major! - Turco Inglés Diccionario

major!

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "major!" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
major adj. asıl
Indeed, the major problem lies with self-handling.
Aslında, asıl sorun kendi kendini idare etmekte yatmaktadır.

More Sentences
major adj. başlıca
Our committee considers that education, culture and sport are major factors of social inclusion.
Komitemiz, eğitim, kültür ve sporun sosyal kapsayıcılığın başlıca unsurları olduğu görüşündedir.

More Sentences
major adj. büyük
We shall discuss the Bologna process, next year in September, at the major conference in Berlin.
Bologna sürecini önümüzdeki yıl Eylül ayında Berlin'de düzenlenecek büyük konferansta ele alacağız.

More Sentences
major adj. ana
I will be pleased to see all six major greenhouse gases included.
Altı ana sera gazının tümünün dahil edildiğini görmekten memnuniyet duyacağım.

More Sentences
General
major n. branş
What's your major?
Branşın ne?

More Sentences
major n. binbaşı
A major is above a captain.
Binbaşı yüzbaşının üstündedir.

More Sentences
major contribution n. büyük katkı
That is precisely the major contribution made by the Morgan report.
Morgan raporunun yaptığı en büyük katkı da tam olarak budur.

More Sentences
major development n. önemli gelişme
I should also mention another major development, the mid-term review of the common agricultural policy.
Bir başka önemli gelişmeden, ortak tarım politikasının orta vadeli gözden geçirilmesinden de bahsetmeliyim.

More Sentences
major project n. büyük proje
According to various Members of your Parliament, more funding should still be made available for major projects.
Parlamentonuzun çeşitli Üyelerine göre, büyük projeler için hala daha fazla fon sağlanmalıdır.

More Sentences
major disaster n. felaket
I am currently working on criteria that will make it possible to characterise a major disaster.
Şu anda büyük bir felaketi tanımlamayı mümkün kılacak kriterler üzerinde çalışıyorum.

More Sentences
major problem n. büyük sorun
We take the view that major problems are adequately addressed by the use of persuasion.
Büyük sorunların ikna yoluyla yeterince ele alınabileceği görüşündeyiz.

More Sentences
a major role n. büyük bir rol
The National Security Council continues to play a major role in political life.
Milli Güvenlik Kurulu, siyasal yaşamda büyük bir rol oynamaya devam etmektedir.

More Sentences
a major role n. önemli bir rol
The European Union has a major role to play in this fight, as Minister Haarder has so skilfully illustrated.
Bakan Haarder'in de ustalıkla ortaya koyduğu üzere, Avrupa Birliği'nin bu mücadelede oynayacağı önemli bir rol vardır.

More Sentences
major obstacle n. büyük engel
The second amendment states that a shortage of appropriate finance is the major obstacle to starting a business.
İkinci değişiklik, uygun finansman eksikliğinin bir iş kurmanın önündeki en büyük engel olduğunu belirtmektedir.

More Sentences
a major part n. büyük bir kısım
I believe that a major part of the European Parliament's proposals were included.
Avrupa Parlamentosunun önerilerinin büyük bir kısmının dahil edildiğine inanıyorum.

More Sentences
major issue n. ana konu
I do not intend to address each and every amendment, but instead would like to focus on four major issues.
Her bir değişikliğe değinmek niyetinde değilim, bunun yerine dört ana konuya odaklanmak istiyorum.

More Sentences
major adj. önemli
During the conflict, Palestinian heritage has become a major political issue.
Çatışma sırasında Filistin mirası önemli bir siyasi mesele haline gelmiştir.

More Sentences
Idioms
major stumbling block n. büyük engel
The forests proved to be the major stumbling block this time round.
Ormanlar bu sefer en büyük engel olarak ortaya çıktı.

More Sentences
Trade/Economic
major source n. ana kaynak
In fact, our inability to embrace diversity becomes a major source of conflict among peoples.
Aslında çeşitliliği kucaklamaktaki yetersizliğimiz, halklar arasındaki çatışmanın ana kaynağı haline gelmektedir.

More Sentences
Law
major adj. büyük
Moreover, it has major problems of legitimacy.
Dahası, büyük meşruiyet sorunları var.

More Sentences
Education
major n. anadal
What's your major?
Anadalınız nedir?

More Sentences
major n. asıl branş (üniversitede)
My major is agriculture.
Benim asıl branşım tarımdır.

More Sentences
major n. anadal
She majors in French literature.
Anadal olarak Fransız edebiyatı okuyor.

More Sentences
Military
major n. binbaşı
Tom was a major in the army.
Tom orduda bir binbaşıydı.

More Sentences
Common Usage
ursa major n. büyük ayı
major general n. tümgeneral
General
major ablution n. gusül
major disagreement n. en temel anlaşmazlık
major power n. çoğunluk gücü
major axis n. büyük eksen
major disaster n. büyük afet
major domo n. kahya
major subject heading system n. ana başlık sistemi
major league n. büyük lig
sergeant major n. başgedikli
major key n. majör perdesi
chemistry major n. asıl branşı kimya olan öğrenci
major axis n. ana eksen
major n. yetişkin
major offense n. büyük suç
major n. reşit kimse
major arc n. büyük yay
major n. ana sertifika
semi major axes n. x ekseni
major topic n. ana başlık
major development n. büyük gelişme
major trauma n. ağır travma
major activity n. ana faaliyet konusu
major effort n. üstün gayret
major-domo n. başkahya
major-domo n. kahya
major project n. esas proje
major project n. ana proje
major term n. büyük terim
major premiss n. büyük önerme
major repairs n. esas onarımlar
major muscle groups n. temel kas grupları
major change n. büyük değişme
a major risk n. büyük bir risk
a major step forward n. ileriye doğru büyük bir adım
major appliance n. beyaz eşya
a major health problem n. önemli bir sağlık sorunu
major client n. önde gelen müşteri
major customer n. büyük müşteri
major customer n. önemli müşteri
major client n. büyük müşteri
major customer n. önde gelen müşteri
major client n. önemli müşteri
major motivator n. asıl tetikleyici/teşvik eden
major source of pollution n. başlıca kirlilik kaynağı
major n. (bu konudaki) büyüklerden/büyük oyunculardan biri
major sin n. büyük günah
major revision n. büyük revizyon
major loss n. büyük kayıp
major issue n. temel sorun
major issue n. ana sorun
major diseases n. büyük hastalıklar
etat major n. karargah heyeti
etat major n. kurmay
major n. üstün kabiliyetli kişi
major n. üstün yetenekli kişi
major n. büyük veya önemli müzik, film şirketi
major-domo [dialect] n. çiftlik veya malikane yöneten kimse
major-domo [dialect] n. ispanyol veya italyan kraliyet evlerinde baş hizmetçi veya kahya
major-domo [dialect] n. yabancı bir ülkede varlıklı bir hanede baş hizmetçilik yapan kimse
major-domo [dialect] n. baş kahya
major-league n. en üst seviye rekabet
brigade major n. tugay komutanı yardımcısı
major incident n. büyük çapta hadise/olay
major characters n. ana karakterler
major v. branşı doğrultusunda yoğunlaşmak
deal major blow v. büyük darbe vurmak
make a major contribution v. büyük katkı sağlamak
strike major blow v. ağır darbe indirmek
deliver major blow v. ağır darbe indirmek
deal major blow v. ağır darbe indirmek
take a major blow v. büyük darbe almak
make great/major strides in v. -de büyük adımlar atmak
major v. bir uzmanlık alanında eğitim görmek
major v. bir alanda uzmanlık eğitimi görmek/almak
major v. bir alanda uzmanlaşmak
major v. (bir şeyi) başlıca ilgi alanı olarak seçmek
major v. (bir şeyi) başlıca ilgi alanı yapmak
major adj. ergin
major adj. reşit
major adj. rütbece daha büyük
major adj. daha önemli
major adj. esas
major adj. daha büyük
a major part of adj. önemli bir bölümü
major adj. belli başlı
major adj. dikkate değer
major-league adj. seçkin
major-league adj. göze çarpan
major-league adj. üstün
major-league adj. birinci sınıf
major-league adj. ciddi
major-league adj. yoğun
major-league adj. üst seviye
maj. (major) abrev. asıl
maj. (major) abrev. büyük
maj. (major) abrev. başlıca
maj. (major) abrev. ana
Phrasals
major in something v. (bir konuda) eğitim almak/uzmanlaşmak
Phrases
the major ones are these expr. başlıcaları şunlardır
Colloquial
major stumbling block n. temel engel
major-league adj. önde gelen
major-league adj. önemli
major-league adj. etkileyici
Idioms
major rows n. büyük anlaşmazlıklar
major league n. ana rekabet alanı
major league n. en yüksek lig/ligler
major league n. en iyilerin rekabet ettiği seviye
major league n. majör lig/ligler
major leagues n. ana rekabet alanı
major leagues n. en yüksek lig/ligler
major leagues n. en iyilerin rekabet ettiği seviye
major leagues n. majör lig/ligler
Speaking
we accept all major credit cards expr. belli başlı tüm kredi kartlarını kabul ediyoruz
it's a major embarrassment expr. çok utanç verici
what is your major (in college)? expr. hangi bölümde okuyorsun?
what is your major? expr. (üniversitede vb.) ne okuyorsun?
Trade/Economic
major network n. ana şebeke
major equipment n. ana donatım
major activity n. ana faaliyet
major area of activity n. ana faaliyet konusu
major equipment n. ana teçhizat
major commodities n. başlıca hammaddeler
major innovation n. büyük yenilik
major investor n. büyük yatırımcı
major taxpayers n. büyük mükellefler
major innovation n. daha önceden hiçbir firma tarafından satılmayan malın icadı
vis major n. mücbir sebep
provisions for major repairs and maintenance n. önemli bakım ve onarım karşılıkları
major equipment n. sınai donatım
major holders of company shares n. şirket hisselerinin başlıca sahipleri
major activity of the company n. şirketin ana faaliyeti
major activity of the company n. şirket ana faaliyeti
vis major n. zorlayıcı neden
play a major role v. başrol oynamak
major adj. daha büyük
major adj. daha deneyimli
major adj. üst
Law
major n. buluğa ermiş kimse
force major n. fors major
force major n. mücbir hal
force major n. mücbir sebep
vis major n. mücbir sebep
major crime n. nitelikli suç
major n. 18 yaşını doldurmuş kimse
major adj. daha büyük
major adj. reşit
Politics
major country n. büyük devlet
major world powers n. büyük dünya güçleri
major offense n. nitelikli suç
major reserve currencies n. önde gelen rezerv para birimleri
major activities undertaken during the reporting period n. raporlama döneminde gerçekleştirilen temel faaliyetler
major party n. görece olarak düzenli aralıklarla başa gelebilecek güce sahip siyasi parti
Institutes
major accidents hazards bureau n. büyük kaza tehlikeleri bürosu
Insurance
major medical n. ciddi veya uzun süreli hastalıklardan kaynaklı olup belirlenen tutarın üzerinde gelen hastane faturalarının çoğunu veya tamamını kapsayan sigorta
Technical
major street n. ana cadde
major water terminal n. ana su terminali
major defect n. ana defo
major noise source n. ana gürültü kaynağı
major component n. ana aksam
major maintenance n. ana bakım
major overhaul n. ana bakım
major basin n. ana çanak
major axis n. ana eksen
major basin n. ana havza
major assembly n. ana komple parça
major lobe n. ana kulak
major defect n. ana kusur
major component n. ana parça
major subsystem n. ana tali sistem
major basin n. ana tekne
major road n. anayol
major defects n. büyük hatalar
major repair n. büyük onarım
major diameter n. büyük çap
major repair n. büyük tamir
major earthquake n. büyük zelzele
major repair n. büyük tamirat
major axis n. büyük eksen
major load n. büyük yük
major road n. büyük yol
major axis of ellipse n. elipsin büyük çapı
major axis of ellipse n. elipsin büyük ekseni
abacus major n. ham maden cevheri yıkama çukuru
major principal stress n. maksimum asal gerilme
major principal plane of stress n. maksimum asal gerilme düzlemi
major failure n. önemli arıza
major failure n. önemli duruş
major strains n. önemli gerinimler
major component n. temel parça
major adj. esas
Computer
major unit n. ana birim
major event code n. ana etkinlik kodu
major grid lines n. ana kılavuz çizgiler
major font n. ana yazı tipi
major gridlines n. birincil kılavuz çizgileri
major task id n. önemli görev kimliği
degree/major expr. derece/eğitim
Telecom
major/minor device numbers n. büyük/küçük cihaz numaraları
semi-major axis length n. yarı asal eksen uzunluğu
Electric
major lobe n. ana kulak
Mechanic
major diameter n. diş üstü çapı
major diameter n. nominal çap
Construction
major adj. birincil
Automotive
major moulding n. ana kalıp
major monitors n. ana monitörler
major thread diameter n. diş üstü çapı
Marine
major port n. ana liman
ground area for major port facilities n. ana liman tesisleri için toprak alan
major port n. büyük ölçekli liman
major four tidal components n. dört ana gelgit bileşeni
specially designated major port n. özel düzenlenmiş ana liman
Mining
abacus major n. ham maden cevheri yıkama çukuru
abacus major n. maden yıkama çukuru
Medical
major epicardial coronary artery n. ana epikardiyal koroner arter
major mechanism n. ana mekanizma
major variation n. başlıca değişiklik
major symptom n. başlıca belirti
major mechanism n. başlıca mekanizma
major sign n. başlıca belirti
pelvis major n. büyük pelvis
penetrating branches of major arteries n. büyük arterlerin penetran dalları
major joint dislocation n. büyük eklem çıkığı
justo major n. justo major
cardiac and major vascular abnormalities n. kalp ve büyük damar anomalileri
major public health concern n. kaygılanılacak önemli kamu sağlığı sorunu
major-minor sinusitis symptoms n. major-minör sinüzit semptomları
major complication n. majör komplikasyon
major orthopedic surgery n. majör ortopedik cerrahi
major histocompatibility complex n. majör histokompatibilite kompleksi
major forebrain dysgenesis n. major prozensefalon disgenezisi
major metabolic abnormality n. majör metabolik anormallik
major thoracoabdominal complication n. major torakoabdominal komplikasyon
major gynecologic surgery n. majör jinekolojik cerrahi
major head injury patient n. majör kafa travmalı hasta
major cardiac complication risk n. majör kardiyak komplikasyon riski
major gynecological surgery n. majör jinekolojik cerrahi
major psychiatric disorders n. majör psikiyatrik bozukluklar
major resective procedure n. majör rezektif prosedür
major cardiac anomalies n. major kardiyak anomaliler
thrombus in major pulmonary arteries n. majör pulmoner arterlerde tromboz
minor and major head injuries n. minör ve majör kafa yaralanmaları
major public health problem n. önemli bir halk sağlığı sorunu
major defect n. önemli bozukluk
a major public health problem n. önemli bir halk sağlığı sorunu
pectoralis major muscle n. pektoralis majör kası
unilateral absence of pectoralis major muscle n. pektoralis majör kasının tek taraflı yokluğu
thalassemia major patient n. talasemi major hasta
major provoking factor n. temel provoke edici faktör
variola major n. variola major
major surgery n. majör cerrahi
major surgery n. anestezi veya solunum desteği gerektiren cerrahi ameliyat
develop major complication v. majör komplikasyon gelişmek
classified as major trauma adj. majör travma sayılan
classified as major trauma adj. majör travma sınıfına giren
major adj. yüksek riskli
major adj. yüksek risk taşıyan
Anatomy
teres major n. kolun hareket ettirmeye ve döndürmeye yarayan omuz kası
teres major n. büyük yuvarlak kas
teres major muscle n. kolun hareket ettirmeye ve döndürmeye yarayan omuz kası
teres major muscle n. büyük yuvarlak kas
major and minor caruncles n. büyük ve küçük etçikler
rhomboideus major muscle n. kürek kemiğini omurgaya doğru çeken kas
musculus rhomboideus major n. kürek kemiğini omurgaya doğru çeken kas
musculus pectoralis major n. büyük pektoral kas
musculus pectoralis major n. kolu kaldırıp hareket ettirmeye yarayan bir çizgili kas
musculus rhomboideus major n. büyük romboid kas
musculus rhomboideus major n. kürek kemiğini omurgaya doğru çeken romboid kas
musculus teres major n. büyük yuvarlak kas
musculus teres major n. kolu kaldırıp merkeze doğru döndüren omuz kası
pectoralis major n. pectoralis majör kası
pectoralis major n. kolun hareketini sağlayan bir iskelet kası
Psychology
major depressive episode n. ağır depresif vaka
major depression n. ağır depresyon
major psychiatric disorders n. majör psikiyatrik bozukluklar
major depressive disorder n. majör depresif rahatsızlık
patient with a diagnosis of major depressive disorder n. majör depresyon tanısı almış hasta
patients diagnosed with major depressive disorder n. majör depresyon tanısı almış olan hastalar
major depression n. major depresyon
patients with major depression n. majör depresyon hastaları
major epilepsy n. majör epilepsi
major depressive disorder n. major depresif bozukluk
Mental Health
major affective disorder n. majör affektif bozukluk
major affective disorder n. beyindeki tespit edilebilir organik bir anormallikten kaynaklanmayan, duygulardan ileri gelen zihinsel bir bozukluk
Pathology
thalassaemia major n. talasemi majör
thalassaemia major n. homozigot talaseminin ölümcül bir formu olan, hemoglobinin hatalı olarak sentezlenmesinden kaynaklanan kalıtsal anemi hastalığı
epilepsia major n. jeneralize epilepsi
epilepsia major n. nöbetlerin bilinç kaybına, tonik kasılmalara ve ardından tüm vücuda yayılan titremelere neden olduğu epilepsi
major histocompat complex n. majör histokompabilite kompleksi
variola major virus n. bir çiçek virüsü çeşidi
Pharmaceutics
major tranquillizer n. şizofreni gibi psikotik bozuklukların semptomlarına karşı verilen ilaç
major tranquillizer n. şizofreni gibi psikotik bozuklukların semptomlarını dindiren ilaç
major tranquilliser n. şizofreni gibi psikotik bozuklukların semptomlarına karşı verilen ilaç
major tranquilliser n. şizofreni gibi psikotik bozuklukların semptomlarını dindiren ilaç
major tranquilizer n. şizofreni gibi psikotik bozuklukların semptomlarına karşı verilen ilaç
major tranquilizer n. şizofreni gibi psikotik bozuklukların semptomlarını dindiren ilaç
Optics
major amblyoscope n. majör ambliyoskop
Math
major axis n. büyük eksen
major arc n. büyük yay
semi-major axis n. yarı büyük eksen
Logic
major term n. büyük terim
major premise n. büyük terim
major premise n. büyük önerme
major n. büyük önerme
major adj. kıyasın büyük terimini oluşturan
major adj. kıyasın önermesini oluşturan
Physics
major axis n. asal eksen
Chemistry
major calory n. büyük kalori
Biology
mhc (major histocompatibility complex) abrev. majör histokompatibilite kompleksi
mhc (major histocompatibility complex) abrev. 6. kromozomda bulunan, antijenleri kodlayan ve doku uyuşumunu belirleyen gen dizisi
Marine Biology
sergeant major n. amerika'nın her iki kıyısındaki sıcak sularda yaşayan mavimsi yeşil veya sarı küçük bir balık
sergeant major n. atlas okyanusu'nun batısında yaşayan tropik bir balık
Astronomy
canis major n. büyükköpek
major planets n. büyük gezegenler
ursa major n. büyükayı
canis-major n. büyükköpek (takımyıldızı)
ursa-major n. büyükayı
major planet n. güneş sistemi'nin en büyük dört gezegeninden biri
syrtis major n. mars'ın kuzey yarım küresinde bulunan karanlık bölge
Zoology
dendrocopos major n. benekli ağaçkakan
parus major n. büyük baştankara
dendrocopos major n. göknar ağaçkakanı
dendrocopos major n. orman alaca ağaçkakanı
dendrocopos major n. orman ağaçkakanı
Botanic
cart-track (plantago major) n. sinir otu
cart-track (plantago major) n. ince çiçekli ve geniş oval yapraklı, kuzey amerika'da da yetişen avrupa bitkisi
vinca major n. alaca yapraklı cezayir menekşesi
plantago major n. büyük yapraklı sinirotu
vinca major n. büyük cezayir menekşesi
vinca major n. büyük yapraklı cezayir menekşesi
plantago major n. iri sinirotu
vinca major n. pervane çiçeği
plantago major n. sinir otu
plantago major n. sinirotu
happy major n. dul avrat otu
happy major n. avrupa ve anadolu'daki açık ormanlık alanlarda yetişen, kalp şeklinde yaprakları olan bir ot
greater masterwort (astrantia major) n. havaifişek çiçeği
greater masterwort (astrantia major) n. kokulu kökleri, bazal yaprakları ve beyaz-pembe çiçekleri olan gösterişli bir avrupa bitkisi
creeping myrtle (vinca major) n. büyük cezayir menekşesi
creeping myrtle (vinca major) n. büyük yapraklı cezayir menekşesi
creeping myrtle (vinca major) n. pervane çiçeği
creeping myrtle (vinca major) n. alaca yapraklı cezayir menekşesi
trailing myrtle (vinca major) n. büyük cezayir menekşesi
trailing myrtle (vinca major) n. büyük yapraklı cezayir menekşesi
trailing myrtle (vinca major) n. pervane çiçeği
trailing myrtle (vinca major) n. alaca yapraklı cezayir menekşesi
periwinkle (vinca major) n. büyük cezayir menekşesi
periwinkle (vinca major) n. büyük yapraklı cezayir menekşesi
periwinkle (vinca major) n. pervane çiçeği
periwinkle (vinca major) n. alaca yapraklı cezayir menekşesi
astrantia major n. havai fişek otu
masterwort (astrantia major) n. havaifişek çiçeği
masterwort (astrantia major) n. kokulu kökleri, bazal yaprakları ve beyaz-pembe çiçekleri olan gösterişli bir avrupa bitkisi
caesalpinia major n. bir baklagil çalısı
clusia major n. imza çiçeği
Education
art major n. anasanat dalı
art major n. ana sanat dalı
major n. akademik ana dal
major field of study n. asıl branş
major concentration n. akademik ana dal
academic major n. akademik ana dal
major area course n. alan dersi
double major n. çift anadal
double major n. çift anabilim dalı programı
double major undergraduate program n. çift anadal lisans programı
instructions for double major undergraduate programs n. lisans programlarında çift anadal kuralları
student designed major n. öğrencinin tasarımında anadal
major theoretical approaches to the study of politics n. siyaset incelemelerinde temel teorik yaklaşımlar
major area courses n. uzmanlık/alan dersleri
major branch n. uzmanlık dalı
major n. belirli bir akademik alana odaklanmış üniversite öğrencisi
major n. belirli bir branşta uzmanlaşan üniversite öğrencisi
major form class n. konuşmada kullanılan geleneksel dilbilgisinin ana kısımlarından biri
major in v. asıl branş olarak almak (üniversitede)
do a double major v. çift anadal yapmak
major adj. bir öğrencinin uzmanlaştığı alana dair
major adj. bir öğrencinin uzmanlaştığı alanla ilgili
Literature
major ionic n. iki uzun ve iki kısa hece
History
adjutant major n. kolağası
Religious
major fast day n. yahudi takviminde önemli iki oruç gününden biri
major order n. katolik kilisesi'nde diyakoz yardımcılığı, diyakozluk ve papazlık mertebelerinden her biri
major order n. rum ortodoks kilisesi veya anglikan kilisesi'nde diyakozluk, papazlık ve piskoposluk mertebelerinden her biri
major orders n. ruhban sınıfında piskopos, rahip ve diyakozu içeren üç yüksek derece
major prophet n. eski ahit kitaplarında yer alan hezekiel, daniel, yeşaya ve yeremya adlı dört ibrani peygamberden her biri
major prophet n. hezekiel, daniel, yeşaya ve yeremya adlı dört ibrani peygamberin sözlerine ve faaliyetlerine yer veren kutsal kitaplardan herhangi biri
major prophets n. ibrani peygamberlerden yeşaya, yeremya ve hezekiel'e verilen ad
major seminary n. katolik rahiplerinin eğitildiği altı yıllık bir okul
Philosophy
major premiss n. büyük önerme
Environment
major nuclear power n. başlıca nükleer güç
major air pollutants n. başlıca hava kirleticileri
major earthquake n. büyük deprem
Geography
llantwit major n. galler'de yerleşim yeri
st columb major n. ingiltere'de yerleşim yeri
syrtis major n. sitre körfezi
Geology
major air pollutants n. ana hava kirleticileri
Military
aid-major n. alay emir subayı
regimental sergeant major n. alayın en kıdemli başçavuşu
town major n. ingiliz garnizon subayı
command sergeant major n. astsubay kıdemli başçavuş (karacı)
major weapon system n. ana silah sistemi
sergeant major n. astsubay başçavuş (karacı)
major subordinate commander n. ana ast komutan
major subordinate command n. ana ast komutanlık
major fleet n. ana filo
major command n. ana komutanlık
major army command n. ana komutanlık
major field command n. ana sahra komutanlığı
major army field command n. ana sahra ordusu komutanlığı
major equipment n. ana teçhizat
command sergeant major n. astsubay kıdemli başçavuş
sma (sergeant major of the army) n. başçavuş
sergeant major n. başçavuş
major-calibre weapon n. büyük çaplı silah
major joint exercise n. büyük müşterek tatbikat
major subordinate commander n. büyük ast komutan
major nuclear power n. büyük nükleer güç
major subordinate command n. büyük ast komutanlık
major fleet n. büyük filo
sergeant major of the marine corps n. deniz piyade başçavuş
major secondary item n. ikinci derecede ana malzeme
major item material excess n. ihtiyaç fazlası ana malzeme
major secondary item n. ikinci derecede ana madde
sergeant major n. kıdemli başçavuş
senior major n. kıdemli binbaşı
major item n. komple malzeme
major maintenance n. komple bakım
major combination n. kombine malzeme
major item status report n. komple malzeme durum raporu
major medical assemblage n. komple seferi sıhhi malzeme
major combination n. komple malzeme
major border crossing points n. önemli hudut kapıları
major enemy concentration n. önemli düşman yığınağı
major enemy concentration n. önemli düşman toplanması
major general n. tümgeneral
major army field command n. üst sahra ordusu komutanlığı
major command n. üst komutanlık
major army command n. üst komutanlık
major combat element n. ana muharebe unsuru
major combat element n. orduya doğrudan muharebe kabiliyeti kazandıran organizasyon ve birimler
major force n. ana muharebe unsurları ve ilişkili muharebe desteği, muharebe hizmet desteği ve idame ilavesinden meydana gelen askeri organizasyon
major nato commanders n. nato'nun ana komutanları
major operation n. tek bir komutanın ortak bir plan çerçevesinde operasyonel veya stratejik hedeflere ulaşmak için yürüttüğü bir dizi taktiksel eylem
major-general n. tümgeneral
major-general n. tuğgeneralin üstünde ve korgeneralin altında yer alan general rütbesi
havildar major n. doğu hint ordusunda yerli kıdemli başçavuş
company sergeant major (csm) n. (britanya ve milletler topluluğunda) alay veya taburda görev yapan kıdemli bölük astsubayı
drum major n. askeri bandonun davulcularını ve resmi geçit sırasında bandoyu komuta eden muvazzaf olmayan subay
pipe major n. gaydacı grubunun eğitiminden sorumlu astsubay
fife major n. alayın fifre çalan üyelerini yöneten astsubay
csm (command sergeant major) n. astsubay kıdemli başçavuş
csm (command sergeant major) n. asb. kd. bçvş
csm (company sergeant-major) n. (britanya'da) kıdemli bölük astsubayı
sma (sergeant major of the army) n. başçavuş
maj gen (major general) abrev. tümgeneral
majgen (major general) abrev. tümgeneral
maj. gen. (major general) abrev. tümgeneral
ssm (squadron sergeant major) abrev. kıdemli başçavuş
ssm (squadron sergeant major) abrev. kd. bçvş.
ssm (staff sergeant major) abrev. başçavuş
ssm (staff sergeant major) abrev. bçvş.
Sport
major league baseball (mlb) n. büyük beyzbol ligi
major league n. birinci lig
major foul n. kasti faul
major foul n. kasıtlı faul
major n. (gol veya teniste) üst düzey turnuva
major-league n. profesyonel sporda büyük lig
major-league n. bir sporu en üst seviyede yapan takımların oluşturduğu birlik
major-league n. büyük beysbol ligi
major-league club n. büyük ligde oynayan takım
major-league team n. büyük ligde oynayan takım
major-leaguer n. büyük ligde oynayan takım oyuncusu
major-leaguer n. abd'deki en yüksek iki beysbol liginden birinde oynayan takım oyuncusu
major-leaguer n. büyük ligde oynayan kimse
major-league adj. en yüksek lige ait
major-league adj. en yüksek lig ile ilişkili

Significados de "major!" con otros términos en diccionario inglés turco: 16 resultado(s)

Turco Inglés
General
major main adj.
Law
fors major force major n.
Medical
justo major justo major n.
major-minör sinüzit semptomları major-minor sinusitis symptoms n.
major prozensefalon disgenezisi major forebrain dysgenesis n.
major torakoabdominal komplikasyon major thoracoabdominal complication n.
major kardiyak anomaliler major cardiac anomalies n.
talasemi major hasta thalassemia major patient n.
variola major variola major n.
Psychology
major depresif bozukluk major depressive disorder n.
major depresyon major depression n.
Botanic
clusia major bitkisi strangler n.
clusia major bitkisi strangler tree n.
Religious
alman teolog georg major'un hristiyan inancının önemli bir unsuru olan hayır işlerinin kurtuluş için elzem olduğunu ifade ettiği öğretileri majorism n.
Music
do major gamı c major scale n.
Star Wars
carreras major'ın başkenti carreras major's capital city n.