|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
yemek pişirmek |
cook v.
|
|
All I need is a source of energy so that I can light my house and cook the next meal".
Tek ihtiyacım olan bir enerji kaynağı, böylece evimi aydınlatabilir ve bir sonraki yemeği pişirebilirim".
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
fırında pişirmek |
bake v.
|
|
This is a pie that Tom baked.
Bu Tom'un fırında pişirdiği bir pasta.
More Sentences
|
|
General |
|
3 |
General |
pişirmek (kaynama noktasının biraz altında bir derecede) |
simmer v.
|
|
Mackerel tastes good whether you simmer it or grill it.
Uskumruyu ister ızgara yap, ister pişir, tadı güzeldir.
More Sentences
|
4 |
General |
ızgarada pişirmek |
grill v.
|
|
Tom grilled the steak.
Tom bifteği ızgarada pişirdi.
More Sentences
|
5 |
General |
makarna pişirmek |
cook pasta v.
|
|
Cooking pasta is easy.
Makarna pişirmek kolaydır.
More Sentences
|
6 |
General |
pasta pişirmek |
bake a cake v.
|
|
I'm getting ready to bake a cake.
Bir pasta pişirmeye hazırlanıyorum.
More Sentences
|
7 |
General |
kahve pişirmek |
make coffee v.
|
|
I don't like the way Tom makes coffee.
Tom'un kahve pişirme tarzını sevmiyorum.
More Sentences
|
8 |
General |
yemek pişirmek |
cook v.
|
|
All I need is a source of energy so that I can light my house and cook the next meal".
Tek ihtiyacım olan bir enerji kaynağı, böylece evimi aydınlatabilir ve bir sonraki yemeği pişirebilirim".
More Sentences
|
9 |
General |
yemeği pişirmek |
do the cooking v.
|
|
They did the cooking and cleaning in the house.
Onlar evde yemek pişirdi ve temizlik yaptı.
More Sentences
|
10 |
General |
akşam yemeğini pişirmek |
cook dinner v.
|
|
I think it's time for me to start cooking dinner.
Sanırım akşam yemeği pişirmeye başlamamın zamanıdır.
More Sentences
|
11 |
General |
kurabiye pişirmek |
bake cookies v.
|
|
Tom is baking cookies.
Tom kurabiye pişiriyor.
More Sentences
|
12 |
General |
çorba pişirmek |
cook soup v.
|
|
I'm cooking soup in a large pot.
Büyük bir tencerede çorba pişiriyorum.
More Sentences
|
13 |
General |
biraz yemek pişirmek |
cook some food v.
|
|
Lidia, can you cook some food to Magdalena, Ania, Piotr and Lech?
Lidia, Magdalena, Ania, Piotr ve Lech için biraz yemek pişirebilir misin?
More Sentences
|
14 |
General |
fazla pişirmek |
overcook v.
|
|
I overcooked the pasta.
Makarnayı fazla pişirdim.
More Sentences
|
Idioms |
|
15 |
Idioms |
mükemmel pişirmek |
cook to perfection v.
|
|
The steak was cooked to perfection.
Biftek mükemmel pişmişti.
More Sentences
|
Gastronomy |
|
16 |
Gastronomy |
buharda pişirmek |
steam v.
|
|
She ordered chicken and a side of steamed vegetables.
Tavuk ve yanında buharda pişmiş sebze sipariş etti.
More Sentences
|
17 |
Gastronomy |
fırında pişirmek |
bake v.
|
|
This is a pie that Tom baked.
Bu Tom'un fırında pişirdiği bir pasta.
More Sentences
|
18 |
Gastronomy |
ızgarada pişirmek |
broil v.
|
|
The cook broiled the meat.
Aşçı eti ızgarada pişirdi.
More Sentences
|
General |
|
19 |
General |
kampta yemek pişirmek için kullanılan metal tencere |
billy [australia] n.
|
|
20 |
General |
porselen ve emayeyi düşük sıcaklıkta pişirmek için kullanılan iç bölmeli seramik fırını |
muffle n.
|
|
21 |
General |
kampta yemek pişirmek, su kaynatmak için kullanılan teneke kap |
dixie n.
|
|
22 |
General |
kampta yemek pişirmek, su kaynatmak için kullanılan teneke kap |
dixy n.
|
|
|
23 |
General |
fazla pişirmek |
overdo v.
|
|
24 |
General |
kendi suyunda pişirmek |
stew v.
|
|
25 |
General |
hafif ateşte pişirmek |
coddle v.
|
|
26 |
General |
önceden pişirmek |
precook v.
|
|
27 |
General |
yahni pişirmek |
fricassee v.
|
|
28 |
General |
barbekü sosuyla pişirmek |
barbecue v.
|
|
29 |
General |
kısık ateşte pişirmek |
stew v.
|
|
30 |
General |
kendi suyuyla kısık ateşte pişirmek |
braise v.
|
|
31 |
General |
tavada pişirmek |
pan v.
|
|
32 |
General |
çok pişirmek |
overcook v.
|
|
33 |
General |
köri ile pişirmek |
curry v.
|
|
34 |
General |
buharda pişirmek |
cook with steam v.
|
|
35 |
General |
güveçte pişirmek |
jug v.
|
|
36 |
General |
fazla pişirmek |
cook to rags v.
|
|
37 |
General |
fazla pişirmek |
cook to a rag v.
|
|
38 |
General |
birinin ensesinde boza pişirmek |
make life miserable for v.
|
|
39 |
General |
yavaş yavaş pişirmek |
stew v.
|
|
40 |
General |
kapağı kapalı ve ağır ateşte pişirmek |
stew v.
|
|
41 |
General |
karıştırıp tekrar pişirmek |
hash v.
|
|
42 |
General |
ateşte pişirmek |
cook on fire v.
|
|
43 |
General |
pişirmek (toprak eşyayı fırında) |
fire v.
|
|
44 |
General |
kiremitte pişirmek |
burn v.
|
|
45 |
General |
gereğinden fazla pişirmek |
overdo v.
|
|
46 |
General |
ensesinde boza pişirmek |
keep a tight rein on v.
|
|
47 |
General |
baharatlı ve acılı pişirmek |
devil v.
|
|
48 |
General |
açık hava ızgarada pişirmek |
barbecue v.
|
|
49 |
General |
(yumurtayı) kırıp kaynar suda pişirmek |
poach v.
|
|
50 |
General |
(yumurta) çırpıp yağ ve sütle pişirmek |
scramble v.
|
|
51 |
General |
fritözde pişirmek |
french-fry v.
|
|
52 |
General |
mangalda pişirmek |
charbroil v.
|
|
53 |
General |
sebzeleri veya eti pişirmek için ince ince dilimlemek |
french v.
|
|
54 |
General |
mikrodalga fırında ısıtmak/pişirmek |
nuke v.
|
|
55 |
General |
lezzetli yemekler pişirmek |
cook delicious meals v.
|
|
56 |
General |
az pişirmek |
undercook v.
|
|
57 |
General |
kamp ateşinde pişirmek |
cook over a campfire v.
|
|
58 |
General |
kahve pişirmek |
cook coffee v.
|
|
59 |
General |
sağlıklı bir yemek pişirmek |
cook a healthy meal v.
|
|
60 |
General |
yemekleri pişirmek |
cook the meals v.
|
|
61 |
General |
yemeği pişirmek |
cook the meal v.
|
|
62 |
General |
yahni pişirmek |
ragout v.
|
|
|
63 |
General |
kömür ateşinde pişirmek |
charcoal v.
|
|
64 |
General |
mikrodalga fırında pişirmek |
micro-cook v.
|
|
65 |
General |
mikrodalga fırında pişirmek |
microwave v.
|
|
66 |
General |
mangalda pişirmek |
broil v.
|
|
67 |
General |
sosta pişirmek |
grill [obsolete] v.
|
|
68 |
General |
yiyeceği ızgaralayarak pişirmek |
grillade [obsolete] v.
|
|
69 |
General |
(bir şeyi) gereğinden fazla pişirmek |
overbake v.
|
|
70 |
General |
(bir şeyi) fırında gereğinden uzun süre pişirmek |
overbake v.
|
|
71 |
General |
ateşte pişirmek |
roast v.
|
|
72 |
General |
çömlekte pişirmek |
pot v.
|
|
73 |
General |
salamander ızgara kullanarak pişirmek |
salamander v.
|
|
74 |
General |
kaynamaya yakın suda pişirmek |
codle v.
|
|
75 |
General |
fırında pişirmek |
oven v.
|
|
76 |
General |
ızgarada pişirmek |
oven broil v.
|
|
77 |
General |
tavada pişirmek |
oven broil v.
|
|
78 |
General |
ön pişirmek |
prebake v.
|
|
79 |
General |
önden pişirmek |
prebake v.
|
|
80 |
General |
düdüklü tencerede pişirmek |
pressure v.
|
|
81 |
General |
düdüklü tencerede buhar basıncı ile pişirmek |
pressure cook v.
|
|
82 |
General |
biraz yiyecek pişirmek |
cook some food v.
|
|
83 |
General |
çevirmede pişirmek |
stick up v.
|
|
84 |
General |
çevirerek pişirmek |
stick up v.
|
|
Phrasals |
|
85 |
Phrasals |
dışarıda/açık havada pişirmek (barbekü vb) |
cook out v.
|
|
86 |
Phrasals |
fırında pişirmek |
bake up v.
|
|
87 |
Phrasals |
(bir şeyi) dışarıda/açık havada pişirmek |
cook (something) out v.
|
|
88 |
Phrasals |
yemek yapmak/pişirmek/hazırlamak |
cook up v.
|
|
89 |
Phrasals |
içini dışını pişirmek/ısıtmak |
heat through v.
|
|
90 |
Phrasals |
(bir şeyi) buharda pişirmek/haşlamak |
steam (something) v.
|
|
91 |
Phrasals |
(bir şeyi bir tarihe) kadar tüketmek/pişirmek |
use (something) by (some date) v.
|
|
92 |
Phrasals |
(bir şeyi bir tarihten) önce tüketmek/pişirmek |
use (something) by (some date) v.
|
|
Colloquial |
|
93 |
Colloquial |
yemek yapmak/pişirmek |
burn v.
|
|
94 |
Colloquial |
işi pişirmek |
get it on with v.
|
|
95 |
Colloquial |
(birinin) ensesinde boza pişirmek |
be all over (one) v.
|
|
96 |
Colloquial |
bir şeyi temizlemek, pişirmek |
do something up v.
|
|
97 |
Colloquial |
(biriyle) işi pişirmek |
have it away (with someone) v.
|
|
98 |
Colloquial |
ile işi pişirmek |
have it away with v.
|
|
99 |
Colloquial |
ile işi pişirmek |
have it off with v.
|
|
Idioms |
|
100 |
Idioms |
(birinin) ensesinde boza pişirmek |
get (one) by the short and curlies v.
|
|
101 |
Idioms |
(birinin) ensesinde boza pişirmek |
get someone by the short and curlies v.
|
|
102 |
Idioms |
(birinin) ensesinde boza pişirmek |
have someone by the short and curlies v.
|
|
103 |
Idioms |
(birinin) ensesinde boza pişirmek |
get someone by the short hairs v.
|
|
104 |
Idioms |
(birinin) ensesinde boza pişirmek |
have someone by the short hairs v.
|
|
105 |
Idioms |
çok miktarda şeyi istekle pişirmek |
bake up a storm v.
|
|
106 |
Idioms |
ensesinde boza pişirmek |
put someone through the mill v.
|
|
107 |
Idioms |
ensesinde boza pişirmek |
keep a tight rein on v.
|
|
108 |
Idioms |
ensesinde boza pişirmek |
find fault with v.
|
|
109 |
Idioms |
işi pişirmek |
make out v.
|
|
110 |
Idioms |
işi pişirmek |
seal the deal v.
|
|
111 |
Idioms |
mükemmel pişirmek |
cook something to perfection v.
|
|
112 |
Idioms |
(birinin) ensesinde boza pişirmek |
breathe down someone's neck v.
|
|
113 |
Idioms |
ensesinde boza pişirmek |
be on at v.
|
|
114 |
Idioms |
eline ne geçerse pişirmek |
bake up a storm v.
|
|
115 |
Idioms |
bir dolu yemek pişirmek |
bake up a storm v.
|
|
116 |
Idioms |
(birinin) ensesinde boza pişirmek |
be breathing down (one's) neck v.
|
|
117 |
Idioms |
birinin ensesinde boza pişirmek |
be breathing down someone's neck v.
|
|
118 |
Idioms |
(bir şey yapması için) birinin ensesinde boza pişirmek |
be on at somebody (to do something) v.
|
|
119 |
Idioms |
(bir şey yapması için) birinin ensesinde boza pişirmek |
go on at somebody (to do something) v.
|
|
120 |
Idioms |
(bir şey yapması için) birinin ensesinde boza pişirmek |
keep on at somebody (to do something) v.
|
|
121 |
Idioms |
birinin ensesinde boza pişirmek |
be on at someone [uk] v.
|
|
122 |
Idioms |
birinin ensesinde boza pişirmek |
be on somebody's case v.
|
|
123 |
Idioms |
işi pişirmek |
make beautiful music together v.
|
|
124 |
Idioms |
(birinin) ensesinde boza pişirmek |
breathe down (one's) neck v.
|
|
125 |
Idioms |
ensesinde boza pişirmek |
breathe down neck v.
|
|
126 |
Idioms |
hamburgerleri pişirmek/çevirmek |
flip burgers v.
|
|
127 |
Idioms |
(birinin) ensesinde boza pişirmek |
have (one) by the short and curlies v.
|
|
128 |
Idioms |
pişirmek için |
for the pot expr.
|
|
Speaking |
|
129 |
Speaking |
pişirmek hoşuna gider mi? |
do you enjoy baking? expr.
|
|
Technical |
|
130 |
Technical |
kağıt hamuru ve kağıt yapımında odun yongalarını pişirmek üzere asit hazırlayıp bir kuleye dolduran işçi |
towerman n.
|
|
131 |
Technical |
yemek pişirmek için kullanılan yer |
cookhouse n.
|
|
132 |
Technical |
fırında kurutmak yakmak veya pişirmek |
kiln v.
|
|
133 |
Technical |
kaynatarak pişirmek |
seethe v.
|
|
134 |
Technical |
(seramik) pişirmek |
bake v.
|
|
135 |
Technical |
(seramik) sırlama öncesi pişirmek |
prefire v.
|
|
136 |
Technical |
(özellikle yemek pişirmek için) şömine kullanımıyla ilgili |
open-hearth adj.
|
|
Textile |
|
137 |
Textile |
kazanda pişirmek |
kier-boil v.
|
|
Food Engineering |
|
138 |
Food Engineering |
torbada pişirmek |
cook in bag v.
|
|
Gastronomy |
|
139 |
Gastronomy |
yemek pişirmek ve servis etmekte kullanılan toprak kap |
terrine n.
|
|
140 |
Gastronomy |
genellikle çorba pişirmek için kullanılan kapaklı küçük bir toprak kap |
petite marmite n.
|
|
141 |
Gastronomy |
balık pişirmek için kullanılan dikdörtgen bir buhar tenceresi |
fish kettle n.
|
|
142 |
Gastronomy |
yahnisini pişirmek için genellikle küçük parçalar halinde kesilen sığır inciği |
shin n.
|
|
143 |
Gastronomy |
yeniden pişirmek |
recoct [obsolete] v.
|
|
144 |
Gastronomy |
tekrar pişirmek |
recook v.
|
|
145 |
Gastronomy |
yeniden pişirmek |
recook v.
|
|
146 |
Gastronomy |
badem ile pişirmek |
amandine v.
|
|
147 |
Gastronomy |
ağır ateşte pişirmek |
braise v.
|
|
148 |
Gastronomy |
az yağda pişirmek |
pan fry v.
|
|
149 |
Gastronomy |
buharda pişirmek |
cook in a double boiler v.
|
|
150 |
Gastronomy |
buğuda pişirmek |
cook in a double boiler v.
|
|
151 |
Gastronomy |
fritözde pişirmek |
deep fry v.
|
|
152 |
Gastronomy |
fırında pişirmek |
cook by baking v.
|
|
153 |
Gastronomy |
hafif ateşte pişirmek |
simmer v.
|
|
154 |
Gastronomy |
fırında pişirmek |
roast v.
|
|
155 |
Gastronomy |
kaynar su içinde pişirmek |
poach v.
|
|
156 |
Gastronomy |
köride pişirmek |
curry v.
|
|
157 |
Gastronomy |
kısık ateşte pişirmek |
cook something over a low heat v.
|
|
158 |
Gastronomy |
kısık ateşte pişirmek |
cook at a low heat v.
|
|
159 |
Gastronomy |
kapalı kapta ve ağır ateşte pişirmek |
braise v.
|
|
160 |
Gastronomy |
orta harlı ateşte pişirmek |
cook at a medium heat v.
|
|
161 |
Gastronomy |
orta ateşte pişirmek |
cook something over a medium heat v.
|
|
162 |
Gastronomy |
suda % 50 pişirmek |
parboil v.
|
|
163 |
Gastronomy |
sıvıda pişirmek |
cook in liquid v.
|
|
164 |
Gastronomy |
suda pişirmek |
poach v.
|
|
165 |
Gastronomy |
şişte pişirmek |
cook on skewers v.
|
|
166 |
Gastronomy |
sıcak suda pişirmek |
poach v.
|
|
167 |
Gastronomy |
tencerede pişirmek |
braise v.
|
|
168 |
Gastronomy |
yağsız pişirmek |
pan-broil v.
|
|
169 |
Gastronomy |
yağda pişirmek |
scramble v.
|
|
170 |
Gastronomy |
üstüne ekmek kırıntıları serpip sos içinde pişirmek |
scallop v.
|
|
171 |
Gastronomy |
yumurtayı kabuksuz pişirmek |
poach v.
|
|
172 |
Gastronomy |
yumurtayı ufalanmış ekmek ile yağda pişirmek |
shirr v.
|
|
173 |
Gastronomy |
yağsız tavada pişirmek |
pan-broil v.
|
|
174 |
Gastronomy |
yüksek ateşte pişirmek |
cook something over a high heat v.
|
|
175 |
Gastronomy |
mangalda pişirmek |
barbeque v.
|
|
176 |
Gastronomy |
eti barbekü sosla pişirmek |
barbeque v.
|
|
177 |
Gastronomy |
sos içinde galeta unu ile pişirmek |
escallop v.
|
|
178 |
Gastronomy |
(yeşillikleri) yumuşamaya başlayana kadar pişirmek |
wilt v.
|
|
179 |
Gastronomy |
wok tavayla doğu mutfağına özgü yemekler pişirmek |
wok v.
|
|
180 |
Gastronomy |
(yumurtayı) tam pişirmek |
hard-boil v.
|
|
181 |
Gastronomy |
(yemek) pişirmek |
build v.
|
|
182 |
Gastronomy |
japon mangalında pişirmek |
hibachi v.
|
|
183 |
Gastronomy |
maltızda pişirmek |
hibachi v.
|
|
184 |
Gastronomy |
yiyeceği açık kahverengi olana kadar ateşte pişirmek |
gold v.
|
|
185 |
Gastronomy |
tereyağlı ekmek kırıntıları veya rendelenmiş peynirler kaplayıp üzeri çıtır çıtır olana kadar pişirmek |
gratinate v.
|
|
186 |
Gastronomy |
ekmek kırıntıları ile kaplayıp ızgarayla veya fırında pişirmek |
gratinee v.
|
|
187 |
Gastronomy |
döküm ızgarada pişirmek |
griddle v.
|
|
188 |
Gastronomy |
fazla pişirmek |
overroast v.
|
|
189 |
Gastronomy |
sıcak köz, kül, kum veya taşlarla çevreleyerek pişirmek |
roast v.
|
|
190 |
Gastronomy |
çevirme mangalında pişirmek |
rotisserie v.
|
|
191 |
Gastronomy |
turta kalıbını dolgu eklemeden önce fırında pişirmek |
bake blind v.
|
|
192 |
Gastronomy |
turta kalıbını dolgu eklemeden önce fırında pişirmek |
blind-bake v.
|
|
193 |
Gastronomy |
lapa olarak pişirmek |
congee v.
|
|
194 |
Gastronomy |
lapa olarak pişirmek |
conjee v.
|
|
195 |
Gastronomy |
etki kendi suyu veya başka soslarla pişirmek |
baste v.
|
|
196 |
Gastronomy |
suyunu çekinceye kadar pişirmek |
concentrate v.
|
|
197 |
Gastronomy |
(yumurtayı) kırıp kaynar suda pişirmek |
drop v.
|
|
198 |
Gastronomy |
bol yağda kızartarak pişirmek |
drop v.
|
|
199 |
Gastronomy |
ızgarada pişirmek |
drop v.
|
|
200 |
Gastronomy |
kısmen pişirmek |
parbake v.
|
|
201 |
Gastronomy |
bir kısmını pişirmek |
parbake v.
|
|
202 |
Gastronomy |
kapaksız tavada pişirmek |
panbroil v.
|
|
203 |
Gastronomy |
açık sıcak metal yüzeyde pişirmek |
panbroil v.
|
|
204 |
Gastronomy |
kızartma tavasında pişirmek |
pan-fry v.
|
|
205 |
Gastronomy |
tencerede pişirmek |
pot-roast v.
|
|
206 |
Gastronomy |
fırında pişirmek |
ovenbake v.
|
|
207 |
Gastronomy |
iyice pişirmek |
percoct v.
|
|
208 |
Gastronomy |
kahverengileşene kadar kızartarak pişirmek |
french fry v.
|
|
209 |
Gastronomy |
(eti) parçalara ayırıp salça veya sosta pişirmek |
fricassee v.
|
|
210 |
Gastronomy |
düdüklü tencerede pişirmek |
pressure-cook v.
|
|
211 |
Gastronomy |
düdüklü tencerede pişirmek |
pressurize v.
|
|
212 |
Gastronomy |
düdüklü tencerede pişirmek |
pressurise v.
|
|
213 |
Gastronomy |
(et, sebze) kısık ateşte pişirmek |
smother v.
|
|
214 |
Gastronomy |
(et, sebze) demlendirerek pişirmek |
smother v.
|
|
215 |
Gastronomy |
(yumurtayı) alakok pişirmek |
soft-boil v.
|
|
216 |
Gastronomy |
(ekmeği) iyice pişirmek |
soak v.
|
|
217 |
Gastronomy |
yüksek ateşte pişirmek |
stir-fry v.
|
|
Slang |
|
218 |
Slang |
ensesinde boza pişirmek |
bust (one's) hump v.
|
|
219 |
Slang |
ensesinde boza pişirmek |
ride (someone's) ass v.
|
|
220 |
Slang |
ensesinde boza pişirmek |
bust (one's) butt v.
|
|
221 |
Slang |
ensesinde boza pişirmek |
bust (one's) hump v.
|
|
222 |
Slang |
ensesinde boza pişirmek |
ride (someone's) butt v.
|
|
223 |
Slang |
işi pişirmek |
make out v.
|
|
224 |
Slang |
işi pişirmek |
do the deed v.
|
|
225 |
Slang |
işi pişirmek |
do what comes naturally v.
|
|
226 |
Slang |
biriyle işi pişirmek |
mack on someone v.
|
|
227 |
Slang |
(birinin) ensesinde boza pişirmek |
break (one's) stones v.
|
|
228 |
Slang |
ensesinde boza pişirmek |
bust butt v.
|
|