Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Sinónimo
Sobre nosotros
Herramientas
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Sobre nosotros
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Alemán - Inglés
Historia
body
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Significados de
"body"
en diccionario turco inglés : 132 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
Common Usage
1
Common Usage
body
n.
ceset
2
Common Usage
body
n.
gövde
3
Common Usage
body
n.
vücut
4
Common Usage
body
n.
beden
General
5
General
body
n.
zümre
6
General
body
n.
kitle
7
General
body
n.
bölük
8
General
body
n.
ten
9
General
body
n.
topluluk
10
General
body
n.
naaş
11
General
body
n.
hacim
12
General
body
n.
cüsse
13
General
body
n.
yığın
14
General
body
n.
yoğunluk
15
General
body
n.
miktar
16
General
body
n.
karoser
17
General
body
n.
büyük kısım
18
General
body
n.
endam
19
General
body
n.
grup
20
General
body
n.
kuruluş
21
General
body
n.
üst
22
General
body
n.
camia
23
General
body
n.
birlik
24
General
body
n.
kütle
25
General
body
n.
vücut
26
General
body
n.
esas
27
General
body
n.
madde
28
General
body
n.
kurul
29
General
body
n.
cisim
30
General
body
n.
insan
31
General
body
n.
birey
32
General
body
n.
malzeme bütünü
33
General
body
n.
bilgi bütünü
34
General
body
n.
malzeme miktarı
35
General
body
n.
bilgi miktarı
36
General
body
n.
kıvam
37
General
body
n.
(saç) dolgunluk
38
General
body
n.
bütün
39
General
body
n.
bir şeyin vücut bulmuş hali
40
General
body
n.
duyularla algılanabilen şey
41
General
body
n.
uzayda yer kaplayan şey
42
General
body
v.
gövde ile donatmak
43
General
body
adj.
vücuda ait
44
General
body
adj.
vücutsal
45
General
body
adj.
metnin ana gövdesine ait
Trade/Economic
46
Trade/Economic
body
n.
beden
47
Trade/Economic
body
n.
gerçek ya da tüzel kişi
48
Trade/Economic
body
n.
heyet
49
Trade/Economic
body
n.
kurul
50
Trade/Economic
body
n.
kurum
51
Trade/Economic
body
n.
örgüt
Law
52
Law
body
n.
davacının ifadesi
Politics
53
Politics
body
n.
birim
54
Politics
body
n.
kurum
55
Politics
body
n.
organ
Technical
56
Technical
body
n.
ana blok
57
Technical
body
n.
cisim
58
Technical
body
n.
esas kısım
59
Technical
body
n.
gövde
60
Technical
body
n.
şişe gövdesi
61
Technical
body
n.
vücut
62
Technical
body
n.
seramik eşyanın ana malzemesi
63
Technical
body
n.
konteyner ana gövdesi
64
Technical
body
n.
metal kutunun yan duvarlarını oluşturan bölüm
65
Technical
body
n.
merminin ana kovanı
66
Technical
body
n.
mermi kovanı gövdesi
67
Technical
body
n.
kil
68
Technical
body
n.
kil eşya yapımında kille karıştırılan madde
69
Technical
body
v.
güçlendirmek
70
Technical
body
v.
(yağ) kalınlaştırmak
Computer
71
Computer
body
n.
altprogramın kodu
Textile
72
Textile
body
n.
beden
73
Textile
body
n.
(kumaş) madde
74
Textile
body
n.
(kumaş) sıkılık
75
Textile
body
n.
(kadın kıyafeti) badi
76
Textile
body
n.
elbisenin üst kısmı
Architecture
77
Architecture
body
n.
kilise nefi
Lighting
78
Lighting
body
n.
bağlantı fişinin lamba duyuna takılan bölümü
79
Lighting
body
n.
lamba duyunun kontakları içeren bölümü
80
Lighting
body
n.
lamba duyu ve dış kabuğu
81
Lighting
body
n.
esnek bir kablo konektörüne bağlantı kapak başlığının takıldığı yer
Dyeing
82
Dyeing
body
n.
boyada bulunan pigment
83
Dyeing
body
n.
boyaya eklenen pigment
84
Dyeing
body
n.
(boya) yüzeyi kapatma opaklığı
85
Dyeing
body
n.
(boya) gözle görülür viskozite
Automotive
86
Automotive
body
n.
gövde
87
Automotive
body
n.
karkas
88
Automotive
body
n.
yoğunluk
89
Automotive
body
n.
araç kasası
90
Automotive
body
n.
araç gövdesi
91
Automotive
body
v.
araç kasası inşa etmek
92
Automotive
body
v.
araç gövdesi inşa etmek
Transportation
93
Transportation
body
n.
aracın yolcu ve yük taşıyan bölümü
Medical
94
Medical
body
n.
vücut
Anatomy
95
Anatomy
body
n.
organın en büyük veya temel bölümü
96
Anatomy
body
n.
korpus
Gastronomy
97
Gastronomy
body
n.
gövde şarabın ağızda bıraktığı ağırlık
98
Gastronomy
body
n.
(içecek) aroma zenginliği
Geometry
99
Geometry
body
n.
iç kısmı olan üç boyutlu bölge
Chemistry
100
Chemistry
body
n.
beden
Biology
101
Biology
body
n.
vücut
Biochemistry
102
Biochemistry
body
n.
özdek
Marine Biology
103
Marine Biology
body
n.
yin
Astronomy
104
Astronomy
body
n.
eski astronomide yedi gezegenden biri
105
Astronomy
body
n.
eski astronomide yedi gezegene karşılık gelen yedi metalden biri
Tobacco
106
Tobacco
body
n.
bir tütün yaprağının kalınlığı yoğunluğu veya birim alana düşen ağırlığı
Literature
107
Literature
body
n.
(kitap, belge) ana metin
108
Literature
body
n.
metin gövdesi
Religious
109
Religious
body
n.
(ekmek şarap ayininde) hazreti isa'nın vücudunu temsil ettiği düşünülen ekmek
110
Religious
body
n.
ölülerin dirilmesinden sonra insanların aldığına inanılan şekil
Geography
111
Geography
body
n.
su kütlesi
112
Geography
body
n.
toprak parçası
Geology
113
Geology
body
n.
cevher kütlesi
Military
114
Military
body
n.
tahkimatın ana bölümü
Hunting
115
Hunting
body
n.
bileşik silahın iç silindiri
116
Hunting
body
n.
deliğin etrafındaki silindirik metal parçası
Sport
117
Sport
body
n.
beden
118
Sport
body
n.
vücut
Basketball
119
Basketball
body
v.
rakibi vücuduyla sıkıştırarak savunma yapmak
120
Basketball
body
v.
vücudunu kullanarak rakibin yönünü değiştirmek
Card
121
Card
body
n.
briç elinde yüksek kartların yanı sıra ara kartlardaki güçlülük
Music
122
Music
body
n.
müzik aletinin ses vermesini sağlayan içi boş gövdesi
123
Music
body
n.
(ton) tokluk
124
Music
body
n.
rezonans
Painting
125
Painting
body
n.
(suluboya) pigmentleri opaklaştırmak için karıştırılan beyaz dolgu
126
Painting
body
n.
(suluboya) dolgu
Printery
127
Printery
body
n.
matbaa harfi gövdesi
128
Printery
body
n.
(matbaa harfi boyutu) önden arkaya kadarki mesafe
129
Printery
body
n.
baskı bloğunun baskı yüzeyinin altındaki bölümü
130
Printery
body
n.
baskı bloğunun üstten alta ölçümü
Archaic
131
Archaic
body
n.
damıtma kabı
132
Archaic
body
n.
imbikle birlikte kullanılan damıtma kabı
Significados de
"body"
con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
Common Usage
1
Common Usage
dead body
n.
ceset
General
2
General
body hairs
n.
vücut tüyleri
3
General
body fluid
n.
suyuk
4
General
body weight
n.
vücut ağırlığı
5
General
mind and body
n.
akıl ve beden
6
General
body shop
n.
karoseri
7
General
female body
n.
kadın vücudu
8
General
heavenly body
n.
gökcismi
9
General
governing body
n.
yönetim kurulu
10
General
body temperature
n.
vücut sıcaklığı
11
General
live body
n.
yaşayan vücut
12
General
human body
n.
insan vücudu
13
General
body of rules
n.
kurallar bütünü
14
General
body code
n.
vücudun şifresi
15
General
tipping body
n.
damper
16
General
body of water
n.
su kaynağı
17
General
water body
n.
su bünyesi
18
General
celestial body
n.
gök cismi
19
General
psammoma body
n.
psammom cisimciği
20
General
black body
n.
kara gövde
21
General
body signals
n.
beden işaretleri
22
General
body search
n.
üst arama
23
General
heavenly body
n.
gök cismi
24
General
body wall
n.
vücut duvarı
25
General
social body
n.
kütle
26
General
adult female body
n.
erişkin kadın vücudu
27
General
body politic
n.
siyasi topluluk
28
General
car body
n.
otomobil karoseri
29
General
body fluids
n.
beden sıvıları
30
General
the body of current law
n.
mevzuat
31
General
body signals
n.
beden dili
32
General
ciliary body
n.
siliyer cisim
33
General
conformity assessment body
n.
uygunluk değerlendirme kuruluşu
34
General
body building
n.
vücut geliştirme
35
General
body politic
n.
devlet oluşturan halk kitlesi
36
General
vitreous body
n.
vitreus
37
General
adult body
n.
erişkin kişi
38
General
body politic
n.
organize olmuş toplum
39
General
body guard
n.
koruma
40
General
body clock
n.
bir bireyin belirli bir eylemi yapması için gereken süre
41
General
astral body
n.
ruh
42
General
many body effect
n.
çok kütleli etki
43
General
body code
n.
vücut şifresi
44
General
body lotion
n.
vücut losyonu
45
General
human body
n.
insan bedeni
46
General
status of a body
n.
bir organın statüsü
47
General
body language
n.
beden işaretleri
48
General
adult male body
n.
erişkin erkek vücudu
49
General
body of water
n.
su bünyesi
50
General
car body
n.
oto gövdesi
51
General
male body
n.
erkek vücudu
52
General
habit of body
n.
bünye
53
General
body of water
n.
cazibe
54
General
public body
n.
kamu kurumu
55
General
celestial body
n.
gökcismi
56
General
body bag
n.
ceset taşımaya özgü fermuarlı torba
57
General
habit of body
n.
yapı
58
General
human body in literature
n.
edebiyatta insan bedeni
59
General
body search
n.
arama tarama
60
General
body sociology
n.
beden sosyolojisi
61
General
body size
n.
vücut ölçüsü
62
General
dump body
n.
damper
63
General
public body
n.
devlet kuruluşu
64
General
administrative body
n.
yönetim kurulu
65
General
accreditation body
n.
akreditasyon kuruluşu
66
General
water body
n.
su kaynağı
67
General
a body of information
n.
bir miktar bilgi
68
General
liquid body substance
n.
vücut sıvısı
69
General
streamlined body
n.
aerodinamik karoser
70
General
body bag
n.
ceset torbası
71
General
man's body
n.
erkek vücudu
72
General
water body
n.
bölüm
73
General
body length
n.
vücut uzunluğu
74
General
car body firm
n.
otomobil karoser firması
75
General
the body
n.
nefis
76
General
body language
n.
beden dili
77
General
white body
n.
beyaz cisim
78
General
body build
n.
vücut yapısı
79
General
body servant
n.
uşak
80
General
ritual ablution of the whole body
n.
gusül
81
General
a large body of water
n.
derya
82
General
advisory body
n.
danışma konseyi
83
General
water body
n.
su birikintisi
84
General
water body
n.
su kütlesi
85
General
constituent body
n.
seçmenler
86
General
ritual ablution of the whole body
n.
gusül abdesti
87
General
body suit
n.
giysi
88
General
body parts
n.
vücut bölümleri/kısımları
89
General
authorized body
n.
yetkilendirilmiş kurum
90
General
authorised body
n.
yetkilendirilmiş kurum
91
General
authorised body
n.
yetkili kurum
92
General
authorized body
n.
yetkili kurum
93
General
one's whole body
n.
bütün vücudu
94
General
vitreous body
n.
camsı cisim
95
General
outer body
n.
dış gövde
96
General
certifying body
n.
onaylayan kuruluş
97
General
dispenser body
n.
sabunluk gövdesi
98
General
managing body
n.
yönetim organı
99
General
body care
n.
vücut bakımı
100
General
local administration body
n.
mahalli idare bölümü
101
General
government body
n.
devlet organı
102
General
governmental body
n.
hükümet organı
103
General
authorised body
n.
yetkili organ
104
General
body search
n.
ceplerinin içine kadar yapılan arama
105
General
body burden
n.
vücut yükü
106
General
body activities
n.
vücut faaliyetleri
107
General
body structure
n.
vücut yapısı
108
General
body clock
n.
vücudun hareketleri ayarlayan doğal mekanizması
109
General
body waste
n.
vücut dışkısı
110
General
body-builder
n.
vücutçu
111
General
body-blow
n.
vücuda vurulan sert yumruk
112
General
body-building
n.
vücut şekillendirme
113
General
body-blow
n.
ciddi yenilgi
114
General
body-building
n.
vücut geliştirme
115
General
body language
n.
lisan-i hal
116
General
body signals
n.
lisan-i hal
117
General
full-length body shot
n.
boy fotoğrafı
118
General
whole-body exposure
n.
bütün vucut maruz kalması
119
General
human body temperature
n.
insan vücudu sıcaklığı
120
General
lean body weight
n.
yağsız vücut ağırlığı
121
General
aquatic body
n.
su gövde
122
General
body odor
n.
(pis) vücut kokusu
123
General
body odour
n.
(pis) vücut kokusu
124
General
body and belongings search
n.
üst ve eşya araması
125
General
deliberate injury to one's own body
n.
kendi kendini sakatlama
126
General
body mind harmony
n.
beden-zihin ahengi
127
General
body mind harmony
n.
vücut-kafa uyumu
128
General
body resistance
n.
vücut direnci
129
General
body immunity
n.
vücut direnci
130
General
body water
n.
vücut suyu
131
General
body lines
n.
vücut hatları
132
General
body temperature
n.
vücut ısısı
133
General
body search
n.
üst araması
134
General
body sizes
n.
vücut ölçüleri
135
General
body balance
n.
vücut dengesi
136
General
beheaded body
n.
kafası kesik ceset
137
General
inanimate body
n.
cansız beden
138
General
problem areas in the body
n.
vücuttaki sorunlu bölgeler
139
General
headless body
n.
kafası kesilmiş ceset
140
General
headless body
n.
başsız ceset
141
General
headless body
n.
kafası kesik ceset
142
General
body colour
n.
ten rengi
143
General
body suit
n.
sımsıkı elbise
144
General
upper body
n.
üst gövde
145
General
whole body
n.
bütün vücut
146
General
entire body
n.
bütün vücut
147
General
entire body
n.
vücudun tamamı
148
General
entire body
n.
tüm vücut
149
General
whole body
n.
vücudun tamamı
150
General
whole body
n.
vücudun bütünü
151
General
whole body
n.
tüm vücut
152
General
entire body
n.
vücudun bütünü
153
General
burning of dead body
n.
cesedin yakılması
154
General
burning a dead body
n.
cesedin yakılması
155
General
incineration of a dead body
n.
cesedin yakılması
156
General
body snatcher
n.
mezar soyguncusu
157
General
body snatcher
n.
mezarlıktan ceset çalan kimse
158
General
body snatcher
n.
mezar hırsızı
159
General
body snatcher
n.
ceset hırsızı
160
General
body cream
n.
vücut kremi
161
General
the body of christ
n.
mesih'in bedeni
162
General
the body of christ
n.
isa'nın bedeni
163
General
dead body
n.
cansız beden
164
General
part of the body
n.
vücudun kısmı/bölümü
165
General
right side of the body
n.
vücudun sağ kısmı/bölümü
166
General
left side of the body
n.
vücudun sol kısmı/bölümü
167
General
official body
n.
resmi kuruluş
168
General
body odor
n.
kötü vücut kokusu
169
General
body odour
n.
(kötü) vücut/beden kokusu
170
General
body odor
n.
(kötü) vücut/beden kokusu
171
General
body odour
n.
kötü vücut kokusu
172
General
body shop
n.
tamirhane
173
General
auto body shop
n.
araba tamirhanesi
174
General
introduction-body-conclusion paragraphs
n.
giriş-gelişme-sonuç paragrafları
175
General
luminous body
n.
parlayan nesne
176
General
body fat
n.
vücuttaki yağ
177
General
body shop
n.
kaportacı
178
General
body builder
n.
karoser yapımcısı
179
General
body odor
n.
vücut kokusu
180
General
body odour
n.
vücut kokusu
181
General
body maker
n.
karoser yapımcısı
182
General
mind-body medicine
n.
akıl vücut tıbbı
183
General
body scrub
n.
vücuttaki (vücut için) ölü deriyi kaldırma kremi
184
General
foreign body
n.
yabancı madde
185
General
body armor
n.
(savaşlarda giyilen) zırh
186
General
body armour
n.
(savaşlarda giyilen) zırh
187
General
body armor
n.
savaş zırhı
188
General
body armour
n.
savaş zırhı
189
General
body size
n.
vücut büyüklüğü
190
General
stainless steel body
n.
paslanmaz çelik gövde
191
General
well-built body
n.
kaslı/yapılı vücut
192
General
muscular body
n.
kaslı vücut
193
General
perfect body
n.
mükemmel vücut
194
General
moisture rich body lotion
n.
yüksek nemlendiricili vücut losyonu
195
General
moisture rich body lotion
n.
yoğun nemlendiricili vücut losyonu
196
General
body intelligence
n.
beden zekası
197
General
after body
n.
öncesi ve sonrası hali
198
General
body wash
n.
duş jeli
199
General
free body waxing
n.
ücretsiz ağda
200
General
our body
n.
vücudumuz
201
General
body of work
n.
bir kişinin eserlerinin bütünü
202
General
body of work
n.
bir kişinin çalışmalarının bütünü
203
General
body pillow
n.
hamile destek yastığı
204
General
body pillow
n.
destek yastığı
205
General
body pillow
n.
uyku destek yastığı
206
General
body parts of animals
n.
hayvanların bölümleri
207
General
body parts of animals
n.
hayvanların vücut bölümleri
208
General
body shape
n.
vücut biçimi/şekli
209
General
body art
n.
vücut sanatı
210
General
union of mind and body
n.
akıl ve beden birlikteliği
211
General
body emulsion
n.
vücut emülsiyonu
212
General
body health
n.
beden sağlığı
213
General
body health
n.
vücut sağlığı
214
General
health of the body
n.
beden sağlığı
215
General
health of the body
n.
vücut sağlığı
216
General
body aches
n.
vücut ağrıları
217
General
body care product
n.
vücut bakım ürünü
218
General
body scanner
n.
vücut tarayıcı
219
General
mortal body
n.
ölümlü beden
220
General
lifeless body
n.
cansız beden
221
General
microscope body
n.
mikroskop gövdesi
222
General
body firming
n.
vücut sıkılaştırma
223
General
body paragraph
n.
esas paragraf
224
General
sportive body
n.
sportif vücut
225
General
dead body bather
n.
gassal
226
General
hairy body
n.
tüylü vücut
227
General
hairy body
n.
kıllı vücut
228
General
body worn video camera
n.
giysiye takılı video
229
General
body worn video camera
n.
giysiye takılı video kamerası
230
General
body composition
n.
vücut yapısı
231
General
body building exercises
n.
vücut geliştirme egzersizleri
232
General
body positivity movement
n.
beden olumlama hareketi
233
General
parts of our body
n.
vücudumuzun bölümleri
234
General
body heat
n.
vücut ısısı
235
General
body heat
n.
vücut sıcaklığı
236
General
body shot
n.
boy fotoğrafı
237
General
full body shot
n.
boy fotoğrafı
238
General
administrative body
n.
idari birim
239
General
adult body
n.
yetişkin vücudu
240
General
adult female body
n.
kadın vücudu
241
General
adult male body
n.
erkek vücudu
242
General
adult body
n.
erişkin beden
243
General
body snatcher
n.
nebbaş
244
General
no body
n.
hiçbir ceset
245
General
no body
n.
hiçbir
246
General
no body
n.
hiçbir grup
247
General
any body
n.
herhangi bir grup
248
General
body dissatisfaction
n.
beden memnuniyetsizliği
249
General
body dissatisfaction
n.
beden hoşnutsuzluğu
250
General
estraterrestrial body
n.
dünya dışı cisim
251
General
material body
n.
insan bedeni
252
General
juvenile body
n.
genç insan vücudu
253
General
woman's body
n.
yetişkin kadın vücudu
254
General
body [obsolete]
n.
zıbın
255
General
body bunker
n.
kurşun geçirmez kalkan
256
General
body shield
n.
kurşun geçirmez kalkan
257
General
body cloth
n.
at örtüsü
258
General
body clothes
n.
vücut örtüsü
259
General
body clothes
n.
iç çamaşırı
260
General
body clothes
n.
at örtüsü
261
General
body coat
n.
frak
262
General
body covering
n.
vücut örtüsü
263
General
body modification
n.
vücut modifikasyonu
264
General
body of a map
n.
haritada çizgiler içinde yer alan bölüm
265
General
body of a chart
n.
grafikte çizgiler içinde yer alan bölüm
266
General
body piercing
n.
(takı amaçlı) vücut delme
267
General
body shirt
n.
(kadın giysisi) zıbın
268
General
body shirt
n.
vücuda yapışan gömlek
269
General
body shirt
n.
vücuda yapışan bluz
270
General
body stocking
n.
(kıyafet) badi
271
General
body substance
n.
vücut maddesi
272
General
body suit
n.
bale mayosu
273
General
body suit
n.
jimnastik mayosu
274
General
body swerve [scotland]
n.
(nahoş bir durumdan) kaçınma
275
General
body type
n.
vücut tipi
276
General
body warmer
n.
yelek
277
General
body wave
n.
düz veya hafif dalgalı kalıcı saç fönü
278
General
body wrap
n.
(bakım amaçlı) vücut sargılama
279
General
body wrap
n.
vücut sargılama malzemeleri
280
General
body-build
n.
insan vücudu yapısı
281
General
body-con
n.
vücuda yapışan kıyafet
282
General
body-mind
n.
bir bütün olarak insan
283
General
body shaper
n.
korse
284
General
negative body image
n.
olumsuz beden algısı
285
General
diurnal motion of a heavenly body
n.
gök cisminin günlük hareketi
286
General
physical body
n.
fiziksel vücut
287
General
physical body
n.
insan vücudu
288
General
body mist
n.
vücut spreyi
289
General
solid body substance
n.
vücudun katı bölümleri
290
General
solid body substance
n.
vücudun sert bölümleri
291
General
bodycam (body camera)
n.
giysiye takılı kamera
292
General
body forth
v.
şekil vermek
293
General
give a body to
v.
şekil vermek
294
General
claim the body
v.
cesede sahip çıkmak
295
General
body forth
v.
temsil etmek
296
General
strip the skin from (a body or carcass)
v.
deri yüzmek
297
General
jar every bone in somebody's body
v.
iliklerine kadar işlemek
298
General
break every bone in somebody's body
v.
birinin bütün kemiklerini kırmak
299
General
body-build
v.
vücut çalışmak
300
General
give ghusl to the dead body
v.
ölüye gusül abdesti aldırmak
301
General
get rid of body fat
v.
vücuttaki yağlardan kurtulmak
302
General
find the body/dead body
v.
cesedi bulmak
303
General
get rid of the body
v.
cesetten kurtulmak
304
General
burn a dead body
v.
ölü yakmak
305
General
burn a dead body
v.
ceset yakmak
306
General
find a dead body
v.
ceset bulmak
307
General
do a preliminary autopsy on the body
v.
cesede ön otopsi yapmak
308
General
do a preliminary autopsy on the body
v.
cesedin ön otopsisini yapmak
309
General
pull a body out of the water
v.
sudan ceset çıkarmak
310
General
be burned over 30 % of one’s body
v.
vücudunun %30'u yanmak
311
General
sign the death certificate without seeing the body
v.
ölüm belgesini cesedi görmeden imzalamak
312
General
find one's dead body
v.
birinin cesedini bulmak
313
General
one’s dead body (to be) found
v.
cesedi bulunmak
314
General
see a dead body
v.
bir ceset görmek
315
General
examine the body for evidence
v.
delil için ceset üzerinde araştırma yapmak
316
General
examine the body for evidence
v.
kanıt için bu cesedi incelemek
317
General
see someone in a body bag
v.
birini ceset torbasında görmek
318
General
find a woman's body
v.
bir kadın cesedi bulmak
319
General
give someone's body a thorough examination
v.
birini baştan aşağıya muayene etmek
320
General
remove from/out of the body
v.
vücuttan atmak
321
General
sweat something out of the body
v.
(ter yoluyla) vücuttan atmak
322
General
drive out of the body
v.
vücuttan atmak
323
General
eliminate from the body
v.
vücuttan atmak
324
General
give someone body waxing
v.
birine ağda yapmak
325
General
take over someone's body
v.
bedenini ele geçirmek
326
General
body (forth)
v.
hayali bir şeye vücut vermek
327
General
body (forth)
v.
temsil etmek
328
General
body (forth)
v.
sembolize etmek
329
General
body-search
v.
vücut araması yapmak
330
General
having a strong body
adj.
yapılı
331
General
with a tipping body
adj.
damperli
332
General
free from a corporeal body
adj.
bedenden ayrılmış
333
General
body-con
adj.
vücuda yapışan tarzda
334
General
mind-body
adj.
kişinin bedensel sağlığı ve ruhsal durumu arasındaki karşılıklı ilişkiye ait
335
General
mind-body
adj.
kişinin bedensel sağlığı ve ruhsal durumu arasındaki karşılıklı ilişkiyi içeren
336
General
mind-body
adj.
kişinin bedensel sağlığı ve ruhsal durumu arasındaki karşılıklı ilişkiden kaynaklanan
337
General
out-of-body
adj.
kendini dışarıdan algılamaya ait veya ilgili
338
General
in a body
adv.
birlikte
339
General
body and soul
adv.
bütün varlığıyla
340
General
in a body
adv.
yek vücut
341
General
in a body
adv.
birlikte birleşmiş
342
General
in a body
adv.
birleşik
343
General
in a body
adv.
birleşmiş
344
General
body and soul
adv.
canla başla
345
General
in a body
adv.
hep beraber
346
General
in a body
adv.
tek vücut olarak
347
General
in a body
adv.
hep birlikte
348
General
august body
interj.
yüce/sayın kurul
349
General
bw (body weight)
abrev.
vücut ağırlığı
Phrasals
350
Phrasals
body forth
v.
zihinsel olarak şekil vermek
351
Phrasals
poke (one) in (some body part)
v.
dürtmek
352
Phrasals
poke (one) in (some body part)
v.
(bir yerini) çıkarmak
353
Phrasals
poke (one) in (some body part)
v.
(birisini bir yerine) bir şey sokmak/bir şey batırmak
Phrases
354
Phrases
growing body of evidence
n.
giderek artan kanıtlar
355
Phrases
in body and mind
adv.
bedensel ve ruhsal olarak
356
Phrases
the spirit is willing, but the body is weak
expr.
yapmak istiyorum ama hep sözde kalıyor
357
Phrases
the spirit is willing, but one's body is weak
expr.
yapmak istiyorum ama hep sözde kalıyor
358
Phrases
within the body of
expr.
bünyesinde
359
Phrases
in our body
expr.
bünyemizde
360
Phrases
a leading body of
expr.
önde gelen topluluk/kişiler
361
Phrases
a growing body of
expr.
sayısı artan
362
Phrases
in one body
expr.
topyekun
Proverb
363
Proverb
diseases of the soul are more dangerous than those of the body
v.
ruh hastalıkları bedensel hastalıklardan daha tehlikelidir
364
Proverb
diseases of the soul are more dangerous than those of the body
v.
ruhsal rahatsızlıklar bedensel rahatsızlıklardan daha acı vericidir
365
Proverb
diseases of the soul are more dangerous than those of the body
v.
ruhsal rahatsızlıklar bedensel rahatsızlıklardan daha zordur
366
Proverb
diseases of the soul are more dangerous than those of the body
v.
ruhsal acı bedensel acıdan daha zordur/tehlikelidir
367
Proverb
a healthy mind in a healthy body
sağlam kafa sağlam vücutta bulunur
368
Proverb
the spirit is willing, but the body is weak
istek var ama derman yok
369
Proverb
the spirit is willing, but one's body is weak
istek var ama derman yok
Colloquial
370
Colloquial
bo (body odor)
n.
vücut kokusu
371
Colloquial
body count
n.
kişi sayısı
372
Colloquial
body count
n.
bir etkinliğe katılan kişi sayısı
373
Colloquial
body count
n.
zayiat
374
Colloquial
body english
n.
beden ingilizcesi
375
Colloquial
body english
n.
beden lisanı
376
Colloquial
body english
n.
bir kişinin duyguların ifade eden beden hareketleri
377
Colloquial
body shake
n.
silah ya da yasadışı maddeleri aramak için yapılan üst araması
378
Colloquial
body shake
n.
beden çalkalama
379
Colloquial
body shake
n.
beden sallama
380
Colloquial
body shaming
n.
bedensel görünüşüyle dalga geçme/eleştirme/aşağılama
381
Colloquial
body shaming
n.
kişinin bedeninden utanmasına neden olma
382
Colloquial
dad body
n.
baba vücudu
383
Colloquial
a sound mind in a sound body
n.
sağlam kafa sağlam vücutta bulunur
384
Colloquial
body shopping
n.
maaşların düşük olduğu başka bir ülkeden iş gücü satın alma
385
Colloquial
body shame
v.
bedensel görünüşüyle dalga geçmek/eleştirmek
386
Colloquial
body shame
v.
kişinin bedeninden utanmasına neden olmak
387
Colloquial
body-surf
v.
konser gibi bir kalabalıkta havada elden ele dolaşmak
388
Colloquial
body posi
adj.
beden pozitif
389
Colloquial
body posi
adj.
bedeni olumlayıcı
390
Colloquial
body positive
adj.
beden pozitif
391
Colloquial
body positive
adj.
bedeni olumlayıcı
392
Colloquial
in a body
expr.
hep beraber
393
Colloquial
in a body
expr.
hep birlikte
394
Colloquial
being of sound mind and body
expr.
ruh ve beden sağlığı yerinde
395
Colloquial
omdb (over my dead body)
expr.
cesedimi çiğnemen lazım
Idioms
396
Idioms
the body beautiful
n.
ideal beden/vücut güzelliği
397
Idioms
the body beautiful
n.
dış güzellik
398
Idioms
the body beautiful
n.
fiziksel güzellik
399
Idioms
the body beautiful
n.
ideal güzellik
400
Idioms
the body beautiful
n.
beden/vücut güzelliği
401
Idioms
the body beautiful
n.
ideal beden/vücut ölçüleri
402
Idioms
just enough to keep body and soul together
n.
bir lokma bir hırka
403
Idioms
a body blow
n.
ciddi/kötü bir darbe
404
Idioms
warm body
n.
herhangi biri
405
Idioms
body english
n.
hareket halindeki bir şeye müdahale etmek için kullanılan istemsiz/bilinçsiz beden hareketleri
406
Idioms
body English
n.
vücut dili
407
Idioms
body English
n.
vücut hareketleri
408
Idioms
beach body
n.
plaj fiziği
409
Idioms
beach body
n.
mayo giyildiğinde iyi duran fit vücut
410
Idioms
beach body
n.
formda vücut
411
Idioms
beach body
n.
bikini vücudu
412
Idioms
body shaming
n.
kilolarıyla dalga geçme
413
Idioms
body shaming
n.
kilolarından utandırma
414
Idioms
body shaming
n.
fiziksel görünüşüyle dalga geçme
415
Idioms
arrive (some place) in a body
v.
toplu halde/beraberce gelmek
416
Idioms
arrive (some place) in a body
v.
grup halinde varmak
417
Idioms
arrive (some place) in a body
v.
hep birlikte varmak/ulaşmak/gelmek
418
Idioms
move (one's) body
v.
dans etmek
419
Idioms
move (one's) body
v.
oynamak
420
Idioms
move (one's) body
v.
kımıldamak
421
Idioms
move (one's) body
v.
sallamak
422
Idioms
move (one's) body
v.
kıvırmak
423
Idioms
reach (some place) in a body
v.
grup halinde varmak
424
Idioms
reach (some place) in a body
v.
hep birlikte varmak/ulaşmak/gelmek
425
Idioms
reach (some place) in a body
v.
topluca varmak
426
Idioms
sell (one's) body
v.
(para karşılığında seks için) bedenini satmak
427
Idioms
take the body
v.
hokey gibi oyuncuların birbiriyle temas ettikleri oyunlarda fiziki darbeyle başa çıkmak ya da başa çıkmaya çalışmak
428
Idioms
take the body
v.
darbeyi savuşturmak
429
Idioms
take the body
v.
darbeden sıyrılmak
430
Idioms
take the body
v.
sert oynamak
431
Idioms
take the body
v.
kıran kırana bir oyun sergilemek
432
Idioms
travel in a body
v.
grup halinde gitmek
433
Idioms
travel in a body
v.
hep birlikte varmak/ulaşmak/gelmek
434
Idioms
travel in a body
v.
topluca gitmek
435
Idioms
not have a shy bone in one's body
v.
ar damarı çatlamak
436
Idioms
leave in a body
v.
bir bütün halinde ayrılmak
437
Idioms
go in a body
v.
bir bütün halinde gitmek
438
Idioms
keep body and soul together
v.
biraz güçlükle yaşamını sürdürmek
439
Idioms
not to have a bad bone in one's body
v.
çok iyi niyetli olmak
440
Idioms
keep body and soul together
v.
geçinmek
441
Idioms
keep body and soul together
v.
hayatta kalmak
442
Idioms
keep body and soul together
v.
kıt kanaat geçinmek
443
Idioms
keep body and soul together
v.
kıtakıt yaşamak
444
Idioms
leave in a body
v.
toplu halde ayrılmak
445
Idioms
go in a body
v.
toplu halde gitmek
446
Idioms
keep body and soul together
v.
yiyecek parası kazanmak
447
Idioms
put weight on some part of the body
v.
vücudun bir bölgesine (vücudun) ağırlığını vermek/o bölgenin üzerinde durmak
448
Idioms
keep body and soul together
v.
zorluklara göğüs germek
449
Idioms
body shame
v.
kilolarıyla dalga geçmek
450
Idioms
body shame
v.
kilolarından utandırmak
451
Idioms
body shame
v.
fiziksel görünüşüyle dalga geçmek
452
Idioms
come in a body
v.
tek vücut halinde bir yere gelmek/hareket etmek
453
Idioms
come in a body
v.
birlikte hareket etmek
454
Idioms
come in a body
v.
toplanıp grupça bir yere gelmek
455
Idioms
come in a body
v.
hep birlikte gelmek
456
Idioms
come in a body
v.
grup halinde gelmek/hareket etmek
457
Idioms
come in a body
v.
grupça gelmek/hareket etmek
458
Idioms
not have a (kind of) bone in (one's) body
v.
(birinde bir özellikten) eser olmamak
459
Idioms
not have a (kind of) bone in (one's) body
v.
(birinde bir özelliğin) zerresi olmamak
460
Idioms
not have a (kind of) bone in (one's) body
v.
(birinde) en ufak (bir özellik) olmamak
461
Idioms
not have a (kind of) bone in (one's) body
v.
(birinde bir özellik) hiç olmamak
462
Idioms
not have a (kind of) bone in (one's) body
v.
(birinin) kumaşında (bir özellik) olmamak
463
Idioms
not have a (some kind of) bone in (one's) body
v.
(birinde bir özellikten) eser olmamak
464
Idioms
not have a (some kind of) bone in (one's) body
v.
(birinde bir özelliğin) zerresi olmamak
465
Idioms
not have a (some kind of) bone in (one's) body
v.
(birinde) en ufak (bir özellik) olmamak
466
Idioms
not have a (some kind of) bone in (one's) body
v.
(birinde bir özellik) hiç olmamak
467
Idioms
not have a (some kind of) bone in (one's) body
v.
(birinin) kumaşında (bir özellik) olmamak
468
Idioms
not have a...bone in your body
v.
içinde …'dan eser olmamak
469
Idioms
not have a...bone in your body
v.
içinde …'nın zerresi olmamak
470
Idioms
not have a...bone in your body
v.
içinde en ufak bir … olmamak
471
Idioms
not have a...bone in your body
v.
içinde hiç … olmamak
472
Idioms
not have a...bone in your body
v.
kumaşında … olmamak
473
Idioms
body-posi
adj.
beden pozitif
474
Idioms
body-posi
adj.
bedeni olumlayıcı
475
Idioms
body and soul
expr.
bütün kalbiyle
476
Idioms
in a body
expr.
bir bütün halinde
477
Idioms
body and soul
expr.
bütün benliğiyle
478
Idioms
body and soul
expr.
bütün varlığıyla
479
Idioms
over my dead body
expr.
cesedimi çiğneyerek
480
Idioms
enough to keep body and soul together
expr.
kıt kanaat
481
Idioms
body and soul
expr.
tüm benliğiyle
482
Idioms
body and soul
expr.
tüm varlığıyla
483
Idioms
in a body
expr.
tek vücut
484
Idioms
in a body
expr.
toplu halde
485
Idioms
in a body
expr.
yek vücut
486
Idioms
not have a type of bone in one's body
expr.
(bir kimseyi tanımlarken herhangi bir olumsuz durum için) hiç eser yok
487
Idioms
doesn't have a (certain kind of) bone in (one's) body
expr.
(birinin) damarlarında bir damla bile kötülük/kıskançlık bulunmaz
488
Idioms
my body is ready
expr.
her şeyimle hazırım
489
Idioms
my body is ready
expr.
tüm hücrelerimle hazırım
490
Idioms
my body is ready
expr.
hazır ve nazırım
491
Idioms
my body is ready
expr.
ben hazırım
492
Idioms
not a bone in your body
expr.
(birinde) …'dan eser yok
493
Idioms
not a bone in your body
expr.
(birinde) …'nın zerresi yok
494
Idioms
not a bone in your body
expr.
(birinde) en ufak bir … yok
495
Idioms
not a bone in your body
expr.
(birinde) hiç … yok
496
Idioms
not a bone in your body
expr.
(birinin) kumaşında … yok
Speaking
497
Speaking
when you have a body like that everything fits you perfectly
expr.
böyle bir vücudun olduğunda her şey üzerine tam oturur
498
Speaking
over my dead body
expr.
cesedimi çiğnemen lazım
499
Speaking
over my dead body!
expr.
cesedimi çiğnersin!
500
Speaking
one day my humble body
expr.
elbet bir gün benim naçiz vücudum
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of body
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy