum.
- Spelling bees are stupid.
- Heceleme yarışmaları aptalca.
- What's the stupidest thing you've ever done?
- Yaptığın en aptalca şey nedir?
- Don't say stupid things!
- Aptalca şeyler söyleme!
- Be careful not to say anything stupid.
- Aptalca bir şey söylememeye dikkat et.
- Just promise me that you won't do anything stupid.
- Aptalca bir şey yapmayacağına bana söz ver.
- I think doing that would be stupid.
- Sanırım bunu yapmak aptalca olurdu.
- Even adults do a lot of stupid things.
- Yetişkinler bile bir sürü aptalca şey yapar.
- I spend too much time doing stupid things.
- Aptalca şeyler yaparak çok fazla zaman harcıyorum.
- This was the stupidest idea I've ever had.
- Bu şimdiye kadar aklıma gelen en aptalca fikirdi.
- I suggest you stop asking so many stupid questions.
- Bu kadar çok aptalca soru sormayı bırakmanızı öneririm.
- Tom said a lot of stupid things.
- Tom bir sürü aptalca şey söyledi.
- Tom knew he had done something stupid.
- Tom aptalca bir şey yaptığını biliyordu.
- Tom made a stupid decision.
- Tom aptalca bir karar verdi.
- That's a stupid policy.
- Bu aptalca bir politika.
- The idiots are always yelling at each other for stupid reasons.
- Aptallar daima aptalca nedenlerle birbirlerine bağırırlar.
- Did I do something stupid?
- Aptalca bir şey yaptım mı?
- Just promise me that you won't do anything stupid.
- Aptalca bir şey yapmayacağına dair bana söz ver.
- People left a lot of stupid comments on your blog today.
- İnsanlar bugün blogunuza bir sürü aptalca yorum bıraktı.
- I spend too much time doing stupid things.
- Aptalca şeyler yaparak çok fazla zaman geçiriyorum.
- Love is stupid.
- Aşk aptalca.
- I hope you don't say something stupid.
- Umarım aptalca bir şey söylemezsin.
- These rules are stupid.
- Bu kurallar aptalca.
- It was a very stupid decision.
- Bu çok aptalca bir karardı.
- I told you it was a stupid plan.
- Sana bunun aptalca bir plan olduğunu söylemiştim.
- That hat looks kind of stupid.
- Bu şapka biraz aptalca görünüyor.
- It wasn't a stupid idea.
- Aptalca bir fikir değildi.
- Why is Tom acting so stupid?
- Neden Tom çok aptalca davranıyor?
- I think that's a really stupid idea.
- Bence bu gerçekten aptalca bir fikir.
- What Tom did was pretty stupid.
- Tom'un yaptığı çok aptalcaydı.
- Tom probably wouldn't do something that stupid.
- Tom muhtemelen o kadar aptalca bir şey yapmazdı.
- Don't do anything stupid.
- Aptalca bir şey yapmayın.
- I know I've been very stupid.
- Çok aptalca davrandığımı biliyorum.
- I think what you're doing is stupid.
- Sanırım yapmakta olduğunuz şey aptalca.
- What you did was very dangerous and very stupid.
- Yaptığın çok tehlikeli ve çok aptalca.
- Why did you do something stupid like that?
- Neden böyle aptalca bir şey yaptın?
- There are no stupid questions, only stupid answers.
- Aptalca sorular yoktur, sadece aptalca cevaplar vardır.
- I thought what Tom said was stupid.
- Tom'un söylediklerinin aptalca olduğunu düşünmüştüm.
- I've made a lot of stupid mistakes in my life.
- Hayatımda bir sürü aptalca hata yaptım.
- I did some stupid things.
- Bazı aptalca şeyler yaptım.
- It's just a stupid rumor.
- Bu sadece aptalca bir söylenti.
- Tom is always asking stupid questions.
- Tom her zaman aptalca sorular soruyor.
- I told you it was stupid.
- Aptalca olduğunu söyledim.
- Tom is worried that Mary might do something stupid.
- Tom, Mary'nin aptalca bir şey yapabileceğinden endişeleniyor.
- It's your own stupid fault.
- Bu senin kendi aptalca hatan.
- It was a stupid mistake.
- Bu aptalca bir hataydı.
- We had a stupid fight.
- Aptalca bir kavga ettik.
- That was a pretty stupid thing to do.
- Yapılan çok aptalca bir şeydi.
- If you do something that stupid, you'll be laughed at.
- Bu kadar aptalca bir şey yaparsan sana gülerler.
- That doesn't sound stupid to me.
- Bu bana aptalca gelmiyor.
- Only your stupid remarks are right.
- Sadece sizin aptalca yorumlarınız doğrudur.
- Tom has done something terribly stupid!
- Tom fena halde aptalca bir şey yaptı!
- Tom did something stupid.
- Tom aptalca bir şey yaptı.
Show More (628)
|
