down - Turco Inglés Diccionario
Historia

down

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "down" en diccionario turco inglés : 252 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
down adv. aşağıya doğru
down prep. aşağı
down adv. aşağıya
General
down n. iniş
down n. nefret
down n. ayva tüyü
down n. ince kuş tüyü
down n. ince tüy
down n. depresyon
down n. kuş tüyü
down n. şansın ters dönmesi
down n. kumul
down n. hav
down n. bunalım
down n. kuştüyü
down n. tüy
down n. ülger
down n. garez
down n. yumuşak tüy
down n. aşağı kuark
down n. moral bozucu etken
down n. açık, yüksek ve çimenlik geniş arazi
down n. (bulmaca) çözümü dikey yazılan ipucu
down n. kuş tüyünden yapılmış yumuşak ev tekstil ürünü
down v. aşağı indirmek
down v. alaşağı etmek
down v. yere sermek
down v. mideye indirmek
down v. yenmek
down v. devirmek
down v. yuvarlamak
down v. düşürmek
down v. yere yıkmak
down v. çabucak içmek
down v. çökmek
down v. indirmek
down v. aşağıya almak
down v. yıkmak
down v. yutulmak
down v. zevkine hitap etmek
down v. hiçe sayılmak
down v. baskı altına alınmak
down v. kuş tüyüyle süslemek
down v. kuş tüyüyle kaplamak
down v. kabartmak
down v. yumuşatmak
down adj. neşesiz
down adj. kayıpta
down adj. keyifsiz
down adj. programlanmış
down adj. bezgin
down adj. morali bozuk
down adj. üzgün
down adj. çökmüş
down adj. şehir merkezine giden
down adj. düşen
down adj. meyus
down adj. yıkılmış
down adj. kapalı
down adj. dikey giden
down adj. hastalıktan muzdarip olan
down adj. ayakta olan (hasta)
down adj. ufkun altında olan
down adj. daha düşük fiyatlı
down adj. trafiğin az olduğu
down adj. az trafiğe ait
down adj. az trafikle ilgili
down adj. az yoğun ulaşıma ait
down adj. az yoğun ulaşımla ilgili
down adj. az yoğun ulaşımda kullanılan
down adj. belgelenen
down adj. kaydedilen
down adj. (kumarda para) kaybetmiş
down adj. karamsar
down adj. hevesi kırılmış
down adj. cesareti kırılmış
down adv. azalarak
down adv. aşağıda
down adv. geride
down adv. güneye doğru
down adv. aşınmış bir şekilde
down adv. aşağıya doğru
down adv. altına
down adv. şehir merkezine
down adv. bunalımlı bir şekilde
down adv. londra'nın dışına
down adv. peşin olarak
down adv. hüzünle
down adv. güneye
down adv. aşağı
down adv. güneyde
down adv. yüzükoyun
down adv. hastalanarak
down adv. sağlığı bozularak
down adv. ciddi bir şekilde
down adv. hareketli bir şekilde
down adv. sayfa sonuna doğru
down adv. sayfanın altına doğru
down adv. kaynağa doğru
down adv. saklanma yerine doğru
down adv. midede
down adv. tam kontrol noktasına doğru
down adv. tam durma noktasına doğru
down adv. sesin bitme noktasına doğru
down adv. aşırı derecede
down adv. aniden düşerek
down adv. aniden inerek
down adv. aktif olarak
down adv. etkin bir şekilde
down adv. faal bir şekilde
down adv. ciddi bir şekilde
down adv. güçlü bir şekilde
down adv. geçmiş zamandan
down adv. seyrekten yoğun kıvama
down adv. seyrek hacimden sık hacme
down adv. yüksekten düşük değere
down adv. dipnot şeklinde
down adv. bahis yaparak
down adv. tehlike altında
down adv. risk altında
down adv. acil nakit olarak
down adv. yenilgiye doğru
down adv. yerine
down adv. yatıp
down adv. kısacak şekilde
down adv. üzerine (yazmak)
down adv. eski zamanlardan
down adv. baştan başa
down adv. mideye
down adv. (üniversite vb.) bitirerek
down prep. beri
down prep. boyunca
down prep. aşağısına doğru
down prep. altında
down prep. aşağısına
down prep. aşağısında
down prep. (bir şeyin) kaynağından ağzına doğru
down prep. (bir şeyin) çıkışına doğru
down prep. (bir şeyin) güney ucuna doğru
down prep. şuralarda
down prep. listeye
down prep. çarşıda
Phrasals
down v. içki içmek
down v. içki yuvarlamak
down v. kadeh yuvarlamak
Colloquial
down n. yatıştırıcı madde
down n. sakinleştirici
down n. yatıştırıcı
down n. uyku hapı
down n. barbitürat
down n. fondip yapma
down v. mideye indirmek
down v. yiyip bitirmek
down v. alt etmek
down v. yere sermek
down v. (dövüşte) yere devirmek
down v. depresyona girmek
down adj. bitmiş
down adj. tamamlanmış
down adj. hafızaya işlenmiş
down adj. anlaşılmış
down adj. aklına girmiş (bilgi)
down adj. modu düşük
down adj. depresif
down adj. melankolik
down adj. çalışmayan
down adj. bozuk
down adj. çökmüş (bilgisayar)
down adj. (skor olarak) geride
down adj. bitirilmiş
down adj. tamamlanmış
down adj. elde bir
down adj. cepte
down adj. öğrenilmiş
down adj. ezberlenmiş
down adj. sindirilmiş (bilgi)
down adj. sakin
down adj. durulmuş
down adj. yatışmış
down adj. uzlaşmış
down adj. uzlaşmaya varmış
down adj. hazır
down adj. bilgili
down adj. zom olmuş
down adj. sarhoş
Idioms
down v. arkadaş olmak
down v. bir kişiyle iyi anlaşmak
down v. saygı göstermek
down adj. morali bozuk
Trade/Economic
down adj. taksitle alınan ürün ücretinin satın veya teslim alma anında ödenen kısmına ait
Media
down adj. baskıya gitmiş
down adv. baskıya
down adv. basın odasına
Computer
down n. çökmüş bilgisayar
down adj. bozuk
down adv. dikey
Telecom
down adv. aşağı
Electric
down adj. yeterince şarj edilmemiş (batarya, pil)
Radio
down n. anlatımı diyalogdan ayırt etmek için konuşmacının ses kalitesinde yapılan bir değişiklik
Woodworking
down adj. yere devrik (kereste)
Railway
down adj. daha önemli bir yerden gelen (tren)
down adj. büyükşehirden taşraya olan (tren)
Marine
down n. manş denizi veya dover boğazı'ndaki savaş zamanında deniz kuvvetleri birleşme noktası olarak kullanılan bir deniz yolu
down v. (dümeni) bırakmak
down v. (işaret, yelken) alçaltmak
down v. (pervanenin) hızını düşürmek
down v. (pervanenin) dönüşünü azaltmak
down adv. rüzgara doğru
Printing
down adj. küçük harfle yazılmış
down adj. küçük harfle basılmış
down adj. ilk harfi küçük yazılmış
down adj. ilk harfi küçük basılmış
Physics
down n. aşağı kuark
Zoology
down n. ingiltere'nin güneyine özgü iyi et ve ince yün üreten bir koyun ırkı
Botanic
down n. (bitkide) erginleşme
down n. (bitkide) erginlik dönemi
down adj. biçildikten sonra yere düşen (çim)
Agriculture
down adv. çok yıllık olarak ekilmiş durumda
Geography
down n. ağaçsız ve seyrek bitki örtüsüne sahip yüksek ve engebeli bir arazi
down n. kuzey irlanda'nın güneydoğusunda irlanda denizi'ne kıyısı olan bir bölge
down n. down kontluğu
Military
down v. (uçağı) havadayken vurmak
down adv. hedef (referans noktasından) daha aşağıda
down adv. (ihtiraklı atışta patlama yüksekliği) daha az
Hunting
down v. atış yaparak durdurmak
down v. öldürmek
Sport
down n. badmintonda başarısız sayı
down n. (güreşte) rakibi yere devirme
down n. hakem düdüğünü çaldığında topu ilerletmeyi bırakma
down n. topu veya top sürme süresini ilerleten oyun
down v. top süren oyuncuyu yere indirmek
down v. (amerikan futbolunda) yere temas yoluyla topu kasten oyun dışı bırakmak
down v. (cepli bilardoda) topu deliğe sokmak
down v. bilardo topunu deliğe sokmak
down adj. durdurulduğu için oyunda olmayan (futbol topu)
down adj. hakem durduğu için oyunda olmayan (futbol topu)
down adj. ayağı haricinde vücudunun bir yeri zemine temas eden (boksör)
down adj. hakemin yerde olarak ilan ettiği (boksör)
down adj. (beyzbolcu) emekli olmuş
down adj. kırık (kriket kalesi)
Football
down n. (hücum takımına verilen) hak
down v. (birini) faulle yere düşürmek
Theatre
down adv. sahnenin önüne doğru
Printery
down adv. küçük harfle
down adv. ilk harfi küçük olacak şekilde
down adv. sol sayfada ve cilt kenarına yakın olacak şekilde (basılan görsel)
Slang
down n. (büfede, restoranda) kızarmış ekmek siparişi
down adj. harika
down adj. mükemmel
down adj. müthiş
down adj. (teknik ve stil açısından) ustalık sergileyen
down adv. kızarmış ekmek üzerinde

Significados de "down" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
down payment n. ön ödeme
down payment n. kapora
cracking down n. çökertme
settling down n. durulma
playing down n. hafifseme
come down v. inmek
lie down v. uzanmak
close down v. kapatmak
go down v. inmek
shut down v. kapamak
lie down v. yatmak
shut down v. kapatmak
calm down v. yatışmak
sit down v. oturmak
nail down v. çivilemek
crouch down v. çömelmek
cut down on v. kısmak
break down v. bozulmak
slow down v. yavaşlatmak
fall down v. çökmek
slow down v. yavaşlamak
calm down v. sakinleşmek
broken down adj. çökük
down and out adj. bezgin
General
falling down n. düşme
burning down of villages n. köy yakma
handed down from n. kalma
splash down n. uzay gemisinin denize inmesi
face down n. yüzükoyun
face down n. ters
dying down n. körelme
down payment n. peşin ödeme
down payment n. teminat
blackhawk down n. karaşahin düştü
being broken down n. düşkünlük
breaking down n. ayrılma
dressing somebody down n. fırça çekme
close down routine n. kapanış yordamı
jump up and down n. başlama noktası
down payments n. ön ödemeler
dressing someone down n. fırça (çekmek)
breaking down n. çökme
down payment n. pey akçesi
dressing down n. zılgıt
down payment n. ilk ödeme
pinning down n. sıkboğaz
down feather n. ince kuştüyü
swoop down on n. polis baskını
tie down n. bağlantı parçası
slowing something down n. ağırlaştırma
down town n. çarşı
stepping down n. iniş
down under n. ingilizlerin avustralya ve yeni zelanda için kullandıkları halk deyimi
cutting down n. kısıntı
going down n. inme
face down n. yüzüstü
goose down n. kaz tüyü
cooling down n. soğuma
stepping down n. inme
breaking down n. dağılma
bed of down n. kuştüyü yatak
being broken down n. bozukluk
sit down strike n. oturma eylemi
down pour n. sağanak
down payment n. depozito
tearing down n. sökme
splash down n. uzay gemisinin denize düşmesi
down payment n. peşinat
face down n. arka yüz
cutting down of expenses n. masrafları kısma
bringing down (of fever) n. ateş düşmesi
(battery) running down n. pil bitmesi
page down n. sonraki sayfa
cooling down n. soğutma
down feathers n. kıl tüyleri
a knock-down drag-out fight n. meydan kavgası
a knock-down drag-out fight n. şiddetli ağız kavgası
lay-down n. şekerleme
down-town n. şehir merkezi
lay-down n. kestirme
low-down n. içyüzü
lie-down n. kestirme
count-down n. geriye sayım
lay-down n. uyuklama
dressing-down n. azarlama
dressing-down n. paylama
low-down n. gerçek
lie-down n. şekerleme
down-payment n. ön ödeme
dressing-down n. dayak
dressing-down n. dövme
hand-me-down n. kullanılmış elbise vey eşya
down-payment n. avans
stand-down n. ara
scale-down n. düşüş
pull-down shutter n. kepenk
scale-down n. düşme
scale-down n. azalma
pat-down search n. silah aramak icin elle yapılan arama
letting down n. azaltma
letting down n. düşürme
pull down menu n. çekme menu
a broken down car n. bozuk araba
snowfall coming down during the evening hours n. akşam saatlerinde bastıran kar yağışı
one-down position n. bir alt pozisyon
one-down position n. bir alt konum
laying down n. yatırma
laying down n. belirleme
show-down n. müsabaka
show-down n. karşılaşma
wearing down n. yıpranma
laying down arms n. silah bırakma
half up half down n. saçın bir kısmını arkadan birleştirerek, bir kısmını ise açık bırakacak şekilde toplama biçimi
lay down area n. stok/depolama alanı
down pillow n. kuştüyü yastık
down jacket n. kuş/kaz tüyü ceket
north down n. kuzeydoğu irlanda'da yerel hükümet bölgesi
throw down n. meydan okuma
thumbs down n. ret
thumbs down n. reddetme
thumbs-down n. ret
thumbs-down n. reddetme
tie-down n. bir şeyi kayışla bağlama
bending down n. yere doğru eğilme
bending down n. yere eğilme
let-down n. düşüş
let-down n. azalma
let-down n. irtifa kaybı
let-down n. azalma
let-down n. hayal kırıklığı
hand-me-down n. eski
hand-me-down n. müstamel
hogging down n. domuzların hasat edilmiş tahıl yerine doğrudan sapındaki ekinden beslenmesi anlamında kullanılan bir terim
hold-down n. iki parçayı birbirine tutturmak için kullanılan kıskaç alet
hold-down n. aşağıda tutma
hold-down n. limit
look-down n. kağıdın ışık altındaki görünümü
look-down n. kağıdın parlaması
hold-down n. sınır
hold-down n. aşağıda tutma
bite-down (on) n. dişini geçirme
chow-down n. yemek yeme
chow-down n. mideye indirme
white down n. kırık beyaz
down jacket n. şişme mont
run-down neighborhood n. yıkık mahalle
run-down neighborhood n. harap mahalle
cracking down n. çökertme
getting down to n. koyulma
playing down n. hafifseme
settling down n. durulma
down easter n. (abd'de) aşağı doğu yakasında doğmuş kimse
down easter n. (abd'de) aşağı doğu yakasında yaşayan kimse
down-easter n. maine'in yerlisi
down-easter n. maine'de yaşayan kimse
down-easter n. new england'ın yerlisi
down-easter n. new england'da yaşayan kimse
down-easter [canada] n. kanada'nın atlas okyanusu'na kıyısı olan eyaletlerinden olan kimse
down grade n. (eğimli tren yolu) iniş
down low n. gizlilik
down low n. ketumluk
down low n. sır tutma
down low n. ağız sıkılığı
down-and-out n. çulsuz kimse
down-and-out n. meteliksiz kimse
down-and-out n. parasız kimse
down cycle n. başarının azaldığı dönem
down cycle n. popülerliğin azaldığı dönem
down cycle n. kıtlık dönemi
duck down n. ördek tüyü
climb-down n. (fikirden, konumdan) geri çekilme
shoot-down n. gözünü kırpmadan vurup indirme
shoot-down n. vurarak öldürme
shooting-down n. vurarak öldürme
sit-down n. oturma
sit-down n. oturma eylemi
sit-down n. yerde yenen yemek
sit-down n. oturarak yenen yemek
sit-down n. toplantı
sit-down n. buluşma
sit-down n. konferans
slap down n. şiddetli azarlama
slap down n. sert kınama
rub down search n. (polis) elle arama
knock down ginger n. zili/kapıyı çalıp kaçma oyunu
hold down v. yürütmek
choke down one's rage v. öfkesini bastırmak
hail down v. yağmak
put down v. ucuzlatmak
fine down v. yontmak
buckle down v. sıkı çalışmak
set down v. kaydetmek
keep down v. bastırmak
divide down the middle v. ikiye bölmek
step down v. düşmek
be turned down v. kısmak (ses)
tumble down v. devrilmek
break down v. arıza yapmak
gulp down v. lüpletmek
thin down v. zayıflatmak
water down v. su katmak
track down v. izleyerek bulmak
wolf down v. aç kurt gibi yemek
take a statement down v. tutanak tutmak
tumble down v. düşürmek
go down v. dinmek
shoot down v. silahla vurup düşürmek
back down v. dönmek
knuckle down v. odaklanmak
wear down v. yıpratmak
run down v. dökülmek
wear down v. aşındırmak
go down v. yenilmek
mire down v. başarısızlığa uğramak
place down v. yerleştirmek (bagaj vb)
batter down v. yıkmak
lay down as a condition v. şart koşmak
put something down v. bir şeyi kaydetmek
laugh down v. gülerek susturmak
beat down v. sermek
calm down v. rahatlamak
knock down v. yumrukla yere devirmek
go down v. sönmek (lastik)
bear down on v. üstüne gelmek
wear down v. yenmek
break down v. kendinden geçmek
be upside down v. altüst olmak
lift down v. alçaltmak
climb down v. aşağıdan almak
haul down the flag v. bayrak indirmek
note something down v. kaydetmek
wear down v. aşınmak
sit down v. yere inmek
bucket down v. bardaktan boşanırcasına yağmak
thin down v. inceltmek
turn upside down v. didiklemek
go down the drain v. ziyan olmak
keep down v. kontrol altında tutmak
slow down v. hızını eksiltmek
wash down v. yıkayıp temizlemek
tumble down over v. takla atmak
calm down v. mayna olmak
turn something down v. sesini kısmak
lay down one's arms v. teslim olmak
jump up and down v. hoplayıp zıplamak
fall down v. aşağı düşmek
put down v. sanmak
go down the drain v. boşa gitmek
sit somebody down v. oturtmak
cast down v. devirmek
tumble down v. düşmek
hang down v. sarkıtmak
back down v. savunulan iddadan vazgeçmek
look down one's nose at v. hor görmek
come down to earth v. hayal kurmaktan vazgeçmek
break down v. arıza meydana gelmek
turn down v. reddetmek
come down on v. fırça atmak
shut down v. kapanmak
be unable to slow down v. hızını alamamak
back down from v. caymak
be down in the mouth v. kan ağlamak
swoop down v. birdenbire inmek (kuş)
stand down v. feragat etmek
turn upside down v. ters çevirmek
flush something down the toilet v. bir şeyi tuvalete atıp sifonu çekmek
rub down v. kaşağılamak
run down v. aleyhinde bulunmak
thin down v. incelmek
lay down v. kural koymak
hail down v. yağdırmak
simmer down v. kendine hakim olmak
put down v. koymak
settle someone down v. birini yola getirmek
bring down the rate of inflation v. enflasyonu aşağı çekmek
shoot down v. boşa çıkarmak
plunk down money v. parayı bastırmak
drink down v. devirmek
get somebody down v. moralini bozmak
go down v. kesilmek
shake down v. silkmek
tone down v. yumuşatmak
wave someone down v. el sallayarak birini durdurmak
settle down to v. cidden yapmaya başlamak (bir işi)
run down v. kuvvetten düşmek
bear down v. gayret etmek
run down v. bitmek
pipe down v. susmak
close down v. kesmek
set down v. ihanet etmek
come down with v. yatağa düşmek
gulp down v. boğazı düğümlenmek
look down on v. aşağı görmek
put someone down for v. yazdırmak (okul/üniversite vb'ne)
settle someone down in v. birini (rahat bir yere) oturtmak
talk down v. aşağılamak
bring down the house v. kırıp geçirmek
fling down the glove v. meydan okumak
fall down v. reddetmek
wear down v. eskimek
come down to earth v. gerçekçi olmak
note down v. yazmak
burn down v. yakıp kül etmek
pull something down v. yıkmak
pace up and down v. volta atmak
weigh down v. ezmek
draw down v. indirmek
run down v. arkasından koşup yakalamak
do down v. aldatmak
go down v. inmek (şiş/sular)
come down in the world v. düşmek
write down a report v. zabıt tutmak
boil down v. kısa kesmek
bend down v. eğilmek
put someone down v. yere koymak (birini)
put down at v. inmek (uçak)
put down a deposit on something v. depozito vermek
turn thumbs down on v. reddetmek
weigh down v. bunaltmak
slim down v. zayıflamak
down sails v. mayna etmek
snuggle down v. kıvrılıp yatmak
take down v. aşağı götürmek
let one's hair down v. rahatlamak
knuckle down v. boyun eğmek
batter something down v. yerle bir etmek için bir şeye vurmak
knock down v. sökmek
quiet down v. yatışmak
come down on v. saldırmak
screw down v. fiyat düşürmek
move down v. öğrenciyi bir alt sınıfa indirmek
scale down v. azalmak
flag down v. el sallayarak birini durdurmak
whittle down v. bozmak
slump down v. çökmek
soap down v. yaltaklanmak
knock down v. indirmek (fiyatı)
gulp down v. bastırmak
run down v. çekiştirmek
put one's foot down v. direnmek
fine down v. aşınmak
put something down to v. bir şeyi birine vermek
put something down v. bir şeyi yere koymak
careen down the road v. motorlu araç bir yandan bir yana hafifçe sallanarak ilerlemek
take down the shutters v. kepenk indirmek
plump down v. oturuvermek
smack down on v. küt diye (bir yere) vurmak
damp down v. zayıflatmak
shoot down v. uçağa ateş edip düşürmek
keep down v. sinmek
come down in sheets v. bardaktan boşanırcasına yağmak
fine down v. incelmek
get down v. yutmak
nail something down v. çivilemek
hack down v. yere devirmek (ağaç vb)
tie down v. bağlamak
salt down v. tuza yatırmak
wear oneself down to a shadow v. kendini helak etmek
turn the place upside down v. ortalığı birbirine katmak
rub down v. silmek
nail somebody down v. mıhlamak
smooth down one's hair v. saçlarını yatırmak
back down v. sözünden dönmek
run down v. küçük düşürmek
note something down v. not etmek
choke down v. durdurmak
jot down v. not etmek
swoop down on v. birdenbire üstüne çullanmak
move down v. bir alt sınıfa inmek
clamour down v. zorlamak
belt down v. içmek
put your foot down v. sert bir dille uyarmak
bring down v. indirmek
grind down v. üzmek
beat down v. düşürmek
run down v. kötülemek
dress somebody down v. fırça çekmek
weight down v. yüklemek
pare down v. kısmak
gulp down v. gövdeye indirmek
let somebody down v. birini hayal kırıklığına uğratmak
fall down v. başarısızlığa uğramak
play down v. önemsememek
pour down v. sağanak yağmur yağmak
knuckle down v. sıkı çalışmak
take somebody down a peg v. küçük düşürmek
vote something down v. aleyhinde oy kullanarak bir şeye engel olmak
take down v. parçalara ayırmak
shout someone down v. bağırarak birini konuşturtmamak
be swooped down v. basılmak
get down v. hayal kırıklığına uğratmak
tear down v. parçalamak
settle someone down v. birini uslandırmak
hand down v. karar vermek
piss down v. bardaktan boşanırcasına yağmak
come down with a cold v. nezle olmak
strike down v. devirmek
hunt down v. ele geçirmek
play down v. önemini azaltmak
rain down on v. yağmak
pull down v. yıkmak
look down v. aşağı görmek
keep down v. zaptetmek
look down on v. hor görmek
settle down to v. kendini (bir işe) vermek
tramp down v. kötü davranmak
come down in one's price v. kendi malının fiyatını düşürmek
shake something down v. bir şeyi silkeleyip düşürmek
back down v. vazgeçmek
put someone down v. birini daha aşağı bir yere koymak
sponge down v. süngerle silmek
scour down v. ovalamak
sit down v. koyulmak
litter down v. talaş sermek
cast somebody down v. kahretmek
settle down v. durulmak
plump down on one's knees v. dizlerinin üzerine çöküvermek
nail down v. mıhlamak
be raided down v. basılmak
stamp down v. ezmek
knock down v. fiyat kırmak
die down v. bitmek
bring down the house v. çok alkış toplamak
cut down v. kesmek
lie down on the job v. işi savsaklamak
beat down v. indirmek
bow down v. boyun eğmek
close down v. kesilmek
plump down v. düşmek
take something down v. yazmak
settle down v. sakin olmak
put someone down as v. bir başkası zannetmek
scale down v. küçültmek
run down v. yavaşlayıp dinmek (konuşma)
dig down deep v. derinlere inmek
step down v. istifa etmek
hoot down v. yuhalamak
pull down v. alaşağı etmek
tear down v. yerle bir etmek
set down v. koymak
fold down v. kıvırmak
take the statement down v. tutanak tutmak
pull somebody down v. zayıf düşürmek
settle down v. rahat bir şekilde oturmak
go down v. alçalmak
shake down v. uyum sağlamak
shin down v. (ağaç) gövdesine sarılıp bedenini kaydırarak inmek
mow down v. toptan öldürmek (top/tüfek ateşiyle)
push down v. aşağı itmek
set down v. alçaltmak
bear down on v. büyük çaba harcamak
run down v. arayıp bulmak
calm down v. sakinleşmek
let one's hair down v. sakinleşmek
let down v. boşa çıkarmak
lay down v. başlamak
knock down v. yıkmak
keep down v. engellemek
shut down on v. kesmek
come down on v. sıkıştırmak
plop down v. külçe gibi oturmak
set down v. yolcuları indirmek
brush down v. üstünü fırçalamak
let one's hair down v. rahatlatmak
lay down v. şart koşmak
fine down v. arıtmak
kneel down v. diz çökmek
let down v. kandırmak
hail down v. topa tutmak
quiet down v. susmak
put down on v. inmek (uçak)
turn down v. tepmek
let down one's hair v. samimi davranmak
cut down expenses on food v. boğazından kesmek
sell somebody down the river v. ihanet etmek
mow down v. taramak
send down v. üniversiteden ihraç etmek
set down v. yazmak
set down v. indirmek
fine down v. inceltmek
hunt down v. yakalayıncaya kadar peşini bırakmamak
come down in price v. bir şeyin fiyatı düşmek
swob down v. suyla temizlemek
break down v. bölmek
take down v. aşağıya indirmek
run down v. ezmek
beat down v. fiyat kırmak
swab down v. temizlemek
write down v. not düşmek
turn upside down v. altüst etmek
throw down the gauntlet v. meydan okumak
knock something down v. yıkmak
put someone down for v. kaydetmek (okul/üniversite vb'ne)
break down v. bozmak
wear oneself down to a shadow v. erim erim erimek
hold down v. bastırmak
gun somebody down v. vurup devirmek
scale down v. azaltmak
shut down upon v. son vermek
beat down v. bardaktan boşanırcasına yağmak