pressure - Turco Inglés Diccionario
Historia

pressure

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "pressure" en diccionario turco inglés : 53 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
pressure n. basınç
pressure n. baskı
General
pressure n. darlık
pressure n. baskı (manevi)
pressure n. sıkışma
pressure n. sıkıntı
pressure n. pres
pressure n. basış
pressure n. zorlama
pressure n. hücum
pressure n. basınç
pressure n. tazyik
pressure n. aciliyet
pressure n. mecburiyet
pressure n. ihtiyaç
pressure n. zorunluluk
pressure n. yükümlülük
pressure n. cilde uygulanan hafif baskı
pressure n. sıkıştırılma
pressure n. preslenme
pressure n. baskılanma
pressure n. ilgi talep etme
pressure n. dikkat çekme çabası
pressure n. acil ilgilenilmeyi gerektirme
pressure n. iş yükü
pressure n. ağırlık
pressure v. baskı yapmak
pressure v. zorlamak
pressure v. sıkıştırmak (bir kimseyi)
pressure v. baskı yapmak (birine)
pressure v. baskılamak
pressure v. basınç uygulamak
pressure v. düdüklü tencerede pişirmek
pressure v. birine tehditlerle baskı yapmak
pressure adj. basınçlı
Technical
pressure n. basınç
Automotive
pressure n. basınç
Medical
pressure n. kan basıncı
pressure n. tansiyon
Psychology
pressure n. baskı
Food Engineering
pressure n. basınç
Physics
pressure n. elektromotor kuvvet
pressure n. atmosfer basıncı
Environment
pressure n. basınç
pressure n. yabani hayvan popülasyonunu azaltıcı faktör
pressure n. yaban hayvanı popülasyonunu azaltan insan kaynaklı faktör
Hunting
pressure n. tazyik
Sport
pressure n. rakibe baskı yaparak onu zora sokan etkili oyun
Archaic
pressure n. bir şeyin üzerine basılan işaret
pressure n. resim
pressure n. simge
pressure n. damga
Star Wars
pressure n. basınç

Significados de "pressure" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
blood pressure n. tansiyon
high pressure n. yüksek basınç
pressure cooker n. düdüklü tencere
General
liquid pressure nitriding n. basınçlı sıvıda nitrürleme
low blood pressure n. düşük tansiyon
pressure increase n. basıncın artması
time pressure n. az zamana çok iş sığdırma zorunluluğu
center of wind pressure n. rüzgar basıncı merkezi
high pressure area n. yüksek basınç alanı
equal pressure n. eşbasınç
pressure sore n. dekübitus ülseri
pressure groups n. sosyal baskı grupları
excess pressure n. aşırı basınç
low pressure tyre n. alçak basınçlı lastik
liquid pressure n. sıvı basıncı
pressure of conscience n. vicdan azabı
pressure cooker n. basınçlı tencere
low pressure steam heating n. alçak basınçlı buharla ısıtma
low pressure area n. alçak basınç alanı
pressure group n. lobi
financial pressure n. para sıkıntısı
pressure front n. basınç cephesi
pressure decrease n. basınç düşüşü
hydrostatic pressure n. hidrostatik basınç
pressure sensation n. baskı duygusu
time pressure n. zamana karşı yarış
lateral pressure n. yanal basınç
barometric pressure n. barometre basıncı
manifold pressure n. manifold basıncı
mean effective pressure n. ortalama etkili basınç
economic pressure n. ekonomik baskı
pressure group n. baskı grubu
low pressure steam n. alçak basınçlı buhar
gauge pressure n. gösterge basıncı
pressure authority n. baskıcı otorite
monetary pressure n. para sıkıntısı
dynamic pressure n. dinamik basınç
decrease of pressure n. basınç düşmesi
magnetic pressure n. manyetik basınç
earth pressure balance shield n. zemin basıncını dengeleme kalkanı
pressure water n. basınçlı su
impact pressure n. darbe basıncı
atmospheric pressure n. atmosferik basınç
low pressure cylinder n. alçak basınç silindiri
artesian pressure n. artezyen basıncı
pressure gauge n. basıölçer
maximum permissible pressure n. izin verilen en yüksek basınç
oil pressure n. yağ basıncı
low pressure trough n. alçak basınçlı dar ve uzun hava sahası
pressure increase n. basınç artışı
rock pressure n. kaya basıncı
domestic pressure cooker n. ev tipi düdüklü tencere
time pressure n. zaman baskısı
upward pressure n. yukarıya doğru baskı
intense work pressure n. yoğun iş baskısı
intense work pressure n. yoğun iş temposu
ambient pressure n. ortam basıncı
parental pressure n. aile baskısı
artery pressure n. arter basıncı
family pressure n. aile baskısı
religious pressure n. din baskısı
pressure difference n. basınç farklılığı
internal air pressure n. iç hava basıncı
positive pressure n. pozitif basınç
government pressure n. devlet baskısı
rise of pressure n. basınç artışı
military pressure n. askeri baskı
blood pressure rate n. kan basıncı oranı
final pressure n. bitiş basıncı
final pressure n. son basınç
low-pressure n. alçak basınç
high-pressure living n. baskılı yaşam
wind-pressure n. rüzgar basıncı
grille differential pressure n. ızgara direnci
overburden pressure n. jeolojik yük
overburden pressure n. üst yük
neighborhood pressure n. mahalle baskısı
social pressure n. toplumsal baskı
neighborhood pressure n. toplumsal baskı
external pressure n. dış baskı
ideological pressure n. ideolojik baskı
medium pressure n. orta basınçlı
sharing the pressure n. baskının paylaşılması
mounting pressure n. artan baskı
increasing pressure n. artan baskı
pressure bandage n. basınç bandajı
exam pressure n. sınav baskısı
real pressure n. gerçek baskı
real pressure n. gerçek basınç
room pressure n. oda basıncı
community pressure n. mahalle baskısı
putting pressure n. baskı uygulama
acoustic radiation pressure n. akustik radyasyon basıncı
air pressure n. atmosferik basınç
public pressure n. toplum baskısı
peer pressure n. arkadaş çevresinin gazına gelme
peer pressure n. yaşıtlarca uygulanan sosyal baskı
sea-level pressure n. deniz seviyesi basıncı
sea-level pressure n. deniz seviyesine inmiş hava basıncı
pressure cooker n. patlamaya hazır bomba gibi durum
pressure-cooker n. düdüklü tencere
pressure dome n. basınçlandırılmış kubbe biçimli bina
pressure point n. yatalak hastada statik pozisyon ve sıkışma nedeniyle dolaşım sorunu yaşanabilen bölge
pressure point n. basınç noktası
pressure point n. (akupunktur uygulamalarda) vücutta tedavi amaçlı baskı uygulanan nokta
pressure point n. kan akışını yavaşlatıp kanamayı durdurabilmek için kan damarının altındaki kemiğe doğru sıkıştırılabildiği nokta
pressure point n. kişinin kendi çıkarı için sömürebileceği hassas ve kritik mesele
pressure point n. sorun çıkma ihtimali yüksek nokta
pressure point n. potansiyel problem kaynağı
exert pressure v. basınç uygulamak
put pressure v. baskı yapmak
be under pressure v. baskı altında olmak
take somebody's blood pressure v. tansiyonunu ölçmek
(blood pressure) go up v. tansiyonu yükselmek
apply pressure v. baskı yapmak
put pressure on v. birine baskı yapmak
(blood pressure) drop v. tansiyonu düşmek
bring pressure to bear on v. zorlamak
bring pressure to bear on v. sıkıştırmak
be under pressure v. manevi baskı altında olmak
measure somebody's blood pressure v. tansiyonunu ölçmek
(blood pressure) go down v. tansiyonu düşmek
put pressure on v. birini sıkıştırmak
be under psychological pressure v. psikolojik baskı altında olmak
keep something low (price/quality/pressure) v. düşük tutmak
feel under pressure v. baskı altında hissetmek
be under pressure v. baskı altında kalmak
reduce the pressure v. basınç düşürmek
remain under pressure v. baskı altında kalmak
reduce one's pressure v. basıncını düşürmek
apply pressure v. basınç sağlamak
put pressure v. basınç sağlamak
cause pressure v. basınç sağlamak
put pressure on someone v. iki ayağını bir pabuca sokmak
pressure (someone) v. iki ayağını bir pabuca sokmak
put pressure on someone v. iki ayağını bir pabuca koymak
pressure (someone) v. iki ayağını bir pabuca koymak
put pressure on someone v. birine baskı yapmak
apply pressure v. baskı uygulamak
exert pressure on someone v. birine baskı yapmak
take the pressure off v. üzerindeki baskıyı almak
take the pressure off v. üzerindeki yükü hafifletmek
work at high pressure v. son süratle çalışmak
work at high pressure v. hummalı bir şekilde çalışmak
measure a person's blood pressure v. tansiyonunu ölçmek
feel the pressure v. baskıyı hissetmek
be under a lot of pressure v. çok baskı altında olmak
be under a lot of pressure v. çok baskı altında kalmak
increase the pressure on someone v. birinin üzerindeki baskıyı artırmak
couldn't take the pressure v. baskıyı kaldıramamak
be under pressure at work v. işte baskı altında olmak
step up pressure for v. için baskıyı artırmak/yoğunlaştırmak
be under a lot of pressure v. büyük baskı altında olmak
increase the pressure on v. üzerindeki baskıyı artırmak
turn up pressure v. baskıyı arttırmak
succumb to the peer pressure v. akran/mahalle baskısına boyun eğmek
cause pressure v. baskı oluşturmak
generate/create pressure v. baskı oluşturmak
have high blood pressure v. yüksek tansiyonu olmak
create pressure v. baskı yaratmak
create pressure v. baskı oluşturmak
cause pressure v. baskı yaratmak
place something under pressure v. bir şeyi baskı altına almak
check (one's) blood pressure v. (birinin) tansiyonunu ölçmek
check (one's) blood pressure v. tansiyonuna bakmak
high-pressure v. agresif ve ısrarcı taktiklerle (bir şeyi) satmaya çalışmak
high-pressure v. agresif ve ısrarcı taktiklerle ikna etmeye çalışmak
high-pressure v. ısrarcı, zorlayıcı veya ikna edici argümanlarla teşvik etmek
high-pressure v. baskıcı yöntemlerle üstesinden gelmek
pressure cook v. düdüklü tencerede buhar basıncı ile pişirmek
under pressure adj. baskı altında
earth pressure balancing adj. arazi basıncını dengeleyen
low pressure adj. düşük basınçlı
low pressure adj. alçak basınçlı
positive pressure adj. pozitif basınçlı
high-pressure adj. kararlı
high-pressure adj. azimli
high-pressure adj. güçlü
high-pressure adj. zorlayıcı
low-pressure adj. alçak basınçlı
high-pressure adj. yüksek basınç
high-pressure adj. yüksek basınçlı
low-pressure adj. düşük basınçlı
low-pressure adj. zorlamayan
low-pressure adj. baskı yapmayan
low-pressure adj. hareketli olmayan
low-pressure adj. faal olmayan
low-pressure adj. enerjik olmayan
low-pressure adj. güç uygulamayan
low-pressure adj. kuvvet uygulamayan
low-pressure adj. dolaylı
low-pressure adj. üzerine düşmeden ikna eden
low-pressure adj. kurnazca
low-pressure adj. zekice
low-pressure adj. yormayan
low-pressure adj. yoğun olmayan
low-pressure adj. kayıtsız
low-pressure adj. sakin
at a pressure of adv. -lık basınçta
hop (high oxygen pressure) abrev. yüksek oksijen basıncı
spg (submersible pressure gauge) abrev. oksijen tüplü dalma aygıtında kalan hava miktarını ölçen cihaz
Phrasals
pressure someone into something v. (bir şey için) birine baskı yapmak
pressure (one) into (doing something) v. (birine bir şey yapması konusunda) baskı yapmak
pressure (one) into (doing something) v. (birini bir şey yapmaya) zorlamak
pressure into v. (bir şey) konusunda baskı yapmak
pressure into v. (bir şey) yapmaya zorlamak
Phrases
without pressure expr. baskı olmadan
with pressure mounting expr. baskı giderek artarken
Colloquial
pressure cooker n. kaynayan kazan
pressure cooker n. stres dolu vaziyet
pressure cooker [new zealand] n. kısaltılmış yeterlilik kursuna giden stajyer öğrenci
(blood pressure) drop precipitously v. (kan basıncı) hızla düşmek
high-pressure adj. enerjik
high-pressure adj. agresif ve ısrarcı ikna taktikleri kullanan
high-pressure adj. çok stresli
high-pressure adj. çok gerilimli
high-pressure adj. çok stres yaratan
high-pressure adj. çok gerilim yaratan
high-pressure adj. kuvvetli
high-pressure adj. güçlü
high-pressure adj. hareketli
high-pressure adj. ısrarcı
high-pressure adj. inatçı
high-pressure adj. agresif
high-pressure adj. saldırgan
no pressure expr. sanki hiç baskı yokmuş gibi
no pressure expr. hiç baskı yok yani (ironi)
Idioms
turn up the pressure v. baskıyı artırmak
check (one's) blood pressure v. (birinin) tansiyonunu ölçmek
accede to pressure v. baskılara boyun eğmek
accede to pressure v. baskılara teslim olmak
accede to pressure v. tepkilere karşı koyamamak
get under pressure v. baskı altında olmak
get under pressure v. baskısı altında olmak
be under pressure v. baskı altında olmak
be under the pressure of v. baskısı altında olmak
high-pressure someone into something v. birine bir şey yapması konusunda aşırı baskı yapmak
bow to pressure v. baskıya boyun eğmek
take someone's blood pressure v. tansiyonunu ölçmek
put the pressure on someone v. üzerinde baskı kurmak
yield to pressure v. baskıya yenik düşmek
yield to pressure v. baskıya teslim olmak
yield to pressure v. baskıya boyun eğmek
yield to pressure v. baskıyı istemeyerek kabul etmek
high-pressure (one) into (doing something) v. (birine bir şey yapması konusunda) aşırı baskı yapmak
high-pressure into v. (birine bir şey yapması konusunda) aşırı baskı yapmak
put pressure on (one) v. (birine) baskı yapmak
put pressure on (one) v. (biri) üzerinde baskı kurmak
put pressure on (one) v. (birinin) iki ayağını bir pabuca sokmak
take blood pressure v. tansiyonunu ölçmek
Speaking
don't put that kind of pressure on me expr. bana bu tür bir baskı yapma
the pressure is down expr. basınç düştü
i think you've been under a lot of pressure recently expr. bence son zamanlarda çok baskı altında kaldın
I think we're under enough pressure expr. bence yeterince baskı altındayız
there's a lot of pressure on me expr. üstümde çok baskı var
there's a lot of pressure on me expr. üzerimde çok baskı
Trade/Economic
pressure equipment directive n. basınçlı ekipmanlar yönetmeliği
pressure equipment directive n. basınçlı ekipmanlar yönergesi
simple pressure vessels n. basit basınçlı kaplar
pressure equipment directive n. basınçlı ekipmanlar direktifi
pressure package n. basınçla doldurulan paket
pressure groups n. baskı grupları
pressure equipment n. basınçlı ekipmanlar
pressure groups n. çıkar grupları
contractionary pressure n. daraltıcı etki
inflationist pressure n. enflasyonist baskı
price pressure n. fiyat baskısı
financial pressure index n. finansal baskı endeksi
working pressure n. işletme baskısı
working pressure n. işletme tazyiki
pressure of business n. iş baskısı
crisis pressure n. kriz baskısı
cost pressure n. maliyet baskısı
tyre pressure gauges for motor vehicles n. motorlu taşıt lastiklerinin hava basıncı ölçümünde kullanılan cihazlar
competitive pressure n. rekabet baskısı
competitive pressure n. rekabetçi baskı
selling pressure n. satış baskısı
transportable pressure equipment n. taşınabilir basınçlı ekipmanlar
production pressure n. üretim baskısı
tax pressure n. vergi baskısı
high-pressure selling n. zorlama satış
pressure groups n. yürütme ve yasama organları üzerinde baskı yapan çıkar grupları
upward pressure n. yukarıya doğru baskı
consumer pressure n. tüketici baskısı
Politics
pressure group [usa] n. aktif olarak yasama organını etkilemeye çalışan bir grup insan
downward pressure n. bastırıcı güç
standing committee on the approximation of the laws of the member states concerning pressure equipment n. basınçlı ekipmana ilişkin üye devlet kanunlarının yakınlaştırılması daimi komitesi
pressure group n. baskı grubu
committee for the adaptation to technical progress of legislation to remove technical barriers to trade in pressure vessels n. basınçlı kaplar ticaretindeki teknik engellerin kaldırılmasına ilişkin mevzuatın teknik ilerlemeye uyarlanması komitesi
pressure groups n. baskı grupları
pressure group n. çıkar grubu
foreign pressure n. dış baskı
diplomatic pressure n. diplomatik baskı
religious pressure n. dinsel baskılar
inflation pressure n. enflasyonist baskı
pressure groups n. etki grupları
ethnic pressure groups n. etnik baskı grupları
pressure groups n. güç odağı
pressure groups n. güç odakları
political pressure n. politik baskı
political pressure n. siyasi baskı
political pressure n. siyasal baskı
upward pressure n. yükseltici baskı
pressure group n. savunma grubu
Technical
air pressure n. atmosferik basınç
air pressure n. atmosfer basıncı
low pressure test n. alçak basınç deneyi
low pressure unit n. alçak basınç ünitesi
fluid pressure n. akışkan basıncı:
weighted sound pressure levels n. ağırlıklı ses basınç seviyeleri
zone of excess pressure n. aşırı basınç bölgesi
low pressure thermostatic mixing valve n. alçak basınçlı termostatik karışım vanası
low pressure fan n. alçak basınç fanı
low-pressure blades n. alçak basınç kanatları
safeguards against excessive pressure n. aşırı basınca karşı güvenlik tertibatları
low-pressure stage n. alçak basınç kademesi
low pressure boiler n. alçak basınçlı buhar kazanı
excess pressure test n. aşırı basınç deneyi
maximum rate of pressure rise n. azami basınç yükselme oranı
low air pressure test n. alçak hava basıncı deneyi
measuring the pressure of a fluid n. akışkanın basıncını ölçme
low-pressure casing n. alçak basınç gövdesi
weighted sound pressure level n. ağırlıklı ses basınç seviyesi
fluid pressure forming n. akışkan basınçlı biçimleme
low-pressure air conditioning system n. alçak basınçlı klima sistemi
safety device for protection against excessive pressure n. aşırı basınca karşı koruma için emniyet cihazı
low-pressure blade ring n. alçak basınç kanat çemberi
low-pressure inner casing n. alçak basınç iç gövdesi
low pressure hot water n. alçak basınçlı sıcak su
low pressure steam generator n. alçak basınçlı buhar üreteci
pressure gauge n. azami basınç düzengeci manometresi
excess pressure test n. aşırı gerilim deneyi
a-weighted sound pressure level n. a ağırlıklı ses basınç seviyesi
low pressure fan n. alçak basınç fanı
low pressure safety cut-out n. alçak basınç emniyet şalteri
low pressure sodium vapour n. alçak basınçlı sodyum buharı
adsorption pressure n. adsorbsiyon basıncı
flow pressure n. akış basıncı
fluid pressure n. akışkan basıncı
liquid pressure n. akışkan basıncı
flowing pressure n. akma basıncı
acrylate-based pressure sensitiveadhesive n. akrilat temelli basınç duyarlı yapışkan
axial pressure n. aksiyel basınç
active rankine pressure n. aktif rankine basıncı
coefficient of active earth pressure n. aktif toprak basıncı katsayısı
active soil pressure n. aktif zemin basıncı
acoustic pressure n. akustik basınç
accumulator pressure n. akümülatör basıncı
low pressure n. alçak basınç
low-pressure main steam extraction line n. alçak basınç ana buhar hattı
low-pressure bypass line n. alçak basınç baypas hattı
low-pressure section n. alçak basınç bölümü
low-pressure steam inlet n. alçak basınç buhar girişi
low pressure hose n. alçak basınç hortumu
low-pressure condensing turbine n. alçak basınç kondensasyon türbini
low pressure control n. alçak basınç kontrolü
low-pressure preheater n. alçak basınç ön ısıtıcısı
low-pressure rotor n. alçak basınç rotoru
low-pressure cylinder n. alçak basınç silindiri
low-pressure shaft n. alçak basınç şaftı
low pressure turbine n. alçak basınç türbini
low-pressure turbine n. alçak basınç türbini
low pressure steam n. alçak basınçlı buhar
low-pressure steam n. alçak basınçlı buhar
low pressure steam heating n. alçak basınçlı buharla ısıtma
low pressure heating n. alçak basınçlı buharlı ısıtma
low pressure fan n. alçak basınçlı fan
low-pressure gasholder n. alçak basınçlı gazometre
low-pressure air hose n. alçak basınçlı hava hortumu
low-pressure hot water heating n. alçak basınçlı sıcak su ısıtma
low pressure system n. alçak basınçlı sistem
low pressure intake n. alçak basınçlı sualma ağzı
low pressure intake n. alçak basınçlı sualma yapısı
low-pressure sprinkler n. alçak basınçlı yağmurlayıcı
low air pressure n. alçak hava basıncı
unfired pressure vessel n. alev almayan basınçlı kap
bottom water pressure n. alt basınç
uplift pressure n. alttan kaldırma basıncı
main steam pressure n. ana buhar basıncı
rapid pressure rise n. ani basınç artışı
anisotropic pressure n. anizotrop basınç
anisotropic pressure n. anizotropik basınç
instantaneous sound pressure n. anlık ses basıncı
nominal pressure n. anma basıncı
abnormal cylinder pressure n. anormal silindir basıncı
intermediate pressure n. ara basınç
earth pressure balancing n. arazi basıncını kazılan malzemeyle dengeleyen
back-pressure n. arka basınç
increasing hydroulic pressure n. artan hidrolik basınç
extended-pressure scanning electron microscope n. artırılmış basınçlı taramalı elektron mikroskobu
downstream pressure n. aşağı yönde basınç
downstream pressure n. aşağı yönlü basınç
excess pressure n. aşılan basınç
protection against excessive pressure n. aşırı basınca karşı koruma
excess pressure n. aşırı basınç
surplus pressure n. aşırı basınç
extreme pressure n. aşırı basınç
excessive pressure n. aşırı basınç
extreme pressure fluid lubricant n. aşırı basınç sıvı yağlayıcı
over-pressure valve n. aşırı basınç ventili
zone of excess pressure n. aşırı basınç zonu
excess porewater pressure n. aşırı gözenek suyu basıncı
excess hydrostatic pressure n. aşırı hidrostatik basınç
firing pressure n. ateşleme basıncı
atmosphere pressure n. atmosfer basıncı
barometric pressure n. atmosfer basıncı
atmospheric pressure n. atmosfer basıncı
gauge pressure n. atmosfer basıncı üzerindeki basınç
determination of water absorption at atmospheric pressure n. atmosfer basıncında su emme tayini
steam pressure above atmospheric n. atmosfer üstündeki buhar basıncı
atmospheric exhaust pressure n. atmosfere salma basıncı
pressure close to atmospheric pressure n. atmosferik basınca yakın basınç
atmospheric pressure n. atmosferik basınç
atmospheric pressure condenser n. atmosferik basınçlı kondenser
adjustable pressure limiting valve n. ayarlanabilen basınç limitörü
cracking pressure n. ayırma basıncı
dissociation pressure n. ayrışım basıncı
reduced pressure n. azaltılmış basınç
peak pressure n. azami basınç
maximum working pressure n. azami çalışma basıncı
maximum explosion pressure n. azami patlama basıncı
maximum sound pressure level measurement methodology n. azami ses basınç seviyesi ölçüm metodolojisi
pressure cut-out n. basınç kesilmesi
pressure-volume diagram n. basınç-hacim diyagramı
protection against water pressure n. basınçlı suya karşı muhafaza
pressure regulator n. basınç ayar regülatörü
pressure pipe n. basınç hattı
pressure-distribution diagram n. basınç dağılım diyagramı
pressure face n. basınç yüzü
pressure effect n. basınç etkisi
pressure compounded turbine n. basınç basamaklı türbin
pressure feed n. basınçla takviye
pressure sensitive wire n. basınca duyarlı tel
pressure class n. basınç sınıfı
precision pressure casting n. basınçlı hassas döküm
pressure relief valve n. basınç kontrol vanası
pressure governor n. basınç regülatörü
pressure die casting n. basınçlı pres döküm
common provisions for pressure vessels and methods for inspecting them n. basınçlı kaplar ve bu kapların muayene yöntemlerinin ortak hükümleri
pressure feedback egr n. basınç geribesleme egr
pressure relief valve n. basınç giderme valfi
pressure gradient n. basınç gradyanı
pressure area n. basınç alanı
pressure limiting device n. basınç sınırlandırma mekanizması
centre of pressure n. basınç merkezi
pressure oil control n. basınçlı yağ reglajı
pressure breaker valve n. basınç kırıcı vana
pressure tightness n. basınç sıkılığı
pressure gradient n. basınç eğimi
digestion under pressure n. basınç altında parçalama
decrease in pressure n. basıncın düşmesi
pressure gradient n. basınç gredyeni
pressure sensitive mat n. basınca duyarlı altlık
characteristic pressure n. belirgin basınç
pressure atomizing burner n. basınçla toz haline getirme brülörü
pressure gas welding n. basınçlı gaz kaynağı
pressure deaerator n. basınçlı degazör
pressure tester n. basınç deney cihazı
non pressure balanced foot-valve n. basınç dengesi olmayan ayar vanası
pressure gauge clutch n. basınç göstergesi kavraması
pressure plug n. basınç fişi
pressure hydrometer method n. basınçlı hidrometre metodu
pressure grouting plant n. basınçlı enjeksiyon tesisi
pressure tank n. basınç deposu
thermoplastic pressure piping n. basınçlı termoplastik boru
pressure dyeing n. basınçlı boyama
pressure water n. basınçlı su
pressure chamber n. basınç odası
pressure filter n. basınçlı süzgeç
pressure oil supply pipe n. basınçlı yağ besleme hattı
pressure range n. basınç bölgesi
pressure measurement n. basınç ölçümü
pressure oil n. basınçlı yağ
pressure-creosoted timber n. basınçlı kreozotlanmış kereste
pressure cast patterns n. basınçlı dökülmüş modeller
pressure retaining capability n. basıncı sabit tutma kapasitesi
pressure coefficient n. basınç katsayısı
pressure air n. basınçlı hava
pressure gauge n. basınç göstergesi
safety switching devices for limiting the pressure n. basıncın sınırlandırılmasında kullanılan emniyet cihazları
increase in pressure n. basınç yükselmesi
pressure and non-pressure applications n. basınçlı veya basınçsız uygulamalar
pressure-regulating valve n. basınç reglaj valfi
pressure compensated pump n. basıncı dengelenmiş pompa
oil pressure atomizing nozzle n. basınçlı yağ püskürtme memesi
pressure accumulator n. basınç toplayıcı
pressure difference n. basınç farkı
pressure compounded impulse turbine n. basınç basamaklı aksiyon türbini
pressure-reducing station n. basınç düşürme istasyonu
resistance of joints to pressure cycling n. bağlantıların basınç çevrimine mukavemeti
simple unfired serially made pressure vessel n. basit alev almayan seri olarak üretilen tank
pressure-sensitive adhesive tape n. basınca duyarlı yapışkan şerit
pressure head n. basınç yüksekliği
non pressure type n. basınçsız tip
pressure resistance n. basınç dayanımı
pressure unit n. basınç tertibatı
increase of pressure n. basınç artışı
pressure load n. basınç yükü
pressure law n. basınç kanunu
high-pressure feedwater heater n. besleme suyu yüksek basınç ön ısıtıcısı