Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | retired adj. | emekli | ||
These differences in fiscal treatment may well lead to problems in labour mobility and mobility for the retired. Mali muameledeki bu farklılıklar işgücü hareketliliğinde ve emeklilerin hareketliliğinde sorunlara yol açabilir. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | retired adj. | emekli | ||
I never waste time speculating about retired spymasters and their associates. Emekli istihbarat şefleri ve onların ortakları hakkında spekülasyon yaparak boşa zaman harcamam. More Sentences |
||||
Insurance | ||||
Insurance | retired adj. | emekli | ||
RVing is popular among retired couples. Karavancılık emekli çiftler arasında popülerdir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | retired adj. | inzivaya çekilmiş | ||
General | retired adj. | kuytu | ||
General | retired adj. | gözden uzak | ||
General | retired adj. | bir köşeye çekilmiş | ||
General | retired adj. | münzevi | ||
General | retired adj. | tekaüt | ||
General | retired adj. | ıssız | ||
General | retired adj. | ücra | ||
General | retired adj. | uzak | ||
Ottoman Turkish | ||||
Ottoman Turkish | retired adj. | mutekait | ||
Slang | ||||
Slang | retired n. | ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış kimse | ||
Slang | retired n. | ömür boyu hapis cezası almış kimse |